SiteAna Sayfa
Güllük Dergisi
Şairlerimiz
Arama
Üyeler
Video
Yardım
Giriş Yap
Kayıt Ol
Oturum Aç
Kullanıcı Adı:
Şifre:
Şifremi Hatırlat
Beni Hatırla
Your browser does not support the audio element.
Akdeniz Radyo istek
Tıklayın-Okuyun/Güllük Dergisi
Web'de Ara
Sitede Ara
0 Oy - 0 Yüzde
1
2
3
4
5
Konu Modu
GÜLCE DOSYA(17)
Site Yönetimi
Admin
Üyelik tarihi:
Jan 2008
Mesaj Sayısı:
12,518
Konu Sayısı:
11,588
#1
11/11/2012, 23:17
GÜLCE DOSYASI-(7)
***************
Özet-son durum-GÜLCE-ŞİİR TÜRLERİ
GÜLCE EDEBİYAT AKIMI
ŞİİR TÜRLERİ
-ÖZET-
1-ŞİİR TÜRÜ:BULUŞMA
**********************************
1-HECE-SERBEST Tartışma ve kavgalarına son veren bir nazım türüdür.
2-Hece vezni ile serbesti, bir şiir bünyesinde buluşturmaktadır.
3-Oluşumu şöyledir:
-
-
-
- (Dörtlük: hece vezniyle yazılmış)
...................................
................................................
..............................
............
......................(Serbest mısralar-mısra sayısı şairin isteğine bağlıdır.)
Yani;
-(Hece vezniyle yazılmış dörtlük)
-(Serbest mısralar)
VEYA BUNUN TERSİ DE OLABİLİR
-(Serbest mısralar)
-(Hece veniyle yazılmış dörtlük)
4-Hece vezniyle yazılmış dörtlük' ün kafiye yapısı, hece sayısı, kalıbı tamamen şairin isteğine bağlıdır.
Şair dilerse Hece ile yazılacak bölümü dörtlük değil, beşlik, altılık mısralardan veya değişik hece türleri ile de oluşturabilir.
Yeter ki, hece-serbest buluşmasını gerçekleştirsin. Adı gibi BULUŞMA olsun.
5-Şiirin uzunluk, kısalık durumları tamamen şairin isteğine bağlıdır. BULUŞMA ŞİİR TÜRÜ,
Şairimiz Harun YİĞİT ve Mustafa CEYLAN tarafından önerilmiştir.
BULUŞMA TÜRÜ ŞİİRE BİR ÖRNEK VERELİM:
'HER iNSAN ve BEN
Her insan, her insan birazcık deli
Ben sana deliyim, hem de zırdeli.
Hep seni görürüm ne yana baksam
Hep seni ararım gittin gideli...
Gittin gideli ne haldeyim,
Sorsan bir, arasan bir; ne olur...?
..............Hasret dağlarının Ferhatıyım
...........................Tek sana, tek sana sevdalıyım...
Her insan, her insan birazcık aşık
Ben sevdanı saran çılgın sarmaşık.
Yıktım duvarları, bahçeyi, çiti
Bu sebep yüzünden başım dolaşık...
Işık...
......Işık...
..........Işık...
...........Sonsuzluk türküm, bitmeyen ışık....
Yoksun işte, yoksun yanımda, canevimde
Özledim nefesini, sesini
....................Dava açtım mevsimlere
.......................Kışların kapısındayım
....................................Firardayım....
Her insan, her insan düşkün paraya
Ben sana düşkünüm, bak şu yaraya
Olmazsa derdime derman gözlerin
Döner deli gönlüm yıkık saraya...
Varlık sen, yokluk yine sen
Ötesi sadece boşluk,
.................Yosun gözlerinle bir bak istersen...
.....................Acılarımla başbaşayım;
...........................Işık* hızıyla sana koşayım
..................................................'Gel! ' dersen...
Her insan doğduysa, mutlak ölecek
Ölsem sevdan ile kim ne bilecek..?
Kırıp aynaları, durgun suya bak
Gözlerin benimle orda gülecek...
Gülüm,
..........Gülüm...
...................Gülüm...
..............Ve sana kavuşmaksa ölüm
......................Dünden razıyım her şeye, hazırım inan..!
.............................Gece yarısında suya indiğinde bir ceylan
.................................Mor menekşe buselerle avuçlarına
....................................Avuçlarına düşeyim; mutlu olurum o an...
.............................................Bitsin bu zulüm,
................................................................Gülüm,
....................................................................Gülüm...
...........................................................................Gülüm...
Mustafa CEYLAN
10 / 11. Ocak. 2006'
2-ŞİİR TÜRÜ:ÇAPRAZLAMA
**************************************
1-Hece şiirimizde kafiyenin yönlendirici, çoğu kere kısıtlayıcı etkisinin azaltılmasını amaçlayan bir nazım türüdür. Kafiyelerin bir dörtlük içinde ÇAPRAZLAMA olarak yerleştirilmesi ile meydana gelen bir nazım türüdür.
2-Kafiye dizilişi şöyledir.
a- (mısranın başında)
-b (mısranın sonunda)
-a (mısranın sonunda)
b- (mısranın başında)
x
-c (mısranın sonunda)
d- (mısranın başında)
c- (mısranın başında)
-d (mısranın sonunda)
Diğer kıtalar bunların(bu iki kıtanın) tekrarı şeklindedir.
3-Şiir tarihimizde çok önceleri kafiye mısra başında idi, sonra mısra ortasına alındı; İslâmiyet'i kabulümüzden sonra mısra sonlarına alınmıştır. Şairin, kafiye kıskacında sığ - verimsiz duruma düşmemesi için çaprazlama olarak kafiyeler yerleştirilmiştir. Yukarıdaki kafiye dizilişinin dışında kafiyeler değişik şekilde de çapraz olarak yerleştirilebilir ler, bu, tamamen şairin isteğine kalmıştır.
4-Genellikle 77=14 Heceli-kalıplı şiirlerde kullanılırsa da, 65=11 dahil diğer ölçü-kalıplarda da kullanılarak veya beşlik, altılık mısralardan oluşan şiirlerde ve de gene 'çaprazına yerleştirilmiş' kafiyelerle değişik ÇAPRAZLAMA örnekleri verilebilir, şiirler yazılabilir. Önemli olan kafiye kıskacından şairin ve şiirin kurtarılarak, yeni nefes alanı ve şekli ortaya konulmasıdır.Serbest şiirde yapılan 'Çaprazına Serbest' adı ile anılır. Öneren Mustafa CEYLAN'dır.
ÇAPRAZLAMA TÜRÜ ŞİİRE ÖRNEK VERELİM:
(Kafiyelerin yeri belli olsun diye büyük harfle gösterelim)
'GÜLŞEN
KIŞ gecesi soğuğu gönül dalında rüzgâr
Kar yağıyor başıma delirdim YOLLARDAYIM.
Biliyorum kabrime uzanan yol KISALMIŞ
DARDAYIM be Gülşen'im, seni aramaktayım.
Zamanı parçalayan zaman çıktı DIŞARI
DELİTAYIM vuruldu,susmaz ki susturayım?
SAPSARI bir korkunun giyindim gömleğini
Nerdesin be Gülşen'im, seni ARAMAKTAYIM.
BİR tutsam ellerini, kokunu ciğerime
Nikotin gibi çeksem, inan ki KURTULURUM.
Leyla'yı Mecnun'undan ayıranları BİR BİR
VURURUM be Gülşen'im, tetikte, parmaktayım.
İçimdeki türbenin gökyüzüydü KUBBESİ
AYIM, güneşim düştü, yer altında yıldızım.
HEYBESİ ağıt dolu yolcular arasından
Çek çıkar be Gülşen'im; işte YALVARMAKTAYIM
YANKILANIR beynimde ayrılığın depremi
Yetişsin imdadıma hayat veren gül SESİN
Tutmaz elim, ayağım; deliler beni TANIR
NERDESİN be Gülşen'im, seni aramaktayım.
Ses ver gayri sesime, n'olursun dene SONKEZ
VARMAKTAYIM galiba uçurum sarayıma...
BİLMEZ, kimseler bilmez, sorsalar da söylemem!
Bir bilsen be Gülşen’im, dert akan IRMAKTAYIM.
Mustafa CEYLAN '
3-ŞİİR TÜRÜ: GÜLCE
********************************
1-Gülce, aynı zamanda adını, edebi akımımıza da vermiş olan bir nazım türüdür.
2-Japon edebiyatının HAİKU adını verdiği nazım türünün bizim edebiyatımızda yeni bir ruhla ele alınışıdır.
