• SiteAna Sayfa
  • Güllük Dergisi
  • Şairlerimiz
  • Arama
  • Üyeler
  • Video
  • Yardım
  • bayrak

Giriş Yap   Kayıt Ol
Oturum Aç
Kullanıcı Adı:
Şifre: Şifremi Hatırlat
 
Gülce Edebiyat Akımı
gulce
Your browser does not support the audio element.

Akdeniz Radyo istek
Tıklayın-Okuyun/Güllük Dergisi

Google Web'de Ara Sitede Ara
Submit Face book
  • 0 Oy - 0 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Konu Modu
GÜLCE'DE 107. GÜN (29.12.2008)
Dışarıda Yusuf Bozan
Yönetici
******
Üyelik tarihi: Jun 2008
Mesaj Sayısı: 336
Konu Sayısı: 288
   
#1
02/01/2009, 00:57
29.12.2008
YENİ EDEBİ AKIMIMIZ GÜLCE'nin BİR ŞİİR ATÖLYESİ-FİKİR MEYDANI olarak görev yapmasını dilediğimiz antoloji com da oluşturulan GRUP'ta 107. gün gerçekleştirilen mesajlaşmalar aşağıdadır:
******************************************************************************** ****************************************************************
Kimden : Vuslatî/osman öcal (Bay, 50)
Kime : Grup: Yeni Edebi Akim =Gülce
Tarih : 29.12.2008 00:40 (GMT +2:00)
Konu : TUĞRA
Tuğra (YENİ NAZIM ÖNERİSİ)

Şen türkü YELİNDEN perçemler lale toplar
Ay düşse TELİNDEN can kaynar sine hoplar
Bir güfte duyursak gönlün kendine oynar
Her şarkı DİLİNDEN kansız bir kama saplar

Osman Öcal
Aruz vezni:

Mef'ûlü / mefâ'îlün / mef'ûlü / fe'ûlün



Tuğra (YENİ NAZIM ÖNERİSİ)

Dertlerle doluysa her düşün yara açar
Aşk Zühre yoluysa göz kanar, sine naçar
Bir başka yazarsa aşkı bir kara kalem
Gül sevda alıysa GÜLCE göklere uçar

Osman Öcal

Rübai ye özgü aruz vezni

mef''ûlü/mefâ''ilün/mefâ''ilü/fa''ûl
****************************************************************
Kimden : MustafaCeylan/GÜLCE-Yeni Edebi Akım (Bay, 57)
Kime : Grup: Yeni Edebi Akim =Gülce
Tarih : 29.12.2008 05:18 (GMT +2:00)
Konu : MEHMET NACAR HOCAMIZ ve REFİKA DOĞAN'IN ÖNERİLERİ ÜSTÜNE İNCELEME-1
Türk şiirine yeni nefes alanları sunabilmek için çıktığımız yolda saygıdeğer dostlarımızın gayretli çalışmaları hepimizi memnun etmektedir. Son haftada GÜLCE EDEBİ AKIMIMIZ İÇİN http://www.yenisiir.net sitemizi düzenleme çalışmalarıma yoğunluk verdiğim ve bu arada bilgisayarım da arızalandığı için, grubumuz yazışmalarına istediğim gibi eğilemedim, dostlarımdan özür diliyorum.

Geçen hafta içinde, GÜLCE miz için üç ÖNEMLİ ÖNERİ geldi. Bunlardan birisi, Osman ÖCAL kardeşimdendi ve bir DÖRTLÜK yada BEŞLİK'ten oluşan hem ortada, hem mısra sonunda kafiyeleri bulunan ve rübainin aruz kalıplarıyla yazılan NAZIM TÜRÜ idi ki, anında TUĞRA adını vermekte inanın hiç zorlanmadık. Zira Harun YİĞİT kardeşim ile uzun süreden beri TUĞRA için çaba sarfedip durmakta idik.
TUĞRA'mız Gülce'mize ve şiirimize hayırlar getirsin diyorum.
Osman Öcal üstad, nazım türlerine isim vermekte benim kanaatlerimin alınmasını grubumuzda yazdığı bir mesajda söylemiş,

