SiteAna Sayfa
Güllük Dergisi
Şairlerimiz
Arama
Üyeler
Video
Yardım
Giriş Yap
Kayıt Ol
Oturum Aç
Kullanıcı Adı:
Şifre:
Şifremi Hatırlat
Beni Hatırla
Your browser does not support the audio element.
Akdeniz Radyo istek
Tıklayın-Okuyun/Güllük Dergisi
Web'de Ara
Sitede Ara
0 Oy - 0 Yüzde
1
2
3
4
5
Konu Modu
HACI BAYRAM VELİ HAYATINDAN KISA KISA
Mustafa Ceylan
Site Yönetimi
Üyelik tarihi:
Nov 2008
Mesaj Sayısı:
2,007
Konu Sayısı:
1,502
#1
09/02/2013, 13:59
HACI BAYRAM-I VELİ’NİN HAYATINDAN KISA KISA
Zincirle Zorla Gelen Misafirin Ağırlanması Böyle Olur
Akşemseddin Hz.’leri Osmancık’ta müderris (profesör) iken Hacı Bayram-ı Veli Hz.’lerinin evliyalık derecesini duymuş ona talabe olmak için Ankara’ya yanına gelmişti.Ancak Hacı Bayram-ı Veli Hz.’lerinin dükkan dükkan dolaşıp halktan para topladığını görünce yanına gidip nedenini sormadan ;
-‘Evliya halka avuç açar mı, buralara boşuna gelmişim’ diyerek ;
Zeynüddin Hafi Hz.’lerine öğrenci olmak için Haleb’e doğru yola çıkar.Haleb’e yaklaştığı sırada bir rüya görür.Rüyasında ;boynuna bir zincir takılmış zorla Ankara’da Hacı Bayram-ı Veli Hz.’lerinin eşiğine bırakılmıştı. Zincirin ucuda Hacı Bayram-ı Veli Hz.’lerindeydi...
Bu rüya üzerine yaptığı hatayı anlayan Akşemseddin derhal Ankara’ya geri döner ve Hacı Bayram-ı Veli Hz.’lerinin nerede olduğu sorar.Hasad zamanı olduğu için Hacı Bayram-ı Veli öğrencileriyle tarlada burçak hasadıyla meşguldür. Hacı Bayram-ı Veli Hz.’leri O’na hiç iltifat etmez ve Akşemseddin’de diğer öğrencilerle beraber burçak hasadı yapmaya başlar.Öğle olur, namazlar kılınır, yemekler hazırlanır, sofralar kurulur, herkes sofraya oturur, ancak Akşemseddin’e buyur diyen olmaz.O da bir köşeye çekilir bekler.Çok geçmeden köpeklere de yiyecek verilir O’na yine birşey ikram edilmez.Akşemseddin de köpeklerle beraber yemek yemek üzere yere diz çökünce Hacı Bayram-ı Veli Hz.’leri hemen O’nu hemen sofrasına çağırır.Çünkü gurur sınavını başarıyla geçmiştir.Sofraya oturunca; Hacı Bayram-ı Veli Hz.’leri gülümseyen tatlı bir yüz ifadesi ile şöyle der;
- ‘ Zincirle zorla gelen misafirin ağırlanması, işte böyle olur.’
Akşemseddin Hz.’leri daha sonra hocasının yanından hiç ayrılmaz. Hacı Bayram-ı Veli Hz.’lerinden ne gördü ve duyduysa hemen inanır.Duyduklarının ve gördüklerinin hikmetini bizzat kendisi de anladığı için diğer öğrencilerden öne geçer.Bu sayede hem Fatih Sultan Mehmed’in hocalığını yapar hemde Hacı Bayram-ı Veli Hz.’lerine vekil olur.
