SiteAna Sayfa
Güllük Dergisi
Şairlerimiz
Arama
Üyeler
Video
Yardım
Giriş Yap
Kayıt Ol
Oturum Aç
Kullanıcı Adı:
Şifre:
Şifremi Hatırlat
Beni Hatırla
Your browser does not support the audio element.
Akdeniz Radyo istek
Tıklayın-Okuyun/Güllük Dergisi
Web'de Ara
Sitede Ara
0 Oy - 0 Yüzde
1
2
3
4
5
Konu Modu
KAYGUSUZ RİSALESİ (6)
Mustafa Ceylan
Site Yönetimi
Üyelik tarihi:
Nov 2008
Mesaj Sayısı:
2,007
Konu Sayısı:
1,502
#1
08/12/2013, 15:17
(Bu mesajı son düzenleyen: 08/12/2013, 18:22
Mustafa Ceylan
.)
KAYGUSUZ RİSALESİ (6)
KAYGUSUZ RİSALESİ DEVAMLA :
"-(Bu) gözlerinüze penbe niçün koydınuz? Kaygusuz Baba eyitdi:
-Sultânum, bizüm 'âdetimüz odur ki, kangı beldeye vardukda ol vilâyetün pâdişahına mûti oluruz ve her kangı dıraht-ı müntehâ sâyesinde karâr kılduksa âna hayır-du'â iderüz. hâlâ, sizün taht-ı hükümetinüzde gelüb size tâbi' oluruz. Sâye-i devletünüz de bir kaç gün bu Yûsuf Peygamber tahtını ziyâret eylemek murâdumuz idi. Siz, bu dünyâya bir gözle bakub, biz iki gözle bakmâk revâ değüldür. Biz dahı bir gözle bakaruz. (Ânun çün gözlerimüze penbeyi yapışdurduk) ki, tâbi'inden olavuz.
Çünkü kim Mısr pâdişâhı Kaygusuz Baba'nın bu sözlerini işidüb, gönlüne bu hakikâtlü cevâbun eşîr itdi. Bu söz, gâyetle pâdişâha höş geldi Eyitdi:
Şeyhi takdir hudâ ezel-i lem yelez böyle yazmış ne ki Hakkdan geldi hoş geldi. Gözlerinüzden penbeyi kaldurun. Bu Yüsuf Peygamber tahtını iki gözile ziyâret idün. Andan Sultân Kaygusuz Baba: (eyitdi)
(Sultân'un), bir "du'â" eyleyelüm, siz de "âmin" diyünüz. Tâ ki Hakk Sübhâne ve Ta'âlâ (Hazretleri) katında du'âmuz müstecâb ola. Ellerimüzi yüzlerimüze sürelüm. Gözlerimüzden penbeyi kaldıralum. Hakk Ta'âlâ Hazretleri'nün kudretini müşâhede kılalum.
Ol sâ'at, Kaygusuz Baba Sultân iki ellerini semâya kaldurub, du'â kılub Resûlu'llâh Şalla'llâhu Ta'âlâ Aleyhi vesselem Hazretine ve evlâdlarını şefi getürdi. Hakk Ta'âlâ Hazretine münâcât (ve 'arz-ı hâcât) eyledi.
Padişâh dahı veziriyle dest-i du'âya el kaldırub "amin yâ Mu'în" didiler Ve bu du'Âda hâzır olan 'ulemâ vü "Ümmü'l Kur'ân " okuyub "Veleddâlîn, âmîn" diyüb ellerini yüzüüne sürdiler . Ve gözlerinden prdeyi kaldurdılar . Yüzleri ve gözleri açıldı.
Pâdişâh dahı ellerini yüzüne sürdi. Ol sâ-at Hakk Ta'âlâ'nunavn-ı inâyetiyle (vel evliyânun velâyeti-i kerâmâtıyla pâdişâhun dahı ol a'mâ gözleri açılub rüşen oldı ve dünyâyı gördi.
Gönline ilham-ı Rabbanî vârid olub bildi kim, Kaygusuz Baba Sultân (velâyet) kerâmet şâhibi Ehl'il-lâh'dur.. Ve evliyâya hizmet eylemiş, mürşide irişüb bir pîr olmış, evliyâdan şafâ-nazar u himmet olmuş, ânun kim oldugınbildi. Hemân-dem Mışr pâdişâhı ihtiyârsuz yirinden turub tahtından aşağı inüb Baba Kaygusuz'un elin öpdi ve ayaklarına yüzin sürdi. Cân u gönülden muhibb ü muhlis olun eyitdi:
-Yâ Şeyh, dile benden ne dilerse! Ol zamân, Baba Kaygusuz Sultân bu şi'ri bünyâd idüb çok nesne diledi. Mışr pâdişâhından:
SULTAN KAYGUSUZ BABA MÎ-FERMÂYED Şİ-R
Söz başında zikir idelüm Allah’ı niyaz ile,
Cânu gönülden direm laf degüldür söz ile
Yâ ilâhi kapunda birkaç dileklerüm var
Hele şimdiki halde cengüm var boğaz ile.