3-Hece vezniile yazılır. Kafiye yapılıp yapılmaması şairin dileğine bırakılmıştır.
Önemli olan mısralardaki hece sayısıdır.
4-Birinci mısra=5 HECE ve İkinci mısra=7 HECE olmak kaydıyla, dörtlük tarzında, beşlik, altılık veya başka sayılarda GÜLCE yazılabilir.
Önemli olan BİR MISRANIN 5 HECE, ONDAN SONRA GELEN MISRANIN YEDİ HECE OLMASIDIR. (Öneren Mustafa Ceylan'dır.)
5-GÜLCE'nin şematik yapısı şöyledir:
..........................5 Hece
.................................7 Hece
...........................5 Hece
.................................7 Hece
............................5 Hece
..................................7 Hece
Böylece isteğe bağlı olarak devam edebilir.
Edebî akımımıza da adını veren GÜLCE ŞİİR TÜRÜ' ne bir örnek verelim:
'CAN
Acılarımın
Çiçeğini sulardım
Kendi halimde,
Menekşelenirdi su...
İşin doğrusu
Oyuncağımdı zaman...
Gecelerimin
Büyüsüne kapıldım
Bilemedim ki
Geceler gözlerinmiş;
Öyle derinmiş
Boğuldum, kayboldum can...
Mustafa CEYLAN'
4-ŞİİR TÜRÜ:TRİYOLEMSİ(Üçleme)
************************************
1-Batı Edebiyatı nazım türlerinden olan 'Triyole' nin değişik bir versiyonudur.Adına üçleme de denmektedir.
-Mısra yapısı şu şekildedir
..............................................................(1-a)
..............................................................(2-a)
..............................................................c
..............................................................c
..............................................................c
..............................................................(1-a) -Mısra aynen
...............................................................d
...............................................................d
...............................................................d
...............................................................(2-a) mısra aynen
3-Burada a-b-c-d kafiyeleri göstermektedir.(1 ve 2) de mısranın baştan sona tamamını göstermektedir. Yani ilk mısra hiç bir
değişikliğe tabi tutulmadan, BİRİNCİ MISRA BİRİNCİ DÖRTLÜĞÜN DÖRDÜNCÜ MISRASI olmakta; İKİNCİ MISRA DA
İKİNCİ DÖRTLÜĞÜN GENE DÖRDÜNCÜ MISRASI OLMAKTADIR.
4-Genellikle 8 artı 8=16 hece ölçüsü ile yazılırsa da, bu mısra yapısına bağlı kalmak kaydıyla, şair dilerse 7 artı 7=14, 6 artı 5=11 veya başka ölçü ve kalıplarda da değişik 'Triyolemsi'ler yazabilir. Önemli olan ilk-BEYİT'-teki iki mısranın aşağıdaki dörtlüklerde aldığı yerdir.
5-ilk BEYİT'in mısraları da kendi arasında mutlaka kafiyeli olmalıdır. (Önerenler: Mustafa Ceylan ve Ekrem Yalbuz)
TRİYOLEMSİ(ÜÇLEME) TÜRÜ ŞİİRE ÖRNEK VERELİM:
'ŞEHRİMİN SABAHI
Erken doğar şehrimin parıltıyla güneşi
Geç batar,kubbelerde serinletir ateşi.
Soyunur karanlığı kaldırımlara inip
Akça sütten yumuşak ışıkları giyinip
Dualı adımlarla kıblesine yönelip
Erken doğar şehrimin parıltıyla güneşi
Zamanın cümbüşünde sabahçı kahveleri
Dolmuşlar çıkar yola, atarlar ilk seferi
Yarının güneşiyken çocukların elleri
Geç batar, kubbelerde serinletir ateşi.
Mustafa CEYLAN'
5-ŞİİR TÜRÜ:TOKMAK
******************************
1-Şairin kendisi veya yakınlarını-dostlarını hicvedeceği bir nazım çeşididir.
2-Hece vezninin çok değişik ölçü-kalıpları bir şiirin bünyesinde toplanmıştır. Batı edebiyatının 'sone' si ile bizim Halk edebiyatrımızın 'koşma' sının bir araya getirilmesi gibidir.
İstenirse her kuplenin son mısraı tamamen bağımsız olabilir.
3-Hece-ölçü ve kalıpları büyükten küçüğe vaya küçükten büyüğe doğru da dizilebilr ve çok değişik şekillerde TOKMAK türü şiirler yazılabilir.
4-Dörtlüklerdeki kafiye yapısı şairin isteğine bağlıdır.
5-Örnek bir TOKMAK NAZIM TÜRÜ'NÜN ŞEMASI ŞÖYLEDİR.(Şair dilerse bunun tersini, değişik ölçü ve kafiyelerle de yapabilir. Önemli olan, hece-ölçü- kalıplarının artan ve azalan dizilişlerinin, sıralanışının bozulmaması; daha önemlisi, geleneksel şiirimizde tek bir ölçü-kalıpla başlayıp şiir bitimine kadar devam eden sistem, burada, çeşitli ölçü ve kalıplar bir araya getirilerek oluşturulmuş olmasıdır.)
(Bu türü şiir dünyamıza öneren Mustafa Ceylan)
-(445=13 Hece) -a
-(445=13 Hece) -b
-(445=13 Hece) -a
-(445=13 Hece) -b
-(445=13 Hece) -b
-(445=13 Hece) -b
....................................................(445=13 Hece) -b
*
-(66=12 Hece) -c
-(66=12 Hece) -d
-(66=12 Hece) -c
-(66=12 Hece) -d
-(66=12 Hece) -e
-(66=12 Hece) -e
................................................(66=12 Hece) -e
*
-(65=11 Hece) -f
-(65=11 Hece) -g
-(65=11 Hece) -f
-(65=11 hece) -g
-(65=11 Hece) -h
-(65=11 Hece) -h
............................................(85=11 Hece) -h
*
-(55=10 Hece) -ı
-(55=10 Hece) -k
-(55=10 Hece) -ı
-(55=10 Hece) -k
-(55=10 Hece) -m
-(55=10 Hece) -m
.......................................(55=10 Hece) .......m
*
-(45=9 Hece) -n
-(45=9 Hece) -o
-(45=9 Hece) -n
-(45=9 Hece) -o
-(45=9 Hece) -p
-(45=9 Hece) -p
...............................(45=9 Hece) ........p
TOKMAK ŞİİR TÜRÜNE ÖRNEK VERELİM:
'VE ÇINAR DEVRİLDİ
Sonbaharda bekliyorken sevgi yağmuru
Dolu yağdı, esip geçti karla fırtına.
Deli gönül boşboşuna atar son turu
Erteleyip umutları gelmez yarına...
Yarına ey! Yarına hey! Gelmez yarına
Atın beni boz toprağın şom efkârına
...................Düşeceğim nasıl olsa dost'un nâr'ına...
*
Dipsiz kuyularda puslu ay ışığı
Cangıl cungul kervan, yol dağa dolanmış.
Sanmayın bu yeni gelin ayrılığı
Bir yetim ıslığı dudağa ulanmış.
Gelmesin kabrime yakından yakınım
Üç beş şiir işte kalacak çıkınım
.....................Bire bin vermedi tarlada ekinim...
*
El gülüp oynarken yoğruldum dertle
Bir günden bir güne gülmedi yüzüm.
Sardım acıları sırta kementle
Davacı olurken gecem gündüzüm...
Alın sizin olsun neyim var ise
Giden insan ruhu, gitmez ki kese.
....................Üstünde ot biten ses vermez sese...
*
Ne kavim kardeş, ne evlâd ıyâl
Yalandır hepsi, tek bana yalan.
Som altın düşler, zehirden hayâl
Gel gel! Demişti: Biraz oyalan...
Oyun bitti bak, zulüm yağıyor
Yağıyor da can, sanki boğuyor.
................Zikreden lâle boyun eğiyor...
*
Yamuk tahta parmak parmak iz
Orman olur aslına dönse.
Orda burda parça parça biz
Anlamadım gitti nedense...
Susar Ceyhun, kurur da pınar
Giden atlı arzuyla yanar.
.............Ve devrilir yerlere çınar...
Mustafa CEYLAN'
6-ŞİİR TÜRÜ:YİĞİTCE
*******************************
1-Adından anlaşılacağı gibi yiğitlik-kahramanlık içeren konuları ele alan bir nazım türüdür. Halk şiirimizdeki VARSAĞI'nın yeni versiyonudur.
2-Kafiye yapısı önemlidir.
3-44=8 Hece vezni ile yazılır.
