• SiteAna Sayfa
  • Güllük Dergisi
  • Şairlerimiz
  • Arama
  • Üyeler
  • Video
  • Yardım
  • bayrak

Giriş Yap   Kayıt Ol
Oturum Aç
Kullanıcı Adı:
Şifre: Şifremi Hatırlat
 
Gülce Edebiyat Akımı
gulce
Your browser does not support the audio element.

Akdeniz Radyo istek
Tıklayın-Okuyun/Güllük Dergisi

Google Web'de Ara Sitede Ara
Submit Face book
  • 0 Oy - 0 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Konu Modu
GÜLCE'DE 529.GÜN(24.02.2010
Dışarıda Rahime Kaya
Yetkili Şair
****
Üyelik tarihi: Jan 2011
Mesaj Sayısı: 421
Konu Sayısı: 398
 
#1
19/02/2011, 21:31
Gönderen: TekilDüny@lı/YusufBoz@n
Alan: Grup: Gülce
Tarih: 24.02.2010 23:57:00
Konu: 4.Göz 'gülce' Narlı KaraGözleri
----------------------------------------
4.Göz 'gülce' Narlı KaraGözleri

ıtırlı gözü
şimşekleri mi saklar
gizeme sevda
çiziler mi böceği

akan yıldızlar
ağına mı tutulsa
deniz yazında
tayfa gibi boğulsa

param parçadır
ilk akşamda ansızın
yıkılsa evren
yangın sıçrar denize

deniz üstüne
ışıldayıp yanarak
uzunca baktı
narlı kara gözleri

240210-4denizli

Ozan Efe




Gönderen: TekilDüny@lı/YusufBoz@n
Alan: Grup: Gülce
Tarih: 24.02.2010 22:18:00
Konu: FEYZULLAH KIRCA KİMDİR..? / ZAMAN (Gülce-Bahçe)

Sevgili gönül dostu Feyzullah beyefendiye GÜLCE sevgi ve selamlarımla hoşgeldiniz diyor, gülce nice paylaşımlarda bulunmak ümidiyle saygılarımı sunuyorum..

İsterseniz Bu yürek insanını tanıyalım canlar...
*****************************************************************
07.01.1973 yılında akbaşlar köyünde doğdu.ilkokulu akbaşlarda bitirdi.1985 yılında köyde açılan kur’an kursun’a başladı. Son bir yılı dursunbeyde olmak üzere 3 yıl kur’an kursunda okudu.1988-1989 eğitim öğretim yılında Dursunbey imam-hatip lisesine başladım.1994-1995 yılında mezun oldu.08-01-1996 de Manyasın Dura köyünde imam-hatiplik görevine başladı.1996 kasım celbinde askere giderek Ankara-Etimesgut Tank tugayı acemi birliğinden Tekirdağ-Beşiktepe Muharebe tümenine dağıtım oldu.Askerlik dönüşü Manyasın Dura Köyünde görevine devam etti.Buradan 2000 yılında Dursunbeyin Karyağmaz Köyüne tayin oldu.İki yılda burada kaldıktan sonra 27.mayıs.2002 de Dursunbey Işıklar Köyüne Tayin oldu.2002 yılından 2008 yılına kadar 7 yıl da burada görev yaptıktan sonra 18 kasım 2008 de kendi köyü olan Akbaşlar köyü'nde göreve başladı.Halen aynı Göreve devam etmektedir. 2.mayıs.2000 yılında evlendi.Hüseyin Enes,Ruveyda,Rumeysa ve Hümeyra adlarında 4 çocuk babasıdır.

Genellikle mısraların eşit uzunluğu çerçevesinde, dörtlükler halinde serbest şiirler yazar. mısraları eşit olmayan şiirleri de vardır. 5 hece, 13 hece,17 hece ve 21 hece duraksız şiireri de var. halk şiirinde 2 liden 20 liye kadar hece şiir vezinleriyle şiir yazılabildiğini, ama halk şirinde daha çok 7 li, 8 li, 11 li, 14 lü ve 16 lı şiirlerin duraklı olanları tercih edildiğini de bilmektedir. Genel tercihi 17 li duraksız hece veznidir....


******************************************************************************
Sayın Kırca dostumuzun tanıtımından sonra GÜLCE-BAHÇE şiirini paylaşmak istiyorum sizlerle sevgili canlar..



