• SiteAna Sayfa
  • Güllük Dergisi
  • Şairlerimiz
  • Arama
  • Üyeler
  • Video
  • Yardım
  • bayrak

Giriş Yap   Kayıt Ol
Oturum Aç
Kullanıcı Adı:
Şifre: Şifremi Hatırlat
 
Gülce Edebiyat Akımı
gulce
Your browser does not support the audio element.

Akdeniz Radyo istek
Tıklayın-Okuyun/Güllük Dergisi

Google Web'de Ara Sitede Ara
Submit Face book
  • 0 Oy - 0 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Konu Modu
Feriha CEYLAN KİMDİR?
Dışarıda Site Yönetimi
Admin
*******
Üyelik tarihi: Jan 2008
Mesaj Sayısı: 12,518
Konu Sayısı: 11,588
 
#1
23/06/2008, 04:30
Feriha CEYLAN KİMDİR?


Adana iline bağlı Kozan ilçesinde doğdum. İlkokul

eğitimime Kozan’da başlayıp Adana’da tamamladım. Ortaokulu İstanbul,

Liseyi ise Erzurum Cumhuriyet Lisesinde dışarıdan okudum.

1983 yılından beri çalışıyor, okuyor ve yazıyorum. Çeşitli halk Eğitim

Merkezleri ile Belediyelere bağlı meslek edindirme kurslarında Usta

Öğreticilik yaptım. Fakat, büyük ekonomik krizlere ticaret yaparken

rastladım.

Evli ve iki çocuk annesiyim. İstanbul’da yaşıyor, birkaç aydır da gelir

getiren bir iş yapmıyorum.

Ortaya koyduğum eserlerin ne olduğunu ve kategorilerini ben

belirlemeyeceğim. Yalnız bu eserlerimi yaklaşık bir yıldan uzun süredir

internet ortamında paylaşıyorum.

Ben bir ses olmak istedim; ağaların paşaların kralların başkanların sesi değil ben kendi sesim olmak istedim senin onun bizim halkımın ve halkların sesi olmak istedim bu ses bazen nara bazen çığlık çoğu zaman iç çekiş oldu ben bir ses olmak istedim yangınları yağmaları katliamları lanetleyen bir ses ben bir ses olmak istedim tokluğu sevgiyi barışı kardeşliği özgürlüğü söyleyen bir ses bazen yakarış dünden bu güne
Bu günden yarına ben bir ses olmak istedim
Bu sese kulak veren dünya şairler birliği gurubuna ve ana yurt gazetesi ne çok teşekkür ederim söyleyecek sözü olan herkese selam olsun

saygılarımla

Zamanı geldi……!

Zamanı geldi……!

Gene bahar oldu bulandı çaylar,
Kabarıp taşmanın zamanı geldi.
Heves köprüsünden sır yaylasından,
At binip aşmanın zamanı geldi.

Es bire gözünü sevdiğim rüzgar!
Gel sar beni daha çılgın sar.
Muhabbet köşkünde yine cümbüş var,
Kaynaşıp coşmanın zamanı geldi.

Yıllardır gönlümde bir kuzu meler,
Adı Ferhat olan dağları deler.
Tükenmez durmakla bu mesafeler,
Dört nala koşmanın zamanı geldi.

Mevsimler geçiyor güller içinde,
Gizli bir güzellik tüller içinde,
Kararmadan ateş küller içinde,
Üstünü deşmenin zamanı geldi.

Yaz bire ozan Feriha yine yaz!
Geçti aylar oldu gene yaz,
Dem verip toprağı daha hızlı kaz,
Sel olup deryaya akmanın zamanı geldi.

Feriha Ceylan


ESERLERİ
Doğmuşum...!

Doğmuşum,
Kara yerlere dar pencerelere.
Açılmamış demir kapılar,
Asma kilitli.
Saklamışlar bedenimi,
Çalmışlar kaderimi.

Adım namus soy adım yok!
Künyeme sıfatsız yazmışlar.

Sormamışlar,
Ne sevdalara cismim kazılı,
Ne de bahtlar dizilmiş uğruma.

Takmamışlar,
Gelmek ister miyim kıt ömürlere.
Vebal olmuşlar bedel koymuşlar,
Beş arşın patiskaya satmışlar bedenimi!

