SiteAna Sayfa
Güllük Dergisi
Şairlerimiz
Arama
Üyeler
Video
Yardım
Giriş Yap
Kayıt Ol
Oturum Aç
Kullanıcı Adı:
Şifre:
Şifremi Hatırlat
Beni Hatırla
Your browser does not support the audio element.
Akdeniz Radyo istek
Tıklayın-Okuyun/Güllük Dergisi
Web'de Ara
Sitede Ara
0 Oy - 0 Yüzde
1
2
3
4
5
Konu Modu
HZ. ZEKERİYA VE YAHYA PEYGAMBERLER (Gülce Bahçe)
ali_gozutok
Yetkili Şair
Üyelik tarihi:
Sep 2011
Mesaj Sayısı:
248
Konu Sayısı:
222
#1
03/10/2011, 21:06
HZ. ZEKERİYA VE YAHYA PEYGAMBERLER (Gülce Bahçe)
Cefa çekip incinen,
Mihnet sıkıntısından solan,
Peygamber zincirinde,
Nurlu yeri olan,
Enbiya oğullarından,
Çilekeş iki halka,
Biri Zekeriya, öteki Yahya!..
Ya
Kulum!
Sen bana
Avuç açıp,
Benden istedin.
Alanda verende,
Yalnız sensin dedin.
Benden Salih kul istedin.
Biz de Yahya’yı ihsan eyledik.(Meryem 7)
Yar, canından can ister, cana tamah eyleme,
Her gördüğün yar diye, sakın sırrın söyleme,
Ateşi yakar seni, yakarsa yaksın deme,
İsa’ya ve İlyas’a, veren sana da verir.
Bakın ne diyor Kur’an:
“Biz ona,
Yani İbrahim’e İshak ve Yakub’u,
……….…………….İhsan ettik.
Her birini hidayete, nübüvvete erdirdik.
Daha önce de;
Nuh’u!...
Onun neslinden;
Davud’ u,
Süleyman’ı,
Eyyub’u,
Yusuf’u,
Musa’yı ve Harun’u,
Hidayete Nübüvvete erdirdik.
Biz iyi hareket edenleri böyle,
…………….Mükafatlar veririz.
Süleyman a.s. mın iki oğlu vardı.
Birinin adı Rehib’am,
Öbürünün ki İmrandı.
“İmran’ın karısı:
Ya Rabbi!
Karnımda olanı,
Hür olarak sana adadım
Benden kabul buyur.
Doğrusu bilen ve işiten sensin.
Onu doğurduğunda,
Allah Onun ne olduğunu bilirken,
Ya Rabbi!
Kız doğurdum.
Erkek, kız gibi değildir.
Ben Ona Meryem adını verdim.
Ben, Onu da,
Onun soyunu da,
Kovulmuş şeytandan,
Sana sığındırırım.
Rabbi Onu,
Güzel bir kabulle karşıladı.
Güzel bir bitki gibi yetiştirdi.
Onu Zekeriyya’nın himayesine bıraktı.”(Al-i İmran 35-37)
MERYEM’İN BAKIMIYLA GÖREVLENDİRİLMESİ
Zekeriyya A.S;
Hz. Meryem’in bakımıyla,
Görevlendirildiği zaman,
Mescid deki odasına ne zaman uğrasa,
Onun yanında mevsim yaz ise;
………………….Kış meyvesi!
Mevsim kış ise;
………………Yaz meyvesi bulurdu!..
“Ey Meryem;
Bunlar sana nereden geliyor?
………………….Diye sorduğunda;
Meryem’in cevabı:
Allah tarafındandır.
Doğrusu Allah dilediğini,
Hesapsız rızıklandırır.” (Al-i mran 37)
Düşündü o zaman!
Çekinmeden düşündüğünü söyledi.
Meryem’e!
Bunu yapabilen!
Benim zevceme de,
Doğum yapmaya elverişli hale,
Getirmeye muktedirdir! Dedi.
Hacet kapısında durup, niyaz eyledi.
Zekeriyya!
Peygamber olmadan önce dülgerlik yapıyordu.
Sık, sık Beyt-el Mukaddes’e gider,
Dua ederdi!..
Bir gün;
“Ya Rabbi!
Bana kendi katından,
Temiz bir soy bahşet,
Doğrusu sen duayı işitirsin.”(Al-i İmran 38)
Ve dedi ki;
-“Onu İsrail Oğullarına peygamber kıldım.
Onları benim ibadetime davet etsin!
Beni zikretsinler,
Sen de zikr etmekten kalma!
Her kim beni unutursa,
Rahmetimden uzak tutarım onu!
Her kim beni anarsa, ben de onu,
Rahmetimle anarım!”
Bu sözleri duyan Zekeriyya,
Hemen secdeye kapandı,
Ve Beyt-el Makdis’ten çıktı.
Zekeriyya’ya,
Yahya’ya,
İsa’ya ve İlyasa’da,
Nübüvvet verdik.
Onların hepsi Salihlerdendi. (En’am 84-86)
Zekeriyya Aleyhisselâm,
Hem İsrail Oğullarının Peygamberi,
Hem din bilgini, danışmanı,
…………………Dinin lideriydi.
