SiteAna Sayfa
Güllük Dergisi
Şairlerimiz
Arama
Üyeler
Video
Yardım
Giriş Yap
Kayıt Ol
Oturum Aç
Kullanıcı Adı:
Şifre:
Şifremi Hatırlat
Beni Hatırla
Your browser does not support the audio element.
Akdeniz Radyo istek
Tıklayın-Okuyun/Güllük Dergisi
Web'de Ara
Sitede Ara
0 Oy - 0 Yüzde
1
2
3
4
5
Konu Modu
Hacı Bayram-ı Veli-(Araştırma_inceleme) -3-MÜDERRİS NUMANDAN HACI BAYRAM'A
Site Yönetimi
Admin
Üyelik tarihi:
Jan 2008
Mesaj Sayısı:
12,518
Konu Sayısı:
11,588
#1
05/04/2009, 00:25
Hacı Bayram-ı Veli-(Araştırma_inceleme) -3-MÜDERRİS NUMANDAN HACI BAYRAM'A
MÜDERRİS NUMANDAN HACI BAYRAM'A
MUSTAFA CEYLAN
*************************
Somuncu Baba, enfes bir mıknatıstı. Madenin kimde olduğunu biliyor ve kendisine doğru o madeni atom hızıyla çekiyordu. Numan’daki madeni de ölçmüş, tartmış, biçmişti. Ayrı bir maden değildi bu. Kendi öz bağrındaki nurâni madenin korlaşmaya hazır bir parçasıydı. Kendinden, kendi bağrından bir parçaydı yani...
Veliler, kendi parçalarının nerede ve ne şekilde, ne halde bulunduğunu, arada kilometreler, kıtalar bile olsa, bilir, duyar, görür ve işitirler. Rüzgârla, bulutla, yağmurla, toprakla ve havayla muhabere yapabilirler. Hiçbir araç olmadan, araya herhangi bir dünya maddesi sokmadan, tenleri içindeki atom santralarını ve elektronik beyinlerini çalıştırarak, bendelerini, yanına çağırırlar. Çağrılan da, bu çağrıya, mutlaka ama mutlaka icâbet eder. Çağrıya uymamak, direnmek, gelmemek elinde değildir, çağrılanın.(1)
* *
“….Şakayik-i nu’maniyye çevirisinde bu olay şöyle anlatılmaktadır. “sikat-ı eshab-ı tarîkatten menkuldür ki Şeyh Hâmid-i Kayserî hazretleri Şeyh Şüca’ı Karamani’ye Engürü’de Hacı Bayram adlı bir müderris vardır. (Var ânı davet eyle gelsün) deyü gönderdi. Şeyh Şüca merhum dahi Engürü'ye varub Hacı Bayram-ı medresesinde ders der iken bulup Şeyh Hâmid tarafından davet eyledikte Hacı Bayram: (davete icâbet lâzımdır) , deyü kalkub Kayseri’ye varub Şeyh ile mülâki olduklarından Şeyh Hâmid Hacı Bayram’a ulemâ-yı zâhirin mevtâsının merâtibini ve erbab-ı bâtının mevtasının meratibini gösterip (kangısı muhtarın olursa ânı ihtiyâr eyle!) dedi. Hacı Bayram Sultan eshab-ı bâtının hallerini rif’atde ve kendülerini saadette görmeğin meşayih tarikatını ihtiyar idüb tarik-i tedrisden feragat eyledi”.(Bayramoğlu,Fuat; a.g.e)
**
'...İntisâb tarihi 1393 veya 1394 yılları civarındadır. İntisâb yeride Kayseri’dir.
Hacı Bayram Veli’yi tasavvuf hayatına iten faktörler nelerdir?
Bizce bunun iki cevabı bulunmaktadır. Birincisi ve önemlisi, onun tasavufa mütemâyil “istidâd-ı fıtrîsı” dir.
Hacı Bayram Veli'yi tasavvufî hayata iten sâikin benzeri, Gazali ve Câmi de görülmektedir.
Hacı Bayram Veli’yi tasavvufî hayata iten ikinci faktör de, yaşadığı devrin içtimâi, siyâsi bozukluklarıdır.