Kafiyeler mısranın baş tarafına alınmış olup, şematik olarak şöyledir:
a-
b-
(Serbest) -
b-
c-d
c-d
c-
b-
e-f
e-f
e-
b-
g-h
g-h
g-
b-
ı-i
ı-i
ı-
b-
j-k
j-k
j-
b
(Öneren Mustafa Ceylan) -
YİĞİTCE ŞİİR TÜRÜNE ÖRNEK VERELİM:
'ASKER OĞUL
Anaların ağıdını
Dindir gayri asker oğul!
Dağ başından paçavrayı
İndir gayri asker oğul!
Boyanmadan şafak güne,
Dayanmadan ay göğsüne
Uyanmadan kahpe düşman
Bindir gayri asker oğul!
Uslu durmaz bu hainler,
Yaslı yollar seni dinler.
Paslı çarkı tut tersine
Döndür gayri asker oğul!
Ülken hayran inan sana
Gölgen bile yeter ona!
Bölgen bir bir temizlensin
Sindir gayri asker oğul!
Kucağıma doğsun da nur
Bucağıma gelsin huzur.
Ocağıma nefes eyle
Yandır gayri asker oğul!
Bilsin tarih destanını,
Silsin dağın her yanını.
Bulsun balyoz tepesini
Kondur gayri asker oğul!
Mustafa CEYLAN '
7-ŞİİR TÜRÜ:AKROSTİK
************************************
1-Akrostiş şiir tekniğinin yeni bir anlayışla ileriye götürülmesini amaçlar.Akrostişte mısra başlarında verilen İP UCU, AKROSTİK de mısra kelimeleri arasında DÜZGÜN BİR DİZİLİŞLE gizlenmiştir
2-AKROSTİK' de HARF dizini 1-2-3-4... diye gitmektedir.
3-İster hece, ister aruz vezniyle veya serbest yazılsın fark etmiyor. Önemli olan harf dizilişidir. Kafiye yapıp yapmamak ta şairin isteğine kalmış bir durumdur. Şairimiz Harun YİĞİT tarafından önerilmiştir.
İşte iki örnek
-
AKROSTİK
-
(D) ün gece düşümde gördüm sevdiğim
B(İ) r yanım yanıyor, duydun mu beni
Bi(L) emezsin içimdeki acıyı
Yar(A) m çok kanıyor, duydun mu beni
Közü(N) e banıyor duydun mu beni
(D) oğan güneşimsin kara geceme
Ş(İ) ir gibi takılırsın heceme
Se(L) am olsun benim gönül eceme
Yar(A) m çok kanıyor, duydun mu beni
Közü(N) e banıyor duydun mu beni
**
(Ş) iir gözlerinde ihtilâl olur,
Bakışın (İ) çime yazar ismini.
Vuslat yeşilinden (İ) zin okunur,
Dumansı gözlerden çektim®esmini...
8-ŞİİR TÜRÜ:SONE'M
*******************************
1-Batı edebiyatındaki 'Sone' nin değişik bir versiyonudur. Kuple oluşumu Batı Edebiyatındaki 'sone' ile aynıdır.
Batı Edebiyatında kafiye yapısına göre sone türleri vardır.
Fransız sone'si (abba-abba-ccd-eed) dizilişi ile;
İtalyan sone'si (abba-abba-ccd-ede) dizilişi ile,
İngiliz sonesi ise Fransız sonesinin kafiye dizilişini muafaza ederek, ilk 10 mısrayı bir bent yapmakta, son iki mısrayı ayrı bir bent yapmaktadır.
Türk edebiyatına Servet-i Fünuncular döneminde giren sone'yi bizim şairlerimiz çeşitli şekillerde kullanmışlardır.
Türk şiirine yeni nefes alanları sunmaya çalışan GÜLCE edebi akımı, Fransız,İtalyan ve İngiliz sone kafiye dizilişlerinin dışında yeni bir kafiye dizilişi ve adı önermiştir.
2-SONE' M'in şekli ve Kafiye şeması şöyledir.
-a
-b
-b
-a
-c
-d
-d
-c
-e
-f
-f
-e
-g
-g
3-Hece vezni ile yazılmakta ve hecenin 7 artı 7=14 ölçü-kalıbı kullanılmaktadır. (Öneren Mustafa Ceylan)
SONE'M ŞİİR TÜRÜNE ÖRNEK VERELİM:
'RUHUN BANA GÖSTERSİN
Ellerimle resmetsem şu güzelim baharı,
Bin bir türlü çiçekle kuş sesleri doluşsa,
Menekşeler üstünde kelebekler buluşsa,
Doyursam sevdalara bu güzelim baharı.
Önce kışa çevirsem zaten beyaz ya tuval,
Sonra parmak uçlarım gösterse hünerini.
İçimden geldiğince doldursam her yerini,
Gönül ikna olmadan cevap ister bir sual.
Gün düşer mi üstüne yaralı can solarken,
Leylaklar arasına hasretimi yol etsem?
Döner miyim sılaya varılmadık gurbetsem?
Tuvalim sevgi ile yavaş yavaş dolarken,
Bu tablonun içinde sen nereyi istersin?
Bunu sözlerin değil ruhun bana göstersin!
Osman Öcal '
9-ŞİİR TÜRÜ:SERBEST ZİNCİR
*******************************************
1-Türk Halk Şiirinde 'zincirleme' veya 'zincirbent' adıyla anılan ve bir tür 'koşma' olan şiir türümüzün 'zincirleme tekniği' ni, özellikle SERBEST ŞİİR' de uygulamak için bu nazım türünü önerdik.
Bize göre, serbest şiir tamamen kuralsız ve akla gelenin yazıldığı, bir nesir parçasının makasla rastgele kesilip alt alta dizildiği bir nazım türü değildir.
Serbest şiirin de, başta iç ahenk, ritm, uyum, imge ve edebi sanatlarla da harmanlanması gerekir.
Bu sebeple, Halk Şiirimizin 'zincirbet'ini serbest şiirde kullanmak istedik.
Özellikle, mısra zincirinde her mısranın son kelimesi, takip eden mısranın ilk kelimesi olarak kullanıldığından, dörtlüklerle oluşturulan Halk Edebiyatımız şir tarihinde, bu tarz zincirlemenin örnekleri azdır.
Serbest şiirimizde 'tekerrür' sanatıyla, vurgu ve tonlamalarla zincir uygulaması başarılı olacaktır.
2-Ayrıca, Gülce Nazım türlerinin hepsinde zincirbent uygulanabilir.
3-Mısra zinciri veya dörtlük zinciri tercihi şairin kendisine kalmıştır. (Öneren Mustafa Ceylan)
SERBEST ZİNCİR'E ÖRNEK VERELİM:
'TOHUM ve TOPRAK
Sabahlar ıslaktı
Islaktı yer, gök
Göklerin çağrısı vardı
Vardı yokların arasında
Arasında geçmişle geleceğin
'Geleceğin günü bilirim' dedi
Dedi ya gülümsedi toprak...
Toprak mahzen, toprak ana karnı
Karnına sancı düşmüştü
Düşmüştü yazgısında bir tohum
Tohum, çekti besmeleyi derinden
Derinden derine, ulam ulam ulaştı haberler
Haberler muştuladı doğumu
'Doğu mu batı mı hiç önemli değil' dedi
Dedi ya demesine,kendi duydu ancak...
Ancak, değildi zamanı şimdi
Şimdi, kabuğunu okşamalı kan tüküren zamanın şimdi
Şimdi başka çare mi var? Hele dur!
'Dur! ' dedi ya, boşuna yankılandı sesi...
Sesi yırttı sessizliğin yüzünü
Yüzünü yırtarken tek bir tohum...
Tohum çıkardı boğum boğum filizini dışarı
'Dışarı soğuk yüzlü tankların palet uğultusunda' diyemedi,
Diyemedi tohuma, dinletemedi söz
Söz, demeç demeç ıslaktı kandan,
Kandan çepeçevre her yan
'Yandım anam' dedi çılgın rüzgâra
Rüzgâra verdi umutlarını, şimdi n'olacak?
N'olacak umut, n'olacak sancı ve n'olacak ulam ulam haberler
Haberlerler var haberlerin içinde
İçinde kılcal köklerini uzatıp dayanırken tohum
Tohum yazgısının sancısında kıvrandı filiz
Filiz direndi mevsimine, ama ne çare?
Çaresizce eğdi başını ağlayarak...
Ağlayarak analar gitti toprağa
Toprağa düştü yavrular,
Yavrular Karabağ’da, Gazze’de...
Mustafa CEYLAN'
10-ŞİİR TÜRÜ:TEKİL
*******************************
1-Adından da anlaşılacağı gibi, tek sayılı hece kalıbından oluşan bir nazım türüdür.