İsrail Oğullarına,
En son gönderilen Peygamberler,
Hanedanındandı Zekeriyya a.s!...
Diyordu ki;
Ya Rabbi!....
Gençliğin akşamına,
İhtiyarlık habersiz erişti.
Vücutla ruh arasına,
Ayrılık yolu düştü.
Gün guruba dönünce, koşar gelir karanlık,
Gölgeler uzar gider, dev kesilir fidanlık,
Ürpertir yürekleri, tir, tir titrer canlılık,
Gençliğin ümüğüne, çökünce ihtiyarlık!
Gençliğin akşamına gelip postun serince,
Kalkmak nedir bilmez ki!
Çökünce ümüğüne!
Düşünceler yükselir,
Arş-ı alâ katına!
Son yolculuk görünür, ruh’un beden atına!
Sevdanın doruğunda, yâr peşinde koşulur,
Dik yamaçlı dağ bayır, kızgın çöller aşılır,
Ne çabuk geçti yıllar, denir buna şaşılır!
Gençliğin ümüğüne, çökünce ihtiyarlık!
Mızrap vurunca tele, nağmeler duvaklanır,
Nar denilen ateşte, ne günahlar paklanır,
Sevdalar kucaklanır, düşünceler aklanır,
Gençliğin ümüğüne, çökünce ihtiyarlık!
Böyledir yalan dünya,
Ömürler öğütülür.
Yalnız çileler değil, ne acılar güdülür,
Ne kadar yaşansa da! son durak denen yere!
Bir gün elbet gidilir.
Canından can istense, canana verir aşık,
Göz bebeğinden yansır, titreyen cansız ışık,
Deva diye içilir, zehirler kaşık, kaşık!
Gençliğin ümüğüne, çökünce ihtiyarlık!
Zekeriyya a.s
Benim yaşım yüz yirmi,
Karımınki doksan sekize ulaştı!
Ölüm denen ayrılık, henüz bize
Gelmeden, sen dileğimi kabul et!..
Hazinen geniş senin, kendi inayetinden,
Bana bir oğul ihsan et! Ey Yüce Rabbim.
Vakit zaman gelince, bana yardım etsin,
Ben öldüğümde, yerime geçip ülkemi yönetsin!
Böyle bir dua oku,
Arş-ı Alâyı aştı.
Döndü, döndü, dolaştı son durağa ulaştı!
Katından cevap geldi.
Yüce Rab!
-Darda olan kuluna,
Mutlaka erişir!
Dilediği ne ise,
Esirgemeden verir.
Cebrail geldi Zekeriyya’ya selâm verdi!
Aldı selâmını sordu;
-Sen kimsin?
-Ben Cebrail’im dedi.
Hak Tealâ hazretleri sana selâm söyledi.
Yahya’yı ihsan etti,
Zevcesini de doğurmaya elverişli kıldı!..
Zekeriya, mihrapta namaz kılarken,
Melekler ona şöyle seslendi.
----“Gerçekten Allah sana,
Allah’ın sözüne inanan,
Efendi, iffetli,
İyilerden bir peygamber,
Kendi ruhundan yarattığı,
İsa’yı tasdik edici, nefsine hakim,
Salih bir kulu, verecek!
Müjdeleriz!..demişlerdi. ( Al-i imran 38-39)
“Rabbim;
Benim nasıl bir oğlum olabilir ki!
Zevcem kısır, ben kocamış.
İhtiyarlığın son haddine varmış!..Biriyim!
Ona cevap gecikmedi,
“Allah ne dilerse olur dedi.”
-------Rabbim bana bir nişan ver!
Bundan emin olayım.
-----Diye nida eyledi.(Al-i İmran 40-41)
ALLAH;
“Senin nişanın,
Sapa sağlam olduğu halde,
Sade bir işaretten başka,
Üç gece insanlarla konuşmaman!
Tek söz söylememendir.
Buna rağmen Rabbini çok an,
Akşam sabah onu tespih et,
Dedi..”( Meryem 11)
YAHYA A.S.
Bir yaz gecesinin,
Yirmi beşinci günüydü.
Alem aydınlandı nuruyla!
Böyle bir gecede doğdu,
Doğdu Peygamber Yahya a.s.
Yahya öyle bir çocuktu ki;
Akıllı mı akıllı!
Güzel mi güzel!
Ona kitabı kuvvetle tut dedik!
Ona türlü hikmetler verdik.
Yumuşak kalpli, itaatkâr,
Temiz yürekli kıldık.
Üç yaşında,
Geldi aklı başına.
Mahallenin çocukları,
Oyun için çağırdıklarında,
Ben oynamak için değil!
Mahşer ahvalini, bilip öğrenmek,
Kıyametin halini duymak için geldim dünyaya!
Diyor,
oynamak istemiyordu onlarla!...
Bırakın oynamayı,
Karşılarına bile çıkmak istemezdi.
Dört yaşında, Tevrat’ı ezberledi.
Sekiz yaşında,
Beyt-ül Makdis’e girip,
Gündüzün hizmet eder,
Gecelerini ibadetle, niyazla geçirirdi.
Kıldan elbise giyer,
Arpa ekmeği yer,
Ne barınağı,
Ne harcanacak parası vardı!
