15.09.2008
YENİ EDEBİ AKIMIMIZ GÜLCE'nin BİR ATÖLYESİ-FİKİR MEYDANI olarak görev yapmasını dilediğimiz antoloji com da oluşturulan GRUP'ta 2. gün gerçekleştirilen mesajlaşmalar aşağıdadır:
************************************************************************************************************************************************
Kimden: MustafaCeylan/GÜLCE-Yeni Edebi Akım (Bay, 56)
Kime: Grup: Yeni Edebi Akım =Gülce
Tarih: 15.9.2008 00:13 (GMT +2:00)
Konu: Yn: Yuva
Hocammmmmmm,
Olur mu o uzunca hoş geldiniz yazılarından birisi sizeydi..
Demek ki okumamışsınız.
Her hoş geldiniz yazısında bir tarih dile getiriyoruz hocam,
Ben size nasıl merhaba demem.
Pirimiz, ağabeyimizsiniz...
Selamlar, saygılar hocam
************************************************************************
Kimden: Mehmet_Nacar (Bay, 62)
Kime: Grup: Yeni Edebi Akım =Gülce
Tarih: 15.9.2008 00:29 (GMT +2:00)
Konu: Yn: [yeni-edebi-akim..] Yn: Yuva
Sana sataşmak da hoşuma gidiyor aziz dostum.
Fırsat verme bana. Yoksa böyle böyle şiir kitabı yazarız.
Sevgilerimle... :))
************************************************************************
Kimden: MustafaCeylan/GÜLCE-Yeni Edebi Akım (Bay, 56)
Kime: Grup: Yeni Edebi Akım =Gülce
Tarih: 15.9.2008 03:19 (GMT +2:00)
Konu: Hoş Geldiniz-(Anlaşılmak)
'......Nesir hakkında Tanzimattan evvelki edebiyatımızda uzun ve esaslı bir fikir mücadelesine rastlamıyoruz, o edebiyatın asıl sıklet merkezini NAZIM(ŞİİR) teşkil ediyordu. Büyük şairlerimizden olsun, diğer bazı meşhur kimselerden olsun nesir yazanlar bu hususta ARAP GRAMER VE SENTAKSININ KAİDELERİNE RİAYET EDİYORLAR ve SAN'AT İTİBARİYLE DE MEŞHUR FARS YAZICILARININ USÜL ve KAİDELERİNİ örnek tutuyorlardı.

Reşit Paşa'nın Avrupa fikir âlemiyle temas etmesinden sonra fikir hayatımızda DEĞİŞİKLİK ve YENİLİK YAPMAK ZARURETİNİ DUYANLAR OLMUŞTUR. BUNLARIN DA İLK HAREKETİ DİL SAHASINDA GÖZÜKTÜ.

Gazetenin herkes tarafından anlaşılması maksat ve meramı, gitgide KİTAPların da herkes tarafından ANLAŞILMASI davasına vardı.

HERKES TARAFINDAN ANLAŞILMAK FİKRİ tabiatiyle Türkçe'nin hakim olması fikrini meydana çıkardı. Böyle olunca da İLK HÜCUM Arapça ve Farsçanın mevkiini tayin etmek yüzünden çıktı. Şinasi'nin yabancı kaide ile yapılmış ÜÇ TERKİP için açtığı MÜNAKAŞA, esas itibariyle bu terkiplerin Türkçe bir cümle içindeki durumu bakımından idi. Bu yabancı kaide ve kelimeler hakkında münakaşalarda ilk kullanılan hücum silahı CAHİLLİK isnadı oluyordu. Bu isnada Namık Kemal 'Barika-i Zafer'i yazmakla mukabele etti, Ziya paşa' da 'Endülüs Tarihi'ni yazmış bulunuyordu. Şinasi'nin ölümünden 15 yıl sonra ileri sürülen böyle bir iddiaya karşılık olarak onun ESKİ İNŞA TARZINDA yazmış olduğu bir MEKTUP delil olarak meydana çıkarıldı. Avrupa fikir hayatından BASİT DE OLSA NAKİLLER YAPANLARA kâfir ve DİNSİZ DAMGALARI kolayca vuruluyordu. Ahmet Mithat, 1876' dan sonra böyle bir iki tehlike atlatmıştır.' (M.N.Özön, a.g.e, syf:15)

******

Evet Saygıdeğer Dostlar;
Her yeni hareket ve oluşuma karşı çıkanlar, onu kötüleyenler, engel olanlar çıkacaktır. Edebiyat tarihimiz, hep KÖKLÜ VE KALICI YENİLERİ YAZMIŞTIR-DESTAN ETMİŞTİR de MOLLA KASIM misal karşı çıkanları pek yazmamıştır.