2-Dörtlüklerin şematik yapısı şöyleir:
……………….7 Hece
……………….9 Hece
……………….11 Hece
……………….13 Hece’li bir yapıdan OLUŞMAKTA.
6-Kafiye uygulamalarında şair tamamen serbesttir. Dilediği şekil ve çeşit-yer ve konumda kafiye uygulayabilir veya uygulamaz. Önemli olan BİRİNCİ MISRANIN 7, ondan sonra gelen mısraların 9-11 ve 13 hece ile meydana gelmesidir.
3-Dörtlük,beşlik, altılık veya başka şekillerde de uygulama yapılabilir. Sadece 1-3-5-7-9-11-13-15-17-19 vb hece sayı dizilişinin korunmasıdır. Şair dilerse (sırayı şaşırtmadan) 5-7-9-11 veya 3-5-7-9 hecelik mısra dizilişleri ya da (9-7-5-3) VEYA (15-13-11-9) VB..başka şekillerde TEKİL HECELERLE şiirin dokusunu örebilir. (Öneren Harun Yiğit)
TEKİL ŞİİR TÜRÜNE ÖRNEK VERELİM.
'Nar Çiçeğinde Seyyah Yürek
O kara gözler inleyen bir tele düşmüş.
Umutlar,
Yarınsız günler
Mutluluk kara düşmüş.
Yürek buruk, ah edip inler
Ve aşka tutsak ve bu gönül hasta
Hasta hasta amma, em bulmaz çöle düşmüş.
Yarınlar,
Ağrılı düşler
Üşüyen gülüşler.
Cemre diline tercümansız
Kırık kanatlar, uçmaya dermansız
Boğulur girdabında, derin bir göle düşmüş.
Mutluluk,
Yetimce velet
Yuvasız ilelebet.
Sığıntısız, ayaza çıplak
Her dakika bin kez olurken helak
Dağlar arasında, aşılmaz bele düşmüş.
Ya yürek,
Eyvah ki eyvah!
Narçiçeğinde seyyah.
Yangında alaz, hakta köz köz
Kabuk tutmaz bir an, yaralar göz göz
Vuslatî diyor ki, çekilmez çile düşmüş.
Osman Öcal '
11-ŞİİR TÜRÜ
ÖNENCE
****************************************
1-Cinaslı kafiyelerin çaprazlama ve dönerli olarak yerleştirilmesinden meydana gelen bir hece nazım türüdür.
2-'Çaprazlama' nazım türümüzün cinaslı kafiyelerle değişik bir versiyonudur.
CİNASLI KAFİYELER'in mısralardaki konumları şöyledir:
a-b(*)
-a
-c
c-b(*)
*
d-e(**)
-d
-f
f-e(**)
3-b(*) ve e(**) kafiyeleri istenirse cinaslı olmayabilir. Bunlar mısranın sonundaki kafiyelerdir.
Diğerleri (a,c,d,f) cinaslı kafiyelerdir ve çaprazlama olarak yerleştirilmişlerdir.
4-Genellikle 7+7=14 hece ölçü-kalıbıyla yazılır, ancak, şiar isterse hecenin çeşitli kalıp-ölçülerinde de değişik eserler meydana getirebilir. Dönence şiir türünü öneren Mustafa CEYLAN'dır.
DÖNENCE ŞİİR TÜRÜNE ÖRNEK VERELİM:
'BAHANE
Güz elleri okşarken ağaran saçlarımı
Bıraktım takvimlerin koynuna güzelleri.
Saydıkça, günahlarım dökülür her gözeden,
Göz eden ay bakışlar affetmez suçlarımı.
Gün, ah eder, ben suskun; dolanır söz dilime
Saat döner, çark döner, tayfun olur her günah...
Mısralarım ses verir: “Ben değilim çare siz...”
Çaresiz son yokuşta balyoz iner belime...
'Gelin! ..' diye çağırsam yaban olur dostlarım
Kimi iç güveysidir, kimisi olur gelin.
Nerde cerenler nerde, soran yok ki derdi ne?
“Derd ine dizlerine, her şey kalmışken yarım...”
Bir inciydi makamım, mevkim, şanım, şöhretim
Döndükçe koltuklarım diplomam birinciydi.
Her dönüşte umuttum, ey dönekler dünyası!
Dün, yası bıraktım da şimdi boşa gayretim.
Kırat topal içimde, kulede şom pervane
Dönsün kendi kendine, gönlüm diyor ki: kır at!
Küsmem alın yazıma, böyle yazmış Yaradan
Yaradan kan sızacak, ötekiler bahane…
Mustafa CEYLAN '
12-ŞİİR TÜRÜ:ÜÇGEN
*************************************
1-Şekil itibariyle ÜÇGEN'e benzediğinden bu ismi almıştır. Azdan çoğa, çoktan aza doğru hecelerden oluşan mısra yapısı vardır. Hece veznimizde yeni bir nazım çeşididir.
2-Mısralardaki hece sayısı çok önemlidir. Mısra kaç hecelikse, hece sayısını ihtiva eden satırda yerini almaktadır.
-1
-2
-3
-4
-5
-6
-7
veya bunun tersi olan;
-7
-6
-5
-4
-3
-2
-1
Hecelerden oluşan başlı başına bir kalıptır.
3-Şair dilerse, çok değişik şekiller ve dizilişlerde de ÜÇGEN türü şiir yazabilir. Önemli olan, hece sayısının artış ve
eksilişindeki sıra sayısıdır. İstenilen hece sayısı ile başlanılıp, istenilen hece sayısına kadar üçgen uzatılabilir-
kısaltılabilir, iki ya da üç, dört üçgen taban tabana, ters veya değişik şekillerde de bir araya getirilebilir.
4-Kafiye oluşumunda şair tamamen özgürdür. Dilediği şekilde kafiye dokusunu oluşturabilir. (Öneren Harun Yiğit)
ÜÇGEN TÜRÜ ŞİİRE ÖRNEK VERELİM:
'GİTME KAL
Sen
Gelir
Gidersin,
Çiçeklenir
İçimdeki dal;
Gerçeğe döner düş,
Gerçeğe döner masal...
Kokun, nefesin, sesin
Odamı doldurur...
Tez biter zaman
Susar saat
Diyemem
Gitme
Kal! ...
Kal...
Canım,
Kal gülüm
Kal n'olursun,
Biraz daha kal...
Uzat ellerini
Öpeyim, koklayayım
Haydi sarıl boynuma
Bitsin yetimliğim
Ah bile demem
Çiçeğimi
Dalından
Kopar
Al...
Mustafa CEYLAN '
13-ŞİİR TÜRÜ:YUNUSCA
****************************************
..............................6 artı 5 =11
..............................6artı 5=11
..............................6artı 5 =11
..............................4artı 4=8
Mısralardaki hece sayıları bu ve bunun tersi de olabilir.Ayrıca,(5artı 6 ve 4artı 4) ,(4artı 4 ve 4artı 3) ,(4artı 4 ve 3artı 4) ,(7artı 7 ve 6artı 5) (7artı 7 ve 5artı 6) le de Yunusca yazılabilir.
Kafiye dizilişi de şairin insiyatifine bırakılmıştır.
Millet, memleket, aşk ve tasavvufi konularda eserler verilmesini arzuladığımız bir nazım türüdür. Bu ve buna benzer çok sayıda deneme yapan ve başarılı şiirler veren çok sayıda şairimiz vardır şüphesiz. Ancak bunu bir edebi akımın kendisine ses bayrağı yapıp, nazım türü olarak ele alması ilk kez GÜLCE’ye nasip olmaktadır. Öneren de Eskişehir Şairler Dernek Başkanı üstad İbrahim SAĞIR'dır.
YUNUSCA'YA ÖRNEK VERELİM:
Uzay dolmuşuna tersinden binmiş
Sanırsın mübârek şeytanmış, cinmiş
Mısır tarlasını mesken edinmiş
Yatar durur Molla Kasım.
Kuşçuların orda varıp uykuya
Şavkını düşürdü susuz kuyuya
Şiir defterinden koparıp suya
Atar durur Molla Kasım.
Savurur rüzgârlar kirli postunu
Klavye cambazı aşar kastını
Bir plaket için kadim dostunu
Satar durur Molla Kasım.
Yitik sevdaların çulsuz aşığı
Sosyete dulların son bulaşığı
Kelam masasında yalan kaşığı
Tutar durur Molla Kasım.
İyiliği bilmez teper sofraya
Bu sebep yüzünden hep kalır yaya
İflâs topu atar arka arkaya
Batar durur Molla Kasım.
Alçaktan alçaktır, kısacık boyu
Tefrika ehlinin düğünü, toyu
İhanet ve yalan değişmez huyu
Atar durur Molla Kasım.
