SiteAna Sayfa
Güllük Dergisi
Şairlerimiz
Arama
Üyeler
Video
Yardım
Giriş Yap
Kayıt Ol
Oturum Aç
Kullanıcı Adı:
Şifre:
Şifremi Hatırlat
Beni Hatırla
Your browser does not support the audio element.
Akdeniz Radyo istek
Tıklayın-Okuyun/Güllük Dergisi
Web'de Ara
Sitede Ara
0 Oy - 0 Yüzde
1
2
3
4
5
Konu Modu
ÖldürülenŞairler(2):Nesimî
Mustafa Ceylan
Site Yönetimi
Üyelik tarihi:
Nov 2008
Mesaj Sayısı:
2,007
Konu Sayısı:
1,502
#1
10/01/2012, 03:32
(Bu mesajı son düzenleyen: 25/10/2014, 15:09
Site Yönetimi
.)
Ey Şiir !...
Sen, hem iten, olayları körükleyen; hem de karşı çıkansın.
Çünkü, saraylara kul-köle yaptığın şairlerin de var, onlara isyân edenlerin de... Kurulu düzenin emrinde "varol-yaşa padişahım!diyerek, "zafername"ler yazan şairlerin de var; o düzeni değiştirip, Hakça, halkça ve adil bir düzen kurmak isteyip de bu isteğin ateşiyle yanıp tutuşan, halka ışık, aşk, iman ve yumruk olan ve sonra da senelerce bu düşüncelerinden ötürü zindanlarda yaşayan şairlerin de...
Hattâ bugünü beğenmeyip, mâziye, düne takılı kalmış; hep o eski günleri yaşayan ve yaşatmak isteyen mısra işçilerin olduğu gibi, gününü gün eden ya da gelecek günleri, öteleri nakışlayan mısra kuyumcuların da...
Sen, her ikisinin de arasındasın. Her ikisine de "eşit" mesafedeyim deme bana, zira asla inanmam; inandıramazsın ki. En çok zulmettiklerin, en çok sürgünlere düçar olanların, senelerce demir parmaklıklar arkasında hapis yatanların veya öldürülenlerin yürek seslerine gizlenmişsin. Oradan bakarsın yüzüme hep...
Çağlar boyunca, zulüm idarelerinin gündeminin birinci sırasını şairlerin cesaretli, korkusuz söylemleri işgal etti. Etti ya, sen onların sadece seyircisi idin. Önce olayı körükledin, ardından tırnak vuruşturup bekledin. Hınzırlığın işte tam bu noktada...
Ey Şiir !..
Biliyorum sabırsızsın.
Aykırılık içini gıcıklıyor...
Aykırılıklarla, kurulu düzene karşı isyan duyguların şaha kalkıyor. İhtilâlci olup çıkıyorsun...
Hükümdar kaftanlarının süsüne-püsüne aldırış etmeden, yayan yapıldak, kırlarda-bayırlarda, halk arasında gezmekten müthiş zevk alıyorsun. Aykırı davranışları ve söylemleri alabildiğine destekliyorsun. Yenilikler de aykırılıklardan doğar. Yenilikleri davet ediyor, köhnemiş anlayışlara savaş açıyorsun. İşte böylesi durumlarda, yeni doğmuş bir bebek kadar masumsun... Yaramazlıkların bizim de hoşumuza gidiyor. Olsun, var sen, hünkârların tuğraları altında ezilme de, çoban kavallarında kuzulara özgür türküler söylemeye devam et. Bu halini seviyorum ben...
Hak ve hakikatten ayrılmadın. Ayrılma da... Hurafe ve cehalet en büyük düşmanın. Duygulu ruhları, gerçeğin ışığında yıkamaya devam et. Et ki, şairlerin de sana benzesin. Toplumları çağın gerilerine götüren müstebit idarelere karşı uyandırsın sana vurgunlar.. Unutma e mi? ..
Fakat müstebit idarelerin aykırı görüşlere tahammülü yoktur.