İnanın, hem MEHMET NACAR hocamın, ÜÇ'er mısradan meydana gelen ve kafiye yapısı itibariyle musammat gazele benzeyen NAZIM önerisine ve hem de Refika DOĞAN'ın daha önce Yaşar Nabi Nayır tarafından denenmiş ancak bir edebi akım-anlayış kapsamında yer almamış onar mısralık, aruzla yazılmış yeni NAZIM önerisine isim bulmakta hayli zorlandım.

Önce Mehmet NACAR Hocamızın önerisini şöyle bir analiz edelim mi, ne dersiniz?

Nacar Hocamız'ın ÜÇ MISRA' dan oluşan önerisinde en önemli hususiyet MISRA SAYISI ve KAFİYE YAPISI idi.

Bilindiği gibi MUSAMMAT GAZEL, ortadan ikiye, iki eşit bölüme ayrılabilen ancak GAZEL olduğu içinde BEYİT'lerle dokunan, mısra ortasında(iç kafiye) si bulunan bir nazım türüdür. Musammat gazel gibi musammat kasideler de vardır. Fuzuli'nin pek meşhur olan ve aruzla yazılmış olan;

'Beni candan usandırdı -cefadan yar usanmaz mı?
Felekler yandı ahımdan -muradım şem'i yanmaz mı? beyiti ile başlayıp;

Kamu bimarına canan -devayı derd eder ihsan
Niçün kılmaz bana derman-beni bimar sanmaz mı? ' şeklinde devam eden musammat gazeli güzel bir örnektir.

Ve de;
Halk Şiirimizde MUSAMMAT KOŞMA' da bulunmaktadır ki, onda da iç kafiye dizaynı vardır.Divan şiirinde musammatlar eşit iki parçaya ayrılabilmekteyseler de halk şiirimizde bu kurala uyulmaz.
Örnek verelim;

'
............................................
*
Lebler kırmızı la'l kaşları hilal
Gözler ahu misal bulunmaz mi csal
Bilmem bu ne hayal bilmem bu ne hal
Bu ne parlak cemal ülker misin sen?

Mirati hem-vare yanıktır yare
Yüreğimde yare oldu bin pare
Gönül başka yare düşmez ne çare
Bir başka nigare benzer misin sen? '

Mir'ati

Ve her beyti İÇ UYAKlarla 4 eşit dize parçasından oluşan MUSAMMAT SEMAİ'ler de bulunmaktadır.
Örnek olarak TOKATLI NURİ'nin;

'Hakikat cayıdır cana bizim meyhanemiz şimdi
Sirişk-i aşikan-asa dolar peymanemiz şimdi

Hayal-i şem'i hubana düşen ta haşre dek yana
Ruh-ı dildar-ı canana döner pervanemiz şimdi' şeklinde devam eden MUSAMMAT SEMAİ si...

Gene aruzun müfte'ilün müfte'ilün müfte'ilün müfte'ilün kalıbıyla yazılan SATRANÇ'ında kafiye yapısı da dikkate değer;
Örnek;

'Yüzüne zer hızma ile cebhe zehep düzme ile
Başta oya yazma ile yakışır elvan güzele'

Şeklindedir.

Mehmet NACAR hocamız, bu önerisinde kafiye yapısı itibariyle hem musammat gazel ve hem de GÜLCE'mizde ki TUĞRA'mıza uygun bir İÇ KAFİYE(mısra ortasında kafiye) kullanmıştı.

ÜÇ MISRA konusuna gelince;
Halk edebiyatımızda, kavuştakları üç mısra olan TÜRKÜLERİMİZ vardı. Mesela;

Mor koyun meler gelir
Dağları deler gelir
Hakikatli yar olsa
Geceyi böler gelir.
.........Nesine yavrum nesine
.........Sigara koymuş fesine
.........Ben yandım cilvesine gibi...

