• SiteAna Sayfa
  • Güllük Dergisi
  • Şairlerimiz
  • Arama
  • Üyeler
  • Video
  • Yardım
  • bayrak

Giriş Yap   Kayıt Ol
Oturum Aç
Kullanıcı Adı:
Şifre: Şifremi Hatırlat
 
Gülce Edebiyat Akımı
gulce
Your browser does not support the audio element.

Akdeniz Radyo istek
Tıklayın-Okuyun/Güllük Dergisi

Google Web'de Ara Sitede Ara
Submit Face book
  • 0 Oy - 0 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Konu Modu
Mehmet Akif'in Hayatı
Dışarıda Ahmet Özdemir
Yetkili Şair
****
Üyelik tarihi: Jan 2013
Mesaj Sayısı: 593
Konu Sayısı: 593
 
#1
24/12/2014, 23:55
Mehmet Akif'in Hayatı



Ahmet ÖZDEMİR




Ersoy, 1873-1936 yılları arasındaki 63 yıllık ömrü içinde I. Ve II. Meşrutiyetin ilanı,  İttihat ve Terakki'nin örgütlenmesi, nihayet iktidarı, II. Abdülhamit dönemi, çöken bir imparatorluk, Birinci Dünya Savaşı, İstiklal Savaşı, modernleşme yolunda atılan adımlar gibi bir çok önemli gelişmeye şahitlik etmiştir. 1918'de Mondros Mütarekesi imzalanırken Mehmet Akif Ersoy 45 yaşındadır.
M. Akif Ersoy, temeli Tanzimat öncesine de giden, ancak daha kapsamlı bir proje olarak Tanzimat'la başlayan modernleşme girişimlerinin genel atmosferi içinde doğmuştur. Annesi Emine Şerif Hanım, babası Mehmet Tahir Efendi'dir. İlk eğitimine Fatih civarındaki Emir Buhari mahalle mektebinde başlar. Dört yaşındadır. İki sene burada okur, sonra Maarif Nezareti'ne bağlı ilk okula gelir. Üç yıl bu okula devam eder, bu arada babasından Arapça öğrenir. Bundan sonra Fatih Merkez Rüştiyesine gider. Buradaki eğitiminde Türkçe, Arapça, Farsça ve Fransızca'ya ilgi gösterir. Rüştiyeyi bitirince Mülkiyeye gitmek ister, ilk kısmı olan üç yıllık idadiyi bitirir, iki yıllık ali kısmına geçtiğinde babası vefat eder, bir yangında evleri yanar, tam da bu sırada açılmış olan "Mülkiye Baytar Mektebi" hakkında "Bu mektep yenidir, çıkanlara memuriyet verilecekmiş" şayiaları üzerine, Baytar mektebine geçer ve dört yıl içinde burayı birincilikle bitirir. 1893'ten 1913'e kadar memuriyette bulunur.

Her zaman yazı ve şiirle iç içe yaşayan Akif'in kamuoyunun önüne çıkması II: Meşrutiyetin ilanıyla birliktedir. Şiirlerini, makalelerini Sıratı Mustakim'de yayınlamaya başlar.

Birinci Dünya Savaşı sonrası imparatorluğun dağılması, Mondros'tan sonra ise Anadolu'nun işgal edilmeye başlanması her yerde ayaklanmalar doğurmuştur. Akif de Şubat 1920 tarihi itibariyle Balıkesir'de hutbeler vererek halkı bağımsızlığı için savaşmaya çağırır. Daha sonra İnebolu üzerinden Ankara'ya gelen Ersoy, Konya ve Kastamonu'da halkı aydınlatma faaliyetlerinde bulunur.

Her milletin bir İstiklal Marşı olduğu, Türk milletinin de bir İstiklal Marşının bulunması gerektiği fikri üzerine TBMM tarafından marş için yarışma açılmış, ancak başvuran yedi yüzün üzerindeki eser arasından uygun birisi bulunamamıştır. Dostları ve dönemin Milli Eğitim Bakanı Tanrıöver, İstiklal marşının Akif tarafından yazılmasını istemektedirler. Ancak Akif, sürecin yarışma biçiminde düzenlenmesi sebebiyle katılmayı düşünmemekte, nihayet beş yüz liralık para mükafatını da böylesi onurlu bir iş için uygun bulmamaktadır. Neticede, (Hasan Basri Çantay'ın da özel çabasıyla) ikna edilir, mükafatın başka bir yere bağışlanabileceği bildirilir; bu gelişmelerden sonra Akif Marşı kaleme alır. 12 Mart günü TBMM'de Tanrıöver tarafından okunan şiiri bütün milletvekilleri ayakta dinlerler; her kıta, hatta bazen her mısra arkasından heyecanla alkışlarlar, nihayet İstiklal Marşı olarak kabul ederler. Akif Ersoy, millete adadığı bu şiirin şairi olarak artık kendini görmez ve İstiklal Marşını Safahat kitabına almaz. Kendisine niçin böyle yaptığı sorulduğunda "Çünkü onu milletimin kalbine gömdüm," der.

