SiteAna Sayfa
Güllük Dergisi
Şairlerimiz
Arama
Üyeler
Video
Yardım
Giriş Yap
Kayıt Ol
Oturum Aç
Kullanıcı Adı:
Şifre:
Şifremi Hatırlat
Beni Hatırla
Your browser does not support the audio element.
Akdeniz Radyo istek
Tıklayın-Okuyun/Güllük Dergisi
Web'de Ara
Sitede Ara
0 Oy - 0 Yüzde
1
2
3
4
5
Konu Modu
Nurullah Genç İle Şiir Üzerine Söyleşi ; Yorumum
RefikaDogan
RefikaDoğan
Üyelik tarihi:
Feb 2008
Mesaj Sayısı:
2,701
Konu Sayısı:
1,516
#1
11/03/2012, 02:45
(Bu mesajı son düzenleyen: 15/05/2012, 15:00
RefikaDogan
.)
" Nurullah Genç İle Şiir Üzerine Söyleşi
Mehtap Altan: Elbette Nurullah Genç ülkemizdeki en değerli şair ve akademisyenlerden biridir… Ama biz sizi kendi seçtiğiniz cümlelerin eşliğinde kısaca tanımak istiyoruz… Mümkün mü?
Nurullah Genç: Elbette mümkündür. Bir özgeçmiş vermek gibi olacak ama başka yolu da yok.
09.09.1960 yılında Erzurum’un Horasan ilçesinde doğdum. Çocukluk yıllarımı Dikili Köyü’nde geçirdim. İlköğrenimimi Aşağı Tahirhoca, ortaöğrenimimi ise Horasan Lisesi Orta Bölümü’nde tamamladım. Erzurum İmam-Hatip Lisesi’ni bitirdim. Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nden mezun oldum. 1984 yılında aynı fakülteye asistan olarak girdim ve 1990’da doktor, 1995’te doçent, 2001 yılında profesör unvanlarını aldım. İşletme yönetimi alanında çalışıyorum ve halen İstanbul Ticaret Üniversitesi Ticari Bilimler Fakültesi’nde Yönetim ve Organizasyon Anabilim Dalı Başkanı olarak görevime devam etmekteyim.
1980 yılından itibaren farklı pek çok kültür ve sanat dergisinde şiirlerim ve yazılarım yayınlandı. Bu estetik koşuyu sürdürmeye çalışıyorum.
1987 yılında Tutkular Keder Oldu romanıyla Kültür ve Turizm Bakanlığı Roman Mansiyon Ödülü’nü kazandım. 1990 yılında Yağmur isimli şiiri ile TDV Na’at Büyük Ödülü’ne layık görüldüm. 1996 yılında Doğu Anadolu Gazeteciler Cemiyeti’nce Kültür Hizmet Ödülüyle ödüllendirildim.1998 yılında Gül ve Ben isimli eserimle, Tuzla Belediyesince düzenlenen Gül Şiirleri Armağanı Büyük Ödülünü kazandım. Hüznün Lalesidir Dünya isimli eserimle de 1999 yılında Türkiye Yazarlar Birliği tarafından Yılın Şairi seçildim.
Evli ve dört çocuk babasıyım
ŞİİR KİTAPLARIM:
-Çiçekler Üşümesin
-Nuyageva
-Yankı ve Hüzün
-Aşkım İsyandır Benim
-Siyah Gözlerine Beni de Götür
-Yanılgı Saatleri
-Denizin Son Martıları
-Aşk Ölümcül bir Hülyadır
-Hüznün Lâlesidir Dünya
-Gül ve Ben1998
-Yürüyelim Seninle İstanbul’da (2001)
-Müptelâdır Gemiler Benim Denizlerime(2002)
-Sensiz Kalan Bu Şehri Yakmayı çok istedim(2003)
-Birkaç Deli Güvercin(2005)
-Çanakkale: Her Şey Yanıp Gül Oldu(2006)
ROMANLARIM:
-Tutkular Keder Oldu
-Yollar Dönüşe Gider
-İntizar
MESLEKİ ESERLERİM:
-Zirveye Götüren Yol:Yönetim
-Yönetim El Kitabı
-Başarı Bedel İster
-Yönetim ve Organizasyon
-Kalite Liderliği
- Ortaklık Kültürü
M. Altan: Şiir emeğin, alın terinin ve yürek ateşinin birikiminden doğan bir bebek siluetidir… Ne zaman duygu, ruhun yamaçlarından taşıp dışsal dünyanın saçlarını taramaya başlar şiir de emeklemeye başlar… Şiirin bu ilk adımlarını yere sağlam bastıran kuvvet, gücünü nereden alır?
