İhsan Polat -4(Akrostiş) ŞİİRİ ÜSTÜNE BİR ANALİZ


İhsan Polat -4(Akrostiş)

İzlerim kendimi ben gündüz gece
İsterim daima kendim olayım
İhsan kelimede zor iki hece
İsmimin içinde derdim bulayım
İki ucu açık, çetin bilmece

Hal bu ki ben ben de şifrelenmişim
Hayrete düşmemin yok ki gereği
Heyhat ki bir kere şüphelenmişim
Havai nefsimin kör engereği
Havsalamı sokmuş, zedelenmişim

Sarılır olmuşum sahte iplere
Sarsarak en baştan bildiklerimi
Sahtekâr, yalancı, garip tiplere
Satarım uğruna öldüklerimi
Sanki kafam dönmüş aptal küplere

An be an adını anar dururum
Aklında bir gram yerim yok iken
Ardına düşmüşüm arar dururum
Ayağıma batar yollarda diken
Ağyara ben seni sorar dururum

Nush ile uslanmaz bu deli gönlüm
Nasip etsin Rabbim bir kötek atan
Nene lazım senin divane ömrüm
Nedir durduk yere seni ağlatan
Ne yanıma baksam acı görürüm

Penceresi perdeli ufuklarımın
Patlasa volkanlar yakamaz artık
Posası çıkmış çoktan umutlarımın
Pensede getirsen sıkamaz artık

Olmasın hiçbir şey yerli yerinde
Ortalık karışıp, dağılıp gitsin
O yalan tekrarın bir seferinde
Olmadık bir anda yok olup bitsin
Otlar bitsin hepsinin üzerinde

Lafazan adamın tekiyim evet
Lüzumsuz beklide bu dediklerim
Layık mıdır bilmem sana bu davet
Leyli-nehar sana söylediklerim
Lisanı halinde varken adavet

Akil bir insanın işi de değil
Arsızca namerdin peşinden gitmek
Allahsıza boşa verirsin meyil
Adil olan onu bir yana itmek
Aslı varsa işin o zaman eğil

Tefekkür ağır iş ama gerekli
Tekrarsız hatalar sağlar insana
Tepeden tırnağa açık yürekli
Tertemiz bir ruhla teslimim sana
Tevekkül burcuna teenni ekli

İhsan POLAT 11.02.2009 İspir

**********************

Harun Yigit

Kızmayın lütfen Ben bunları ortaokulda denerdim
Malüm...
Bence bir de AKROSTİK deneseniz derim!

-----------------------------
İhsan Polat

Niye kızayım üstad, bizim de elimizden gelen bu...

-------------------------------
Nilay Savaş

burda şiir paylaşmakta cesaret işi yandık vallahi :)))
---------------------------------
Mustafa Ceylan

GENEL TEKNİK ANALİZ: Şiir GELENEKSEL ve BİLİNEN AKROSTİŞ tekniğinden farklı, sanki, İslâmlık öncesi Orta Asya sözlü gelenek şiirimiz gibi, ADETA MISRA BAŞI KAFİYE yapısı benzeri, 5 liklerden oluşan kuplelerin oluşturduğu her mısra ile AKROSTİŞ YAPILMAYA çalışılmış bir şiir. 6+5 =11 in SARMAL KAFİYELİ dokunuşu...İYİ Mİ OLMUŞ? SES YIĞILMALARI ve VURUNTU diye bir OLGU VAR ÇAĞDAŞ ŞİİRDE, bu biraz ARUZU zorlamakla ortaya çıkan SES HASTALIĞIdır. Kulak zarına BASKI yapan ve aynı ses çağrışımları ile vuran bir yapı ki, ŞAHSEN ben TASVİP ETMEM ses yığını olan bir şiiri. GEYVENİN GÜLLERİ ni yazarken usta şair KARAKOÇ, sevdiğinin adını elbet gizlemeye çalışmış ve kıta başlarında sunmuş; amma, böyle SES YIĞINTISI oluşturmamış... ŞİMDİLİK GENEL TEKNİK ANALİZMİZ BU... Birazdan DETAYA İNECEĞİZ...