Akif, 1923 yılı itibariyle Prens Abbas Halim Paşa'nın davetini kabul ederek Mısır'a gider. Amacı burada serbestçe çalışmak, kafasındaki eserleri gerçekleştirmektir. Ancak bunu yapamaz, çünkü gerek Mısır da gerekse İstanbul'da bulunduğu zamanlarda çevresindeki yoğun kalabalık buna izin vermez. 1925'de kendisine Diyanet İşleri Riyaseti'nce Kur'an tefsiri görevi verilir.  Yaklaşık yedi yıl çalışır, ancak istediği gibi götüremediği düşüncesiyle çalışmasını yarıda keser, bu durum karşısında Diyanet aynı iş için Elmalılı Hamdi'yi görevlendirir. Ersoy, Mısır'da bulunduğu son zamanlarda siroz hastalığına yakalanır, İstanbul'a döner, iyi bir tedavi görür, ancak hastalık ilerlemiştir, 27 Aralık 1936'da vefat eder, ertesi gün çok kalabalık bir cenaze merasimiyle Edirnekapı şehitliğine defnedilir. (Ömer Rıza Doğrul, Safahat'ın tertipçisi, Safahat, sh XI-XXII) İnkılap ve Aka, 14. baskı, İstanbul 1981).

 

 Mehmet Âkif Ersoy'un Kronolojisi
 

 1873 ( 20 Aralık) doğdu.

1878 Mahalle Mektebine başladı.

1879 İlkokula başladı.

1889 (13 Mayıs) Evleri yandı.

1893 (22 Aralık) Veterinerlik Fakültesi'nden mezun oldu.

1893 (28 Aralık) "Hazine-i Fünûn "Mecmuası'nda bir "gazel"i yayınladı.

1894 Ramazan ayında ilk mukabelesini okudu.

1895 14 Mart tarihli Mektep Mecmuası'nda "Kur'an'a Hitap" başlıklı şiiri yayınlandı.

1896 Annesini yanına aldı.

1896 (Mayıs)ta Adana'ya ve Şam'a gitti.

1898 10 Şubat'tan itibaren şiirleri yayınlanmaya başladı.

1898 (1 Eylül) Evlendi.

1901-1902 Sakal bıraktı.

1906 (17 Ekim) Halkalı Ziraat Mektebi'ne "Kitâbet-i Resmiye Muallimi" olarak tayin oldu.

1907 (25 Ağustos) "Çiftlik Makinist Mektebi'ne "Türkçe Muallimi" olarak tayin edildi.

1908 (23 Temmuz) "Umûr-i Baytariye Dairesi Müdür Muavini" olarak görev yaptı.

1908 Bu yıl içinde daha önce yazdığı fakat yayınlanmayan şiirlerinden biri yayınlandı.

1908 (10 Eylül - 31Aralık) Ferit Vecdî'nin "Müslüman Kadını" adlı eserinin tercümesi yayınlandı.

1908 (24 Kasım) Darulfünûn Edebiyat Şubesi I. Sene, "Edebiyat-ı Osmaniye" Muallimliğine tayin oldu.

1908 (18 Kasım) İlk makalesi yayınlandı. (Darulfünûn Talebesine Mühim Bir Tebşir)

1909 (13 Nisan) Sırat-ı Müstakîm 25 gün çıkamadı.

1910 Edebî ve İçtimaî konularda 25'ten fazla makale yazdı.

1910 (28 Şubat) "Baytar Mekteb-i Âlisi Me'zûnini Cemiyeti" adını taşıyan Baytar Yüksekokulu Mezunları Cemiyeti'ne başkan seçildi.

1910 Bu yıl sonlarında annesini hacca gönderdi.

1913 Bir başkasına yapılan haksızlığa dayanamayarak işden ayrıldı.

1913 Beş makale yazdı ve tamamı 1692 mısra tutan "Fatih Kürsüsünde" manzûmesinin neşrine başladı.

1913 (11 Mayıs) 20 yıllık vazifesinden istifa ederek ayrıldı.

1913 Haziran ayı başında, "Safahat"ın üçüncü kitabı olan "Hakk'ın Sesleri" adlı eseri yayınlandı.

1914 "Fatih Kürsüsünde" adlı manzûmesini tamamladı.

1914 Ocak ayında 2 aylık Mısır seyahatine çıktı.

1914 Mart ayında Mısır seyahatinden döndü.

1914 Ağustos ayı başlarında Safahat'ın dördüncü kitabı "Fatih Kürsüsünde" yayınlandı.

1914 "Fatih Kürsüsünde" adlı kitabın ikinci baskısı yapıldı.