N.Genç: Şiirin ilk adımları yere sağlam basmaz aslında. Tıpkı o bebeğin ayak basmaları gibidir. Tedirgindir, telaşlıdır, yavaşçadır, baygındır… Çünkü şiir de onu yazan insanın kaderini yaşar; onunla doğar, büyür ve gelişir. Eğer insanda şiir yeteneği varsa ve onu geliştirmiyorsa, kendisini geliştirmiyor demektir. Çünkü insan ancak yeteneğiyle gelişebilir ve gerçek çizgisini yakalayabilir. Yeteneklerini bir kenara bırakıp başaralı olması söz konusu değildir. Bu nedenle şiir yeteneği diğer bütün yeteneklerde olduğu gibi, doğuştan gelen ve sonra birikim ve tecrübe dediğimiz hakikatlerle verimli kılınabilecek bir yetenektir.
Şiirin ilk adımları yere sağlam basmadığı içindir ki, pek çok yetenekli insan o sarsıntılı dönemde yeteneğini kullanamaz ve şiirden uzaklaşır. Çünkü engellere karşı daha dayanamaz haldedir. Şiirin dünyasında kalmayı becerebilenler ise, şiir yeteneği yanında sabır ve kararlılık gücüne de sahip olanlardır. Onlar karşılarına çıkan tüm engellere rağmen hedefler oluştururlar o hedeflere doğru emin adımlarla yürürler.
M. Altan: Sizi şiir yarışmalarında jüri üyesi olarak görmekteyiz. Geçen yıl Ümraniye Belediyesinin ’ 2010 Medeniyetler kenti İstanbul Şiir yarışması ’ n da da jüri üyesi olarak bulunmuştunuz ve yarışma sonucunda ilk üçe giren bir eser bulunamamıştı. Yaklaşık 4.000 küsür eserin katıldığı bir yarışmada ilk üçe girecek eserin bulunmaması az rastlanır bir şeydir kanımca. O yarışmada yarışmaya katılan şiirlerin en iyilerini ödüllendirmek yerine böyle bir kararın verilmesi sizce ne kadar doğrudur? Ya da bu konudaki belirgin matematiksel ölçüler var mıdır?
N.Genç: Şiir için determinist matematiksel ölçüler olmasa da, ancak erbabının hissedebileceği ve anlayabileceği ölçülürle iç içe olduğunu söylemek mümkündür. Bu nedenledir ki, ölçüsüzdür ve dolayısıyla değerlendirilemez hükmü veremeyiz. Her ne kadar tarif noktasında tüm ölçüleri aşma kabiliyetine sahip olsa da, yine de bazı özellikler açısından değerlendirilip iyi ya da kötüdür şeklinde bir sonuca varabiliriz. Bu nedenle şiirin de bir mihengi, mikyası ve endazesi vardır. Genel olarak dikkate alındığında, bunlar açısından olumsuzluklar ifade eden bir şiirin emsal teşkil edeceği için ödüllendirilmesi doğru değildir. Söz konusu yarışmada az önce ifade ettiğim mihenk, mikyas ve endaze itibariyle emsal teşkil edecek ve derece verilecek şiirler bulunamadı. Bu da gayet tabii bir neticedir. Şiirlerin içinden işte budur deyip ön plana çıkarabileceğiniz metinler yoksa, ille de ödül vermek zorunda olmamalısınız.
M. Altan:
Yağmur
..
…
….
Kardeşler arasına heyhat, su-i zan düştü
Zedelendi sağduyu; körleşen iz’an düştü
Şarkısıyla yaşadık yıllar yılı baharın
İnsanlık bahçemize sensizlik hazan düştü
..
…
…..
Nurullah Genç
İnsanlığın batıldaki kuytusuna düşen ateş, şiirlerin damarlarındaki en büyük sızılardan biridir… Ki şiir toplumun aynasındaki ince sazdır aslında… Siz şiire biçilen bu görevin hangi basamağında yer alıyorsunuz?
N.Genç: İnsanlığın batıldaki kuytusuna düşen ateş. Ne kadar güzel ifade etmişsiniz. Ama bir şeyi unutmamakta fayda var. Şiir bazen de batılın ufkundan insanlığın kuytusuna hatta merkezine düşen bir ateşe dönüşebilir. Çünkü iki vadisi vardır. Birisinde şairler şaşkın şaşkın dolaşırlar ve ne için yazdıklarının evrensel ve ilahi bilincinin dışında, kötülüklerle iç içe yaşayarak yazarlar. İşte burada şiir insanlığın merkezine düşen ateşe dönüşür şiir. Diğer vadide ise inandıkları için ve güzel ameller işledikleri için yazan şairler vardır. Onlar yazdıklarıyla da hakkı ve sabrı tavsiye ederler. Onların şiiridir batılın kuytusuna ya da merkezine düşen şiddetli bir ateş olur. Toplumun aynasında bir ince saz olması da bundandır. Acılarını ve sevinçlerini, iyi yanlarını ve kötü yanlarını dolaylı bir biçimde dile getirebilir. Aşkları terennüm eder. Ve tüm hayatı.
