• SiteAna Sayfa
  • Güllük Dergisi
  • Şairlerimiz
  • Arama
  • Üyeler
  • Video
  • Yardım
  • bayrak

Giriş Yap   Kayıt Ol
Oturum Aç
Kullanıcı Adı:
Şifre: Şifremi Hatırlat
 
Gülce Edebiyat Akımı
gulce
Your browser does not support the audio element.

Akdeniz Radyo istek
Tıklayın-Okuyun/Güllük Dergisi

Google Web'de Ara Sitede Ara
Submit Face book
  • 0 Oy - 0 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Konu Modu
LUT PEYGAMBER (Gülce Bahçe)
Dışarıda ali_gozutok
Yetkili Şair
***
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesaj Sayısı: 248
Konu Sayısı: 222
 
#1
03/10/2011, 17:54
LUT PEYGAMBER (Gülce Bahçe)

Be(L)a feyzine eren, Rab katında sevilir,
Kul(U)nun mutluluğu, onu da sevindirir,
Ahire(T) yurdunda lutuf,
Biliniz ki, Allah ehli içindir.

Peygamberler zincirinde,
Nurdan bir halka,
İbrahim peygamberin,
Yeğeni,
Kardeş kuzusu,
Haran’ın oğlu,
Lut Aleyhisselâm.

Uzuna çalar, orta boylu,
Beyaz tenli güzel yüzlü,
……İnce burunlu,
………Küçük kulaklı,
………….İnce parmaklı,
……………Güzel gülüşlü,
……………..İnci dişli,
…………………Bir peygamber.

“.Hazreti İbrahim’e ilk
.İman eden“ (Akebut 26)

………………...Onunla hicret eden,
……………….Onun yolundan giden,
…………….İbadet ehli, cömert mi cömert,
………….Sabırlı, ehl-i takva,
…….Konuk sever, mert mi mert.
………..Çiftçilikle uğraşan,
……………Ekin ekip biçen,
……………….Elinin emeğiyle geçinen,
…………………..Muhterem bir zat…
……………………..Lut Aleyhisselâm.

……………….Peygamber zincirinde doğdu,
………….Hidayet güneşi,
……..Nebi babası oldu
…..İbrahim’in kardeşi.

Geçtiği yol, kanlı yaştan, kırmızı gül bahçesi,
İçtiği gam, boyun bükük, yoksun olmuş yoldaştan,
Kılavuzu göz yaşları, göç davulu ah sesi!
Gözün rengi kanlı gülden, gönlü mahzun gardaştan.
Gecelerde çöker oldu, omuzlara büyük yük,
Perişandı geçen günü, uykusuz her gecesi,
Loş akşamlar, sardı azap, bilmem daha nicesi,
Ecel şalı olmuş gece, püskülleri dökülük,
Dipsiz kuyu bir işkence, karanlık her gecesi!

İbrahim,
Muhacirlerle Harrandan,
Doğruca göçüp gitti Ürdün’e.
Oradan Mısır’a, sonra da Şam’a geçtiler.
Filistin’le Kudüs arasında bulunan,
Şam çölünde Seb’e diye anılan yere varıp çöktüler.

Seb’e halkı sapıtmış,
Ahlaksızlık o hale gelmişti ki,
Anlatılması, mümkün değil!
Diz boyunu aşmış uygunsuz halleri…
……………………..Bilmeyen kalmamış,
………………………Bu tutumlarını.
……………………Bu yüzden göçüp gelen
………………..Orada kalmamış,
……………..Rem’le ile Kudüs arası,
………Katt denilen yere varıp,
…………………….Mekân tutup yerleşmişler.

……..Arttı zulmün ey felek,
……………Haddi aştın insaf et.
……………….Yücelttiğin nebiye,
……………………Kolaylığı ihsan et.

Ah, ne yazık ki yaktı, kavmini ateş-i veda,
Yüz kızartan hatıra, oldu geriye kalan.
Helâk etti halkını, edep dışı tüm sefa,
Kapkara bir lekedir, onlardan hatırlanan.

