• SiteAna Sayfa
  • Güllük Dergisi
  • Şairlerimiz
  • Arama
  • Üyeler
  • Video
  • Yardım
  • bayrak

Giriş Yap   Kayıt Ol
Oturum Aç
Kullanıcı Adı:
Şifre: Şifremi Hatırlat
 
Gülce Edebiyat Akımı
gulce
Your browser does not support the audio element.

Akdeniz Radyo istek
Tıklayın-Okuyun/Güllük Dergisi

Google Web'de Ara Sitede Ara
Submit Face book
  • 0 Oy - 0 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Konu Modu
İDRİS PEYGAMBER (Gülce Bahçe)
Dışarıda ali_gozutok
Yetkili Şair
***
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesaj Sayısı: 248
Konu Sayısı: 222
 
#1
03/10/2011, 17:04
İDRİS PEYGAMBER (Gülce Bahçe)

İlklerin ilkindensin
İDrak etmem zor seni,
DaR günlerde bırakma,
Nebİler zincirinden seslen sen de bana.
Otuz Sahifenin sahibi sensin.
Hem Nebi, hem Resulsün ey İdris.

Diyordu ki kendince,
Çek,
çek al yüreğimi köhne dünyadan.
Işık eyle,
Mübârek saatlerin eşiğine vur beni!…

Aç dilimi, dilim eyle
Sözlerimi goncalaştır.
Kes aşkın makasıyla kelimeleri,
Kur şiir kulelerini akça yüreklere!
Döneyim saatlerin deli yelkovanlarında,
Ve nur halkasının rüzgârında var olayım!
Ateşinde kavrulayım.

Gitsin başımdan !
Gitsin bu duman ve bu sis!
El uzat, geç mesafeleri
Ey Nebi, Ey Resul, Ey İdris!…

Aşıklar dergâhına, ben de postumu serdim,
Kim gelmiş kimler göçmüş, orda izini sürdüm,
Ademden Muhammed’e, nice saraylar kurdum,
Bu aşkın gam yükünü, nasıl çekerim bilmem.

……Gördüm ki bu bahçede,
……….Neler neler yaşanmış.
…………Kimi zer zebil olmuş,
…………….Kimi altın kuşanmış.

……………...Kimler gelmiş, kimler geçmiş…
…………….Hem Allah’a inanmış,
………..Hem de puta tapanlar varmış.
…….Bazı zaman felaket
…Bazen de nur yağarmış.

…..……………...Aydınlık günler için,
…………..…Sürüp giden zamanda,
…………Işık saçan nur saçan,
…Peygamberler doğarmış.

…………………İşte onlardan biri,
…………………..Geçmişinden ders alan,
……………………Hem okuyup hem yazan.
…………………Terzilerin piri!

…….İlk urbayı dikip giyen,
……....Hesaptan anlayan,
…………..Hem arif,
………………Hem de çok ibadet eden,
…………………….Bir de, bir de……
………………………İDRİS peygamber gelmiş.

Terzi olduğu için
……… Ona hülleci denmiş,
………….O Cennette hülle,
……………….Biçip dikermiş.

Bir halka, bir çember, bir kavis
Başı sevda, ortası çile, sonu aşk,
Gitsin başımdan gitsin, bu duman bu sis,
İmameye yakındır tespihte İdris.

Çimen de nabız, ağaçta böcek,
Kımıl, kımıl ayağı, nefeste gerçek,
Gözlerin orta yerinde gören iris
……….Donatan, giydiren, süsleyen İdris.

Zarf, örtü, mazruf, kabuk, hücre hücre zar!
Makas iki kolludur, ortası nazar.
Taş düşer, bulut uçar, insan da his,
Güzele güzel giysi, sende ey ulu İdris!..
……Güzel huylu,
………Temiz yüzlü, yumuşak sözlü,
……………..Beyaz tenli, nurdan benli!..
…………………İşte böyle bir insan!..
………………………..İdris Aleyhisselâm.