Mevcuda 'karşı çıkmak' değil yenilik anlayışımız, onu ŞANLI KÖKLERİNDEN ALIP, yeniden YENİ yapıp geleceğe, günümüzün damgasıyla taşımaktır. Yahya Kemal'in (NE HARABİYİM NE HARABATİ/ KÖKÜ MAZİDE OLAN BİR ATİYİM) veciz sözünde şekillenmiş bir edebi hareket...

Anlayışımızda BOZMAK ve DEFORME etmek yoktur. Hatta ESKİ-KÖKLERİMİZE sahip çıkıp, onları yeni şekil, yeni söylem ve bakış açılarıyla GELECEĞE TAŞIMAK VARDIR.

Elbette, köksüz ağaç olmayacağı gibi, kökleri bulunmayan bir edebi hareket de olamaz ve yaşayamaz.

HECE, SERBEST ve ARUZ bizim. Bu bizim olanların içinden, bu mazideki MUHTEŞEM KAYNAĞIMIZDAN yeniden yeniler çıkara çıkara ilerleyeceğiz.

Bu bakımdan, ANLAŞILIR OLMAK, ÖZÜ-SÖZÜ ana dilimiz TÜRKÇE olan bir hareket başlattığımız. Dünyayı ve Dünyada bulunan canlı-cansız bütün varlıkları kucaklayan ve kuşatan bir bakış...

Bu duygu ve düşüncelerle, hepinizi gecenin bu saatinde saygı ile selamlıyor, grubumuza katılan Sacide YAYLAZ kardeşimize de Hoş Geldiniz diyorum.
************************************************************************
Kimden: SERAP HOCA (Bayan, 49)
Kime: Grup: Yeni Edebi Akim =Gülce
Tarih: 15.9.2008 08:30 (GMT +2:00)
Konu: Yn: Hoş Geldiniz (Neyzen Tevfik ve Aşk)
Hoş buldum, öyle bir hoş buldum ki Neyzen Tevfik'le buldum sizi. Aşk ile kalın dostlarım, öyle bir kalın ki yansın yüreğiniz aşkın nefesiyle. Attığınız her adımda o aşkın gücü sarsın yüreğinizi. Duyulan her kanun sesinde, ney sesinde yârin soluğunu hissetsin gönlünüz ve ' ne mutlu ki o aşk okşuyor gönlümü' diye gözyaşlarınız dökülsün yanık bağrınıza ve daha bir yanın.
************************************************************************
Kimden: Refika Doğan / merhaba hüzün (Bayan, 50)
Kime: Grup: Yeni Edebi Akim =Gülce
Tarih: 15.9.2008 11:46 (GMT +2:00)
Konu: Güne Merhaba Derken..
Merhaba grubum, saygıdeğer dostlarım, canlarım., Gününüz aydınlık, gönlünüz ferah ve mutlu olsun! ..Yeni emekleyen bir bebeğin ilk adımları gibi adımlarımız...Bir serçenin hassas ama hür ve renkli bir o kadar da sorumlu - yaşamın yükünü yüklemekten direnç kazanmış- kanatlarımız... Dupduru akan küçücük damlalardan, derinliği ölçülemeyen deryalara yönelmiş akışımız...Görünenin ardındaki görünmeyeni görebilen bakışımız...Ve, Yaratan' ın verdiği akıl ve yürekle mânâda ki derinliğin sırrına erebilen algımızla bir araya geldik..Bir ve bütün olduk ve vakti zamanı gelince de -yerel ve evrensel bir dille üreteceğimiz coşkularımız, acılarımız, sevinç ve dostluklarımız- emeklerimizle bir kaba dolacağız. İşte o kap ' Yeni Edebi Akım= Gülce ' kabıdır...


