SiteAna Sayfa
Güllük Dergisi
Şairlerimiz
Arama
Üyeler
Video
Yardım
Giriş Yap
Kayıt Ol
Oturum Aç
Kullanıcı Adı:
Şifre:
Şifremi Hatırlat
Beni Hatırla
Your browser does not support the audio element.
Akdeniz Radyo istek
Tıklayın-Okuyun/Güllük Dergisi
Web'de Ara
Sitede Ara
0 Oy - 0 Yüzde
1
2
3
4
5
Konu Modu
GÜLCE'DE 546.GÜN(13.03.2010)
Site Yönetimi
Admin
Üyelik tarihi:
Jan 2008
Mesaj Sayısı:
12,518
Konu Sayısı:
11,588
#1
15/10/2012, 10:54
(Bu mesajı son düzenleyen: 15/10/2012, 11:02
Site Yönetimi
.)
Kimden : Refika Doğan (Bayan, 54)
Kime : Grup: Gülce
Tarih : 13.3.2010 01:42 (GMT +2:00)
Konu : Yn: [yeni-edebi-akim..] Gülce KUMRU bahçesinde.
Merhaba Grubum, Saygıdeğer Dostlarım, Canlarım...Merhaba Mehmet Nacar Hoca' m;
Canım yurdumun gündemi her ne kadar sırılsıklamsa da, peş peşe güzelliklerle dolu Gülce haberleriyle ruhumuz sağalıyor.
Teşekkürler Üstad..Size ve şahsınızda ' KENT GAZETESİ MATBAASI' na içtenlikle teşekkür ediyor;
'Kumru' ya 'hoşgeldin' diyerek, hayırlı olmasını diliyorum.
========================================
** YANITLANAN MESAJ ********************
========================================
Gönderen: Mehmet Nacar 1
Alan: (grup üzerinden) Refika Doğan
Tarih: 12.03.2010 22:00:00
Konu: [yeni-edebi-akim..] Gülce KUMRU bahçesinde.
----------
Gaziantep'te KUMRU adında bir tarih, kültür, sanat ve edebiyat dergisi çıkarmaya hazırlanıyoruz. Derginin hukuki hazırlıkları tamamlandı. İçeriğini doldurmaya başladık. Bugün ilgili matbaa (Kent Gazetesi Matbaası) ile anlaşma sağlandı.Tahminen nisan onbeş de ilk sayımızı çıkaracağız.
KUMRU'da GÜLCE için bir sayfa ayırdım. Ayrılan sayfa derginin yayın hayatı boyunca GÜLCE'ye ait olacaktır.
Derginin sahibi avukat/şair Abdulhadi Bay.
Yazı İşleri Müdürü Mehmet Nacar.
Genel Yayın Yönetmeni Gülhun Ertilav.
İletişim adresi: kumrudergisi@hotmail.com
NOT: İsteyen dostlarımız dergiye yazı ve şiir gönderebilirler. ANCAK YAZI KURULUNCA SEÇİLENLER YAYINLANACAKTIR.
Selam ve saygılarla...
Mehmet Nacar
Kimden : Renkler ve Yaşam (Bay, 69)
Kime : Grup: Gülce
Tarih : 13.3.2010 12:36 (GMT +2:00)
Konu : N U T U K................... 69.......... 13 Mart 2010
N U T U K …………69………13 Mart 2010
Verdiğim yanıtı Yusuf İzzet Paşa, toplantıda bulunanlara bildirdiği. Zaman Reşit Bey ayağa kalkarak, “Beyler! Bu yanıt göğsünüzü kapayın demektir! Biliyorsunuz ki askerlerin göğüslerinin kapalı bulunması sıkı düzen ereğidir” demiş. Reşit Bey’in “Başkan bizi askerce sıkı düzen altına almak istiyor” demek istediği anlaşılıyor. Söz konusu toplantıyı düzenleyenlerin kimisi besbelli ki Reşit Bey’in arkadaşlarıydı.
Reşit Bey Ankara’da bulunan İzzet Paşa kuruluyla yaptığı buluşma ve konuşmalara dayanarak
“Paşalar İzmir’i, İstanbul’u kurtararak barış yapılabileceğini söylemek üzere gelmişken, kendilerinin tutuklandıkları” yolunda bir eğilim de uyandırmıştı.
22 Aralı 1920 günü Reşit Bey ile bakanlardan ve milletvekillerinden on beş kadar arkadaşı, hükümet konağındaki odama çağırdım. Bu arkadaşlar arasında Celal Bey Kazım Paşa, Eyüp Sabri Bey, Adnan Bey, Vehbi Bey Yusuf İzzet ve Emir paşalar vardı. Fevzi Paşa Hazretleri de orada hazır bulundu. Bu kurula söz konusu sorunun bütün gelişim safhalarını, gereken belgeleri de göstererek, açık bir biçimde anlattım. Reşit Bey söylediklerimin hiç birini, yadsımadı. Düşman saldırısına karşı tek gücün, Etem Bey’in gücü olduğunu ve bizim kurduğumuz tümenlerin çil yavrusu gibi dağılacaklarını söyleyerek, ne yapıp yapıp Etem Bey gücünü artırmak ve pekiştirmek gerektiğini bildirdi. Yanıt olarak dedim ki, “Etem Bey’in kendi komuta edebileceği gücün sayısı, bin iki yüz, en çok iki bin kişi olabilir. Bu artırılsa düzensizlikten dağılıp Etem Bey’in yıkımına neden olur. Ne olursa olsun, yurt yazgısının kişilere bağlı güçlere değil, ancak Büyük Millet Meclisinin yasalarına bağlı düzenli birliklere bırakılması gerekir. Gezici Güçler belli bir kuruluş içinde kalır ve verilen buyruklara eksiksiz uyarsa yararlı olabilir.”
Reşit Bey, ileri sürülen gerçekleri uygun buluyormuş gibi davrandı. Bunun üzerine son bir deneme olmak üzere, Reşit Bey’in kimi arkadaşlarla birlikte kardeşlerinin yanına gidip öğüt vermesi kabul edildi.
Bundan sonra işin bir çözüme bağlanması için, şimdiye değin yaptığım kişisel girişimlere son vereceğimi kurula bildirdim. Kurul, Gezici Güçlere Hükümetin son ve kesin istekleri olmak üzere şu konuları bildirecekti.
1—Gezici Güçler öteki birlikler gibi, buyruklara ve komutaya eksiksiz olarak uyacak ve yasa dışı her türlü taşkınlıklardan çekinecektir.
2—Gezici Güçler gücünü artırmak için, kendiliğinden hiçbir yerde, hiçbir yolla adam toplamayacak ve bu amaçla gönderdiği adamların çalışmalarına hemen son verecektir. Er gereksinmesi başka birlikler gibi, istek üzerine cephe komutanlığınca sağlanacaktır.
3—Gezici Güçler, kaçakları yakalatmak için doğrudan adamlar görevlendirip gönderemeyecek; kaçaklar öteki birliklerde olduğu gibi, cephe komutanlığınca izlettirilerek yakalanacaktır.
4—Gezici Güçlerin, kendi adamlarının ailelerine bakmak üzere, kimi yerlerde bulundurduğu bağlantı subayların kim oldukları Hükümetçe bilinecek ve bu subayların elinde bulunan kapalı yazının bir örneği de bize verilecektir.