Benim görevim ikinci vadide olmaktır kısacası. Birinci vadide olmayı asla istemem.
M. Altan: “Balzac, başucunda yanan bir mum olmadan hiçbir şey yazamazmış. Kahve tiryakiliğiyle de tanınan Balzac’ın bir başka özelliği ise, çoğu zaman yazı yazarken başına bir yün atkı sarıp ayaklarını da suya sokması... Öyle ki, onun bu âdetini abartıp roman yazarken keşiş cübbesi giydiğini bile söyleyenler var! “
Sayın Nurullah Genç, sizinde bir çalışmanızın temelinde ruhunuzun ayaklarını şiirin topraklarına ayak basarken yaptığınız alışkanlıklar var mı? Bizimle paylaşmak ister misiniz?
N.Genç: Ne yazı yazarken, ne de şiir yazarken öyle alışkanlıklarım yoktur benim. Sigara içmem. Yazarken sadece yazarım, şiirle iç içe isem şiirdir o anki tek alışkanlığım. Müşahhas varlıklar dünyasında mücerred bir yoğunluğun rüzgarına kapılıp saatlerce savrulmaktır benimkisi. Lakin o anda tenimin ya da canımın ihtiyaç duyduğu bir başka şey yoktur gerçekten. Tek ihtiyacım yazabilmek ve kendimi ifade edebilmektir.
Başka şair ve yazarların yazarken farklı alışkanlıklarının olmasını da doğal buluyorum elbette. Bir insan başına yün atkı sararak yazmaya daha iyi motive oluyorsa, bu ne güzel bir alışkanlıktır. Ya da suya ayaklarını sokuyorsa ve güzel eserlere imza atıyorsa ne denilebilir ki.
Benim sadece, zaman zaman susadığımda su yerine çay içme tercihim olur ki, daha çok fizyolojik bir ihtiyacın karşılanmasından ibarettir.
M. Altan: Şiirlerinizde Necip Fazıl KISAKÜREK etkilerini görmek mümkün… Hatta ben kendi adıma sizin isminizin geçtiği her alanda bir de Necip Fazıl’ ı anımsıyorum. Bu anımsama sadece tarz olarak belirginleşmiyor. Aynı zamanda dünya görüşünüzde de benzerlik seziyorum. Ama etik kuralların içindesiniz her zaman, bunu biliyorum.
Yazarların, şairlerin diğer edebiyatçılardan etkilenmeleri kadar doğal bir şey yok diye düşünüyorum. Bu konudaki kıstas ve yaklaşımlar nasıl olmalıdır?
N.Genç: Şairlerin ve yazarların kendilerinden önce ya da aynı zaman diliminde yaşayanlardan etkilenmesi çok tabii bir sonuçtur. Böyle gelişir sanat. Çünkü hiç kimse bütün bildiklerini kendisi üretmez. Kendisinin ürettiği ona ait özgün sanat eseridir ancak. O eser dahi birçok unsuruyla daha önceki eserlerin izlerini taşır.
Benim, üstat Necip Fazıl^dan etkilenmemem mümkün değildir elbette. Aynı dünya görüşünün insanları olmamız da bu etkiyi çoğaltmıştır. Ancak etkilenmenin bir zaman dilimi vardır. İlk gençlik yılları ve ilk yazılanlar daha çok bu etkiden nasibini almıştır. Sonraki zamanlarda özgün şiir sesimi yakalamak için büyük bir çaba gösterdim. Ve bunu da başardığıma inanıyorum.
M. Altan: “Şiirde anlam, bir çam ağacının kabuğuna sızmış bir çam sakızına benzer. O,
ozanın yoğurduğu, bir yoğun damlacık haline getirdiği ve tatlandırdığı bir şeydir… Şiir alışılmışın bardağını taşıran son damladır;
onun rolü bu taşırıcı niteliğindedir…”
Sedat Umran
Şiir ruhun ve yüreğin eteklerinden taşan hangi anlamın rüzgârını içirir kelimelerin kıraç yazgısına?
N.Genç: Şiirin ihtiva ettiği anlam, şairinin o anki ruh halinin ve birikiminin ürettiği bir anlamdır. Kelimeler o anlam içerisinde kendilerine yer bulduklarında, yukarıda çok güzel bir şekilde ifade ettiğiniz gibi kıraç yazgıları değişir. Bazı kelimelerin bazı şairlerle anılmalarının sebebi budur. Çünkü o kelime ilk kez o şairin bir şiirinde o şekilde anlam kazanır ve hayatın içine girer.
Şiirin anlam haritasında hayatın ve mematın, varlığın ve yokluğun tüm izdüşümleri bulunabilir. Bu haritanın enlem ve boylamlarını kestirmek kolay değildir. Ve bu haritanın yüz ölçümü şairlerin hayal âlemlerinin toplamından ibarettir.
