• SiteAna Sayfa
  • Güllük Dergisi
  • Şairlerimiz
  • Arama
  • Üyeler
  • Video
  • Yardım
  • bayrak

Giriş Yap   Kayıt Ol
Oturum Aç
Kullanıcı Adı:
Şifre: Şifremi Hatırlat
 
Gülce Edebiyat Akımı
gulce
Your browser does not support the audio element.

Akdeniz Radyo istek
Tıklayın-Okuyun/Güllük Dergisi

Google Web'de Ara Sitede Ara
Submit Face book
  • 0 Oy - 0 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Konu Modu
Hasandede Peribacaları
Dışarıda osman7159
Site Yönetimi
*****
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesaj Sayısı: 1,772
Konu Sayısı: 555
   
#1
23/01/2012, 11:48
Hasandede Peribacaları

Hep yazayım yazayım derken ertelendi sürekli. Türkiye’de birçok insanın bilmediği, belki birçok hemşerimizin de haberdar olmadığı peribacalarından bahsetmek istiyorum.

İnternette resimlerini görünce şaşırmadım değil doğrusu. Kapadokya bölgesindeki peribacalarını görüp de burnumuzun dibindeki, defalarca çok yakınından geçtiğimiz halde, bölgemize has böyle bir doğa harikasını görmemeyi bir eksiklik olarak görüyorum.

Peribacalarını yerinde görüp, fotoğraflarını çekmek için son güz mevsiminde bir hafta sonu evdeşimle beraber Hasandede’ye gittik. Tanıdık birine peribacalarının nerede olduğunu sorduğumda aldığım cevap ‘‘Belediyede resimleri var hocam, oradan bakabilirsin’’ oldu. Yerinde görmeliyim deyince yol tarifini yaptı. Yaklaşık iki kilometre mesafedeydi. Kasabadan çıkarken birisine daha sordum. Arabayla gidemeyeceğimi, yolun çamurlu olduğunu söyledi. Buraya kadar gelmişken görmeliyim dedim. Yürüyeceğim yol topu topu bin beş yüz metre kadardı. Beş altı yüz metre kadar ilerde çevresi yeni ağaçlandırılmış sulama amaçlı yapılmış bir göletle karşılaştık. Girişte o an boş olan bir kulübe, kulübenin önünde bir gönder. Gönderde can sevdamız bayrağımız, nazlı nazlı dalgalanıyor.

Dağ başındaki bu bayrak beni aldı götürdü ta Diyarbakır’a. Yıl bin dokuz yüz yetmiş dokuz, ilk görev yerim Bismil Seki köyü. Devlet yeni bir okul yapmış, ama vatan toprağı bildiğimiz Diyarbakır’da ne hikmetse okulun önüne bir gönder dikmemiş diktirmemiş. (Sebebi bizce malum) Bayrak merasimlerinde, bayrağımızı dalgalandıracak gönderin olmamasından dolayı dışarıda da bir zarar görmemesi için içerden pencereye astığımı hatırladım. Hasandede’deki bayrak özgürdü ama Diyarbakır’daki bayrağımız öksüzdü, ancak sınıfın penceresine asabildiğimiz için de bırak özgürce dalgalanmayı, gün yüzü göremeyecek kadar esirdi. O okulda daha önce pencereye de asılmadığını, hatta öğrenci andının söylenmeğini biliyorum. Çünkü öğrencilerin içinde andımızı bilen bir öğrenci bile yoktu. Üç ay boyunca ben söyledim öğrenciler tekrar ettiler. Şimdiki durumdan bahsetmeme gerek yok.

Arabamızı bırakıp yaya olarak, belediye tarafından açılmış cılga yoldan yürümeye başladık. Tatlı bir rampa, dönemeçlerde soluklanan rüzgârı göğüsleyerek peribacalarının bulunduğu Kızılkayalar’a vardık. Aman yarabbi! Ne muhteşem bir doğa harikası. Güneye bakan avuç içi gibi bir yamada irili ufaklı çok sayıda peribacaları. Şekil olarak Kapadokya bölgesi peribacalarından farklı olmamakla beraber daha küçük yapıdalar. Öğle tahmin ediyorum ki oluşumları da Kapadokya’dakilere göre daha geç zaman. Bölgenin toprak yapısı renk hariç Kapadokya peribacalarının bulunduğu bölgelerle benzerlik gösteriyor. Üşüdüğümüzü unutup değişik cephelerden üç beş fotoğraf çekip döndük.

Bölgemize has bu yörenin mutlaka tanıtımı yapılmalı. Hasandede zaten tarihi camisi ve Hasandede türbesiyle çokça ziyaret edilen bir beldemiz. Bu ziyaret alanına Kızılkayaların da eklenmesi zaten fakir olan ilimiz turizmi açısından yararlı olacaktır. İlimizde de tabiat varlıklarını koruma ile ilgili bir komisyon olmalı mutlaka; ilgililer tarafından buranın incelenmeli ve hangi jeolojik dönemlere ait olduğu tespit edilmeli. Hatta üniversitemiz devreye sokulmalı. Öncelikli olarak kış mevsiminde bile taşıtların ulaşabileceği bir yol yapılmalı. Kapadokya’ya gezi düzenleyen okullarımız zaten yollarının üzerinde olan Hasandede peribacalarını da görmeli, hatta okullarımız buraya has geziler düzenleyebilmeli, milli eğitim müdürlüğümüz tarafından tavsiye ve teşvik edilebilmeli. Belde belediyesi basın yayın organlarında tanıtımını yaptırmalı. Kısacası ilimizin tanıtımı ve turizmi açısından kime ne sorumluluk düşüyorsa gereğini yapmalı ki kazanan biz olalım. Hasandede peribacalarını herkesin, özellikle her Kırıkkalelinin görmesini tavsiye ederim.
Osman Öcal