Ayrıca;
KAVUŞTAKSIZ, ancak ÜÇER MISRADAN OLUŞAN ve hecenin çeşitli kalıplarıyla da söylenmiş, uyak düzeni ise (a a a- b b b-ccc) ŞEKLİNDE OLAN TÜRKÜLERİMİZ de vardır. Örnek olarak;

'Çek deveci develerin sulansın
Sulansın da dört bir yana bulansın,
Herkes sevdiğini alsın dolansın'

bentleri ÜÇLÜKLERDEN oluşmuş türkülerimiz de bulunmaktadır.

Ve en önemlisi de;
mısra ve kavuştakları da ÜÇLÜKlerden oluşan türkülerimizi de göz önüne alabiliriz. Örnek olarak:

'Al yeşil bayrağı gelin mi sandın?
Sefere gideni gelir mi sandın?
Trampet sesini davul mu sandın?
.........Aman padişahım izin ver bize
.........İzin vermezseniz atın denize
.........Tutalım Moskof'u verelim size.

Eski saraylarda kur'a çeklir
Kur'ası çıkanın boynu bükülür
Anası babası yola dökülür
.........Aman padişahım izin ver bize
.........İzin vermezsen atın denize
.........Tutalım Moskof'u verelim size.' diye devam eden türkümüz...

Ve;
tabii ki bentleri 3 dize olan VEZN-İ AHAR var ki (uyak düzeni) şöyedir:
(aaa-bba-cca)
tabii ki bu vezn-i ahar da özel bir şekille dizeler arasında;
1-2-3-4....a
1-3-5-6....a
6-4-2-7....a

şeklinde özel dizaynı da bulunmaktadır.

ÜÇ MISRA KONUSUNDA ayrıca, batı edebiyatından BİZİM EDEBİYATIMIZA GEÇMİŞ OLAN sone' nin EN SON ÜÇ DİZE'den oluşan bölümüyle TERZA-RİMA adı da verilen örüşük uyaklardan oluşan, İtalyan ve Fransız edebiyatında kullanıldıktan sonra Servet-i Fünuncular tarafından da denenen 3 dize(mısra) dan oluşan, ANCAK EN SONDA TEK BİR DİZE(mısra) bulunan şiirler de vardır.

Terza-rimalarda şema(aba-bcb-cdc-ded...e) şeklindedir.

'Mavi bir gölge uçtu pencereden
Baktım:Avare bir küçük kelebek;
Yaramaz geldi kim bilir nereden?

Belli orgundu; bir verimli çiçek
Gibi serpildi lambanın yanına
Bir duman uçtu, gitti titreyerek...

Anladım kıydı yavrucak canına
Söyle ey mavi gölge, söyle eğer
Bir ölümden de çok fenaysa bana,

Şu karanlık, şu kimsesiz geceler'

Ali Canip Yöntem

Ve tabii ki,
Edebiyat araştırmacılarının çoğunun zor olarak nitelediği, özellikle de GÜLCE'mizin bazı NAZIM TÜRLERİ'ne de ilham olan, hareket noktalarımızdan birisini de teşkil eden, SERBEST DÜZENLİ NAZIM BİÇİMLERİ adıyla da anılan, ancak, GÜNÜMÜZDEKİ SERBEST ŞİİRLE HİÇ BİR ALAKASI BULUNMAYAN, ARAŞTIRMACILARIN pek ilgilenmeyip, bir depo gibi kenarda doldurdukları bölüm var ki, buna, işte bu noktaya biraz daha yoğunlaşmamız icap etmektedir.

........................DEVAM EDECEK......

Not:Bilgisayarım arızalı olunca ve eğreti bilgisyarla yazarsak işte böyle aruzlu mısralarda a,i gibi harflerde üstten tırnak-şapka-kullanamayız-hoşgörüle...