** Çerkez Etem’e Bir Öğüt Kurulu Gönderiliyor **
Bu koşullar yerine getirildiğinde, Gezici Güçler, şimdiye değin olduğu gibi belli bir sayıyı aşmamak üzere, görevini sürdürecektir. Reşit bey’le birlikte Celal, Kılıç Ali, Eyüp Sabri Vehbi beyler 23 Aralıkta öğleyin Ankara’dan yola çıkarak 24 Aralık saat 4.45’te Kütahya’ya vardılar. Beyler, Etem ve Tevfik beylerin Cephe Komutanının bilgi ve onayı olmaksızın bölgelerinde bulunan ordu birliklerini cepheye dağıtarak Gezici Güçlerin ağırlıksız erlerini Gediz’de ve Pehlivan Ağa birliğinde Kütahya’da toplamış olduklarını haber aldım. Bunun üzerine 25-26 Aralık 1920’de Kütahya’daki Celal Bey ve arkadaşlarına yazdığım açık bir tel yazısında; “Bu tür davranışla ne yapılmak istendiğini, bu konudaki düşüncenizin bildirilmesini makine başında bekliyorum” dedim. Bu telyazısının bir örneğini İsmet, Refet ve Fahrettin paşalara kapalı olarak bildirerek dikkatlerini çektim. Öğüt vermeye giden kurul üyelerinin altında tümünün imzası bulunan şu kısa yanıtı verdim. “Üzülmeyiniz, kötüye yorulacak bir amaç yoktur. Tevfik Bey yarın gelecek, hep birlikte görüşeceğiz. Sonucu ayrıntılarıyla bilgilerinize sunarız.”
N U T U K ………..sayfa 241 / 244……….(devam edecek)
Kimden : Rahime Kaya 1 (Bayan)
Kime : Grup: Gülce
Tarih : 13.3.2010 12:39 (GMT +2:00)
Konu : Arkadaşlarımdan ricam
Merhaba dostlarım,
' Alıç Ağacının Türküsü (GÜLCE-Bahçe-26) ' şiirimi yeniden düzenledim.
Sizlerden okuyup görüş bildirmenizi rica ediyorum.
Saygılarımla........
***ŞİİRİN DÜZELTTİĞİM ŞEKLİ***
Alıç Ağacının Türküsü (GÜLCE-Bahçe–26)
I
Kırık kışın ardı sıra gidişim
Sırtımda gam
Can evimde vurgun…
Kıvrım, kıvrım kıvrandıran doğumsuz sancım
Güzelliğe gebe olmadı, baharı doğurmadı…
Gün kara bulutlara çoktan girmiş
Saymaya yıldız yok, ısınmaya güneş
Ay, benim olmayan adsız geceye vurulmuş
Ben sensizliğe eş…
Nedir bu mavilerin küskünlüğü, düşmanlığı ışığın nedir
Hep kepenkler inmiş…
Bu zulüm bana... bu tükeniş…
……………………Gök kubbeye el açmış
……………………Tükenmeyi dilerken yüreğim
……………………Kuru dalda filiz gördü gözlerim
……………………Ya rab, bende yeşerebilirim!
……………………Bahar gençlik gibiyse baharı neyleyim
……………………Çam ağaçlarını sevdim
……………………Her mevsim genç kalmayı öğreneyim.
Hey çocuklar koşun…
Güller açsın dudak kıvrımlarınız
Kaybolsun uçuklarınız
Gri yazgılılara bahar getirdi ak çiçekli alıç
Değin beyazına, yeşiline, kızılına…
Buruk tat dillerinize tanıdık
Kudret kınasının kutsallığıyla
Kızıl meyvesinden sürün ellere.
Baharların en güzeli yürekte son tat
Ezbersiz yürek dalgalarım
Acemi at
Yılların suskunluğuna inat
Yıkıp duvarları sonsuzluğa koşuyor…
Yaşamı sevda edip ardı sıra koştuğum
Yeşilin büyüsüne aldanıp ta coştuğum
Hayra yorduğum düşle sol yanına düştüğüm
Olmasan düşlerimde, bahtsız ömrü neylerim
İçerim kan ağlasın, ben türkünü söylerim
Olduğun günden beri, karayı ak eylerim
Ak çiçeğim uzaktan göz kırptı, el sallandı
Bir merhaba can oldu, yüreğimde dallandı
Tattıkça meyvesini damağımda ballandı
İçerim kan ağlasın, ben türkünü söylerim
Yeşil yaprak arasında, al küpeli Alıç’ım
Damarımda kan oldun, bahara başlangıcım
Vuslatta titrediğim, sen sevdada olgaçım
Olduğun günden beri, karayı ak eylerim
/
Hey çocuklar koşun
Sizi bekliyor ömrü az bahar
Gülüşleri yarım kalmış anneleri de getirin ardınızdan
Katar, katar
Soluyun, küçücük canda can var…
Anlamaz derdinizi gülüşleri tamamlanmışlar
Ellerinde bıçkısı budarlar günleri
Gülüşleri…
Koşun, tez gelin çocuklar
/
Her dokunuş topraktır, söz su yüreğe akan
Kalp gözünde güzellik, canlıya kutsal bakan
Arınmış sevgilerdir, kötüyle başa çıkan
Kurusun tüm dalların, ben sevdanı yeğlerim
***İLK YAYINLADIĞIM ***
167
Alıç Ağacının Türküsü (GÜLCE-Bahçe–26)
I
Kırık kışın ardı sıra koştuğum
Sırtımda gam
Can evimde vurgun…
Kıvrım, kıvrım kıvrandıran doğumsuz sancım
Güzelliğe gebe olmadı, baharı doğurmadı…
Gün kara bulutlara çoktan girmiş
Saymaya yıldız yok, ısınmaya güneş
Ay, benim olmayan adsız geceye vurulmuş
Ben sensizliğe eş…
Nedir bu mavilerin küskünlüğü, düşmanlığı ışığın nedir
Hep kepenkler inmiş…
Bu zulüm bana... bu tükeniş…
…………………………………….Gök kubbeye el açmış
…………………………………….Tükenmeyi dilerken yüreğim
…………………………………….Kuru dalda filiz gördü gözlerim
…………………………………… Bende yeşereyim...
…………………………………….Ya rab
…………………………………….Bahar gençlik gibiyse baharı neyleyim …………………………………….Çam ağaçlarını sevdim
…………………………………….Her mevsim genç kalmayı öğreneyim.
Hey çocuklar koşun…
Güller açsın dudak kıvrımlarınız
Kaybolsun uçuklarınız
Gri yazgılılara bahar getirdi ak çiçekli alıç
Değin beyazına, yeşiline, kızılına…
Buruk tat dillerinize tanıdık
Kudret kınasının kutsallığıyla
Kızıl meyvesinden sürün ellere.