Müridlerini Kurban Ediyor
Hacı Bayram-ı Veli Hz.’leri Edirne’den Sultan II.Murad’ın büyük iltifatlarıyla ve fermanıyla geri döner.Sultan bu fermanda Hacı Bayram-ı Veli Hz.’lerinin öğrencilerinin yanlız ilim ile meşgul olmaları için onların vergi ve askerlikten muaf tutulduğunu bildiriyordu.Bunu duyan pek çok kişi Allah rızası için değilde sadece şahsi çıkar için gelip Hacı Bayram-ı Veli Hz.’lerine öğrenci olmaya başladılar.Sonunda devletin Ankara civarından topladığı vergilerde düşüş oldu.Gelir azalınca Ankara’yı yönetmede bir takım mali problemler ortaya çıktı ve askeri düzen bozuldu.Bunun üzerine Sultan , Hacı Bayram-ı Veli ‘den öğrencilerinin listesini rica etmek zorunda kaldı. Hacı Bayram-ı Veli ‘de öğrencilerinden bugünkü Etnoğrafya Müzesinin bulunduğu Kanlıgöl’de toplanmaları istedi.Kanlıgöl’de büyük bir kalabalık toplandı.Herkes nasıl bir imtihan olacağını merakla bekliyordu.Meydana büyük bir çadır kurulmuştu.Öğrencilerine;
- ‘Dervişlerim ,müridlerim..Bana; beni seven öğrencilerimi bugün burada kurban etmem emrolundu.Canını,malını, bana feda eden, çadıra girsin dedi. ’
Ve elinde bıçakla çadırın önünde beklemeye başladı.Bu sırada topluluktan bir erkek kalabalığı yararak içeri girdi.Arkasından Hacı Bayram-ı Veli Hz.’leri de girdi.Herkes ne olacağını merakla bekliyordu.Çadırdan dışarı oluk gibi kan aktığı görüldü.Ardından bir kadın girdi.Yine dışarı kanlar aktı.Bunu gören halk dehşete kapılarak oradan kaçtı. Hacı Bayram-ı Veli Hz.’leri içeri girenleri kesmiş değildi.Gece çadırın içine kimseden habersiz birkaç koyun bırakılmıştı ve kesilen koyunlardı. Hacı Bayram-ı Veli Hz.’leri dışarı çıkarak Sultana bir mektup yazdı ve gerçek öğrenci sayısının birbuçuk olduğunu bildirdi.
Edirne Eski Camii’deki Kürsü
Hacı Bayram-ı Veli Hz. Edirne’de kaldığı süre içinde sık sık Sultan II. Murad ve vezirleriyle sohbet etmiş ayrıca halka da Eski Camii’den va’z etmişti. Hacı Bayram-ı Veli Hz.’lerine hürmeten va’z ettiği kürsü bugün bile kapalıdır ve kimse çıkıp va’z edememiştir.Üzerinde ‘Burası Hacı Bayram-ı Veli Hz.’lerinin makamıdır ’ yazılı Arapça yazı bulunmaktadır.
Rivayete göre Sultan Ahmet Han (1.Ahmet) Edirne’ye gelir, camiyi gezer.Kürsünün neden kapalı olduğunu sorar, durumu anlatırlar.Cuma günü kürsüde va’z edeceğini söyler kürsünün açılmasını emreder.Kendisine bu geleneği bozmaması hatırlatılır.Ancak dinlemez kürsüye çıkar, Besmele çekip va’za başlamak ister ancak bir türlü dilini kıpırdatamaz.Cemaat bekler bekler... Bir süre sonra Sultan Ahmet bu işe hem şaşırır hem de pişman olup kürsüden iner.O günden sonra kürsüye va’z için kimse çıkmaz.
Bunu Biz İçelim Zararı Sahibine Olsun
Hacı Bayram-ı Veli Hz.’lerinin Edirne’ye davetinin ihbar neticesinde olduğu belirtilmişti.Sultan II. Murad’la ilk görüşmesi sırasında ihbarı yapan vezir bir şerbet kasesinin içerisine kuvvetli bir zehir koyar.Daha sonra bu kaseyi içmesi için Hacı Bayram-ı Veli Hz.’lerine ikram eder. Hacı Bayram-ı Veli Hz.’leri de kaseyi alır, Besmele çeker ve
- ‘Bunu biz içelim zararı sahibine olsun’,
der ve üç yudumda şerbeti içer.Vezir sanki kendi koyduğu zehiri içmiş gibi birden zehirlenme belirtileri gösterir ve şiddetli bir karın ağrısıyla yere yıkılır ve ruhunu teslim eder.