Ankara’ya 1392 senesinde gelen II.Manuel Palaiologos’un yazdıklarından, Hacı Bayram Veli’nin Yıldırım Bâyezid’in bazı davranışlarını tasvip etmediğini, yönetimi eleştirdiğini görüyoruz.
Gerçekten de, o devirde kadılara kadar bulaşan eğlence içki ve rüşvet hastalığı, önemli boyutlarda tırmanma kaydetmişti.
Esâsen Hacı Bayram Veli ile aynı yaşta bulunan Eşrefoğlu Rumî eserlerinde, yaşadığı dönemi anlatırken, sık sık içtimâi bozukluklara temas etmektedir.
Hacı Bayram Velî, bozukluklara tepki gösterme tavrında yalnız değildir.
Sultan Yıldırım Bâyezid’in damadı Emir Sultan’ın Ulu Cami inşaatının bitiminde yaptığı doğrudan tenkid ve Molla Fenâri’nin Yıldırım Bâyezid’e karşı çıkarak Bursa’yı terk ile Konya’ya yerleşmesi, kaynaklarda görülen, müşahhas karşı tavır alış örneklerindendir.(Cebecioğlu, Ethem, a.g.e)
**
Hamidüddin Veli (Somuncu Baba) müderris Numan’ı potasına aldı. O’nu hamur misâli yoğurdu. Ocağa koydu pişirdi, kızgın saç üstünde dumanını çıkardı.
Halvethânede, kaynaktan fışkıran rahmet ve feyz damlaları, Numan’ın gönül kovasına tas tas doldu. Zahiri ve bâtınî ne kadar ilim var ise, hepsini damla damla, hece hece, tas tas doldurdu içine... Tam bir teslimiyet ve vecd hâli içinde O’nun avuçlarına kendisini terk etti.
İlahi aşkı ve sırrın sırrını, ballar balını, yudum yudum tattı. Aşksız kâinatın manâsız ve boş olduğunu anladı. Aşkı, olgun meyveye döndü, sevda bahçesindeki, sevgili ağacının meyvesini olgunlaştırdı.
Bütün makamları öğrenen Numan, aşkın pervânesi olmuştu. Her iki âlemin bütün makamlarını görüyordu gayri.
Gayri, kantarın topu düzelmişti. Gayri, mercek en küçük varlıkların dahi zikir ve hareketlerini gösteriyordu.
Bütün mevki ve makamlar gösterilip;
- Hangisi muhtârın olursa anı ihtiyâr eyle denmişti” (Uydum, Remzi; a.g.e)
**
“Bu buluşmanın. Bir kurban bayramı günü geçtiği söylenir. Bundan dolayı da Şeyh Hâmid’in, o zamana kadar adı Numan olan müderrise Bayram mahlasını,yani “seçilmiş gün” adını verdiği yazılır”.(Bayramoğlu, Fuat, a.g.e)
**
“Her devirde veliler görev başındadır. Cenab-ı Allah (c.c.) velisiz devri yaşatmaz, yaratmaz….
Irşad, önemliden de önemli bir görev. Mürşid, irşad etme görevini almış veli...
Mürşid, zahir ve bâtın ilimleriyle donatılmış, İslâm mührünü çağının kalbine vuran, beynine nakşeden, bilinmezi bilen, görünmezi gören, keramet ehli, Allah ’ın sevgili kullarının en hâsı…
Mürşid, velidir. Veli, dosttur, sevgilidir.
Veli, velâyet sırrına erendir. Sırrın sırrını bilendir.
Veli, velâyet makamında oturandır. Peygamberlerin varisleridir.