1914 Eylül ayında ikinci kitabı "Süleymaniye Kürsüsünde" nin ikinci baskısı yapıldı.

1914 Devlet tarafından görevlendirilen bir heyet ile Almanya'ya gönderildi.

1915 Almanya'dan İstanbul'a geri döndü.

1915 (8 Nisan) "Berlin Hatıraları" yayınlanmaya başladı.

1915 Mayıs ayı ortalarında vazifeli olarak Arabistan' ın Necîd bölgesine gitti.

1918 (4 Temmuz) "Necîd Çöllerinden Medine'ye" adlı şiiri yayınlandı.

1915 Ekim ayı başında Arabistan'dan geri döndü.

1917 "Safahat"ın beşinci kitabı "Hatıralar"ın ikinci baskısı yapıldı.

1918 Nisan ayı başında "Hatıralar" yayınlandı.

1918 Bu yıl içinde Safahat külliyatının çıkmış kitaplarından bazıları yeniden yayınlandı.

1919 (18 Eylül) En önemli eseri olan "Asım"ın neşrine başladı.

1920 (5 Haziran) Burdur'dan Mebus seçildi.

1920 (7 Kasım 1920) İstiklâl Marşı için müsabaka açıldı.

1921 "Süleyman Nazif'e ve "Bülbül" isimli şiirleri yayınlandı.

1922 (8 Nisan) "Leyla" isimli yeni şiiri yayınlandı.

1922 Eylül başlarında TBMM kararıyla İslâmî Araştırmalar ve Te'lifler Akademesi'ne üye seçildi.

1923 Mayıs başında ailesiyle birlikte İstanbul'a döndü.

1923 Ekim'de Abbas Halim Paşa'nın davetlisi olarak Mısır'a gitti.

1924-1925 Paşa ile birlikte İstanbul'a döndü.

1924 (25 Aralık) "Firavun ile Yüzyüze" adlı şiiri yayınlandı.

1925 Ocak ayında Hilvan'dan yazdığı şiirlerden "Gece" ve "Vahdet" adlı şiirleri yayınlandı.

1926 Ocak ayında "Secde"yi yazdı.

1926 Annesi Emine Şerif Hanım vefat etti.

1928 "Bir Gece" adlı şiiri basıldı.

1929 "Bir Ariza" adlı şiiri basıldı.

1930 "Ne Eser Ne de Semer" adlı şiiri basıldı.

1930 "Derviş Ahmed" adlı şiiri basıldı.

1931 "Saîd Paşa İmamı" adlı şiiri basıldı.

1931 "San'atkâr" adlı şiiri basıldı.

1933 "Gölgeler" adlı kitabı yayınlandı.

1936 Hastalandı.

1936 (27 Aralık) Pazar günü akşam 19.45'te vefat etti.

1960 Akif'in mezarı Edirnekapı Şehitliği'ne naklolundu.
Alıntı  
Tweet      
     


Benzeyen Konular
Konu: Yazar Cevaplar: Gösterim: Son Mesaj
  Mehmet Âkif Ersoy'un Safahatı Ahmet Özdemir 0 868 28/12/2014, 12:47
Son Mesaj: Ahmet Özdemir
  Mehmet Âkif Ersoy'un Edebî Kişiliği Ahmet Özdemir 0 1,200 28/12/2014, 12:45
Son Mesaj: Ahmet Özdemir
  Mehmet Akif İlericiydi Ahmet Özdemir 0 717 26/12/2014, 13:20
Son Mesaj: Ahmet Özdemir
  Mehmet Akif İlerici mi Gerici mi? Ahmet Özdemir 1 942 26/12/2014, 01:41
Son Mesaj: RefikaDogan
  Ahlâk Anıtı Mehmet Akif Ersoy Ahmet Özdemir 0 908 24/12/2014, 23:58
Son Mesaj: Ahmet Özdemir
  Mehmet Çakırtaş Ahmet Özdemir 0 1,143 29/09/2013, 09:40
Son Mesaj: Ahmet Özdemir

Digg   Delicious   Reddit   Facebook   Twitter   StumbleUpon  


Konuyu görüntüleyenler:
1 Misafir

Mustafa Ceylan |
  •  
  • Yukarı dön  
  • Lite mode  
  •  Bize Ulaşın


Dost Sitelerimiz:

Türkçe Çeviri: MyBB Türkiye
Üretici: MyBB, © 2002-2023 MyBB Group-Theme © 2014 iAndrew

Sitemizde yer alan eserlerin telif hakları şair-yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir.(Haberleşme : ceylanmustafa_07@hotmail.com)
Doğrusal Görünüm
Konu Görünümü
Yazdırılabilir Sürüm
Konuya Abone Ol
Konuya Anket ekle
Konuyu Arkadaşına Gönder