Rivayetlere göre vezirlerden Mahmud Paşa ve hatta Sultan II.Murad Hacı Bayram-ı Veli Hz.’lerine bağlanmış ve müridi olmuşlardır.
İstanbul’u Şu Beşikte Yatan Çocuk Feth Edecek
Sultan II. Murad Hacı Bayram-ı Veli Hz. ile Edirne’de bulunduğu süre içinde sık sık görüşmüş O’na dünya ve ahiret hayatına dair merak ettiklerini sormuş tavsiye ve görüşlerini almıştı.İstanbul’un fethi Sultan II.Murad Han için çok önemliydi.İstanbul; Peygamberimizin (SAV)
- ‘Kostantiniyye mutlaka feth edilecektir,O’nu feth eden kumandan ne güzel kumandan, feth eden asker ne güzel askerdir’,
Hadisi Şerifi gereğince hep İslam komutanlarının ilgi odağı olmuş ancak yapılan kuşatmalar başarısız olmuş ve henüz alınamamıştı.Sultan II.Murad ‘da Peygamberimizin bu övgüsünü kazanmak için İstanbul’u alma planları yapıyordu. Hacı Bayram-ı Veli Hz.’leri ile bir görüşmesi esnasında bir beşik getirdiler Hacı Bayram-ı Veli Hz.’lerinin yanına itina ile koydular. Hacı Bayram-ı Veli Hz.’leri beşiğe dikkatlice baktı ve Fetih Suresini orada bulunanların işiteceği bir sesle okumaya başladı.
Herkes hayretler içinde kalmıştı.Çünkü beşikte kim olduğunu bilmeden bu süreyi niçin okuduğuna bir anlam veremiyorlardı.Okumayı bitirdikten sonra;
- Bayezid Han amcanız ve sizin muhasaranız zamanında elden gelen yapılmıştır.Ancak bazı hatalar yapılmış fetih gerçekleşememiştir.Sultanım sen Konstantiniyye’yi alamayacaksın, ama mutlaka alınacaktır.Bunu ben bile göremeyeceğim.Orası şu beşikte yatan çocuk ve bizim Akşemseddin tarafından alınacaktır’ dedi.
Sultan II.Murad Han bu büyük müjdeyi alınca çok sevindi.Beşikte yatan çocuk oğlu şehzade Mehmet’ti.Daha sonra Akşemseddin Şehzade Mehmet’in hocalığı yaptı.1453’de İstanbul’un fethi esnasında Sultan Mehmet’in yanında bulunarak hem Sultana hemde orduya manevi destek verdi.
İstanbul’un Fethi taktiksel anlamda büyük bir askeri başarıdır.Büyük hazırlıklar yapıldıktan sonra kuşatma başlamıştı.Sultan Mehmet ordusunu üç kısıma ayırmıştı.İlk günlerde gönüllüler Bizans surlarına karadan saldırıyor denizden de donanma göstermelik hücumlar yaparak Bizans Ordusunu yerlerinde tutuyordu.Bu şekilde Bizans surlarının ve ordusunun yıpranması amaçlanmıştı.İleri ki aşamalarda Osmanlı Ordusuna yardıma gelen Türk Beyliklerinin( Karamanoğlu, Aydınoğlu, İsfendiyaroğlu) askerleri devreye girdi.En son aşama da ordunun asıl kuvvetleri savaşa katıldı.Bu ana kadar Osmanlı Ordusunun eğitimli birlikleri hiç savaşa katılmayarak yıpranmamışlardı. Ancak kuşatmanın uzaması ve bir netice elde edilememesi devlet adamlarını ümitsizliğe düşürmüştü.Bizanslılar su kuyularını zehirlemişti, ordunun suyu tükenmek üzereydi. Avrupa’dan asker ve erzak getiren gemiler Osmanlı Donanmasının müdahalesine rağmen şehre girmiş Bizanslılar bu yardımla büyük sevinç yaşamışlardı.Sultana gelen bazı devlet adamları;
- ‘Bir dervişin sözüyle bu kadar asker kaybettik, bütün hazineyi tükettin.Bizansa yardım geldi ve fetih ümidi artık kalmadı’ dediler.Bunun üzerine Sultan Mehmet Veziri Veliyüddin Ahmet Paşayı Akşemseddin’e yollayarak ;
- ‘Şeyhe sor, kalenin fethi ve düşmana zafer kazanma ümidi varmıdır?