Veli, doğru yola sevkeden, kötülüklere kapılarını kapayan güçtür, kuvvettir.(Uydum, Remzi; a.g.e)
**
“Mutasavvıfımız Hacı Bayram Veli, Ebû Hamidüddin Aksarayî ile 1393-1394 yılları civarında bu şehirde buluşur ve ondan el alır. Bu bize şunu gösterir: Şeyh Ebû Hamiddüdin Aksarayî, henüz Bursa’ya hicret etmemiştir, Ancak Ulu Cami’nin 1400 yılı Mart ayı içindeki açılışında, ilk hutbeyi okumuştur. Bu durumda, Şeyh Ebü Hâmidüddin Aksarayi, 1394 ile 1400 seneleri arasında, kaynaklarda tespit edemediğimiz muhtemel bir tarihte, Kayseri’den Bursa’ya göç etmiştir. 1400 yılında, halk arasında “Etmekçi Koca” diye tanındığı göz önünde tutulursa, onun bu tarihten hayli zaman önce Bursa’ya geldiği düşünülebilir. Olayların mantıkî bir zincir içindeki seyri, bize bu hicret olayının 1394 ile 1397 yılları arasında olduğunu göstermektedir. Verdiğimiz bu tarihler, bizce en kuvvetli ihtimâl dahilinde olanıdır. “
“…Hicret sebebi olarak, Anadolu’nun dil, kültür, ırk açısından hızla Türkleşme safhasına geçmesi ve bu safhada Ebû Hamid’in müessir bir rol oynamak istemesi düşünülebilir. Zira Bursa, Osmanlı Devletinin başkenti olarak idarî, siyasi, fikrî, ilmî, iktisadî ve dinî açıdan, o yıllarda fevkalâde haraketli bir merkezdi. Yani Bursa, Ebû Hamîd’in bu şekildeki bir misyonu için oldukça uygun bir konumdadır. Nitekim Bayramî kaynaklarından bazılarında, Ebû Hamid’in, kuruluş döneminde Osmanlı Devleti’ne destek verdiği şeklinde bahsedildiği görülür.
Hacı Bayram Velî, şeyhi Ebû Hamid ile beraber Bursa’ya gelmiş ve yerleşmiştir. Bayramoğlu’nun da ifâde ettiği gibi, Ebû Hâmid, Hacı Bayram ve Emir Sultan ile yakın ilişki içindedir.” (Cebecioğlu,Ethem; a.g.e)
**
“Evliyânın halinden ancak evliyâ anlar. Onların gözleri, gönülleri arasındaki “manevi telsizler” vardır. Birbirlerini çok kolay tanırlar, bilirler, severler. Bizim, dar ve kuru akıl kalıplarımız, bu ulvî muhabereyi anlamaktan âcizdir, zavallıdır. Biz, satıhta iskâmbil kâğıtları misâlince durmaktayız, rüzgârın önünde çaresiz kâğıtlar gibiyiz…
Ya onlar? Onlar, kalelerden daha muhkem. Asırlık çınar ağaçları gibi, kökleri en derinlerde. Biz aysbergiz...Asıl, büyük kısmımız suyun içinde.Sathın altında. Onun için göremeyiz. Hele hikmet okyanusuna bir dalalım, işte, ancak o zaman, okyanusun içindeki büyük kütleyi görebiliriz.
Bursa’da Osmanlı Hükümdarı Yıldırım Beyazıt’ın damadı Emir Sultan, ki, asıl adı, Şemseddin Muhammed bin Aliy’ ul Hüseyniyi Buharî’dir, gönül gözü açık, mânevi telsizleri çalışan bir evliyâdır.” (Uydum, Remzi; a.g.e)
**
“Mutasavvıfımız Hacı Bayram Velî, Bursa’da hangi işle meşgul olmaktadır?
Şüphesiz, Ebû Hâmid’e intisâb etmeden evvelki mesleğiyle hayatını sürdürmektedir. Daha önce de ifâde ettiğimiz gibi, 1393-1394 yıllarından sonra, Hacı Bayram Velî, artık Ankara’da değildir. Şeyhi nerede ise, o da oradadır. Yani bir başka deyişle, Bursa’dadır. Ve eski görevini sürdürmektedir. Yeni görev yeri, Çelebi Sultan Medresesi’dir.
Hacı Bayram Veli’nin görev yatığı bu medrese, Çelebi Sultan Mehmet tarafından yaptırılmış olup, 'Yeşil Medrese' adı ile de tanınır. O dönemin çok önemli bir eğitim merkezidir. 1419 tarihli bir vakfiyede, müderrislerine günlük maaş 20 akçe, her ay bir müd arpa verildiği kaydedilir.”
