• SiteAna Sayfa
  • Güllük Dergisi
  • Şairlerimiz
  • Arama
  • Üyeler
  • Video
  • Yardım
  • bayrak

Giriş Yap   Kayıt Ol
Oturum Aç
Kullanıcı Adı:
Şifre: Şifremi Hatırlat
 
Gülce Edebiyat Akımı
gulce
Your browser does not support the audio element.

Akdeniz Radyo istek
Tıklayın-Okuyun/Güllük Dergisi

Google Web'de Ara Sitede Ara
Submit Face book
  • 0 Oy - 0 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Konu Modu
Hazan
Dışarıda Ahmet Özdemir
Yetkili Şair
****
Üyelik tarihi: Jan 2013
Mesaj Sayısı: 593
Konu Sayısı: 593
 
#1
28/09/2013, 11:08
Hazan

Ahmet ÖZDEMİR


Ümit Yaşar; "Sonbahar geldi yağmurla beraber / Boynu bükük duruyor kasımpatı" diyor. Bir başka şiiri, şiir dünyamızdaki sonbaharın karakteristik özelliğinin altını çiziyor: " ..kederliydin sonbahar akşamları gibi / ve sonbahar akşamları kadar güzel" Evet. Kederin en güzelidir sonbahar.

Şakaklarımıza düşen kardır, gönlümüze çöken sonbahar... Geçtiğimiz günlerde aramızdan ayrılışının onuncu yılı nedeniyle andığımız Gültekin Sâmanoğlu, günü mevsimlere pay etmiş ve "Uzun Vuran Gölge"yi sonbahara yakıştırmış: "Çağrılı gülücüklerle gelecek değildi ya, / İşte kasımpatılar, işte el titremesi / Ve kalbimdeki dolup boşalmalar, depremler. ..." Evet, Sâmanoğlu'nun dediği gibi "artık kolay olmuyor 'akşam olsun' demesi".

Hazan bahçeleri, ağaçların renk konusunda coştuğu yerlerdir. Yeşilden kızıla, kızıldan sarıya, sarıdan kahverengiye türlü türlü renkler ve bu renklerin türlü türlü tonları.

Edip Cansever, sonbaharı tanımlıyor:

"Hohlayıp siliyorum iyice / Gözlüğümün camlarını / Göğe bakıyorum gözlerimi kısarak / Güneye gidiyor bir leylek sürüsü"

Benim doğduğum topraklarda sonbahar keder, hüzün, hazan, umutsuzluk, bedbinlik, karamsarlık, melankoli ve bunlara benzer birçok kelimenin tanımının, anlatmak istediği mevsim değildir. Sonbahar, özlemlerin, umutların, heyecanların ve vuslatın mevsimidir.

Bir yıllık çalışmanın ürünlerini almanın mutluluğu, yarınlara bir şeyler bırakabilmenin güven verici huzuru vardır sonbaharlarda. Komşular arasında yardımlaşmanın, imece geleneğinin en güzel örneklerinin verildiği günlerdir. Bir yanda pekmezlerin kaynatıldığı, bir yanda eriştelerin kesildiği, kuskusların çevrildiği, bulgurların çekildiği günlerdir:

"Yar imeci, ben bacada gözlerim
Çok bekledim, sızıladı dizlerim
Ne çektimse senden çektim gözlerim
Akıt bulgurları sek bulgur taşı. ....

Bu kadar mı? Turşular, salçalar, reçeller... Ama sonbaharı, asıl dört gözle bekleyenler gençlerdir. Hasadın bereketiyle baş göz edilecek, yuva kurdurulacak gençlerdedir. Onlar ki, bir an önce sonbaharın gelmesini, ürünün bereketli olmasını arzu ederler. Sonbahara umudun, özlemin, heyecanın ve vuslatın mevsimi deyişim bundandır.