Ama sen, aykırılıkları zirveye çıkarır, sesini-soluğunu keser, meydana gelecek olayları beklemeye başlarsın. Sultan buyruğunun bir an evvel çıkmasını aykırılık yaptırdığın sevdalının kafasında patlamasını istersin. Belki de istemezsin! ? Ama, bana öyle geliyor işte...
Geçenlerde seninle gecenin en ileri ve en sessiz saatinde bir gönül sohbetine tutuştuğumuzda bana, "ben garipten, yetimden, şairden, halktan yanayım. Güç ve güçlülerden hoşlanmıyorum" demiştin. Unutmadın değil mi?
Fakat, frensiz şairlerin çıkınca meydanlara, mısralarını, sazını, kalemini kurşun gibi kullandıklarında; öyle sessiz oluyorsun ki, yağmur öncesi buluta dönüyorsun sanki...
Sonra, o taşkın, o sınırları parçalayan, o dağları yerlere seren, kurulu ekonomik, siyasal, sosyal, inanç, gelenek vb sistematiğine baş kaldıran şairinin hâlini izliyor, şahitlik yapıyorsun da, şairin için verilen ölüm fermanlarını önleyemiyorsun.
Söyle bana, neden? Neden?
Önleyemiyor musun, yoksa, önlemek istemiyor musun?
İçinde yaşadığı halkın dili, gözü, kulağı, aklı, ruhu olan şairini-ozanını veya kötü gidişe dur diyerek bayrak kaldıran şairini çekip alamıyorsun işkence mengenelerinden, idam sehpalarından…
Hele ki, telle boğdurduklarını biliyorum. Kafasını kılıçla uçurttuğun kaç şair var, hele bir anlat da öğrenelim. İdam ettirdiklerini, genç yaşında, ömrünün baharında olan şairlerini koruyamayıp kendi ellerinle kabirlerine gömdüklerini söyle de bilelim.
Ey Şiir!...
Sen anlatamazsın onları.
Açtığımda bu defteri, dut yemiş bülbüle dönüyor, susuyor, mahzunlaşıyorsun.
Vaz geçtim, idam ettiklerinden. Bu sefer sana, idam ettirdikten sonra derisini yüzdürttüğün bir şairinden bahsedeceğim.
NESİMÎ
********
Biliyorsun değil mi?
Evet : Nesimi…
Nesimi' yi Nesimi yapan kim? Elbette sen! İçinde yaşadığı toplumun değer yargılarıyla ters düşüren kim? Elbette sen!
Nesimi' ye ne yaptın? Derisini yüzdürdün be! ! ! Derisini yüzdürdün! ! ! Acımadın bile! ! !
Nesimi (Bağdat 1339-Halep 1418) Bağdat yöresinde Nesim Bucağı' nda doğmuştu. Halep' te yaşamış, Hurufi Mezhebine bağlıydı. Bu filozof Türkmenin adını da değiştirdin. Asıl adı İmadettin' di. Doğduğu kasabanın adıyla onu bugünlere taşıdın. Hayrı ve aşkı telkin eden, heyecanlı bir şairdi o...
Ferdiyeti gösteren insan ruhunun cemiyeti ve külliyeti temsil eden ilâhi ruh ile- denize karışan yağmur taneleri gibi-imtizaç eylemesi lâzım geleceğini söylerdi. Bu telkinlerini, Halep' teki Kölemene İdaresi küfür saydı. Fikir ve görüşleri şeriate aykırı görüldü.
Azeri Lehçesi'yle yazdığı şiirleri, yalın dili, anlatım özellikleriyle bugünlere kadar geldi. Fikir ve düşüncelerinden asla ödün vermedi.
Vermedi de ne oldu?
Derisini yüzdüler. Sonra da ibret olsun diye cesedi bir hafta sokakta teşhir edildi.
Sen de bir güzel seyrettin onun derisinin yüzülmesini.