========================================
** YANITLANAN MESAJ ********************
========================================
Gönderen: Refika Doğan/Yeni Edebi Akım-Gülce/
Alan: Grup: Yeni Edebi Akim =Gülce
Tarih: 26.12.2008 16:31:00
Konu: TUĞRA' da On' lu Mısra Ya da On' lu Aruz, Gazel...Diyebilir miyiz buna? Tartışmaya açarak...
----------
' Onar Mısra

Ayirma gozlerini gozlerimden bu aksam
Boyle saatlerce bak, boyle asirlarca bak
Gozlerine yavasca yavasca doldu aksam
Goklerin atesini kalbime bosaltarak
Ufuktaki lambanin fitilini kisarak
Benim icimde yakti sanki gurubu bu aksam
Gunduzden, gurultuden ve kainattan irak
Aksami seyredeyim bakislarinda birak
Ayirma gozlerini gozlerimden bu aksam
Boyle saatlerce bak, boyle asirlarca bak

Yaşar Nabi Nayır '


Yaşar Nabi Nayır' ın bu On Mısralık Aruz' u beni oldukça etkiledi. Belki şiirin anlamındaki güzellik, bütünlük ve derinlikti beni çeken! Ancak sevindirici yanı Aruz’a ilgi duymama etkin olması. Ve bunu bir yere kadar kendime başlangıç alarak kendi özgün anlayış ve naçizane kalem gücümle bir şeyler yaratmaya çalıştım. Demek ki Gülce ekibimizin büyük bir şevk ve inançla yola çıktığı yeni arayış gereksinmesi aslında pek de yeni değilmiş! Yenilik ihtiyacı belirli süreçlerde belirli şair ve yazarlarımızca irdelenmiş ancak sessizce, derinden ve adı konulamadan... Yaşar Nabi' de Aruz' a değişik bir pencereden bakma cesaret ve olgunluğunu göstermiş. Ama nedense üzerinde durulmamış, es geçilmiş izlenimini edindim. 15 Mart 1981 ' de İstanbul' da yaşamını yitiren o değerli kaleme buradan saygıyla, rahmetle ruhu ' şad olsun' diyorum.


On’ lu Aruz… Ya da 'TUĞRA' mı desek buna?


Yine eleştiri ve katkılarınızla bu şiirleri onararak genel bir sunuma hazır hale getireceğiz. Değerli kalem dostlarıma şimdiden teşekkürlerimle, saygımla...Refika Doğan


Bir Seni Bir De Gülü…

Bir seni bir de gülü dalında koklamayı
Kırağılı yaprağım bahar gibi ıpıslak.
Kızıl dudağındaki gülleri koklamayı
Güller miydi güllere dokunan ten mi ıslak.
Sevgilim ah sevgilim dol geceme gece ak
Özlemiyle doluyum gül teni koklamayı
Ah bahtsızlar bahtsızı bu gönül sana tutsak
Çağırsan, bir gel desen, gelmez miyim koşarak?
Bir seni bir de gülü dalında koklamayı
Kırağılı yaprağım bahar gibi ıpıslak



Bir seni bir de gülü koynumda saklamayı
Her bahar bahar gibi yenilenip açarak
Gülüşünle yeşeren gülüşler saklamayı
Deste deste içimde yine sana saçarak
Sevgilim ah sevgilim Kollarında uçarak
Gül deseni mührünü bir ömür saklamayı
Nerdesin ah mestinle doldum seni içerek
Bu bendeki kasırga beni bende biçerek
Bir seni bir de gülü koynumda saklamayı
Her bahar bahar gibi yenilenip açarak

Refika doğan


1.ci ve 2. ci On. luk: Müfteilün / fâ'ilün / müfteilün / fâ'ilün

Hece Vezni: 7+7=14


1.ci, 3.cü, 6.cı ve 9. cu mısraların kafiyeleri aynen alınırken diğer mısralar farklı lılaştırılarak kafiye uyumu sağlanmış

1.ci On’ luk kafiye düzeni:

- a
- b
- a
- b
- b
- a
- b
- b
- a
- b


2. ci On’ luk kafiye düzeni:
- a
- b
- a
- b
- b
- a
- b
- b
- a
- b
****************************************************************
Kimden : MustafaCeylan/GÜLCE-Yeni Edebi Akım (Bay, 57)
Kime : Grup: Yeni Edebi Akim =Gülce
Tarih : 29.12.2008 06:00 (GMT +2:00)
Konu : Yn: MEHMET NACAR HOCAMIZ ve REFİKA DOĞAN'IN önerileri İNCELEME-2
Evet, Saygıdeğer Dostlarım;
Yukarıdan beri anlatmaya çalıştığım KAFİYE YAPISI ve ÜÇLÜ MISRA dizilişi ve NAZIM TÜRLERİ konularında EKREM YALBUZ hocamızla OSMAN ÖCAL üstadın antoloji comda bulunan sayfalarında çoğunun mükemmel örneklerini okumak mümkündür. Bunu da buradan bildirmek isterim.

Gelelim benim DEPO diye nitelediğim, gerçekten de, asıl önemli hazinelerin, şairlerimizin kendilerine özgü buluş, keşif, icad, denemelerinin bulunduğu(ne denilirse denilsin) , genel isimlendirmelerle geçiştirilen bölümün kapağını birazcık aralamaya.

Bizi uzaktan suskunca seyredenler, acaba bunlar nereye varacaklar diye merak etmekte ve adeta gelecek olan treni beklemekteler. Bize karşı çıkanların bir kısmı hiç bir yeniliği kabul etmeyen ancak, eski şiirimizin renklerini, dokularını göz uçlarıyla dahi görmemiş, sadece, KOŞMA'nın (aaab-cccb-dddb) kafiye yapısı ve 6+5 ile 7+7 den öteye geçememiş, onlarda da en çok AĞIRLIK MERKEZİ (L) olan (gül-bel-el-yel-sel-gel) vb uyak dokularında takılıp kalmış HECECİ dostlarımızla, serbest şiiri alabildiğine SERBEST sanan ve bir nesri makasla kesip biçip alt altta yazmayı şiir sanan ve de bir kısım şiirlerinde seks ve argoyu öne çıkaran anlayışlardır.

Biz üç mısralık, biz kafiyesi ORTADA, biz kafiyesi MISRA başında ve sonda veya çaprazına yerleşik YENİ NAZIM ÖNERİLERİ ortaya atarak, edebiyat araştırmacılarının depoladığı-unuttuğu-görmezlikten geldiği güzelim tarz, şekil-üslup ve usüllerle ölçüleri teker teker yepyeni, ama, kökleri şiirimizin altın çağlarına dayanan, bozmayan, inkar etmeyen, yıkmayan; bulunduğu noktadan daha ileri noktaya getirip adeta 'güncelleştirip' gündeme sunan anlayışımızı sergiledikçe şaşkına dönmekteler ve bazıları da 'BUNLAR ZATEN VARDI CANIM, siz yeni mi BULDUNUZ ki' diye DUDAK da bükmekteler.

Fikir ve anlayış olarak karşı çıkanları beğeniyorum ve çok da iyi anlıyorum; helal olsun onlara diyorum; ama, şu bizimkiler var ya, hani, suskunca seyredenlerle, koşma' dan öteye geçemeyenler vede bize 'eskiden de vardı, filanca da yazmıştı buna benzer' deyip dudak bükenleri anlayamıyorum.

Neyse;
Varsın öyle olsun bakalım.
'Mevla görelim neyler/Neylerse güzel eyler'

Kapımız, yüreğimiz sonuna kadar açıktır herkese. Bizi sevmeyeni de severiz biz, öyle değil mi?

Kolay olanı herkes yapar. Önemli olan zoru başarmak. Önemli olan zor ve güç'ü kolaylaştırmak.

Ekrem Yalbuz hocamın dediği gibi 'maya tutmuştur, yolumuz açıktır. Şiir çiçekleri gülce' de açmaya devam edecektir.'

