SiteAna Sayfa
Güllük Dergisi
Şairlerimiz
Arama
Üyeler
Video
Yardım
Giriş Yap
Kayıt Ol
Oturum Aç
Kullanıcı Adı:
Şifre:
Şifremi Hatırlat
Beni Hatırla
Your browser does not support the audio element.
Akdeniz Radyo istek
Tıklayın-Okuyun/Güllük Dergisi
Web'de Ara
Sitede Ara
0 Oy - 0 Yüzde
1
2
3
4
5
Konu Modu
Dünya Dili Türkçe
Site Yönetimi
Admin
Üyelik tarihi:
Jan 2008
Mesaj Sayısı:
12,518
Konu Sayısı:
11,588
#1
26/04/2009, 18:57
Dünya Dili Türkçe
Yine kendine has koltuğunda oturuyordu. Büyükçe salon ve salonun duvar diplerinde çeşitli çiçekler sanki misafirlere tebessüm ediyorlardı. Gün ışığı pencereden içeriye alçak gönüllü bir yolcu gibi süzülüyordu. Bazen misafirlerin saçlarını okşuyor ve bazen de koltuğunda mütebessim oturan nur adamın çehresine aydınlık sunuyordu. Hayır hayır bu ona aydınlık sunuyor diye isimlendirilemezdi. Ondan aydınlık derliyordu ışık. Sonra güneşe taşıyordu bu derlediği nurları.
Ya dudaklardan dökülen kelimeler. Onları kim derliyordu şimdi. Onları kim derleyecek elbette misafirler.
İçi mânâ yüklü kelimeler, cümleler tuba dalı gibi ağıyor ve misafirlerin gönül dudaklarına kadar uzanıyordu. Misafirler bir sofradan değil, güzel söz ve belâgat dallarından topluyorlardı yemişlerini. Turfanda meyvelerini.
Sohbet olurken bir taraftan da çay servisi yapılıyor ve çay bardaklarında kaşıkların çıkardığı sesler havayı dağıtmamak için oldukça tiz perdeden akıp gidiyordu. Misafirler bardakların çeperlerine değdirmeden sadece suyunu dalgalandırarak çaydaki şekerleri eritmeye çalışıyordu.
Bir ara bir genç şöyle bir soru sordu koltukta mehip bir şekilde oturan vakur adama.
“Türkçe’yi gelecekte dünya dili haline getirmeye mecburuz.” diyorsunuz. Bu sözünüzü biraz açar mısınız?
Nur çehreli adam gözleriyle bilinmez bir ufka bakıyor gibiydi. Bakışları o an daha da derinleşti. Evvelce söylemiş olduğu sözü hatırladı. Bu sözün elbette bu gün için boyutlarını anlamak oldukça müşküldü.
Böyle Avrupa kapılarında dilencilik eden bir milletin boyunu aşkın bir hayaldi bu. Ama her hayal gerçekleşebilirdi. Çalışılırsa aşılmayacak yokuş yoktu.
Önemli olan azmi elden bırakmamak ve Ferhat gibi engel ve badirelere kazmayı yılmadan bir ömür boyu vurabilmekti.
Bu süreklilik nice dağları deler, nice tepeleri dümdüz ederdi.
O sıra aklına Hay bin Yakzan’ın gözlemi geldi. Bir yerden damlayan suyun bir taşı nasıl deldiği gözlemi.
“Evet!” dedi o an. “Bu söz mühim bir vazifeyi beraberinde getiriyor.
Şu gün bu sözü yerine getirmeye her zamankinden daha muhtacız.
Belki farz gibi bir şey.
Türkiye’nin yeni Türk dünyası ile tanışıp kaynaşması, Avrupa, Amerika, Avustralya’da yetişen Türk nesillerinin mevcudiyeti, Türkçe’nin bir dünya dili haline gelebileceğinin emareleri sayılır. Ayrıca dilin, kültürle yakın münasebetinin olduğu, hatta onun bir buudunu teşkil ettiği düşünülecek olursa, Türkçe’nin dokuz asırdan beri bir arada yaşamış bir topluluğun ortak dili olduğu avantajı da söz konusu.”