Adını gizleyen kadın peşinde
Koşmaktan yorulmuş ahir yaşında
Kusmuğu dururken çürük dişinde
Yutar durur Molla Kasım.
Mustafa CEYLAN
04.11.2008 '
14-ŞİİR TÜRÜ:BAHÇE
**********************************
1-Bu nazım türü, GÜLCE Nazım türlerininin hepsini ya da bir kaççeşitini bir şiir bünyesinde bulundurmaktadır.
2-Nazım türlerinin şiir içinde konuyla bütünleşen bir tarzda yer alması tamamen şairin insiyatifine ve şiirin akışına bırakılmıştır.
(Öneren, şairimiz Yusuf BOZAN)
BAHÇE şiir türüne bir örnek verelim:
Kayseri-Ağ Gelin Efsânesi(GÜLCE-Bahçe)
'Ağ gelin de indim'ola yayladan Ağ gelin sürmelim oy.
Kaşı değil gözü beni ağlatan Ağ gelin sürmelim oy.
Bu güzellik sana kadir Mevlâ'dan Ağ gelin sürmelim oy.
Ölürüm de ahtımı koymam sende Ağ gelin sürmeli sevdiğim.
*
Bir
Ağıt
“Ağ Gelin”,
Kayseri'nin
Gözyaşıdır ki
Asırlardır akar
Davul zurna çalanda
Avşarların düğününde
Hem de en mutlu gününde
Kızlar gelin giderken
Kınalarda bu ses var
Bu ağıt söylenir.
Nice genç kızın
Annesinden
Evinden
Yurttan
Ve
Baba ocağından ayrılışı esnasında
Siyim siyim yaş inerken ceylan gözlerden
Bu türkü söylenir,
Bu ağıt dinlenir.
Hem gider ağ gelin
Hem de ağlar bu türküyle,
Bu türküsüz düğün olmaz,
Bu ağıtsız gelin çıkmaz.
*
Devir 'kaç-göç devri'
......Binaltıyüzlü yıllar...
..........Ortalık toz duman
..............O toz duman içinde
..................Silah ve kan...
......................Çeteler, eşkiyâlar
.........................Köy basmakta, öç almakta
.............................Obalar, oymaklar içten içe sarsılmakta.
*
Develi’den bir Türkmen obası,
Erciyes’in güney eteklerine
Çıkar yaylaya, yaylaya.
Dillerinde Dadaloğlu türküleri
Önlerinde çan çan öten kuzu çıngırakları
Koca kazan, kıl çadır, minder, yastık ne varsa
Yıkar yaylaya, yaylaya.
*
Bu obada,
.....Ahlaki ve fiziki güzelliğinden dolayı
.........Ağ Gelin adı verilen bir gelin vardır.
.............Kocası ve iki çocuğu ile
................Mutlu yaşarlarken,
...................Ağ Gelin'in kocası
.......................Gurbete çalışmaya gitmiştir
Develi çevresinde yaşayan bir eşkıya,
Göz koymuştur
Güzelliği ile şöhret bulan Ağ Gelin’e.
Sahipsizliğini de anlayınca,
Obayı basarak bir gece
Kaçırmak ister gizlice.
Nâmus timsali Ağ Gelin,
Anlar olayı;
Gece karanlığında
Küçük sandığını alır yanına,
Tutar ellerinden çocuklarının,
Faydalanır karışıklıktan
Ve Erciyes’e doğru
Kaçar gizlice gizlice.
*
Bir taş attım karlı dağın ardına Ağ gelin sürmelim oy
Düştü m'ola Ağ gelinin yurduna Ağ gelin sürmelim oy
Senin ile şu beylerin derdi ne Ağ gelin sürmelim oy
Alırım ahtımı koymam sende Ağ gelin sürmeli sevdiğim
*
Erciyes’in ortalarında öyle bir yere gelir ki,
Gidilmez uçurum ilerisi
Geriye dönse eşkıya.
Gözyaşları ve çaresizlik içerisinde
Açar ellerini yalvarır Allah’a
Yalvarır Ağ Gelin:
..................... 'Allah'ım!
................Beni ve çocuklarımı
........Ya taş et, ya da kuş.'
Duası, kabul edilir.
İlk defa taş et dediği için,
Taş kesilir oracıkta.
Doğunca güneş
Oba sakinleri ve eşkıya;
Ağ Gelin, iki çocuğu ve çeyiz sandığının
Hayretle ve şaşkınlıkla taş kesildiğini görürler.
.......................................Günler sonra
.................................Obaya dönen kocası
...........................Annesinden öğrenir olayı.
.......................Koşarak çıkar Erciyes'in yamaçlarına
...................Ailesinin taş kesildiğini görür.
................Uzaklardan bir ses duyar:
.........'Yiğidim namusunu bir eşkıyaya çiğnetmedim.
O eşkıyadan ahtımı koma.'
..........Bu ses Ağ Gelin’in sesidir.
...............Delikanlı taş kesilen ailesine bakarak:
'..................Alırım ahtını, koymam Ağ Gelin! ' diye haykırır
.......................Ve acılar içinde başlar ağıdına:
'Sarı yazma pek yakışır güzele Ağ gelin sürmelim oy.
Sarardı gül benzim döndü gazele Ağ gelin sürmelim oy.
Ben gidiyom da sen yârini tazele Ağ gelin sürmelim oy.
Ölürüm de ahtımı koymam sende Ağ gelin sürmeli sevdiğim.'
*
..........................................Türk milletinin
..................................Gönlünün sesi olan
...........................Koç Dadaloğlu!
......................Yaslanıver sazına
...............Çal da dinleyek,
.......Ağ Gelin türküsünü
Çal hele:
'Ağ gelin de oturmuş çorap örüyor Ağ gelin sürmelim oy
Çorabın üstüne güller deriyor Ağ gelin sürmelim oy
Zalim anan uzaklara veriyor Ağ gelin sürmelim oy
Alırım ahtımı koymam sende Ağ gelin sürmeli sevdiğim'
Ve Kırşehir'de,
.....Kayseri'de, Kaman'da,
.........Anadolu'da
..............Gelinler çıkıyorken
..................Bütün zurnalar
......................Bu türküyü söylemekte,
............................İçten, elemli:
Irmak kenarında biter yosunlar Ağ gelin sürmelim oy
Yosunun üstünde bizi yusunlar Ağ gelin sürmelim oy
İkimizi de bir mezara kosunlar Ağ gelin sürmelim oy
Ağ gelin de biri yari desinler Ağ gelin sürmeli sevdiğim
Ağ gelin oturmuş taşın üstüne Ağ gelin sürmelim oy
Taramış zülfünü kaşın üstüne Ağ gelin sürmelim oy
Bir selamın gelmiş başım üstüne Ağ gelin sürmelim oy
Alırım ahtımı koymam sende Ağ gelin sürmeli sevdiğim.'
Mustafa Ceylan
15-ŞİİR TÜRÜ:GÜLİSTAN
***********************************
1-Aruz ve Hece vezninin bir şiirde bir araya gelerek BULUŞMASI olup, geleneksel DİVAN EDEBİYATIMIZDAKİ GAZEL'in yepyeni bir formatla ele alınıp, yeni bir terkip oluşturulmuştur. Bu yeni gazel türünün adı: GÜLİSTAN'dır.
2-Şematik yapısı hece ile yazılmış HAN DUVARLARI şiirinin ARUZ-HECE BULUŞMASI'nda şekillenmesidir diyebiliriz.
(Öneren Mustafa Ceylan)
Yapısı şöyledir:
......................................(a) Aruzla yazılmış Gazel beyitleri
......................................(b)
......................................©
......................................(b)
......................................(d)
......................................(b)
.......................................(e)
.......................................(b)
.......................................(f)
.......................................(b)
............................Hece vezinli kıta veya kuple
GÜLİSTAN ŞİİR TÜRÜNE ÖRNEK VERELİM:
'GÜLİSTAN
-I-
Şair dostum, umutsuzluk uzaklaşsın gönüllerden
Kalem coşsun, bizim gülden doğan elbet; gülistandır.
Susuz kalmış pınar, gök gözlerin, yağmur gözetlerse
Yüreklerden, bulutlardan sağan elbet; gülistandır.
Açar gülcem, güneşlerden ışık toplar sevinçiyle
Şiirlerden seçip bir gün, yığan elbet; gülistandır.
Yürek derler kaînattan büyük, fındık kadar yüktür
Bilirsin can, Yunuslaştır, sığan elbet; gülistandır.
Gümüş sözler di susmaz, duygu destandır tutulmaz ki
Semâlardan, doruklardan yağan elbet; gülistandır.