M. Altan: Akademisyen şairlerde genellikle gördüğüm şudur ki; teorik bilgi ile şiirsellik ters orantılıdır. Bunun birçok nedeni olabilir. Teorik bilgilerin kişiyi kalıplaştırması gibi. Sizin şiirlerinizde bilgilenmenin şiirselliğe yansımasında pek eksilme görmüyorum. Bu konuda eminim biz okuyuculara söyleyebileceğiniz çok şey vardır. Düşüncelerinizi bizimle paylaşır mısınız?
N.Genç: Bir şair herhangi bir meslekle uğraşabilir. Terzi olabilir, berber olabilir, çobanlık yapabilir, akademisyen olabilir vs. bunlardan herhangi birisiyle uğraşması onun şairliğine gölge düşürmez. Yeter ki şiirin ana unsurları olan yetenek, bilgi, tecrübe ve özgünlüğe sahip olsun.
Bir akademisyen olarak yıllardır işte bu gerçeği içimde hep diri tutmaya çalıştım. Beni şiirde daha da etkili kılacak bilgiye ulaşmaya çabaladım, tecrübelerle çizgimi daha da belirginleştirdim ve belirli bir özgünlüğü de yakaladım. Ama hiçbir zaman bir bilim adamının rasyonel mantığına hapsedip, duyguların ve mücerredin engin dünyasından da uzak bırakmadım kendimi. Rakamlardan harflere her geçişimde, aynı âlemin farklı yüzleriyle karşı karşıya olduğumun bilinciyle hareket ettim.
M. Altan: Şiirin kalpten usa geçişi sonra ruhun ırmaklarından yeryüzüne çarpan tınısı ve en sonra okuyana bıraktığı tat hangi zaman çerçevesinde okuyana teslim edilen hazine kıvamını alır?
N.Genç: Bunun, kıstasları olan ve her şiire uygulanabilecek bir zaman çerçevesi yoktur, olamaz da. O takdirde şiir bir bardağın her defasında ve kim imal ederse etsin, istenilen sürede imal edilip alıcıya sunulması gibi bir muameleye tabi tutulur ki, şiire böyle bir muameleyi hiç kimse yapamaz. Şiirin aklın ve ruhun yürekte buluşarak, herhangi bir iç hesap yapmaksızın birlikte söyledikleri içli bir şarkı olduğunu bildiğimiz halde, ona bir zaman çerçevesi sunmamız, ya da onu bir takım kısıtlar içine hapsetmemiz mümkün değildir.
Bir şairin belki de en bilmediği şeydir bir şiirin ne zaman başlayıp ne zaman biteceği. Biliyorsa, o şiirin şiir olma karakterinde sorun var demektir. Çünkü böyle bir şey şiir için üretim planlaması yapmanın imkân dâhilinde olduğunu söylemeyle aynı anlama gelecektir.
M. Altan: Şiirin semazeni, kurgudaki neyi üflerken düş ile gerçek karmaşasının neresinde başlar sonsuz huzurun tarifsiz tılsımı?
N.Genç: Yarı meczup ve gerçek dışı, yarı akıllıca ve sahihtir bir şairin dünyası. Gerçek ve hayal onda aynı anda yağmura dönüşen siyah ve beyaz bulutlar gibidir. İşte huzurun başladığı yer de burasıdır. Çünkü ne sadece hayalin ulaşılmaz hakikatiyle umutların umutsuzluğa dönüşmesi, ne de gerçeğin, bir an gelip o cana sıkıntı ve bıkkınlık veren yüzü bizi hüsrana uğratır. Bir denge çizgisi belirginleşmeye başlar ki, işte bir insanın mutluluğu da bu çizgi üzerinde keşfedilmeyi beklemektedir. Çünkü her insan biraz hayaldir, biraz da gerçek.
M. Altan: 1990 Türkiye Diyanet Vakfı N’at-ı Şerif Büyük Ödülüne layık görüldünüz “Yağmur” şiiri ile… Ödül bir şairin şiire büyüttüğü vuslat-ı deryasında nasıl bir girizgâh olur?
N.Genç: Eskiler “marifet iltifata tabidir, iltifatsız meta zayidir” demişlerdir. O kadar doğru ki, o kadar güzel ki. Her iş için böyledir; her başarının arkasında bu vardır. Marifeti ya da hüneri ödüllendirmek, ne büyük erdemdir aynı zamanda. O takdirde hüner ya da marifet sahibi ortaya koyduğu eserin parlayan ışığıyla yeni eserlere imza atmak için yola koyulacaktır.
Bir defa şunu tam anlamıyla bilmek gerek: Kainatın Sahibi hakimler hakimidir ve en büyük de O’dur, en büyük eserin sahibi de. O, eserini görünür kılarak insana verdiği akılla tasdik ettirdiğine göre, ondan ruh taşıyan insanın da bir eser ortaya koyduğu zaman görülüp beğenilmesini arzulaması da pek tabiidir. Öyle ise, eseri en görünür kılacak ödülün de bu anlamda ciddi bir katkısı olacaktır. Hem marifet zayi olmayacak ve esen sahibi yeni eserler için daha büyük gayretlerin içine girecektir. Hem de okuyucular her defasında daha nitelikli eserlerle karşılaşacaklardır.
