“ 3 aydır bizi yediler, bitirdiler. Maaşlarını düzenli vermediler. Elimizde yiyecek, ekmek koymayıncaya kadar uğraştılar. Şimdi canlarını aldılar. İçerdekiler sağ çıksalar ne olacak, çıkmasalar ne olacak? Ekmeklerini ellerinden aldılar.Eller bayram yaptı, biz bayram bile yapamadık, Servislerini aldılar, Güneyyurt’u bitirdikleri gibi her tarafı bitirdiler. Üç yaşındaki çocuğum “Babam nerede, su altında mı kalmış, öldü mü ?* diye soruyor ben ona cevap veremiyorum.
Bir başka vatandaşımız da, Şükrü Haznedar, (Ali ve Kerim isimli madencilerin babası ) aynen şöyle diyordu: “ İki oğlum içeride. Devlet gelmiş, ama hiçbir şey yok. Sadece gövde gösterisi. Kaç saat oldu bir gram su çıkmadı. Saatlerdir içeriye hava basıyorlar. Vatandaşın gönlünü almak için. Ben Antalya’dan kalktım geldim. Devlet yaptığı yasanın bile arkasında durmuyor. Bunlar zenginlerin peşinde, koltuk davasında. Vatandaş ölmüş kalmış umurlarında bile değil. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu 'da Ermenek’e geldiler ve incelemelerde bulundular. Erdoğan iş vereni suçladı ve şunları söyledi:
” Yapılan yasal düzenlemeleri hazmedemeyen işverenler var. Yemeğin aşağıda yenmesine yönelik baskılar bir sıkıntıyı doğurmuştur. Sorumlular hakkında yasal işlemler yapılacaktır. Bu konuda adli ve idari soruşturmalar yapılacaktır” dedi… Enerji bakanı Taner Yıldız’da :” Kusura bakmasınlar bunlar doğal bir afet değildir, doğal afetler sel ve deprem gibi olaylardan meydana gelir. Maden ocağı ( sahibi Saffet Uyar) hakkında yasal işlemler yapılacaktır “dedi…
Ben bu satırları yazdığım zaman çalışmalar hızla devam ediyordu, aradan 72 saat geçmişti. Umutlar azalıyor ve çığlıklar yükseliyor. Yüce Mevla’m sevgili işçilerimizin yardımcıları olsun..Tüm Ermenekli vatandaşlarımıza yüreğim yarak geçmiş olsun diyorum. İşçilerimizin kurtulmasıiçinr dua ediyoruz... Medyada gözümüze ilişen facianın yaşandığı maden ocağının öndeki bu tabelayı okuyanların yüreklerini yakıyordu: Aynen sunuyorum:
SEVGİLİ BABACIĞIM;
ÇALIŞIRKEN VE ANNEMİ UNUTMA, KENDİNİ
MESLEK HASTALIKLARINDAN
VE İŞ KAZALARINDAN KORU.
BİZ SENİN EVE DÖNMENİ
HASRETLE BEKLİYORUZ.
OĞLUN MEHMET
TARİH: EYLÜL 2010
Ortalık toz, dumandı. Oysa maden ocağı hakkında daha önce müfettişler gelmişler ve menfi bir rapor hazırlamışlardı. Hatta maden ocağı sahiplerine para cezası bile vermişlerdi. Ayrıca burada Tema’nın geçen yıl hazırladığı bir raporunda” burada madencilik faaliyetlerinin yapılmamasını” önermişti. İlgililer bu uyarıyı görmezden gelmişlerdi... Sorumlular hakkında mutlaka yasal işlemler yapılmalıdır. Bence Türkiye’de ne kadar maden ocakları varsa bunların hepsi kontrol edilmelidir ve denetlenmelidir. Denetlemeler peyderpey mutlaka yapılmalıdır. Eksikleri tamamlamayanlar kapatılmalıdır. Kusurları olanlara da gerekli cezalar verilmelidir. Birileri zengin olsun diye başkalarının ölümüne sebep olunmamalıdır...Bizler ne söylesek, ne denli üzülsek de "ateş düştüğü yeri daha çok yakıyor...
Aslında geçen Mayıs Soma’da meydana gelen maden ocağı faciasında 301 vatandaşımızı yitirdik, “şehit oldular” diye ailelerini teselli ettik. Lakın hâlâ sorunları devam ediyor… Bu acı olay bizlere ders olmalıydı…Sayın büyüklerimizin mal, mülk, dost,arkadaş, kat makam peşinden koşmalarından öte biraz da görevleri kornusunda sorumluluk duymalarını bekliyoruz. ..Bu acılar bir daha yaşanmamalıdır...Bu söylediklerim biraz olsun düşünmeye deymez mi ?
Ben böyle düşünüyorum, sizler ne dersiniz?