• SiteAna Sayfa
  • Güllük Dergisi
  • Şairlerimiz
  • Arama
  • Üyeler
  • Video
  • Yardım
  • bayrak

Giriş Yap   Kayıt Ol
Oturum Aç
Kullanıcı Adı:
Şifre: Şifremi Hatırlat
 
Gülce Edebiyat Akımı
gulce
Your browser does not support the audio element.

Akdeniz Radyo istek
Tıklayın-Okuyun/Güllük Dergisi

Google Web'de Ara Sitede Ara
Submit Face book
  • 0 Oy - 0 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Konu Modu
ÖLDÜRÜLEN ŞAİRLER(98): UĞUR KAYNAR
Dışarıda Site Yönetimi
Admin
*******
Üyelik tarihi: Jan 2008
Mesaj Sayısı: 12,518
Konu Sayısı: 11,588
 
#1
12/11/2012, 01:38


ÖLDÜRÜLEN ŞAİRLER(98): UĞUR KAYNAR


Demiştir Ki:

“MÜSVETTE AŞKLAR
I

Ah benim yaka cebim
Yaka cebimde kaybettiklerim
Şiir müsvetteleri
Müsvette aşklar
Ve köstekli bir saatin kurma kollarına mecbur edilen
Zamanın arşı endam yüzü
Endamına kurban olup
Yaylı keman diline düşürdüğümün gecesi
Gecesi ayaz sevgili
Ey sevgili
İçimdeki köşelerine kırmızı mumlar dikip
Yakıyorum geceleri
Geceler ateş müsvettesi

Bizim akşamcıya
Ama hiçbir akşamcıya
Kumkapı meyhanelerinde
Balıkla rakı içmedi denilemez
İçti de denilemez tabi
Ama bilseniz
Bir bilseniz
Ekmek arası balık
Balık arası rakıyla
İki tek çatılan çadır aleminin keyfini
Kimler
Ah kimler kaçırdı
Kaçan balık büyüklüğünde kendini

İşte kumkapıdasın
Meyhanedesin
Ve balıkla rakı içiyorsun
Kapı açık
Kapı azıcık açık
Bir küçük nokta giriyor içeri
Koca bir dizenin sonunda
Ardında büyük bir harf
Bir sıkıntının baş harfi
Sonra çekimser hayat
Ve sıkıntılar
Bizlik
Bize göre
Bizden yana sıkıntılar

Örneğin
Sıkıntıdan öptüğün bir kadın
Bakarsın aşık olur sana
Bakarsın rüya gibi kayar ellerinden
O senin
Sen rüyanın sıkıntısı olursun birden
Ve şaşarsın bu işe

Uğur Kaynar



*
1956 yılında Sivas-Zara’da dünyay geldi. Yer yer ironik şiiri öne çıkardı. El Yazıları yayıncılık’ın yönetmenliğini yaptı. “Çiçekler Halaya Durdu, Gizemya, Aşkınam” şiir kitaplarını yayınladı. Sivas-Madımak Oteli yangınında yakılarak öldürülen şairlerimizden.
*
Demiştir Ki:

“YİNE DE GÜL
Gecenin kör vaktidir
fırtınalar yedeğimde yürürüm
ayakta ve perişan,
ocağım,
köz rengine ısıtır ellerimi.
Tutarım,
bir acı zeytin yerim,
tadı damağımda söyleşir durur.
Dilimde onlarca söz aç/açıktır.
Ak kâğıttan yapraklıdır isyânım.
Sağılır gelir mavi uçuşlarıyla martılar,
sözcükler süzülür de
kanat tutar
kıraç toprağına dizenin.”



*

"Öldüğünde / doğduğum yere gidiyorum / yıllarca süren bir hasret ve bilinmezliği / işte böylesine yeniyorum."
Uğur Kaynar'dan geriye, askılı deri çantasının kalacağını; çantadan, üzerinde yukarıdaki dizelerin çiziktirildiği beyaz bir peçetenin çıkacağını; hayatıyla şiiri arasındaki trajik ilişkinin Uğur Kaynar'ın ölümünü anlamlandıracağını bilmiyoruz henüz.