M. Altan: “Şiir Uğruna Çile Çekmek Gerekir…” Nurullah Genç
Yaşamın her katresine sinen çile, şairin avuçlarındaki şiir yazgısının hangi çizgisinde asıl ritmini yakalar?
N.Genç: Onu gerçekten çektiği zaman. Çile çekilmeden olgunlaşmıyor eser. Kolayına kaçmak değildir hayat. Şiir ise hiç değildir. Öyleyse bir zorluk aramalı hayatta, şiirde ise bir çile. Çünkü çile bizim kaderimizin bir parçasıdır. Cennetten sürgün edilmiş bir varlığın çileden başka neyi olabilirdi ki. O yüzdendir ki hayat dünyada sonunda mutlaka çileye dönüşür ve biter. Hiç çekmemiş olanı bile –ki bu mümkün değildir- ölüm anında çeker onu. Ve şair işte bu çekileni en çok hisseden ve hissettirendir. Şiir ise onu başka yüreklere ve dünyalara taşıyan. Mutluluğun şiiri çok azdır bu nedenle.
M. Altan: Aşağıdaki verdiğim kelimeleri siz de uyandırdığı manada tek bir cümle ile tanımlamanızı istesem…
Rüveyda… Varlığımızı adadığımız ve bizim için en güzel olan
Ev… Sürgün zamanlarının sığınağı.
Beşik… Anne rahminden sonraki koğuş.
İstanbul…Napolyun’un sözü: Dünya tek devlet olsa idi, İstanbul başkent olurdu.”
Sükut… Sözün sevdalısı.
M. Altan: Sayın Nurullah GENÇ şiir üzerine yaptığımız bu söyleşiye düşüncelerinizle kattığınız değer için teşekkür ediyorum…
N.Genç: Ben size teşekkür ederim. "
Mehtap ALTAN "
Sevgili mehtap ALTAN; henüz tam olarak içi görünmeyen kozalar olur ya, dizelerde giz yanıyla... Bu muhteşem söyleşiniz tam da bu noktada araladı o giz' i, kozanın içini biraz daha netleştirerek görmemizi sağladı.
Söylemleriyle dizelerinin örtüşürlüğünü -birebir- anladık, bir okur gözüyle .
Bu söyleşide öyle çok güzellikler gördüm ki...Henüz ayırdına varmadığım, tam olarak tanıyamadığım tanımlayamadığım kavramlar, tasvirler aralandı ışığınızla...Ve erincimi ifade edecek söz bulamadım, duygu ve düşüncelerimi size aktarmada... Üstelik, değerli şairin hemşehrim olduğunu öğrenmenin onurunu da yaşadım ayrıca, sayenizde.
Söyleşilerde öyle bir derinlik var ki; kültürel olsun,tarihi, toplumsal, sosyal olsun...Bir çok yaşanmışın izini görür, yeniden yaşarız satır aralarında. Kültürel anlamda, yapılan bu hizmetiniz de ileri süreçlerde önemiyle daha farklı ivme kazanacak, nesile daha net anlatacak bazı şeyleri, altını çizerek.
Öncelikle sizi kutluyorum bu duyarlı, zarif ve bir o kadar da sorumluluk gerektiren söyleşiyi omuzlarınıza tatlı ve onurlu bir görev anlayışıyla yüklediğiniz, bizlerle paylaştığınız için... Ve tabii ki değerli hocamıza; samimi, içtenlik dolu, net ve derin söylemlerin nakış gibi yüreğimize, ufkumuza kazınmasında doğrudan pay sahibi olduğu için teşekkür ediyor; başarılarla dolu, kalıcı , çoğaltıcı nice edebî paylaşım dileklerimle saygı ve dostça selâmlar diyorum.
kaynak:
http://www.edebiyatdefteri.com/
Her nefeste Gülce...