Deyip yolumuza devam ediyoruz!...
…….Rabbül alemin,
…………Kısa zamanda,
…………….İbrahim’e bolluk,
……………….Bol rızık ve servet,
………………………..İhsan etti.

Lut peygamber’in de orada,
Malı mülkü çoğaldı,
O da zengin oldu.

LUTUN İBRAHİMDEN AYRILMASI

Lut’un da malı mülkü çoğalınca,
İbrahim, Ona dedi ki;

“ Ey
Benim
Yeğenim,
Kardeşimin,
Oğlu sevgili Lut….
Yüce Allah bizim de,
Malımızı mülkümüzü,
Hayvanlarımızı çoğalttı,
Sen aramızdan ayrıl git artık.
Sedum ve Amure’ye yerleş dedi…

Lut
Gidip
Oraya
Yerleşerek,
Yurt yuva kurdu.
Amcasına yakın
İdi buralar.

İpek gömlekten bile, incinen nazik beden,
Zalime savaş açıp, nasıl orda kan döksün!..
Amcasının sözüyle, oradan ayrılıp giden,
Savaş meydanlarında, nasıl demir zırh çeksin!
……..Gün oldu harman oldu,
……………Buğdayla ambar doldu,
………………..Oradan geçen kral
………………………Gelip onları buldu.

Zulmün girdabına düştü,
Kral ile çarpıştı,
Malı mülkü alındı,
Kral’a esir düştü.

…….Haberdar olan amca,
………..Tam üç yüz on sekiz kişi ile,
……………..Lut’un imdadına koştu!
………………….Kral ile savaştı.

…………………….Kurtardı malı mülkü,
………………....Kurtardı hem de Lut’u.
…………….Çoğunu öldürdü,
………....Kaçanları kovaladı,
……..Ta Dımışk’a kadar.
…Onları takip etti.

Peygamberlik bağının, o ay yüzlü gülünü,
Koruyarak kolladı, ölümün bulutları,
Vuslat ateşi yaktı, o yaralı gönlünü,
Yüzünün ışığında, parladı umutları.

………Ol nebi ki;
…………….Peygamberler çerağı,
…………………Himmet tepesinin güneşi,
……………………..Hakikat erbabının gümüşü,
…….Haya evinin nuru,
…………..Cebrail kanadıyla korunan,
…………………..İsmet evinin duvarı.

LUT KAVMİNİN DURUMU

…..Lut kavmi,
………Çok mu çok ahlaksız bir halktı.
………….Şehir dışında,
……………Bağ ve bostanları vardı.
………………Yağmursuzluktan sık sık,
……………………….Kuraklığa uğrardı.

İşte böyle bir zamanda,
Birbirlerine şöyle diyorlardı!..

Geçimliğimizi sağlayıp, yiyip içtiğimiz,
Meyve bahçelerimizi,
Dışardan gelen yabancılardan,
Yolculardan çok iyi koruyalım.
Hiç birisini sokmayalım,
Sokmayalım buraya,
Kim geçmek için,
Zorlarsa,
Onları soyalım.
Her kim olursa,
Kadın erkek demeden,
Irzına geçelim onların!
Bunu adet edindiğimiz zaman,
Buraya gelemezler,
bir daha,
Bizi kimse zarar veremez.
Dediler…
Dediklerini de yaptılar.

Lut
Kavmi,
Öyle bir,
Öylesine
Bir millet ti ki,
Hayasız edepsiz,
Hayvanlar gibi, hatta
Onlardan bile ileri…
Yoldan geçenlerin ırzına
Namusuna geçip, hem de üste,
Ücretini isteyecek kadar ahlâksız oldular!...

Peygamberimiz,
Muhammet Mustafa,
Lut kavminin bu ahlâksızlığını,
Bu iğrenç işlerini işleyenleri,
Şöyle lanet etmiştir:

“Lut kavminin amelini,
İşleyen kimseye,
Allah, lânet etsin.”
Bu suçu işleyen kimse lânetlenmiştir.”