Sevgili Sacide ' 1dost-Sacide@GrupArenA ' hanıma bütün içtenliğimle 'hoşgeldiniz.. Gelişinizle onur verdiniz! ' diyorum ve dost selamlarımla kendilerine teşekkür ediyorum.Refika Doğan.
************************************************************************
Kimden: MustafaCeylan/GÜLCE-Yeni Edebi Akım (Bay, 56)
Kime: Grup: Yeni Edebi Akim =Gülce
Tarih: 15.9.2008 14:24 (GMT +2:00)
Konu: TÜRK ŞİİRİNDE YENİLEŞME HAREKETLERİ TARİHİ'NDEN (pasajlar) -Yahya Kemal
TÜRK ŞİİRİNDE YENİLEŞME HAREKETLERİ TARİHİ'NDEN (pasajlar) -Yahya Kemal


Türk şiiri kendi mecrasında akışını devam ettirirken, şiirde 'kemalât' derecesine ulaşmış bazı kendi sevdalıları tarafından YENİLEŞTİRİLMEYE de çalışılmıştır. Şiir yolculuğumuzda, bizi en çok derinden etkileyenler de bu 'yenileştirmeciler' olmuştur. Bunlardan birisi de YAHYA KEMAL ' dir.

'...Cihan harbi sıralarında, edebiyatımızda hece-aruz kavgaları devam ederken, Yahya kemal'in aruz vezniyle yazılmış bazı parçaları ekseriye mısra mısra, ağızdan ağıza dolaşmaya başladı.Bunlardan bir kısmı, şiirde SADE DİL ve HECE VEZNİ gayesini güden 'Yeni Mecmua' da 'Bulunmuş Sahifeler' başlığı altında neşredildi. En TEMİZ BİR DİLLE yazılmış olan bu manzumeler, Türkçe'mizin nazmın(şiirin) bünyesi içinde alabileceği MUSİKİ KIYMETİNE itiraz götürmez şekilde misal teşkil ettikleri gibi, şiire en ziyade yakışan tahassüsleri de ihtiva ediyorlardı. Fakat, Fikret'ten Mehmet Akif'ten farklı olarak, en güzel nazmın, hiç bir zaman NESRE EN YAKIN EDA ile yazılan nazım olmayacağına da kaniydi Yahya Kemal... Eserleriyle de bunu ispat etti... Mümtaz bir zevkin temin ettiği muvazene ile NAZMIN(ŞİİRİN) İÇ ve DIŞ KIYMETLERİNİ aynı kuvvetle ihtiva eden bu manzumeler, YENİ ŞİİR davasını halletmişti. Yalnız, başlarında Ziya Gökalp bulunan HECE taraftarları, Yahya Kemal'in bu güzel eserlerini hece vezniyle yazmayışına müteessirdiler.

Yahya Kemal, nazım(şiir) için VEZNİN ESAS DEĞİL, BİR VASITA olduğuna kani olarak, yazmakta devam etti. Muhtelif şarkıları ve 'Nazar, Deniz, Ses, Açıkdeniz' isimli manzumeleriyle YENİ ŞİİRİN EN GÜZEL ÖRNEKLERİNİ MEYDANA KOYARAK edebiyatımızın son çeyrek asırlık devresine hakim oldu. Bu zamanda, hece vezniyle yazanlar üzerinde bile Yahya Kemal'in sanat telâkkisi müessir olmuştur. Onun muvaffakıyetinde, gerek ŞARK, gerek GARBe ait KUVVETLİ BİR EDEBİ KÜLTÜRle mümtaz bir zevke sahip olmasının büyük tesiri vardır. Şairin sanat hayatında 1937'den sonraki yıllar YENİ BİR HAMLEye zemin tekil eder; bir müddet eser neşretmedikten sonra, 'Rintlerin Ölümü, Düşünce, Deniz Türküsü, Vuslat, Itri, vs. gibi çok kuvvetli manzumelerini vermesi bu son yıllar içindedir.

Yahya Kemal'in sanatında dikkate değer bir cephe de ESKİ ZEVKLE GAZELLER ve ŞARKILAR yazmış olmasıdır. Bazılarınca Divan şiirinin devamı ve taklidi gibi telakki olunan bu eserler HAKİKATTE BUNDAN FARKLI BİR SANAT ZİHNİYETİNİN MAHSULLERİDİR.O bunlarla bir (neoklasizm) yapmayı düşünmüştü. Bu gazeller şu veya bu Divan şairinin yolunda yürümekten ziyade, bütün ESKİ ŞİİRİN KIYMET OLARAK KALAN TARAFINI ve ZEVKİNİ MEYDANA KOYAN ve bu itibarla(*) ...-ESKİYİ İNKAR ETMEDEN, ONA KARŞI ÇIKMADAN- YENİDEN YENİ ÇIKARABİLECEĞİNİ ORTAYA KOYAN ESERLERDİ.