İşte bu şiir çiçeklerinden İKİSİ'ni Mehmet NACAR hocam ile Refika DOĞAN da (hele bir varın inceleyn bakalım) diye sunmuşlar.

Biz de incelememize, bu ara nağmeden sonra, kaldığımız yerden devam edelim.

Deponun kapağını açalım bakalım, öyle değil mi?


...................DEVAM EDECEK........................
****************************************************************
Kimden : MustafaCeylan/GÜLCE-Yeni Edebi Akım (Bay, 57)
Kime : Grup: Yeni Edebi Akim =Gülce
Tarih : 29.12.2008 06:43 (GMT +2:00)
Konu : Yn: Yn: MEHMET NACAR HOCAMIZ ve REFİKA DOĞAN'IN önerileri İNCELEME-3
Biz, hece de bizim, aruz da, serbest de. Şu halde bu bizim olanları kavga ettirmeyiz, bunları bayram sabahında ata ocağında buluşan aile fertleri gibi bir araya getirip, onları el ele, yürek yüreğe tutarız, tıpkı ülkemizin, dilimizin, dinimizin, milli birliğimizin muhafazası gibi, bir ve beraber tutarız dedikçe; hece ile serbeti bir araya getirip BULUŞMA, aruzla heceyi bir araya getirip GÜLİSTAN dedikçe; bizim dışımızdaki ülkeler edebiyatından-japonlardan mesela haikuyu alıp, Eskişehir yöremizde veya Anadolu'nun çoğu yörelerinde düğünlerde, köy odalarında söylenen 5 veya 7 lik vezinli MANİ ATMALARLA-ŞINLAMALAR'ı buluşturup GÜLCE dedikçe, şaşkına dönmekteler.

Ozanlık geleneğini, Türk şiir tarihini bir kez merak edip açmamış müteşairler, bazı YENİ NAZIM ÖNERİLERİne uygun GÜLCE ŞİİRLERİMİZİN altına (ki Ozan SENTEZİ kardeşimin bir şiirinin altında gördüm) 'Sen ozansın, bırak bunları) deyip, Türk Halk Edebiyatının içinde bulunan DEVASA AŞIK EDEBİYATIMIZIN tür, tarz ve usüllerini dahi merak etmediklerinden, elbette, SENTEZİ OZANIM gibi kıymetli ozanlarımızın şiirlerinin altına, böyle ipe sapa gelmez laflarla yorum yaptıklarını sanırlar ki cevap vermeye bile değmez onlara. Aşık edebiyatımız divan edebiyatımızdan etkilenmiş nice nazım türleri üretilmiş, keza tekke edebiyatımız da aynen öyle. Günümüzde serbest şiirin altın isimleri olarak bilinen Attila İlhanlar, Turgut Uyarlar vb'leri dahi divan edebiyatımızdan ve halk edebiyatımızdan etkilenip nice yeni nazım şekilleri denemişler ve denemeye devam da etmektedirler.

Sadece CİNAS konsunda EKREM YALBUZ hocamızın kitabını okusalar, dünyalarının, şiir anlayışlarının allak-bullak olacağını anlayabilirler mi acep?

Neyse;
Divan Edebiyatı da bizim, Halk Edebiyatı da.. Tekke Edebiyatı da bizim, Aşık Edebiyatı da... Biz, bizim olanlardan yeni, yeniden de yeniyi yakalamaya ve üretmeye talibiz. Sevdamız, kaygımız budur.

*

Edebiyat araştırmacılarının SERBEST DÜZENLİ NAZIM BİÇİMLERİ diye isim verdiği bölümde;

a-Eşit düzenli biçimler
-Üçlüler
-Dörtlüler
-Beşliler
-Altılılar
-Yedililer
-Sekizliler bulunmaktadır.

b-Karışık Düzenli Biçimliler
-Dizelerin hece sayısı değişik olanlar
-Bentlerin dize sayısı değişik olanlar

c-Serbest Nazım
c.1-Ölçülü uyaklı olanlar

-Uzun ve kısa dizeleri düzenli olanlar
-Uzun ve kısa dizeleri düzensiz olanlar

c.2-Ölçüsüz uyaksız olanlar

vb şekillerde bölümlere ayırıp incelemektedirler.