Bu sırada gözleri daha da derinlere bakar gibiydi. Tarih deyince onun yüzü bir başka hâl alır. Acı-tatlı günler sanki gözünün önünden tek tek geçerdi. Ama o bir bahçeden bal almasını bilen arılar, kelebekler gibi hayalini güzellik çiçekleri üstünde dolaştırır ve alacağı balı alır gönüllere takdim ederdi. İşte yine aynı hâl, aynı aydınlık çehre, aynı bakışlar bu iklimden bir şeyler toplayıp, sunmanın sevinci ve hazzıyla tebessüm içindeydi. Sözlerine şöyle devam etti:
“Evet Türkçe Selçuklular’dan beri bu topraklar üzerindeki- her ne kadar o dönemde devletin resmî dili olmasa bile- halk tarafından konuşulagelen bir dildir. Bu bakımdan bizim, Orta Asya’daki milletlerle aramızdaki ortak değerin gün yüzüne çıkartılıp, beklenen o engin kültür zenginliğinin sağlanması ve yetmiş yıl süren kopuk ilişkilerin aşılarak Türkçe’nin geliştirilmesi geleceğimiz adına çok önemlidir.”
Burada önce, çevredeki çiçekler sonra misafirler üzerinde bakışlarını dolaştırdıktan sonra sanki zorlu bir şeyin bizi beklediğini anlatır gibi yüzü hüzünlü bir hâl aldı. Belli ki bir aşılması gerekli engelden söz edecekti. Sözlerine şöyle devam etti:
“Diğer taraftan Batı ile entegrasyon sağlanması, mesela teknolojinin gelişmesi ile elde edilen yeniliklerden haberdar olma, yani bilgi ve teknoloji transferi ile çağın bütün varidatının benimsenmesi de yine Türkçe’nin ortak dil olmasına bağlıdır.”
Bu sırada bakışları biraz ötede sehpanın üzerinde duran Kur’ân’a çevrildi. Sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hz. Musa (a.s) Eyke’de Şuayb (a.s) gibi bir söz sultanı ile tanışınca kendi kendine: ‘Rabbim, benim göğsümü aç. Bana işimi kolaylaştır. Dilimden düğümü çöz. Ki sözümü anlasınlar.’ demişti. Burada dikkatimizi çeken husus; kalbin inşiraha mazhar olması ve maksadın rahatlıkla ifade edilebilmesi için, dilin maksadı ifadede hiçbir şeye takılmaması gerektiğidir. Evet bir peygamber olan Hz. Musa’nın mesajını sunabilmesi için böyle bir istekte bulunması çok yerinde bir harekettir. Hz. Musa’da bir istek halinde ortaya çıkan bu hususun, Efendimiz’de Allah’ın bir lütfu olarak; “Biz senin kalbine inşirah vermedik mi?” ayetiyle, mevhibe ve minnet ufkunda tecellisine şahit oluruz. Yani Hz. Musa (a.s)’ın Rabbinden istediği şey, Efendimize bir nimet olarak verilmiş ve onun şükran duyguları coşturulmuştur.
Yine Efendimiz, “Beyanda sihir vardır.” diyerek gelecekte her şeyin gücünü beyandaki edadan alacağını haber vermiştir.”
Her “Efendimiz” sözü geçtikçe yüzünde ayrı bir aydınlık tayfları dolaşıyordu nur çehreli adamın. Sanki Efendimiz sözüyle maziye seyahat ediyor ve o yüce kametin ikliminden alacağını alıp misafirlere sunuyordu. Bu sunuş konuşmanın içine bazen birkaç damla gözyaşı ve bazen ağlamaklı bir çehreyle sirayet ediyordu. Sözlerine şöyle devam etti:
“Ayrıca Adem (a.s)’e öğretilen isimler Efendimiz’de daha bir açıklığa kavuşturulmuştur. Efendimiz (s.a.s) ahir zaman peygamberi olduğuna göre bu da bir mânâda ahir zamanda ilmin öne çıkacağına işarettir. Evet çağımızda her şey ilme bağlıdır. Ve artık bizler bir ilim çağını yaşıyoruz. Ancak bunun insanlığa sunulması meselesine gelince o gücünü beyandaki edadan alacaktır.
