• SiteAna Sayfa
  • Güllük Dergisi
  • Şairlerimiz
  • Arama
  • Üyeler
  • Video
  • Yardım
  • bayrak

Giriş Yap   Kayıt Ol
Oturum Aç
Kullanıcı Adı:
Şifre: Şifremi Hatırlat
 
Gülce Edebiyat Akımı
gulce
Your browser does not support the audio element.

Akdeniz Radyo istek
Tıklayın-Okuyun/Güllük Dergisi

Google Web'de Ara Sitede Ara
Submit Face book
  • 0 Oy - 0 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Konu Modu
Kimlik Kimlik Üstüne ve Seyit Rıza
Dışarıda vuslati
Yetkili Şair
***
Üyelik tarihi: Oct 2011
Mesaj Sayısı: 125
Konu Sayısı: 44
 
#1
05/02/2012, 19:47
Kimlik Kimlik Üstüne ve Seyit Rıza

Tarihi dara çeken kör dervişin ağzında,
Çiğnenip duran sakız ne seyittir ne Zaza.
Düğümlenmiş duruyor cahilin boğazında,
Boğulmaya mahkûmdur düşüp kalan çıkmaza.

Ozan Teslim Abdal hakkında araştırma yaparken; yolum, daha önce görev yaptığım ve özlemini çektiğim Elazığ iline düştü. Teslim Abdal’ın Baskil Tabanbükü (Şeyh Hasan) köyünden olduğu varsayımıyla ( En azından birisi Tabanbüklü) hayatı ve şiirleri hakkında bilgiler bulmaya çalışırken köyün kurucuları olan iki kardeş Şeyh Hasan ve Şeyh Ahmet’in Türk kökenli ve Yesevi Ocağından nasiplendiğini öğreniyoruz.

Baskil’in Kumlutarla köyünde bulunan ve adını Şeyh Hasan soylu Bahşi Han’dan alan Şıh Bahşişli Ocağı Dedesinin (adını hatırlayamadım) seksenli yıllarda çok ekmeğini yedik, suyunu çayını içtik. Ölmüşse Allah rahmet eylesin. Hayatta ise sonsuz saygılar.

Bazı çevrelerin: ‘‘Kürtçü lider, devrimci lider, özgürlükçü lider, mert bir Kürt vs.’’ diye yere göğe sığdıramadıkları, Genç Türkiye Cumhuriyetine isyan eden ve 1937 yılında asılan Seyit Rıza için farklı seslerin varlığından bahsetmek istedim bu yazımda.

Hiçbir sözünü belgesiz söylemediğini açıklayan ( Kazakistan belgeleri, Pamir belgeleri, Medine Vesikası, Selçuklu belgeleri, Osmanlı belgeleri, Başbakanlık belgeleri gibi) ve uzun yıllar alevi ocakları hakkında araştırma çalışmaları yapan aynı zamanda Şeyh Hasan Ocağı mensubu bir Türkmen alevisi olan Sayın İsmail Onarlı şöyle diyor: ‘‘Türk ve Bayat boyundanız. Dedemizin Bayat boyuna ait damgamız var, sancağı var, seceresi var, vakfiyeleri var.’’ Aşiretin geliş yeri olarak da Bugünkü Kazakistan’ın Türkistan kenti ile Çimkent arasında bulunan Üç Kurgan bölgesini işaret ederek: ‘‘Atamız Oğuzların Bozok kolunun Günhanoğulların Bayat boyunun On-Er oymağındandır’’diyor.

Bir takım çevrelerce Şeyh Hasan Ocağının Kürt ve Zaza olarak telakki edilmesine rağmen, yine elindeki belgelere ve Bodik gibi Tunceli yöresi belgelerine göre, Şeyh Hasan Ocağı’nın aşiret olarak ağırlıklı olduğu yörenin Tunceli olduğunu ve Seyit Rıza’nın da Türk olduğunu belirtiyor. Seyyid Rıza’nın Şeyh Hasan’ın evliliklerinden birisi olan Tunceli yöresi beyinin kızı ile evliliğinden olan Selahattin’in torunlarından Şeyh Hasan’ın soyundan geldiğini açıklıyor. Tunceli yöresindeki Şeyh Hasan soyluların Yavuz döneminde hayatlarını kurtarmak için Tabanbükü köyünden dağlık bölge olan Tunceli tarafına gittiklerini vurguluyor.

Araştırmacı, Seyit Rıza’nın: “Bi hatayık, evladi Kerbelayık” , sözünü öne çıkararak, Türkmen olduğundan dolayı, Kürt olduğu için değil Alevi olduğu için asıldığını söylüyor.

