Gönderen: MustafaCeylan/GÜLCE-Yeni Edebi Akım
Alan: Grup: Gülce
Tarih: 26.07.2009 23:03:00
Konu: EİE-TİYATRO OYUNU YAZMA YARIŞMASI
----------------------------------------
ÇOCUK OYUNU DALINDA “ENERJİ VERİMLİLİĞİ” KONULU TİYATRO OYUNU YAZMA YARIŞMASI ŞARTNAMESİ

Madde 1. Yarışmaya Katılacak Kişilerde Aranacak Koşullar

a) Yarışmaya T.C. Vatandaşları katılabilir.
b) Oyun Değerlendirme Kurulu’nda görev alan üyeler ve bu kişilerin birinci dereceden akrabaları bu yarışmaya katılamazlar.

Madde 2. Yarışmaya Katılacak Olan Oyunların Nitelikleri

a) Yarışmanı konusu; “Enerji Verimliliği”, amacı; çocuklarda enerji verimliliği bilincinin artırılmasına ve geliştirilmesine katkı sağlamaktır.
b) Yukarıda belirlenen konu başlığını işleyen öykü, roman ve şiirden uyarlama olan eserler, değerlendirme dışı bırakılır.
c) Bir kişi, birden çok eserle yarışmaya katılabilir. Birden çok kişinin ortaklaşa yazdığı eser ya da eserlerle katılması da kabul edilir.
d) Yarışmaya katılacak eserler, öz biçim ve üslup bakımından dramatik yazım tekniğinin gerektirdiği kurallar çerçevesinde kaleme alınmış olmalıdır.
e) Basılmış, oynanmış ya da başka yarışmalarda derece almış oyunlar yarışmaya katılamaz. Oyun Değerlendirme Kurulu’nun yapacağı araştırma sonucu böyle bir durumun saptanması durumunda eser yarışma dışı bırakılır.


Madde 3. Yarışmaya Son Katılım Tarihi
Yarışmaya katılacak eserler 30/09/2009 tarihi mesai saati bitimine kadar teslim edilmiş olmalıdır.

Madde 4. Eserin Teslim Edileceği / Gönderileceği Adres

Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğü Genel Evrak Şefliği
Eskişehir Yolu 7.km No:166,
ANKARA,

Madde 5. Yarışmaya Katılacak Eserlerin Teslim Edilme Koşulları

a) Eserler bilgisayar ortamında 12 punto bir buçuk satır aralığıyla aralıkla, daktilo ile çift aralıkla yazılarak yedi (7) nüsha halinde gönderilmeli / teslim edilmelidir.
b) Her nüshanın ilk sayfasına eserin adı açık biçimde yazılmalıdır.
c) Her nüshanın birinci sayfasında oyunun türü ve kaç bölüm olduğu belirtilmelidir.
d) Her nüshanın birinci sayfasında, eser sahibinin RUMUZU yer almalıdır. Yazarın kimlik bilgileriyle ilgili herhangi bilgi kesinlikle olmamalıdır.
e) Yarışmaya katılanlar, eserleriyle birlikte üzerinde yarışmacının RUMUZU yazılı kapalı bir kimlik zarfı teslim etmelidir.
f) Kimlik zarfı içinde yarışmacının imzalı başvuru formu, özgeçmişi, kimlik bilgileri, açık adresi, telefon numarası ve iki adet vesikalık fotoğrafı bulunacaktır.
g) Kimlik zarfı teslim eden her yarışmacı, bu şartnameyi okumuş ve koşullarını kabul etmiş sayılır.
Madde 6. Yarışmaya Girecek Eserin Teslim Alma Koşulları

a) Yarışmaya giren eserler teslim alınırken üzerinde rumuz bulunan kapalı kimlik zarfı açılmayacak biçimde mühürlenerek teslim alınacaktır.
b) Dereceye giren eserler açıklanıncaya kadar kimlik zarfı saklanacaktır.
c) Hangi nedenle olursa olsun, yarışmaya son katılım tarih ve saatinden sonra ilgili adrese ulaştırılan veya teslim edilmek istenen eserler yarışma dışı bırakılır.
d) Postada meydana gelecek gecikme ve kayıplardan Genel Müdürlüğümüz sorumlu değildir.

Madde 7. Dereceye Girmeyen Eserlerin İade Edilmesi

a) Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğü dereceye girmemiş eserleri iade etmekle yükümlü değildir.
b) Katılımcı yazarlara, talebi doğrultusunda açılmamış durumdaki kimlik zarfları iade edebilir.

Madde 8. Yarışmaya Giren Eserlerin Değerlendirilmesi

8.1. Eserlerin Değerlendirme Kıstasları

Yarışmaya katılan eserler Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğünce oluşturulan Oyun Değerlendirme Kurulu tarafından konu, dil, süre, dramatik oyun yazma tekniği ve amaca uygunluk açısından değerlendirilecektir.