II
Baharların en güzeli yürekte son tat
Ezbersiz yürek dalgalarım
Acemi at
Yılların suskunluğunu konuşturan göz yaşlarım
Yıkıp duvarları sonsuzluğa akıyor…
Bitmeyen sevdan ile yaşama yol aldıran
Yeşilin albenisi düşten düşe daldıran
Hayra yorulan görüş, yürekten dert kaldıran
Olmasan yüreğimde, ben düşlersiz neylerim
Sen salın tahtsızlığa, ben gönlümü eylerim
İçerim kan ağlasın, ben türkünü söylerim
Ak çiçeğim uzaktan göz kırptı el sallandı
Bir merhaba can oldu, yüreğimde dallandı
Tattıkça meyveleri damağımda ballandı
Sen salın tahtsızlığa, ben gönlümü eylerim
Yeşil yaprak arasında, al küpeli Alıç’ım
Yaşamıma kan oldun, bahara başlangıcım
Vuslatta titrediğim, sen sevdada olgaçım
İçerim kan ağlasın, ben türkünü söylerim
/
Hey çocuklar koşun
Sizi bekliyor ömrü az bahar
Gülüşleri yarım kalmış anneleri de getirin ardınızdan
Katar, katar
Soluyun, küçücük canda can var…
Anlamaz derdinizi gülüşleri tamamlanmışlar
Ellerinde bıçkısı budarlar günleri
Gülüşleri…
Koşun, tez gelin çocuklar
/
Her dokunuş topraktır, söz su yüreğe akan
Kalp gözünde güzellik, canlıya kutsal bakan
Arınmış sevgilerdir, kötüyle başa çıkan
Kurusun tüm dalların, ben sevdanı yeğlerim
Rahime Kaya
Kimden : MEVLÜDE DEMİR (Bayan, 57)
Kime : Grup: Gülce
Tarih : 13.3.2010 12:53 (GMT +2:00)
Konu : MUSTAFA HOCAM BU YIL ŞAİRLER BULUŞMASI YOK MU...OF YAAA
Mustafa hocam...bu yıl şairler buluşması etkinliği yapmayacakmısınız...bu gün yarın diye bekliyorum ses çıkmadı sizden... gezmek için bahanemiz oluyordu :))
hadi hocam boş duranı allah sevmez :)) ..ayarlayın bir etkinlikte katılalım
selamlarımı saygılarımı iletiyorum
Kimden : Rahime Kaya 1 (Bayan)
Kime : Grup: Gülce
Tarih : 13.3.2010 14:48 (GMT +2:00)
Konu : Yn: Arkadaşlarımdan ricam
Arkadaşlarım,
Gülce yeni tanınıyor ve kusursuz olsun,
okur gülceyi içine sindirsin istiyorum.
Gülcedergisi.com sitemizden şiirimi bu nedenle yayınlamadım.
Görüşleriniz benim için önemli.
Sizlerden gelen görüşden sonra gülcem 'gülce' olacak ve kendi sitemizde yayınlayacağım.
Lütfen görüşlerinizi yazın.
Kimden : MustafaCeylan/GÜLCE-Yeni Edebi Akım (Bay, 60)
Kime : Grup: Gülce
Tarih : 13.3.2010 15:34 (GMT +2:00)
Konu : TÜY
-YUKARIYA
Tüy,
Nasıl
Yükseldin?
Hele anlat
Nerde rüzgârın?
Mutlusun maşallah,
Cümbüşlü şarkıların...
Tüy,
Orda
Yukarda
Yağmur var mı?
Mevsim bahar mı?
Senin de gözlerin
Aşağıya bakar mı?
Tüy,
Orda
Kafalar
Hep karışık,
Masalar teslim
Ve yasalar çorba
Karanlığa alışık
Gözlerde kin, öfke, nefret
Neden acaba, söyle neden?
Tüy,
Hepsi
Sen gibi
Hafif, esnek
Ve de gamsız mı?
Bak ordakilere,
Haber aktar bizlere,
Enjekte edildi mi
Söyle, zehirler cevizlere...
*
-II-
Ne kadar çabuk yükseldin, anlayamadım
Sırtında samur kürk, bakışların bile değişik tüy,
Dikkat eyle, tabanda kaynamakta en sıcak gözeler..
Kesildiğinde rüzgârın,
Uzanıvereceksin kaldırımlara boylu boyunca
Bel ki bugün, bel ki yarın...
Tüy,
Işık delecek karanlığı
Açılacak asırlar,
Açacak goncalar tebessümle yeniden
Bekleme, kaybol ortadan
Çabucak tüy! ...
*
-III-
Hayat dediğin iç içe iki ırmak fidanım
Farkında olmadan geçer gidersin
Birinden diğerine...
İç içe iki ırmak can gülüm,
Öylesine yakın ama
Tarifsiz bir uzaklıkta
İki şehir sanki hayat bitanem...
Üstte ve altta iki şehir,
Birini duvar ustaları yükseltir,
Ötekini mezar kazıcı resmeder kazma-kürek..
*
Gelip geçici dünya
Gelip geçici makam,
Masa üstünde yasa
Ah be kudüm, ah be ney...
Ah be ah kirpiklerin olmasa
Girerdi biliyorum emrime, gelirdi gecelerime
Işık ışık doğu, rengârenk batı
Ve el ele tutuşarak kuzeyle güney...
*
-IV-
Şimdi sen loş koridorlarda, gıcır gıcır iskarpinlerin
Kravatının rüzgârı vuruyor yüzüme
Şimdi sen çabuk yükselen kanatlarla
Midesini düşünen gagalarlasın...
'Devlet malı deniz' diyorsun biliyorum
Öksürüğün, aksırığın değişti.
*
-V-
Devlet devlet dedikleri bir kaç kurum, bir kaç insan
Doymak bilmez güdükleri saklar kırık birkaç fincan
Çaydanlıktan akar para, rüşvet denen fırsatlardan
Tükrüklenmiş düdükleri susmaz öter her gün çan çan! ..
*
-VI-
Büyük vardır vatan satar
İhanettir gülücüğü...
Büyük vardır haram yutar
Küçüklerin en küçüğü,
Hazinede köprücüğü...
Büyük vardır yana yatar
Sanırsın soğan cücüğü,
Bataklığın son böcüğü...
Büyük vardır oruç tutar
Derde derman öpücüğü...
*
Göçer birgün yipelek uçuverir
Dayarsan sırtını dağlara daya...,
Düşersen gurbete gün kaçıverir
Güven kendindeki nazlı sılaya
Nakışlanmış duruyor hasılaya
Eser rüzgâr kokular saçıverir
Siner cennet kokusunda havaya...
Edep, her çarşıda yok bedavaya
Ve saklanmaz sineler açıverir...
Edepsizler giremez bu davaya...
Mustafa CEYLAN
Kimden : MustafaCeylan/GÜLCE-Yeni Edebi Akım (Bay, 60)
Kime : Grup: Gülce
Tarih : 13.3.2010 16:05 (GMT +2:00)
Konu : Yn: [yeni-edebi-akim..] Yn: Arkadaşlarımdan ricam
Şiiriniz şu an önümde,
Şu an bel ki 20'nci okuyuşum,
yüksek sesle de 3 kez okudum,
Kızımı bekliyorum,
Ona da okutup,
ondan sonra görüşlerimi yazacağım,
azcık sabır bacım...
*
Arkadaşlarımıza da
az zaman tanıyın...
*
Şiirdeki sesin ritmine bile bakıyorum ben..
*
az müsaade...
Kimden : Öğretmen Şükran Günay (Bayan, 61)
Kime : Grup: Gülce
Tarih : 13.3.2010 16:17 (GMT +2:00)
Konu : Yn: [yeni-edebi-akim..] TÜY
''Şimdi sen loş koridorlarda, gıcır gıcır iskarpinlerin
Kravatının rüzgârı vuruyor yüzüme
Şimdi sen çabuk yükselen kanatlarla
Midesini düşünen gagalarlasın...
'Devlet malı deniz' diyorsun biliyorum
Öksürüğün, aksırığın değişti.''
Tüy olabilmek de kolay değil hani... :)
İnşallah tüy olanlara bir şeyler fısıldar bu dizeler can kardeşim Ceylan. Ama onların buralarda işleri de olmaz ki... Değil mi? Ne yapmalı ne etmeli de kulaklarına bunları fısıldamalı ki, tüy olmanın geleceğinden korunsunlar.
Ben bu şair yüreği çok seviyorum.