Onbin koyun bin deve be bin de şu sığırı
Beşbin tavuk bin ördek daha bunca kaz ile
Mâ-hazar lokmaları dâ'im nasib kıl bize
Üçyüz otuz azmânî yidi bin öküz ile
Dâne pirinç zerdeler paça tirid gördiler
Tâze çevirme bir yanân kaba helvâ koz ile
On bağçe alma, armud on dahı her dürlüden
On dahı şeftalüden zerdalü kiraz ile
Bin karaoğlan bin karavaş hizmet-kâr
On bin Rûm mahbûbı, biş bin Mogol hız (kız) ile
Hûrî-şıfât nigârlar ilikleri âşıkâr
İbrikleri cân alur sükker agzında ezile
Tabl(u) zurna nefesle hazretünde çalınur
Dâ-im müdde'î görsün ânı ol kör göz ile
Bunca sözi söyledük bize bâkî kalur yok
Kaygusuz'a nazareylegil bir güler yüz ile
Çün kim Baba Kaygusuz bu beyitleri bünyâd idüb fi’l-hâl Mısr pâdişâhı (huzurnda söyledi. Pâdişâh) kulak tutub min evle ilâ-âhir fi’l-cümle dinlerdi. Gördi kim, Baba Kaygusuz’un (talep kıldugı şey gâyet mübâlagadur, fikr idüb bu sözlerün hakîkatine nazar kıldı. Bildi kim) Baba Kaygusuz’ un murâdı mâl-i dünyâ degüldür. Tutalum bu talep kıldugı şey gayretle mubalagadur. Eyitdüklerin cem idüb virilse dahı neylesün?
Bunlar dünyâ sıfatıdur, baki kalmaz. Hemân muhabbete bir güler yüze ışk olsun. Kaygusuz Baba, Sultân’a nazarıla, bir güler yüz ile didiği dem, pâdişâhun gönli hôş oldı. Oturdugı yirde tebessüm kıldı, buyurdı kim:
-Yâ şeyh, senün bu istedügün şeyleri bizler cümle virelüm, sana, didi. Baba Kaygusuz eyitdi:
-Pâdişâhum, dünyâda murâdumuz, pâdişâhun gönli hoşlugı ve beden sağlıgıdur, yohsa cihânda bilinmedük ve görinmedük nesne kalmamışdur. Hele şimdiki hâlde işbu benüm keşkülümi bal ve yağ ile toldurun, dahı nesne lâzım degüldür, (diyüb) kendi elin sunub belinden bir küçigez keşkül çıkardı sunuvirdi. Pâdişâh buyurdı Kiler Emiri olan kimesnelere:
-Alun, şeyhün keşkülin bal ve yağıla toldurun, didi. Anlar dahı gelüb Baba Kaygusuz’ un elünden (ol) keşküli alub kiler kapusına geldi. Kapunun miftâhları eline aldı, kapuyı açdı. İçerü girdi. Fikr eyledi kim, bu keşkülün içine evvelâ bal mı koyam, yohsa yağ mı koyam deyüb, evvel bal koyub üzerine yağ koyub virelüm, (didi) pes yağ küpünün ağzun açub bir kefçe ile birkaç kefçe yağ koyub bakdı gördi ki her koydukça, ol keşkülün içinde gâ’ib olurdı. Ve’l hâsıl cümle küpleri boşaldub ne denlü yağ vârısa, ol keşkülün içine koyub tolduramadı. Fikr eyledi, kim bal ile tolduram. Bu def’a bal fuçılarınun ağzın açub ol kilerün içinde ne denlü bal, yağ varısa cümlesün ol keşkülün içine koydı. Henüz dahı nısfına geldi. Kiler Emiri bu hâle ta’accüb idüb, hayrân kaldı. Keşküli anda koyub, geldi. Pâdişâhun kulağına söyledi :
-Pâdişâhum, her ne denlü bal ve yağ varısa cümlesün koydum, ol keşküli tolduramadum, didi. Pâdiâh eyitdi :
-Var, getür, ol keşküli, erenlerün nazarında koyub, özr dile, bundan sonra dahı ne denlü koysan dolduramazsun. Heman vâr getür, didi Kiler emîri ol keşküli getürdi. Kaygusuz Baba’ nun nazarında kodı, özr diledi. (Anda) hâzır olan cemi’i vüzerâ vü ümera vü sulehâ vü ulemâ vü fakîr her kim varsa görüb ( bu hâlde) ta’accüb kıldılar.
