• SiteAna Sayfa
  • Güllük Dergisi
  • Şairlerimiz
  • Arama
  • Üyeler
  • Video
  • Yardım
  • bayrak

Giriş Yap   Kayıt Ol
Oturum Aç
Kullanıcı Adı:
Şifre: Şifremi Hatırlat
 
Gülce Edebiyat Akımı
gulce
Your browser does not support the audio element.

Akdeniz Radyo istek
Tıklayın-Okuyun/Güllük Dergisi

Google Web'de Ara Sitede Ara
Submit Face book
  • 0 Oy - 0 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Konu Modu
NEVRUZ DÜŞÜNCELERİ
Dışarıda Site Yönetimi
Admin
*******
Üyelik tarihi: Jan 2008
Mesaj Sayısı: 12,518
Konu Sayısı: 11,588
 
#1
25/03/2018, 10:27
NEVRUZ DÜŞÜNCELERİ 
Ahmet ÖZDEMİR


Nevruz; Türk insanını birbirine kenetleyen, bağlayan, Ergenekon'dan demir dağları eriterek dirilen atalarının ruhlarıyla yanan bir ateştir. Bu ateş, hiç sönmeden binlerce yıl yandı ve gelecekte de kıvılcımlarından binlerce gönlü tutuşturarak "ortak kültür ocağı”nda binlerce ruhu ısıtacaktır. Avrasya’nın, Türk âleminin Nevruz toyu kutlu olsun, Nevruz gülleri geleceğe umutlar taşısın.


Türk kültüründen kaynaklanan Ergenekon / Nevruz bayramı, her yönüyle Türk ge-lenek ve görenekleriyle zenginleşmiş ananevi ve temeli beş bin yıllık Türk tarihine dayalı milli bir bayramdır. 
Bu bayramdaki kutlamalar, Türk toplum hayatında farklı fakat bütünleştirici fonk-siyonlara da sahiptir. Bunları şu noktalar etrafında toplamak mümkündür:

İnsanlar arasındaki karşılıklı sevgi ve saygıyı kuvvetlendirmek. 

Dargınlıkları unutturarak insanları kardeşçe kucaklaştırmak. 
Milli birlik ve beraberliğin, birlikte yaşama isteğinin güçlenmesini ve dayanışmayı sağlamak.

Huzur ve barış havasını evrensel ölçülerde geliştirmek.
Nevruz, geleneklerin, göreneklerin, inançların sergilendiği bir bayram… Bolluk ve bereketin işareti,

Nevruz bir dinin veya mezhebin bayramı değildir. Nevruzun, çeşitli kültür çevrele-rinde, farklı etnik gruplarda farklı bir içerik ve anlama sahip olduğunu, kültürler arasındaki iletişim sonucunda çeşitli kültürlere girmiş ve benimsenmiş olduğunu söyleyebiliriz.
Gerçek olan, en eski Türk geleneklerinden, bayramlarından biri olduğudur.. Yeni yılın başlangıcı, yenilik, coşku, canlanma gibi nitelikler hiç değişmeden günümüze kadar yaşadığı görülmektedir. Osmanlı devrinde de Nevruz, çok canlı biçimde kutlanmaktaydı.
Kızılbaş Aleviler, İmam Ali’nin doğum günü yanı sıra İslami bir örtüyle Nevruz’a şu anlamları da yüklediler.
1. Ulu Tanrı dünyayı gece ile gündüzün eşit olduğu Nevruz’da yaratmıştır.
2. İnsanlığın atası kabul edilen Hz. Âdem’in çamuru Nevruz’da yoğrulmuştur. Bir başka ifade ile insan Nevruzda yaratılmıştır.
3. Önceleri Cennette yaşayan Hz. Âdem’le Havva Şeytana uyarak haram meyveyi yediklerinden, Hz Âdem Serendib Adası’na Havva ise Cidde’ye sürülmüşlerdi. Pişmanlık duyan bu ilk insanları Tanrı afetmiş ve her ikisini bir Nevruz günü Arafat’ta buluşturmuştur.
4. Nuh’un gemisi Ağrı dağına konduktan sonra, Nuh peygamber yeryüzünün ku-ruyup kurumadığını öğrenmek için önce bir kargayı görevlendirmiş ancak karga geri dön-memişti. Daha sonra görevlendirilen güvercin bir müddet sonra ağzında bir defne dalı ol-duğu halde geri dönmeyi başarmıştı. Bu hem toprağın kuruduğunu ve hem de baharın gel-diğini müjdelemek idi. Bunun üzerine Nuh Peygamber Ağrı dağından Sürmeli çukuru (Iğdır Ovası)na inmişti. Hz. Nuh’un yere ayak bastığı gün nevrozdu.
5. Kardeşleri tarafından bir kuyuya atılan Hz. Yusuf, bir bezirgan tarafından Nev-ruz’da kurtulmuştur.
6. Musa Peygamberin asasıyla Kızıldeniz’i yararak taraflarını kurtardığı gün Nev-ruz idi.
7. Bir yunus balığı tarafından yutulan Yunus Peygamber, Nevruz’da karaya bıra-kılmıştır.
8. Tanrı insanları yarattığı zaman evrende ki bütün yıldızlar Hamel/Koç burcunda toplu halde bulunmakta imişler. Nevruz’da Tanrı bütün yıldızlara feleklerinde dönmelerini emretmiş.


