24.02.2015 GÜNÜN ŞİİR TAHLİLİ
****************************************************


HALİL ŞAKİR TAŞÇIOĞLU' NUN SEVDA ÖYLE MÜŞKÜLMÜŞ ŞİİRİ ÜSTÜNE

Mustafa CEYLAN




SEVDA ÖYLE MÜŞKÜLMÜŞ 


Seni ilk gördüğümde feleğim şaştı benim! 
Sevdâ nedir bilmezdim, bir bakışla öğrettin... 
Gözyaşlarım içime sığmadı taştı benim, 
Sîneme bir köz atıp, kalp yakışla öğrettin... 

Ne akıl koydun başta, ne uyku, ne de tünek! 
Betim benzim bozuldu bedenim benek benek! 
Ne acılar çektim ben beklerken düğün dernek! 
Dünya kaç bucak bir dudak büküşle öğrettin... 

Sevdâ öyle müşkülmüş hiç doğrulmuyor belim! 
Dut yemiş bülbül gibi kurudu ağzım dilim... 
Sen ilk önce bunları deseydin ya sevgilim! 
Aşkın manasını bir iç çekişle öğrettin... 

Bir görünüp kayboldun, divâneye döndürdün... 
Işığa meftûn olan pervâneye döndürdün! 
Yaktın gönül bağımı virâneye döndürdün! 
Camlarda beklemeyi diz çöküşle öğrettin... 

Sevdâyı iyi kötü en sonunda tattım ben... 
Bir sağlam kalbim vardı hurda edip attım ben! 
Evvelinde dâhiydim, sonunda tırlattım ben! 
Yarı yolda koymayı ilk yokuşla öğrettin... 

Âşıkların hep hasret çekmeleri şart mıdır? 
Aşkın sopası böyle inadına sert midir? 
Bu aşk denilen illet çözümsüz bir dert midir? 
Hepsinin cevabını bir yıkışla öğrettin... 

Antalya-2012/08 

SÖZLÜK: 

Tırlatmak: aklını yitirmek, çıldırmak, delirmek... Halil Şakir Taşçıoğlu


halilşakir 

-----------------------------------------------------
MustafaCeylan - 18.08.2012 01:39 Yorumum


Sevdâyı iyi kötü en sonunda tattım ben... 
Bir sağlam kalbim vardı hurda edip attım ben! 
Evvelinde dâhiydim, sonunda tırlattım ben! 
Yarı yolda koymayı ilk yokuşla öğrettin... 

*
Kaç kere sööyledim, AŞK ve KARA SEVDA ŞİİRLERİNİ yazmayın diye, kime mi? Önce Cemal Safi'ye. Ardından, Halil Şakir Hocama ve dört beş kişiye daha. Niye mi? Niyesi mi var? Kocaman adamlar, öyle aşk şiirleri yazıyorlar ki, kırk yıl otursam tek satırını yazamam. Müthiş adamlar bunlar. Aşka dair süper sözler buluyorlar. Dağarcıkları dopdolu. 60'ından sonra yeniden sevdalansam bunların yazdıklarının gölgesi bile olmaz benim yazacaklarım diyorum,diyorum da, sevdaanmaktan da vaz geçip; son tranvayla Kepez'e doğru gecenin en ileri saatinde yolculuğa çıkıyorum hep. 
Sonra,

Kepezden aşağı, yukarıdan denize doğru, içimin içindeki sevdaya dair yaşanmamışlıkları, yaşanmış da pişmanlıklarla örülü ne varsa, hepsini yakasından tutup olanca gücümle taa Akdeniz'in ortasına fırlatıyorum. Kısaca bu şiirde denildiği gibi tırlatıyorum. Vee bir sarışın ay çıkıyor zifiri karanlığında Antalya'nın, uzanıyor ışıltılı dudakları ve elleriyle suların üzerine; buluyor benim fırlattıklarımı, bir çırpıda cümle yaralrını tedavi edip bana geri gönderiyor...

Ve ötelerden bir ud sesi. derinden, etkili. ud sesine eşlik eden bir yanık ses diyor ki:

"Ne akıl koydun başta, ne uyku, ne de tünek! 
Betim benzim bozuldu bedenim benek benek! 
Ne acılar çektim ben beklerken düğün dernek! 
Dünya kaç bucak bir dudak büküşle öğrettin... "

Çekiliyorum derin ormanların en dip köşelerine ve devasa solumalarında ağaçların kaybolup gidiyorum...
*
Ustam, can üstadım...
Teşekkür ederim...
Tebrik ederim...
Bayramını bir kere daha şimdiden kutlarım...

Okudukça aşık oluyor musun bir de; Akdenizin berrak sularına. Yazan ve irdeleyen kaleme tebrikler.