“Kaygusuz Baba gerçek erdür” didiler ve küllî hep yirlerinden turub ellerün öpüb, ayaklarına yüzlerin sürdiler. Kaygusuz Baba Sultan ol vakt yirinden turub, pâdişâhı selâmlayub vedâ eyledi.
*
Ve
GÜLCELEŞEN MISRALARLA BİZ DEVAMLA :
Padişah:
“Bir gözünüze pamuk koyup
Üstünü penbe bezle niçin sardınız?
Niye bu bir gözün kapatılması?
Söyleyin niye?”
Kaygusuz Baba :
“Sultanım,
Bizim 'âdetimiz odur ki,
Hangi beldeye varırsak
O vilâyetin pâdişahına mûti oluruz
Ve ona ve memleketine hayır-du'â ederiz.
Devletiniz sayesinde bir kaç gün
Bu Yusuf Peygamber tahtını
Ziyaret eylemek muradımızdı.
Siz,evet Sultanım siz
Bu dünyaya,
Bu mübârek topraklara bir gözle bakarken,
Bizim iki gözle bakmamız
Yakışık almazdı.
Biz de tek gözle bakalım dedik
Penbeyi yapıştırdık gözlerimize”
Çok memnun oldu bu cevaba padişah
Ve
“Hüdâ takdiri, yazan böyle yazmış
Hakk’dan geldi hoş geldi.
Kaldırın gözlerinizden penbeyi
Bu taht Yusuf Peygamber tahtıdır,
Bu diyâr O'nun diyârıdır,
Ziyaret edin iki gözle, seyredin... “
Sultan Kaygusuz Baba:
Sultân'ım
Bir "du'â" eyleyelim,
Siz de "âmin" deyiniz
Tâ ki Hakk Sübhâne ve Ta'âlâ katında
Du'âmız kabul ola.
Ellerimizi sürelim yüzlerimize
Ve
Gözlerimizden kaldıralım perdeyi.
Hakk Ta'âlâ Hazretleri'nin kudretini
Müşâhede kılalım.”
O saat, Kaygusuz Baba Sultan
İki ellerini semâya kaldırıp,
Dua etti
Göklerin bilmem kaçıncı katına çıkar gibi
Suyun gözesinden fışkırıp inlemesi gibi
Tayfunun sularda dalgaları sürüklemesi gibi...
Ağlaya ağlaya gözleri kör olmadı mı
Yakup Peygamber'in
Ve açılmadı mı
Yusuf'un gelişiyle?
Duanın gücü işte bu
Sevginin gücü...
Padişah da veziriyle birlikte
"amin-amin" dediler.
Ve cümle ulemâ
Mecliste her kim varsa
"Veleddâlîn, âmîn" deyip
Sürdüler ellerini yüzlerine,
Ve
Kaldırdılar perdeyi gözlerinden,
Yüzleri ve gözleri açıldı.
O esnada,
A'mâ gözleri açılıverdi Padişah'ın
Aydınlandı dünyası.
Duadır, delinen ozan tabakasının yarasını saran
Duadır, ekvatorun sancısını gideren
Duadır, dağların öfkesini baharlara çeviren
Sığınak, mucize, huzur duadır...
Ve orada bulunan herkes
Anladılar Kaygusuz Sultan'ın
Gökle yerle sevdasını.
Anladılar piri Abdal Musa'sını
Anladılar ilim irfan deryasını
Önce şaşkınlık ve sonra suskunluk
Yağmur sonrası hava
Çiğ yağışı yaprağa, yeşil otlara
Mis gibi insan iklimi
Mis gibi doğa kokusu...
Ve Padişah inip tahtından aşağı
Öptü Baba Kaygusuz'un elini
Ve
Saygı gösterip
Buyur etti,
Sarıldı, seherlerin ışığa sarılışınca
Sarıldı, hamurun teknede karılışınca
Sarıldı, müjdenin gurbettekine verilişince..
Padişah :
“Yâ Şeyh, dile benden ne dilersen!”
O zaman, Baba Kaygusuz Sultân
Bu şi'ri söyledi:
SULTAN KAYGUSUZ BABA MÎ-FERMÂYED Şİ-R
Söz başında zikir idelüm Allah’ı niyaz ile,
Cânu gönülden direm laf degüldür söz ile
Yâ ilâhi kapunda birkaç dileklerüm var
Hele şimdiki halde cengüm var boğaz ile.