“Medrese tahsili görmüş Ebû Hâmidüddin Aksarayî’nın, bu sosyal mevkiine göre bir işle meşgûl olmayıp, 'Ekmekçilik' gibi basit bir mesleği, geçim kaynağı seçmesi, onun, melâmet meşrebine sahip bir sufî olduğunu gösterir. Bu meşreb, ileride talebesi Hacı Bayram Veli’ye de yansımıştır.
Ebû Hamidüddin Aksarayî’nin fırını ve ikamet ettiği, yer Bursa’da Molla, Fenarî mahallesinde olup, hâlen ziyâret olunmaktadır.
Elimizdeki bilgilere göre, Ebû Hâmid’in ekmek satışı yaptığı yer, Ulu Cami’nin karşısındaki Sahaflar çarşısının içidir. Çarşı günümüzde, ticâri bir merkez olarak varlığını devam ettirmektedir.”
'Ebû Hamidüddin Aksarayî’nin (Ulu Caminin açılışında Fatiha Suresi’nin taşıdığı mânâyı anlattığı, bu hutbeden sonra camiyi aynı anda üç kapısından terk etme kerâmetini göstermesi, halk arasındaki mânevî nüfuzunu iyice artırır.
Ebu Hâmid, kaçtığı şöhretin ortasında, kalmıştır.
Çevresinde, her tabakadan insanlar belirir. Şöhreti iyici artan Ebu Hâmid, sonunda, bu durumdan huzursuz olur. Çok geçmeden, Bursa’yı terk eder. Ayrılırken yanında Hacı Bayram Veli’de vardır. Zira, Hacı Bayram, şeyhi Ebû Hâmid’den “her kanda giderler ise, refik ve şefik ve yâr-ı sâdık olmayı” istirhâm etmiş ve bu isteği de olumlu karşılık görmüştür.
Hacı Bayram Velî’nin şeyhi Hâmid ile Bursa’yı terk edişi, şüphesiz Ulu Cami’nin açılışında az sonra, 1400 tarihinde olmalıdır.
Hacı Bayram Veli ile üç yıl yolculuk yapan Ebû Hâmidüddin Aksarayî, bu yolculukta önce Şam’a, sonra Medine ve Mekke’ye gitmiş ve hac vazifesini yapmıştır”. (*)
(*) CEBECİOĞLU, Ethem; a. G. E. Sayfa: 44-46
**
Sonra, sevenle sevilen tek Sevgili’ye, sevgililerin sevgilisine, Yüce Allah ’ ın sevgilisine, O’nun ayak izlerinin bulunduğu Mekke ve Medine’ye doğru yola çıktılar. Şam üzerinden Mekke’ye ulaştılar.
Ufuk, bir çizgi, ya da bir tepe, bir dağ. Çölün bir yerinde çekilmiş bir halat.. İşte karşıda… Uzanıp duruyor boylu boyunca. Bu çizgi, her adımda, bir adım uzaklaşıyor mu ne? Küheylân üstündeki yolcudan, küheylân hızıyla uzaklaşıyor. Deve sırtındaki kervancıbaşına, kervan hızıyla uzaklaşıyor. Varıp, bu kaçamak çizgiyi tutmak ister, Yolcunun arzusu bu. Arzın sathına gökyüzü serin bir bûse konduruyor. İşte ufuk, o bûse anının ta kendisi.
İşte, ufukların ötesine, saniyenin milyarda biri kadar kısa bir zamanda, ulaşan, iki yolcu. Barutla dinamit. Değirmen taşı ile mili. Davulla tokmak. Ateşle odun. İki güzel yolcu. Ufuk yolcusu….
Geri, geri sıçrayın ufuklar, ah bir bilebilse bu iki yolcunun kendilerinden önde olduğunu. Mıhlanır kalırdı, ufuklar yerinde.
Yolcu yolunda gerek. Susuzluktan kavrulan dudaklara rahmet damlaları sunulacak menzile gidiştir bu. Seven iki yüreğin, iki ruhun ihtilâlidir bu. Varılacak, görülecek, himmetlerin tam ve en yüce kaynağından himmet istenecektir.
Varıldı, kavuşuldu.
Irmaklar denize dökülür hep. Ancak, çağlayanların fırtınalı ruhunu denizler okyanuslar dinlendirir. Somuncu Baba ve müderrisi Numan’ın zelzeleye tutulmuş ruhları da, okyanusa daldı. Serinledi, rahatladı, haz aldı.