Alıntı
Tweet
Benzeyen Konular
Konu:
Yazar
Cevaplar:
Gösterim:
Son Mesaj
" Bir Yanı Yangın, Bir Yanı İmtihandır; Aşkın! " Şiirine Yorumum
RefikaDogan
3
3,028
30/07/2013, 06:55
Son Mesaj
:
elnurə
"YÜREĞiNDE DAĞILIYORUM! .." - Hikmet Çiftçi 2 Şiirine Yorumum
RefikaDogan
1
2,225
10/12/2012, 23:10
Son Mesaj
:
osman7159
- Ay Işığı Sonatı " Rengin ALACAATLI Şiirine Yorumum
RefikaDogan
1
2,155
10/12/2012, 22:52
Son Mesaj
:
osman7159
“ EL DEYİŞTİRDİ ” Şiirine Yorumum
RefikaDogan
0
1,633
11/09/2012, 00:13
Son Mesaj
:
RefikaDogan
“ DİLİNİZE SAHİP OLUN ” Şiirine Yorumum
RefikaDogan
0
1,499
11/09/2012, 00:11
Son Mesaj
:
RefikaDogan
“ Pandora'nın Kutusu ” Şiirine Yorumum
RefikaDogan
0
1,560
10/09/2012, 17:11
Son Mesaj
:
RefikaDogan
“ Aşk-ı Bahar ” Şiirine Yorumum
RefikaDogan
0
1,643
10/09/2012, 17:08
Son Mesaj
:
RefikaDogan
“ SABÂH DUÂSI ” Şiirine Yorumum
RefikaDogan
0
1,967
10/09/2012, 16:59
Son Mesaj
:
RefikaDogan
“ Çınar İzleri ” Şiirine Yorumum
RefikaDogan
0
1,671
10/09/2012, 16:42
Son Mesaj
:
RefikaDogan
“ DERE SUYUN NEREDE? ” Yazısına Yorumum
RefikaDogan
0
1,661
10/09/2012, 16:33
Son Mesaj
:
RefikaDogan
Lütfen seçim yapın:
--------------------
Özel Mesajlar
Kullanıcı paneli
Kimler Çevrim içi
Arama
Ana Sayfa
GÜLCE EDEBİYAT AKIMI
-- GÜLCE ŞİİR TÜRLERİNE GÖRE ŞİİRLER
---- BULUŞMA
---- ÇAPRAZLAMA
---- TRİYOLEMSİ
---- ÜÇGÜL
---- ÜÇGEN
---- DÖNENCE
---- TOKMAK
---- AKROSTİK
---- SONE'M
---- GÜLCE
---- TEKİL
---- YİĞİTCE
---- YUNUSCA
---- BAHÇE
---- SERBEST ZİNCİR
---- ÖZGE
---- GÜLİSTAN
---- YEDİVEREN
---- TUĞRA
-- GÜLCE YAZAN ŞAİRLERİMİZİN GÜLCE ve DİĞER ŞİİRLER
---- (H)
------ Harun YİĞİT
------ Harun YİĞİT
------ Hasan ULUSOY
------ Hasan ULUSOY
------ Hatice ALTAŞ(Asi Çiçek)
------ Hatice ALTAŞ
------ Hacer KOZAN
------ Hatice KATRAN
------ Hatice KATRAN
------ Hikmet ÇİFTÇİ
------ Hülya EKMEKÇİ
------ Hülya EKMEKÇİ
---- (I-İ)
------ İbrahim COŞAR
------ İbrahim COŞAR
------ İbrahim İMER
------ İbrahim İMER
------ İbrahim ETEM EKİNCİ
------ İbrahim ETEM EKİNCİ
------ İhsan ERTEM
------ İhsan ERTEM
------ İsmail KARA(Karozan)
------ İsmail KARA(Karozan)
---- (K)
------ Köksal KIRLIOĞLU
---- (M)
------ Mahir BAŞPINAR
------ Mahir BAŞPINAR
------ Mehmet NACAR
------ Mehmet NACAR
------ Mehmet ALUÇ
------ Mehmet ALUÇ
------ Mehmet ALUÇ
------ Mehmet ÖZDEMİR
------ Mehmet ÖZDEMİR
------ Meltem ARAS
------ Meral ADAK
------ Meral ADAK
------ Melahat TEMUR
------ Mevlüde DEMİR
------ Mevlüde DEMİR
------ Miktad BAL
------ Miktad BAL
------ Mübeccel Zeynep ÜNALAN
------ Mübeccel Zeynep ÜNALAN
------ Muhammed İsa ÖZTÜRK
------ Muhammed İsa ÖZTÜRK
------ Mehmet Ziya DİNÇ
------ Mehmet Ziya DİNÇ
------ Mustafa CEYLAN
------ Mustafa CEYLAN
------ Mustafa CEYLAN
------ MUSTAFA CEYLAN(Editör)
-------- Mustafa CEYLAN
---------- Mustafa CEYLAN(On Punto Yazıları)(Makaleler)
