• SiteAna Sayfa
  • Güllük Dergisi
  • Şairlerimiz
  • Arama
  • Üyeler
  • Video
  • Yardım
  • bayrak

Giriş Yap   Kayıt Ol
Oturum Aç
Kullanıcı Adı:
Şifre: Şifremi Hatırlat
 
Gülce Edebiyat Akımı
gulce
Your browser does not support the audio element.

Akdeniz Radyo istek
Tıklayın-Okuyun/Güllük Dergisi

Google Web'de Ara Sitede Ara
Submit Face book
  • 0 Oy - 0 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Konu Modu
Hemşehrim Mehmet NACAR
Dışarıda Site Yönetimi
Admin
*******
Üyelik tarihi: Jan 2008
Mesaj Sayısı: 12,518
Konu Sayısı: 11,588
 
#1
17/10/2017, 14:38
M. Faruk DALGIÇ


“Doğduğumuz yerin ses özelliği; dilimiz gibi benliğimize, gönlümüze işlemiştir.”
(La Roche FONCANLD)

İzmir’de her yıl Kilis Kültür Derneğimizin düzenlediği, 7 Aralık Kilis’in Kurtuluşunu kutladığımız gecelerde, elbette benim de katkım oluyor. O gece Kilis’le ilgili şiir okumak, fıkra anlatmak bana düşüyor. Araştırıyor, o gece her zaman güncelliğini yitirmeyen, bizi anlatan, bizi yaşatan şiirler buluyorum. İşte bunlardan birisi de değerli hemşerim Mehmet Nacar Beyefendi’nin “İçoruk Ağe” ve yine “Artık İçmoruk Ağe” şiirleri oluyor. Okuduğumda Kilisli hemşerilerimin alkışları salonu dolduruyor. “İçoruk Ağe” şiirinden şu dörtlüklere bakınız: 

“Beşenli, Akpınar, Söğütlüdere,
Her hafta gidoruk ayrı bir yere.
Motor heybesinde maydanoz tere,
Arakıyı açooor, içoruk ağe.

Oylum bağlarında bir bağımız var,
Heybede tike et, iç yağımız var.
Tiyeğin altında bardağımız var,
Arakıyı açooor, içoruk ağe.

Akşamdan akşama çıkoruk dama,
Yavaşça söylor, düşoruk gama.
Avrat artık yeter, içme dor ama
Arakıyı açooor, içoruk ağe.”

Yine “Artık İçmoruk Ağe” şiirinde de;

“Nefsimize zulüm edoruk, her gün,
Büfenin önünden geçmoruk ağe.
Yılbaşı gelse de senede birgün,
Arakıyı açmor, içmoruk ağe.

Bütün büfeleri yoklasak, doruk,
Kiminin önünde beklesek, doruk,
Boş bir ganne bulsak, koklasak doruk,
Paramız yokkine, içmoruk ağe.”

Bir başka şiirinde de; “Kilisliyik” derken;
“Nerelisin ağey, sen nerden geldin?
Bizleri sorarsan, biz Kilisliyik.
Yüzümüze baktın, ne çepik bildin,
Doğrudur lan ağey, biz Kilisliyik.”

Şiirlerin tamamını değil, bazı dörtlüklerini aldım. Tamamını okuduğunuz zaman kendimizi daha iyi tanıdığımız oluyor. Kent Gazetesi’nde zaman zaman okuduğumuz şiirlerinde de, toplumdaki sorunları, hepimizin çığlığını dile getirdiğini görüyoruz. Vatan, Millet, Bayrak, Atatürk sevgisi çoğu şiirlerinde yer alıyor. “Kapıldım Gidiyorum” isimli kitabında “Çağdaş bilgilerle donanmış Atatürkçü bir nesil yetiştirmek, devletin okullara dağıttığı İlköğretim ve Eğitim programını uygulamak” isteğini yinelediğini görüyorum. Donanımlı, okuyan, kendini yetiştirmiş, yüzlerce makale yazan, yurt içi ve yurt dışı radyolarda yazıları, şiirleri okunan bu hemşerimizi, sağ olsun bana kitap yollayan Sayın Muhlis Salihoğlu vasıtasıyla, birbirimizi görmesek de tanımış oldum. “Sürgün Âşıklar” kitabının ilk sayfasında bana seslenerek, şöyle yazmış; Mehmet Nacar’dan “Hemşerim Sayın M. Faruk Dalgıç’a, Kilis’e layık olmaya çalışan kardeşinizden sevgilerle.” 28.05.2015
Önümde bana ulaşan birkaç kitabı duruyor. Bu değerli hemşerimin kitapları hakkında yazmak, ya da yazmamak konusunda önce çekimserlik içindeydim, ama yazışmalarımızda olurunu alınca, bu basılı kitaplarını daha iyi içime sindirerek okumaya başladım. Özellikle Kilis’i yazan, Kilis’i anlatan şiir ve basılı diğer kitapları bana yollayan değerli tüm hemşerilerime teşekkür ediyorum. “Sürgün Aşıklar”ın ilk baskısı Ağustos/2012 yılında yapılmış. Başlarken önsöz niteliğinde çok anlamlı bir yazısı var. “Hece şiirlerinden oluşan kitapta, sevgi, sitem, hüzün ve toplumsal içerikli şiirlerle taşlamalar” bulacaksınız, diye yazmış. Benim hayatıma yön verenlerden birisi de lise yıllarındaki değerli kimya hocamız merhum Seyfettin Başçılar olmuştur. Şiir denince O’nu anmadan geçemeyeceğim. Bizler O’ndan çok şey öğrendik. Kitap okuma, şiir yazma hevesimizi ondan aldık. Kitap okuyarak dinlenmenin huzuruna erdik. Toplumsal ve ulusal dayanışmanın, ilke ve devrimlerin korunmasını öğrendik. Şiirler yazarak güzel Türkçemizi dile getirdik. Bir sözü var O’nun; “Şiir, gerçeklerin dilde yoğunlaşmış düşsel yansımasıdır.” Demek ki, şiirde gerçekler olmalı, şiirde dildeki akıcılık olmalı, düşsel sezgiler olmalı. Mehmet Nacar Bey’in şiirlerinde anlamlı ve gerçek sözler şiirlere yansımış. Bakın “ Muhabbet Bestesi” şiirinde;