dedi.Akşemseddin cevabında fethin olacağına dair inancı belirtti.Sultan Mehmet bu cevapla yetinmedi vezirini tekrar yollayarak ;
- ‘Vaktini tayin etsin’ dedi.Akşemseddin bir süre düşünmeye daldı.Başını eğip Allah Teala’ya yalvardı.Sonra ;
-‘Bu senenin Cemaziyelevvel ayının yirminci günü, seher vaktinde, inanç ve gayretle filan tarafa yürüsünler.O gün feth ola.Konstantiniyyenin içi ezan sesiyle dola’ dedi.
Akşemseddin Hz.’lerinin tarif ettiği yer bugünkü Topkapı surlarıydı.Akşemseddin Hz.’leri o gün bir çadır kurdurarak içeri kimsenin alınmamasını emretti ve Allah’a secdeye kapanarak dua etti.Gerçekten de o gün Osmanlı Ordusu sabah saatlerinde Topkapı surlarından şehrin içine girdi.Böylece İstanbul’un fethi ve Peygamber efendimizin büyük mucizesi gerçekleşti.
Veren El Alan Elden...
Hacı Bayram-ı Veli Hz.’lerinin her sene ramazan ayında öğrencileri ile çarşıya çıkıp esnaftan, ticaret yapanlardan zekat ve sadakalarını topladığı, daha sonra bunları yardım amacıyla kullandığı Hacı Bayram-ı Veli’nin Hayatı bölümünde ayrıntılı olarak anlatılmıştı.
Yine bir ramazan ayında zekat toplamakta iken zengin bir ağa gelerek Hacı Bayram-ı Veli’yi ve öğrencilerini durdurdu.Belindeki kuşağı çözdü ve içindeki bütün altınları para toplanan keseye boşalttı.İçinden de Peygamberimizin ;
- ‘Veren el, alan elden üstündür .’ hadisi şerifini hatırlayıp, ben Hacı Bayram-ı Veli’den daha hayırlıyım diye düşünüverdi. Hacı Bayram-ı Veli Hz.’lerine O’nun bu hali malum oldu.Ve O zatı;
- ‘Hayır efendi, burada veren el, alan elden hayırlı değildir.Çünkü burada alan el kendine almıyor.Başkalarına dağıtmak için alıyor.Burada alan el, veren elden hayırlıdır diye ’ uyardı.
Vefatı
Hacı Bayram-ı Veli Hz.’lerinin Ankara’da vefat etmek üzere iken son sözleri ;
- ‘Benim namazımı Akşemseddin kıldırsın ve cenazemi yıkasın, bu haberimi O’na iletirsiniz ’ oldu.Ve sonra vefat etti.O sırada Akşemseddin orada değildi ve nerede olduğunu kimse bilmiyordu.Öğrencileri ve Hacı Bayram-ı Veli Hz.’lerinin yakınları merak ve hayret içinde ne yapacaklarını düşünmeye başladılar.Bazı kimseler;
- ‘Hacı Bayram-ı Veli Hz.’lerinin bu sözleri ölüm anında kendini bilmeden söylenmiş sözlerdendir, bu sözlere pek itibar edilmez ’ dediler.Kimse o esnada ne yapacağını tam bilemiyordu.O anda Akşemseddin geliyor diye bir ses işitildi.Halk Akşemseddin’i karşıladı ve olanları anlattı.Bunun üzerine Akşemseddin vasiyet üzerine Hacı Bayram-ı Veli Hz.’lerini yıkadı ve namazını kıldırdı.
Kilitler Kırıldı
Türbelerin kapatılma kararı çıktıktan sonra, her yere olduğu gibi Hacı Bayram-ı Veli Hz.’lerinin de türbesine kilit vurulmuştu.Fakat sabah türbenin önünden geçenler kilidin kırılmış kapının da ardına kadar açılmış olduğunu gördüler.Olayın bir kaç defa tekrarlanması üzerine ilgilenenlerden biri ;
- ‘Böyle şey olmaz, bu kapıyı elbette bir açan var’ demiş ve türbe önünde iki polis görevlendirmiş.Onlara;
- ‘Kapıyı sabah kadar bekleyin, gözetleyin, kapıyı kim açıyorsa hemen yakalayın ’ emri verilmiş.