8.2. Oyun Değerlendirme Kurulu

a) Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğünden bir temsilci
b) Devlet Tiyatroları G...
................



************

Gönderen: MustafaCeylan/GÜLCE-Yeni Edebi Akım
Alan: Grup: Gülce
Tarih: 26.07.2009 12:24:00
Konu: Yn: ZÜLFİKAR YAPAR KALELİ ŞİİRİNDE DOST ve DOSTLUK-1(düzeltilmiş metin)

ZÜLFİKAR YAPAR KALELİ ŞİİRİNDE DOST ve DOSTLUK

Mustafa CEYLAN



”.........Sevgili okuyucu;
...................Bu sayfalarda şiir adına Hakka ve hakikate yaraşır ne varsa; babamla annemin helal ekmeklerin ve helal emeklerinin mütevazı bir semeresidir.
Ne kadar hata ve yanlış varsa kabahatlisi benim.

................Büyük sevdalara adanmış şair yürekli insanların arasında şiir yazmak zor değil.
Zor değil, koskoca bir mazinin tül kanatlarında uyuyan, uyanınca geleceğin büyük Türkiye'sinin ufkunda tuğ olan ruhların ürperişlerini kağıda dökmek.

..............Bu şiirler 'çirkefin yorganına' sığmadıkları için,'küfrün urganına' çekilen, geleceğin hamisi gönül erlerinin hikayesidir.
..............Ben onların acısını ta iliklerimde hissettim.
..............Onların bitmez tükenmez Eyyûb-î sabrına şahit oldum.

Bu kadar ağır sorumluluğun, bu kadar ağır vebalin semeresi olan bu şiirlerden maddi bir çıkar beklemek, hem sevdiklerime ihanet, hem de inançlarımı inkâr olur.

Bu yüzden;
...............Bu şiirleri isteyen istediği yerde, istediği şartta, istediği ortamda yazabilir, okuyabilir, yayınlayabilir, besteleyebilir, türkü veya sarkı yapabilir, kasete okuyabilir, radyoda çalabilir.
Bunun için bizden ayrıca izin almaya gerek yoktur.
.......Ancak bir ricam var, lütfen şairinin adıyla olsun.
............Hakkımız helâl olsun.”

**

23.000 civarında nüfusu bulunan bir internet sitesinde şiirlerini yayınlayan üstad Zülfikar Yapar Kaleli’nin, şiirlerinin bulunduğu kısmın en baş sayfasına koyduğu taahhütname bu işte. Bir örneğine rastlanması mümkün değil. Hele hele “Bu şiirleri isteyen istediği yerde, istediği şartta, istediği ortamda yazabilir, okuyabilir, yayınlayabilir, besteleyebilir, türkü ve şarkı yapabilir, kasete okuyabilir, radyoda çalabilir. Bunun için bizden ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak bir ricam var, lütfen şairinin adıyla olsun.” Diyebilen, bu devirde, bu dönemde zordur. İşte bu rşairin kendisine ve şiirine güvenini ortaya koymaya yetmektedir.

Nicelerini tanımışız, görmüşüzdür... Adamın üç günlük şiir tecrübesi ve internet ortamında bulunma, şiir yayınlama deneyimi var; nice yasaklar ve havai övünmelerle ortalarda döner durur. Arada bir mesaj kutuma gelir mesajları onların, bir paragraf sözden sonra, 'devamını sayfamda okumayı unutma' der ve ekler 'yok efendim zat-ı muhteremin eserleri noter tasdikliymiş de, telif hakları meselesi de varmış da'... Güler geçerim, bana bu şekilde yazanlara... Pek de ünlü ve burunları pek de havalardadır onların. Rumuz, mahlas kullanırlar. Derim onlara, at bu 'ecnebice rumuzu, yaz adını geleyim sayfana'... Ben bunu dedim ya, 'Delirir o ünlü (!) şair. Bir sürü öğütler verir bana ve bir daha da yazmaz... Bugüne kadar hep öylelerini gördük. Zülfikar Yapar Kaleli gibi birisi zor bulunur.

**

“Eyvah! Ruhumu kemirirler, beynimi yerler,
Bu ruhsuz, merhametsiz, bu kitapsız şiirler.”

**

KALELİ'NİN DOSTLUK ANLAYIŞI

Zülfikar Yapar Kaleli, günümüz Türk şiirinde özellikle hece dalında vermiş olduğu eserleri ile parlayan bir yıldızdır. Güzel dilimiz Türkçe’yi ses bayrağı yapıp mısralarından oluşturduğu kale burçlarında dalgalandıran şairin şiirlerinin belli başlı temel direklerinden birisi “dost ve dostluk” konusudur. Kaleli üstada göre dost ve dostluk önemlidir. Kaleme aldığı su misali akan o güzelim şiirleri için, bir şiirinde dostlarına bakın nasıl seslenmiş?