Kabil oğullarıydı, doğru yolundan sapan,
İblise boyun eğip, beş putu tanrı yapan,
Tek Allah’ı reddedip, sapıttıkça sapıtan!
Böyle bir asi kavmin, peygamberiydi İdris.

…….Otuz suhuf verildi,
……….Doğru yol gösterildi.
Selâm olsun bu dünyadan, bu devirden mâziye
Elif’den Ye’ ye kadar, uzanan araziye.
Nokta nokta, alfabe alfabe, makas makas bulutu
Biçip de giydirmeyi senden belledik biz!
Ey Nebi, ey Resul, ey İdris!…

Kitapta buyuruluyor ki:
“İdris’i de an, O dosdoğru bir peygamberdi.
Onu pek yüce bir yere yükselttik.” (Meryem 56-57)

Şit’in oğlu Anoş,
Babasının yerine geçmişti.
O tam 905 yıl ömür sürdü.
Onun da bir oğlu oldu.
Adını Kenan koydu.

910 yıl da O, yaşadı.
Babasından sonra,
Nur-u Nebi onun alnında parlıyordu!

Ondan oğlu Mehlâil’e geçti.
Ondan da, Yard adındaki oğluna….

Yard büyüyünce babası onu vekil tayin etti.
Onun da bir oğlu oldu.
Onun adını Hanuh koydu.(Tevrat’a göre, Hanok’tur)

İşte İdris peygamber budur.
Alnında Nur-u Muhammedî,
Parıl, parıl parlıyordu.
O doğduğu zaman,
Adem Ata 622 yaşındaydı..
İnsan, ten; insan kabuk, insan kafes
İnsanın içinde asıl insan, ruh ve ses.
Ölüm gelir, ölmeden ölmeli herkes
Otuz suhuf, otuz milyar sonsuz demek hesapta
Özüm özüne gebe Himalayada Lut’ta,
Okyanus ortasında ceviz
Senden bize ilhamdır ey Nebi İdris…

Kavminin durumu

Kavimler gelir, kavimler gider, daha daha nicesi
İnsan halkasının döngüsüdür bu,
Adem’ den İdris’e,
Gül muştusu, asma dalı, üzüm dolu, ışık dolu,
İdris’den günümüze, Nurun parıltısı,
Kara sevdanın süsüdür bu.
İdris öyle bir kavmin,
Öyle bir kavmin peygamberiydi ki,

…………..Zevki sefa eğlence,
……………Ahlâksızlık diz boyu.
………..İşte böyle yaşıyor
……Zalim Kabil’in soyu!

Yıllar yılı bu kavme,
Nice öğütler verdi,
Onları dalâletten kurtarmaktı tek derdi.

İşretten,
Zevk-i sefadan,
Fuhuştan uzak durun,
Ahlâksızlarla düşüp kalkmayın derdi.

…….Kim di onu dinleyen,
………Kim di Peygamberimsin diyen!...

…………Herkes zevkin peşinde,
……………..Kafileler halinde,
…………….…Vadilere iniyor,
………………....Kabil kadınlarıyla,
……………………...Gününü gün ediyor!.....

İdris Peygamber, ilk kez,
Kabil oğullarıyla savaşmış,
Onlardan esirler almış,
Sonra da azat etmiş onları.

……….Doğru yoldan ayrılmamalarını,
………….Tek Allah’a inanıp,
……………….İbadet etmelerini tavsiye etmiş.

………………….Ancak bin kişiyi,
……………….……..Hidayete erdirmiş!....
……………………......Gerisi isyankâr olmuş,
………………...Boğulmuş küfrün gayyasında!….

Gafil olmaz kulundan, can verip ruh üfleyen,
Derde düçar etmiş ise, bulur elbet bir derman.
Bizar olmaz derdinden, Rabbim Allah’tır diyen.
Sabreden felah bulur, yetişir ona Rahman.
Gaflette ise insan, çektirir hep el aman,
Cezasız kalmaz elbet, kem bir sözü söyleyen.
Devasız bir dert olmaz, çare vardır her zaman.
Çare bulur derdine, derde düçar eyleyen.
Sapıtmıştır mutlaka, putlara Tanrı diyen,
Düşünse insan oğlu, kimdir rızık yağdıran!..