Ne de başını sokacak birmeskeni vardı.
Gecenin bürüdüğü yerde,
Kıvrılıp ta yatardı.
On yaşında sırr-ı âlem kavradı,
Günahkâr kulların ahvaline,
Gece gündüz ağladı.
Bu böyle yıllar yılı sürüp gitti.
Onun bu hali,
Zekeriyya a.s. mı,
Üzüm, üzüm üzdü,
Üzdü mahvetti!..
Ey Yüce Rabbim!...
Benim sıkıntımı alıp,
Gönlümü ferahlatacak,
Bir çocuk istedim.
Bir oğul verdin ki…
Her an ah ile vah ile geçti zamanı,
Beni de üzdü onun bu hali.
Diyordu Zekeriyya a.s.!...
Zekeriyya A.S.
Halka vaaz edeceği zaman,
Cemaat arasında eğer Yahya varsa,
Cennetten ve cehennemden,
……………….Asla söz etmezdi.
Onun üzülmesini istemezdi.
Rivayet edilir ki:
Zekeriyya a.s.
Bir gün vaaz ederken baktı cemaate,
Göz gezdirdi aralarında Yahya’yı göremedi.
Cehennemden söz açtı.
Halbuki Yahya oradaydı.
Başını yakasının içine çekmiş,
Vaazı dinliyordu!
Zekeriyya a.s. Hem ağlıyor, hem anlatıyordu.
Diyordu ki;
--Cebrail bana haber verdi!...
Cehennemde bir dağ var,
Adı Sekran!
Sekran’ın içinden bir dere akar,
Adı Gadban!
Gadban da ateşten bin kuyu var!
Her kuyunun derinliği,
İki yüz yıl kadar!
Her bir kuyunun içinde,
Ateşten tabutlar var!
Tabutların içinde,
Ateşten kaftanlar ve zincirler var!
Bu sözleri duyan Yahya,
Fırladı yerinden,
Vah Sekran’dan!
Vah Gadban’dan deyip çıktı gitti dağlara!...
Onun bu halini gören,
Zekeriyya ve karısı,
Düştüler oğul Yahya’nın peşine!..
Bir çobana rastladılar, sordular?
-Buralardan ağlayarak geçen,
Bir oğlan gördün mü?
Çoban;
-Evet falan geçitte gördüm. Öyle birini.
Diyordu ki;
-Benim yerim,
Cennet midir yoksa Cehennem mi?
Öğrenene kadar ne su içer,
Ne de bir şey yerim. Diyordu!
Onu orada buldular.
Annesi;
-Seni karnımda taşımanın hakkı için,
Süt’ümü içtiğinin hakkı için,
Şu arpa somununu al,
Benimle birlikte eve dön. Dedi.
Yahya!
Tuttu anasının sözünü,
Onunla eve döndü.
Babası Zekeriyya;
-Benim dileğim de,
Şu cübbeyi giymendir.
Aldı cübbeyi giydi.
Anasının pişirdiği mercimek çorbasından içti.
Sonra uyudu Yahya!...
Bir rüya gördü.
Rüyasında:
-Ey Yahya!
Benim evimden güzel,
Ondan üstün,
Başka bir ev mi buldun?
Benim komşuluğumdan üstün,
Bir komşu mu buldun?
Benim izzetim hakkı için,
Firdevs cennetimi görseydin!
Ona öyle arzu duyardın ki etin yağın erirdi!
Eğer cehennemimi görseydin!
Gözlerinden kanlı yaş,
Ya da irin akardı!
Yine etin yağın erirdi!
Ağlayarak uyandı Yahya!
Anasına babasına:
Alın cübbenizi verin benim hırkamı!
Deyip ağlamaya devam edince:
Hak Tealâ ona!
-Sana cehennemi haram kıldım,
Ey Yahya dedi.
Hepsi de huzur buldu.
İbadetlerini artırdılar.
---Ey Zekeriya!...
Sen benden veli tabiatlı bir çocuk istedin,
Benim sıkıntımı gidersin dedin.
Bu daha belânın sabahı,
Mihnet ateşinin ilk kıvılcımı,
Arşı tutsa da onun ahı,
Tahammül etmelisin.
Etmelisin ki;
Bu goncanın gülü açsın,
Zaman olur seni biçerler,
Yahya ya da balta atıp,
Onun da kanın içerler.
Cehennem ateşinden, göz yaşıyla geçilir,
Yar peşine düşene, ne çileler biçilir,
Ab-ı hayat suyundan, ancak böyle içilir,
Lezzeti cevri bilen, cefadan ikrah etmez.
Yahya a.s. Otuz yaşına geldiği zaman,
Allah’u Tealâ;
“ Ey Yahya! Tevrat’ı gücünle tut.
Ona sımsıkı sarıl!
Biz diline, çocukken ilim ve hikmet verdik.(Meryem 12)
Yahya A.S.
İsa A.S. la aynı yaşta idiler.
İkisi de Salih kul.
Karşılaştıkça konuşurlar,
Selâmlaşırlardı.
Bir gün karşılaşınca,
İsa peygamber sordu!
-------Ey Yahya! Ben seni hep üzgün,
------------Hep tasalı görüyorum!