Nerede okudum hatırlayamıyorum. Aşağı yukarı şöyle yazıyordu: "...Sonbahar, yazılmış şiirleri anlama ve onların içindeki sırların anlamına erme zamanıdır. Sonbahar, trenlerle yolculuk ederken, pencereden akıp giden ağaçlara bakıp zamanın ne kadar hızlı geçtiğini anlamanın tadıdır." Hazan bahçelerinden geçerken kalbinin üzgün olduğunu söylemekle yetinen Yahya Kemal, bu defa daha da karamsar bir tablo çiziyor:

"Fani ömür biter, bir uzun sonbahar olur.
Yaprak, çiçek ve kuş dağılır, tarümar olur.
.......
Teşrinlerin bu hüznü geçer ta iliklere.
Anlar ki yolcu yol görünür selviliklere. ......"

Bu kadar karamsar olmaya gerek var mı? Sonbahara ulaşmanın kazandırdığı hiç mi güzellik yok? Elbette var. Bakınız sonbaharın yararları neler miş: "Piknik yapma derdinden kurtulursunuz. Tatil günlerinde evde aile sofrasında yemek yemek size zevk verir. Ev toplantılarının sıklığı artar ve özlediğiniz arkadaşlarınızı görürsünüz. Serin sonbahar havası, yüzünüze renk getirir. Aşırı sıcaklardan yakınmazsınız. Ağaçlardan dökülen yaprakların kokusu sizi geçmiş günlerin anılarına götürür. Özlediğiniz kıyafetleri giyebilirsiniz."

Bunlar işin şakası. Sonbahar, edebiyatımızın bir döneminin sembolü olmuştur ki, bu Servet-i Fünun'dur. Servet-i Fünun şairleri, insanla sonbahar arasında benzetmeler kurmuşlar, sonbaharın rengini, musikisini şiirlerinde bir besteci, bir ressam gibi yansıtmışlardır. Günümüz Şairlerinden Atilla İlhan'ın da böyle bir şiiri var: "Kadınlar sonbahar yapraklarını dökmeye başlar / Titrek dudaklarında sarışın bir keder / Nabız kaybolur kan susar dolaşım yavaşlar ..." diyor.

Edebiyatımızın daha sonraki dönemi olan Fecr-i Ati'de durum biraz değişiyor: Ahmet Haşim, bu mevsimde düşüncelere dalsa da dünyevi zevklerden vazgeçmiyor:

"Bir taraf bahçe, bir taraf dere, / Gel uzan sevgilim benimle yere;/ Suyu yakuta döndüren bu hazan, / Bizi gark eyliyor düşüncelere..."
Şüphem yok ki; her mevsim gibi sonbahar da şiirin kendisidir.

Duygularınızın pozitif ya da negatif yüküne göre, istediğiniz yöne çekebilirsiniz. Ama ben derim ki, Ahmet Hamdi Tanpınar'ın dizeleri kulağınıza küpe olsun:

"Durgun havuzlara işlesin bırak
Yaprakların güneş ve ölüm rengi,
Sen kalbini dinle,ufuklara bak.
Düşünme mevsimi inleten rengi
Elemdir mest etsin ruhunu yeter
Eser rüzgarların durgun ahengi.
Yan yana sessizce mevsimle keder
Hicrana aldanmış kalbimde gezin
Esen rüzgarlara sen kendini ver."
Alıntı  
Tweet      
     


Benzeyen Konular
Konu: Yazar Cevaplar: Gösterim: Son Mesaj
  Suyu yakuta döndüren hazan Ahmet Özdemir 0 664 10/11/2015, 00:52
Son Mesaj: Ahmet Özdemir

Digg   Delicious   Reddit   Facebook   Twitter   StumbleUpon  


Konuyu görüntüleyenler:
1 Misafir

Mustafa Ceylan |
  •  
  • Yukarı dön  
  • Lite mode  
  •  Bize Ulaşın


Dost Sitelerimiz:

Türkçe Çeviri: MyBB Türkiye
Üretici: MyBB, © 2002-2025 MyBB Group-Theme © 2014 iAndrew

Sitemizde yer alan eserlerin telif hakları şair-yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir.(Haberleşme : ceylanmustafa_07@hotmail.com)
Doğrusal Görünüm
Konu Görünümü
Yazdırılabilir Sürüm
Konuya Abone Ol
Konuya Anket ekle
Konuyu Arkadaşına Gönder