Günümüzde koskocaman bir Türk dünyası olarak bu fonksiyonları eda edebilmek için yarım yamalak bir Farsça, bir Arapça ve İngilizce ile bir şeyler yapamayız ve hedefe ulaşmamız oldukça zordur. Bu itibarla Türkçenin böylesi önem arz etmesi, başta edebiyatçılar olmak üzere, herkese ciddi sorumluluklar yüklemektedir. Bu açıdan sadece mevcudu öğrenip-öğretmekle kalmayıp; büyük istidatlar yetiştirerek, onlara ciddi sorumluluklar yüklememiz ve dilimizin gelecekte çok ileri bir seviyede temsil edilmesini sağlamamız gerekmektedir. Bu sebepten bir taraftan dilin kendi kurallarına uygun kelime türetirken, diğer taraftan da asırlardan beri kullanıla kullanıla dilimize mal olmuş kelimelerin muhafazasının zaruretine inanıyorum.. Evet millete mal olmuş bu kelimeler artık bizimdir ve dil zenginliğimizin bir buududur.”
Bu sırada yine tarihe doğru bir yolculuk yaptığı her halinden belliydi. Gözlerini kıstı. Bir şeyleri daha iyi gerebilmek için sanki ufuklar ötesine bakıyor gibi bir hâli vardı. Dudaklarından dökülen cümleler bizi zannımızda yalan çıkarmadı. Bir güzide yolculuktan çiçekler gelmişti işte bize. Bir tarihi hakikat önümüze serilmişti nakış nakış, rengârenk çiçekler gibi. “Meselâ medreselerimizde okutulan eski kitaplara baktığımızda o dönemde kullanılan dille bir şey ifade edebilmek için günümüzde olduğu gibi istidradi birtakım açıklamalara ihtiyaç duymayacak ölçüde bir derinliğe, bir zenginliğe sahip olduğunu görürüz. Bana göre bunlar tekrar gözden geçirilerek mutlaka değerlendirilmelidir. Günümüzün gençleri, onu anlamıyor diye bu zenginliğin bir kenara atılması kat’iyen doğru olmaz.
Günümüzde her zamankinden daha geniş imkanlara sahip bulunuyoruz. Bugün, Türkçeye hakim insanlar, konferans, seminer, panel ve sempozyumlarla meselenin önemini vurgulayabileceği gibi, gazete, TV, dergi gibi yazılı ve görsel medyayı, bu önemli neticeye ulaşmada vasıta olarak kullanılabilir. Milletimizin kendini bütün dünyaya anlatabilmesi, yeniden isbat-ı vücut edebilmesi bir açıdan Türkçe’nin dünya dili haline getirilmesine bağlıdır.” Burada çaylar tekrar tazelendi. Koltuğunda oturan adam yanındaki sehpanın üzerindeki fağfur renkli çayını alıp, hurma ile yudumlarken bir taraftan da konuşmasına devam ediyordu. “Son olarak sübjektif bir değerlendirmemi arz etmek istiyorum. Benim eskiden beri Türkçeye karşı ayrı bir sevgim, hatta özlemim var. Meselâ bana Arapça -ki Kur’ân dilidir- ile Türkçe arasında her iki dilde de aynı ölçüde yazı yazma kabiliyeti verilseydi, ben Türkçe’yi seçer ve Sultanü’ş-Şuarâ, Baki’nin şairane ifadesini, Şeyh Galip’in mânâdaki derinliğini, Mehmet Akif’in samimiyetini satırlarım arasında cem etmek isterdim, ama heyhat…
Hâsılı geleceğe emin adımlarla yürüyen Türkiye ve Orta Asya dünyası, Türkçeyi mutlaka dünya dili haline getirme mecburiyetindedir.”