Kapılır da şeytana,
Medet beklerse ondan,
Derde deva bulamaz,
boşa gönül eyleyen.

………….Ne yaptıysa olmamış,
………………Derde deva bulmamış,
………………………Bin kişinin dışında,
…………………………….Pek inanan olmamış.

……………………..Öyle bir milletmiş ki,
………………….Azıttıkça azıtmış,
……………Yalanlayıp İdris’i,
…………Bir de İftira atmış.

Güzel bir yüz gamzesi, onda imanı bozan,
Yürüyüşü büyülü, gözleri afet-i can,
Gözündeki mahmurluk, kan içmeden açılmaz,
İftirayla bunalan, ayılırmış o zaman.

Hani!....
…….Kabil,
……….Habil’i,
…………Bir kıskançlık yüzünden,
…………….Öldürmüştü ya!
Hani!
…..Yer yüzünün ilk cinayeti,
……… İşlenmişti ya!....
…………..İşte o zaman başlamış,
……………..Düşmanlıklar o zaman.

İdris’in babası, şöyle demişti;
-----“Oturduğunuz bu tepeden,
Kabil’in vadisine kimse inmesin!
Onlar cani! Onlar sapıtmış!....
Sizi de bozarlar.”
Eğer inerseniz, onlara meylederseniz,
Allah azap eder,
Çok ağır cezalar verir…” diye uyarmıştı….

………….Buna rağmen indiler o dağdan.
………………Kabil oğullarının kadınlarıyla,
…………………..Düşüp kalktılar.
………………………….Dinlemediler İdris’i….

Gül kanını içtikçe, dikenler handan olur,
Dinini terk edene, alemler zindan olur.
Zulmüne sabredenler, Mısıra sultan olur,
Mihnete katlananlar, çıkar Rabbin katına.

………İdris A.S. çok ibadet eden,
……………Hakkın yolundan giden,
…………………..Otuz suhuf sahibi,
………….Kavmini putlardan men eden,
………………………Bir peygamber idi

Kirpiğin hançerine, bağlanır mı can seven,
Puta secde etmekten, korkmazsa iman eden,
Çile çeker ah çeker, ona tapmaya giden,
Sapıttıkça sapıtır, iblis’i rehber eden.
…..Öğüt almıyorsa eğer,
……..Kulak dinlediğinden,
…………..Kurşun akıt tıkansın,
………………….Sen onun deliğinden.

İtikadı tam olur, doğru tutarsa yolu,
Mekân olur o kula, Yüce Rabbin dergâhı,
Dağ bayır yemiş dolar, bal olur ağız tadı,
Şafağı parıl parıl, her yeni gün sabahı.

…….Aşık olda tatlı canı,
…………..Yâr od’una at da gör!
……………….Bülbül ol da seherlerde öt de gör!
……Duman olda,
…………….Duman ol da bacalardan tüt de gör!
………………..Nasıl yetişir imdadına,
…………………………….Rahman senin…
………Böyle bir durumda,
……………Uzandı kudret eli,
…………………Kurtardı mezalimden,
………………………..Kurtardı o güzeli.
……………………….Böyle döner bu devran,
…………………..Hiç durmadan an be an.

İnanan kullarına yetişir yüce Mevla’m.

……Çeker kendi yanına,
………“Pek yüce bir yere kaldırıp,
…………..Yükseltir.”(Meryem 57)
…………………Diye Haber veriyor Kur’an.

O zaman üç yüz altmış yaşında,
İdi İdris peygamber.

Rivayet edilir ki:
Ömrünün sonuna doğru,
Uzlete çekildi.
Tam on altı yıl,
Ne bir şey yedi,
Ne bir şey içti, ne de uyudu!