Onbin koyun bin deve be bin de şu sığırı
Beşbin tavuk bin ördek daha bunca kaz ile
Mâ-hazar lokmaları dâ'im nasib kıl bize
Üçyüz otuz azmânî yidi bin öküz ile
Dâne pirinç zerdeler paça tirid gördiler
Tâze çevirme bir yanân kaba helvâ koz ile
On bağçe alma, armud on dahı her dürlüden
On dahı şeftalüden zerdalü kiraz ile
Bin karaoğlan bin karavaş hizmet-kâr
On bin Rûm mahbûbı, biş bin Mogol hız (kız) ile
Hûrî-şıfât nigârlar ilikleri âşıkâr
İbrikleri cân alur sükker agzında ezile
Tabl(u) zurna nefesle hazretünde çalınur
Dâ-im müdde'î görsün ânı ol kör göz ile
Bunca sözi söyledük bize bâkî kalur yok
Kaygusuz'a nazareylegil bir güler yüz ile "
Padişah dinledi
Can kulağı ile…
Gördü ki, Baba Kaygusuz’un talep kıldığı şey
Gâyet mübalâğadır,
Fikredib bu sözlerin hakîkatine nazar kıldı.
Bildi ki
Baba Kaygusuz’ un muradı
Dünya malı değildir.
“Tutalım bu talep ettiği şey
Abartıdır, misaldir.
Söyedikleri cem edilip verilse dahi
Neylesin?
Bunlar dünya sıfatıdır, baki kalmazki.
Bu muhabbette bir güler yüz ki
Hoşça bir örnekleme ki
Aşk olsun. “
Gönlü hoş oldu padişahın
Oturduğu yerden, tebessüm ederek:
“Yâ şeyh, senin bu istediğin şeyleri
Cümlesini sana verelim, olmaz mı?”
Baba Kaygusuz :
“Pâdişahım, dünyada muradımız,
Gönül hoşluğunuz
Beden sağlığınızdır,
Yoksa
Cihanda bilinmedik ve görünmedik
Nesne kalmamıştır.
Hele şimdiki halde
İşbu benim yemek kâsemi
Bal ve yağ ile doldurun,
Başka bir şey istemem.”
Deyip
Belinden küçümen bir kâse
Bir çanak çıkardı
Sunuverdi.
*
İsterim
Muhabbet vaktinde gülen bir yüz
Aşk vaktinde çağıldayan bir gönül
İsterim
Hoşça bakıp kâinatta her ne varsa hepsine
Dikeniyle çalıyı, gagasıyla atmacayı, pençesiyle kartalı
Cümlesini her hâliyle
Sevecek kocaman bir yürek
İsterim
Eksiltmeye, tamamlaya; kırmaya bütünleye
Dolu kadar boşun olduğunu bilmeye
İsterim,
Senden seni isterim...
*
Pâdişâh,
Kiler görevlilerine :
Alın, şeyhin kâsesini
Doldurun bal ve yağile”
Kiler görevlisi alıp kâseyi
Vardı kilere, açtı kapıyı
Girdi içeriye
Evvelâ bal mı koyam, yoksa yağ mı koyam?
Dedi düşündü
Ve
Yağ küpünün açıp ağzını
Birkaç kepçe yağ koydu
Küçümen kâse içinde
Ne kadar koyarsa koysun
Kayboluyordu hepsi
Özetle
Cümle küpleri boşaltıp
Ne kadar yağ var ise
O küçümen çanağı dolduramadı.
“Olacak gibi değil,
Bakalım bal ile dolduralım n’olacak”
Dedi.
Ne kadar bal varsa doldurdu da doldurdu
Amma
Dolmak bilmiyordu bir türlü.
Oraya bıraktı kâseyi
Vardı Padişahın yanına
Ve usulca kulağına
“Padişahım,
Dolduramadım,
Kilerde ne kadar
Bal ve yağ varsa
O küçümen kâseye dolduramadım
Kaç kepçe koyduysam
Yok etti, yuttu sanki.”
Padişah:
“Var, getir, o kâseyi
Koy erenlerine nazarına
Ve özür dile
Ondan sonra
Ne yaparsan yap, doldurmaya çalış"
Kiler görevlisi bir çırpıda
Kaptı getirdi ufacık kâseyi
Ve meydana koyup özür diledi
Şaşırıp kaldı cümle erenler, evliyâlar
Şaşırıp kaldı o mecliste oturanlar.
Ve cümlesi heyetin:
“Kaygusuz Baba gerçek erdir”
Deyip sarıldılar ellerine
Kaygusuz Baba Sultan
Veda vakti geldi deyip
Cümlesin selamlayıp
Padişah’a veda etti
*
Kim
Bilir?
Ne bilir?
Erenlerin
Can gözünü hey!
Görür görülmezi,
Bilir bilinmeyeni,
Hikmet gizlidir sözünde
O gözler ki, içinde ağlama yanığı
O gözler ki, uyumuşların en uyanığı
İçinde kalabalık caddelerin sancılı gürültüsü
İçinde Mısır tahtlarının tuğrasız en son süsü
Bir odanın lavanta selamlı insan kokusu
Ve bebek ellerinde masumiyet
Kim
Bilir?
Ne bilir?
Bilinmezin anlamı zorlayan sesinin yansıması
En eski zamanların yenileşmiş çimeni
Canavar uykularını bulutsu tenhalarda eriten
Küflü mağaraları ışıklarla dirilten canım hey!