---------------Yoksa sen Yüce Rabbin rahmetinden,
………………..Ümit mi kestin?...
-------Deyince;
Ey İSA;
Ben de seni hep neşeli, sevinçli görüyorum,
Yoksa sen Yüce Rabbin,
Sorgusundan, imtihanından,
…………………………..Emin misin?...
Sevgilinin uğruna, göz yaşı kayıp değil,
Kavuşmak arzusuyla, ağlamak ayıp değil,
Dikenine katlanan, gülü dermeden gitmez,
Bin bir rahmet denizi, böyle gelir bunu bil.
Rivayet odur ki;
Yüce ALLAH!
Zekeriyya’nın oğlu Yahya’ya,
Hem kendisinin,
Hem de İsrail Oğullarına,
Tebliğ etmesi için!
Beş kural emretmişti.
Bu hususta biraz yavaş davranınca!
İsa A.S. ona;
Sen beş kuralla emr olunmuştun!
Bunu ya sen tebliğ edersin!
Ya da ben deyince!...
YAHYA A.S.
----Ey kardeşim!
Sen bu vazifeyi yerine getirmekte,
Beni geçersen!
Ben azap çekmekten,
Ya da yere batırılmaktan,
……………Korkarım. Dedi.
Hemen İsrail Oğullarını,
Mescitte topladı.
Mescit tıklım tıklım doldu.
………Yüksek bir yere oturdu,
Onlara şöyle dedi:
Yüce ALLAH bana hem kendim,
Hem de sizler için,
Uyulması gereken,
Beş emirle emretti.
Şimdi ben onları size tebliğ ediyorum.
Beni iyi dinleyin.
Onlardan birincisi:
Kendisine ortak koşmayın,
Yalnız TEK ALLAH vardır,
……………………..Ona ibadet edin.
Bunun misali şudur:
İçinizde zengin olan bir insan,
Altın ve gümüş ile, bir köle satın alsa,
Onu başkasının işinde çalıştırsa,
O köle kazancını sana değil de,
Başkasına verse,
Hanginiz buna razı olur?
Böyle bir işe,
Sevinir misiniz?
Sizi yaratan Allah,
Rızkınızı veriyor,
Yedirip içiriyor.
Öyle bir Allah’a ortak koşmayın,
Yalnız ona inanın,
Ancak ondan isteyin,
Ona ibadet edin.
İkincisi:
Namazınızı dosdoğru kılın,
Namazda iken yüzünüzü,
Sağa sola çevirmeyin!
Hep ona yönelin.
Üçüncüsü:
Yüce ALLAH;
Size orucu emretti,
Oruç tutun.
Oruç tutanın ağzı,
Misk-i amber gibi kokar!
Yüce ALLAH;
Size Sadakayı emretti.
Bu,
Düşmana esir düşenin,
Boynu vurulmak üzereyken,
Eliyle verdiğini bir sadakanın,
Onu kurtarmasına benzer ki;
Siz böyle bir duruma düşseniz!
Sadaka verip durmaya razı olmaz mısınız?.
Yüce ALLAH,
Size kendisini çok zikretmenizi,
Onun adını çok sık anmanızı emretti.
Bu da şuna benzer:
Bir kimse,
Düşmandan kaçarken,
Muhkem bir kaleye sığınsa sevinmez mi?
Elbette sevinir.
Kul da,
Allah ile meşgul oldukça,
Onun adını zikrettikçe,
Şeytanın şerrinden kurtulmuş olur.
Dördüncüsü:
MESİH İSA,
Beşincisi:
Herkesin bildiği,
Adına da,
O Peygamber dedikleri idi.
Bunun üzerine sordular Yahya’dan!
----Sen kimsin?
Cevap verdi:
----Ben MESİH değilim.
Öyle ise, nesin sen?
Yoksa İLYA mı?
----Değil’im.
O zaman O Peygamber misin?
Diye sordular.
Yahya Aleyhisselam:
-----Ben;
İSA ‘ya Peygambersin dendiği gibi!
Rabbin yolunu düzeltiniz,
Diye çölde çağıranın sesiyim.
Aranızda biri duruyor amma,
Siz onu bilmiyorsunuz! Dedi.
Ben onun çarığının bağını çözmeye,
…………………..Layık değilim. Dedi.
(Yuhanna incili bab 1. Fıkra 19-20)
Rivayete göre;
Yahya Peygamber,
Otuz yaşında iken,
Ürdün ırmağında, İsa ile buluştu!
Hem o zaman,
Hem de Şam’da İsa ile buluştuğu zaman,
Halkı ibadete davetten geri durmadı.
Başka bir rivayette:
İsa Peygamber Yahya A.S. mı,
On iki havariyi, aydınlatmak üzere,
gönderdiği söylenir.
Her belâya bir mükâfat,
Her çileye bir ihsan,
Takdir edilirmiş!
Belâ çilelerine eş, bir yükselme,
Muhabbet ağacına, yaratılış fidanı,
Hüzün ve mihnet çiçeklerine,
Rahmet verilirmiş!
Adem oğlu Hakka aşık,
Bu aşk’ın çilesi, yakınlıktır.