------------------------------------
Mustafa Ceylan

Detay 1: ŞİİRİN ANA MALZEMESİ harf... Harften kelime, kelimeden mısra oluşur, ŞİİR ANA MALZEMEYİ biraz ACELECİ ŞEKİLDE KULLANMIŞ. Şiirde KAFİYE mısra sonunda EN SON SES ile gene kulağa ses yansıması gönderir. Şiirin kuplelerinin KAFİYE SESLERİ(İ-A/L-K/T-M/E-N/K-N/M-N/M-N/E-İ/M-İ/E-M) DİR. Görüldüğü gibi, MMMMM-NNNN ağırlıklı sesler. Bu ses zafiyetinin sebebi M_N sesiyle şairler hep kendilerini anlatırlar. BEN-SEN derken BENİM-SENİN derken diye şiiri kurgularlar. Bu ise AZ OKUYAN, ŞİİR HAKKINDA derin sularda ve okyanuslarda dalışlar yapıp İNCİ DANELERİ çıkarmakla sorumlu olan şairin ŞİİRDEN KAÇIŞI, bir başka deyimle KOLAYA KAÇIŞI demktir. Demlenmemiş şiirlerin genel hastalığı da budur. OYSA ALFABE 29 harf, sadece M_N SES YIĞILMASI yerine öteki seslerle de şair raks edebilmeliydi... Kafiyelerden görüleceği gibi İÇİN İÇİ (insana-sana)(gitmek-itmek vb...)kolaycı, yarım kafiyeler ve derine gidemeyen, kendini kendi doğuran kelime doğuşları var...
-----------------------------
Nilay Savaş

ben ne ustayım ne çırak lakin sevgili kardeşim ihsan polat sen çok şiir okumalısın ama sakın yazmaktan vazgeçmemelisin eleştiriler seni iyiye götürecek muhakak bu şiir olmamış...

-----------------------------
Mustafa Ceylan

Posası çıkmış çoktan umutlarımın
bu mısrada DURAK konusu İFLAS etmiş. HECE ŞİİRİNİN olmazsa olmazlarından birisi de DURAK tır. Ayrıca, ŞİİRDE BULUŞ VE ORJİNALİTE yok denecek kadar az. Bundan, kimilerinin İMGE dediği ÜZERİNE ÇİĞDEM kokusu sürer gibi SOMUT + SOYUT birleşimi ile yeni, sadece şaire ait SÖYLEMLER olmalı. Bu söylemler şiiri SOĞUK-YAPAY-SADECE ÖĞÜTÇÜ olmaktan kurtarırdı. Aynanın karşısına geçip KENDİ KULAĞINI çeken bir ÖĞÜTÇÜ ŞAİR edası var şiirde. Yeni bir BULUŞ ve yeni bir SÖZ TOMURCUĞU yok denecek kadar az. Genellikle, ÖĞRETMEN KÖKENLİ OLUP da hamasi tarafı ağır basan şairlerimizin- son dönem İNTERNET HECECİLERİNİN öğütçü yapısına takılı kalmış bir şiirdi. OYSA KENDİNİ ANALİZ EDEN BİR ÇALIŞMADAN bir Necip FAZIL derinliği beklenebilirdi.

-----------------------------------
Mustafa Ceylan

İnanıyorum ki, şairimiz, bu şiirin üzerinde biraz daha duracak ve bu şiiri ENFES BİR ŞEKLE GETİRİP tekrar gündemimize sunacaktır. Yüreğini ve kalemini alkışlıyorum... Teşekkürler...

-------------------------------------
İhsan Polat
Tüm yorumculara teşekkürler, benim için çok aydınlatıcı oldu...aeo