Konumzula alakası olması nedeniyle ÜÇLÜLER'i Cem DİLÇİN'in 'Örneklerle Türk Şiir Bilgisi' kitabından aynen aktaraım:

'ÜÇLÜLER

Bentleri üç dizeden oluşur. Bu biçimlerde en sık rastlanan uyak düzenleri şunlardır:

aaa-bbb-ccc-ddd....
axa-bxb-cxc-dxd...
bba-cca-dda-eea...
abb-acc-dee-dff...
aab-ccb-dde-ffe...
aba-cbc-ded-fef...

Yukarıdaki son iki biçimde bir uyak, 2 bendin, üçüncü dizesinde ya da ikinci dizesinde yinelenmektedir. Bunun için, bu biçimlerle yazılan şiirlerin bent sayısının çift olması gerekir.

Örnek:

AKŞAM MUSİKİSİ

Kandilli'de, eski bahçelerde
Akşam kapanınca perde perde,
Bir hatıra zevki var kederde.

Artık ne gelen, ne beklenen var;
Tenha yolun ortasında rüzgar
Teşrin yapraklarıyla oynar.

Gittikçe derinleşir saatler,
Rikkatle, yavaş yavaş ve yer yer
Sessizlik daima ilerler.

Ürperme verir hayale sık sık
Her bir kapıdan giren karanlık
Çok belli ayak sesinden artık.

Gözlerden uzaklaşınca dünya
Bin bir geceden birinde güya
Başlar rüya içinde rüya'

Yahya Kemal Beyatlı

Mehmet NACAR Hocamın şiirine gelelim hele...
Gelelim de kelam okunu dil yayında fazla oyalamadan diyeceğimizi deyip, Refika DOĞAN'ın şiirine geçelim olmaz mı?

.........................DEVAM EDECEK.....
****************************************************************
Kimden : MEVLÜDE DEMİR (Bayan, 54)
Kime : Grup: Yeni Edebi Akim =Gülce
Tarih : 29.12.2008 16:31 (GMT +2:00)
Konu : ARKADAŞLAR
Mutlu ve sağlıklı bir ömrü yakalamanız,
Hayat yolunda çakıl taşlarına takılmamanız temennisiyle
yeni yılınızı kutluyor,
selamlarımı gönderiyorum
****************************************************************
Kimden : Refika Doğan/Yeni Edebi Akım-Gülce/ (Bayan, 51)
Kime : Grup: Yeni Edebi Akim =Gülce
Tarih : 29.12.2008 20:16 (GMT +2:00)
Konu : Yn: ARKADAŞLAR
Teşekkürler Değerli Arkadaşım Mevlüde Hanım. Bilmukabil duygularla yeni yılınızı kutlar sevgi ve saygının, umudun eksilmediği, mutlu ve sağlıklı nice yeni yıllar dilerim.Refika Doğan
****************************************************************
Kimden : Abdullah RAMAZAN (Bay, 45)
Kime : Grup: Yeni Edebi Akim =Gülce
Tarih : 29.12.2008 21:20 (GMT +2:00)
Konu : Neriman GÖK/ **Sevdiğim**
Sevgili Şiir Dostları sizlere Neriman Gök ile birlikte ortak çalışmamızla seslenmek istiyorum….Siz değerli şiir dostlarının görüş ve önerilerini önemsiyoruz….sevgisiz kalmasın hiçbir yürek diyor ve ortak şiirimizle baş başa bırakıyorum…

*** Sevdiğim
Kıymet nedir bilmez bir yar elinden
Çekmeyince bilinmiyor sevdiğim
Çağıl çağıl akan sevda selinden
Verilmezse dolunmuyor sevdiğim