Nebilerdir rahmetin zuhur ettiği yer,
Nebilerdir hikmet hazinesi,
Gelen her belâya sabır,
Nebi için bir ikramdır.
Kara bahtım dönmedi, deme sakın hiç zaman!
Elbet bulunur bir gün, derdine çare derman.
Vakti geldiği zaman, Lütfuyla döner sana,
Her yeni baharında, açılır gonca fidan.
Ne şeref ne itibar, ne de bir mülk isteme,
Bunlar fani yok olur, Sen muhabbet besleme,
Ebedi bir mutluluk, istemekse muradın,
Kabul etmem İslam’ı, gitmem yolundan deme..
İsrail Oğulları;
Babil esaretinden kurtulup,
Beyt-ül Makdis’e döndükleri zaman,
Orayı imar ettiler.
İşlerini düzene koydular.
Oldukça da çoğaldılar.
Nüfusları arttıkça da,
Rahat durmadılar.
Bir takım kötülükler işlemeye,
Devam ettiler.
Doğru yoldan saptılar.
Yüce ALLAH;
Onlara zaman zaman,
Peygamber gönderme lütfunda bulundu.
Amma onlar,
Bir kısmını yalanladılar,
Peygamberliklerini kabul etmediler.
Bir kısmını da öldürdüler.
Bunlara gönderilen en son,
Peygamberler:
Davut A.S soyundan,
Zekeriyya, Yahya ve İSA,
Peygamberlerdir.
Zekeriyya ve Yahya’yı da sonunda,
Şehit ettiler!...
Meryem hamile kaldığında,
Yanına Zekeriyya dan başka,
Girip çıkan olmazdı,
Mutlaka o hamile bırakmıştır,
Diye suçladılar Zekeriyya a.s. mı !..
Bu yüzden şehit ettiler.!...
Zekeriyya a.s. mın vefatı
Rivayet odur ki;
Bir gün onların belâsından kaçtı.
Yolda bir ağaç gördü.
O ağaca sığındı.
-Beni gizle dedi.
Ağaç yarıldı ortasından,
Zekeriyya girdi saklandı.
Fakat, eteğinin ucu dışarıda kaldı.
Ama yinede göremediler onu.
Şeytan onlara ihbar etti.
-Şu ağacın içinde diye!..
Hemen bir bıçkı getirdiler.
Ağacı biçmeye başladılar.
Bıçkı, Zekeriyya’nın başına gelince,
Öyle bir ahhh çekti ki,
Yerler gökler inledi!
O zaman Cebrail!
Yüce Allah;
-Eğer bir ah daha çekerse!
Onun adını,
Peygamber defterinden silerim! Dedi.
O zaman sustu. Zekeriyya
Böylece Şehit edilmiş oldu!..
Yahya a.s. mın vefatı
Rivayet odur ki:
İsrail Oğulları arasında,
Bir padişah varmış.
Karısı başka bir erkekten,
Bir kız doğmuş!
Başka yerden kız alır korkusuyla,
Kadın bu kızı padişah’a vermek istemiş.
O zaman düğününe,
Yahya a.s. da çağırmış…
Yahya a.s.
Böyle bir evliliğin haram olduğunu söyleyip,
Düğün yerini terk etmiş!
Kadın buna öyle sinirlenmiş ki,
Yahya’yı öldürmek istemiş!
Kıral olan kocasını,
İçirip sarhoş etmiş.
Sonra da süslediği kızını,
Kral’ın yanına getirip demiş ki;
--Ben bu kızı sana vermek istedim.
Yahya haramdır diye engel oldu.
Sonra da çıkıp gitti.
Onu öldürmeni istiyorum demiş!
Hükümdar;
Yahya a.s. mı çağırtıp,
Doğru mu bu diye sormuş?
Yahya evet deyince!
Koç boğazlar gibi,
Onu boğazlayıp öldürmüşler!
Bunun üzerine,
Göklerde melekler ağlaşmış.
Demişler ki;
--Ey Yüce Yaratan!
Hangi suçtan dolayı Yahya kulunu öldürdüler?
Hak Süphanehu Tealâ!
Hiçbir suçu yoktu demiş!
Bütün suçu, beni çok sevmesidir.
Ben de Onu çok severdim.
Onun için öldürdüler.
Çünkü sevenlere,
Sevgi içinde ölmek vaciptir demiş!..
Ona ve gönderilen tüm Peygamberlere,
…………………………Selâm olsun!...
Hamd olsun Yaratan’a!..
Hakka aşık olan gönül,
Karanlıktan aydınlığa ulaştı!...
Hamd olsun Yaratan’a!..
Gönlün kararan şu evine,
Peygamber güneşinden, Nur düştü!...
Öyle bir kulum ki, ezel gününde baş eğmişim,
Vefa ahdına çekmiş, kader her zaman beni.
Şu canımı severek, taata nezr etmişim,
Senden uzak kılmasın, asla şu devran beni!..
Şu aşk’ın kıskacında, zamanın belâsından,
Yola çıktım dünyanın, mihnetli odasından,
Nasıl avare kılsın, beni şu dönen devran,
Gönlüm nasıl el çeksin, cihanın cefasından.
…...İşte şimdi geldi, selâm sabah sırası,
……….Çok açıldı gitti, başlangıçla arası.