Melekler şaşırdılar,
Onun bu haline!
-“ Ey Rabbimiz dediler,
Kulun İdris,
Bir köşeye çekildi,
İznin olursa eğer,
Onu ziyarete gideceğiz.”

İzin çıktı Allah’tan!
Tüm melekler indiler!
İdris;
Ölüm meleğine sordu.
-Sen kimsin?
Melek;
-Ben ölüm meleği Azrail’im dedi.

-Yoksa ruhumu almaya mı geldin?
- Hayır dedi Azrail.
Senin ziyaretine geldim.
Halini hatırını sormaya geldim. Dedi.
Anladım dedi İdris, anladım!
-Haydi ruhumu alacaksan al!
Azrail,
-Ben Rabbimin izni olmadan,
Kimsenin canını alamam.

İdris ölüm meleğine çok yakın bir dost idi,
Cennet ve cehennemi gösterir misin? Dedi,
Cehennemi görünce, öyle bir korktu ki!
Az kalsın düşüp orda bayılacaktı!..
Melek ona kanat gerdi kol gerdi!
-“Gördün mü cehennem budur” dedi.
Bu güne kadar hiç görmemiş,
Bilmiyordum nasıl yerdi!
Aldı onu Azrail,
Cennete götürdü.
Onu da gördü,
Hangisine
Gideyim?
Diye,
Bir
Soru,
Bir soru
Daha sordu!
Ölüm meleği,
“Nereye istersen
Oraya götüreyim.
Cennete gireyim. Beni,
Oradan çıkarmayın dedi.
Ölüm meleği o zaman dedi,
“Bir kere girersen çıkmazsın zaten.
Hiç kimseyi çıkarmaz. Yüce Yaratan.”

İdris a.s. Vefatı
Yüce Allah!

Ya Azrail:
-İdris’i gök katına yücelt,
Şu halkalı yıldıza götür!
Diye nida eyledi.

O zaman aldı İdris’i,
Zuhal yıldızına götürdü.
İdris, bu yıldızın rengarenk
Halkasında otuz yıl yaşadı.

HZ. Ademden sonra,
İlk yazı yazan,
İlk nübüvvet hil’atini (kaftan) giyen,
Beşinci soy, beşinci kol olan,
Rabbin buyruğu ile göğe uçan,
Bir peygamber idi o!...

Göğe uçmadan önce,
Atası Adem peygamber’in sandığını,
Oğlu Mütevelli’ye emanet etti.

Ona ve tüm aileye:
-Ey!
Adem babamın torunları!
Yüce Allah’ın emirlerini size bildiriyorum.
Habil’i öldüren amcamız Kabil’in,
Evlatlarıyla, evlatlarınızı karıştırmayın!

Onlarla evlendirmeyin!
Onlara karışanı,
Onlarla evlilik yapanları,
YÜCE Rabbimiz affetmeyeceğim!
Diye buyurdu.

Kutlu bir sevda ile, karılmış kara toprak,
Türlü, türlü renk almış, şu insana dön de bak,
Kâinat ağacını, donatmış yaprak, yaprak,
Asla mümkün değildir aşk olmadan yaşamak!..
……Yaşamak,
………Ah yaşamak,
…………Bülbüle işkencedir,
……………Aşksız söken her şafak!

Sevgisiz aşksız hayat, yavan olur tat olmaz,
Meyvesiz kof kütükler, odun olsa od olmaz,
Aşk insana bir lütuf, yaban olmaz yad olmaz,
Ebedi mutluluktur, aşktaki son basamak.

…….Susamak,
………Ah susamak!
…………Aşk için sevda için,
……………Çıkılır her basamak.
……………….Aşığa ayrı zevktir,
……………………Bu yoldaki susamak!..

……………………………Hidayet eyle ya Rab
……………………….İmtiyaz şerefine erdir,
…………………..Sadakat yolundan ayırma,
……………..Dergâhından uzak tutma,
……….Şefaatlerine nail eyle,
…………Ya Rab!..
……Amin! Amiiiin!