“Dostlar beni okumayın
Sayfalarda kalsın gülüm
Tezgahlar bez dokumayın
Orta yerde kalsın ölüm”

Demiştir. Dikkatinizi çekti mi bilmem, “Tezgahlar bez dokumayın / Orta yerde kalsın ölüm” derken, yaşamak-hayata bağlı kalmak ve ölüme karşı direnişi yansıttığını görmekteyiz. Kefen bezi bulunamamalı ve ölüsü bu sebeple orta yerde kalmalıdır. Bir gül hüviyetinde olan şiirleri de dostları tarafından okunmadığından sayfalarda kalmalıdır.

Aslında, şair burada, şiiri ve şairi yaşatan, geleceğe taşıyan gene dost ve dostluklardır demek istemektedir. Bir çeşit şair serzenişi var bu dörtlükte.

Aynı zamanda bir öğretmen-eğitmen olan Kaleli üstad, birinci derece yakınlarından başlayarak, halkayı her şiirinde biraz daha genişleterek; öğütçü-nasihatçiliğini, bir anlamda yol göstericiliğini sergilemektedir. Yakınlarına yol gösterirken, dost ve dostluk kavramının muhtevasına eğilmekte, 'çoğunlukla da kendisinden kaçan sahte dostları' işaret ederek, gerçek dostlukları anlatmaya çalışmaktadır. Kızı ile karşılıklı “deyiş”tiği bir şiirinde;


“Zülfikar Yapar Kaleli:

Kalmışım naçar kızım
Dost benden kaçar kızım
“Bir kapıyı kapayan
Gün gelir açar” kızım…

Sakine Aydın:

Viran olsa da obam
Boşa çıksa da çabam
Dost ararsan ben varım
Üzülme garip babam…”

Demektedir. Baba-evlâd arasında geçen bu yürek diyaloğu, Aanadolu insanının öz değerlerini yansıtmaktadır. Baba “dost benden kaçar” derken, kızı babasına “Dost ararsan ben varım, üzülme baba” demektedir. Üstad, dertlendiğinde, dertli yüreğini en çok kızları Ülkü ve Fatma’ ya açar. Kızları için söylediklerini bir baba ve bir öğretmen olarak bütünüyle memleket evlâtlarına söylediğinin farkındadır. Bir şiirinde;

“Biri gönül koysa kaşını çatma
Dost deyip herkesi müsavi tutma
Bir elim Ülkü Nur, bir elim Fatma
Bir elime kalem alsam kan akar.”

Diye seslenmiştir.

Dost ve dostluk, başta Yunus Emre olmak üzere Anadolu evliyâ-eren ve ozanlarının en baş temalarından birisidir.

Bundan seneler öncesinde “Dost Şiirleri Güldestesi” adı ille bir antoloji çalışması başlatmıştım. O çalışmada da gördüm ki, “dost ve dostluk” konusunda en fazla şiir yazmış şairimiz Yunus Emre’dir.

Bana göre, Yunus Emre’ den sonra Kaleli üstad dostluk konusu üzerinde en fazla duran şairlerimizdendir. Ancak, Yunus’un dost ve dostluk anlayışında yer yer tasavvufi neşe ve öz bulunmaktadır. Yüce Mevlâ’yı “dost görme” anlayışı da vardır. Kaleli’ de ise, tasavvufi aşk ve şevk yerine, insan ilişkilerinde, insanın insanla gün ve zaman aynasında buluşmasının yansımaları vardır.
Dolayısıyla, Kaleli’nin dost anlayışında idrak, şuur ve iç frenler öne çıkar.

Kızlarına öğütler veren şair, annesine ve annelere de şikâyetini dile getirir. Anne, sığınılacak limandır. Çaresizliğin çaresidir. Toplumsal yaraların yegâne melhemi annede, annenin o sarıp sarmalayan sözlerindedir.

“Meylimi vereli, dost bilip kire
Her gün hüzünlüyüm, ölüm bin kere
Gönlümü sererim post gibi yere
Yanlış anlaşılır sözlerim anne.”


Kanlar oluk oluk içine aksa
Vazgeçme dostundan düşmanın çoksa
Haksızlığa karşı lal olacaksa
Sözümüze kusur takın anneler”


------DEVAM EDECEK-------


*******************

Gönderen: MustafaCeylan/GÜLCE-Yeni Edebi Akım
Alan: Grup: Gülce
Tarih: 26.07.2009 12:10:00
Konu: ZÜLFİKAR YAPAR KALELİ ŞİİRİNDE DOST ve DOSTLUK-1
----------------------------------------
ZÜLFİKAR YAPAR KALELİ ŞİİRİNDE DOST ve DOSTLUK

Mustafa CEYLAN



”.........Sevgili okuyucu;
...................Bu sayfalarda şiir adına Hakka ve hakikate yaraşır ne varsa; babamla annemin helal ekmeklerin ve helal emeklerinin mütevazı bir semeresidir.
Ne kadar hata ve yanlış varsa kabahatlisi benim.