Nesimî, Alevi-Bektaşî geleneğinin yedi ulu ozanından birisidir. Sadece Alevi-Bektaşilerin değil, Azeriler’in de çok büyük önem verdiği bir ozandır. Azerbaycan’da “Nesimi Dilcilik Enstitüsü” adıyla bir enstitü de kurulmuştur.
*
Hurifiydi Nesimî.
Hurufilik: Kâinatın oluşunu ruha değil maddeye dayandıran her varlığı 32 harfle açıklamaya çalışan ve harflere esrarengiz manalar yakıştıran görüştür.
Şiirlerinde dini- tasavvufa karşı korkusuz ve biraz patavatsızca söylediği şiirler yanlış anlaşılarak öldürülmesine yol açmıştır. Tasavvuf inancını büyük coşkunluk ve içtenlikle söylemiştir. Çağının Türkçesini en güzel bir şiir dili haline getirmiştir.
Nesimi’nin halk, tekke ve divan şairlerimiz üzerinde azımsanmayacak etkileri vardır. Halka en çok yaklaşan divan şairidir diyebiliriz.
Bilhassa Bektaşiler ve vahdet-i vücut felsefesini benimseyenlerce büyük bir sûfi olarak kabul edilir.
Şiirlerinde ekseriyetle kendi görüşlerini telkin etmekle birlikte din dışı ve aşıkane gazellerde yazmıştır. Tuyuğları ve farsça gazelleri de mevcuttur.
Bir şiirinde demişti ki :
Ben yitirdim, ben ararım, yâr benimdir kime ne
Gâh giderim öz bağıma gül dererim kime ne
Gâh giderim medreseye ders okurum Hak için
Gâh giderim meyhaneye dem çekerim kime ne
Kelb rakip haram diyormuş şarabın bir katresine
Saki doldur, ben içerim, günah benim kime ne
Ben melâmet gömleğini deldim, taktım eynime
Ar u namus şişesini taşa çaldım, kime ne ?
Ah Yezid, seccadeni al yürü mescid yoluna
Pir eşiği benim Kâbem kıblegâhım kime ne
Gâh çıkarım gökyüzüne hükmeder kaftan kafa
Gâh inerim yeryüzüne yâr severim kime ne
Kelp rakip böyle diyormuş güzel sevmek pek günah
Ben severim sevdiğimi, günah benim kime ne
Nesimi'ye sordular, yârin ile hoş musun ?
Hoş olayım, hoş olmayım, o yâr benim, kime ne
Abdülbaki Gölpınarlı Hocamızdan, Nesimi hakkında bir öykü:
"Nesîmî'nin yüzülmesine fetva veren müftü, Nesîmî yüzülürken sağ elinin şahadet parmağını sallayarak, bunun diyormuş, kanı da pistir.
-Bir uzva damlarsa, o uzvun da kesilmesi gerekir !
Ve tam bu sırada Nesîmî'nin bir katre kanı müftünün şahadet parmağına sıçramış. Meydanda bulunan hâl ehli bir can;
-Mütfü efendi demiş, fetvanıza göre parmağınızın kesilmesi lâzım.
Müftü,
-Nesne gerekmez demiş. Biraz suyla temizlenir.
Bunu duyan Nesîmî, kanlar içindeyken:
“Zâhidin bir parmağın kessen dönüp Hak'dan kaçar
Gör bu miskin âşıkı ser-pâ soyarlar ağlamaz” beyitini muhtevi gazelini söylemiş.
Ve
Nesîmî' nin derisi yüzülünce bir de bakmışlar ki eğilip derisini almış ve bir post gibi sırtına vurup yürümüş. Kimse peşine düşmeye cesaret edememiş. Halep'in 12 kapısında bulunan kapıcılar ve halk görmüşler ki Nesîmî, derisi sırtında, kapıdan çıkmış ve sır olmuş. Kapıcılar ve halk bir araya gelince herkes, “falan kapıdan çıktı” diye iddiaya girişmiş ve anlaşılmış ki, oniki kapıdan da çıkmıştır.