ZAMAN (Gülce-Bahçe)

Kıymetini anlarsam arkadaş,
Yoksa can düşmanımdır
Kurtuluş ışığı ve nurumdur,
Gafilsem gecem ve karanlığım
Dolmuş olsa benim zaman da vadem
Onsuz ben nasıl yaşarım
Zararın neresinden dönersem
Döneyim hemen denecek zamandır.

Huzursuzluğunda darağacı,
Keder ve hüzünlendiğinde duyarsın acı,
Neşende ve mutluluğunda ise kardeş bacı,
Geçmesini istemediğin baş tacı
Zaman birçok derdin ilacı
/
Geri gelmez geçer zaman
Sudur çağlar gider zaman
Dağı taşı deler zaman
Uyan gafil halin yaman
/
(Z) aman menziller kat etti
Yok (A) sla dönüş belletti
Ne çağlar, (M) azide tepti
Bilmez halden (A) man bilmez
Bilmez ne kıştan (N) e yazdan
/
Ne güller
Seven gönüller
Ne geçip giden yıllar
Vuslata kavuşamayan hayaller
Yaşanamadan kalan özlem ve emeller
Yarım kalır zamanda her şey, kururda sebiller

Ne krallar mat etti, çirkinleşti nice güzeller
Güçlü olsan nafile, düşer kalkan eller
Vade varsa zamanda eser yeller
Olmayalım gafiller
Görünür keller
Son haller
/
Tok olur ya, bu zamanda uyarı alanlar
Biter filmler bilene, olsa da kahraman çok
Oynayacak perde var olsa da çok, vade yok
Sok hesaba sen’i, sorgula ne yapıp ettiğini
/
Ey arkadaş! Zaman dopdolu yaşanırsa zamandır
Boşa geçmiş bir mefhum ise halimiz ne yamandır
Akılıca iş, yürürken yol nereye bir bakmandır
Zararın neresinden dönersen denecek zamandır

Alemde vadem dolduğunda, durmam bende giderim
Salih amelim var, kendime yetecek kadar derim
Ahir-i zamanda kabul olunmazsa Allah kerim
O zaman kendimi yaratana nasıl arz ederim


Feyzullah Kırca




Gönderen: ibrahim coşar
Alan: Grup: Gülce
Tarih: 24.02.2010 10:50:00
Konu: Sevgili
----------------------------------------
Sevgili

Senin sevgine mazhar oldu bu yürek ilkin
Tüm sürgünler bu aşkın kalpte filizlenmesi
Adınla verilirken korkan yüreğe telkin
Bu yangın bu sevdanın koşulsuz izlenmesi

Bilirim ki bu sevda iflah olmaz, onulmaz
Yarattığınla buldum ben çizgini sevgili
Bu sevdanın yerine hiçbir sevda konulmaz
Yarattığında buldum ben sevgini sevgili

Eserini gördükçe büyüklüğünden ürktüm
Gücünle sağlanırken kainatta her düzen
İnsanın insanlara yaptıklarından korktum
Baskı ve esarettir yaratılanı üzen

Yarattığını sevmek seni sevmek demekmiş
Bundandır insanları bu kadar çok sevişim
Doğru olanı övmek seni övmek demekmiş
Bundandır doğruluğa bu kadar sitayişim

Adını kullanarak doğruyu saptıran var
Bu hükmetme dürtüsü aklı yanlışa iten
Önce ruhunu yiyor içindeki canavar
Bilmezler mi hayattır en son nefesle biten

Ne oldu insanoğlu birbirine küstün de
O canan ki adıyla ruhuna huzur veren
Kader demeyin sakın kaderin de üstünde
İlahi bir güç vardır doğru yolu gösteren

Ey geçmişin sahibi atinin son hayali
Uzatma sana olan hasretimi ne olur
Sensizlik her cihanda ruhumun ölüm hali
Dilerim ki bu gönül adınla huzur bulur

22.02.2010/İstanbul

İbrahim Coşar




Gönderen: MustafaCeylan/GÜLCE-Yeni Edebi Akım
Alan: Grup: Gülce
Tarih: 24.02.2010 01:31:00
Konu: USTADAN- NAAT

Naat

Seccaden kumlardı..
................................
................................
Devirlerden, diyarlardan
Gelip, göklerde buluşan
Ezanların vardı! .

Mescit mümin, minber mümin...
Taşardı kubbelerden tekbir,
Dolardı kubbelere “amin”..

Ve mübarek geceler dualarımız;
Geri gelmeyen dualardı...
Geceler ki pırıl pırıl
Kandillerin yanardı..
Kapına gelenler ya muhammed,
- uzaktan, yakından –
Mümin döndüler kapından...