Baş dönmesinin inanılmaz kıvılcımı
Tarifsiz yüklerin omuzlardan alınışı
Ağız diplomasisinin yerle yeksan oluşu
Samimiyet goncalarının secdeye kapanışı
Umutların filizine çalan dip müziği
Okyanus kırılmasının damladaki türküsü
O
O
O gözler ki,
Çifte güvercin kanadı gönül şadırvanında
O gözler ki,
Yolcuları dinlendiren, deli toynaklara gem vuran
Yol ayrımı hanlarında…
*
Teşbihin tesbihlemesine iflâs edip dökülmesi
Tane tane kaldırım taşlarında yuvarlanması
Mantığın soyunması iğreti libaslarından
Ve
Aşkın doldurması yeri göğü…
Kıyasen hukuk, müşahhas topukta zaman
Söz derler bir gökdelen, sırça köşklere inat
Kaygusuz ağaçların meyveye durması dal uçlarında
Kaygusuzca…
*
Penbeye kapat gözlerini
Penbeye boyanmadan şu köhne dünya
Sayki zemberek sendeledi, kırıldı dişli
Sayki bu gelişli gidişli yerin çatladı karnı
Unutma, herkesten evvel sen
Pembeye kapat gözlerini
Siyahın yanık bağırı zeytin çekirdeğinde
Kar fırtınasının aklığı durur biliyor musun?
Küçümen bir tabak indir dost mutfağının masasına
Aç musluğu sonuna kadar balam
Kaç dakikada sele dönecek meydan
Ve
Anla evliyânın yağ-bal tasındaki sırrı
Olur mu?
*
İstemek
Evet ya istemek
Sınırsız çizgilerin ötelere uzanışı
Tüp kadar mide oysa,
Fındık kadar beyin
Ortasına valsi var aslında
Her şeyin…
Kudret helvasıdır sunulan şimdi
Binitsiz takvimlerin elleriyle
Yeterli değilse şayet cümlesi
Varın,
İstediğiniz kadar
İsteyin de isteyin…
Bir mektup yazdım geçmedi mi eline?
Postanın tekeri mi kırıldı acaba?
Yüzüne düşmemiş mısralarımın hikâyesi
Bakışların duru göl suyu içinde yok saçlarım
Anlıyorum, sana ulaşmanın zorluğunu yâr
Yürek sesimi sen değil amma
Yetmiş iki millet duyar…
------------------------Devam Edecek----------------------
Alıntı
osman7159
Site Yönetimi
Üyelik tarihi:
Sep 2008
Mesaj Sayısı:
1,772
Konu Sayısı:
555
#2
08/12/2013, 17:44
Bizim Kaygusuz sizin Kaygusuz'un gölgesinde emekleyecek galiba.
http://vk.com/club35666845
Alıntı
Mustafa Ceylan
Site Yönetimi
Üyelik tarihi:
Nov 2008
Mesaj Sayısı:
2,007
Konu Sayısı:
1,502
#3
08/12/2013, 18:20
Olur mu Üstadım,
Sizin kaleme aldığınız da muhteşemdi...
Biz, Kaygusuz'un MENAKIBNAMESİ'ni gülcelerle güncelleyip sadece bu konuya ait kitap çalışması yapmaya çalışıyoruz.
O sebeple detaylı ve uzun bizimkisi...
Asıl metni de Gülceleşen mısralarımızın üstünde veya arasında vermekteyiz..
*
Teşekkürler Osman Hocam..
Selâmlar, saygılar...
Alıntı
osman7159
Site Yönetimi
Üyelik tarihi:
Sep 2008
Mesaj Sayısı:
1,772
Konu Sayısı:
555
#4
08/12/2013, 18:55
Ben de bunu demek istiyorum zaten. Bizim ki kısa bir hayat hikayesi sizin ki ise bir kitaplık çalışma. Selam ve saygı ile.