Beşikteyken gülümser bak, henüz doğmuş bebektir o;
Eğilmezmiş, o başlardan eğen elbet; gülistandır.
Çıkar, yorgun yokuşlardan tutar ilham dalından hem
Buse dersen, bulutlardan değen elbet; gülistandır.
Seven herkes, bu yıldızdan ışık alsın güzelleşsin
Horuldarmış karanlıklar, boğan elbet; gülistandır.
-II-
Saat on üç: Gülistandan gelir en ulvi ses; dinle!
Yiğit şâir sesîdir, sen de duy, yan ağla derdinle..
Kulak ver, çınlıyor; kalbinde goncâlar açar; dinle!
Huzur çağlar, barış destan olur bir anda kalbinle...
Sazın bağrında tellerden mübârek sevda var; dinle
Onu duysan, güzellikler tutarsın hep, kemendinle
Ozan Osman Öcal derler, duman olmuş, yanar dinle
İşit, ilham alırsın bak, yaşarsın sen de sevginle:
'En büyük arzum idi seni haktan dileğim,
Gamzeler düşmüş yere nazar mı var meleğim?
Ömrümün iksirisin sen gül ki ben güleyim.
……….Güldüğünde yüzünde narçiçeği açmalı,
……….Dokunan seher yeli kokusunu saçmalı.'
O mahzun bakışların yakışmıyor gözüne,
Hangi can dayanır ki sevdiğinde hüzün’e?
Yüreğinden dökülüp gül damlasın yüzüne.
……….Güldüğünde yüzünde narçiçeği açmalı,
……….Çiçekler arasında kelebekler uçmalı.'(*)
-III-
Saat ondört: Kırılsın ayna, düşsün yelkovan birden
Zaman gitsin başımdan, kırlaşan saçlarda cümbüş var
Umut eksem, yürek yangınlarım âlevlenir birden
Yazan yazmış, kader derler; geçip gitmez yalan yıllar
Ozan susmaz ki, derdim dağların üstünde dert sanki
Sazından, yer ve gökler dillenir, çatlar sabır ve nar
Büyük aşkın çiçeklenmiş avâzından yanar teller
Gülistandan açar güller gülün tartar, alır kantar:
'Çöllerin ortasından zemzem gibi akardın,
Ağustosta gönlüme yağan bembeyaz kardın,
Zemheride kor gibi dokununca yakardın.
……….Güldüğünde yüzünde narçiçeği açmalı,
……….Bala susamış bu can nektarını içmeli.'
Alev alsın aşkımız bulutlarla ıslansın,
Büyüsün sürgünleri yıldızlara yaslansın,
Sevdamızın izine her mevsimde rastlansın.
……….Güldüğünde yüzünde narçiçeği açmalı,
……….Bakıp yıldız falına nazar senden kaçmalı.' (*)
-IV-
Saat on beş: Gülistandan sesin gelsin gülüm artık
Senindir söylenen destan, senindir çığrılan türkü..
(Mefâ'îlün / mefâ'îlün / mefâ'îlün / mefâ'îlün)
(*) Gülce edebi akım öncülerinden şair Osman ÖCAL Kardeşime ait 'ALEV ALSIN AŞKIMIZ' başlıklı şiiridir.
Mustafa CEYLAN '
16-ŞİİR TÜRÜ:TUĞRA
***********************************
1-Aruz vezni veya Rübai''nin (ahreb-ahrem adı verilen) kalıplarıyla yazılır.
2-''Dörtlük'' tarzında olup, şair dilerse bu türün ''beşlik'' şeklinde de şiirini oluşturabilir.
3-En önemli özelliği KAFİYE yapısıdır. Kafiye hem mısraın ORTASINDA ve hem de SONUNDA olacaktır.
Şairimiz üstad Osman ÖCAL(Vuslatî) tarafından önerilmiştir.
Şu şekildedir:
....................(a) ....................(b)
....................(a) ....................(b)
..........................................Serbest
....................(a) ....................(b)
TUĞRA ŞİİR TÜRÜNE ÖRNEK VERELİM.
'TUĞRA
Şen türkü YELİNDEN perçemler lale toplar
Ay düşse TELİNDEN can kaynar sine hoplar
Bir güfte duyursak gönlün kendine oynar
Her şarkı DİLİNDEN kansız bir kama saplar
Osman Öcal
Aruz vezni:
Mef'ûlü / mefâ'îlün / mef'ûlü / fe'ûlün '
17-ŞİİR TÜRÜ:ÜÇGÜL
***********************************
1-Adından da anlaşılacağı gibi bentleri ÜÇER MISRA’dan meydana gelen bir nazım türüdür.
2-İki önemli özelliği bulunmaktadır. Bunlardan birisi üçer mısradan oluşması diğeri de kafiye yapısıdır. Kafiyeler mısra ortasında ve sonunda yer almaktadır. 8Öneren, şairimiz Mehmet NACAR)
3-Kafiyelerin şematik yapısı şöyledir:
1)
.............a............a
.............a............a
.............a............b
2)
............a.............b
............a.............b
............a.............C (Yahut da..............b..........C)
3)
...........a..............b
...........b..............c
...........c..............D
4)
a............................b
a............................b
b............................C
Örnekleri üstteki kafiye yapılarına göre daha da çoğaltmak mümkündür.
4-Genellikle, hece vezninin 7+7 kalıbı ile yazılmakla birlikte, şair dilerse aruz vezni ile de kaleme alabilir. Üçgül’ün aruzla
yazılmış olanına ÜÇTUĞ adı verilir. (Öneren Mehmet NACAR)
BİR ŞİİRLE ÖRNEK VERELİM:
'BU SENE
Senelerin ağlayan gözlerini sileyim,
Kundağında, bileyim nazlı bebek mutlu mu?
Yarından umutlu mu, yaprak yaprak şu takvim?
Desin, söylesin bana, dipsiz göklerin dili:
Yolcuların mendili ağıt yüklü mü gene? !
Zalim ise bu sene, dayanamaz şu kalbim..
Hastalıklar, savaşlar, kavgalar bitecek mi?
Ocaklar tütecek mi sevgide ve barışta?
Tank paleti bu kışta paslar tutsun ey Rabb'im! ..
02.01.2009
Mustafa Ceylan '
18-ŞİİR TÜRÜ: YEDİVEREN
**************************************
1- Beyitlerle yazılan cinaslarla, nakışlanan bir nazım türüdür.
2-Şematik yapısı şöyledir:
(a) ............................(b)
(a-cinas) ....................(b-cinas)
*
© .............................(d)
(c-cinas) ....................(d-cinas)
*
(e) .............................(f)
(e-cinas) ....................(f-cinas)
3-Hece vezni ile yazılan 'yediveren' i şair dilerse aruz vezni ile de(7+7, 6+5 veya başka ölçülerle) yazabilir, cinasların tam cinas veya cinas-ı gayr-ı tam (tam olmayan cinas) dan teşekkül edip etmemesi şairin tercihine kalmıştır.
'Yediveren' nazım türünü GÜLCE'mize ve şiirimize kazandıran Ekrem YALBUZ Hocamıza teşekkür ederiz.
YEDİVEREN ŞİİR TÜRÜNE ÖRNEK VERELİM:
'GİR/YAN
İsrail’e kulsunuz, bu zulme sessizseniz
İsrâ ile Aksa’ya, yürünür ses sizseniz.
Seriverin ortaya yürekteki mangalı,
Ser’i verin Allah’a beşer onar manga’lı.
Sol yanımda ağrım var evlâdım asra kanar
Sol, elimde al gülüm! Diken kanar el kanar.
Ak sinedir tutuşur bitmez onda ah-u zar
Aksinedir şu felek, yollar biter ah uzar…
Mah; kumun hasretinde, açar mı selvi ra’na
Mahkûmun ülkesinde, dolarmış sel virana.
Hey! Beyim, ululanma sanma felek seninle
Heybeyim ben garibe, Ey Firavun sen inle.
Kimse sizin şahınız her biri bir gamzede
Kimsesizin gül olur gözyaşları gamze’de.
Susarsa cenkte yiğit Kevser yolun son ucu
Susarsa ehl-i vicdan, zillettir tek sonucu.
Ekrem YALBUZ'
19-ŞİİR TÜRÜ: ÖZGE
**************************************
1-Divan edebiyatımız da az kullanılan MÜTESSA ve MUAŞŞER nazım türlerine mısra sayısı itibariyle benzeyen,
en az 9, en fazla 10’ar mısradan meydana gelen tek bir bentlik nazım türüdür.
