20.04.2008 08:42:55

Kamer Genç Nereye Koşuyor?

Mustafa Ceylan




KAMER GENÇ NEREYE KOŞUYOR ?



Kamer Genç’in söylemlerini değil, eylemlerini kendi penceremden değerlendirmek istiyorum. Çünkü, söylemlerini değerlendiren çok sayıda kalem erbabı oldu…(Peşin peşin belirteyim ki, TBMM' de kavgaya, hele hele çoğunluğun azınlığa yumrukla saldırmasına karşıyım.)



TBMM’ de bel ki en az oyla seçilmiş bir Milletvekili, seçim sisteminin otomatik olarak ceylan derisi koltukları sunduğu, heyecanlı, sözünü esirgemeyen, arada bir kırdığı potlarla medyanın malzemesi olmaktan adeta haz alan bir Milletvekili olarak Kamer Genç bu eylemleriyle nereye koşuyor ?



Dediğim gibi, İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya gibi illerimizden nerdeyse 80-100.000 vatandaşın oyuyla bir Milletvekili seçilirken, Tunceli gibi illerimizden 10-15.000 oya bir milletvekili seçiliyor. Ve böylece de; Kamer Genç’in on misli oy alarak ancak seçilebilen bir Milletvekili, Kamer Genç’ ten daha fazla, onun on katı ses çıkarması gerekmez mi?



Bizim ülkemizde CHP’nin muhalefeti hep tartışıla gelmiştir. Şahsen ben, CHP’ den değil muhalefet, hiçbir şey olmayacağını, hele hele asla iktidar olamayacağını bilen, buna kanaat getirmiş birisiyim. Bel ki bizler göremeyiz de, benim torunumun torunu zamanında CHP ‘ nin başına ve yönetici kadrolarına “ölünceye kadar parlamentoda görev yapmayacak”, bir dönem, bilemedin iki dönem milletvekilliği yapıp, milletin arkadan gelen genç, dinamik yeni nesline hizmet imkânı tanıyacak liderler gelir de, torunumun torunu zamanında CHP iktidar olabilir.



Bu kadar CHP Milletvekili, bir Kamer Genç edemiyor, manzara bunu gösteriyor. Doğru değilse, değil deyin!



Kayseri’ye liman isteyen Milletvekili anlayışından, uyuyan, kuliste sakız çiğneyen, dedikodu yapan, seçmenlerinden kaçan, saklanan, arandığında bulunmayan, bulunduğunda hiçbir iş yapmayan, kendine ve yakınlarına gelince şahin kesilen, sade vatandaşa gelince ardını dönen, vatandaşın taleplerini sigara paketine yazan, seçim bölgesine bayramdan bayrama bile uğramayan, Meclisin yurtdışı görevlendirmelerinde en önde koşan, grup kararlarına ve liderin iki dudağının arasına harfiyen uyan, şık giyinen, cumalarda cemaatin ön safında, yemeklerde baş masada olan milletvekili anlayış ve tutumunda değil Kamer Genç.



Aksine, kullandığı dil ve oluşturduğu cümle yapısı ve hitabetiyle mimikler ve el-kol hareketleriyle; sanki, bir gece öncesinden, Çankaya yokuşundaki bir tavernada veya içkili bir yerde, ön görüşmesi ve planlaması yapılmış, kararları verilmiş hareketleri görüyorum .



Ancak;

Kamer Genç de, bu Meclisin eskilerinden, eskiyen yüzlerinden. O da gelecek seçimlerde gideceğini ve bu meclise geri gelemeyeceğini fark etti. Fark etti de, şimdi bu kere, oyunun şeklini değiştirdi. Bakanlar kurulu veya Başbakan’ın meclisteki koltuğuna oturmakla başladı, kürsü işgali çağırılarıyla devam ettirmekte ataklarını. Çok önceleri “Parti kuracağım” demişti, hatırlayın hele!



Durur mu? Duracak mı dersiniz?

Bence Kamer Genç durmayacak!



Zira, memlekette muhalefet boşluğu var.

Zira, Kamer Genç artık Tunceli’ den değil de; bir daha ki seçimlerde elini sıcak sudan soğuk suya sokmadan rahatlıkla seçileceği bir ilden, mesela Ankara, İstanbul gibi büyük illerin liste başlarından seçilmesi gerekir.

Bunu sağlamanın yolu da, işte atak ve cevval siyaset. Eyleme dayalı, dinamik siyaset yaparak, siyasetin gündem çiçeğini sulama taktikleri geliştirmekte.



Aldı ya, bizim medyanın ve cem-i cümle boşlukta “lidersiz yalpalayan sol’un rüzgârını” ardına, tutana “maşallah” diyeceğim. Tutamaz kimse gayri Kamer Genç’i. Kimse engel olamaz!



Biraz gülüyor, biraz da acıyorum aslında.



Ama renk kazandırıyor siyaset sahnemize doğrusu.



“Gayeye ulaşmak için vasıtaları mübah kabul etme” diye bir anlayış var.



N’olacak sanki?

Bir iki itekleşme-kakışma, sonra, nasıl olsa iş kürsü, iş tribünler değil mi? Hedef belli. O zaman, Kamer Genç, hem Kamer=ay demektir ve ay’ın çıktığı vakitte aldığı, planladığı kararları Genç soyadına yakışır bir şekilde uygulamaya koyacaktır elbette.



Kimsenin buna kızmaya ve yadırgamaya hakkı yok.

Kürsü bağımsızlığı var.

10-15 bin oyla da seçilerek gelmiş de olsa, vekil mi vekil elbette. Konuşacak, eylem yapacak tabii ki. Hele bu son olaydan sonra, düne kadar kendisine hiç sahip çıkmamış nice köşebaşı yazarları ve bazı kesimlerin rüzgârıyla yelkenlerini doldurdu ki, kendini gösterecektir.



Bakın, en iyisi mi, Kamer Genç’i Baykal’ın yerine Genel Başkanlığa getirelim, olmaz mı? Ne dersiniz? Olur mu olur!