http://vk.com/club35666845
Alıntı
Tweet
Benzeyen Konular
Konu:
Yazar
Cevaplar:
Gösterim:
Son Mesaj
KAYGUSUZ RİSALESİ (5)
Mustafa Ceylan
0
1,028
06/12/2013, 13:04
Son Mesaj
:
Mustafa Ceylan
KAYGUSUZ RİSALESİ (4)
Mustafa Ceylan
0
1,263
06/12/2013, 02:05
Son Mesaj
:
Mustafa Ceylan
KAYGUSUZ RİSALESİ (3)
Mustafa Ceylan
0
1,132
05/12/2013, 23:52
Son Mesaj
:
Mustafa Ceylan
KAYGUSUZ RİSÂLESİ (2)
Mustafa Ceylan
0
1,217
05/12/2013, 23:50
Son Mesaj
:
Mustafa Ceylan
KAYGUSUZ RİSÂLESİ (1)
Mustafa Ceylan
2
2,396
27/11/2013, 02:13
Son Mesaj
:
Mustafa Ceylan
KAYGUSUZ ABDAL(Bölüm: 4)
Mustafa Ceylan
0
1,075
26/08/2013, 00:49
Son Mesaj
:
Mustafa Ceylan
KAYGUSUZ ABDAL(Bölüm: 3)
Mustafa Ceylan
0
1,064
15/05/2013, 00:33
Son Mesaj
:
Mustafa Ceylan
KAYGUSUZ ABDAL(Bölüm: 2)
Mustafa Ceylan
1
1,682
20/02/2013, 03:18
Son Mesaj
:
osman7159
KAYGUSUZ ABDAL MENÂKIBNÂMESİ'NİN TRANSKRİPSİYONLU VE GÜLCE'Lİ METİNLERİ(Bölüm:1)
Mustafa Ceylan
1
2,440
19/02/2013, 16:58
Son Mesaj
:
M.YAZICI
Lütfen seçim yapın:
--------------------
Özel Mesajlar
Kullanıcı paneli
Kimler Çevrim içi
Arama
Ana Sayfa
GÜLCE EDEBİYAT AKIMI
-- GÜLCE ŞİİR TÜRLERİNE GÖRE ŞİİRLER
---- BULUŞMA
---- ÇAPRAZLAMA
---- TRİYOLEMSİ
---- ÜÇGÜL
---- ÜÇGEN
---- DÖNENCE
---- TOKMAK
---- AKROSTİK
---- SONE'M
---- GÜLCE
---- TEKİL
---- YİĞİTCE
---- YUNUSCA
---- BAHÇE
---- SERBEST ZİNCİR
---- ÖZGE
---- GÜLİSTAN
---- YEDİVEREN
---- TUĞRA
-- GÜLCE YAZAN ŞAİRLERİMİZİN GÜLCE ve DİĞER ŞİİRLER
---- (H)
------ Harun YİĞİT
------ Harun YİĞİT
------ Hasan ULUSOY
------ Hasan ULUSOY
------ Hatice ALTAŞ(Asi Çiçek)
------ Hatice ALTAŞ
------ Hacer KOZAN
------ Hatice KATRAN
------ Hatice KATRAN
------ Hikmet ÇİFTÇİ
------ Hülya EKMEKÇİ
------ Hülya EKMEKÇİ
---- (I-İ)
------ İbrahim COŞAR
------ İbrahim COŞAR
------ İbrahim İMER
------ İbrahim İMER
------ İbrahim ETEM EKİNCİ
------ İbrahim ETEM EKİNCİ
------ İhsan ERTEM
------ İhsan ERTEM
------ İsmail KARA(Karozan)
------ İsmail KARA(Karozan)
---- (K)
------ Köksal KIRLIOĞLU
---- (M)
------ Mahir BAŞPINAR
------ Mahir BAŞPINAR
------ Mehmet NACAR
------ Mehmet NACAR
------ Mehmet ALUÇ
------ Mehmet ALUÇ
------ Mehmet ALUÇ
------ Mehmet ÖZDEMİR
------ Mehmet ÖZDEMİR
------ Meltem ARAS
------ Meral ADAK
------ Meral ADAK
------ Melahat TEMUR
------ Mevlüde DEMİR
------ Mevlüde DEMİR
------ Miktad BAL
------ Miktad BAL
------ Mübeccel Zeynep ÜNALAN
------ Mübeccel Zeynep ÜNALAN
------ Muhammed İsa ÖZTÜRK
------ Muhammed İsa ÖZTÜRK
------ Mehmet Ziya DİNÇ
------ Mehmet Ziya DİNÇ
------ Mustafa CEYLAN
------ Mustafa CEYLAN
------ Mustafa CEYLAN
------ MUSTAFA CEYLAN(Editör)
-------- Mustafa CEYLAN
---------- Mustafa CEYLAN(On Punto Yazıları)(Makaleler)
---------- GÜNE BAKIŞ
---------- TAŞ YAĞMURU(Ceylan'ın kaleminden)
