• SiteAna Sayfa
  • Güllük Dergisi
  • Şairlerimiz
  • Arama
  • Üyeler
  • Video
  • Yardım
  • bayrak

Giriş Yap   Kayıt Ol
Oturum Aç
Kullanıcı Adı:
Şifre: Şifremi Hatırlat
 
Gülce Edebiyat Akımı
gulce
Your browser does not support the audio element.

Akdeniz Radyo istek
Tıklayın-Okuyun/Güllük Dergisi

Google Web'de Ara Sitede Ara
Submit Face book
  • 0 Oy - 0 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Konu Modu
Dünya Kadınlar Günü
Dışarıda Ahmet Özdemir
Yetkili Şair
****
Üyelik tarihi: Jan 2013
Mesaj Sayısı: 593
Konu Sayısı: 593
 
#1
08/03/2015, 12:02
Dünya Kadınlar Günü

Ahmet ÖZDEMİR



8 Mart Dünya Kadınlar günü nedeniyle, her yıl olduğu gibi bu yıl da  bir çok etkinlikler düzenlendi. Demeçler verildi. Kimimiz geçmişimizin gurur verici sayfalarından yansımalar yaparken, kimimiz karamsar tablolar çizdik.  Konferansları, panelleri ağlama duvarına çevirdik.  Kimimiz sorduk, "neyin günü" diye. Kadın olmadan erkek olur mu? Öyleyse kime karşı kimin günü?

Yalnız Kadınlar günü değil, sevgililer günü, anneler günü, babalar günü, yaşlılar günü ve daha pek çok gün. Ticari amaçla var edilmiş günler...

Birleşmiş Milletler tarafından 1977 yılında ilan edilen 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nün geçmişi çok eskilere dayanıyor. 8 Mart 1857'de New York'ta yaşayan bazı işçi kadınlar iş koşullarını protesto etmek için toplanmışlar. Düşük ücreti ve kötü çalışma koşullarını düzeltmek için greve gitmişler. Grev, polis tarafından sona erdirilmiş. Bu sırada çıkan yangında 140 kadın işçi hayatını kaybetmiş. Kadın işçilerin cenaze törenine yüzbini aşkın kişi katılmış. Bu olayın anısına, 8 Mart'ın "Dünya Kadınlar Günü" olarak kabul edilmesi önerilmiş. Öneri 1977 yılının aralık ayında Birleşmiş Milletler Genel Asemblesi'nde kabul edilmiş.  Günün öyküsü böyle.

Kadınlarımız bizim başımızın tacıdır. Geri kalmışlıktan, ezilmişlikten, acizlikten söz edeceksek, bu kadınlarımızın alın yazısı değil, bütünüyle toplumumuzundur. Çünkü kadına kalkan eli doğuran da bir kadındır.

".....kadınlarımızda  /onlar hüznü bir çeyiz / çileyi, ince bir nergis / ve gülerken bir dağ silsilesi / taşırlar / ve birer /  acıdan ibarettiler / kayıtlarımızda /

kadınlar ki alınlarımızda / doğuyu mavi bir nokta / ve yazgıları çok uzakta /bir nehir yoluna /karışırlar /ölümleri /duvaktan beyaz /ve Ahlat, Erciş, Adilcevaz / üzerinde geçen bir kederle / yarışırlar  /ve birer yazmadan ibarettirler    ......."

Hilmi Yavuz'un bir bölümünü yukarıya aldığım, "Doğunun Kadınları" şiiri gerçeğin anlatımı değil midir? Anlatımıdır. Ama, eğer konu  kadın haklarıysa;  kadının toplum içindeki yeriyse,  kadının namusu, vatan sevgisiyse,  kadını kadın yapan değerlerin bütünüyse, işte orada durmak, Anadolu Kadının, Türk kadının önünde saygı ile eğilmek gerekir. Bu geçmiş için de, bugün için de, yarınlar için de  böyledir. .

Dünyanın her yerinde geçerli olan bir kural vardır. Uygarlığın en ileri olduğu ülke, kadının en çok saygı gördüğü ülkedir.