---------- GÜNE BAKIŞ
---------- TAŞ YAĞMURU(Ceylan'ın kaleminden)
---------- Hakkında Yazılanlar
---------- DİĞER ŞİİRLERİ
---------- Hayatı
---------- Sanatı
---------- Hocaları
---------- Çocukluğu
---------- Gençliği
---------- Özlü Sözleri
---------- Önsöz Yazdığı Kitaplar
---------- Siyasete İlgisi
---------- Bestelenen Şiirleri
---------- Fotoğrafları
---------- Mühendisliği
---------- Düzenlediği Etkinlikler
---------- Konferansları
---------- Yer Aldığı Antolojiler
---------- Kitapları
---------- EZAN SUSMAZ Kitabı içindekiler
---------- "YANDI BU GÖNLÜM"-Hacı Bayram Veli Kitabı içindekiler
---------- TAHİR KUTSİ MAKAL Kitabı İçindekiler
---------- SEĞMEN RUHU Kitabı İçindekiler
---------- TOROSLARIN TÜRKÜSÜ Romanı
---------- Armağan-2(AHMET TUFAN ŞENTÜRK İÇİN NE DEDİLER?)Kitabı içindekiler
---------- Armağan-1(ANILAR KORİDORU İÇİNDE SARIVELİLER)Kitabı
---------- YARALI CEYLAN Şiir Kitabı İçindekiler
---------- PAŞA GÖNLÜM Şiir Kitabı İçindekiler
---------- Kırat Geliyor Kitabı İçindekiler
---------- Her Yönüyle YENİMAHALLE Kitabı
---------- Tarihi ve Folkloruyla Elmadağ Kitabı İçindekiler
---------- Köylerimiz Kitabı İçindekiler
---------- Köyümüz Yeşildere Kitabı İçindekiler
---------- Bayramlar Haftalar Günler Kitabı
---------- Ahmet Tufan Şentürk Kitabı
---------- Halil Soyuer Kitabı
---------- Detanlaşan Köylü İsa Kayacan Kitabı
---------- Abdullah Satoğlu Kitabı
---------- Güzide Taranoğlu Kitabı
---------- Gülendenin Beşiği Kitabı
---------- GÜLLÜK ANTOLOJİ (2006)Kitabı
---------- GÜLLÜK ANTOLOJİ(2007)Kitabı
---------- CEYLAN-Tahliller-MAKALELER-Görüşler
---------- Güllük Dergileri
---------- Kapodokya Güneşleri Kitabı
---------- Bir Yanardağ Fışkırması Kitabı
---- (P-R)
------ Rahime KAYA
------ Rahime KAYA
------ Refika DOĞAN
------ Refika DOĞAN
------ Ramazan EFE
------ Ramazan EFE
------ Rengin ALACAATLI
---- (S-Ş)
------ Sabiha SERİN
------ Sabiha SERİN
------ Serap HOCA(Serap ÖZALTUN)
------ Serap HOCA(Serap DEMİRTÜRK)
------ Süleyman KARACABEY
------ Süleyman KARACABEY
------ Serdar AKKOÇ
------ Serdar AKKOÇ
------ Sevgili ÖZBEK
------ Sevgili ÖZBEK
------ Şemsettin DERVİŞOĞLU
------ Şemsettin DERVİŞOĞLU
------ Şükran GÜNAY
------ Şükran GÜNAY
---- (T-U-Ü-V)
------ Turan UFUKTAN
------ Ümran TOKMAK
------ Ümran TOKMAK
---- (Y-Z)
------ Yusuf BOZAN
------ Yüksel ERENTÜRK
------ Yusuf BOZAN
------ Yüksel ERENTÜRK
------ Yusuf Ziya KARAHASANOĞLU
------ Zübeyde GÖKBULUT
------ Zübeyde GÖKBULUT
------ Yıldız TOKSÖZ
------ Yıldız TOKSÖZ
GÜLCE'YE DAİR
-- GÖRÜŞLER
---- Gülce Nedir?
---- Gülce ve Ozanlık
---- Gülce Manifestosu
---- 5 Hececiler ve Gülce
---- Garip Akımı ve Gülce
---- Fecr-i Ati ve Gülce
---- Hisarcılar ve Gülce
---- Neyzen Tevfik, Aşk
---- Mazmunlar
---- Gülce Ne Değildir?