Polisler aldıkları emir gereğince türbenin önünde sabah ezanı okununcaya kadar beklemişler.Sabah vakti aniden kilidin çıkardığı kırılma sesi ile irkilmişler.İşte o anda açılan kapıdan Hacı Bayram-ı Veli Hz.’lerinin tebessüm ederek kendilerine baktığını görmüşler.Türbeyi bekleyen polislerden biri şaşkınlıktan düşüp bayılmış, diğerinin de dili tutulmuş.Bu olaydan sonra hiç kimse kapıda nöbet tutmaya cesaret edememiştir.
KAYNAK: hacibayramveli.com
Alıntı
Tweet
Benzeyen Konular
Konu:
Yazar
Cevaplar:
Gösterim:
Son Mesaj
Hacı Bayram-ı Veli-(Araştırma_inceleme) -Talebeleri-KAYGULU HALİL EFENDİ
Mustafa Ceylan
0
2,885
21/02/2013, 02:14
Son Mesaj
:
Mustafa Ceylan
HACI BAYRAM VELİ’NİN İSLAM FELSEFESİNDEKİ YERİ
Mustafa Ceylan
0
1,854
09/02/2013, 15:12
Son Mesaj
:
Mustafa Ceylan
HACI BAYRAM CAMİİ--RESİMLER(3)
Mustafa Ceylan
0
1,880
09/02/2013, 14:57
Son Mesaj
:
Mustafa Ceylan
HACI BAYRAM CAMİİ--RESİMLER(2)
Mustafa Ceylan
0
2,154
09/02/2013, 14:50
Son Mesaj
:
Mustafa Ceylan
HACI BAYRAM CAMİİ---RESİMLER(1)
Mustafa Ceylan
0
1,547
09/02/2013, 14:42
Son Mesaj
:
Mustafa Ceylan
HACI BAYRAM-I VELİ----EVRAD-I ŞERİF
Mustafa Ceylan
0
2,147
09/02/2013, 14:25
Son Mesaj
:
Mustafa Ceylan
HACI BAYRAM CAMİİ-ÇİLEHANESSİ
Mustafa Ceylan
0
2,479
09/02/2013, 14:19
Son Mesaj
:
Mustafa Ceylan
HACI BAYRAM CAMİİ
Mustafa Ceylan
0
2,565
09/02/2013, 14:07
Son Mesaj
:
Mustafa Ceylan
HACI BAYRAM-I VELİ’NİN SOSYAL VE KÜLTÜREL HAYATTAKİ ROLÜ
Mustafa Ceylan
0
1,637
09/02/2013, 13:57
Son Mesaj
:
Mustafa Ceylan
Hacı Bayram-ı Veli-(Araştırma_inceleme) -1-DOĞDUĞU YER VE ÇOCUKLUĞU
Site Yönetimi
0
2,215
05/04/2009, 00:28
Son Mesaj
:
Site Yönetimi
Lütfen seçim yapın:
--------------------
Özel Mesajlar
Kullanıcı paneli
Kimler Çevrim içi
Arama
Ana Sayfa
GÜLCE EDEBİYAT AKIMI
-- GÜLCE ŞİİR TÜRLERİNE GÖRE ŞİİRLER
---- BULUŞMA
---- ÇAPRAZLAMA
---- TRİYOLEMSİ
---- ÜÇGÜL
---- ÜÇGEN
---- DÖNENCE
---- TOKMAK
---- AKROSTİK
---- SONE'M
---- GÜLCE
---- TEKİL
---- YİĞİTCE
---- YUNUSCA
---- BAHÇE
---- SERBEST ZİNCİR
---- ÖZGE
---- GÜLİSTAN
---- YEDİVEREN
---- TUĞRA
-- GÜLCE YAZAN ŞAİRLERİMİZİN GÜLCE ve DİĞER ŞİİRLER
---- (H)
------ Harun YİĞİT
------ Harun YİĞİT
------ Hasan ULUSOY
------ Hasan ULUSOY
------ Hatice ALTAŞ(Asi Çiçek)
------ Hatice ALTAŞ
------ Hacer KOZAN
------ Hatice KATRAN
------ Hatice KATRAN
------ Hikmet ÇİFTÇİ
------ Hülya EKMEKÇİ
------ Hülya EKMEKÇİ
---- (I-İ)
------ İbrahim COŞAR
------ İbrahim COŞAR
------ İbrahim İMER
------ İbrahim İMER
------ İbrahim ETEM EKİNCİ
------ İbrahim ETEM EKİNCİ