Şimdiki tekke ve türbe de, onun gömüldüğü yere değil, yüzüldüğü yere yapılmış."
Nesimi’nin ölümü, Anadolu’da tepkiyle karşılanmıştır.
Ve
Anadolu’da, Şeyh Bedrettin tarafından yoksul-fakir insanların haklarını savunmak gibi toplumcu bazı ilkeleri ortaya koyan ve Osmanlı’ ya karşı örgütlenerek ayaklanma hareketi başlatan, ezilen halkın haklarını savunduğu için “sosyalist bir hareket olarak” kabul gören “Şeyh Bedrettin İsyanı” başlar.
Şeyh Bedrettin, çağının en büyük hukukçusudur.
Ve
Şeyh Bedrettin, ” Teshil” adlı yapıtında sorduğu bin soruya bin cevap vermiştir. Osmanlı’nın adaletinin de beş yüz yıl, Bedrettin’in “Teshil” adlı eseriyle sağlanması, tarihin bir başka garip yüzüdür. Bedrettin, ne yazık ki, Osmanlı’ya karşı giriştiği bu savaşı kaybeder ve 1417’ de ( bazı kayıtlara göre 1420) ‘de Serez’de asılır.
*
GELDİM’OLA BİZİM ELE BİR EREN?
Geldim’ola bizim ele bir eren ?
Durmadan anlatsın pirimi benim.
Gülce derler, sevdam odur, o ceren
Çiğ damlası saysın terimi benim.
Yolumda yoldaştır Yunusla Veysel
Dağlar mı? Olamaz âşığa engel
Hasret ateşiyle ölmeden evvel
Koysunlar mezara dirimi benim
Çile ozanıyım budur fermanım
Mekânda gölgeyim, zamanda can’ım,
Tükensin, kalmasın dizde dermanım
Alsınlar gözümden ferimi benim.
Dost halkasın yeni baştan dizsinler
Aşk bir haritadır, doğru çizsinler
İsterlerse yere koyup yüzsünler
Nesimiyle beraber derimi benim.
Başaklarda, karıncada, bulutlarda nefes alıp verenim
Öylesine mutluyum, duymadı hiç kimse zarımı benim.
Sesiyim sessizliğin, incinsem de incitmem, ilkem bu
Nar içinde saklıyım, bilen bilir, narımı benim.
Cümle kırmızılar kanımdan almıştır rengini
Ağlayan ırmaklar söndürmez har’ımı benim.
Yolcuyum kendi içime, arza gebeyim
Avcumda bin güneş var, yarımı benim.
Size derim size, ey insanoğlu
Etmeyin hesap, kârımı benim.
Kovanlar kapalı; nedendir?
Yakmayın arımı benim
Ceylan’ım, Nesimiyim
Hazırdır kefenim.
Her bağ bıçkısına gülümser etim
Ten ne ki, basit şey, ona gurbetim.
Suçlusun dediniz ağlıyor yetim
Sevabı sizlerin, cürümü benim
Geldim’ola bizim ele bir eren ?
Durmadan anlatsın pirimi benim.
Gülce derler, sevdam odur, o ceren
Çiğ damlası saysın terimi benim.
Mustafa CEYLAN
10.01.2012 03:30
Alıntı
RefikaDogan
RefikaDoğan
Üyelik tarihi:
Feb 2008
Mesaj Sayısı:
2,701
Konu Sayısı:
1,516
#2
10/01/2012, 11:49
En az dizeler kadar muhteşem söylemler nesir içinde okura sunulan...
"Şakşakçılık ve Hakça-Halkça"...