................Büyük sevdalara adanmış şair yürekli insanların arasında şiir yazmak zor değil.
Zor değil, koskoca bir mazinin tül kanatlarında uyuyan, uyanınca geleceğin büyük Türkiye'sinin ufkunda tuğ olan ruhların ürperişlerini kağıda dökmek.

..............Bu şiirler 'çirkefin yorganına' sığmadıkları için,'küfrün urganına' çekilen, geleceğin hamisi gönül erlerinin hikayesidir.
..............Ben onların acısını ta iliklerimde hissettim.
..............Onların bitmez tükenmez Eyyûb-î sabrına şahit oldum.

Bu kadar ağır sorumluluğun, bu kadar ağır vebalin semeresi olan bu şiirlerden maddi bir çıkar beklemek, hem sevdiklerime ihanet, hem de inançlarımı inkâr olur.

Bu yüzden;
...............Bu şiirleri isteyen istediği yerde, istediği şartta, istediği ortamda yazabilir, okuyabilir, yayınlayabilir, besteleyebilir, türkü veya sarkı yapabilir, kasete okuyabilir, radyoda çalabilir.
Bunun için bizden ayrıca izin almaya gerek yoktur.
.......Ancak bir ricam var, lütfen şairinin adıyla olsun.
............Hakkımız helâl olsun.”

**

23.000 civarında nüfusu bulunan bir internet sitesinde şiirlerini yayınlayan üstad Zülfikar Yapar Kaleli’nin, şiirlerinin bulunduğu kısmın en baş sayfasına koyduğu taahhütname bu işte. Bir örneğine rastlanması mümkün değil. Hele hele “Bu şiirleri isteyen istediği yerde, istediği şartta, istediği ortamda yazabilir, okuyabilir, yayınlayabilir, besteleyebilir, türkü ve şarkı yapabilir, kasete okuyabilir, radyoda çalabilir. Bunun için bizden ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak bir ricam var, lütfen şairinin adıyla olsun.” Diyebilen, bu devirde, bu dönemde zordur. İşte bu, şairin kendisine ve şiirine güvenini ortaya koymaya yetmektedir.

Adamın üç günlük şiir tecrübesi ve internet ortamında bulunma, şiir yayınlama deneyimi var; nice yasaklar ve havai övünmelerle ortalarda döner. Bugüne kadar hep öylelerini gördük. Zülfikar Yapar Kaleli gibi birisi zor bulunur.

**

“Eyvah! Ruhumu kemirirler, beynimi yerler,
Bu ruhsuz, merhametsiz, bu kitapsız şiirler.”

**

DOSTLUK

Zülfikar Yapar Kaleli, günümüz Türk şiirinde özellikle hece dalında vermiş olduğu eserleri ile parlayan bir yıldızdır. Güzel dilimiz Türkçe’yi ses bayrağı yapıp mısralarından oluşturduğu kale burçlarında dalgalandıran şairin şiirlerinin belli başlı temel direklerinden birisi “dost ve dostluk” konusudur. Kaleli üstada göre dost ve dostluk önemlidir. Kaleme aldığı su misali akan o güzelim şiirleri için dostlarına bakın nasıl seslenmiş?

“Dostlar beni okumayın
Sayfalarda kalsın gülüm
Tezgahlar bez dokumayın
Orta yerde kalsın ölüm”

Demiştir. Dikkatinizi çekti mi bilmem, “Tezgahlar bez dokumayın / Orta yerde kalsın ölüm” derken, yaşamak-hayata bağlı kalmak ve ölüme karşı direnişi yansı sıttığını görmekteyiz. Kefen bezi bulunamamalı ve ölüsü bu sebeple orta yerde kalmalıdır. Bir gül hüviyetinde olan şiirleri de dostları tarafından okunmadığından sayfalarda kalmalıdır.

Aslında, şair burada, şiiri ve şairi yaşatan, geleceğe taşıyan gene dost ve dostluklardır demek istemektedir. Bir çeşit şair serzenişi var bu dörtlükte.

Aynı zamanda bir öğretmen-eğitmen olan Kaleli üstad, birinci derece yakınlarından başlayarak, halkayı her şiirinde biraz daha genişleterek; öğütçü-nasihatçiliğini, bir anlamda yol göstericiliğini ihmal etmektedir. Yakınlarına yol gösterirken, dost ve ...
................