2- Kafiye yapısı şematik olarak şöyledir:
-........ a
-........ b
-........ a
-........ b
-........ b
-........ a
-........ b
-........ b
-........ a
-........ b
2-Vezin, ölçü kısıtlaması yoktur. Şair dilerse hece veya aruz vezinlerinden dilediğini şiirinde kullanabilir. Önemli olan tek
Bent ve on mısralık yapısıdır. On mısralık bent yapısı sabit kalmak kaydı ile bir şiir bütününde iki veya daha fazla
Bentlerde oluşturabilir.
3-Kafiyelerin dizilişini şair çaprazlama veya bir başka şekilde de yapabilir.
4-Hece ile yazılana ÖZGE, aruzla yazılana da ÖZGECAN denilir.
Yeni nazım türü ÖZGE’yi şiirimize kazandıran Refika DOĞAN’a teşekkür ediyoruz.
ÖZGE ŞİİR TÜRÜNE ÖRNEK VERELİM:
Bir Seni Bir De Gülü…(Gülce/Özge)
Bir seni bir de gülü dalında koklamayı...
Kırağılı yaprağım bahar gibi ıpıslak...
Kızıl dudağındaki gülleri koklamayı...
Güller miydi, güllere dokunan ten mi ıslak?
Sevgilim, ah sevgilim; dol geceme, gece ak!
Özlemiyle doluyum, gül teni koklamayı...
Ah, bahtsızlar bahtsızı bu gönül, sana tutsak!
Çağırsan bir gel desen; gelmez miyim koşarak?
Bir seni bir de gülü, dalında koklamayı...
Kırağılı yaprağım bahar gibi ıpıslak...
- II –
Bir seni bir de gülü koynumda saklamayı...
Her bahar bahar gibi yenilenip açarak...
Gülüşünle yeşeren gülüşler saklamayı...
Deste deste içimde, yine sana saçarak...
Sevgilim, ah sevgilim! Kollarında uçarak
Gül deseni mührünü bir ömür saklamayı...
Nerdesin yâr, mestinle doldum, seni içerek...
Bu bendeki kasırga, beni bende biçerek...
Bir seni bir de gülü koynumda saklamayı...
Her bahar bahar gibi yenilenip açarak...
Refika Doğan
SAYGILARIMIZLA
GÜLCE EDEBİYAT AKIMI
Mustafa Ceylan
---------------------------devam edecek------------------
Alıntı
Tweet
Benzeyen Konular
Konu:
Yazar
Cevaplar:
Gösterim:
Son Mesaj
Gülce Edebiyat Şair ve Yazarlarının Kitapları
Site Yönetimi
0
1,672
31/05/2015, 12:02
Son Mesaj
:
Site Yönetimi
GÜLCE-ANTOLOJİ(1)
Site Yönetimi
0
1,170
31/05/2015, 11:32
Son Mesaj
:
Site Yönetimi
GÜLCE 2008 Tanıtım
Site Yönetimi
0
1,163
31/05/2015, 11:30
Son Mesaj
:
Site Yönetimi
GÜLCE EDEBİYAT (Rasim Köroğlu Özel Sayısı)
Site Yönetimi
0
1,087
31/05/2015, 11:05
Son Mesaj
:
Site Yönetimi
Gülce Edebiyat-2008 Tanıtımı
Site Yönetimi
0
777
31/05/2015, 10:47
Son Mesaj
:
Site Yönetimi
GÜLCE DOSYA(18)
Site Yönetimi
0
2,151
11/11/2012, 23:18
Son Mesaj
:
Site Yönetimi
GÜLCE DOSYA(16)
Site Yönetimi
0
1,532
11/11/2012, 23:15
Son Mesaj
:
Site Yönetimi
GÜLCE DOSYA(15)
Site Yönetimi
0
1,180
11/11/2012, 23:13
Son Mesaj
:
Site Yönetimi
GÜLCE DOSYA(14)
Site Yönetimi
0
1,210
11/11/2012, 23:12
Son Mesaj
:
Site Yönetimi
GÜLCE DOSYA(13)
Site Yönetimi
0
1,067
11/11/2012, 23:10
Son Mesaj
:
Site Yönetimi
Lütfen seçim yapın:
--------------------
Özel Mesajlar
Kullanıcı paneli
Kimler Çevrim içi
Arama
Ana Sayfa
GÜLCE EDEBİYAT AKIMI
-- GÜLCE ŞİİR TÜRLERİNE GÖRE ŞİİRLER
---- BULUŞMA
---- ÇAPRAZLAMA
---- TRİYOLEMSİ
---- ÜÇGÜL
---- ÜÇGEN
---- DÖNENCE
---- TOKMAK
---- AKROSTİK
---- SONE'M
---- GÜLCE
---- TEKİL
---- YİĞİTCE
---- YUNUSCA
---- BAHÇE
---- SERBEST ZİNCİR
---- ÖZGE
---- GÜLİSTAN
---- YEDİVEREN
---- TUĞRA
-- GÜLCE YAZAN ŞAİRLERİMİZİN GÜLCE ve DİĞER ŞİİRLER
---- (H)
------ Harun YİĞİT
------ Harun YİĞİT
------ Hasan ULUSOY
------ Hasan ULUSOY
------ Hatice ALTAŞ(Asi Çiçek)
------ Hatice ALTAŞ
------ Hacer KOZAN
------ Hatice KATRAN
------ Hatice KATRAN
------ Hikmet ÇİFTÇİ
------ Hülya EKMEKÇİ
------ Hülya EKMEKÇİ
---- (I-İ)
------ İbrahim COŞAR
------ İbrahim COŞAR
------ İbrahim İMER
------ İbrahim İMER
------ İbrahim ETEM EKİNCİ
------ İbrahim ETEM EKİNCİ
------ İhsan ERTEM
------ İhsan ERTEM
------ İsmail KARA(Karozan)
------ İsmail KARA(Karozan)
---- (K)
------ Köksal KIRLIOĞLU
---- (M)
------ Mahir BAŞPINAR
------ Mahir BAŞPINAR
------ Mehmet NACAR
------ Mehmet NACAR
------ Mehmet ALUÇ
------ Mehmet ALUÇ
------ Mehmet ALUÇ
------ Mehmet ÖZDEMİR
------ Mehmet ÖZDEMİR
------ Meltem ARAS
------ Meral ADAK
------ Meral ADAK
------ Melahat TEMUR
------ Mevlüde DEMİR
------ Mevlüde DEMİR
------ Miktad BAL
------ Miktad BAL
------ Mübeccel Zeynep ÜNALAN
------ Mübeccel Zeynep ÜNALAN
------ Muhammed İsa ÖZTÜRK
------ Muhammed İsa ÖZTÜRK
------ Mehmet Ziya DİNÇ
------ Mehmet Ziya DİNÇ
------ Mustafa CEYLAN
------ Mustafa CEYLAN
------ Mustafa CEYLAN
------ MUSTAFA CEYLAN(Editör)
-------- Mustafa CEYLAN
---------- Mustafa CEYLAN(On Punto Yazıları)(Makaleler)
---------- GÜNE BAKIŞ
---------- TAŞ YAĞMURU(Ceylan'ın kaleminden)
---------- Hakkında Yazılanlar
---------- DİĞER ŞİİRLERİ
---------- Hayatı
---------- Sanatı
---------- Hocaları
---------- Çocukluğu
---------- Gençliği
---------- Özlü Sözleri
---------- Önsöz Yazdığı Kitaplar
---------- Siyasete İlgisi
---------- Bestelenen Şiirleri
---------- Fotoğrafları
---------- Mühendisliği
---------- Düzenlediği Etkinlikler
---------- Konferansları
---------- Yer Aldığı Antolojiler
---------- Kitapları
---------- EZAN SUSMAZ Kitabı içindekiler
---------- "YANDI BU GÖNLÜM"-Hacı Bayram Veli Kitabı içindekiler
---------- TAHİR KUTSİ MAKAL Kitabı İçindekiler
---------- SEĞMEN RUHU Kitabı İçindekiler
---------- TOROSLARIN TÜRKÜSÜ Romanı
---------- Armağan-2(AHMET TUFAN ŞENTÜRK İÇİN NE DEDİLER?)Kitabı içindekiler
---------- Armağan-1(ANILAR KORİDORU İÇİNDE SARIVELİLER)Kitabı
---------- YARALI CEYLAN Şiir Kitabı İçindekiler
---------- PAŞA GÖNLÜM Şiir Kitabı İçindekiler
---------- Kırat Geliyor Kitabı İçindekiler
---------- Her Yönüyle YENİMAHALLE Kitabı
---------- Tarihi ve Folkloruyla Elmadağ Kitabı İçindekiler
---------- Köylerimiz Kitabı İçindekiler
---------- Köyümüz Yeşildere Kitabı İçindekiler
---------- Bayramlar Haftalar Günler Kitabı
---------- Ahmet Tufan Şentürk Kitabı
---------- Halil Soyuer Kitabı
---------- Detanlaşan Köylü İsa Kayacan Kitabı
---------- Abdullah Satoğlu Kitabı
---------- Güzide Taranoğlu Kitabı
---------- Gülendenin Beşiği Kitabı
---------- GÜLLÜK ANTOLOJİ (2006)Kitabı
---------- GÜLLÜK ANTOLOJİ(2007)Kitabı
---------- CEYLAN-Tahliller-MAKALELER-Görüşler
---------- Güllük Dergileri
---------- Kapodokya Güneşleri Kitabı
---------- Bir Yanardağ Fışkırması Kitabı
---- (P-R)
------ Rahime KAYA
------ Rahime KAYA
------ Refika DOĞAN
------ Refika DOĞAN
------ Ramazan EFE
------ Ramazan EFE
------ Rengin ALACAATLI
---- (S-Ş)
------ Sabiha SERİN
------ Sabiha SERİN
------ Serap HOCA(Serap ÖZALTUN)
------ Serap HOCA(Serap DEMİRTÜRK)
------ Süleyman KARACABEY
------ Süleyman KARACABEY
------ Serdar AKKOÇ
------ Serdar AKKOÇ
------ Sevgili ÖZBEK
------ Sevgili ÖZBEK
------ Şemsettin DERVİŞOĞLU
------ Şemsettin DERVİŞOĞLU
------ Şükran GÜNAY
------ Şükran GÜNAY
---- (T-U-Ü-V)
------ Turan UFUKTAN
------ Ümran TOKMAK
------ Ümran TOKMAK
---- (Y-Z)
------ Yusuf BOZAN
------ Yüksel ERENTÜRK
------ Yusuf BOZAN
------ Yüksel ERENTÜRK
------ Yusuf Ziya KARAHASANOĞLU
------ Zübeyde GÖKBULUT
------ Zübeyde GÖKBULUT
------ Yıldız TOKSÖZ
------ Yıldız TOKSÖZ
GÜLCE'YE DAİR
-- GÖRÜŞLER
---- Gülce Nedir?