Kimden : Refika Doğan (Bayan, 54)
Kime : Grup: Gülce
Tarih : 13.3.2010 16:23 (GMT +2:00)
Konu : Yn: [yeni-edebi-akim..] TÜY
'
Tüy,
Nasıl
Yükseldin?
Hele anlat
Nerde rüzgârın?
Mutlusun maşallah,
Cümbüşlü şarkıların...
.....................
....................
Tüy,
Işık delecek karanlığı
Açılacak asırlar,
Açacak goncalar tebessümle yeniden
Bekleme, kaybol ortadan
Çabucak tüy! ...
*
-III-
Hayat dediğin iç içe iki ırmak fidanım
Farkında olmadan geçer gidersin
Birinden diğerine...
İç içe iki ırmak can gülüm,
Öylesine yakın ama
Tarifsiz bir uzaklıkta
İki şehir sanki hayat bitanem...
Üstte ve altta iki şehir,
Birini duvar ustaları yükseltir,
Ötekini mezar kazıcı resmeder kazma-kürek..
*
Gelip geçici dünya
Gelip geçici makam,
Masa üstünde yasa
Ah be kudüm, ah be ney...
Ah be ah kirpiklerin olmasa
Girerdi biliyorum emrime, gelirdi gecelerime
Işık ışık doğu, rengârenk batı
Ve el ele tutuşarak kuzeyle güney...
...................
...................
Büyük vardır vatan satar
İhanettir gülücüğü...
Büyük vardır haram yutar
Küçüklerin en küçüğü,
Hazinede köprücüğü...
Büyük vardır yana yatar
Sanırsın soğan cücüğü,
Bataklığın son böcüğü...
Büyük vardır oruç tutar
Derde derman öpücüğü...
*
Göçer birgün yipelek uçuverir
Dayarsan sırtını dağlara daya...,
Düşersen gurbete gün kaçıverir
Güven kendindeki nazlı sılaya
Nakışlanmış duruyor hasılaya
Eser rüzgâr kokular saçıverir
Siner cennet kokusunda havaya...
Edep, her çarşıda yok bedavaya
Ve saklanmaz sineler açıverir...
Edepsizler giremez bu davaya...
Mustafa CEYLAN '
Dünya dediğimiz yer kürenin kendine özgü dönüşünün yanında;
Ona anlam kazandıran ve 'hayat' sözcüğüne gerçekten de hayat veren, diri tutan İNSAN denilen beşerin; siyasi, yönetsel, kültürel, sosyal ve daha nice sıfatlarla hayat denilen sahnede çeşitli kademelerde yer alışının... ' Sorumluluk-ekmek davası-ulusal değer anlayışı-emek-hak ediş ve -her ne ad altında olursa olsun- hayatın karşısında yitirmemesi gereken ÖZ ü bağlamında- kapsamlı analizi bu dizeler.
Öyle bir analiz ki; yer yer yeren...yer yer vurgularıyla vuran, belli yer, makam ve kimliklere göndermelerle 'insan olmayı' hatırlatan ve en nihayet ' Gelip geçici dünya ' diyerek varılacak yolun aynı rotada değişmezliğini işaret eden...
Hele;
' Üstte ve altta iki şehir,
Birini duvar ustaları yükseltir,
Ötekini mezar kazıcı resmeder kazma-kürek.. '
dizeleriyle; 'yaşanılan dünya ile ölümlü dünya' yı ifade ediş şekli olaganüstü..Alışılmış, tek düzelikten uzak, benzetme ve cinasın da yer aldığı o kadar farklı ve güzel edebi sanatlar uygulanmış ki...
Bir TÜY ve bir tüy' e sığdırılan, bir tüy' le anlamlandırılan, çoğaltılan HAYAT...
Bir TÜY ve hayatın içinde -kendi değerini ya da değersizliğini yaratarak ALÇALAN ya da YÜKSELEN; İNSAN...
Bu kadar mı güzel anlatılır...
Değerli kaleminize saygıyla Hoca' m...
Kimden : asuman soydan atasayar (Bayan, 53)
Kime : Grup: Gülce
Tarih : 13.3.2010 16:47 (GMT +2:00)
Konu : Yn: [yeni-edebi-akim..] TÜY
size yorum yazmak haddim değil hocam...ama ben bu şiirden anladıklarımı yazmaya kalksam roman olur belkide...inanılmaz bir derinlik ve kinaye ile müthiş dersler var içinde...sanat yönü zaten beni aşar... tebriklerim ve saygılarımı iletiyorum kaleminize.
Kimden : asuman soydan atasayar (Bayan, 53)
Kime : Grup: Gülce
Tarih : 13.3.2010 16:57 (GMT +2:00)
Konu : BAHAR GELECEKMiŞ (gülce= buluşma)
İYİ BİR HAFTA SONU DİLİYORUM ARKADAŞLARIMA
BAHAR GELECEKMiŞ (gülce= buluşma)
Tez zaman ayında mevsim
Ha açmış…! Ha açacakmış!
Isıtmak için ruhumu
Bana da uğrayacakmış.
Garip serçeydi yüreğim
Kış ortasında titrerken
Sevinçten yağdı yağmur
Bahar, müjdeyi verirken…
Kurtulmak için üşüyen günlerden…
'Bir yaprak daha düşse! ' diye
Takvim sayfalarında ben!
Her bir gün ağır çekim
Bekle be gülüm!
Geçecektir nitekim.
Hava…su…güneş gibi…
Yeniden doğuş gibi…
Ruhuma nefes gelecek!
Hasrete vuslat…
Hüznüme tebessüm…
Canıma can gelecek!
Üşüyen günümüze bahar gelecek!
Umutlar tohumsa yüreğim tarla
Yeşeren bir tohum var bu tarlada!
Güzde kalan çiçek, aç...aç bir daha!
Kavuşsam yeniden uçcam havada!
Sabırsız ruh günümde, geçmiyor şimdi zaman
Ne yaman duyguymuş bu, dayan yüreğim dayan!
Hazanlardan bahara az kaldı geçeceksin
Okyanusu atlayıp, ırmakta boğulmadan.
ASUMAN SOYDAN ATASAYAR
Kimden : Feyzullah Kırca 1 (Bay, 39)
Kime : Grup: Gülce
Tarih : 13.3.2010 17:19 (GMT +2:00)
Konu : Yn: [yeni-edebi-akim..] TÜY
Mustafa hocam tebrikler harika bir şiir olmuş,
Belitmemişsiniz ama Gülce-Bahçe şiirinizi ve kaleminizi kutlarım. tüy bu kadar güzel bir dille tarife gelirdi ancak, gelmiş. selam ve sevgiler
Kimden : Öğretmen Şükran Günay (Bayan, 61)
Kime : Grup: Gülce
Tarih : 13.3.2010 18:10 (GMT +2:00)
Konu : Yn: [yeni-edebi-akim..] BAHAR GELECEKMiŞ (gülce= buluşma)
''Her bir gün ağır çekim
Bekle be gülüm!
Geçecektir nitekim.
Hava…su…güneş gibi…
Yeniden doğuş gibi…
Ruhuma nefes gelecek!
Hasrete vuslat…
Hüznüme tebessüm…
Canıma can gelecek!
Üşüyen günümüze bahar gelecek! ''
Umut değil midir hep?
Haydi dayan, gündoğumu yakın diyen?
Ve çekilmezleri çekilir eden....