İdris Peygamber;
İlk ata binendi.
Kabil’in evlâtlarıyla,
Allah’ın birliği, varlığı,
İnanç uğruna savaşlar yapmış.
Atalarının babalarının,
Yolundan sapmamış,
Her sıkıntıya göğüs geren,
Sabırlı bir peygamber idi.
Nur-u Muhammedî,
Oğlu Müteveşlih’in alnında,
137 veya197 yıl kalmış,
Evlendiğinde Lamek adında,
Bir oğlu olmuş.
Bu Nur ona geçmiş.
Lamek Nuh Peygamberin babasıdır.

………..İşte şimdi geldi, selâm sabah sırası,
……………...Çok açıldı gitti, başlangıçla arası.
………………....Söylenecek son söz, artık burası,
………………….….Dinleyin dostlarım, beni dinleyin.

……..Ey saba yeli,
………….Başın alıp nereye,
………….…..Gidersin böyle,
…………………Eğer yolun düşerse,
…………………….. Kutsal toprağa,
…………………………..Ademden son Resul’e,
…………………………………….. Selâmım söyle!...

ALİ GÖZÜTOK
Alıntı  
Tweet      
     


Benzeyen Konular
Konu: Yazar Cevaplar: Gösterim: Son Mesaj
Shy Sırrın Sırında…(Gülce Bahçe) RefikaDogan 0 1,623 18/02/2015, 06:43
Son Mesaj: RefikaDogan
  Kırık Kalp Kumbarası (Gülce / Bahçe)-MORİ KIZ Site Yönetimi 0 1,544 02/09/2013, 23:14
Son Mesaj: Site Yönetimi
  Ah İstanbul! (Gülce Bahçe) RefikaDogan 0 1,684 07/06/2013, 00:37
Son Mesaj: RefikaDogan
  NEDEN? (Gülce Bahçe) aligozutok 1 1,816 12/01/2013, 22:56
Son Mesaj: osman7159
  AYNI TELDEN (Bahçe) Dermani 0 1,351 18/12/2012, 14:28
Son Mesaj: Dermani
  BİR İSTANBUL HATIRASI (Bahçe) Dermani 0 1,444 12/12/2012, 15:46
Son Mesaj: Dermani
  Mustafa CEYLAN-Divanü Lügat-it Türk / Beş Oğuz Efsânesi(GÜLCE-Bahçe) Site Yönetimi 0 1,584 11/04/2012, 00:38
Son Mesaj: Site Yönetimi
  Mustafa CEYLAN-Divanü Lügat-it Türk / Çiğil Efsânesi(GÜLCE-Bahçe) Site Yönetimi 0 1,549 11/04/2012, 00:21
Son Mesaj: Site Yönetimi
  Mustafa CEYLAN-Divanü Lügat-it Türk / Öge-Altun Kan Efsânesi(GÜLCE-Bahçe) Site Yönetimi 0 1,760 11/04/2012, 00:13
Son Mesaj: Site Yönetimi
  Mustafa CEYLAN-Divanü Lügat-it Türk / Türk Takvimi Efsânesi(GÜLCE-Bahçe) Site Yönetimi 0 1,658 10/04/2012, 21:59
Son Mesaj: Site Yönetimi

Digg   Delicious   Reddit   Facebook   Twitter   StumbleUpon  


Konuyu görüntüleyenler:
1 Misafir

Mustafa Ceylan |
  •  
  • Yukarı dön  
  • Lite mode  
  •  Bize Ulaşın


Dost Sitelerimiz:

Türkçe Çeviri: MyBB Türkiye
Üretici: MyBB, © 2002-2023 MyBB Group-Theme © 2014 iAndrew

Sitemizde yer alan eserlerin telif hakları şair-yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir.(Haberleşme : ceylanmustafa_07@hotmail.com)
Doğrusal Görünüm
Konu Görünümü
Yazdırılabilir Sürüm
Konuya Abone Ol
Konuya Anket ekle
Konuyu Arkadaşına Gönder