Sorunun cevabı bitmişti. Misafirlerin gözleri ışıl ışıl parlıyordu. Şimdi karşılarında bir Türkçe aşığı zatı görmenin ve dinlemenin memnuniyeti her hallerinden belli oluyordu.
Bir süre sonra yerinden kalkan nur yüzlü adam odasına giderken, misafirler aldıkları dil gıdasının ve bunun eşliğinde ledünnî hazzın doygunluğuyla ona hayranlıkla bakıyorlardı.
Şeref Akın
Alıntı
Tweet
Benzeyen Konular
Konu:
Yazar
Cevaplar:
Gösterim:
Son Mesaj
TÜRKÇE'YE KARŞI SORUMLULUĞUMUZ
Site Yönetimi
0
1,089
26/04/2009, 19:17
Son Mesaj
:
Site Yönetimi
Bilim Dili ve Türkçe
Site Yönetimi
0
1,371
26/04/2009, 19:13
Son Mesaj
:
Site Yönetimi
Bilim,Teknoloji Ve Türkçe
Site Yönetimi
0
1,517
26/04/2009, 19:06
Son Mesaj
:
Site Yönetimi
BİLİŞİM TERİMLERİ ile "TÜRKÇE" ÜZERİNE
Site Yönetimi
0
1,346
26/04/2009, 19:03
Son Mesaj
:
Site Yönetimi
Değindiği Toprağı Yurtlaştıran Dil: Türk Dili
Site Yönetimi
0
1,345
26/04/2009, 19:02
Son Mesaj
:
Site Yönetimi
Bir imparatorluk dili: TÜRKÇE
Site Yönetimi
0
1,112
26/04/2009, 18:53
Son Mesaj
:
Site Yönetimi
Türkçe Dünya Dilidir
Site Yönetimi
0
1,189
26/04/2009, 18:50
Son Mesaj
:
Site Yönetimi
Türkçe için el ele!
Site Yönetimi
0
1,255
26/04/2009, 18:49
Son Mesaj
:
Site Yönetimi
Türkçe'nin Üstünlükleri
Site Yönetimi
0
1,301
26/04/2009, 18:42
Son Mesaj
:
Site Yönetimi
TÜRKÇE VARSA BIZ VARIZ !
Site Yönetimi
0
972
26/04/2009, 18:41
Son Mesaj
:
Site Yönetimi
Lütfen seçim yapın:
--------------------
Özel Mesajlar
Kullanıcı paneli
Kimler Çevrim içi
Arama
Ana Sayfa
GÜLCE EDEBİYAT AKIMI
-- GÜLCE ŞİİR TÜRLERİNE GÖRE ŞİİRLER
---- BULUŞMA
---- ÇAPRAZLAMA
---- TRİYOLEMSİ
---- ÜÇGÜL
---- ÜÇGEN
---- DÖNENCE
---- TOKMAK
---- AKROSTİK
---- SONE'M
---- GÜLCE
---- TEKİL
---- YİĞİTCE
---- YUNUSCA
---- BAHÇE
---- SERBEST ZİNCİR
---- ÖZGE
---- GÜLİSTAN
---- YEDİVEREN
---- TUĞRA
-- GÜLCE YAZAN ŞAİRLERİMİZİN GÜLCE ve DİĞER ŞİİRLER
---- (H)
------ Harun YİĞİT
------ Harun YİĞİT
------ Hasan ULUSOY
------ Hasan ULUSOY
------ Hatice ALTAŞ(Asi Çiçek)
------ Hatice ALTAŞ
------ Hacer KOZAN
------ Hatice KATRAN
------ Hatice KATRAN
------ Hikmet ÇİFTÇİ
------ Hülya EKMEKÇİ
------ Hülya EKMEKÇİ
---- (I-İ)
------ İbrahim COŞAR
------ İbrahim COŞAR
------ İbrahim İMER
------ İbrahim İMER
------ İbrahim ETEM EKİNCİ
------ İbrahim ETEM EKİNCİ
------ İhsan ERTEM
------ İhsan ERTEM
------ İsmail KARA(Karozan)
------ İsmail KARA(Karozan)
---- (K)
------ Köksal KIRLIOĞLU
---- (M)
------ Mahir BAŞPINAR
------ Mahir BAŞPINAR