Bir değil, bir milyar güvercin uçtu. Kanat çırptı göğün maviliklerle bezenmiş katında. Kavrulan, yanan dudaklar kana kana su içti.
Her ikisi de H A C I oldu…
Hac’dan beraberce Aksaray’a döndüler. Menzile varılmıştı. Gök yere, yer göğe sarılmıştı. Köpüren ırmaklar, gerçek yatağına dönmüş, hakikat deryasına doğru usulünce akmaya başlamıştı.
Müderris Numan, gayri Numan değildi.”Ben, ben değilim” diyordu. Derin bir vecd halinde, mürşidinin eteğine yapışmıştı.
4-5 yıl kadar Aksaray’daki mâneviyat denizinde yüzdü, durdu.
Mürşidi, manevi gözüyle, kalp gözü ile O’nun hâlini anlamıştı.
Ocakta pişmişti.
Dallardan sarkan, olgunca meyve olmuştu gayri.
Hakk’ın ayarladığı vakit de gelmişti...
O’na “HACI BAYRAM” adını verdi.
Mustafa Ceylan
Alıntı
Tweet
Benzeyen Konular
Konu:
Yazar
Cevaplar:
Gösterim:
Son Mesaj
Hacı Bayram-ı Veli-(Araştırma_inceleme) -Talebeleri-KAYGULU HALİL EFENDİ
Mustafa Ceylan
0
2,889
21/02/2013, 02:14
Son Mesaj
:
Mustafa Ceylan
HACI BAYRAM VELİ’NİN İSLAM FELSEFESİNDEKİ YERİ
Mustafa Ceylan
0
1,867
09/02/2013, 15:12
Son Mesaj
:
Mustafa Ceylan
HACI BAYRAM CAMİİ--RESİMLER(3)
Mustafa Ceylan
0
1,891
09/02/2013, 14:57
Son Mesaj
:
Mustafa Ceylan
HACI BAYRAM CAMİİ--RESİMLER(2)
Mustafa Ceylan
0
2,165
09/02/2013, 14:50
Son Mesaj
:
Mustafa Ceylan
HACI BAYRAM CAMİİ---RESİMLER(1)
Mustafa Ceylan
0
1,554
09/02/2013, 14:42
Son Mesaj
:
Mustafa Ceylan
HACI BAYRAM-I VELİ----EVRAD-I ŞERİF
Mustafa Ceylan
0
2,158
09/02/2013, 14:25
Son Mesaj
:
Mustafa Ceylan
HACI BAYRAM CAMİİ-ÇİLEHANESSİ
Mustafa Ceylan
0
2,486
09/02/2013, 14:19
Son Mesaj
:
Mustafa Ceylan
HACI BAYRAM CAMİİ
Mustafa Ceylan
0
2,572
09/02/2013, 14:07
Son Mesaj
:
Mustafa Ceylan
HACI BAYRAM VELİ HAYATINDAN KISA KISA
Mustafa Ceylan
0
1,854
09/02/2013, 13:59
Son Mesaj
:
Mustafa Ceylan
HACI BAYRAM-I VELİ’NİN SOSYAL VE KÜLTÜREL HAYATTAKİ ROLÜ
Mustafa Ceylan
0
1,650
09/02/2013, 13:57
Son Mesaj
:
Mustafa Ceylan
Lütfen seçim yapın:
--------------------
Özel Mesajlar
Kullanıcı paneli
Kimler Çevrim içi
Arama
Ana Sayfa
GÜLCE EDEBİYAT AKIMI
-- GÜLCE ŞİİR TÜRLERİNE GÖRE ŞİİRLER
---- BULUŞMA
---- ÇAPRAZLAMA
---- TRİYOLEMSİ
---- ÜÇGÜL
---- ÜÇGEN
---- DÖNENCE
---- TOKMAK
---- AKROSTİK
---- SONE'M
---- GÜLCE
---- TEKİL
---- YİĞİTCE
---- YUNUSCA
---- BAHÇE
---- SERBEST ZİNCİR
---- ÖZGE
---- GÜLİSTAN
---- YEDİVEREN
---- TUĞRA
-- GÜLCE YAZAN ŞAİRLERİMİZİN GÜLCE ve DİĞER ŞİİRLER
---- (H)
------ Harun YİĞİT
------ Harun YİĞİT
------ Hasan ULUSOY
------ Hasan ULUSOY
------ Hatice ALTAŞ(Asi Çiçek)
------ Hatice ALTAŞ
------ Hacer KOZAN
------ Hatice KATRAN
------ Hatice KATRAN
------ Hikmet ÇİFTÇİ