"Uğur, hep tek başınaydı. Bilinçli olarak yanlız kalmayı isteyen, yanlız olmayı seçen bir insandı. Hep yalnızdı. Ve o yanlızlığını bir oya gibi işledi şiirlerine"

Uğur çok hüzünlü bir adamdı. Şiirlerinin teması sevmektir, sevdadır... Sevmeyen insanlara, sevmeyi bilmeyen, daha doğrusu öğrenemeyen insanlara yönelik, çok ciddi eleştiriler vardır. Her kitabı, yüklü bir hüzün anlatımıdır. Zorlu ve Kavgalı yıllar. Ülke, politik bir kaosu yaşıyor, Uğur Kaynar'ı da fazlasıyla etkileyen ve belirleyen politik mücadeleler dönemi. Sürekli içeri alınıp bırakılmalar... 12 Eylül döneminde, iki yıla yakın Mamak'ta yatan Uğur Kaynar, şiir yazmanın, Uğur için bir yaşama biçimine dönüşmesi de o yıllara rastlıyor. "İlk kitabının naif, çocuksu havasından Gizemya ile sıyrılmıştır Uğur... Okuyan, rahatlıkla fark eder. Daha kentli duyarlığa dönüşmüştür şiiri... Alabildiğine bir hüzün vardır gene de, Hep bir hüznü yazardı ve bu hüznü şiirlerine yoğun olarak yansıtırdı."
Edebiyat çevresine rağmen çok yanlız bir adamdı... Duygulu ve yaralı bir insandı... Çoçuk yaşta annesinin ölümü, ailenin dağılması ve benzeri olgular, Uğur'u fazlasıyla etkilemişti. Uğur'da diyor Serap Kaynar; "Hayatı boyunca hep çekti kendini insanlardan, kendi kabuğunun içine girmeyi tercih etti... Kendini zorlayan bir insandı Uğur... Uyum sağlamıyordu ve bunu istemiyordu da... Her zaman kaygılı ve sıkıntılıydı.Hiçbir ortamda varlığını bütünüyle ifade edemiyordu... Sivas'taki ölümü de bir tekbaşınalıktık!"

Ölümünden sonra, Serap Kaynar'a bir torba içinde teslim ediliyor Uğur'un kalan eşyaları. Yanından hiç ayırmadığı, adeta kişiliği ile özdeşleşen askılı deri çantası ise bulunamıyor. Katliamdan birkaç gün sonra çanta, mucizevi bir biçimde bulunarak Serap Kaynar'a ulaştırılıyor; sapasağlam, ne bir yanık, ne bir koku... Peçeteler çıkıyor ortaya... "Dizelerini ilk olarak peçetelere yazardı, "Öldüğümde / doğduğun yere gidiyorum / yıllarca süren bir hasret ve bilinmezliği / İşte böylesine yeniyorum".

"Madımak'tan sağ çıkamayacağını biliyordu Uğur... Otelin merdivenlerinde Behçet ve Metin ağabey ile birlikte çekilen fotoğraflarından anlıyorum bunu" Uğur Kaynar'ın ölümü bile, sancılı hayatına karşı elde ettiği bir yengi değil mi?”(kaynak: http://www.gelincanlar.com/)

*

2 Temmuz 1993'te Sivas Madımak Oteli'nde katledilen aydınlardan biri olan şair Uğur Kaynar'ın kardeşi ağabeyini anlattı. Uğur Kaynar’ın yaşam ve şairlik serüvenine birinci elden tanıklık ettiğini söyleyen ve kendisi de şair olan Soner Kaynar, "36 yıllık kısacık ömrüne beş kitap sığdırdı, çalışkan bir şairdi" sözleriyle tanımladığı ağabeyini, "günün 24 saatini şiirle yaşardı. Sivas’a da şairlik misyonu gereği kitaplarını imzalamak için gitmişti" sözleriyle andı.

İşte Sivas katliamının 18. yılında Soner Kaynar'ın tanıklığıyla 2 Temmuz ve sonrası..

3 TEMMUZ SABAHI SİVAS'TAYDIK

"Katliam haberini alır almaz gece yola çıktık. 3 Temmuz 1993 sabahı Eşi Serap Kaynar, Metin Altıok’un eşi Nebahat Altıok ve Uğur Kaynar’ın bacanağı İrfan Demirkol’la birlikte Sivas’ taydık. Şehrin girişi ağır silahlarla donatılmış komandolarca kuşatılmıştı.Valiliğe ulaşana kadar üç kez arama kontrol noktasında durdurdular, askerlerin başında ki bir yüzbaşı Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş’in burada olduğunu sıkıyönetimden de öte bu durumun bundan kaynaklandığını açıklama ihtiyacı duymuştu.