---- Gülce ve Ozanlık
---- Gülce Manifestosu
---- 5 Hececiler ve Gülce
---- Garip Akımı ve Gülce
---- Fecr-i Ati ve Gülce
---- Hisarcılar ve Gülce
---- Neyzen Tevfik, Aşk
---- Mazmunlar
---- Gülce Ne Değildir?
---- Hece Vezni ve Gülce
---- Serbest Şiir ve Gülce
---- Aruz Vezni ve Gülce
---- Gülce ve Zolal
---- Gülce Tarihinden
---- GÜLCE-(Atölye)-Video Dersler
------ Gülce Etkinlikleri
------ Kurucular Beyanı
------ Gülce 2009
------ Doğru Yaz/Konuş
------ Gülce-2010 Projeleri
------ Gülce-2011 Projeleri
------ Üstad Necip Fazıl'dan
------ Gülce-Aruza Dair
------ Öneriler-Çalışmalar
------ GÜLLÜK DERGİSİ
------ Gülce'ye Öneriler
------ Röportajlar
------ Negatif Bakışlara
------ Aleyhimizdekiler
------ M.E.B' na
---- Gülce'de Mesajlar-Projeler
------ Gülce-Güldeste(1)
------ Destanlarımız
------ Dede Korkut
------ Öncü Kadınlarımız
------ Peygamberlerimiz
------ Nutuk(Gülce)
------ Nutuk(Z.Korkmaz)
------ Kutlu Hanımlar
------ Ozanlarımız
------ NasrettinHoca
------ Yedi Askı
GÜLCE TÜRK ŞİİR AKADEMİSİ
-- Şiir Akademisi
---- Şiir Akademisi
------ HALK EDEBİYATI
-------- DİVAN EDEBİYATI
-------- BATI EDEBİYATI
-------- YENİ TÜRK EDEBİYATI
---- Hece Vezni' ne Dair
---- Şiir Tahlilleri
---- Aruz Vezni' ne Dair
---- Hiciv Tarihinden
---- Ustalardan Şiirler
---- Ustalardan Makale
---- Aramızdan Ayrılanlar
------ Ustalardan Şiirler
-------- A. Tufan ŞENTÜRK
-------- DİLAVER CEBECİ ANISINA
---- Şiir Üstüne (Serbest)
---- Atışma Sayfamız
---- Denemeler-Makaleler
---- Şiirde Dönüşüm
---- Şiir ve Anlatım
-- Türk Edebiyatı Şiir Türleri
---- Şiir Türleri
---- İslâmiyet Öncesi
---- Servet-i Fünun
---- Garip Şiirler
---- Akımlar
---- Edebî Sanatlar
---- Söz Sanatları
---- Şair Padişahlar
---- Şiir Tarihimizden
---- Yıllara Göre Edebiyat
---- Mehmet Nacar
DÜNYA EDEBİYATI
-- Dünyadan Şiir Türleri
---- Burns Stanza
---- Choka
---- Go Vat
---- Catena Rondo
---- Onegin Stanza
---- Canzonetta
---- Bauk Than
---- Rhupunt-Galce
---- Septilla
---- Viator
---- Luc Bat
---- Tritena
---- Pantoum
---- Shakespeare Sonnet
---- Diamonte
---- Villanelle
---- Hutain
---- Hex Sonnata
---- Hexaduad
---- Haynaku
---- Harrisham Rhyme
---- Guzzande
---- Gratitude
---- Glosa
---- Garland Cinquain
---- Fornlorn Suicide
---- DÜNYA EDEBİYATI
---- Dünyadan Destanlar
---- Dünyadan Şiirler
KAYNAKÇA
-- Konularına Göre Şiirleriniz
---- Aşk Şiirleriniz
---- Atatürk Şiirleriniz
------ 23 Nisan Şiirleri
------ Atatürk'e Dair
---- Kahramanlık Şiirleriniz
---- Doğa Şiirleriniz
------ 2009 Yılı Sayılarımıza
---- Taşlama Şiirleriniz
---- Gurbet Şiirleriniz
---- Tasavvuf Şiirleriniz
---- Barış Şiirleriniz
---- Şehir Şiirleriniz
---- Anne Şiirleriniz
------ Babanıza Şiirler
---- Doğum Günü Şiirleriniz
---- Deprem Konulu Şiirler
---- Diğer Şiirleriniz
---- Köşe Yazarlarımız/Makaleler
------ Mustafa CEYLAN
------ Refika DOĞAN
------ Osman ÖCAL
------ Ahmet ÖZDEMİR
------ A. S. ATASAYAR
------ Prof.Dr.İsa KAYACAN
-------- Prof. Dr. İSA KAYACAN
------ Rahime KAYA
------ Harun YİĞİT
------ İlqar MÜEZZİNZADE
------ Sündüz BİGA
------ Nazmi Öner(Şiirler)
------ Nazmi ÖNER(Nesirler)
------ Coşkun KARABULUT
------ Prof.Dr.İsmail YAKIT
------ Prof.Dr.Asım YAPICI
------ Sabit İNCE
------ Muhsin DURUCAN
------ Abdulkadir GÜLER
------ Ünal Şöhret DİRLİK
------ Metanet YAZICI
------ A.Aşkım KARAGÖZ
------ Gazanfer ERYÜKSEL
------ Mehmet GÖZÜKARA
------ Necdet BULUZ
------ Yusuf Özcan
------ Afife Demirtaş
---- Mustafa Ceylan
---- Bizden
-- Video Yağmuru
---- Ozanlar-Şairler
---- Bizden Videolar
---- Rasim Köroğlu
-- Genel
---- SERBEST KÜRSÜ
---- Duyurular
---- Röportajlar
---- Günün Şiiri
---- Günün Nesiri
Edebiyat Biz Platformumuzda
-- Gülce Tv
-- Türk Argo Sözlüğü
-- Edebî Konular Forumu
Konuyu görüntüleyenler:
1 Misafir
Mustafa Ceylan |
Dost Sitelerimiz:
Türkçe Çeviri:
MyBB
Türkiye
Üretici:
MyBB
, © 2002-2024
MyBB Group
-Theme © 2014 iAndrew
Sitemizde yer alan eserlerin telif hakları şair-yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir.(Haberleşme : ceylanmustafa_07@hotmail.com)
Doğrusal Görünüm
Konu Görünümü
Yazdırılabilir Sürüm
Konuya Abone Ol
Konuya Anket ekle
Konuyu Arkadaşına Gönder