• SiteAna Sayfa
  • Güllük Dergisi
  • Şairlerimiz
  • Arama
  • Üyeler
  • Video
  • Yardım
  • bayrak

Giriş Yap   Kayıt Ol
Oturum Aç
Kullanıcı Adı:
Şifre: Şifremi Hatırlat
 
Gülce Edebiyat Akımı
gulce
Your browser does not support the audio element.

Akdeniz Radyo istek
Tıklayın-Okuyun/Güllük Dergisi

Google Web'de Ara Sitede Ara
Submit Face book
  • 0 Oy - 0 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Konu Modu
Karacaoğlan'da kibir yoktur
Dışarıda Ahmet Özdemir
Yetkili Şair
****
Üyelik tarihi: Jan 2013
Mesaj Sayısı: 593
Konu Sayısı: 593
 
#1
31/12/2013, 12:27
Karacaoğlan'da kibir yoktur


Ahmet ÖZDEMİR
************



Daha önce de sözünü ettiğim gibi, Karacaoğlan, Tanrı sevgisini öne çıkaran tasavvuf şairi değil... Ama dini duygulardan etkilendiği de söylenebilir. Bu dünyanın bütün güzelliklerinin yanında Cenneti de ister. Tanrı'nın bağışlayıcılığına sığınır.. Kıyameti, hesap günü olarak tekrarlar. Dini motiflerin geçtiği dizelerden birkaç örnek vermekle yetineyim:
"Hakk'ın didârını görmek dilerim.", "Tanrı kelamını her dem söyleyen / İdris Cennettedir, Musa Tur'dadır.", "Dert Allah'tan gelir imiş", "Önde sonda vereceksen yârimi / Hemen ver hey güzel Allah hemen ver", "Kadir Mevlâ'm ben günahkar kulunum, / Defterim elimde dürülüp durur.", "Sırat köprüsünde yolum bağlama." ,"Beytullah'ı yapan Halil İbrahim / Kadir Mevlâ'm beni eyleme melil." , "Ben değilim bunu kitap söyleyen / İnip aşkın deryasını boylayan / Dilini tutmayıp gıybet eyleyen, / Oruç tutup beş vaktini kılmasın.", "Zahir batın muradıma ereydim", "Soyundum derviş olmaya", "Hırka ile şalım da yok" "Hacı Bektaş Veli Şeyhlerin piri", "Hırka giyer derviş gibi gezerim"
Elbette, herkesin bir "felsefesi" var. Çünkü felsefe aynı zamanda dünyaya bir bakış tarzı. Felsefe ile dinin amaçları birbirinden ayrılsa da gerçeği tanımak açısından ortaklığı var. Çukurovalı Karacaoğlan bu dünyanın faniliğini biliyor. İslâm dinine inanıyor. Ancak nasıl olsa sona erecek diye yas tutmak yerine bu dünyayı doyasıya yaşamak yolunu seçenlerden ki, bu da onun felsefesi. O Bu dünyada Tanrı'nın lütfettiği nimetlerin tadına vararak yaşamayı dünya görüşü haline getirmiş. Buna rağmen, halk, ona "ermiş - evliya" gözüyle bakmış, mezarı sanılan yerlerde adaklar adamıştır. Oysa, Karacaoğlan'ın kendisine yakıştırılan bu dinsel sıfatlarla bir ilgisi yoktur. Dahası, kimi zaman dini kavramları şaka konusu yapar: Şu örnekleri verebiliriz:
"Şu dünyada sevdiğine sarılan /Ahirette sual sorulmaz imiş"
"Güzel sevmek günah değil Dört kitapta yerin gördüm"
"İslam dinini yastılar / Beni yârimden kestiler"
Onun doğaya, insana, sevgiye, aşka verdiği önemle birlikte, kibre, benliğe, sosyal statüye değer vermediğinden dolayı bir Hak aşığı olduğunu ve bu yönüyle Alevi gelenekten geldiğini söyleyenler çıktı. Karacaoğlan'ın inanç felsefesinde; Tanrı, iki omuza iki melek oturtup kulun her işini ve davranışını tartan ve saniyesinde sevaba ve günaha vuran, günah kayıtları ağır geleni, cayır cayır cehennemde yakacak olan biri değil. Ona göre Tanrı, güler yüzlü, sevimli... O'nunla senli benli konuşur. "Güzel Allah'ım" der.
Bir felsefeci, "Güzel nedir?" " Sanat nedir?", "Estetik izafi midir, belirli sınırları var mıdır?" benzeri sorulara yanıt vermeye çalışır. Karacaoğlan, olağan üstü bir gözlemci, gördüklerini kendi iç dünyası ile harmanlayıcı ve dizelerini fırça olarak kullanarak gözlerimizin önüne doyulmaz güzellikte tablolar koyucudur.
Karacaoğlan şiirlerinde güzel anlatılmaz, güzelin resmi yapılır. Onun güzeli, kömür gözlü, sırma saçlı, ok kirpikli, ceylân bakışlı, ince sedef dişli, bal ve kiraz dudaklı, gül yüzlü, siyah zülüflü, mor belikli, tülü maya yürüyüşlü, güvercin duruşlu, keklik sekişli, kumru sesli, yayla çiçeği kokuşlu, usul boylu, püskürme benli, kınalı parmaklı, kadife şalvarlı, şal kuşaklı, ala gözlü, gümüş halhallıdır. Bu güzeli, bir doğa manzarası içerisine yerleştiriniz ve fondaki doğayı gözlerinizin önüne getiriniz: En arkada dağlar ve karlı, gırcılı boranlı, etekleri ormanlı, çıplak tepeli, ala bulutlu, sulu sepkenli, mor sümbülü, yeşil ardıçlı yaylalar olsun. Görüntü bir az daha yakınlara gelsin: Bağlar ki reyhanlı, sarı çiğdemli, laleli, menekşeli, nergisli, tomurcuk güllü olsun. Bir yanda, ovalar; görülsün, o ovalar ki kekik kokulu, çakırdikenli, kara çalılı ve yemyeşil otlarla bürünsün.
Belli ki yaz bahar aylarının geldiği demdir. Ilgıt ılgıt seher yellerinin estiği bu yemyeşil ovalarda ve yaylalarda Arap atları, tülü mayalar, akça cerenler, emlek kuzular, kınalı keklikler, çakırdoğanlar, yavru şahanlar, telli turnalar, üveyikler, kırlangıçlar, turaçlar oynaşmaktadır. Göllerinde sığınlar, yâni benekli geyikler, ördekler, ağca kuğular yüzmekte, bahçelerinde kumrular, garip bülbüller ötmektedir.
Öte yandan, bir göçebe yaşamından görüntüyü, kara çadırları, beserek develeri, davarları, koyunları, kuzulan, Arap atları; at üstündeki yiğitleri; allı yeşilli birbirinden alımlı Türkmen kızlarını, ötüşen kuşları, buz gibi suları; yemyeşil yaylaları koyabilirsiniz.
Karacaoğlan'ın şiiri bir resimdir. O resmin içinde hep güzeller vardır. Bu güzeller Türkmen anaları, bacıları, yavuklularıdır. Bu güzeller bütünüyle doğanın kendisidir. Yurt manzaraları, insan manzaraları, Karacaoğlan şiirinin, duygu, anlam ve âhenk uyumu gibi, yerli yerindedir. Ne bir fazla, ne bir noksan. Bir güzelin saçının telinden ayak parmaklarına kadar bütün ayrıntıları ile anlatan onlarca şiirinden dörtlükler, dizeler örnek gösterebiliriz.
Gözle görülen nesneler, kulakla işitilen bir müzik, dil ile tadılan bir yemek, koklanan bir çiçeğin kokusu gibi beş duyu ile algılananlar yanında güzel ahlak gibi soyut kavramlar da güzellikle ilgili... Felsefedeki estetik yaklaşımda ruhbilimsel güzellik tanımı tarihte felsefenin incelediği bir konu ve felsefenin temel dallarından bir oldu.
Güzel olanın bakılana değil bakana göre mi belirlendiğini ya da bakana değil bakılana özgü mü olduğunu felsefeciler tartışa gelmektedir. Aslında Karacaoğlan dört yüz yıl önce bu tartışmalara noktayı koymuş. Bakınla bakılanı özdeşleştirmiştir.
Alıntı  
Tweet      
     