------ Mehmet NACAR
------ Mehmet NACAR
------ Mehmet ALUÇ
------ Mehmet ALUÇ
------ Mehmet ALUÇ
------ Mehmet ÖZDEMİR
------ Mehmet ÖZDEMİR
------ Meltem ARAS
------ Meral ADAK
------ Meral ADAK
------ Melahat TEMUR
------ Mevlüde DEMİR
------ Mevlüde DEMİR
------ Miktad BAL
------ Miktad BAL
------ Mübeccel Zeynep ÜNALAN
------ Mübeccel Zeynep ÜNALAN
------ Muhammed İsa ÖZTÜRK
------ Muhammed İsa ÖZTÜRK
------ Mehmet Ziya DİNÇ
------ Mehmet Ziya DİNÇ
------ Mustafa CEYLAN
------ Mustafa CEYLAN
------ Mustafa CEYLAN
------ MUSTAFA CEYLAN(Editör)
-------- Mustafa CEYLAN
---------- Mustafa CEYLAN(On Punto Yazıları)(Makaleler)
---------- GÜNE BAKIŞ
---------- TAŞ YAĞMURU(Ceylan'ın kaleminden)
---------- Hakkında Yazılanlar
---------- DİĞER ŞİİRLERİ
---------- Hayatı
---------- Sanatı
---------- Hocaları
---------- Çocukluğu
---------- Gençliği
---------- Özlü Sözleri
---------- Önsöz Yazdığı Kitaplar
---------- Siyasete İlgisi
---------- Bestelenen Şiirleri
---------- Fotoğrafları
---------- Mühendisliği
---------- Düzenlediği Etkinlikler
---------- Konferansları
---------- Yer Aldığı Antolojiler
---------- Kitapları
---------- EZAN SUSMAZ Kitabı içindekiler
---------- "YANDI BU GÖNLÜM"-Hacı Bayram Veli Kitabı içindekiler
---------- TAHİR KUTSİ MAKAL Kitabı İçindekiler
---------- SEĞMEN RUHU Kitabı İçindekiler
---------- TOROSLARIN TÜRKÜSÜ Romanı
---------- Armağan-2(AHMET TUFAN ŞENTÜRK İÇİN NE DEDİLER?)Kitabı içindekiler
---------- Armağan-1(ANILAR KORİDORU İÇİNDE SARIVELİLER)Kitabı
---------- YARALI CEYLAN Şiir Kitabı İçindekiler
---------- PAŞA GÖNLÜM Şiir Kitabı İçindekiler
---------- Kırat Geliyor Kitabı İçindekiler
---------- Her Yönüyle YENİMAHALLE Kitabı
---------- Tarihi ve Folkloruyla Elmadağ Kitabı İçindekiler
---------- Köylerimiz Kitabı İçindekiler
---------- Köyümüz Yeşildere Kitabı İçindekiler
---------- Bayramlar Haftalar Günler Kitabı
---------- Ahmet Tufan Şentürk Kitabı
---------- Halil Soyuer Kitabı
---------- Detanlaşan Köylü İsa Kayacan Kitabı
---------- Abdullah Satoğlu Kitabı
---------- Güzide Taranoğlu Kitabı
---------- Gülendenin Beşiği Kitabı
---------- GÜLLÜK ANTOLOJİ (2006)Kitabı
---------- GÜLLÜK ANTOLOJİ(2007)Kitabı
---------- CEYLAN-Tahliller-MAKALELER-Görüşler
---------- Güllük Dergileri
---------- Kapodokya Güneşleri Kitabı
---------- Bir Yanardağ Fışkırması Kitabı
---- (P-R)
------ Rahime KAYA
------ Rahime KAYA
------ Refika DOĞAN
------ Refika DOĞAN