------ İhsan ERTEM
------ İhsan ERTEM
------ İsmail KARA(Karozan)
------ İsmail KARA(Karozan)
---- (K)
------ Köksal KIRLIOĞLU
---- (M)
------ Mahir BAŞPINAR
------ Mahir BAŞPINAR
------ Mehmet NACAR
------ Mehmet NACAR
------ Mehmet ALUÇ
------ Mehmet ALUÇ
------ Mehmet ALUÇ
------ Mehmet ÖZDEMİR
------ Mehmet ÖZDEMİR
------ Meltem ARAS
------ Meral ADAK
------ Meral ADAK
------ Melahat TEMUR
------ Mevlüde DEMİR
------ Mevlüde DEMİR
------ Miktad BAL
------ Miktad BAL
------ Mübeccel Zeynep ÜNALAN
------ Mübeccel Zeynep ÜNALAN
------ Muhammed İsa ÖZTÜRK
------ Muhammed İsa ÖZTÜRK
------ Mehmet Ziya DİNÇ
------ Mehmet Ziya DİNÇ
------ Mustafa CEYLAN
------ Mustafa CEYLAN
------ Mustafa CEYLAN
------ MUSTAFA CEYLAN(Editör)
-------- Mustafa CEYLAN
---------- Mustafa CEYLAN(On Punto Yazıları)(Makaleler)
---------- GÜNE BAKIŞ
---------- TAŞ YAĞMURU(Ceylan'ın kaleminden)
---------- Hakkında Yazılanlar
---------- DİĞER ŞİİRLERİ
---------- Hayatı
---------- Sanatı
---------- Hocaları
---------- Çocukluğu
---------- Gençliği
---------- Özlü Sözleri
---------- Önsöz Yazdığı Kitaplar
---------- Siyasete İlgisi
---------- Bestelenen Şiirleri
---------- Fotoğrafları
---------- Mühendisliği
---------- Düzenlediği Etkinlikler
---------- Konferansları
---------- Yer Aldığı Antolojiler
---------- Kitapları
---------- EZAN SUSMAZ Kitabı içindekiler
---------- "YANDI BU GÖNLÜM"-Hacı Bayram Veli Kitabı içindekiler
---------- TAHİR KUTSİ MAKAL Kitabı İçindekiler
---------- SEĞMEN RUHU Kitabı İçindekiler
---------- TOROSLARIN TÜRKÜSÜ Romanı
---------- Armağan-2(AHMET TUFAN ŞENTÜRK İÇİN NE DEDİLER?)Kitabı içindekiler
---------- Armağan-1(ANILAR KORİDORU İÇİNDE SARIVELİLER)Kitabı
---------- YARALI CEYLAN Şiir Kitabı İçindekiler
---------- PAŞA GÖNLÜM Şiir Kitabı İçindekiler
---------- Kırat Geliyor Kitabı İçindekiler
---------- Her Yönüyle YENİMAHALLE Kitabı
---------- Tarihi ve Folkloruyla Elmadağ Kitabı İçindekiler
---------- Köylerimiz Kitabı İçindekiler
---------- Köyümüz Yeşildere Kitabı İçindekiler
---------- Bayramlar Haftalar Günler Kitabı
---------- Ahmet Tufan Şentürk Kitabı
---------- Halil Soyuer Kitabı
---------- Detanlaşan Köylü İsa Kayacan Kitabı
---------- Abdullah Satoğlu Kitabı
---------- Güzide Taranoğlu Kitabı
---------- Gülendenin Beşiği Kitabı
---------- GÜLLÜK ANTOLOJİ (2006)Kitabı
---------- GÜLLÜK ANTOLOJİ(2007)Kitabı
---------- CEYLAN-Tahliller-MAKALELER-Görüşler
---------- Güllük Dergileri
---------- Kapodokya Güneşleri Kitabı