(*) M.N.ÖZÖN, a.g.e(syf: 96)
************************************************************************
Kimden: Şemsettin DERVİŞOĞLU (Bay, 50)
Kime: Grup: Yeni Edebi Akim =Gülce
Tarih: 15.9.2008 14:51 (GMT +2:00)
Konu: Yn: [yeni-edebi-akim..] TÜRK ŞİİRİNDE YENİLEŞME HAREKETLERİ TARİHİ'NDEN (pasajlar) -Yahya Kemal
Paylaşım için teşekkğürelr hocam.Emeğinize sağlık.

************************************************************************
Kimden: Refika Doğan / merhaba hüzün (Bayan, 50)
Kime: Grup: Yeni Edebi Akim =Gülce
Tarih: 15.9.2008 15:55 (GMT +2:00)
Konu: Sevgili CAN,Aysun ARGUN; HOŞGELDİNİZ..
Radyo Güllükte o gür ve coşkulu sesi ve güzel Türkçe'siyle, ayrıca dost desteğiyle herzaman ayrı bir yeri ve önemi olan sevgili ' Buzull / Denizin Kızı Mavi' Aysun ARGUN kardeşim, dostum, canım; hoşgeldiniz..! Gelişinizle mutlandırdınız, onurlandırdınız! Teşekkür ederim..Dilerim, yeniliğin o sımsıcak ikliminde dostça paylaşımlarımızla şiire,insan, yaşama yeni şeyleri birlikte katarız. Sevgimle, dostça..Refika Doğan
************************************************************************
Kimden: MustafaCeylan/GÜLCE-Yeni Edebi Akım (Bay, 56)
Kime: Grup: Yeni Edebi Akim =Gülce
Tarih: 15.9.2008 15:56 (GMT +2:00)
Konu: Üstad NECİP FAZIL ve biz-1
Üstad Necip Fazıl KISAKÜREK, 'Poetikasında' şiire dair görüşlerini açıklamıştır. Şüphesiz bu görüşlerin tamamı bizim GÜLCE'mizi de yakından ilgilendirmektedir.Şüphesiz, ilerleyen zamanlarda bu konulara derinlemesine gireceğiz.

Ancak, bu ilk (gül sıcaklığı ve gül muştusu) zaman diliminde, 'POETİKA'da, GÜLCE'mizi ilgilendiren bölümlerden sadece birini sunmak ta, sanıyorum görevimiz olsa gerek..

Diyor ki;

-'Son yılların sadece maddesiyle taklit malı ŞEKİL VE KALIP DÜŞMANLIĞINI, bir zamanlar Mısır'daki ehramlara taş taşıyan esirlerin ihtilali diye kabul ediniz! Bu (anti-tez) köleleri sultana ne kadar yakınsa, onlar da şaire o kadar. Bunlar cüce şairlerin şekil ve esareti altında ezilmiş, bedbaht encamlarına bakıp, HÜRRİYETİ, ŞEKLİ AŞMAK YERİNE, ŞEKLİ ATMAKTA BULAN idraksiz paryalar...'

Evet, GÜLCE'miz, maziden hız ve ilham alarak geleceğe koşmaktadır. Mazinin, edebiyat tarihimizin şekli unsurlarını ATMAK, yerine onları AÇMAK ve AŞMAK isteyen bir harekettir. Yeni nefes alanları ortaya koymak deyişimiz de işte bu sebep yüzündendir.

AÇMAK ve AŞMAK... KISACA YENİ OLMAK, AMA, YENİDEN YENİ OLMAK diyoruz biz ona.

***
Bir gün sorarlar Üstad'a, 'düşünebilmek ne demektir' diye?

Cevabı, 'düşünemediğimizi düşünmedikçe, düşünebilmekten uzağız' şeklinde olur.

Bu kaygısını giderememiş olmalı ki bir şiirde de;

'Lafımın dostusunuz, çilemin yabancısı,

Yok mudur, sizin köyde, çeken fikir sancısı? ' demiyor mu?

***

Neredeyse bir asra yaklaştı edebiyatta yaşadığımız sancı.

Kalemine ve edebiyat tarihine karşı kendisini sorumlu sayanların sancısı, bugüne kadar, yaşadıkları dönemin izlerini taşıdı hep.