Toplumun her katmanında ortaya çıkabilen bu tür tavır-duruş sahibi insan ya da insanlar tarihe olumsuz anlamda yön vermiş, olmaması gereken yıkım ve acılara sebep olmuşlardır. Fakat sırtını güce / güçlüye dayayan bu tür kişi ve eylemleri Hakk' ın ve Halkın (doğrunun) yanında yer alan yürekli sanat ve bilim insanın onurlu, inançlı duruşu -halktan da aldığı destekle- etkisiz hale getirmiştir. Tabii bu cesur çabaların bedeli de çoğu kez canla ödenmiştir.
Tarihin her döneminde ve yeryüzünün her bir köşesinde bu ve buna benzer durumlar yaşanmakta; insanın iktidar, güç sahibi olma hırsı diğer birtakım art niyetli, kişiliksiz beklentilerle ve bu beklentilere boyun eğmeye, maşa olmaya hazır vasıfsız kişi ya da kişilerle birleşerek yine insana/insanlığa önemli kayıplar, istenmeyen sıkıntılar acılar yaşatabiliyor. Günümüzde de böyle değil mi? Çiğ süt emmiş insanoğlunun kaçınılmaz özelliklerinden biri olsa da bu durum; her şekilde ve her yerde mutlaka ki bir cesur yürek de çıkabiliyor; Hakk adına, Halk adına, inadına...
Bu muhteşem çalışmanın değerli kalemine saygıyla...
Her nefeste Gülce...
Alıntı
osman7159
Site Yönetimi
Üyelik tarihi:
Sep 2008
Mesaj Sayısı:
1,772
Konu Sayısı:
555
#3
10/01/2012, 23:49
BEN BU ÇALIŞMAYI ÖĞLEYİN OKUMUŞTUM. KAFAMA TAKILMIŞTI, KİME NE AYAKLI ŞİİR. BİYERDEE TANIYORDUM BU ŞİİRİ. SANIYORUM DİĞER BİR NESİMİYLE KARIŞTIRILIYOR BU NESİMİ. DEĞERLİ ÇALIŞMANIZA TEBRİKLER ÜSTAD.
http://vk.com/club35666845
Alıntı
Mustafa Ceylan
Site Yönetimi
Üyelik tarihi:
Nov 2008
Mesaj Sayısı:
2,007
Konu Sayısı:
1,502
#4
11/01/2012, 00:48
Evet Osman Hocam;
O zaman bilgi notu olarak sitemizde, bu yaznın altına
KUL NESİMİ hakkında da bilgi aktaralım, olmaz mı?
*
Teşekkürler...
*
Kul NESİMİ
**************
17. yüzyılda yaşamış nefesleriyle ünlü tekke şairi Kul Nesimî'nin asıl adı Ali'dir.
"Mahlasım Nesimi, ismim Ali'dir
Bu çarh dönmektedir, sanmam halidir
Şükür kalbim iman ile doludur
Cürm'i isyanımız bileden beri"
Alevi-Bektaşi inançlarını dile getirdiği şiirleriyle tanınır. Mahlasını 14.yüzyılda
yaşamış Hurufi şair Seyyid Nesîmî'ye olan sevgisi dolayısıyla aldığı ileri
sürülmektedir.
Saz elde, keçe külah başında, dere tepe, köy kasaba dolaşmış
bir derviştir. Nerede yaşadığı konusunda yeterli ve kesin bilgiler yoktur.
Hakkında bütün bilinen 1668'de sağ olduğu Bektaşiliğe bağlandığıdır:
"İkiyüz altmışdört yıldan sonra
Bu nazmile bunu ettim ben izhar"
* * *
"Meşrebidir herkese yaran olur Bektaşiler
Kimse bilmez sırlarını seyran olur Bektaşiler
...
