Her gonca kızıl bir gül açarken bahçemizde
Bir yumak sarar gibi bende bir başdönmesi
O ne renk o ne koku o gönül telimizde
Bir de dağlardan gelen rüzgarın o nağmesi

En gizli yaralar ve en sitemli bakışlar
Belki kıskanç anılar saklanır gizeminde
Çiğ taneleri gibi dökülen yakarışlar
Sevda ne anlamış ki, acısı ta içinde

Dün gece boyun büktü fırtınayı duyunca
Damla damla eriyor kızıl dudaklarından
Rüya gibi kayboldum diyor sesler sorunca
Zerreleri çözülmüş güne aldandığından

Yine göğüs geçirip dedim seni beklerim
Keder gibi aşk gibi yuvamı çiçekledim
Bir gelinlik kız gibi sana diyeceklerim
Rüyama giriyorsun süzülme diyemedim

Ey tabiat ! sanma ki güzelsin bahtiyarsın
Bağından bir gül seçtin dağıldı rüzgarlarla
Üstüne son dallar da kırıldı,yine yârsın
Ezilmiş mazi gibi gizlenmiş anılarla

Bir tütsüdür kokun ve saça dağılan sevgin
Dayan kalbim bu yağmur elbette ki bitecek
Sular sesler geceler bir okadar da bezgin
Nefesten tatlı bir an göz kırparak gelecek

Hatırına düşecek uzun ağlayacaksın
İnce bir hüzün gece, belki üzüleceksin
Kokusunu hissedip hep hıçkıracaksın
O zaman gerçekleri bir an düşüneceksin

Uyan sevgilim güneş tepelerden doğuyor
Renklerle çözüldü gün, hûlyalı mavilikte
Dolduruyor içimi gündüzler de gülüyor
Kamaştı gözlerimiz kızıl gülle birlikte

Nihal MİRDOĞAN

Saygıdeğer Hocam Nihal MİRDOĞAN;
Şiirinizi oldukça HOŞ buldum, ancak, kafiye konusuna biraz daha eğilseniz ve eklerden değil de köklerden kafiye yapmaya çalışsaydınız, inanın bu şiir daha güzel olurdu. (ÖRNEK= DOĞUYOR/GÜLÜYOR-AĞLAYACAKSIN/HIÇKIRACAKSIN-DUYUNCA/SORUNCA, GİZEMİNDE/İÇİNDE vb.......)
Günümüz şairlerinin en önemli sorunu KAFİYE ve REDİF konusudur. Eskiler GÖZ KAFİYESİ-KULAK KAFİYESİ' ni tartışmışlar hep. Günümüzde de REDİF-KAFİYE meselesi var.
Biliyorum, sizin oldukça başarılı ve kafiye açısından da nakış nakış işlenmiş şiirleriniz de var.

Selamlar, saygılar hocam...

Mustafa CEYLAN