GÜLCE' ye gönül verenler ve bu doğum sancısının sıcaklığını yaşayanlar, internetin ve iletişim araçlarının sağladığı çağın hızıyla, daha bir donanımlı, daha bir tecrübeliler ve bu sayede müşahhas örnekleri rahatlıkla sergileyebilmektedirler.
************************************************************************
Kimden: Refika Doğan / merhaba hüzün (Bayan, 50)
Kime: Grup: Yeni Edebi Akim =Gülce
Tarih: 15.9.2008 16:06 (GMT +2:00)
Konu: Yn: TÜRK ŞİİRİNDE YENİLEŞME HAREKETLERİ TARİHİ'NDEN (pasajlar) -Yahya Kemal
' Yahya Kemal'in sanatında dikkate değer bir cephe de ESKİ ZEVKLE GAZELLER ve ŞARKILAR yazmış olmasıdır. Bazılarınca Divan şiirinin devamı ve taklidi gibi telakki olunan bu eserler HAKİKATTE BUNDAN FARKLI BİR SANAT ZİHNİYETİNİN MAHSULLERİDİR.O bunlarla bir (neoklasizm) yapmayı düşünmüştü. Bu gazeller şu veya bu Divan şairinin yolunda yürümekten ziyade, bütün ESKİ ŞİİRİN KIYMET OLARAK KALAN TARAFINI ve ZEVKİNİ MEYDANA KOYAN ve bu itibarla(*) ...-ESKİYİ İNKAR ETMEDEN, ONA KARŞI ÇIKMADAN- YENİDEN YENİ ÇIKARABİLECEĞİNİ ORTAYA KOYAN ESERLERDİ. '


Eski dediğimiz; bir zaman bir şekilde değerlendirilmiş, miadı dolunca da -yeni eklentiler, yeni dolgular, yeni katkılarla, değişimin gerekliliğine inanılarak- yeni arayışlara gidilmesi zaruretiyle, öncekinin -yeri geldiğinde yine başvurulacak, yine değerlendirilecek bir değer olarak) gündemden kaldırılması demektir.Tabii ki bu durum asla bir öncekini değersiz, önemsiz sayarak inkâr anlamına gelmez, gelmemeli de.. Yaratıcı zekâ,geriye dönük bütün eskileri depolayarak üzerine kendi öz katkılarını ekler ve yepyeni bir sentezle yeni oluşumlarla sunuma hazır hale getirir; san' at ve san'atçı kimliğinin yüklediği misyonla da, ürettiği yenileri gün ışığına çıkararak cesaretle paylaşıma sunar. Gerçek san'at / san'atçı erbabı zaten olası eleştirileri göze alabilen, çağdaş anlayışın o ince ve duyarlı çizgisinde inandığı yeniliğin peşinden gidebilen, anlık duyguların kışkırtıcılığına kapılmayacak kadar akil ve hazımlı kişilerdir. İşte Yahya Kemal' in durumu da budur! O, inandığını aklı ve yüreğiyle kaleme hükmederek yazıya döken bir ölümsüzdü! Değerli paylaşımlarınıza teşekkürlerimle, saygıdeğer hocam..
************************************************************************
Kimden: MustafaCeylan/GÜLCE-Yeni Edebi Akım (Bay, 56)
Kime: Grup: Yeni Edebi Akim =Gülce
Tarih: 15.9.2008 16:12 (GMT +2:00)
Konu: Hoş Geldiniz-(Vezinlere dair)
Hece, Aruz, Serbest... Bu üçü de bizim. Biz onlarlayız. Onlar bizimle.
Biz BU ÜÇ GÖMLEĞİ DE, zamanı geldikçe, sırtımıza giymişiz ve çıkmışız yola. Fakir değiliz aslında. Yok, yoksul da değiliz. Yalnız, ZENGİN KAYNAKLAR ÜZERİNDE OTURAN YOKSUL -DUYGULU BEKÇİLERİZ sanki.

Yoksul, duygulu bekçinin gözleri açıldı gayri. Gül müjdesi yağmakta ilham bulutlarından, yağmaya da devam edecek daha.
Bekçi uyandı ve bu özgür kırların asıl sahibini buldu. Asıl sahibinin kendisi olduğunu gerçeğin aynasında görünce, oturdu kenara bir türkü tutturdu ki, asırlar ötesinde de söylenecek...

Diyerek;
Denizin Kızı Mavii'miz Aysun ARGUN'a hoş geldiniz diyor, selam ve saygılarımı sunuyorum...

Kaynak: Yeni Edebi Akim =Gülce