İki kapı arasında ömrüm,
İki kapı arasında dar bir geçitte,
Ölüm kaderim zülüm anamdır.
Nenemdi benden öncekiler,
Onlar da kolay mı boyun eğmişler?
Kaç ömür çürütmüşler köprüsüz.

Esareti bilerek sinerek yaşayan;
Tek cins, tek varlık,

Çocuklar doğurtulan,
Asla kendinin olmayan,
Tek Havva canlı kadın.

Varlığımla var etmişim,
Ben doğmuşum ben doğurmuşum,
Ve ben adsız olmuşum!

Feriha Ceylan

Savaş

Savaş........
Ne savaşlar gördüm ahir ömrümde;
Barış sandığım.
Ne işkenceydi ki onlar,
Hayatı doyulmaz kılan,
Tepeden tırnağa ömrümü kızıla boyayan.

Tuzlu salamuralarda yakılan can özüme,
Kan sağılan yığılan hükümlerdi.
Daha doğmadan verilen dürülen defterlerdi,
Okunmadan ezberlenen.

Kadere yazılı türkülerdi elediklerim,
Paslı tellere sıvalı.
Unlu kasnaklardan geçti feleğim,
Kekreyini fark edemediğim.
Alıçlı yemişti elzemdi ağzımdakilerim.

Esaretim hiç bitmedi idamlarım sıra sıra,
Hüküm giydim.
Müebbetlerim koşulsuz verildi,
İndirimler olmadı.
Dolmadı ömrüme biçilen dava.
Solmadı;
Kefenimde saklanan koyulu kara,
Yanamadı yüreğim doyulası gül bir nara!
Kanmadım.
Deryalar boşaldı üstüme ıslanmadım.
Kuruydu ağzım laldı dilim,
Hekimlerin;
Çaresizliğiydi tükenmeyişim.
Çelik kanatlı kor bir yürekti;
Büyüktü sevgim;
İşte böyle isyanlarda hüküm giydim!

Çukur ovaydı suçlu,
Suçu suçlu günahsızlarla doluydu.
Otağıydı namusların,
Aslan ağzıydı umarlarım,
Belim pekti ciğerlerim kanda yürekti!

Mertekti damları kalın duvarlı;
Mahzen kapılı uzun gürlekti tavanları.
Adam asmak ister gibi,
Mengenelerinin her birine.
Namına yakışır sevdalara ödülü büyük,
Cömertti sellerdi önde gelen,
İlk fırtınalar ondandır.
Kanım sıcak alevdir dövdüğüm,
Tandırda yağlamayı en iyi ben bilirim,
Toroslar’ın incesinden eser,
Ilık seher yellerim.

Ondokuzuncu asrın aşkıydı!
Bedelsiz olmayan acıyla yoğrulan,
Kan üstüne ekmek doğranalı,
Aklın zoru yoktu.
Eriştiğim menzile kelle koltukta,
Bilmem kaç hükümler geçti habersiz,
Çaresizdi zaman yaşanacaktı….

Özgürlük ne demekti neyi bilmekti?
Bana öğretilmedi.
Sevmek demek ölümü yemekti!
Felek acizdi arzuhalcilerin fermanına;
Ektiğim acıların ekmeğini yiyemedim.
Dişlerim yoktu,
Sukut gezerdi hücremde,
Nöbetleri efkarlı;
İnce tel saçlarımı rüzgarlar büyüttü.

Buz kesik ayazlardı yoldaş olduğum;
Üşümektir şefkatim,
Nemli duvarların döktüğü namelerde,
Tevellüdü saymadım.
Yıllar salise,
Aklıma sormaktan korktuğum:
Doğduğum hadise.
Bir bahise mahkum olmuşum,
Gerçek ne ise?

Kopan ilmeklerde düğümler sıralı,
Yaralı kalmış baykuşa takılı kanat,
Karalar yakılmış ömrüme.
Kınalara inat,
Oooooof be kader of!
Doğarken atıldı yüreğime töreli tokat,
Koynumda sevmeler alazlı,
Gülüşüm bedensiz koyuya boyalı,
Dolmadı ömür küpüm daha bol olalı.