------ Hülya EKMEKÇİ
------ Hülya EKMEKÇİ
---- (I-İ)
------ İbrahim COŞAR
------ İbrahim COŞAR
------ İbrahim İMER
------ İbrahim İMER
------ İbrahim ETEM EKİNCİ
------ İbrahim ETEM EKİNCİ
------ İhsan ERTEM
------ İhsan ERTEM
------ İsmail KARA(Karozan)
------ İsmail KARA(Karozan)
---- (K)
------ Köksal KIRLIOĞLU
---- (M)
------ Mahir BAŞPINAR
------ Mahir BAŞPINAR
------ Mehmet NACAR
------ Mehmet NACAR
------ Mehmet ALUÇ
------ Mehmet ALUÇ
------ Mehmet ALUÇ
------ Mehmet ÖZDEMİR
------ Mehmet ÖZDEMİR
------ Meltem ARAS
------ Meral ADAK
------ Meral ADAK
------ Melahat TEMUR
------ Mevlüde DEMİR
------ Mevlüde DEMİR
------ Miktad BAL
------ Miktad BAL
------ Mübeccel Zeynep ÜNALAN
------ Mübeccel Zeynep ÜNALAN
------ Muhammed İsa ÖZTÜRK
------ Muhammed İsa ÖZTÜRK
------ Mehmet Ziya DİNÇ
------ Mehmet Ziya DİNÇ
------ Mustafa CEYLAN
------ Mustafa CEYLAN
------ Mustafa CEYLAN
------ MUSTAFA CEYLAN(Editör)
-------- Mustafa CEYLAN
---------- Mustafa CEYLAN(On Punto Yazıları)(Makaleler)
---------- GÜNE BAKIŞ
---------- TAŞ YAĞMURU(Ceylan'ın kaleminden)
---------- Hakkında Yazılanlar
---------- DİĞER ŞİİRLERİ
---------- Hayatı
---------- Sanatı
---------- Hocaları
---------- Çocukluğu
---------- Gençliği
---------- Özlü Sözleri
---------- Önsöz Yazdığı Kitaplar
---------- Siyasete İlgisi
---------- Bestelenen Şiirleri
---------- Fotoğrafları
---------- Mühendisliği
---------- Düzenlediği Etkinlikler
---------- Konferansları
---------- Yer Aldığı Antolojiler
---------- Kitapları
---------- EZAN SUSMAZ Kitabı içindekiler
---------- "YANDI BU GÖNLÜM"-Hacı Bayram Veli Kitabı içindekiler
---------- TAHİR KUTSİ MAKAL Kitabı İçindekiler
---------- SEĞMEN RUHU Kitabı İçindekiler
---------- TOROSLARIN TÜRKÜSÜ Romanı
---------- Armağan-2(AHMET TUFAN ŞENTÜRK İÇİN NE DEDİLER?)Kitabı içindekiler
---------- Armağan-1(ANILAR KORİDORU İÇİNDE SARIVELİLER)Kitabı
---------- YARALI CEYLAN Şiir Kitabı İçindekiler
---------- PAŞA GÖNLÜM Şiir Kitabı İçindekiler
---------- Kırat Geliyor Kitabı İçindekiler
---------- Her Yönüyle YENİMAHALLE Kitabı
---------- Tarihi ve Folkloruyla Elmadağ Kitabı İçindekiler
---------- Köylerimiz Kitabı İçindekiler
---------- Köyümüz Yeşildere Kitabı İçindekiler
---------- Bayramlar Haftalar Günler Kitabı
---------- Ahmet Tufan Şentürk Kitabı
---------- Halil Soyuer Kitabı
---------- Detanlaşan Köylü İsa Kayacan Kitabı
---------- Abdullah Satoğlu Kitabı
---------- Güzide Taranoğlu Kitabı
---------- Gülendenin Beşiği Kitabı
---------- GÜLLÜK ANTOLOJİ (2006)Kitabı
---------- GÜLLÜK ANTOLOJİ(2007)Kitabı