------ Ramazan EFE
------ Ramazan EFE
------ Rengin ALACAATLI
---- (S-Ş)
------ Sabiha SERİN
------ Sabiha SERİN
------ Serap HOCA(Serap ÖZALTUN)
------ Serap HOCA(Serap DEMİRTÜRK)
------ Süleyman KARACABEY
------ Süleyman KARACABEY
------ Serdar AKKOÇ
------ Serdar AKKOÇ
------ Sevgili ÖZBEK
------ Sevgili ÖZBEK
------ Şemsettin DERVİŞOĞLU
------ Şemsettin DERVİŞOĞLU
------ Şükran GÜNAY
------ Şükran GÜNAY
---- (T-U-Ü-V)
------ Turan UFUKTAN
------ Ümran TOKMAK
------ Ümran TOKMAK
---- (Y-Z)
------ Yusuf BOZAN
------ Yüksel ERENTÜRK
------ Yusuf BOZAN
------ Yüksel ERENTÜRK
------ Yusuf Ziya KARAHASANOĞLU
------ Zübeyde GÖKBULUT
------ Zübeyde GÖKBULUT
------ Yıldız TOKSÖZ
------ Yıldız TOKSÖZ
GÜLCE'YE DAİR
-- GÖRÜŞLER
---- Gülce Nedir?
---- Gülce ve Ozanlık
---- Gülce Manifestosu
---- 5 Hececiler ve Gülce
---- Garip Akımı ve Gülce
---- Fecr-i Ati ve Gülce
---- Hisarcılar ve Gülce
---- Neyzen Tevfik, Aşk
---- Mazmunlar
---- Gülce Ne Değildir?
---- Hece Vezni ve Gülce
---- Serbest Şiir ve Gülce
---- Aruz Vezni ve Gülce
---- Gülce ve Zolal
---- Gülce Tarihinden
---- GÜLCE-(Atölye)-Video Dersler
------ Gülce Etkinlikleri
------ Kurucular Beyanı
------ Gülce 2009
------ Doğru Yaz/Konuş
------ Gülce-2010 Projeleri
------ Gülce-2011 Projeleri
------ Üstad Necip Fazıl'dan
------ Gülce-Aruza Dair
------ Öneriler-Çalışmalar
------ GÜLLÜK DERGİSİ
------ Gülce'ye Öneriler
------ Röportajlar
------ Negatif Bakışlara
------ Aleyhimizdekiler
------ M.E.B' na
---- Gülce'de Mesajlar-Projeler
------ Gülce-Güldeste(1)
------ Destanlarımız
------ Dede Korkut
------ Öncü Kadınlarımız
------ Peygamberlerimiz
------ Nutuk(Gülce)
------ Nutuk(Z.Korkmaz)
------ Kutlu Hanımlar
------ Ozanlarımız
------ NasrettinHoca
------ Yedi Askı
GÜLCE TÜRK ŞİİR AKADEMİSİ
-- Şiir Akademisi
---- Şiir Akademisi
------ HALK EDEBİYATI
-------- DİVAN EDEBİYATI
-------- BATI EDEBİYATI
-------- YENİ TÜRK EDEBİYATI
---- Hece Vezni' ne Dair
---- Şiir Tahlilleri
---- Aruz Vezni' ne Dair
---- Hiciv Tarihinden
---- Ustalardan Şiirler
---- Ustalardan Makale
---- Aramızdan Ayrılanlar
------ Ustalardan Şiirler
-------- A. Tufan ŞENTÜRK
-------- DİLAVER CEBECİ ANISINA
---- Şiir Üstüne (Serbest)
---- Atışma Sayfamız
---- Denemeler-Makaleler
---- Şiirde Dönüşüm
---- Şiir ve Anlatım
-- Türk Edebiyatı Şiir Türleri
---- Şiir Türleri
---- İslâmiyet Öncesi
---- Servet-i Fünun
---- Garip Şiirler
---- Akımlar
---- Edebî Sanatlar
---- Söz Sanatları