“Ezelden beridir Baht-ı siyahım,
Beyaza düşmandı yıllarım benim.
Goncamı kopardı, firarda bahtım,
Tutmaya uzandı ellerim benim.

Ah edip gezerim kaldırımlarda,
Hicranım cehennem, cennetim yarda.
Yazdığım muhabbet bestesi var da,
Hasreti haykırır tellerim benim.”

Burada “Cennetim yarda” sözcükleri, ulaşmak istediğine kavuşma arzusudur. Bir sevgili, bir umut, bir özlemdir. Buluş çok önemli, gidenlere seslenişi hepimizi ilgilendiriyor. O’nun yakınmalarını hayat boyu hepimiz yaşamışızdır. “Güzel sanatların en zor olanı şiir sanatıdır” der Frieddrich Hegel.
Çünkü sözcüklere ruh vereceksiniz. Kolayca okunabilecek, lirik ve akıcı olacak. Yaşamımızdaki eksiklikleri bulup dile getireceksiniz. Cumhuriyet dönemindeki şairler, özellikle Garipçiler, biçime, duygusallığa karşı çıkarak, söyleyiş güzelliğine önem vermişlerdir. Konular, temalar, içsel düşünüler daha da sınırsız olmuştu. Şairimizin şiirleri ölçülü olduğu gibi, biçim, duygusallık içeriyor. Kalıptan çok dize sonlarında bir uyum var. Söyleyiş güzelliğini hep bir arada buluyoruz. Üstelik konu bulmada zorlanmıyor, dizeler kendiliğinden oluşuyor. Güncel şiirlerini son zamanlarda facebook’ta çokça görüyor, okuyoruz. Dizelerdeki hayatımızın akışına yön veren deyişleri geniş kitlelerin hoşuna gidiyor ki, beni okuyun dercesine, şiirde buluyorsunuz aradığınızı. Ayrıca şiirlerinde bir husus daha var, delice sevmenin, aradığına delice bir aşkla bağlanmanın güzelliğini bakın “En Güzel Hırsız” şiirinde nasıl dile getiriyor:

“Havva’yı yaratıp cennetten atan,
Kalbime sevgiyi dolduran O’dur.
Duygumun tahtını periye vatan,
Yaparak sevmemi bildiren O’dur.

Sevdalar gerçektir, dünyamız yalan,
Hüznüne mahkûmdur gerçeği bulan.
Gönlümü çiçeksiz çöllere salan,
Bahtımın gönlünü solduran O’dur” derken, inancımızdan ödün vermediğimizi de ne güzel dörtlüklere yansıtmış.