Lut kavminin erkekleri, kadınlara da,
Arkalarından, yaklaşır olmuşlar.
Evliliği bırakmış,
Lut’u dışlamış,
Ahlaksız
Bir millet!
Olmuş…….

“İşte Lut peygamber,
Böyle ahlâksız,
Ahlâksızlıkları,
Nesilden, nesil’e,
Kıyamete dek,
Lânetlenecek olan;
Sedum ile,
Diğer dört şehir halkına,
Peygamber gönderildi”. (Saffat 133)

Kendisine yüksek meziyetler verilmiş,
Bir peygamber idi.”(Enbiya 74)

Bu kavimleri yirmi dokuz yıl,
Durmadan uyardı.
Vazgeçmezlerse,
Kendilerini büyük bir felâketin,
Beklediğini söyledi durdu.

Ne günlerdi o günler, saldırırken mihnetler,
Zevk-i sefa sundukça, yenisini tetikler,
Halini bildirmeye, padişah’ı var iken,
Sapıtmak için her an, iblis onları bekler.

Kur’anı kerim Lut kavminden,
Şöyle bahseder:

“Şüphesiz ki, ben size,
Gönderilmiş emin bir
Peygamberim.
Artık Allah’tan korkunuz,
Bana itaat ediniz!
Ben buna karşılık,
Sizden bir ücret istemiyorum.
Benim mükafatım,
Alemlerin Rabbinden,
Başkasına ait değildir.

Siz, Rabbinizin,
Sizin için yarattığı zevcelerinizi
Bırakıp ta, insanların içinden,
Erkeklere mi gidiyorsunuz?!..
Hayır! Siz helalden harama,
Tecavüz eden bir milletsiniz! (Şuara 162)

Onlar:
“Ey Lut,
Sen bu davadan vaz geçmezsen,
And olsun ki,
Mutlaka memleketimizden,
Seni sürüp çıkaracağız.”(Şuara 163-167)
Lut:
“Gözünüz göre göre,
Hala o kötülüğü yapacak mısınız?
Siz, beyinsizlikte,
Devam ede gelen,
Bir kavimsiniz! (Neml 54-55)

Buna karşılık;
Kavmi birbirlerine,
Şöyle uyarmaya çalışıyordu:

“Ey kavim,
Uyanın!
Lut hanedanını,
Memleketinizden sürüp çıkarınız!
Çünkü onlar, temizliğe zorlayan,
İnsanlardır.”(Neml 56)

Bu ne vahşet, bu nasıl ahlaksızca bir iştir!
Zevk-i sefa içinde, erkek erkeğe ediştir,
Peygamberi dışlayıp, cehenneme gidiştir.
Kimse etmez kul’un kul’a ettiğin…

“Eğer doğru söyleyenlerden isen,
Allah’ın azabını getir,
Getirebilir isen,”
Diyerek meydan
Okudular!...

Bunun üzerine,
Lut Aleyhisselâm:

“Ya Rab,
O fesatçılar güruhuna karşı,
Bana yardım et, (Ankebut 30)
Diye dua eyledi.

Yüce Allah,
Lut Aleyhisselâmın,
Duasını kabul etti.
Resulüne yardım,
Sedum halkını helâk etmeyi,
İrade buyurdu.

İkbalin kem yüzüne, kara perde indirdi,
Şerrin sefa evini, yıkıp viran eyledi.
Gören göze mil çekip, ışığını dindirdi,
Gam üstüne gam verip, derde giryan eyledi.
Kararttı göklerini, dide nihan eyledi.
Aydınlık gündüzleri, kara güne döndürdü,
Taş yağmuruna tutup, hem huruşan eyledi.
İnanan kullarına, melekleri gönderip,
Düşmanları perişan, gönülleri şan eyledi.

MELEKLERİN GELMESİ

O zaman, Cebrail ile,
Mikail ve İsrafil Aleyhisselâmı,
Genç ve güzel delikanlı kılığında,
İbrahim peygambere gönderdi.

Onlar İbrahim’e hem,
İshak adında bir oğul,
Müjdesi,
Hem de, Lut kavminin helâk haberini,
Vereceklerdi….