Benzeyen Konular
Konu: Yazar Cevaplar: Gösterim: Son Mesaj
  Karacaoğlan'da estetik Ahmet Özdemir 0 795 27/10/2014, 23:22
Son Mesaj: Ahmet Özdemir
  Karacaoğlan'ın yaşadığı çevre Ahmet Özdemir 0 923 27/10/2014, 23:21
Son Mesaj: Ahmet Özdemir
  Karacaoğlan'ın çevresi Ahmet Özdemir 0 745 25/10/2014, 22:57
Son Mesaj: Ahmet Özdemir
  Karacaoğlan söylencelerinden Ahmet Özdemir 0 761 25/10/2014, 22:55
Son Mesaj: Ahmet Özdemir
  Karacaoğlan'ın öldüğü yer Ahmet Özdemir 0 950 23/10/2014, 18:41
Son Mesaj: Ahmet Özdemir
  Karacaoğlan hakkında önemli bir belge Ahmet Özdemir 0 1,087 22/10/2014, 22:20
Son Mesaj: Ahmet Özdemir
  Karacaoğlan Ahmet Özdemir 0 824 21/10/2014, 19:52
Son Mesaj: Ahmet Özdemir
  Karacaoğlan'da toplum sorunları Ahmet Özdemir 0 945 31/12/2013, 12:26
Son Mesaj: Ahmet Özdemir
  Karacaoğlan'ın felsefesi Ahmet Özdemir 0 1,102 31/12/2013, 12:25
Son Mesaj: Ahmet Özdemir
  Karacaoğlan şelale şiir akşamlarının ardından Ahmet Özdemir 0 1,061 25/09/2013, 06:58
Son Mesaj: Ahmet Özdemir

Digg   Delicious   Reddit   Facebook   Twitter   StumbleUpon  


Konuyu görüntüleyenler:
1 Misafir

Mustafa Ceylan |
  •  
  • Yukarı dön  
  • Lite mode  
  •  Bize Ulaşın


Dost Sitelerimiz:

Türkçe Çeviri: MyBB Türkiye
Üretici: MyBB, © 2002-2023 MyBB Group-Theme © 2014 iAndrew

Sitemizde yer alan eserlerin telif hakları şair-yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir.(Haberleşme : ceylanmustafa_07@hotmail.com)
Doğrusal Görünüm
Konu Görünümü
Yazdırılabilir Sürüm
Konuya Abone Ol
Konuya Anket ekle
Konuyu Arkadaşına Gönder