Besmele, ekmeğimizin bereketiydi,
İki dünyada aziz ümmet;
Muhammed ümmetiydi.

Konsun –yine- pervazlara güvercinler,
“Hû hû”lara karışsın âminler...
Mübarek akşamdır;
Gelin ey Fâtihalar, Yâsinler!

Şimdi seni ananlar,
Anıyor ağlar gibi...
Ey yetimler yetimi,
Ey garipler garibi;
Düşkünlerin kanadıydın,
Yoksulların sahibi...
Nerde kaldın ey Resûl,
Nerde kaldın ey Nebi?

Günler, ne günlerdi, yâ Muhammed,
Çağlar ne çağlardı:
Daha dünyaya gelmeden
Mü’minlerin vardı...
Ve bir gün, ki gaflet
Çöller kadardı,
Halîme’nin kucağında
Abdullah’ın yetimi
Âmine’nin emaneti ağlardı.
Hatice’nin goncası,
Aişe’nin gülüydün.
Ümmetinin gözbebeği
Göklerin resûlüydün...

Elçi geldin, elçiler gönderdin...
Ruhunu Allah’a,
Elini ümmetine verdin.
Beşiğin, yurdun, yuvan
Mekke’de bunalırsan
Medine’ye göçerdin.
Biz bu dünyadan nereye
Göçelim, yâ Muhammed?

Yeryüzünde riyâ, inkâr, hıyanet
Altın devrini yaşıyor...
Diller, sayfalar, satırlar
“Ebu Leheb öldü” diyorlar.
Ebû Leheb ölmedi, yâ Muhammed
Ebû Cehil kıt’alar dolaşıyor!

Neler duydu şu dünyada
Mevlidine hayran kulaklarımız;
Ne adlar ezberledi, ey Nebî,
Adına alışkın dudaklarımız!
Artık, yolunu bilmiyor;
Artık, yolunu unuttu
Ayaklarımız!
Kâbe’ne siyahlar
Yakışmamıştır, yâ Muhammed
Bugünkü kadar!

Hased gururla savaşta;
Gurur, Kafdağı’nda derebeyi...
Onu da yaralarlar kanadından,
Gelse bir şefkat meleği...
İyiliğin türbesine
Türbedâr oldu iyi.

Vicdanlar sakat
Çıkmadan yarına,
İyilikler getir, güzellikler getir
Âdem oğullarına!

Şu gördüğün duvarlar ki
Kimi Tâif’tir, kimi Hayber’dir...
Fethedemedik, yâ Muhammed,
Senelerdir.

Ne doğruluk, ne doğru;
Ne iyilik, ne iyi...
Bahçende en güzel dal,
Unuttu yemiş vermeyi...
Günahın kursağında
Haramların peteği!

Bayram yaptı yapanlar;
Semâve’yi boşaltıp
Sâve’yi dolduranlar...
Atını hendeklerden -bir atlayışta-
Aşırdı aşıranlar...
Ağlasın Yesrib,
Ağlasın Selman’lar!

Gözleri perdeleyen toprak,
Yüzlere serptiğin topraktı...
Yere dökülmeyecekti, ey Nebî,
Yabanların gözünde kalacaktı!

Konsun -yine- pervazlara güvercinler,
“Hû hû”lara karışsın âminler...
Mübarek akşamdır;
Gelin ey Fâtihalar, Yâsinler!


Yüreklerden taşsın
Yine, imanlar!
Itrî, bestelesin Tekbîr’ini;
Evliyâ, okusun Kur’ân’lar!
Ve Kur’ân-ı göz nûruyla çoğaltsın
Kayışzâde Osman’lar
Na’tını Galip yazsın,
Mevlid’ini Süleyman’lar!
Sütunları, kemerleri, kubbeleriyle
Geri gelsin Sinan’lar!
Çarpılsın, hakikat niyetine
Cenaze namazı kıldıranlar!

Gel, ey Muhammed, bahardır...
Dudaklar ardında saklı
Âminlerimiz vardır...
Hacdan döner gibi gel;
Mi’râc’dan iner gibi gel;
Bekliyoruz yıllardır!