Melek olduklarını
Nereden bilsin,
Misafir perver olan,
Resul İbrahim.
Kızarmış bir buzağı,
Kebabı ikram etti,
O üç delikanlıya.
Ama delikanlılar,
Ellerini bile uzatmadılar.

Bir korku sardı,
O anda İbrahim’e,
Onların gelişinden endişelendi,

Melekler farkındaydı,
Korkma bizden dediler.

“Biz Lut kavminin helâkı için,
Bir de sana bir oğlan,
Müjdesi için gönderildik.”(Hud 69-70)

“Çünkü o belde ahalisi,
Hem zalim,
Hem ahlaksız oldular. “(Ankebut 31)

İbrahim telâşa düştü,
Bu nasıl bir işti!
Lut ile birlikte,
Bu kavim içinde,
İnanmışlar da vardı.
Onlar da mı helak olacak?
Diye merakla sordu.

Melekler!
Hayır dediler.
Onların içinde on kişi bile,
İman etmişse eğer,
Helâk edilmezler,
Diye rahatlattılar Onu!

Şükür şerefe erdim, saadetli yüzünden,
Kaybolmadı varlığı, ayağının tozundan,
Gördüm gül yanağında, nur yağdıran gözünden,
Göndermiş bana Rabbim, melekler aleminden.

Ayrılırken melekler,
İbrahim’in yanından,
Yüce Rabbim onlara,
Şu sözleri duyurdu,

“Eğer Lut,
kavmi için,
Üç kere şahadette bulunursa,
Kavmini helâk edin!”buyurdu.

…………..Elçi melekler,
………………Lut’un beldesine,
………………….Gündüz vakti vardılar.
…….Sedum ırmağına vardıkları zaman,
…..Lut’un kızını,
……….Su doldurur buldular.

--Ey genç kız,
Konuk olacak yer var mı?
Diye ondan sordular…
Genç kız;

--Elbet var.
Amma,
Ben dönene kadar,
Oraya girmeyin ha!…..Diye uyardı.
…….Sonra koşup
Babasına yalvardı.

……Babacığım,
……….Şehrin kapısında,
Üç yiğit,
……………Görmek için seni,
………………..Bekliyorlar orada,
……………………….Haydi koş onlara,
Haydi git…

…….Şimdiye kadar,
……….Böyle yiğit görmedim.
…………..Yüzleri nur,
……………….Gözleri ışıl ışıl,
…………Sakın kavmin onlara,
……….Sarkıntılık yapmasın.

…..Onlara bir zarar vermelerinden,
Korkuyorum dedi.
Çünkü kavmi Lut’a;
…………..Hanene hiçbir yabancıyı,
……..Almayacaksın,
…..Gelen erkekleri biz,
.Konuklayacağız demişlerdi…

Lut Aleyhisselâm;
……………………..Kimsenin haberi olmadan,
…………………Onları da içeri almadan,
……………….Sordu?
…………..Siz bu karye halkının,
……….Neler yaptığını duydunuz mu?
..Biliyor musunuz? Dedi.

Melekler;
………“Ne imiş onların işi,
………….Ne yapıyor muş onlar?
…………………Diye sordular..

Lut Aleyhisselâm;
--İnsanlar içinde,
Onlardan daha kötüsü,
Yer yüzünde olar gibisi yoktur asla!..

Ben buna şahadet ederim dedi.

……………………..Bu sözünü hem de,
………………Üç kez tekrarladı.
…………Onları da aldı içeri..

Lut’un işrete düşkün,
Bir karısı vardı.
Koştu o an kavmine,
Onlardan haber saldı.

Koşun koşun,
Lut eve üç delikanlı aldı.
Güzel mi güzel,
Eşi enderi yok,
Ben böylesini ne gördüm,
Ne de duydum.
…………Kendilerinden öyle bir,
………………Koku yayılıyor ki,
…………………..Koklamaya doyamadım.

