İSİMSİZ MEKTUP, 

DİYOR Kİ:
Dağlar-taşlar, böcekler duydu,  
Yer-gök, yıldızlar dinledi ağladı hâlime 
Bir sen işitmiyorsun,  
Bir sana ulaşmıyor feryadım!   

Bu kadar zor mu anlamak beni?   
Asırlar olsa da aramızda;   
Olsak da ayrı zamanlarda, ayrı yollarda...  

Bunu da anlamış değilim ya,  
Nereden geliyor bu ayrılık,  
Bu derin mesafe?   
Çağlar boyutunda, zaman farkı...  

Kaçma!   
Geçmişin derinliğine gömülüp gizlenme kendinden! 
Kara deliklerin kör girdabına çekilsen de yok olamazsın!   
Ne zaman?   
Nerede? 
Nasıl doğarsın bilemem amma  
Böyle kalmaz! Kalamaz yarım...  

Kim bilir, belki bir sevda çiçeği, 
Belki kardelen olarak zuhur edersin...  
Hangi çağ,  
Hangi mevsim olur bilinmez amma  
Yarım kalmayacak;   
Dinecek yaşanmamışlıkların hasreti...  

Belki yağmur olup;   
Susamış toprağa can olacaksın,  
Belki çiy damlası, gül yaprağında...  

Belki nehirlerin denizle vuslatı,  
Belki karanlık gecenin şafağında;   
Beklenen güneş olacaksın! 

Belki yanmak düşecek hissene,  
Kavrulacak-sın sonsuza dek 
Fakat  
Kaynasa da cehennem volkanları bağrında;   
Sıcağını, ışığını yansıtmanın bahtiyarlığına kanacaksın, 
Yandıkça çoğalacak-sın!

Işığın kuşatacak, bahara bürünecek kâinat
Belki anlarsın o zaman, yaptığın zulmü! 
Dile gelir de güzellikler; 
Verimsiz yanmanın azabı neymiş, anlatırlar belki.. 
Anlarsın işte o zaman, kendine ve bana yaptığın zulmü!   

Kim bilir belki de hiç anlamayacaksın...  
Ya da kim bilir belki de benden ziyade yanmışsın;   
Çoktan tükenmiş-sin de, ben anlayamamışım  

Kim bilir belki anladık birbirimize de;   
NE SEN BOYUN EĞDİN, NE DE BEN...  

Metanet Yazıcı

Kim bilir belki anladık birbirimize de;   
NE SEN BOYUN EĞDİN, NE DE BEN...  

İNADIM İNAD MI DEMİŞ ACABA?
Yürek sesiydi...
Gümbürtüsü sardı cihanı sanki...
Tebrik ve teşekkürler...

:))... Teşekkür Ederim Hocam.