CEBİNDEN ELLİ LİRA VE BAFRA SİGARASI ÇIKTI

Savcı teshiş için beni çağırdı. Üst üste istiflenmiş cesetlerin arasından çıkardım ağabeyimi. 'Evet' dedim, 'bu Uğur Kaynar'dır.' Eşyalarını getirdiler. Otopside parçalanmış giysilerini ve sağ kolu yanmış gömleğini. Cebinde bugünkü parayla 50 lira, yeni açılmış bir paket Bafra sigarası ve ağızlık hepsi bu kadar. Acaba gözü dönmüş yobaz katiller yaktıkları adamın hemşehrileri olduğunu biliyor muydu? Günler sonra bulduğum meşhur çantası içerisinde bir peçeteye yazılmış son dörtlüğünde şöyle sesleniyordu: "…öldüğümde / doğduğum yere gidiyorum / yıllarca süren bir hasret ve bilinmezliği / işte böyle yeniyorum…”

YAKANLARDAN MISINIZ, YAKILANLARDAN MI?

Uğur Kaynar’ın kardeşi veya ülkemizin demokrasi mücadelesinde öldürülen diğer aydınların yakını olmak ağır bir yüktür. Bunu taşıyanlar bilir. Örneğin Sivaslı olduğunuzu bilen komşunuz “…yakanlardanmısınız? yakılanlardanmısınız?...” diye sorar size. Dilinizin ucuna çok şey gelir söyleyemezsiniz. Acınızı saklayarak susmak en iyisidir.

KATLİAMDAN BEŞ SAAT ÖNCE ÇEKİLEN FOTOĞRAF

1979 yılında yattığı Mamak Cezaevine görüşmecisi iki haber getirdi. Babası ölmüştü birde kızı olmuştu. Cezaevi koşullarında, insan yaşamındaki önemli bu iki olgunun iç içe geçtiği bu haber Uğur Kaynar’ın iç dünyasında derin izler bırakmıştı. Ne zaman Madımak Otelinde merdivende oturan üç has şairin fotoğrafını görsem, yüzlerindeki derin hüzün bana bu ölüm acısını ve doğum müjdesini hatırlatır. Madımak otelinin merdivenlerinde saat 3 sularında çekilen bu fotoğrafta 5 saat sonra yaşanacak katliamı şair sezgisiyle hissettiklerine inanırım.

ŞAİRLİĞİNİ BESLEYEN DAMAR, KEDERLİ ANADOLU TOPRAKLARIYDI

Uğur Kaynar, 1978, 1979 ve 1980 sonrası çeşitli aralıklarla Mamak Cezaevinde yattı. 12 Eylül öncesi verilen anti-faşist mücadelenin önemli figürlerindendi. Şentepe direnişinde, ODTÜ işgalinde, Çorum olaylarında,Tuzluçayır’da, Piyangotepe’de nerede bir faşist saldırı varsa Uğur Kaynar ve arkadaşları ordaydı. 1983 yılında cezaevinden çıktı. 1988’den itibaren kendini şiire adadı. Şiirini ve şairliğini besleyen ana damar büyük acılara tanıklık etmiş kederli Anadolu topraklarıydı."
Soner Kaynar'ın, ağabeyi Uğur Kaynar'ın ardından yazdığı şiir:

KARDEŞİME TÜRKÜ

Buruk bir sessizlik saklardın
dağıtırdı saçlarını Mayıs
saklardım geceyi gözlerine
gelirdin
geldiğin yerden
dağ kokulu öpüşler getirirdin
CİNATINA binerdin
sen ki
sokağın yangına ateşle koşan şairiydin
ekmeğin yoktu
tuzun da
tütünün de.

Yürüdük
bir sevdayı yüreğimize basarak
ayak izlerimizden
sokaklarda
kaygılı yüzler karşılardı bizi
ben yalnızlık
derdim adına
sen hüzün
sen ki
sokağın yangına ateşle koşan şairiydin
ekmeğin yoktu
tuzun da
tütünün de.