…………”.Şehir halkı sevine, sevine,
…….. Lut’un evine gelip
…..Dört taraftan kuşattılar!.” .(Hicr 67)

……..Lut korkusundan,
…………Gelenleri uyarıyor,
……………..Hatta aman diliyordu….
…………………..Sakın içeri girmeyin,
………………………Diye and veriyordu,
……………….….Yalvarıyordu onlara!...

……………………..Sedumlular,
………………...Onu dinlemiyor,
………………Eve girmek için direniyor,
…………..Kapısını zorluyor,
…….Göz dağı veriyordu.

Lut ise;
………….Ey kavmim,
……………..Bunlar benim konuğum,
………………….Beni mahçup etmeyin,
…………………………Allah’tan korkun,
……………………………..Beni üzmeyin,
……………………….İşte kızlarım,
….…..Alın onları, onlarla evlenin!
…………Onlar daha temizdir, dedikçe…

……………….Biz sana demedik mi?
…Bize, bizim halimize,
………Bizim işimize karışma!

………….Bizim niyetimizi biliyorsun,
………………..Senin kızlarınla işimiz olmaz!...
……………………………..Diye tehdit ediyordu…

Lut,
Çaresizlik içinde,
“Ya üstenizden gelmeye,
Ya da sarp bir kaleye sığınmaya
bir gücüm olaydı.!
Yaptıklarınızdan dolayı,
Sizi ayıplıyor,
Sizden nefret ediyorum! (Hud 79-80)
Dedi.

Ey Rabbim;
“……..Sana sığınıyor,
…………..Senden yardım diliyorum.
…………………Sen güçlüsün,
………………………Sen hakimsin,
…………………….Bunu ben biliyorum.”

Merhaba ey ihtişam, erbabının kıblesi,
Gönderildim bu kavme, hakka davet etmeye.
Saygı duyanlar şahı, benim kavmin elçisi,
Geldi bana melekler, gerek yok gizlemeye.

Melekler;
Lut’un sıkıntıda olduğunu görünce,
“Biz Rabbinin elçileriyiz.
Onlar sana kat’iyyen dokunamazlar!
Sen, gecenin bir vaktinde,
Ailenle birlikte çık,
Hiç biriniz geri kalmasın,
Hem dönüp bakmasın!..
Karın hariç!”...(Hicr 65)

Helak vakti sabahtır,
Henüz sökmeden şafak,
Kapıyı aç!
Bizi onlarla baş başa bırak!

…………”Lut kapıyı açınca,
…………….Azgın halk,
………………..İçeri dalıp,
……………………Meleklere yaklaştılar,
…………………………..Hemen de,
Kötülük yapmaya kalkıştılar.!.”(kamer 37)

İzin çıkmıştı,
Cebrail kanat çırptı,
Hepsinin gözü
Yuvalarından çıktı.

Görmüyorlardı,
Dünyaları karardı!..
Ey Lut, sen bize,
Nasıl bir sihir yaptın?
Gözümüzü kapattın diyorlardı.

Hele bir sabah olsun
Sana gösteririz diye,
Tehdit etmekten de,
Geri kalmıyorlar,
Çıkmak için oradan,
Duvarlara tutunup,
Yol arıyorlardı..
Kör olduk, biz kör olduk,
Diye bağırıyorlardı.

“İşte, azabımızı,
Tehdidimizi tadın dedik,
Şehirlerinin altını,
Üstüne getirdik.
Üstlerine azap yağmuru,
Balçıktan pişirilmiş,
Taş yağmuru yağdırdık.(Hicr 73-74)

Görün günahkârların sonunu,
Bakın nice olmuştur.

Lut’un karısı Vaile,
Korkunç gürültüyü duyunca,
Dönüp geriye baktı.
Vah kavmim diye acındı.

Yüce Allah,
Onu da taş eyleyip,
Kavmine ulaştırdı.

Allah küfredenlere,
Lut’un karısı ile Nuh’un karısını,
Misal olarak gösterir.
Açın bakın kur’ana,
Daha nice böyle örnekler verir.

Böyle hain kullara, devlet bahtı yar olmaz,
Peygamber zevci olsa, asla bahtiyar olmaz.