Şimdi de “Nerdesin Sen” isimli nesir-şiir kitabına bir göz atalım. Sunuş bölümünde, “Mazide kalan duyguların, sevinçlerin, hasretlerin zamana yansıması” olduğunu söylüyor. “Nerdesin Sen” şairimizin iç dünyasına bir bakıştır. Bir sevgili vardır, bazen yanımızda, bazen sizi terk etmiş. Onu arıyorsunuz. Alışmışsınız, onsuz olamadığını yalnızlaşınca anlıyorsunuz. Bir sevda masalı gibi, nereye gitse peşindesiniz. Seven, arayan “Leyla ve Mecnun, Kerem ile Aslı, Ferhat ile Şirin” gibi. Ayrılığa dayanamayan, kavuştuklarında yokluk sırları örneği, kaybolan bir aşkın sonsuzluğa ermesi gibi. Musikinin nağmeleriyle, bazı güzel şarkıların günlük yaşantımıza uyarlanan dizeleriyle süslenmiş. “Sensiz yaşayamam söyle, Neredesin Sen?” gibi duygusal sözler her bölümün sonunda tekrarlanıyor.
Düzyazı olarak yazılmış şiirler, Servet-i Fünun edebiyatında da karşımıza çıkmıştır. Bireysel duyguların, sevginin, arayışın bir ifadesi olarak… Daha önce de Mahmut Ekrem, Abdülhak Hamit bu tarzda yazmışlardır. Kitabın son bölümünde; “Gurbet yollarının bin gecesini, sevda kitabının her hecesini, hasret dağlarının en yücesini ve güzel gözlerinin bilmecesini benden daha iyi bilen yok.” Derken, yine arayışına son vermiyor, çağırıyor; “Söyle çiçek gözlüm, söyle, Neredesin Sen?”
Evet, adresime gönderdiği kitaplardan biri daha var, yazımı bitirmeden “Kapıldım Gidiyorum” adını verdiği, gerçek yaşam öyküsünü anlattığı kitabı okuduktan sonra bu yazıları kaleme aldım. Bir öğretmenin değil, hemen hemen her öğretmenin başından geçen zorluklar, yaşam mücadelesinin ayrıntıları, benim gibi tek maaşlı bir öğretmenin geçim zorluğunu yenmek için ek iş arayışları… Bunun yanında her zaman sisteme karışan siyasilerin yaz-boz tahtasına çevirdikleri eğitim, bizleri hep üzmüştür. Sevgili öğretmenime son olarak şöyle seslenmek istiyorum. Öğretmenlik yaptığımız yıllardaki yaşam mücadelemiz, sadece bu anlattıklarımızla bitmiyor, ya anlatmadıklarımız. Bu kitapları, herkesin okuması nedeniyle tanıtımına biraz da katkım olursa sevineceğim.

M. Faruk DALGIÇ
(10.07.2015-Kilis Kent Gazetesi)
Alıntı  
Tweet      
     


Benzeyen Konular
Konu: Yazar Cevaplar: Gösterim: Son Mesaj
  AHDE VEFA-Kanal5-Zekeriya Efiloğlu-MEHMET NACAR-22.11.2014 Site Yönetimi 0 624 03/11/2017, 22:27
Son Mesaj: Site Yönetimi
  Gaziantep LİFE Dergisinin Mehmet NACAR’la Röportajı Site Yönetimi 0 693 17/10/2017, 14:43
Son Mesaj: Site Yönetimi
  Mehmet Nacar'la Söyleşi. (F. Ç. Kabadayı) Site Yönetimi 0 475 17/10/2017, 14:43
Son Mesaj: Site Yönetimi
  Değerlendir: 1 2 3 4 5 Kumru Edebiyat Dergisinin Mehmet NACAR’la söyleşis Site Yönetimi 0 676 17/10/2017, 14:41
Son Mesaj: Site Yönetimi
  Mehmet NACAR ve Eserleri Site Yönetimi 0 480 17/10/2017, 14:39
Son Mesaj: Site Yönetimi
  ‘’HÜZÜNLÜ BESTEM’’LE MEHMET NACAR KÜLLİYATINA DOĞRU Site Yönetimi 0 584 17/10/2017, 14:37
Son Mesaj: Site Yönetimi
  “SÜRGÜN ÂŞIKLAR” VE MEHMET NACAR’IN TARZ-I SANATINA DAİR Site Yönetimi 0 882 17/10/2017, 14:36
Son Mesaj: Site Yönetimi
  OZANIMIZ MEHMET NACAR Site Yönetimi 0 410 17/10/2017, 14:36
Son Mesaj: Site Yönetimi
  Mehmet Nacar’dan: Sürgün Âşıklar Site Yönetimi 0 584 17/10/2017, 14:34
Son Mesaj: Site Yönetimi
  Mehmet Nacar’dan: Neredesin Sen?.. Site Yönetimi 0 564 17/10/2017, 14:32
Son Mesaj: Site Yönetimi

Digg   Delicious   Reddit   Facebook   Twitter   StumbleUpon  


Konuyu görüntüleyenler:
1 Misafir

Mustafa Ceylan |
  •  
  • Yukarı dön  
  • Lite mode  
  •  Bize Ulaşın


Dost Sitelerimiz:

Türkçe Çeviri: MyBB Türkiye
Üretici: MyBB, © 2002-2022 MyBB Group-Theme © 2014 iAndrew

Sitemizde yer alan eserlerin telif hakları şair-yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir.(Haberleşme : ceylanmustafa_07@hotmail.com)
Doğrusal Görünüm
Konu Görünümü
Yazdırılabilir Sürüm
Konuya Abone Ol
Konuya Anket ekle
Konuyu Arkadaşına Gönder