Bulutlar kanat, rüzgâr kanat;
Hızır kanad, Cibril kanad;
Nisan kanad, bahar kanad;
Âyetlerini ezber bilen
Yapraklar kanad...
Açılsın göklerin kapıları,
Açılsın perdeler, kat kat!
Çöllere dökülsün yıldızlar;
Dizilsin yollarına
Yetimler, günahsızlar!
Çöl gecelerinden, yanık
Türküler yapan kızlar
Sancağını saçlarıyla dokusun;
Bilâl-i Habeşî sustuysa
Ezânlarını Dâvûd okusun!

Konsun –yine- pervazlara güvercinler,
“Hû hû”lara karışsın âminler...
Mübarek akşamdır;
Gelin ey Fâtihalar, Yâsinler!

Arif Nihat Asya



Gönderen: kalpgönülsevgi
Alan: Grup: Gülce
Tarih: 24.02.2010 00:13:00
Konu: Mustafa Kemal Atatürk
----------------------------------------
Mustafa Kemal Atatürk

Bitmeyen görevin tamamlanmadı,
Göremedim nerde mamur seviye,
Seni bu alem ki anlayamadı,
Sen yol gösterdin Türk milletime.

Dünya alem duysun dünyada Türk üm,
İmanım sağlamdır kavidir ülküm,
Atatürk dünyada en büyük Türk sün,
Sen yol gösterdin Türk milletime.

Ezelden ebede Türk yaşayacak,
Mazlumlar zalimi bir gün boğacak,
Ufuktan öyle bir Güneş doğacak,
Sen yol gösterdin Türk milletime.

'Dünya Türk ün adamların birligi'
Neden bozuyorlar güzel dirligi,
'Yurtta sulh cihanda sulh' dedin Atam,
Sen yol gösterdin Türk milletime.

Dilim Türkçe dünya dili Türkçedir,
Dünyada engüzel lehçe Türkçedir,
Ey Türk gençliği sen vazifeni bil,
Sen yol gösterdin Türk milletime.

Fuat Gürsoy


Alıntı  
Tweet      
     


Benzeyen Konular
Konu: Yazar Cevaplar: Gösterim: Son Mesaj
  GÜLCE'DE 551.GÜN(18.03.2010)-2 Site Yönetimi 0 2,011 29/11/2012, 23:45
Son Mesaj: Site Yönetimi
  GÜLCE'DE 551.GÜN(18.03.2010)-1 Site Yönetimi 0 1,939 29/11/2012, 23:30
Son Mesaj: Site Yönetimi
  GÜLCE'DE 550.GÜN(17.03.2010) Site Yönetimi 0 1,958 29/11/2012, 22:49
Son Mesaj: Site Yönetimi
  GÜLCE'DE 549.GÜN(16.03.2010) Site Yönetimi 0 1,688 15/10/2012, 16:33
Son Mesaj: Site Yönetimi
  GÜLCE'DE 548.GÜN(15.03.2010) Site Yönetimi 0 1,881 15/10/2012, 11:37
Son Mesaj: Site Yönetimi
  GÜLCE'DE 547.GÜN(14.03.2010) Site Yönetimi 0 1,770 15/10/2012, 11:26
Son Mesaj: Site Yönetimi
  GÜLCE'DE 546.GÜN(13.03.2010) Site Yönetimi 0 1,969 15/10/2012, 10:54
Son Mesaj: Site Yönetimi
  GÜLCE'DE 545.GÜN(12.03.2010) Rahime Kaya 0 2,686 17/03/2011, 02:05
Son Mesaj: Rahime Kaya
  GÜLCE'DE 544.GÜN(11.03.2010) Rahime Kaya 0 2,002 17/03/2011, 02:00
Son Mesaj: Rahime Kaya
  GÜLCE'DE 543.GÜN(10.03.2010) Rahime Kaya 0 6,018 17/03/2011, 01:53
Son Mesaj: Rahime Kaya

Digg   Delicious   Reddit   Facebook   Twitter   StumbleUpon  


Konuyu görüntüleyenler:
1 Misafir

Mustafa Ceylan |
  •  
  • Yukarı dön  
  • Lite mode  
  •  Bize Ulaşın


Dost Sitelerimiz:

Türkçe Çeviri: MyBB Türkiye
Üretici: MyBB, © 2002-2025 MyBB Group-Theme © 2014 iAndrew

Sitemizde yer alan eserlerin telif hakları şair-yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir.(Haberleşme : ceylanmustafa_07@hotmail.com)
Doğrusal Görünüm
Konu Görünümü
Yazdırılabilir Sürüm
Konuya Abone Ol
Konuya Anket ekle
Konuyu Arkadaşına Gönder