---------- Hakkında Yazılanlar
---------- DİĞER ŞİİRLERİ
---------- Hayatı
---------- Sanatı
---------- Hocaları
---------- Çocukluğu
---------- Gençliği
---------- Özlü Sözleri
---------- Önsöz Yazdığı Kitaplar
---------- Siyasete İlgisi
---------- Bestelenen Şiirleri
---------- Fotoğrafları
---------- Mühendisliği
---------- Düzenlediği Etkinlikler
---------- Konferansları
---------- Yer Aldığı Antolojiler
---------- Kitapları
---------- EZAN SUSMAZ Kitabı içindekiler
---------- "YANDI BU GÖNLÜM"-Hacı Bayram Veli Kitabı içindekiler
---------- TAHİR KUTSİ MAKAL Kitabı İçindekiler
---------- SEĞMEN RUHU Kitabı İçindekiler
---------- TOROSLARIN TÜRKÜSÜ Romanı
---------- Armağan-2(AHMET TUFAN ŞENTÜRK İÇİN NE DEDİLER?)Kitabı içindekiler
---------- Armağan-1(ANILAR KORİDORU İÇİNDE SARIVELİLER)Kitabı
---------- YARALI CEYLAN Şiir Kitabı İçindekiler
---------- PAŞA GÖNLÜM Şiir Kitabı İçindekiler
---------- Kırat Geliyor Kitabı İçindekiler
---------- Her Yönüyle YENİMAHALLE Kitabı
---------- Tarihi ve Folkloruyla Elmadağ Kitabı İçindekiler
---------- Köylerimiz Kitabı İçindekiler
---------- Köyümüz Yeşildere Kitabı İçindekiler
---------- Bayramlar Haftalar Günler Kitabı
---------- Ahmet Tufan Şentürk Kitabı
---------- Halil Soyuer Kitabı
---------- Detanlaşan Köylü İsa Kayacan Kitabı
---------- Abdullah Satoğlu Kitabı
---------- Güzide Taranoğlu Kitabı
---------- Gülendenin Beşiği Kitabı
---------- GÜLLÜK ANTOLOJİ (2006)Kitabı
---------- GÜLLÜK ANTOLOJİ(2007)Kitabı
---------- CEYLAN-Tahliller-MAKALELER-Görüşler
---------- Güllük Dergileri
---------- Kapodokya Güneşleri Kitabı
---------- Bir Yanardağ Fışkırması Kitabı
---- (P-R)
------ Rahime KAYA
------ Rahime KAYA
------ Refika DOĞAN
------ Refika DOĞAN
------ Ramazan EFE
------ Ramazan EFE
------ Rengin ALACAATLI
---- (S-Ş)
------ Sabiha SERİN
------ Sabiha SERİN
------ Serap HOCA(Serap ÖZALTUN)
------ Serap HOCA(Serap DEMİRTÜRK)
------ Süleyman KARACABEY
------ Süleyman KARACABEY
------ Serdar AKKOÇ
------ Serdar AKKOÇ
------ Sevgili ÖZBEK
------ Sevgili ÖZBEK
------ Şemsettin DERVİŞOĞLU
------ Şemsettin DERVİŞOĞLU
------ Şükran GÜNAY
------ Şükran GÜNAY
---- (T-U-Ü-V)
------ Turan UFUKTAN
------ Ümran TOKMAK
------ Ümran TOKMAK
---- (Y-Z)
------ Yusuf BOZAN
------ Yüksel ERENTÜRK
------ Yusuf BOZAN
------ Yüksel ERENTÜRK
------ Yusuf Ziya KARAHASANOĞLU
------ Zübeyde GÖKBULUT
------ Zübeyde GÖKBULUT
------ Yıldız TOKSÖZ
------ Yıldız TOKSÖZ
GÜLCE'YE DAİR
-- GÖRÜŞLER
---- Gülce Nedir?
---- Gülce ve Ozanlık
---- Gülce Manifestosu
---- 5 Hececiler ve Gülce
---- Garip Akımı ve Gülce
---- Fecr-i Ati ve Gülce
---- Hisarcılar ve Gülce
---- Neyzen Tevfik, Aşk
---- Mazmunlar
---- Gülce Ne Değildir?