Görülmektedir ki, Nevruz şiiriyle, musikisiyle inanç dünyasıyla yüzyıllardan beri Türk’ün hayatının bir parçası olageldi.



“Nevrûzun bir bayram olarak kutlanmasıyla birlikte edebiyatta, musikide ve sa-rayda da yeni bazı adetlerin meydana gelmeye başladığı görülür. Bu adetleri edebiyatta “Nevrûziye”, musikide “Nevrûz Makamı”, eczacılıkta “Nevrûziye Macunları”, saray adet-lerinde “Nevrûziye Pişkesi” olmak üzere gruplandırabiliriz.”
Türk musikisinin en eski mürekkep makamlarından biri de Nevruz adını taşıyor. Yedi yüzyıldan fazla bir maziye sahip olduğunu da biliyoruz.

Divan edebiyatı şairleri, dini bayramlarda olduğu gibi, Nevruz'da da bahşiş almak için büyüklere kaside sunarlardı. Bunlara "Nevruziyye" denirdi.
Bu nevruziyelerde baharın gelişi, bütün cihanın tazelenip, yeşilliklerle süslenişi, çiçeklerle bezenişi, adeta yeniden dirilişi, bahar eğlenceleri anlatılmıştı.
Alıntı  
Tweet      
     


Benzeyen Konular
Konu: Yazar Cevaplar: Gösterim: Son Mesaj
  NEVRUZ EDEBİYATI Site Yönetimi 0 686 25/03/2018, 10:23
Son Mesaj: Site Yönetimi
  Nevruz Ve Bahar Ahmet Özdemir 0 734 31/03/2016, 03:33
Son Mesaj: Ahmet Özdemir
  Güney Kore'de nevruz ateşi Ahmet Özdemir 0 949 02/04/2015, 00:26
Son Mesaj: Ahmet Özdemir
  Nevruziye ve Nevruz tekerlemeleri Ahmet Özdemir 0 1,287 27/03/2015, 11:29
Son Mesaj: Ahmet Özdemir
  İnanç dünyamızda Nevruz Ahmet Özdemir 0 898 26/03/2015, 21:09
Son Mesaj: Ahmet Özdemir
  Nevruz Ahmet Özdemir 0 789 25/03/2015, 18:01
Son Mesaj: Ahmet Özdemir

Digg   Delicious   Reddit   Facebook   Twitter   StumbleUpon  


Konuyu görüntüleyenler:
1 Misafir

Mustafa Ceylan |
  •  
  • Yukarı dön  
  • Lite mode  
  •  Bize Ulaşın


Dost Sitelerimiz:

Türkçe Çeviri: MyBB Türkiye
Üretici: MyBB, © 2002-2022 MyBB Group-Theme © 2014 iAndrew

Sitemizde yer alan eserlerin telif hakları şair-yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir.(Haberleşme : ceylanmustafa_07@hotmail.com)
Doğrusal Görünüm
Konu Görünümü
Yazdırılabilir Sürüm
Konuya Abone Ol
Konuya Anket ekle
Konuyu Arkadaşına Gönder