http://vk.com/club35666845


hizliresimyukle.com - Resmin Tam Görünümü













Alıntı  
Dışarıda RefikaDogan
RefikaDoğan
******
Üyelik tarihi: Feb 2008
Mesaj Sayısı: 2,701
Konu Sayısı: 1,516
   
#2
30/01/2012, 03:08 (Bu mesajı son düzenleyen: 14/02/2012, 23:54 RefikaDogan.)
Bir yanımız sancılı olsa da, aslında ne kadar şanslı olduğumuzu düşünüyorum çokça. Gerçekten coğrafya olarak olsun, tarihi ve kültürel zenginliklerimizle doğal zenginliklerimizi yan yana koyunca yine bütün bu zenginliklerimizin değerini bilmediğimiz/bilemediğimiz duygusuna kapılıyorum elimde olmaksızın.
Tavandan tabana, tersine bir orantı ile; atalet, vurduymazlık, sorumsuzluk iliklerimize kadar işlemiş de, hâlâ farkında değiliz ya da öyle görünüyoruz!
Kendi ülkemizde kendi coğrafyamızı tanımıyoruz/tanıyamıyoruz. Gezip görmeyince nasıl tanınır ki! Her şeyin başı elbette öncelikle eğitim. Çocuklarımızı burnumuzun dibindeki ören yerlerine, anıtlara, kültürel yapı ve köşelere götüremedikten sonra onlara hangi güzellikten bahsedebiliriz ki? Diğer şeyse;

Yazınızda "yörenize yaptığınız gezide gördüğünüz gönder" karşısında bir an ilk görev yerinizi ve oradaki hazin anıyı ya da gerçeği dile getirmişsiniz ya!

Üzüldüm demek yetmez, utandım! Bir ülke düşünüz ki; coğrafyasının bir bölümünü kendi insanını, memurunu, işçisini cezalandırma noktası olarak düşündü ve harfiyen de uyguladı yıllarca! Hal böyleyken de birileri çıkar bunu az daha sulandırır, cesaret alarak istismar eder! Ve bugüne gelinir! Yazık bu ülkeye, yazık -oradaki ve buradaki- bütünüyle bu halka!
Kazananı ve kaybedeni kim? Asla yanıtı olmayacak bu soru karşısında bilinen tek gerçek; ülkem ve halkım örselenen!
VATAN denilen kırmızı çizgilerle belirginleştirilmiş toprak parçasını, ana dili TÜRKÇE' yi ve BAYRAK' ı varlığının sembolü bilmiş; olmazsa olmaz denilen bu gerçeği yaşama sebebi saymış koca bir ülke TÜRKİYE' m. O zaman demez miyiz; o bayrağın dikileceği gönderi olması gereken yere koyamayan, dalgalandıramayan (nedeni ne ve nasıl olursa olsun!) bir anlayışa, bir yaklaşıma, güce güç denirse; biz de hiç doğmamışız, yaşamamışız bu topraklar üzerinde özgürce, derim; kendi varlığımızı yok sayarak!
Ders alınacak onca şey var ki!
Nereden nereye...
Düşündürücü, değerli bir paylaşımdı. Teşekkürler Osman Bey...


Her nefeste Gülce...
Alıntı  
Dışarıda osman7159
Site Yönetimi
*****
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesaj Sayısı: 1,772
Konu Sayısı: 555
   
#3
30/01/2012, 04:14
teşekkürler refika hanım benim yazıyı gölgede koydunuz saolun bu güzel yorumunuzdan dolayı. malesef gerçekler bazen acı oluyor. saygılar.

http://vk.com/club35666845


hizliresimyukle.com - Resmin Tam Görünümü













Alıntı  
Tweet      
     


Benzeyen Konular
Konu: Yazar Cevaplar: Gösterim: Son Mesaj
  Söz Sende Hasandede osman7159 2 1,490 02/08/2012, 16:22
Son Mesaj: osman7159

Digg   Delicious   Reddit   Facebook   Twitter   StumbleUpon  


Konuyu görüntüleyenler:
1 Misafir

Mustafa Ceylan |
  •  
  • Yukarı dön  
  • Lite mode  
  •  Bize Ulaşın


Dost Sitelerimiz:

Türkçe Çeviri: MyBB Türkiye
Üretici: MyBB, © 2002-2023 MyBB Group-Theme © 2014 iAndrew

Sitemizde yer alan eserlerin telif hakları şair-yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir.(Haberleşme : ceylanmustafa_07@hotmail.com)
Doğrusal Görünüm
Konu Görünümü
Yazdırılabilir Sürüm
Konuya Abone Ol
Konuya Anket ekle
Konuyu Arkadaşına Gönder