13.05.2008 12:20:01

Kara Gözlü Memleketim

Mustafa Ceylan



Ah benim kara gözlü memleketim! Sen neler görmedin, neler yaşamadın ki ve daha daha neler görecek, neler yaşayacaksın.

Şu hale bakın, bir Tv kanalı satıldı diye ortalık toz duman. Bir yanda ağlayıp sızlayanlar, üzülenler; öte yanda "oh olsun, iyi oldu" diyenler.

Bu toz duman arasında bazı gerçeklerin üstü örtülmediğini kim söyleyebilir. Zaten, gündeme atılan "yapay bomba haber"lerin hemen ardında, mutlaka bir "sutre gerisi" vardır. Mutlaka bir başka alanda "alıp götürme, iç etme, işini bilme" eylemi vardır diye düşünmeden edemez olduk.

**

Benim kara gözlü memleketim! Sen ne kadar sabırlısın, ne kadar sebatkarsın, hayranım sana.

Şu ezel-ebed muhalefet CHP'nin bu kanal satışı ile ilgili söylediklerine bak.

CHP Genel Saymanı ağzıyla, "Kanaltürk'ün satışının CHP'nin sorunu olmadığı, hizmet sözleşmesi gereği hesabın faturalar kesilerek kapatıldığı" belirtildikten sonra, "Herhangi bir ilişkimiz yok" denilmekte. İlaveten de; "şimdi yeni sahiplerinin tutumları tavırları biliniyor iktidara yakın bir grup. Nasıl bir çizgi izler onu hep beraber göreceğiz. CHP’nin sorunu değil, CHP’nin ilişkide olduğu kanal değil." denilip mesele su üstünde yazıya dönüştürülmekte.

"Dün dündür, bugün de bugün" mantığı işte...

O görkemli mitinglerle, gerçekleştirilen büyük organizasyonlar sandığa yansımayınca, siyaset fil'i, meşhur "unutkan hafızası" nın deposuna atıyor her şeyi. Sanki ben yaptım, para musluklarının montajını fatura fatura. Sanki ben, yaşa varol, yürü yiğidim, arkanda ben varım diyen bendim. Sanki ben tuttum ellerinden havaya kaldırdım da, kahramanlar kervanına kattım zat-ı şahaneyi...

5 aydan fazla çalışanına para ödeyememiş, vergi borcu yığılmış, kanal frekansı iptal edilmiş, maliye müfettişleri kapıdaymış. Bütün bunlar kötü bir yönetimin sonuçları değil de ne? Bütün bunlar, "medyatik pirim yükseltmek" ve ardından satış için hazırlıklı olmanın gerekçeleri değil mi?

Çok merak ediyorum, benim kara gözlü memleketimin görsel medyası olan TV kanallarının mali yapısını. Kaç bordolu insanları var, ne vergi vermekteler, gider kalemleri ve gelir kalemlerinin kaynakları neler diye? Doğrusu, "Seda Sayanlar gibilerin" dışındakilere, asgari ücret bile ödemediklerini sanıyorum.

Kamuoyuna haber hizmeti sunan bir kanalın bir siyasi partinin emrine ve hizmetine girmesi ne kadar "etik"tir? Haber ve yorumda ne kadar tarafsız olabilir?

Bence, CHP topu taç'a atmakta ve "yıkılan ağaca balta vurmak isteyenlerle bir olmakta ve bana ne, yıkılan yıkıldığı yere kadar gitsin" demektedir. Oysa, perde arkasında asıl meselenin CHP' den akan, akıtılan paralar olabileceğini söylersek yanılmış mı oluruz?

**

Benim kara gözlü memleketim! Sen nelere dayandın, neleri göğsünde taşıdın ve daha daha nelere dayanacak, neleri taşıyacaksın?..

En iyisi mi, Bay Tuncay Bey, Abdüllatif Şener'in "Yeni Partisi"ne girsin, kesin geleceğin bakanı olabilir.

Neden olmasın ?

Nasıl olsa, o'nun artık cebinde bu satıştan elde ettiği önemli bir meblağı var. Gayri bir siyasi parti de kurabilir. "Biz kaçkişiyiz.com" u da satarsa, geliri daha da artar. Parti kurarken sıkışmaz hiç olmazsa. Kuruluş sermayesi sıkıntısını yaşamaz.

**

Benim kara gözlü memleketim!

Seni çok seviyorum.

Sen sabrediyorsun, ben sabrediyorum.