İlk yağmurlarla yıkandı sallandı gök,
Sırnaşık yakışlardan arındı.
Bilemediğim kördüğüm yarınlarımdı.
Yetmedi ahire zaman,
Esmedi başımda bir sevda masalı.
Bendeki vebalsiz günahın ağır diyeti;
Beşikten mezara bitmeyen savaş…

Feriha Ceylan

ZULADA…!

Sıtmalıydı yüreklerin
Yaralarımı dağlayan
Fırsatı olmadı bahtımın
Hırsın dem vurmuş
Önüme pusu pişmanlıkların
Söyle artık arzımı ayrılığa
Yasımı ısıtmasın ölüm fermanın.


Sukutların gayretleşmiş
Ardıma duyduğun
Pişmanlık değil
Çaresizliğin de kemiren
Ağrıların var
Sol yanlarında

Bil ki açmayacağım
Mahşere kadar
Prangan yüreğimde
Ölümüne koyduğun


Zulada ümitlerin
Avuçlarında koy ki hiç bitmesin
Belirsiz zamanlara.
Ökçe vururken hasretin.

Ölüme,
Gıybetini çekiyor
Artık seninde feleğin.
Kesinleşen hükümlerin
Ağrılar koy kesilmiş yarına

Ve dârıdünya öksüz çaresiz
Hasret vuslatın idamlarında
Ne bağların da kuşlar ötüşür
Nede yeni günler doğar
Harmanlarında

Rast gelen erdemler.
Selamsız azgın.
Vesaireler takılı.
Ağlıyor çaresiz kederlerim.
Erşensiz endamından
Salınıyor ömrüme
Daha dün koyduğun kırıntılar

Sabahlarım yaslı
Ölümün nemi ciğerlerimde
Tutulmuyor bir yanlarım
Yüreğim liğme liğme

Sen miydin
Aşkına doymadığım
Yaralarımı gözlerinde
Acı yaşlarla dağlayan

Ah bu sevda Har
Uğruna dinmez sızılar
Canımı eller almış

Abu hayat
İçerken yudum yudum
Ömrüne kandığımmış nar
Pişman olamadığım pazar

Tutma boş ver
Şimdi hüzün zamanı
Akmak isterim soğuk tenhalara
Vakit yok olmaz sevdalara
Dönüşsüz yolumun çıkmazı
Var aralıyor zamanı

Zuladan
Ağır sesleniş kadere
Kahır coşmuş son nefesinde
Sormuyor artık yüreğim
Umudu vazgeçmiş cismimin
Adı töreli sevdaydı
Kanlı gömleklerle yıkadı

Şimdi çağrı ömrüme
İnandım diyor gözlerim gördüğüne

Övüngeçler sunuyor yönüme
Ve gelmiş son damıma ölüm.
Karargahlar kuruyor zulüm
Gayri kararmış göğe

Övünüyor melun
Hoyratı savurganlığında

Umut küsmüş.
Deryaların dibinde şimdi

Umut gitmiş
Sevda ters dönen.
Kaplumbağanın sırtında

Yinede kader.
Yan yatmış gülüm
İçi boş inci tanesi umut
Çıkmaz suyun yüzüne özlemsi

Karıncadan ata binmiş
Höyküresi gelir
Koş hüzünüm koş.
Belki bir tat alası ömrün.

Küren küren.
Balıklar zuhur etmiş.
Canın av mevsiminde.
Öğür acılı turtaları.
Sor nasıl bir yol gelinesi.
Koyuverdiğin zuladaki
Ömrüne koyuverdiğin zulüm


KAYNAK:Antoloji.com
Alıntı  
Tweet      
     


Digg   Delicious   Reddit   Facebook   Twitter   StumbleUpon  


Konuyu görüntüleyenler:
1 Misafir

Mustafa Ceylan |
  •  
  • Yukarı dön  
  • Lite mode  
  •  Bize Ulaşın


Dost Sitelerimiz:

Türkçe Çeviri: MyBB Türkiye
Üretici: MyBB, © 2002-2023 MyBB Group-Theme © 2014 iAndrew

Sitemizde yer alan eserlerin telif hakları şair-yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir.(Haberleşme : ceylanmustafa_07@hotmail.com)
Doğrusal Görünüm
Konu Görünümü
Yazdırılabilir Sürüm
Konuya Abone Ol
Konuya Anket ekle
Konuyu Arkadaşına Gönder