Sahi biz seninle
hiç türkü söylemedik mi
alınlarımızı güneşe de mi vermedik
sahi biz seninle
hiç bahara da mı çıkmadık
“…bahar annemizin yemenisinde solgun bir çiçek miydi?...”
kent varoşlarında
fabrika yollarından
bu ihanet yangınından
dağlar daha mı yüceydi
yani dağlar mı ürküttü yüreklerimizi.

Sen ki
sokağın
menekşe yüzlü çocuklarının
yüreklerine
vurgundun
ve gecesinde
oynaşan yıldızlarla
sancıyan
bir sessizliği kuşanıyordu bedenin
şiirse
yaralı bir ceylan gibi
dolanıp dururdu damarlarında
ekmeğin yoktu
tuzun da
tütünün de.

Aşkınam
aşkınam
aşkınam
bir şair ölür
ekmeksiz
tuzsuz
ve tütünsüz
artık
yalnızlığıma yürüyorum bu sokaklarda
acıyla kanıyor
bastığım kaldırım taşları
hoşça kal şair dostum
insan kardeşim.

Soner KAYNAR
Odatv.com
Alıntı  
Tweet      
     


Benzeyen Konular
Konu: Yazar Cevaplar: Gösterim: Son Mesaj
  Öldürülen Bulgar Şairi : NİKOLAY VAPTSAROV Mustafa Ceylan 0 2,443 06/04/2016, 00:10
Son Mesaj: Mustafa Ceylan
  Öldürülen ÇİN'li Şair : VEN YİDUO (WEN İ-TO) Mustafa Ceylan 0 1,119 06/04/2016, 00:03
Son Mesaj: Mustafa Ceylan
  Öldürülen Bulgar Şairi : HRİSTO YASENOV Mustafa Ceylan 0 1,298 06/04/2016, 00:00
Son Mesaj: Mustafa Ceylan
  Öldürülen 101 Şair ve Mustafa Ceylan /49.Yıl Sanat Etkinliğinde yapılan konuşma metn Site Yönetimi 2 1,709 28/01/2015, 03:07
Son Mesaj: Mustafa Ceylan
  ÖLDÜRÜLEN 101 ŞAİR ÜZERİNE Şair Nadir SAYIN'ın facebookdaki paylaşımıdır Site Yönetimi 1 1,466 13/09/2014, 12:33
Son Mesaj: Aksakal
  Yakılan Şairler ve Mustafa CEYLAN'ın ÖLDÜRÜLEN 101 ŞAİR KİTABI Site Yönetimi 0 1,990 03/07/2014, 01:58
Son Mesaj: Site Yönetimi
  ÖLDÜRÜLEN 101 ŞAİR Mustafa Ceylan 4 2,735 25/04/2014, 07:58
Son Mesaj: Cumalioğlu
  ÖLDÜRÜLEN 101 ŞAİR (Mehmet NACAR yazısı) Site Yönetimi 1 1,930 05/01/2014, 22:21
Son Mesaj: osman7159
  ANTALYALI ŞAİRLER(1) : Baki Süha EDİBOĞLU Mustafa Ceylan 3 3,044 11/05/2013, 10:19
Son Mesaj: asuman soydan
  ÖLDÜRÜLEN ŞAİRLER(101):Nesimi Çimen Mustafa Ceylan 1 2,795 05/01/2013, 01:24
Son Mesaj: RefikaDogan

Digg   Delicious   Reddit   Facebook   Twitter   StumbleUpon  


Konuyu görüntüleyenler:
1 Misafir

Mustafa Ceylan |
  •  
  • Yukarı dön  
  • Lite mode  
  •  Bize Ulaşın


Dost Sitelerimiz:

Türkçe Çeviri: MyBB Türkiye
Üretici: MyBB, © 2002-2021 MyBB Group-Theme © 2014 iAndrew

Sitemizde yer alan eserlerin telif hakları şair-yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir.(Haberleşme : ceylanmustafa_07@hotmail.com)
Doğrusal Görünüm
Konu Görünümü
Yazdırılabilir Sürüm
Konuya Abone Ol
Konuya Anket ekle
Konuyu Arkadaşına Gönder