29.01.2008 04:06:48

Muhtemelen

Mustafa Ceylan




1-AKP ve MHP türban konusunda anlaştılar. CHP destekli türban mitinglerinin hazırlıkları yapılıyor.



2-Yayın yasağına rağmen Ergenekon adı verilen soruşturmada verilen tüm ifadeler basında yer alıyor. Can Dündar “ben demiştim” diyecek ve biz çocuklarımıza Ergenekon’un bir destanımızın adı olduğunu anlatmakta zorlanacağız.301’ den ruhban okuluna, PKK’ dan Ermeni lobisine kadar uzanan bilgi ve belgeler havada uçuşmakta.



3-DTP il kongrelerinde bebek katilini öven konuşmalar yapılıyor. Bölücü terör örgütüne sahip çıkılan beyanatlar peşpeşine geliyor.



İşte bu 3 gelişme, Ankara Gölbaşı’ nda Başkent Üniversitesi rektörü Mehmet Haberal başkanlığında yapılan ulusalcı toplantının hemen ardından birbiri ardına ortaya çıktı. O zaman Gölbaşı’nda yapılan toplantıya objektiflerimizi çevirip bakmamız gerekiyor. Gölbaşı toplantısına kimler katıldı? Neler konuşuldu?



100’ün üzerinde ulusalcı davetlinin katıldığı Gölbaşı toplantısına;


Gülsüm Toker Bilgehan, Mümtaz Soysal, Doğu Perinçek, Yaşar Okuyan, Hurşit Tolon, Yusuf Halaçoğlu, Tuncer Kılınç, Anıl Çeçen, Armağan Kuloğlu, Hasan Ünal, Necdet Pamir, Hulki Cevizoğlu, Mustafa Balbay, Güler Kömürcü, Rıza Zelyut, Çetin Yetkin, Vural Savaş, Şükrü Sina Gürel, Gökhan Çapoğlu, Ali Ilıksoy, Sina Akşın, Sadi Somuncuoğlu, Ayfer Yılmaz, Hasan Korkmazcan, Talat Şalk, Bilal Şimşir, Alpaslan Işıklı, Yaşar Hacısalihoğlu, Zerrin Başer, Abdülkadir Çevik, Fethi Bolayır, Naci Ünver, Ender Arkan, Ahmet Mumcu, Mete Akyol ve daha bir çok isim katılmıştı. Melih Aşık’dan Can Ataklı ve Sabih Kanadoğlu’an kadar pek çok davetli de mazeretleri sebebiyle katılamadıklarını mesajla bildirmişlerdi.


Toplantının amacı, AKP’ye muhalefet için metot ya da yöntem belirlenmesiydi.
Acil bir siyasi oluşum ya da partileşmenin gerekip gerekmediği sorgulanmış ve AKP’ye karşı yapılacak muhalefetin stratejileri seslendirilmişti.



Çoğunluğu siyasilerden oluşan ulusalcıların parti kurup kurmayacakları önümüzdeki günlerde belli olacak.


Yukarıda 3 madde halinde sıraladığımız sıcak gündem, mantar gibi kendi içinden yeni gündem maddeleri çıkardıkça, Gölbaşı ulusalcılarının devreye girmeleri güç görünüyor.



Siyasetin satrancında kahramanların hamleleri yerel seçimlere kadar artan bir hızla devam edeceğinden, Gölbaşı ulusalcılarının yerel seçimden evvel partileşmeleri mümkün değil gibi.



Ancak; burası Türkiye ve en olmayacak işler, siyasi kazalar bizim ülkemizde cereyan etmiştir. Sürpriz gelişmelere bünyemiz alışıktır, yabancı değiliz.



AKP yerel seçimden evvel bazı illerde üniversite kurmaya, bazı ilçelerde fakülteler açmaya yeşil ışık yakmış, bel ki bazı büyük ilçeleri de yeni nüfus sayımı sebebiyle ilçelikten çıkarıp il yapacak, nüfusu azalan yerlerin Belediyelerini ortadan kaldıracak, onları en yakın Belediyenin mahallesi yapacaktır. Maksat %47 yi yerel seçimlerde % 57 yapmaktır.



Şimdi;

AKP, MHP ve türban, DTP ve PKK, Ergenekon çetesi ve tutuklanmalarının; Gölbaşı ulusalcılarıyla ne alakası var diyeceksiniz?

O zaman, soralım sorularımızı ve alalım cevplarımızı.



-AKP-MHP türban konusundan vaz geçebilirler mi? Hayır!

-CHP ve sivil derneklerin türban mitingleri önlenebilir mi? Hayır!

-DTP’nin bu bebek katili sevdasından vaz geçmesi mümkün mü? Hayır!



Bütün bu “Hayır!”lardan sonra; gelelim “Evet!”lere;



1-Sonuçta, her zaman olduğu gibi, Ergenekon adı verilen örgütlenmeye katılanların birkaç ay sonra çoğunluğunun salıverileceğini görecek miyiz?



2-Siyaset arapsaçı karmaşasına dönüştürülerek, “yönetemeyen-kaos demokrasisi” tablosu mu ufkumuza asılmaya çalışılıyor?



3-Üst üste atılan bu düğümler, toplumu, sermayeyi, medyayı; parlamento dışı muhalefeti kara düşüncelere ve bir arayışa sevkedecek mi?


Bu üç maddeye cevabınız “Evet” mi? Öyleyse muhtemel çare nedir?



Muhtemelen;

Gölbaşı ulusalcıları, kesintiye uğrayacak bugünkü demokrasimizin kurtarıcısı olacak potansiyel güç, muhtemel çare olabilir mi?. Yani, bir 28 şubat, bir 12 Eylül benzeri gelişmede iktidar olacakların kadrosu mudur?



Bekleyip göreceğiz…