……………..Söylenecek son söz, artık burası,
………………….Dinleyin dostlarım, beni dinleyin.
…….Ey saba yeli,
………….Başın alıp nereye,
……………….Gidersin böyle,
…………………….Eğer yolun düşerse,
……………………….. Kutsal toprağa,
…………………………..Ademden son Resule,
…………………………….. Selâmım söyle!...
ALİ GÖZÜTOK
Alıntı
Tweet
Benzeyen Konular
Konu:
Yazar
Cevaplar:
Gösterim:
Son Mesaj
ISLAH ET (Gülce Buluşma)
ali_gozutok
0
626
25/10/2017, 10:34
Son Mesaj
:
ali_gozutok
KİME NE ZARARI VAR? (Gülce Buluşma)
ali_gozutok
0
707
23/10/2017, 11:02
Son Mesaj
:
ali_gozutok
DEĞİŞLER(Gülce Gülce)
ali_gozutok
0
601
21/10/2017, 19:51
Son Mesaj
:
ali_gozutok
İHTİYARLIK ŞİİRİ (Gülce Buluşma)
ali_gozutok
0
623
21/10/2017, 19:39
Son Mesaj
:
ali_gozutok
DENETLEYEN VAR (Gülce Buluşma)
ali_gozutok
0
580
21/10/2017, 19:34
Son Mesaj
:
ali_gozutok
GÖLGE ETME (Gülce Özge Buluşma)
aligozutok
1
1,542
16/04/2013, 23:01
Son Mesaj
:
osman7159
VATAN DEDİ (Gülce Buluşma)
aligozutok
3
1,694
18/03/2013, 17:37
Son Mesaj
:
aligozutok
LÂL EYLE SEN DİLİNİ (Gülce Buluşma)
aligozutok
0
1,199
04/03/2013, 11:07
Son Mesaj
:
aligozutok
GÜLMEYİ ÖZLEDİM(Gülce Buluşma)
aligozutok
0
1,161
31/01/2013, 09:46
Son Mesaj
:
aligozutok
KERBELÂ(Gülce Özge)
aligozutok
1
1,452
17/01/2013, 01:44
Son Mesaj
:
osman7159
Lütfen seçim yapın:
--------------------
Özel Mesajlar
Kullanıcı paneli
Kimler Çevrim içi
Arama
Ana Sayfa
GÜLCE EDEBİYAT AKIMI
-- GÜLCE ŞİİR TÜRLERİNE GÖRE ŞİİRLER
---- BULUŞMA
---- ÇAPRAZLAMA
---- TRİYOLEMSİ
---- ÜÇGÜL
---- ÜÇGEN
---- DÖNENCE
---- TOKMAK
---- AKROSTİK
---- SONE'M
---- GÜLCE
---- TEKİL
---- YİĞİTCE
---- YUNUSCA
---- BAHÇE
---- SERBEST ZİNCİR
---- ÖZGE
---- GÜLİSTAN
---- YEDİVEREN
---- TUĞRA
-- GÜLCE YAZAN ŞAİRLERİMİZİN GÜLCE ve DİĞER ŞİİRLER
---- (H)
------ Harun YİĞİT
------ Harun YİĞİT
------ Hasan ULUSOY
------ Hasan ULUSOY
------ Hatice ALTAŞ(Asi Çiçek)
------ Hatice ALTAŞ
------ Hacer KOZAN
------ Hatice KATRAN
------ Hatice KATRAN
------ Hikmet ÇİFTÇİ
------ Hülya EKMEKÇİ
------ Hülya EKMEKÇİ
---- (I-İ)
------ İbrahim COŞAR
------ İbrahim COŞAR
------ İbrahim İMER
------ İbrahim İMER
------ İbrahim ETEM EKİNCİ
------ İbrahim ETEM EKİNCİ
------ İhsan ERTEM
------ İhsan ERTEM
------ İsmail KARA(Karozan)
------ İsmail KARA(Karozan)
---- (K)
------ Köksal KIRLIOĞLU
---- (M)
------ Mahir BAŞPINAR
------ Mahir BAŞPINAR
------ Mehmet NACAR
------ Mehmet NACAR
------ Mehmet ALUÇ
------ Mehmet ALUÇ
------ Mehmet ALUÇ
------ Mehmet ÖZDEMİR
------ Mehmet ÖZDEMİR
------ Meltem ARAS
------ Meral ADAK
------ Meral ADAK
------ Melahat TEMUR
------ Mevlüde DEMİR
------ Mevlüde DEMİR
------ Miktad BAL
------ Miktad BAL
------ Mübeccel Zeynep ÜNALAN
------ Mübeccel Zeynep ÜNALAN
------ Muhammed İsa ÖZTÜRK
------ Muhammed İsa ÖZTÜRK
------ Mehmet Ziya DİNÇ
------ Mehmet Ziya DİNÇ
------ Mustafa CEYLAN
------ Mustafa CEYLAN
------ Mustafa CEYLAN
------ MUSTAFA CEYLAN(Editör)