Şükran Günay
Kimden : asuman soydan atasayar (Bayan, 53)
Kime : Grup: Gülce
Tarih : 13.3.2010 18:49 (GMT +2:00)
Konu : Yn: Yn: [yeni-edebi-akim..] BAHAR GELECEKMiŞ (gülce= buluşma)
bahar müjdeli umutlar tükenmesin...teşekkürler Şükran Öğretmenim..
Kimden : Refika Doğan (Bayan, 54)
Kime : Grup: Gülce
Tarih : 13.3.2010 20:21 (GMT +2:00)
Konu : Aman ha, dikkatli olalım canlarım...
Saygıdeğer Grup Arkadaşlarım, Dostlarım;
Affınıza sığınarak, bir dosttan bana gelen bir uyarı iletisini -olayın güncelliği ve önemi dolayısıyle- sizlerle paylaşmak istedim.
Bilgilerinize...
İleti aynen şöyle yazıyor:
' Arkadaşlar,
] Şirketimizde çalışan Halil kardeşimizin bugün sabah şirkette iken başına gelen
] olayı anlattı.Bende 'halil; bunu yaza dök.tanıdık tüm arkadaşlara yollayalım'
] dedim.Sağolsun yazmış.Okuyunca şaşıracaksınız.aman dikkat arkadaşlar.....
] Saygılarımla,
]
] MURAT ENGIN
] FEDERAL-MOGUL PİSTON,
] SEGMAN VE GÖMLEK ÜRETİM TESİSLERİ A.Ş.
] -
] ARKADAŞLAR
] Bugun saat 09:59 ' da cep telefonumdan Zafer ÇELİK diye biri aradı.. (
] Adımı kullanarak)
] Ofis dışına çıkmamı ve çok önemli bir konuda görüşme yapacağımızı, bu konunun
] kimse tarafından bilinmemesi gerektiğini ifade etti.
] T.C kimlik numaramın ve cep telefonu numaramın terör örgütü (PKK) tarafından
] internet üzerinden tespit edildiğini ve benim adıma (9 Adet sahte kimlik)
] düzenlendiğini ve birçok bankadan yüksek meblağlarda kredi çekildiğini ifade
] etti. Hatta bazı olaylarda kullanılabileceği süpherinin oldugunu vurguladı.
] ((Bu sırada arka fonda telsiz sesi geliyor...)) T.C kimlik numaram
] kullanılarak diğer oparatör (AVEA, VODAFONE) dan hat alındıgını ve benim
] vereceğim kimlik bilgileri ve adres bilgileri ışıgında bu şahısların
] yerlerini ve kredi kartlarının iptalini gerçekleştirilebileceğini ifade etti.
] Şu anda Sivas ve Gaziantepten bu numaralara ait sinyallerin uydu üzerinden
] alındıgını ve takip edildiğini söyledi. Benim acilen kendi iyliğim ve
] güvenliğim için bir an önce kendisine istediği bilgiyi vermem gerektiğini
] bildiriyor.. ısrarla.... bu talebini yeniliyor... (pek zamanınız kalmadı diye
] ifadeler kullanıyor.)
] Ben kendisine şu soruyu sordum: Sizin emniyette çalışıp çalışmadığınızı
] nereden bileyim? ..
] Verdiği cevap: (Ankara Mamak / Gizli istibarat Servisinden 621172 Sicil
] numarasına sahip Zafer ÇELİK, oldugun ifade etti.) ben kendisine şu anda
] ofis dışındayım bu bilgileri not etmem lazım bu yüzden ofise dönüyorum, dedim
] ve ofise geldim... Söylediği bilgileri not ettim. bu sırada kendisi (
] 'Halil bey, biz sizi gün içersinde İstanbul Emniyet Müdürlüğüne
] aldıracagız.' ifadesini kullandı ve telefonu kapattı.)
] Ben hemen 155 polis imdatı arayarak Ankara Emniyet Müdürlüğü'nün telefonunu
] istedim (0505 318 06 00 (13 Hat)) Aradım ve dolandırıcılık masası ile
] görüştüm bu durumu kendilerine anlatım..
] Bana, günde 100 kişinin bu şeklide arandığını ve kimlik bilgilerine
] ulaşıldığını aktardılar.. Aranan 100 kişinden 50 kişinin bu şekilde mağdur
] edildiğini ifade ettiler.
] Tanıdıklarınızı lülfen uyarın. Bizler her türlü bilgiye zaten ulaşabiliriz..
] Bu şeklide bir çalışma şeklimiz yok diye ifade ettiler...
]
] Beni arayan numara: 0534 682 46 26
]
] AMAN DİKKAT EDİN....SAKIN BİLGİ VERMEYİN......
]
] HALİL YİĞİT '
Kimden : gülçocuk-serkan ökçe (Bay, 92)
Kime : Grup: Gülce
Tarih : 13.3.2010 22:17 (GMT +2:00)
Konu : ikinci el
İkinci El
Şimdi ikinci el kitapların yırtık sayfalarında
Yaşanmış aşklarda, düşülmüş notlarda arıyorum
Aradığım kokun
Aradığım gözlerinin rengi
Aradığım dokunuşun
Aradığım sensin…
Not düşmüş mutlu sevdalılar
Hiç ayrılmayacağız diye
Kocaman harflerle isimlerini yazmışlar
Bir kalbin içine
Oysa daha bilmiyorlar, bilmiyorlar işte…
Kırık aynalar parçalayacak suretlerini
Avuçlarına yalnızlığı öğretecekle daha
Yeni romanlar alıp, bir kenarına
Sevdalar yalan diye yazacaklar
Biliyorum onlarda gelip
Bu sayfalarda benim aradığım gibi
Kaybettiklerini arayacaklar…
Serkan Ökçe
Kimden : Feyzullah Kırca 1 (Bay, 39)
Kime : Grup: Gülce
Tarih : 13.3.2010 23:15 (GMT +2:00)
Konu : Yn: [yeni-edebi-akim..] Aman ha, dikkatli olalım canlarım...
ÇOK TEŞEKKÜRLER REFİKA HANIM
SAHTEKARLAR VE DOLANDIRICILAR İŞİ İYİCE AZITTI MALESEF.
Kimden : Mehmet Nacar 1 (Bay, 64)
Kime : Grup: Gülce
Tarih : 13.3.2010 23:16 (GMT +2:00)
Konu : Yn: Yn: [yeni-edebi-akim..] Gülce KUMRU bahçesinde.
Teşekkür ediyorum.
Grup dostlarımca pek ilgi görmese de dergide Gülce sayfasını derginin yaşamı boyunca devam ettireceğim.
Saygılar.
M.N.
Kimden : Feyzullah Kırca 1 (Bay, 39)
Kime : Grup: Gülce
Tarih : 13.3.2010 23:20 (GMT +2:00)
Konu : Yn: Yn: Yn: [yeni-edebi-akim..] Gülce KUMRU bahçesinde.
MEHMET NACAR HOCAM KOLAY GELSİN, ALLAH MUVAFFAK EYLESİN DERGİ ÇALIŞMALARINIZI. HAYIRLI GECELER. SELAM VE SEVGİLER
Kimden : Mehmet Nacar 1 (Bay, 64)
Kime : Grup: Gülce
Tarih : 13.3.2010 23:23 (GMT +2:00)
Konu : Yn: Yn: Yn: Yn: [yeni-edebi-akim..] Gülce KUMRU bahçesinde.
Teşekkür ediyorum Feyzullah bey.
Dergide edebi açıdan tarafımızda olan dostlara ağırlık vermek için bu çalışmayı başlattık. Yazı kurulunda yakından tanıdığınız kişiler de var.
Başarmak umuduyla, saygılar.