Görmez ise seni bir gün gözlerim
İçerim daralıp seni özlerim
Yalan mı sanırsın sana sözlerim
Yeminlerle kalınmıyor sevdiğim

Ufuklar çok uzak sensiz olunca
Tükenir umudum zaman dolunca
Giderken ektiğin çiçek solunca
Baharlar çalınmıyor sevdiğim

Bulutlar hüzünlü yağmur yağıyor
Islandıkça yürek derdi sağıyor
Sensiz dertler her gün beni boğuyor
Çağırmazsan gelinmiyor sevdiğim

Umutlar tükenip hasret taşıyor
Derdim birdi şimdi dağlar aşıyor
Yar ne ettin bana herkes şaşıyor
Bakışların silinmiyor sevdiğim.

Sokaklar boşalıp yalnız kalınca
Gecede gündüzden nasip alınca
Gözlerim kapatıp gönlüm dalınca
Yar elinden ölünmüyor sevdiğim

24.12.2008


Neriman GÖK - Abdullah RAMAZAN

Eğer şiir hoşunuza gitmediyse eleştirilerinizi,hoşunuza gittiyse memnuniyetinizi aşağıda ki linke yazarsanız mutlu oluruz…

http://www.antoloji.com/siir/siir/siir_SQL.asp? sair=57841&siir=1088556
Alıntı  
Tweet      
     


Benzeyen Konular
Konu: Yazar Cevaplar: Gösterim: Son Mesaj
  GÜLCE'DE 551.GÜN(18.03.2010)-2 Site Yönetimi 0 2,015 29/11/2012, 23:45
Son Mesaj: Site Yönetimi
  GÜLCE'DE 551.GÜN(18.03.2010)-1 Site Yönetimi 0 1,942 29/11/2012, 23:30
Son Mesaj: Site Yönetimi
  GÜLCE'DE 550.GÜN(17.03.2010) Site Yönetimi 0 1,959 29/11/2012, 22:49
Son Mesaj: Site Yönetimi
  GÜLCE'DE 549.GÜN(16.03.2010) Site Yönetimi 0 1,693 15/10/2012, 16:33
Son Mesaj: Site Yönetimi
  GÜLCE'DE 548.GÜN(15.03.2010) Site Yönetimi 0 1,884 15/10/2012, 11:37
Son Mesaj: Site Yönetimi
  GÜLCE'DE 547.GÜN(14.03.2010) Site Yönetimi 0 1,777 15/10/2012, 11:26
Son Mesaj: Site Yönetimi
  GÜLCE'DE 546.GÜN(13.03.2010) Site Yönetimi 0 1,972 15/10/2012, 10:54
Son Mesaj: Site Yönetimi
  GÜLCE'DE 545.GÜN(12.03.2010) Rahime Kaya 0 2,687 17/03/2011, 02:05
Son Mesaj: Rahime Kaya
  GÜLCE'DE 544.GÜN(11.03.2010) Rahime Kaya 0 2,003 17/03/2011, 02:00
Son Mesaj: Rahime Kaya
  GÜLCE'DE 543.GÜN(10.03.2010) Rahime Kaya 0 6,021 17/03/2011, 01:53
Son Mesaj: Rahime Kaya

Digg   Delicious   Reddit   Facebook   Twitter   StumbleUpon  


Konuyu görüntüleyenler:
1 Misafir

Mustafa Ceylan |
  •  
  • Yukarı dön  
  • Lite mode  
  •  Bize Ulaşın


Dost Sitelerimiz:

Türkçe Çeviri: MyBB Türkiye
Üretici: MyBB, © 2002-2025 MyBB Group-Theme © 2014 iAndrew

Sitemizde yer alan eserlerin telif hakları şair-yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir.(Haberleşme : ceylanmustafa_07@hotmail.com)
Doğrusal Görünüm
Konu Görünümü
Yazdırılabilir Sürüm
Konuya Abone Ol
Konuya Anket ekle
Konuyu Arkadaşına Gönder