---------- CEYLAN-Tahliller-MAKALELER-Görüşler
---------- Güllük Dergileri
---------- Kapodokya Güneşleri Kitabı
---------- Bir Yanardağ Fışkırması Kitabı
---- (P-R)
------ Rahime KAYA
------ Rahime KAYA
------ Refika DOĞAN
------ Refika DOĞAN
------ Ramazan EFE
------ Ramazan EFE
------ Rengin ALACAATLI
---- (S-Ş)
------ Sabiha SERİN
------ Sabiha SERİN
------ Serap HOCA(Serap ÖZALTUN)
------ Serap HOCA(Serap DEMİRTÜRK)
------ Süleyman KARACABEY
------ Süleyman KARACABEY
------ Serdar AKKOÇ
------ Serdar AKKOÇ
------ Sevgili ÖZBEK
------ Sevgili ÖZBEK
------ Şemsettin DERVİŞOĞLU
------ Şemsettin DERVİŞOĞLU
------ Şükran GÜNAY
------ Şükran GÜNAY
---- (T-U-Ü-V)
------ Turan UFUKTAN
------ Ümran TOKMAK
------ Ümran TOKMAK
---- (Y-Z)
------ Yusuf BOZAN
------ Yüksel ERENTÜRK
------ Yusuf BOZAN
------ Yüksel ERENTÜRK
------ Yusuf Ziya KARAHASANOĞLU
------ Zübeyde GÖKBULUT
------ Zübeyde GÖKBULUT
------ Yıldız TOKSÖZ
------ Yıldız TOKSÖZ
GÜLCE'YE DAİR
-- GÖRÜŞLER
---- Gülce Nedir?
---- Gülce ve Ozanlık
---- Gülce Manifestosu
---- 5 Hececiler ve Gülce
---- Garip Akımı ve Gülce
---- Fecr-i Ati ve Gülce
---- Hisarcılar ve Gülce
---- Neyzen Tevfik, Aşk
---- Mazmunlar
---- Gülce Ne Değildir?
---- Hece Vezni ve Gülce
---- Serbest Şiir ve Gülce
---- Aruz Vezni ve Gülce
---- Gülce ve Zolal
---- Gülce Tarihinden
---- GÜLCE-(Atölye)-Video Dersler
------ Gülce Etkinlikleri
------ Kurucular Beyanı
------ Gülce 2009
------ Doğru Yaz/Konuş
------ Gülce-2010 Projeleri
------ Gülce-2011 Projeleri
------ Üstad Necip Fazıl'dan
------ Gülce-Aruza Dair
------ Öneriler-Çalışmalar
------ GÜLLÜK DERGİSİ
------ Gülce'ye Öneriler
------ Röportajlar
------ Negatif Bakışlara
------ Aleyhimizdekiler
------ M.E.B' na
---- Gülce'de Mesajlar-Projeler
------ Gülce-Güldeste(1)
------ Destanlarımız
------ Dede Korkut
------ Öncü Kadınlarımız
------ Peygamberlerimiz
------ Nutuk(Gülce)
------ Nutuk(Z.Korkmaz)
------ Kutlu Hanımlar
------ Ozanlarımız
------ NasrettinHoca
------ Yedi Askı
GÜLCE TÜRK ŞİİR AKADEMİSİ
-- Şiir Akademisi
---- Şiir Akademisi
------ HALK EDEBİYATI
-------- DİVAN EDEBİYATI
-------- BATI EDEBİYATI
-------- YENİ TÜRK EDEBİYATI
---- Hece Vezni' ne Dair
---- Şiir Tahlilleri
---- Aruz Vezni' ne Dair
---- Hiciv Tarihinden
---- Ustalardan Şiirler
---- Ustalardan Makale
---- Aramızdan Ayrılanlar
------ Ustalardan Şiirler
-------- A. Tufan ŞENTÜRK
-------- DİLAVER CEBECİ ANISINA
---- Şiir Üstüne (Serbest)
---- Atışma Sayfamız
---- Denemeler-Makaleler
---- Şiirde Dönüşüm
---- Şiir ve Anlatım
-- Türk Edebiyatı Şiir Türleri