M.N.
Kimden : MustafaCeylan/GÜLCE-Yeni Edebi Akım (Bay, 60)
Kime : Grup: Gülce
Tarih : 13.3.2010 23:33 (GMT +2:00)
Konu : Yn: Yn: Yn: Yn: Yn: [yeni-edebi-akim..] Gülce KUMRU bahçesinde.
Her zaman ve daima beraberiz inşallah hocam...
Kimden : MustafaCeylan/GÜLCE-Yeni Edebi Akım (Bay, 60)
Kime : Grup: Gülce
Tarih : 13.3.2010 23:35 (GMT +2:00)
Konu : Vatandaş Osman Harun Yiğit'e sorunun cevabı
Lavabodan su niçin sağa dönerek boşalıyor?
Lavabonuzu veya küvetinizi su ile doldurun ve tıkacı aniden çekin. Su düz olarak delikten boşalmayacak, döne döne bir hortum oluşturacak şekilde boşalacaktır. Bu dönüş yönü kuzey yarımkürede sağa doğru, yani saat yönünde, güney yarımkürede ise tam tersidir. Bilim insanları buna 'Coriolis' kuvveti diyorlar.
Her iki yarımkürede böyle birbirine ters yönde hava akımlarının ve okyanus akıntılarının olduğu herkes tarafından kabul ediliyor da, bir lavabodan boşalan suda, böyle küçük bir ortamda dünyanın dönüşünün etkili olup olmayacağı tartışma konusu.
Dünya kendi etrafında dönerken her tarafındaki hız aynı değildir. Ekvatordaki biri, bir günde dünya çapı kadar yani 40 bin kilometre giderken bir diğer ifade ile saatte 1670 kilometre hızla yol alırken, tam kutuptaki bir insan sıfır hızla sadece kendi etrafında dönmektedir. Aynı şekilde gökyüzünde asılı gibi duran bulutlar rüzgarın etkisini katmazsanız yere göre hareketsizdirler ama altlarındaki kara parçası ile birlikte dönerler. Bu durumda ekvatordaki bulutlar da kutupdakilere nazaran hızlı dönmektedirler.
A'yı ekvatorda, B'yi ise onun tam kuzeyinde 45 derece paralelinde iki nokta olarak düşünelim. Bir top mermisini A'dan tam kuzeye nişanlayıp attığımızda, atış sırasında ekvatorun dönüş hızı B noktasına göre neredeyse iki kat olacağından mermi B noktasının doğusuna gidecektir.
Aynı şekilde kuzey kutbundan hemen hemen hareketsiz bir konumdan tam güneye atılan bir mermi 45 paralelinde dünya dönüş hızı daha çok olduğundan bu sefer hedefin batısına düşecektir. Yani kuzey yarımkürede kuzeye veya güneye atılan her şey atanın konumuna göre sağa gitmektedir. Bu durum güney yarımkürede ise sola doğru gerçekleşmektedir.
Her iki yarımkürede kuzey - güney doğrultusunda hareket eden hava akımları ve okyanus akıntıları bu durumdan etkilenirler. Kuzey yarımkürede sağa, güneyde sola dönerler. Ancak bu, dünya yüzünde büyük bir ölçekte okyanusların dibindeki sürtünme ve bulutların, hava akımlarının üzerinde bulundukları yerle birlikte hareket etmelerinin etkileriyle oluşan bir tabiat olayıdır.
Bilim insanları bunun lavabo veya küvet gibi nispeten mikro ölçüde de mümkün olup olmadığını hala tartışıyorlar. Bir kısmı burada suyun musluktan çıkış şekil ve hızının, lavaboya düştüğü noktanın, lavabonun ve suyun gittiği yerin yapısının etken olduğunu söylüyorlar, diğerleri de ideal şartlarda 50 kere deney yapın ve görün diyorlar. Haydi banyoya, bilimsel deney yapmaya...!
-İşte muhteşem bir tasavvuf şiirinin temeli bu vatandaş Osman kardeşim...
Kimden : MustafaCeylan/GÜLCE-Yeni Edebi Akım (Bay, 60)
Kime : Grup: Gülce
Tarih : 13.3.2010 23:43 (GMT +2:00)
Konu : Vatandaş osman harun Yiğit'e sorulan 2. sorunun cevabı
Yıdızların Göz Kırpması
Geceleri gökyüzünde gördüğümüz yıldızların birçoğu bizim güneşimizden de büyüktürler ama o kadar uzaktadırlar ki, ancak birer nokta olarak gözükürler. Gezegenlerin yıldızlardan farkları, güneş sistemimiz içinde bizimle beraber güneşin etrafında dönüyor olmalarıdır. Bu nedenle çok uzak olan yıldızlar gökyüzünde 'sabit' dururken, gezegenler sürekli yer değiştirirler. Bu gezegenler güneşe yakınlık sırası ile Merkür, Venüs, dünyamız, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs, Neptün ve Plüto'dur.
Güneş sistemimizde bile mesafeler o kadar büyüktür ki, dünyamıza 8 dakikada gelen güneş ışığı, Neptün'e ancak 4 saatte ulaşır. Zaten güneş sistemimizde bulunmalarına rağmen Neptün ve Plüto teleskop kullanmadan dünyamızdan görülemezler. Güneş Neptün'e o kadar uzaktır ki, bu gezegenden bakıldığında görünümü parlak bir yıldızdan farksızdır. Güneş ışıklarının dünyamıza gelmek için 8 dakikada aldığı bu yolu, saatte bin kilometre hızla giden modern bir jet uçağı ancak 17 yıl civarında gidebilirdi.
Güneş sistemimizin dışındaki mesafeler ise inanılmaz. Örneğin, Andromeda galaksinin ışığı dünyaya 2.2 milyon yılda ulaşmaktadır. Yani biz bu galaksiyi bu kadar yıl evvelki hali ile görüyoruz. Şimdi ne yapıyorlar acaba?
Aysız berrak bir gecede gökyüzünde gözle görülebilen yıldız sayısı 7 bindir. Küçük bir teleskopla 25 milyon yıldız görülebilir. Ama örneğin ABD'deki Mount Palomar gözlem evindeki teleskopla tüm gökyüzü taranabilse 2 milyar yıldız görülebilir. Halbuki sadece Samanyolu galaksisinde 100 milyar yıldız olduğu tahmin edilmektedir.
Yıldızların göz kırpıyormuş gibi ışıklarının kırpışmasını sebebi, çok uzaktan geliyor olmaları ve atmosferimizdir. Yeryüzünde nispeten ılınan hava devamlı olarak yükselme meylindedir. Bu durum gece de devam eder. Yıldızların zayıf ışıkları bu yükselen hava dalgası içinde kırılırlar. Bazen gözümüze tam olarak ulaşmazlar, yani kesik kesik gelirler.
Bu evimizdeki sıcak radyatörün veya bir ateşin ya da yazın çok sıcak yolların üzerindeki yükselen havanın arkasındaki şekillerin görüntüsünü dalgalandırmasına benzer. Gerçi görülebilir gezegenlerden gelen ışılar da yükselen hava dalgaları ile kırılır ama onların ışıkları daha güçlü olduklarından gözümüze ulaşmada kesinti olmaz ve göz kırpmazlar.
-Kesin balkona çıkıp şimdi Yunusca bakıyordur gökyüzüne Vatandaş Osman Harun Yiğit kardeşim...