Biz Tarık-ı Bektaşiyiz zikrederiz Hakk'ı biz"
* * *
"Pirim Alioğlu, Bozdoğan'dan gel oldu
Gördüm mürşidim, müşkülüm halloldu
Kılavuzum Şah Merdan Ali oldu
Özüme gönderdim kendi kuşumu"
Kendisi, Yunus Emre'nin izleyicilerinden Hacım Sultan'a bağlı Sait Emre'nin
soyundan geldiğini bildirmiştir:
"Şükür Hakk'a iyd oldu
Katarımız mezid oldu
Ceddim Said Emre'dir
Nesli de Said oldu"
Osmanlı- Safevi (İran) dinsel ve siyasal mücadelelerinde Safevi (İran) yanlısı
bir tutum takınması ve bunu şiirlerinde dile getirmesi nedeniyle kovuşturmalara
uğradığı ve öldürüldüğü sanılmaktadır:
"Mehdî-i zaman elde zuhur kalmaya perde
Yezit olanı kırsa gerek tig ü teberde
Nesîmi Şah'ın mehdin okur şam ü seherde"
Hem hece, hem de aruz ölçüsüyle yazmıştır. Şiirleri Hurufilik, Caferilik ve
Haydariliğe olan ilgisini yansıtır.
"Ben ol sadık kulam ki Caferi'yem
Hakikat söylerem ben Haydari'yem"
Yunus Emre ve Kaygusuz Abdal'ın etkisinde kaldığı, kimi şiirlerini
Seyyid Nesimi'ye NAZİRE olarak yazdığı kabul edilir.
"Kul Nesimi sen seni
Mana bilir söylersin
Biz bir deniz geçeriz
Bir ummana benzemez"
* * *
"Şîşemi ben daşe çaldım Hakkı izhâr eyledim,
Andan ahvel ağrısa doğru nazarlar ağrımaz" [Seyyid Nesimi]
* * *
"Ben melâmet hırkasını kendim giydim eğnime
Ar ü namus şişesini taşa çaldım kime ne" [Kul Nesimi]
Bazı şiirlerinde ham sofuları eleştirir. Özellikle heceyle söylediği şiirleri özgün
ve yalın bir dil taşır. Nefesleri, Aleviler ve Bektaşiler arasında çok benimsenmiş,
bazıları ezgileriyle günümüze değin ulaşmıştır.
Kul Nesimî, uzun süre 1404'te Halep çarşısında derisi yüzülerek öldürülen Azeri
asıllı Hurufi şair Seyyid Nesîmî ile karıştırılmıştır. Kul Nesimî'nin ayrı bir şair olduğunu,
yaşamıyla ilgili bilgileri ve şiirlerini ilk kez bir kitapta (Kul Nesimi, 1969) toplayan Cahit
Öztelli ortaya koymuştur.
(ALINTI)
Alıntı
nilay savaş
Yetkili Şair
Üyelik tarihi:
Oct 2011
Mesaj Sayısı:
53
Konu Sayısı:
23
#5
13/01/2012, 03:18
teşekkür ederim üstadım gece yarısında bir şeyler daha öğrenmenin hazzına vardım kutlarım
Alıntı
ŞükranGünay
Yetkili Şair
Üyelik tarihi:
Sep 2011
Mesaj Sayısı:
7
Konu Sayısı:
4
#6
27/03/2012, 10:53
Sisteme ters düşen kalemler hep yok edilmiş, gücü elinde tutanlar tarafından...
Benim de derdim, kadını küçümseyerek toplumun gelişmesini engelleyen dar kafalı ademler. Bilmezler ki, zarar gören eninde sonunda yine kendileridir...
ADEM
Keyfine kederse eksik etek der
Balımı görünce petek petek yer
Aklı kıt gelince saçımı ölçer;
Kendini köstekler bilmez garibim
Düşündüren kardeşimiz M. Ceylan'a teşekkürler. Sonsuz saygılar. Tabi tüm gül yüreklilere.
Alıntı
M.YAZICI
Yetkili Şair
Üyelik tarihi:
Oct 2011
Mesaj Sayısı:
390
Konu Sayısı:
114
#7
13/08/2014, 02:31
(Bu mesajı son düzenleyen: 02/04/2015, 15:25
M.YAZICI
.)