---------- Bir Yanardağ Fışkırması Kitabı
---- (P-R)
------ Rahime KAYA
------ Rahime KAYA
------ Refika DOĞAN
------ Refika DOĞAN
------ Ramazan EFE
------ Ramazan EFE
------ Rengin ALACAATLI
---- (S-Ş)
------ Sabiha SERİN
------ Sabiha SERİN
------ Serap HOCA(Serap ÖZALTUN)
------ Serap HOCA(Serap DEMİRTÜRK)
------ Süleyman KARACABEY
------ Süleyman KARACABEY
------ Serdar AKKOÇ
------ Serdar AKKOÇ
------ Sevgili ÖZBEK
------ Sevgili ÖZBEK
------ Şemsettin DERVİŞOĞLU
------ Şemsettin DERVİŞOĞLU
------ Şükran GÜNAY
------ Şükran GÜNAY
---- (T-U-Ü-V)
------ Turan UFUKTAN
------ Ümran TOKMAK
------ Ümran TOKMAK
---- (Y-Z)
------ Yusuf BOZAN
------ Yüksel ERENTÜRK
------ Yusuf BOZAN
------ Yüksel ERENTÜRK
------ Yusuf Ziya KARAHASANOĞLU
------ Zübeyde GÖKBULUT
------ Zübeyde GÖKBULUT
------ Yıldız TOKSÖZ
------ Yıldız TOKSÖZ
GÜLCE'YE DAİR
-- GÖRÜŞLER
---- Gülce Nedir?
---- Gülce ve Ozanlık
---- Gülce Manifestosu
---- 5 Hececiler ve Gülce
---- Garip Akımı ve Gülce
---- Fecr-i Ati ve Gülce
---- Hisarcılar ve Gülce
---- Neyzen Tevfik, Aşk
---- Mazmunlar
---- Gülce Ne Değildir?
---- Hece Vezni ve Gülce
---- Serbest Şiir ve Gülce
---- Aruz Vezni ve Gülce
---- Gülce ve Zolal
---- Gülce Tarihinden
---- GÜLCE-(Atölye)-Video Dersler
------ Gülce Etkinlikleri
------ Kurucular Beyanı
------ Gülce 2009
------ Doğru Yaz/Konuş
------ Gülce-2010 Projeleri
------ Gülce-2011 Projeleri
------ Üstad Necip Fazıl'dan
------ Gülce-Aruza Dair
------ Öneriler-Çalışmalar
------ GÜLLÜK DERGİSİ
------ Gülce'ye Öneriler
------ Röportajlar
------ Negatif Bakışlara
------ Aleyhimizdekiler
------ M.E.B' na
---- Gülce'de Mesajlar-Projeler
------ Gülce-Güldeste(1)
------ Destanlarımız
------ Dede Korkut
------ Öncü Kadınlarımız
------ Peygamberlerimiz
------ Nutuk(Gülce)
------ Nutuk(Z.Korkmaz)
------ Kutlu Hanımlar
------ Ozanlarımız
------ NasrettinHoca
------ Yedi Askı
GÜLCE TÜRK ŞİİR AKADEMİSİ
-- Şiir Akademisi
---- Şiir Akademisi
------ HALK EDEBİYATI
-------- DİVAN EDEBİYATI
-------- BATI EDEBİYATI
-------- YENİ TÜRK EDEBİYATI
---- Hece Vezni' ne Dair
---- Şiir Tahlilleri
---- Aruz Vezni' ne Dair
---- Hiciv Tarihinden
---- Ustalardan Şiirler
---- Ustalardan Makale
---- Aramızdan Ayrılanlar
------ Ustalardan Şiirler
-------- A. Tufan ŞENTÜRK
-------- DİLAVER CEBECİ ANISINA
---- Şiir Üstüne (Serbest)
---- Atışma Sayfamız
---- Denemeler-Makaleler
---- Şiirde Dönüşüm
---- Şiir ve Anlatım
-- Türk Edebiyatı Şiir Türleri
---- Şiir Türleri
---- İslâmiyet Öncesi
---- Servet-i Fünun