---- Şair Padişahlar
---- Şiir Tarihimizden
---- Yıllara Göre Edebiyat
---- Mehmet Nacar
DÜNYA EDEBİYATI
-- Dünyadan Şiir Türleri
---- Burns Stanza
---- Choka
---- Go Vat
---- Catena Rondo
---- Onegin Stanza
---- Canzonetta
---- Bauk Than
---- Rhupunt-Galce
---- Septilla
---- Viator
---- Luc Bat
---- Tritena
---- Pantoum
---- Shakespeare Sonnet
---- Diamonte
---- Villanelle
---- Hutain
---- Hex Sonnata
---- Hexaduad
---- Haynaku
---- Harrisham Rhyme
---- Guzzande
---- Gratitude
---- Glosa
---- Garland Cinquain
---- Fornlorn Suicide
---- DÜNYA EDEBİYATI
---- Dünyadan Destanlar
---- Dünyadan Şiirler
KAYNAKÇA
-- Konularına Göre Şiirleriniz
---- Aşk Şiirleriniz
---- Atatürk Şiirleriniz
------ 23 Nisan Şiirleri
------ Atatürk'e Dair
---- Kahramanlık Şiirleriniz
---- Doğa Şiirleriniz
------ 2009 Yılı Sayılarımıza
---- Taşlama Şiirleriniz
---- Gurbet Şiirleriniz
---- Tasavvuf Şiirleriniz
---- Barış Şiirleriniz
---- Şehir Şiirleriniz
---- Anne Şiirleriniz
------ Babanıza Şiirler
---- Doğum Günü Şiirleriniz
---- Deprem Konulu Şiirler
---- Diğer Şiirleriniz
---- Köşe Yazarlarımız/Makaleler
------ Mustafa CEYLAN
------ Refika DOĞAN
------ Osman ÖCAL
------ Ahmet ÖZDEMİR
------ A. S. ATASAYAR
------ Prof.Dr.İsa KAYACAN
-------- Prof. Dr. İSA KAYACAN
------ Rahime KAYA
------ Harun YİĞİT
------ İlqar MÜEZZİNZADE
------ Sündüz BİGA
------ Nazmi Öner(Şiirler)
------ Nazmi ÖNER(Nesirler)
------ Coşkun KARABULUT
------ Prof.Dr.İsmail YAKIT
------ Prof.Dr.Asım YAPICI
------ Sabit İNCE
------ Muhsin DURUCAN
------ Abdulkadir GÜLER
------ Ünal Şöhret DİRLİK
------ Metanet YAZICI
------ A.Aşkım KARAGÖZ
------ Gazanfer ERYÜKSEL
------ Mehmet GÖZÜKARA
------ Necdet BULUZ
------ Yusuf Özcan
------ Afife Demirtaş
---- Mustafa Ceylan
---- Bizden
-- Video Yağmuru
---- Ozanlar-Şairler
---- Bizden Videolar
---- Rasim Köroğlu
-- Genel
---- SERBEST KÜRSÜ
---- Duyurular
---- Röportajlar
---- Günün Şiiri
---- Günün Nesiri
Edebiyat Biz Platformumuzda
-- Gülce Tv
-- Türk Argo Sözlüğü
-- Edebî Konular Forumu
Konuyu görüntüleyenler:
1 Misafir
Mustafa Ceylan |
Dost Sitelerimiz:
Türkçe Çeviri:
MyBB
Türkiye
Üretici:
MyBB
, © 2002-2024
MyBB Group
-Theme © 2014 iAndrew
Sitemizde yer alan eserlerin telif hakları şair-yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir.(Haberleşme : ceylanmustafa_07@hotmail.com)
Doğrusal Görünüm
Konu Görünümü
Yazdırılabilir Sürüm
Konuya Abone Ol
Konuya Anket ekle
Konuyu Arkadaşına Gönder