“And olsun ki,
Aklını kullanan bir,
Kavim için, biz oradan,
Bir nişane bırakmışızdır.”(Ankebut 35)

Velilerin şahı ki, hangi ere baş ola,
Hiç şüphe edilmesin, her yerde zafer bulur.
Dilerse o Rabbinden, şu hainler taş ola,
Belâ bulutu gezer, mamureler helâk olur.

Seher vakti,
Yüce Allah,
Lut Aleyhisselâmla,
Ev halkını,
Şam’a doğru yolladı.

Orada ölene kadar amcası,
İbrahim ile oturdu.
Amcası Lut’un kızını,
Medyenli İbrahim ile evlendirdi.
Medyen halkı onlardan üredi.
Yedi yıl sonra Lut vefat etti.

Şu aşk’ın kıskacında, zamanın belâsından,
Yola çıktım dünyanın, mihnetli odasından,
Nasıl avare kılsın, beni şu dönen devran,
Gönlüm nasıl el çeksin, cihanın cefasından.

….İşte şimdi geldi, selâm sabah sırası,
……….Çok açıldı gitti, başlangıçla arası.
………….Söylenecek son söz, artık burası,
………………Dinleyin dostlarım, beni dinleyin

Ey saba yeli,
…….Başın alıp nereye,
……………Gidersin böyle,
………………..Eğer yolun düşerse,
…………………… Kutsal toprağa,
………………………….Ademden son resule,
………………………………… Selâmım söyle!...

ALİ GÖZÜTOK
Alıntı  
Tweet      
     


Benzeyen Konular
Konu: Yazar Cevaplar: Gösterim: Son Mesaj
  ISLAH ET (Gülce Buluşma) ali_gozutok 0 760 25/10/2017, 10:34
Son Mesaj: ali_gozutok
  KİME NE ZARARI VAR? (Gülce Buluşma) ali_gozutok 0 858 23/10/2017, 11:02
Son Mesaj: ali_gozutok
  DEĞİŞLER(Gülce Gülce) ali_gozutok 0 754 21/10/2017, 19:51
Son Mesaj: ali_gozutok
  İHTİYARLIK ŞİİRİ (Gülce Buluşma) ali_gozutok 0 758 21/10/2017, 19:39
Son Mesaj: ali_gozutok
  DENETLEYEN VAR (Gülce Buluşma) ali_gozutok 0 723 21/10/2017, 19:34
Son Mesaj: ali_gozutok
  GÖLGE ETME (Gülce Özge Buluşma) aligozutok 1 1,732 16/04/2013, 23:01
Son Mesaj: osman7159
  VATAN DEDİ (Gülce Buluşma) aligozutok 3 1,899 18/03/2013, 17:37
Son Mesaj: aligozutok
  LÂL EYLE SEN DİLİNİ (Gülce Buluşma) aligozutok 0 1,325 04/03/2013, 11:07
Son Mesaj: aligozutok
  GÜLMEYİ ÖZLEDİM(Gülce Buluşma) aligozutok 0 1,290 31/01/2013, 09:46
Son Mesaj: aligozutok
  KERBELÂ(Gülce Özge) aligozutok 1 1,588 17/01/2013, 01:44
Son Mesaj: osman7159

Digg   Delicious   Reddit   Facebook   Twitter   StumbleUpon  


Konuyu görüntüleyenler:
1 Misafir

Mustafa Ceylan |
  •  
  • Yukarı dön  
  • Lite mode  
  •  Bize Ulaşın


Dost Sitelerimiz:

Türkçe Çeviri: MyBB Türkiye
Üretici: MyBB, © 2002-2025 MyBB Group-Theme © 2014 iAndrew

Sitemizde yer alan eserlerin telif hakları şair-yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir.(Haberleşme : ceylanmustafa_07@hotmail.com)
Doğrusal Görünüm
Konu Görünümü
Yazdırılabilir Sürüm
Konuya Abone Ol
Konuya Anket ekle
Konuyu Arkadaşına Gönder