-------- Mustafa CEYLAN
---------- Mustafa CEYLAN(On Punto Yazıları)(Makaleler)
---------- GÜNE BAKIŞ
---------- TAŞ YAĞMURU(Ceylan'ın kaleminden)
---------- Hakkında Yazılanlar
---------- DİĞER ŞİİRLERİ
---------- Hayatı
---------- Sanatı
---------- Hocaları
---------- Çocukluğu
---------- Gençliği
---------- Özlü Sözleri
---------- Önsöz Yazdığı Kitaplar
---------- Siyasete İlgisi
---------- Bestelenen Şiirleri
---------- Fotoğrafları
---------- Mühendisliği
---------- Düzenlediği Etkinlikler
---------- Konferansları
---------- Yer Aldığı Antolojiler
---------- Kitapları
---------- EZAN SUSMAZ Kitabı içindekiler
---------- "YANDI BU GÖNLÜM"-Hacı Bayram Veli Kitabı içindekiler
---------- TAHİR KUTSİ MAKAL Kitabı İçindekiler
---------- SEĞMEN RUHU Kitabı İçindekiler
---------- TOROSLARIN TÜRKÜSÜ Romanı
---------- Armağan-2(AHMET TUFAN ŞENTÜRK İÇİN NE DEDİLER?)Kitabı içindekiler
---------- Armağan-1(ANILAR KORİDORU İÇİNDE SARIVELİLER)Kitabı
---------- YARALI CEYLAN Şiir Kitabı İçindekiler
---------- PAŞA GÖNLÜM Şiir Kitabı İçindekiler
---------- Kırat Geliyor Kitabı İçindekiler
---------- Her Yönüyle YENİMAHALLE Kitabı
---------- Tarihi ve Folkloruyla Elmadağ Kitabı İçindekiler
---------- Köylerimiz Kitabı İçindekiler
---------- Köyümüz Yeşildere Kitabı İçindekiler
---------- Bayramlar Haftalar Günler Kitabı
---------- Ahmet Tufan Şentürk Kitabı
---------- Halil Soyuer Kitabı
---------- Detanlaşan Köylü İsa Kayacan Kitabı
---------- Abdullah Satoğlu Kitabı
---------- Güzide Taranoğlu Kitabı
---------- Gülendenin Beşiği Kitabı
---------- GÜLLÜK ANTOLOJİ (2006)Kitabı
---------- GÜLLÜK ANTOLOJİ(2007)Kitabı
---------- CEYLAN-Tahliller-MAKALELER-Görüşler
---------- Güllük Dergileri
---------- Kapodokya Güneşleri Kitabı
---------- Bir Yanardağ Fışkırması Kitabı
---- (P-R)
------ Rahime KAYA
------ Rahime KAYA
------ Refika DOĞAN
------ Refika DOĞAN
------ Ramazan EFE
------ Ramazan EFE
------ Rengin ALACAATLI
---- (S-Ş)
------ Sabiha SERİN
------ Sabiha SERİN
------ Serap HOCA(Serap ÖZALTUN)
------ Serap HOCA(Serap DEMİRTÜRK)
------ Süleyman KARACABEY
------ Süleyman KARACABEY
------ Serdar AKKOÇ
------ Serdar AKKOÇ
------ Sevgili ÖZBEK
------ Sevgili ÖZBEK
------ Şemsettin DERVİŞOĞLU
------ Şemsettin DERVİŞOĞLU
------ Şükran GÜNAY
------ Şükran GÜNAY
---- (T-U-Ü-V)
------ Turan UFUKTAN
------ Ümran TOKMAK
------ Ümran TOKMAK
---- (Y-Z)
------ Yusuf BOZAN
------ Yüksel ERENTÜRK
------ Yusuf BOZAN
------ Yüksel ERENTÜRK
------ Yusuf Ziya KARAHASANOĞLU
------ Zübeyde GÖKBULUT
------ Zübeyde GÖKBULUT
------ Yıldız TOKSÖZ
------ Yıldız TOKSÖZ
GÜLCE'YE DAİR
-- GÖRÜŞLER
---- Gülce Nedir?
---- Gülce ve Ozanlık
---- Gülce Manifestosu
---- 5 Hececiler ve Gülce
---- Garip Akımı ve Gülce
---- Fecr-i Ati ve Gülce
---- Hisarcılar ve Gülce
---- Neyzen Tevfik, Aşk
---- Mazmunlar
---- Gülce Ne Değildir?