Şeyh Rıza’nın kimliği ile ilgili benzer bilgileri yine araştırmacı gazeteci yazar Rıza Zelyut da ‘’Dersim İsyanları ve Seyit Rıza Gerçeği’’ adlı kitabında paylaşıyor. Seyit Rıza’nın Türk olduğuna vurgu yaparak, silahlı güç oluşturup çevreye zarar vermekten ve yağmacılıktan dolayı 1912 yılında idama mahkûm edildiğini ve affedildiğini belgesiyle sunuyor. Özetle: Belgelere dayanarak; bölgede tek adamlık konumunu korumak için Kürtçülere sırtını dayadığını, Koçkiri aşiretinden elini kana bulayanları koruduğunu, kendisine Atatürk tarafından gönderilen Diyarbakır Valisi Alevi kökenli Ali Cemal’in, topraksızlara dahi toprak verileceği sözünü dinlemediğini ve derdinin Alevlik değil kendi otoritesini korumak olduğunu açıklıyor. Ve ekliyor: Gerçek ocakzadelerin Seyit Rıza’yı dikme dede olarak nitelendirdiğini söylüyor. 2. Dünya Savaşının patlayacağı belli iken reformlara karşı gelip, yöre halkını kandırarak Türkiye Cumhuriyetine karşı silaha sarıldığını, yenileceğini anlayınca, Dersim Generali unvanıyla İngiltere’den yardım istediğini belirtiyor.

‘Bir zamanlar bölge valisine “Dersim’de her taşın altında bir Seyit Rıza var, sen hangisini arıyorsun?” diye kafa tutan, mahkemede ise “Ben tek kurşun bile atmadım, uçağa kurşun atan uşağımı tokatladım.” diyen Seyit Rıza’nın bu tavrından günümüzün Tunceli insanı gereken dersi çıkarmış ve Mustafa Kemal’e gönülden bağlanmıştır’ diyor Sayın Rıza Zelyut.

Devlet, kendini korumak için döktüğü, derebeylik uğruna isyan eden ve ayrılıkçı asi kanından dolayı sorumlu tutulamaz.
Osman Öcal


Alıntı  
Dışarıda Mustafa Ceylan
Site Yönetimi
*****
Üyelik tarihi: Nov 2008
Mesaj Sayısı: 2,007
Konu Sayısı: 1,502
 
#2
05/02/2012, 22:03
Evet Osman Hocam;
Şimdi kendisini kürt sanan çoğu kişinin kökenine baksan, Türk olduğunu göreceğiz.
Sırf "karma bir dil"den ötürü, coğrafyanın, modaanın ve baskıların giydirdiği bir iğreti gömlektir kürtlük.
Gerçek tarihçiler bu konuda yüzlerce cilt kitap yayınlamışlar.
Ama bölücülerin ve medyanın gürültüsünden ortalık toız duman, haikatler perdelenmiş durumda.
Günü gelende apaydın olduğunda zaman, her şey ayan beyan ortaya çıkacak elbette...
*
Bu enfes makale için de çok teşekkürler Osman Hocam...
Alıntı  
Dışarıda RefikaDogan
RefikaDoğan
******
Üyelik tarihi: Feb 2008
Mesaj Sayısı: 2,701
Konu Sayısı: 1,516
   
#3
07/02/2012, 00:29
Evet Osman Bey; bu konuda Rıza Zelyut' un geniş araştırmalara dayandırarak yazdığı makalelerde son derece önemli ayrıntılar benim de dikkatimi çekti. Yazınızda değindiğiniz ve önemle vurguladığınız meseleler ve kişiler bana göre de doğru kabul edebileceğim şeyler. Her konuda olduğu gibi bu konularda da -farklı çevrelerden- kışkırtmalar, sapmalar, yanıltmalar ne yazık ki olabiliyor. Bütün bu duyduklarımız ne derece gerçek ya da yalan olursa olsun, yine de tarihimizde inancı dolayısıyla bir kesim insanımıza baskı ve zulüm yapılmasaydı keşke, diyorum. Yavuz Selim' le birlikte bazı yönetimlerin uyguladıkları bu haksızlık ne yazık ki o kesimde kırılmalara, devlete karşı ürkü dolu mesafeli bir duruşa neden oldu. Bölgenin önemi de gözardı edildi tabii. Doğal olarak bu da bir başka yanlışa; kendisini güvende hissedeceği, sığınacağı liman arayışına sebebiyet verdi; insan yapısı bu! Sevgi, aidiyetlik ve güven ister. İstenmediği, itildiği yerde kim nasıl durabilir...Tabii ki bu hassas durum bir takım art niyetli kişi ya da çevrelerce kullanıldı ya da kullanılmak istendi, istismar edildi.

Gönül ister ki herkes ve her kesimden insanımız akli selimle yaklaşsın olaylara; ders alsın tarihten ve dört elle sarılsın ülkesine, insanına. Bir başka TÜRKİYE yok!

Gündemle birlikte vicdanları da meşgul eden bu son derece bilgilendirici yazınıza teşekkür ederek; bir an önce -ülke olarak, halk olarak- bu toz bulutunun üzerimizden kaldırılarak esenliğe kavuşmasını diliyorum.

Her nefeste Gülce...
Alıntı  
Tweet      
     


Digg   Delicious   Reddit   Facebook   Twitter   StumbleUpon  


Konuyu görüntüleyenler:
1 Misafir

Mustafa Ceylan |
  •  
  • Yukarı dön  
  • Lite mode  
  •  Bize Ulaşın


Dost Sitelerimiz:

Türkçe Çeviri: MyBB Türkiye
Üretici: MyBB, © 2002-2023 MyBB Group-Theme © 2014 iAndrew

Sitemizde yer alan eserlerin telif hakları şair-yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir.(Haberleşme : ceylanmustafa_07@hotmail.com)
Doğrusal Görünüm
Konu Görünümü
Yazdırılabilir Sürüm
Konuya Abone Ol
Konuya Anket ekle
Konuyu Arkadaşına Gönder