---- Garip Şiirler
---- Akımlar
---- Edebî Sanatlar
---- Söz Sanatları
---- Şair Padişahlar
---- Şiir Tarihimizden
---- Yıllara Göre Edebiyat
---- Mehmet Nacar
DÜNYA EDEBİYATI
-- Dünyadan Şiir Türleri
---- Burns Stanza
---- Choka
---- Go Vat
---- Catena Rondo
---- Onegin Stanza
---- Canzonetta
---- Bauk Than
---- Rhupunt-Galce
---- Septilla
---- Viator
---- Luc Bat
---- Tritena
---- Pantoum
---- Shakespeare Sonnet
---- Diamonte
---- Villanelle
---- Hutain
---- Hex Sonnata
---- Hexaduad
---- Haynaku
---- Harrisham Rhyme
---- Guzzande
---- Gratitude
---- Glosa
---- Garland Cinquain
---- Fornlorn Suicide
---- DÜNYA EDEBİYATI
---- Dünyadan Destanlar
---- Dünyadan Şiirler
KAYNAKÇA
-- Konularına Göre Şiirleriniz
---- Aşk Şiirleriniz
---- Atatürk Şiirleriniz
------ 23 Nisan Şiirleri
------ Atatürk'e Dair
---- Kahramanlık Şiirleriniz
---- Doğa Şiirleriniz
------ 2009 Yılı Sayılarımıza
---- Taşlama Şiirleriniz
---- Gurbet Şiirleriniz
---- Tasavvuf Şiirleriniz
---- Barış Şiirleriniz
---- Şehir Şiirleriniz
---- Anne Şiirleriniz
------ Babanıza Şiirler
---- Doğum Günü Şiirleriniz
---- Deprem Konulu Şiirler
---- Diğer Şiirleriniz
---- Köşe Yazarlarımız/Makaleler
------ Mustafa CEYLAN
------ Refika DOĞAN
------ Osman ÖCAL
------ Ahmet ÖZDEMİR
------ A. S. ATASAYAR
------ Prof.Dr.İsa KAYACAN
-------- Prof. Dr. İSA KAYACAN
------ Rahime KAYA
------ Harun YİĞİT
------ İlqar MÜEZZİNZADE
------ Sündüz BİGA
------ Nazmi Öner(Şiirler)
------ Nazmi ÖNER(Nesirler)
------ Coşkun KARABULUT
------ Prof.Dr.İsmail YAKIT
------ Prof.Dr.Asım YAPICI
------ Sabit İNCE
------ Muhsin DURUCAN
------ Abdulkadir GÜLER
------ Ünal Şöhret DİRLİK
------ Metanet YAZICI
------ A.Aşkım KARAGÖZ
------ Gazanfer ERYÜKSEL
------ Mehmet GÖZÜKARA
------ Necdet BULUZ
------ Yusuf Özcan
------ Afife Demirtaş
---- Mustafa Ceylan
---- Bizden
-- Video Yağmuru
---- Ozanlar-Şairler
---- Bizden Videolar
---- Rasim Köroğlu
-- Genel
---- SERBEST KÜRSÜ
---- Duyurular
---- Röportajlar
---- Günün Şiiri
---- Günün Nesiri
Edebiyat Biz Platformumuzda
-- Gülce Tv
-- Türk Argo Sözlüğü
-- Edebî Konular Forumu
Konuyu görüntüleyenler:
1 Misafir
Mustafa Ceylan |
Dost Sitelerimiz:
Türkçe Çeviri:
MyBB
Türkiye
Üretici:
MyBB
, © 2002-2024
MyBB Group
-Theme © 2014 iAndrew
Sitemizde yer alan eserlerin telif hakları şair-yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir.(Haberleşme : ceylanmustafa_07@hotmail.com)
Doğrusal Görünüm
Konu Görünümü
Yazdırılabilir Sürüm
Konuya Abone Ol
Konuya Anket ekle
Konuyu Arkadaşına Gönder