---- Hece Vezni ve Gülce
---- Serbest Şiir ve Gülce
---- Aruz Vezni ve Gülce
---- Gülce ve Zolal
---- Gülce Tarihinden
---- GÜLCE-(Atölye)-Video Dersler
------ Gülce Etkinlikleri
------ Kurucular Beyanı
------ Gülce 2009
------ Doğru Yaz/Konuş
------ Gülce-2010 Projeleri
------ Gülce-2011 Projeleri
------ Üstad Necip Fazıl'dan
------ Gülce-Aruza Dair
------ Öneriler-Çalışmalar
------ GÜLLÜK DERGİSİ
------ Gülce'ye Öneriler
------ Röportajlar
------ Negatif Bakışlara
------ Aleyhimizdekiler
------ M.E.B' na
---- Gülce'de Mesajlar-Projeler
------ Gülce-Güldeste(1)
------ Destanlarımız
------ Dede Korkut
------ Öncü Kadınlarımız
------ Peygamberlerimiz
------ Nutuk(Gülce)
------ Nutuk(Z.Korkmaz)
------ Kutlu Hanımlar
------ Ozanlarımız
------ NasrettinHoca
------ Yedi Askı
GÜLCE TÜRK ŞİİR AKADEMİSİ
-- Şiir Akademisi
---- Şiir Akademisi
------ HALK EDEBİYATI
-------- DİVAN EDEBİYATI
-------- BATI EDEBİYATI
-------- YENİ TÜRK EDEBİYATI
---- Hece Vezni' ne Dair
---- Şiir Tahlilleri
---- Aruz Vezni' ne Dair
---- Hiciv Tarihinden
---- Ustalardan Şiirler
---- Ustalardan Makale
---- Aramızdan Ayrılanlar
------ Ustalardan Şiirler
-------- A. Tufan ŞENTÜRK
-------- DİLAVER CEBECİ ANISINA
---- Şiir Üstüne (Serbest)
---- Atışma Sayfamız
---- Denemeler-Makaleler
---- Şiirde Dönüşüm
---- Şiir ve Anlatım
-- Türk Edebiyatı Şiir Türleri
---- Şiir Türleri
---- İslâmiyet Öncesi
---- Servet-i Fünun
---- Garip Şiirler
---- Akımlar
---- Edebî Sanatlar
---- Söz Sanatları
---- Şair Padişahlar
---- Şiir Tarihimizden
---- Yıllara Göre Edebiyat
---- Mehmet Nacar
DÜNYA EDEBİYATI
-- Dünyadan Şiir Türleri
---- Burns Stanza
---- Choka
---- Go Vat
---- Catena Rondo
---- Onegin Stanza
---- Canzonetta
---- Bauk Than
---- Rhupunt-Galce
---- Septilla
---- Viator
---- Luc Bat
---- Tritena
---- Pantoum
---- Shakespeare Sonnet
---- Diamonte
---- Villanelle
---- Hutain
---- Hex Sonnata
---- Hexaduad
---- Haynaku
---- Harrisham Rhyme
---- Guzzande
---- Gratitude
---- Glosa
---- Garland Cinquain
---- Fornlorn Suicide
---- DÜNYA EDEBİYATI
---- Dünyadan Destanlar
---- Dünyadan Şiirler
KAYNAKÇA
-- Konularına Göre Şiirleriniz
---- Aşk Şiirleriniz
---- Atatürk Şiirleriniz
------ 23 Nisan Şiirleri
------ Atatürk'e Dair
---- Kahramanlık Şiirleriniz
---- Doğa Şiirleriniz
------ 2009 Yılı Sayılarımıza
---- Taşlama Şiirleriniz
---- Gurbet Şiirleriniz
---- Tasavvuf Şiirleriniz
---- Barış Şiirleriniz
---- Şehir Şiirleriniz
---- Anne Şiirleriniz
------ Babanıza Şiirler
---- Doğum Günü Şiirleriniz
---- Deprem Konulu Şiirler
---- Diğer Şiirleriniz
---- Köşe Yazarlarımız/Makaleler
------ Mustafa CEYLAN
------ Refika DOĞAN
------ Osman ÖCAL
------ Ahmet ÖZDEMİR
------ A. S. ATASAYAR
------ Prof.Dr.İsa KAYACAN
-------- Prof. Dr. İSA KAYACAN
------ Rahime KAYA
------ Harun YİĞİT
------ İlqar MÜEZZİNZADE
------ Sündüz BİGA
------ Nazmi Öner(Şiirler)
------ Nazmi ÖNER(Nesirler)
------ Coşkun KARABULUT
------ Prof.Dr.İsmail YAKIT
------ Prof.Dr.Asım YAPICI
------ Sabit İNCE
------ Muhsin DURUCAN
------ Abdulkadir GÜLER
------ Ünal Şöhret DİRLİK
------ Metanet YAZICI
------ A.Aşkım KARAGÖZ
------ Gazanfer ERYÜKSEL
------ Mehmet GÖZÜKARA
------ Necdet BULUZ
------ Yusuf Özcan
------ Afife Demirtaş
---- Mustafa Ceylan
---- Bizden
-- Video Yağmuru
---- Ozanlar-Şairler
---- Bizden Videolar
---- Rasim Köroğlu
-- Genel
---- SERBEST KÜRSÜ
---- Duyurular
---- Röportajlar
---- Günün Şiiri
---- Günün Nesiri
Edebiyat Biz Platformumuzda
-- Gülce Tv
-- Türk Argo Sözlüğü
-- Edebî Konular Forumu
Konuyu görüntüleyenler:
1 Misafir
Mustafa Ceylan |
Dost Sitelerimiz:
Türkçe Çeviri:
MyBB
Türkiye
Üretici:
MyBB
, © 2002-2023
MyBB Group
-Theme © 2014 iAndrew
Sitemizde yer alan eserlerin telif hakları şair-yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir.(Haberleşme : ceylanmustafa_07@hotmail.com)
Doğrusal Görünüm
Konu Görünümü
Yazdırılabilir Sürüm
Konuya Abone Ol
Konuya Anket ekle
Konuyu Arkadaşına Gönder