---- Şiir Türleri
---- İslâmiyet Öncesi
---- Servet-i Fünun
---- Garip Şiirler
---- Akımlar
---- Edebî Sanatlar
---- Söz Sanatları
---- Şair Padişahlar
---- Şiir Tarihimizden
---- Yıllara Göre Edebiyat
---- Mehmet Nacar
DÜNYA EDEBİYATI
-- Dünyadan Şiir Türleri
---- Burns Stanza
---- Choka
---- Go Vat
---- Catena Rondo
---- Onegin Stanza
---- Canzonetta
---- Bauk Than
---- Rhupunt-Galce
---- Septilla
---- Viator
---- Luc Bat
---- Tritena
---- Pantoum
---- Shakespeare Sonnet
---- Diamonte
---- Villanelle
---- Hutain
---- Hex Sonnata
---- Hexaduad
---- Haynaku
---- Harrisham Rhyme
---- Guzzande
---- Gratitude
---- Glosa
---- Garland Cinquain
---- Fornlorn Suicide
---- DÜNYA EDEBİYATI
---- Dünyadan Destanlar
---- Dünyadan Şiirler
KAYNAKÇA
-- Konularına Göre Şiirleriniz
---- Aşk Şiirleriniz
---- Atatürk Şiirleriniz
------ 23 Nisan Şiirleri
------ Atatürk'e Dair
---- Kahramanlık Şiirleriniz
---- Doğa Şiirleriniz
------ 2009 Yılı Sayılarımıza
---- Taşlama Şiirleriniz
---- Gurbet Şiirleriniz
---- Tasavvuf Şiirleriniz
---- Barış Şiirleriniz
---- Şehir Şiirleriniz
---- Anne Şiirleriniz
------ Babanıza Şiirler
---- Doğum Günü Şiirleriniz
---- Deprem Konulu Şiirler
---- Diğer Şiirleriniz
---- Köşe Yazarlarımız/Makaleler
------ Mustafa CEYLAN
------ Refika DOĞAN
------ Osman ÖCAL
------ Ahmet ÖZDEMİR
------ A. S. ATASAYAR
------ Prof.Dr.İsa KAYACAN
-------- Prof. Dr. İSA KAYACAN
------ Rahime KAYA
------ Harun YİĞİT
------ İlqar MÜEZZİNZADE
------ Sündüz BİGA
------ Nazmi Öner(Şiirler)
------ Nazmi ÖNER(Nesirler)
------ Coşkun KARABULUT
------ Prof.Dr.İsmail YAKIT
------ Prof.Dr.Asım YAPICI
------ Sabit İNCE
------ Muhsin DURUCAN
------ Abdulkadir GÜLER
------ Ünal Şöhret DİRLİK
------ Metanet YAZICI
------ A.Aşkım KARAGÖZ
------ Gazanfer ERYÜKSEL
------ Mehmet GÖZÜKARA
------ Necdet BULUZ
------ Yusuf Özcan
------ Afife Demirtaş
---- Mustafa Ceylan
---- Bizden
-- Video Yağmuru
---- Ozanlar-Şairler
---- Bizden Videolar
---- Rasim Köroğlu
-- Genel
---- SERBEST KÜRSÜ
---- Duyurular
---- Röportajlar
---- Günün Şiiri
---- Günün Nesiri
Edebiyat Biz Platformumuzda
-- Gülce Tv
-- Türk Argo Sözlüğü
-- Edebî Konular Forumu
Konuyu görüntüleyenler:
1 Misafir
Mustafa Ceylan |
Dost Sitelerimiz:
Türkçe Çeviri:
MyBB
Türkiye
Üretici:
MyBB
, © 2002-2024
MyBB Group
-Theme © 2014 iAndrew
Sitemizde yer alan eserlerin telif hakları şair-yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir.(Haberleşme : ceylanmustafa_07@hotmail.com)
Doğrusal Görünüm
Konu Görünümü
Yazdırılabilir Sürüm
Konuya Abone Ol
Konuya Anket ekle
Konuyu Arkadaşına Gönder