---- Hece Vezni ve Gülce
---- Serbest Şiir ve Gülce
---- Aruz Vezni ve Gülce
---- Gülce ve Zolal
---- Gülce Tarihinden
---- GÜLCE-(Atölye)-Video Dersler
------ Gülce Etkinlikleri
------ Kurucular Beyanı
------ Gülce 2009
------ Doğru Yaz/Konuş
------ Gülce-2010 Projeleri
------ Gülce-2011 Projeleri
------ Üstad Necip Fazıl'dan
------ Gülce-Aruza Dair
------ Öneriler-Çalışmalar
------ GÜLLÜK DERGİSİ
------ Gülce'ye Öneriler
------ Röportajlar
------ Negatif Bakışlara
------ Aleyhimizdekiler
------ M.E.B' na
---- Gülce'de Mesajlar-Projeler
------ Gülce-Güldeste(1)
------ Destanlarımız
------ Dede Korkut
------ Öncü Kadınlarımız
------ Peygamberlerimiz
------ Nutuk(Gülce)
------ Nutuk(Z.Korkmaz)
------ Kutlu Hanımlar
------ Ozanlarımız
------ NasrettinHoca
------ Yedi Askı
GÜLCE TÜRK ŞİİR AKADEMİSİ
-- Şiir Akademisi
---- Şiir Akademisi
------ HALK EDEBİYATI
-------- DİVAN EDEBİYATI
-------- BATI EDEBİYATI
-------- YENİ TÜRK EDEBİYATI
---- Hece Vezni' ne Dair
---- Şiir Tahlilleri
---- Aruz Vezni' ne Dair
---- Hiciv Tarihinden
---- Ustalardan Şiirler
---- Ustalardan Makale
---- Aramızdan Ayrılanlar
------ Ustalardan Şiirler
-------- A. Tufan ŞENTÜRK
-------- DİLAVER CEBECİ ANISINA
---- Şiir Üstüne (Serbest)
---- Atışma Sayfamız
---- Denemeler-Makaleler
---- Şiirde Dönüşüm
---- Şiir ve Anlatım
-- Türk Edebiyatı Şiir Türleri
---- Şiir Türleri
---- İslâmiyet Öncesi
---- Servet-i Fünun
---- Garip Şiirler
---- Akımlar
---- Edebî Sanatlar
---- Söz Sanatları
---- Şair Padişahlar
---- Şiir Tarihimizden
---- Yıllara Göre Edebiyat
---- Mehmet Nacar
DÜNYA EDEBİYATI
-- Dünyadan Şiir Türleri
---- Burns Stanza
---- Choka
---- Go Vat
---- Catena Rondo
---- Onegin Stanza
---- Canzonetta
---- Bauk Than
---- Rhupunt-Galce
---- Septilla
---- Viator
---- Luc Bat
---- Tritena
---- Pantoum
---- Shakespeare Sonnet
---- Diamonte
---- Villanelle
---- Hutain
---- Hex Sonnata
---- Hexaduad
---- Haynaku
---- Harrisham Rhyme
---- Guzzande
---- Gratitude
---- Glosa
---- Garland Cinquain
---- Fornlorn Suicide
---- DÜNYA EDEBİYATI
---- Dünyadan Destanlar
---- Dünyadan Şiirler
KAYNAKÇA
-- Konularına Göre Şiirleriniz
---- Aşk Şiirleriniz
---- Atatürk Şiirleriniz
------ 23 Nisan Şiirleri
------ Atatürk'e Dair
---- Kahramanlık Şiirleriniz
---- Doğa Şiirleriniz
------ 2009 Yılı Sayılarımıza
---- Taşlama Şiirleriniz
---- Gurbet Şiirleriniz
---- Tasavvuf Şiirleriniz
---- Barış Şiirleriniz
---- Şehir Şiirleriniz
---- Anne Şiirleriniz
------ Babanıza Şiirler
---- Doğum Günü Şiirleriniz
---- Deprem Konulu Şiirler
---- Diğer Şiirleriniz
---- Köşe Yazarlarımız/Makaleler
------ Mustafa CEYLAN
------ Refika DOĞAN
------ Osman ÖCAL
------ Ahmet ÖZDEMİR
------ A. S. ATASAYAR
------ Prof.Dr.İsa KAYACAN
-------- Prof. Dr. İSA KAYACAN
------ Rahime KAYA
------ Harun YİĞİT
------ İlqar MÜEZZİNZADE
------ Sündüz BİGA
------ Nazmi Öner(Şiirler)
------ Nazmi ÖNER(Nesirler)
------ Coşkun KARABULUT
------ Prof.Dr.İsmail YAKIT
------ Prof.Dr.Asım YAPICI
------ Sabit İNCE
------ Muhsin DURUCAN
------ Abdulkadir GÜLER
------ Ünal Şöhret DİRLİK
------ Metanet YAZICI
------ A.Aşkım KARAGÖZ
------ Gazanfer ERYÜKSEL
------ Mehmet GÖZÜKARA
------ Necdet BULUZ
------ Yusuf Özcan
------ Afife Demirtaş
---- Mustafa Ceylan
---- Bizden
-- Video Yağmuru
---- Ozanlar-Şairler
---- Bizden Videolar
---- Rasim Köroğlu
-- Genel
---- SERBEST KÜRSÜ
---- Duyurular
---- Röportajlar
---- Günün Şiiri
---- Günün Nesiri
Edebiyat Biz Platformumuzda
-- Gülce Tv
-- Türk Argo Sözlüğü
-- Edebî Konular Forumu
Konuyu görüntüleyenler:
1 Misafir
Mustafa Ceylan |
Dost Sitelerimiz:
Türkçe Çeviri:
MyBB
Türkiye
Üretici:
MyBB
, © 2002-2025
MyBB Group
-Theme © 2014 iAndrew
Sitemizde yer alan eserlerin telif hakları şair-yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir.(Haberleşme : ceylanmustafa_07@hotmail.com)
Doğrusal Görünüm
Konu Görünümü
Yazdırılabilir Sürüm
Konuya Abone Ol
Konuya Anket ekle
Konuyu Arkadaşına Gönder