Alıntı
Tweet
Benzeyen Konular
Konu:
Yazar
Cevaplar:
Gösterim:
Son Mesaj
GÜLCE'DE 551.GÜN(18.03.2010)-2
Site Yönetimi
0
1,950
29/11/2012, 23:45
Son Mesaj
:
Site Yönetimi
GÜLCE'DE 551.GÜN(18.03.2010)-1
Site Yönetimi
0
1,871
29/11/2012, 23:30
Son Mesaj
:
Site Yönetimi
GÜLCE'DE 550.GÜN(17.03.2010)
Site Yönetimi
0
1,900
29/11/2012, 22:49
Son Mesaj
:
Site Yönetimi
GÜLCE'DE 549.GÜN(16.03.2010)
Site Yönetimi
0
1,626
15/10/2012, 16:33
Son Mesaj
:
Site Yönetimi
GÜLCE'DE 548.GÜN(15.03.2010)
Site Yönetimi
0
1,817
15/10/2012, 11:37
Son Mesaj
:
Site Yönetimi
GÜLCE'DE 547.GÜN(14.03.2010)
Site Yönetimi
0
1,714
15/10/2012, 11:26
Son Mesaj
:
Site Yönetimi
GÜLCE'DE 545.GÜN(12.03.2010)
Rahime Kaya
0
2,623
17/03/2011, 02:05
Son Mesaj
:
Rahime Kaya
GÜLCE'DE 544.GÜN(11.03.2010)
Rahime Kaya
0
1,934
17/03/2011, 02:00
Son Mesaj
:
Rahime Kaya
GÜLCE'DE 543.GÜN(10.03.2010)
Rahime Kaya
0
5,940
17/03/2011, 01:53
Son Mesaj
:
Rahime Kaya
GÜLCE'DE 542.GÜN(09.03.2010)
Rahime Kaya
0
1,937
05/03/2011, 19:53
Son Mesaj
:
Rahime Kaya
Lütfen seçim yapın:
--------------------
Özel Mesajlar
Kullanıcı paneli
Kimler Çevrim içi
Arama
Ana Sayfa
GÜLCE EDEBİYAT AKIMI
-- GÜLCE ŞİİR TÜRLERİNE GÖRE ŞİİRLER
---- BULUŞMA
---- ÇAPRAZLAMA
---- TRİYOLEMSİ
---- ÜÇGÜL
---- ÜÇGEN
---- DÖNENCE
---- TOKMAK
---- AKROSTİK
---- SONE'M
---- GÜLCE
---- TEKİL
---- YİĞİTCE
---- YUNUSCA
---- BAHÇE
---- SERBEST ZİNCİR
---- ÖZGE
---- GÜLİSTAN
---- YEDİVEREN
---- TUĞRA
-- GÜLCE YAZAN ŞAİRLERİMİZİN GÜLCE ve DİĞER ŞİİRLER
---- (H)
------ Harun YİĞİT
------ Harun YİĞİT
------ Hasan ULUSOY
------ Hasan ULUSOY
------ Hatice ALTAŞ(Asi Çiçek)
------ Hatice ALTAŞ
------ Hacer KOZAN
------ Hatice KATRAN
------ Hatice KATRAN
------ Hikmet ÇİFTÇİ
------ Hülya EKMEKÇİ
------ Hülya EKMEKÇİ
---- (I-İ)
------ İbrahim COŞAR
------ İbrahim COŞAR
------ İbrahim İMER
------ İbrahim İMER
------ İbrahim ETEM EKİNCİ
------ İbrahim ETEM EKİNCİ
------ İhsan ERTEM
------ İhsan ERTEM
------ İsmail KARA(Karozan)
------ İsmail KARA(Karozan)
---- (K)
------ Köksal KIRLIOĞLU
---- (M)
------ Mahir BAŞPINAR
------ Mahir BAŞPINAR
------ Mehmet NACAR
------ Mehmet NACAR
------ Mehmet ALUÇ
------ Mehmet ALUÇ
------ Mehmet ALUÇ
------ Mehmet ÖZDEMİR
------ Mehmet ÖZDEMİR
------ Meltem ARAS
------ Meral ADAK
------ Meral ADAK
------ Melahat TEMUR
------ Mevlüde DEMİR
------ Mevlüde DEMİR
------ Miktad BAL
------ Miktad BAL
------ Mübeccel Zeynep ÜNALAN
------ Mübeccel Zeynep ÜNALAN
------ Muhammed İsa ÖZTÜRK
------ Muhammed İsa ÖZTÜRK
------ Mehmet Ziya DİNÇ
------ Mehmet Ziya DİNÇ
------ Mustafa CEYLAN
------ Mustafa CEYLAN
------ Mustafa CEYLAN
------ MUSTAFA CEYLAN(Editör)
-------- Mustafa CEYLAN
---------- Mustafa CEYLAN(On Punto Yazıları)(Makaleler)
---------- GÜNE BAKIŞ
---------- TAŞ YAĞMURU(Ceylan'ın kaleminden)
---------- Hakkında Yazılanlar
---------- DİĞER ŞİİRLERİ
---------- Hayatı
---------- Sanatı
---------- Hocaları
---------- Çocukluğu
---------- Gençliği
---------- Özlü Sözleri
---------- Önsöz Yazdığı Kitaplar
---------- Siyasete İlgisi
---------- Bestelenen Şiirleri
---------- Fotoğrafları
---------- Mühendisliği
---------- Düzenlediği Etkinlikler
---------- Konferansları
---------- Yer Aldığı Antolojiler
---------- Kitapları
---------- EZAN SUSMAZ Kitabı içindekiler
---------- "YANDI BU GÖNLÜM"-Hacı Bayram Veli Kitabı içindekiler
---------- TAHİR KUTSİ MAKAL Kitabı İçindekiler
---------- SEĞMEN RUHU Kitabı İçindekiler
---------- TOROSLARIN TÜRKÜSÜ Romanı
---------- Armağan-2(AHMET TUFAN ŞENTÜRK İÇİN NE DEDİLER?)Kitabı içindekiler
---------- Armağan-1(ANILAR KORİDORU İÇİNDE SARIVELİLER)Kitabı
---------- YARALI CEYLAN Şiir Kitabı İçindekiler
---------- PAŞA GÖNLÜM Şiir Kitabı İçindekiler
---------- Kırat Geliyor Kitabı İçindekiler
---------- Her Yönüyle YENİMAHALLE Kitabı
---------- Tarihi ve Folkloruyla Elmadağ Kitabı İçindekiler
---------- Köylerimiz Kitabı İçindekiler
---------- Köyümüz Yeşildere Kitabı İçindekiler
---------- Bayramlar Haftalar Günler Kitabı
---------- Ahmet Tufan Şentürk Kitabı
---------- Halil Soyuer Kitabı
---------- Detanlaşan Köylü İsa Kayacan Kitabı
---------- Abdullah Satoğlu Kitabı
---------- Güzide Taranoğlu Kitabı
---------- Gülendenin Beşiği Kitabı
---------- GÜLLÜK ANTOLOJİ (2006)Kitabı
---------- GÜLLÜK ANTOLOJİ(2007)Kitabı
---------- CEYLAN-Tahliller-MAKALELER-Görüşler
---------- Güllük Dergileri
---------- Kapodokya Güneşleri Kitabı
---------- Bir Yanardağ Fışkırması Kitabı
---- (P-R)
------ Rahime KAYA
------ Rahime KAYA
------ Refika DOĞAN
------ Refika DOĞAN
------ Ramazan EFE
------ Ramazan EFE
------ Rengin ALACAATLI
---- (S-Ş)
------ Sabiha SERİN
------ Sabiha SERİN
------ Serap HOCA(Serap ÖZALTUN)
------ Serap HOCA(Serap DEMİRTÜRK)
------ Süleyman KARACABEY
------ Süleyman KARACABEY
------ Serdar AKKOÇ
------ Serdar AKKOÇ
------ Sevgili ÖZBEK
------ Sevgili ÖZBEK
------ Şemsettin DERVİŞOĞLU
------ Şemsettin DERVİŞOĞLU
------ Şükran GÜNAY
------ Şükran GÜNAY
---- (T-U-Ü-V)
------ Turan UFUKTAN
------ Ümran TOKMAK
------ Ümran TOKMAK
---- (Y-Z)
------ Yusuf BOZAN
------ Yüksel ERENTÜRK
------ Yusuf BOZAN
------ Yüksel ERENTÜRK
------ Yusuf Ziya KARAHASANOĞLU
------ Zübeyde GÖKBULUT
------ Zübeyde GÖKBULUT
------ Yıldız TOKSÖZ
------ Yıldız TOKSÖZ
GÜLCE'YE DAİR
-- GÖRÜŞLER
---- Gülce Nedir?
