• SiteAna Sayfa
  • Güllük Dergisi
  • Şairlerimiz
  • Arama
  • Üyeler
  • Video
  • Yardım
  • bayrak

Giriş Yap   Kayıt Ol
Oturum Aç
Kullanıcı Adı:
Şifre: Şifremi Hatırlat
 
Gülce Edebiyat Akımı
gulce
Your browser does not support the audio element.

Akdeniz Radyo istek
Tıklayın-Okuyun/Güllük Dergisi

Google Web'de Ara Sitede Ara
Submit Face book
  • 0 Oy - 0 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Konu Modu
Müziğimiz ve Seda Sayan
Dışarıda Site Yönetimi
Admin
*******
Üyelik tarihi: Jan 2008
Mesaj Sayısı: 12,518
Konu Sayısı: 11,588
 
#1
29/07/2008, 15:55
30.01.2008 23:50:09

Müziğimiz ve Seda Sayan

Mustafa Ceylan




MÜZİĞİMİZ VE SEDA SAYAN



Müzik ruhun, gönlün, yüreğin dilidir. Doğanın dilidir. Havanın,suyun, toprağın, ateşin seslenişidir. Eşyanın doğayla, insanın insanla hemhal olmasıdır. Duyguyu düşünceyi notalarla, tınılarla, ses telleriyle anlatmadır.

Müziğin mahalli, yerel olduğu kadar evrensel bir dili vardır. Değişik iklim ve ülkelerde yaşayan insanlar bile müziğin dilinde buluşabilmiş, anlaşabilmiş, birlikte dans edebilmiş, halay çekebilmiştir. İnsanı kinden, nefretten, egoizmden uzaklaştıran, barışın, sevginin, dostluk ve hoş görünün engin okyanusuna getiren müziktir. İnsanda insanı keşfettiren bir gizemi vardır müziğin. Kendini aştıran, evrenle kucaklaştıran bir gizemi…



Cumhuriyet, Türk’ün dünya ile kucaklaşması ve çağdaşlaşması demektir. Atatürk’ün çağdaşlaşma projesi Cumhuriyetle birlikte müzik alanında da kendini göstermiştir. Cumhuriyetin ilk yıllarında özellikle kültür-sanat alanında büyük atılımlar yapıldı. Büyük Atatürk müziğin önemine inanmıştı ve toplumun eğitilip çağdaşlaşmasında müziğin fonksiyoner olacağını biliyordu. Bu sebeple müzik eğitimi üzerinde duruldu, kurumlar oluşturuldu.

Düğünde (dans), ölümde (ağıt), ayrılıkta-hasrette (uzun hava-bozlak) sanatsal gösterilerde (tiyatro, opera, bale, sinema vb.) duygularla gelen bir iletişimsel dil olan müzik, hepimizin hayatında vazgeçilmezlerden birsidir.

Sosyal çevre, folklorik özellikler, teknoloji, gelenek ve görenekler, ruh kökümüz, beğenilerimiz, ön kabullerimiz, korkularımız, sevinçlerimiz, acılarımız; önce şairlerin kaleminden-ozanların saz tellerinden şiir olarak düşmekte; ardından bestecilerin notalarıyla sese ses olmaktadır.

Yürek sesimizin sesi olan müziğimiz, evrenle iç içe girdikçe; bizi haykırmaktadır. Yaylamızı, yayla çiçeğimizi, çeşmemizi, yolumuzu, dağımızı, töremizi, obamızı, kentimizi, köyümüzü, eli kınalı, yüreği yanık yavuklumuzu, en acı günlerimizi, en komik – en güldüklerimizi, yerimizde duramadığımız anları, hasılı her şeyimizi destan etmekte dillere, kulaklara, gönüllere…

Bugün ülkemizdeki Güzel Sanatlar ve Eğitim fakülteleri müzik bölümleri, uygar dünyanın bir parçası konumundadır. Fakat, o eğitim kurumlarından mezun olanların sahnelerimizde fazlaca yer almadıklarını görüyor, şahsen ben üzülüyorum. Alaylı-mektepli meselesi müzik alanında daha mı belirgin ne? Anlayamadım gitti…

Müzik kültürünün temeli de, muhakkak müzik eğitimine dayanmak zorundadır..

Lakin, en güzel, en başarılı bestecilerimizin, sahne sanatçılarımızın müzik eğitimi almadıklarını, hatta müziği bir hobi olarak icra ettiklerini görüyoruz. Doktorlar, hukukçular, mühendisler vb meslek dallarında eğitim almış kişilerin birbirinden güzel ürünlerini dinledik yıllarca ve dinlemekteyiz de… Müzik eğitimi almış gençlerimizi pop dünyasına, çabuk üretip çabucak yok eden küresel müziğin kollarına mı terk ediyoruz? Eğer böyle ise, gelecek zaman dilimlerine, türkülerimizi bir şekilde o bozulmamış Karacaoğlansı haliyle taşımaya devam…! Başka yolu mu var?

Geleneksel müziklerimiz, çağdaş çoksesli müziğimiz, eğlence müziklerimiz, oda müziği topluluklarımız ve senfoni orkestralarımız, korolarımız, balelerimiz, operalarımız… Kamu kaynaklarını aktardığımız senfoni orkestralarımız… Bütün bunların arasında geleneksel Türk Halk Müziği, Türk Sanat Müziği’ ne daha bir sahip çıkmamız gerekiyor. Bence, bu husus TRT dahil kamunun ilgili kuruluşlarınca masaya yatırılıp üniversitelerimizle yeniden değerlendirilmeye alınmalıdır.

**

Onur Şan, sesini, müzik icrasını çok sevdiğim, takdir ettiğim genç bir sanatçı. Duydum ki, Nihat Doğan’la yollarını ayıran, sabah Tv kuşağımızın gülü, hanım ağası Seda Sayan’la yollarını birleştiriyorlarmış. Seda Sayan’la Onur şan arasında tam 20 yaş var neredeyse. Olur mu olur! Burası Türkiye… Neler olmaz ki… Bu birliktelik uzun sürmese de, içinde büyük bir aşk olmasa da şahsen ben Türk Müziğinin karlı çıkacağını sanıyorum. Onur şan gibi nefis bir sesi Tv’lerde daha çok izleyeceğiz demektir. Seda Sayan ve Onur şan çiftini buradan tebrik ediyorum…

Haa sahi aklıma gelmişken Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ile diyaloğu nasıl? Doğrusu merak ediyorum valla… İnşallah muhterem eşleriyle birlikte bir konser izlerken basında haberlerini de okuruz diyorum…

Bütün dostlarımıza, müzik dolu nice zamanlar diliyorum. Selamlar, saygılar….
Alıntı  
Tweet      
     


Digg   Delicious   Reddit   Facebook   Twitter   StumbleUpon  


Konuyu görüntüleyenler:
1 Misafir

Mustafa Ceylan |
  •  
  • Yukarı dön  
  • Lite mode  
  •  Bize Ulaşın


Dost Sitelerimiz:

Türkçe Çeviri: MyBB Türkiye
Üretici: MyBB, © 2002-2023 MyBB Group-Theme © 2014 iAndrew

Sitemizde yer alan eserlerin telif hakları şair-yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir.(Haberleşme : ceylanmustafa_07@hotmail.com)
Doğrusal Görünüm
Konu Görünümü
Yazdırılabilir Sürüm
Konuya Abone Ol
Konuya Anket ekle
Konuyu Arkadaşına Gönder