Eski Türk toplumunda kadın, Türk ırkının tek bereket kaynağıydı. Hanların, hakanların, cengaverlerin önünde saygı ile eğildikleri bir onur anıtıydı.. Türk destanlarında kadın, ilahî bir varlık konumundaydı. Yaratılış Destanında, Tanrı'ya insanları ve dünyayı yaratması için  fikir ve ilham veren "Ak Ana" adında bir kadındı. Oğuz Kağan'ın ilk karısı, karanlığı yararak gökten inen mavi bir ışıktan, ikinci karısı ise kutsal bir ağaçtan doğmuş insan üstü varlıklardı. Yakutlarda "Ak Oğlan" ağacın içinden çıkan nurlu bir kadın tarafından emzirilmişti. İlk Türk yazıtlarından olan Bilge Kağan Kitabesi'nde Kağan: "Sizler anam hatun. büyük annelerim, ablalarım, hala ve teyzelerim, prenseslerim..." diye söze başlamakta.

Eski Türk toplumunda kadın, bazen aile reisi ve her zaman Türk evinin direği, erkeğin vefalı arkadaşı, çocuklarının saygıdeğer anasıdır. Yapısındaki analık niteliği ona öyle bir değer kazandırmıştır ki, destanlar onu bir ilâhi varlık, bir dişi Tanrı gibi yansıtmıştı. Yine eski çağlarda kadın-erkek birlikte tahta çıkardı. Ana bilge hatundu. Devletin bilgin ve egemen melikesiydi. Oğulların eğitimi annelere bırakılmıştı. Evinde, çadırında, atı üzerinde kadın erkeğiyle beraberdi.

Kadına şiddet günümüzün önde gelen sorunu. Geçen gün yarı ciddi, yarı şaka bir öneri okudum:

Örneğin, eskiden 'Verem Savaş Haftası' vardı, hafta boyunca her tarafa konuyla ilgili uyarıcı afişler asılırdı, mesela 'öksürürken ağzınızı mendille kapatın', ''kimsenin bardağını, çatalını kullanmayın' gibi... 'Kadınlar Günü'nde de benzer şeyler yapılamaz mı? Mesela sevişen bir karı-koca resminin altına 'Kadın dövülmez, sevilir' yazılamaz mı? Ya da meydanlara erkek heykelleri dikilip, altına 'Kadına vuran taş olur' denemez mi?
( c) Bu şiirin (yazının) her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Alıntı  
Tweet      
     


Benzeyen Konular
Konu: Yazar Cevaplar: Gösterim: Son Mesaj
  Dünya ozanı Aşık Veysel Sempozyumu Ahmet Özdemir 0 997 01/06/2015, 08:26
Son Mesaj: Ahmet Özdemir
  DÜNYA KADINLAR GÜNÜ Ahmet Özdemir 1 814 04/03/2014, 00:00
Son Mesaj: RefikaDogan
  25 Mayıs etik günü Ahmet Özdemir 0 774 02/06/2013, 18:23
Son Mesaj: Ahmet Özdemir
  SEVGİLİLER GÜNÜ Ahmet Özdemir 1 776 13/02/2013, 01:07
Son Mesaj: RefikaDogan

Digg   Delicious   Reddit   Facebook   Twitter   StumbleUpon  


Konuyu görüntüleyenler:
1 Misafir

Mustafa Ceylan |
  •  
  • Yukarı dön  
  • Lite mode  
  •  Bize Ulaşın


Dost Sitelerimiz:

Türkçe Çeviri: MyBB Türkiye
Üretici: MyBB, © 2002-2021 MyBB Group-Theme © 2014 iAndrew

Sitemizde yer alan eserlerin telif hakları şair-yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir.(Haberleşme : ceylanmustafa_07@hotmail.com)
Doğrusal Görünüm
Konu Görünümü
Yazdırılabilir Sürüm
Konuya Abone Ol
Konuya Anket ekle
Konuyu Arkadaşına Gönder