---- Gülce ve Ozanlık
---- Gülce Manifestosu
---- 5 Hececiler ve Gülce
---- Garip Akımı ve Gülce
---- Fecr-i Ati ve Gülce
---- Hisarcılar ve Gülce
---- Neyzen Tevfik, Aşk
---- Mazmunlar
---- Gülce Ne Değildir?
---- Hece Vezni ve Gülce
---- Serbest Şiir ve Gülce
---- Aruz Vezni ve Gülce
---- Gülce ve Zolal
---- Gülce Tarihinden
---- GÜLCE-(Atölye)-Video Dersler
------ Gülce Etkinlikleri
------ Kurucular Beyanı
------ Gülce 2009
------ Doğru Yaz/Konuş
------ Gülce-2010 Projeleri
------ Gülce-2011 Projeleri
------ Üstad Necip Fazıl'dan
------ Gülce-Aruza Dair
------ Öneriler-Çalışmalar
------ GÜLLÜK DERGİSİ
------ Gülce'ye Öneriler
------ Röportajlar
------ Negatif Bakışlara
------ Aleyhimizdekiler
------ M.E.B' na
---- Gülce'de Mesajlar-Projeler
------ Gülce-Güldeste(1)
------ Destanlarımız
------ Dede Korkut
------ Öncü Kadınlarımız
------ Peygamberlerimiz
------ Nutuk(Gülce)
------ Nutuk(Z.Korkmaz)
------ Kutlu Hanımlar
------ Ozanlarımız
------ NasrettinHoca
------ Yedi Askı
GÜLCE TÜRK ŞİİR AKADEMİSİ
-- Şiir Akademisi
---- Şiir Akademisi
------ HALK EDEBİYATI
-------- DİVAN EDEBİYATI
-------- BATI EDEBİYATI
-------- YENİ TÜRK EDEBİYATI
---- Hece Vezni' ne Dair
---- Şiir Tahlilleri
---- Aruz Vezni' ne Dair
---- Hiciv Tarihinden
---- Ustalardan Şiirler
---- Ustalardan Makale
---- Aramızdan Ayrılanlar
------ Ustalardan Şiirler
-------- A. Tufan ŞENTÜRK
-------- DİLAVER CEBECİ ANISINA
---- Şiir Üstüne (Serbest)
---- Atışma Sayfamız
---- Denemeler-Makaleler
---- Şiirde Dönüşüm
---- Şiir ve Anlatım
-- Türk Edebiyatı Şiir Türleri
---- Şiir Türleri
---- İslâmiyet Öncesi
---- Servet-i Fünun
---- Garip Şiirler
---- Akımlar
---- Edebî Sanatlar
---- Söz Sanatları
---- Şair Padişahlar
---- Şiir Tarihimizden
---- Yıllara Göre Edebiyat
---- Mehmet Nacar
DÜNYA EDEBİYATI
-- Dünyadan Şiir Türleri
---- Burns Stanza
---- Choka
---- Go Vat
---- Catena Rondo
---- Onegin Stanza
---- Canzonetta
---- Bauk Than
---- Rhupunt-Galce
---- Septilla
---- Viator
---- Luc Bat
---- Tritena
---- Pantoum
---- Shakespeare Sonnet
---- Diamonte
---- Villanelle
---- Hutain
---- Hex Sonnata
---- Hexaduad
---- Haynaku
---- Harrisham Rhyme
---- Guzzande
---- Gratitude
---- Glosa
---- Garland Cinquain
---- Fornlorn Suicide
---- DÜNYA EDEBİYATI
---- Dünyadan Destanlar
---- Dünyadan Şiirler
KAYNAKÇA
-- Konularına Göre Şiirleriniz
---- Aşk Şiirleriniz
---- Atatürk Şiirleriniz
------ 23 Nisan Şiirleri
------ Atatürk'e Dair
---- Kahramanlık Şiirleriniz
---- Doğa Şiirleriniz
------ 2009 Yılı Sayılarımıza
---- Taşlama Şiirleriniz
---- Gurbet Şiirleriniz
---- Tasavvuf Şiirleriniz
---- Barış Şiirleriniz
---- Şehir Şiirleriniz
---- Anne Şiirleriniz
------ Babanıza Şiirler
---- Doğum Günü Şiirleriniz
---- Deprem Konulu Şiirler
---- Diğer Şiirleriniz
---- Köşe Yazarlarımız/Makaleler
------ Mustafa CEYLAN
------ Refika DOĞAN
------ Osman ÖCAL
------ Ahmet ÖZDEMİR
------ A. S. ATASAYAR
------ Prof.Dr.İsa KAYACAN
-------- Prof. Dr. İSA KAYACAN
------ Rahime KAYA
------ Harun YİĞİT
------ İlqar MÜEZZİNZADE
------ Sündüz BİGA
------ Nazmi Öner(Şiirler)
------ Nazmi ÖNER(Nesirler)
------ Coşkun KARABULUT
------ Prof.Dr.İsmail YAKIT
------ Prof.Dr.Asım YAPICI
------ Sabit İNCE
------ Muhsin DURUCAN
------ Abdulkadir GÜLER
------ Ünal Şöhret DİRLİK
------ Metanet YAZICI
------ A.Aşkım KARAGÖZ
------ Gazanfer ERYÜKSEL
------ Mehmet GÖZÜKARA
------ Necdet BULUZ
------ Yusuf Özcan
------ Afife Demirtaş
---- Mustafa Ceylan
---- Bizden
-- Video Yağmuru
---- Ozanlar-Şairler
---- Bizden Videolar
---- Rasim Köroğlu
-- Genel
---- SERBEST KÜRSÜ
---- Duyurular
---- Röportajlar
---- Günün Şiiri
---- Günün Nesiri
Edebiyat Biz Platformumuzda
-- Gülce Tv
-- Türk Argo Sözlüğü
-- Edebî Konular Forumu
Konuyu görüntüleyenler:
1 Misafir
Mustafa Ceylan |
Dost Sitelerimiz:
Türkçe Çeviri:
MyBB
Türkiye
Üretici:
MyBB
, © 2002-2024
MyBB Group
-Theme © 2014 iAndrew
Sitemizde yer alan eserlerin telif hakları şair-yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir.(Haberleşme : ceylanmustafa_07@hotmail.com)
Doğrusal Görünüm
Konu Görünümü
Yazdırılabilir Sürüm
Konuya Abone Ol
Konuya Anket ekle
Konuyu Arkadaşına Gönder