---- Hece Vezni ve Gülce
---- Serbest Şiir ve Gülce
---- Aruz Vezni ve Gülce
---- Gülce ve Zolal
---- Gülce Tarihinden
---- GÜLCE-(Atölye)-Video Dersler
------ Gülce Etkinlikleri
------ Kurucular Beyanı
------ Gülce 2009
------ Doğru Yaz/Konuş
------ Gülce-2010 Projeleri
------ Gülce-2011 Projeleri
------ Üstad Necip Fazıl'dan
------ Gülce-Aruza Dair
------ Öneriler-Çalışmalar
------ GÜLLÜK DERGİSİ
------ Gülce'ye Öneriler
------ Röportajlar
------ Negatif Bakışlara
------ Aleyhimizdekiler
------ M.E.B' na
---- Gülce'de Mesajlar-Projeler
------ Gülce-Güldeste(1)
------ Destanlarımız
------ Dede Korkut
------ Öncü Kadınlarımız
------ Peygamberlerimiz
------ Nutuk(Gülce)
------ Nutuk(Z.Korkmaz)
------ Kutlu Hanımlar
------ Ozanlarımız
------ NasrettinHoca
------ Yedi Askı
GÜLCE TÜRK ŞİİR AKADEMİSİ
-- Şiir Akademisi
---- Şiir Akademisi
------ HALK EDEBİYATI
-------- DİVAN EDEBİYATI
-------- BATI EDEBİYATI
-------- YENİ TÜRK EDEBİYATI
---- Hece Vezni' ne Dair
---- Şiir Tahlilleri
---- Aruz Vezni' ne Dair
---- Hiciv Tarihinden
---- Ustalardan Şiirler
---- Ustalardan Makale
---- Aramızdan Ayrılanlar
------ Ustalardan Şiirler
-------- A. Tufan ŞENTÜRK
-------- DİLAVER CEBECİ ANISINA
---- Şiir Üstüne (Serbest)
---- Atışma Sayfamız
---- Denemeler-Makaleler
---- Şiirde Dönüşüm
---- Şiir ve Anlatım
-- Türk Edebiyatı Şiir Türleri
---- Şiir Türleri
---- İslâmiyet Öncesi
---- Servet-i Fünun
---- Garip Şiirler
---- Akımlar
---- Edebî Sanatlar
---- Söz Sanatları
---- Şair Padişahlar
---- Şiir Tarihimizden
---- Yıllara Göre Edebiyat
---- Mehmet Nacar
DÜNYA EDEBİYATI
-- Dünyadan Şiir Türleri
---- Burns Stanza
---- Choka
---- Go Vat
---- Catena Rondo
---- Onegin Stanza
---- Canzonetta
---- Bauk Than
---- Rhupunt-Galce
---- Septilla
---- Viator
---- Luc Bat
---- Tritena
---- Pantoum
---- Shakespeare Sonnet
---- Diamonte
---- Villanelle
---- Hutain
---- Hex Sonnata
---- Hexaduad
---- Haynaku
---- Harrisham Rhyme
---- Guzzande
---- Gratitude
---- Glosa
---- Garland Cinquain
---- Fornlorn Suicide
---- DÜNYA EDEBİYATI
---- Dünyadan Destanlar
---- Dünyadan Şiirler
KAYNAKÇA
-- Konularına Göre Şiirleriniz
---- Aşk Şiirleriniz
---- Atatürk Şiirleriniz
------ 23 Nisan Şiirleri
------ Atatürk'e Dair
---- Kahramanlık Şiirleriniz
---- Doğa Şiirleriniz
------ 2009 Yılı Sayılarımıza
---- Taşlama Şiirleriniz
---- Gurbet Şiirleriniz
---- Tasavvuf Şiirleriniz
---- Barış Şiirleriniz
---- Şehir Şiirleriniz
---- Anne Şiirleriniz
------ Babanıza Şiirler
---- Doğum Günü Şiirleriniz
---- Deprem Konulu Şiirler
---- Diğer Şiirleriniz
---- Köşe Yazarlarımız/Makaleler
------ Mustafa CEYLAN
------ Refika DOĞAN
------ Osman ÖCAL
------ Ahmet ÖZDEMİR
------ A. S. ATASAYAR
------ Prof.Dr.İsa KAYACAN
-------- Prof. Dr. İSA KAYACAN
------ Rahime KAYA
------ Harun YİĞİT
------ İlqar MÜEZZİNZADE
------ Sündüz BİGA
------ Nazmi Öner(Şiirler)
------ Nazmi ÖNER(Nesirler)
------ Coşkun KARABULUT
------ Prof.Dr.İsmail YAKIT
------ Prof.Dr.Asım YAPICI
------ Sabit İNCE
------ Muhsin DURUCAN
------ Abdulkadir GÜLER
------ Ünal Şöhret DİRLİK
------ Metanet YAZICI
------ A.Aşkım KARAGÖZ
------ Gazanfer ERYÜKSEL
------ Mehmet GÖZÜKARA
------ Necdet BULUZ
------ Yusuf Özcan
------ Afife Demirtaş
---- Mustafa Ceylan
---- Bizden
-- Video Yağmuru
---- Ozanlar-Şairler
---- Bizden Videolar
---- Rasim Köroğlu
-- Genel
---- SERBEST KÜRSÜ
---- Duyurular
---- Röportajlar
---- Günün Şiiri
---- Günün Nesiri
Edebiyat Biz Platformumuzda
-- Gülce Tv
-- Türk Argo Sözlüğü
-- Edebî Konular Forumu
Konuyu görüntüleyenler:
1 Misafir
Mustafa Ceylan |
Dost Sitelerimiz:
Türkçe Çeviri:
MyBB
Türkiye
Üretici:
MyBB
, © 2002-2025
MyBB Group
-Theme © 2014 iAndrew
Sitemizde yer alan eserlerin telif hakları şair-yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir.(Haberleşme : ceylanmustafa_07@hotmail.com)
Doğrusal Görünüm
Konu Görünümü
Yazdırılabilir Sürüm
Konuya Abone Ol
Konuya Anket ekle
Konuyu Arkadaşına Gönder