Şiir, dertlenmekten doğar, dertleri koza, yüreği kazandır şairin; kaynadıkça dert kozaları, ipek teller gibi çile-çile, yumak-yumak dökülür, kuşatır dört bir yanı, sürdürür varlığını nesilden nesillere... Kendi zamanının karanlığını yırtamaz'sa da; gelecek zamanlara ışık olur, GÜNEŞ olur ŞAİR, gönül gözüyle görür eksiği/gediği... Karanlığa bir mum yakmak adına göze alır en ağır bedeli/bedelleri... İdeali uğruna düşer yollara, olsa da canından... Dolaşır dağ bayır, kelâm eker geçtiği yollara; belki bir gün boy verir umuduyla...
Hiçbir emek yoktur ki; heba olsun! Mutlaka bir gün, bir şekilde çatlatır kabuğunu, çıkar gün yüzüne, tarihin tozlu sayfalarından ve işte böyle yâd edilir isimleri, üstad-lar tarafından ve işte böyle bir düşünce iklimi oluşturur, benim gibi nadan kalmışlara...
Onlar hep gönüllerde yaşayacaktır fakat Onları boğan karanlık dimağlar; kendi karanlıklarının girdabında, hiçliğe mahkûm olmaktan kurtulmaları çok zor!.. Dileğimiz; güneşin herkese doğması; hiç kimsenin ufuksuz karanlıklarda, zamanın gerisinde kalmaması...
Allah'ın Rahmeti, İnsanlığa Işık Olanların Üzerine Olsun... (Âmin)
Bu bilgileri derleyip sunan Üstadımıza En Derin Saygılarımla...
Metanet YAZICI
Alıntı
Tweet
Benzeyen Konular
Konu:
Yazar
Cevaplar:
Gösterim:
Son Mesaj
ÖLDÜRÜLEN ŞAİRLER(101):Nesimi Çimen
Mustafa Ceylan
1
3,084
05/01/2013, 01:24
Son Mesaj
:
RefikaDogan
Lütfen seçim yapın:
--------------------
Özel Mesajlar
Kullanıcı paneli
Kimler Çevrim içi
Arama
Ana Sayfa
GÜLCE EDEBİYAT AKIMI
-- GÜLCE ŞİİR TÜRLERİNE GÖRE ŞİİRLER
---- BULUŞMA
---- ÇAPRAZLAMA
---- TRİYOLEMSİ
---- ÜÇGÜL
---- ÜÇGEN
---- DÖNENCE
---- TOKMAK
---- AKROSTİK
---- SONE'M
---- GÜLCE
---- TEKİL
---- YİĞİTCE
---- YUNUSCA
---- BAHÇE
---- SERBEST ZİNCİR
---- ÖZGE
---- GÜLİSTAN
---- YEDİVEREN
---- TUĞRA
-- GÜLCE YAZAN ŞAİRLERİMİZİN GÜLCE ve DİĞER ŞİİRLER
---- (H)
------ Harun YİĞİT
------ Harun YİĞİT
------ Hasan ULUSOY
------ Hasan ULUSOY
------ Hatice ALTAŞ(Asi Çiçek)
------ Hatice ALTAŞ
------ Hacer KOZAN
------ Hatice KATRAN
------ Hatice KATRAN
------ Hikmet ÇİFTÇİ
------ Hülya EKMEKÇİ
------ Hülya EKMEKÇİ
---- (I-İ)
------ İbrahim COŞAR
------ İbrahim COŞAR
------ İbrahim İMER
------ İbrahim İMER
------ İbrahim ETEM EKİNCİ
------ İbrahim ETEM EKİNCİ
------ İhsan ERTEM
------ İhsan ERTEM
------ İsmail KARA(Karozan)
------ İsmail KARA(Karozan)
---- (K)
------ Köksal KIRLIOĞLU
---- (M)
------ Mahir BAŞPINAR
------ Mahir BAŞPINAR
------ Mehmet NACAR
------ Mehmet NACAR
------ Mehmet ALUÇ
------ Mehmet ALUÇ
------ Mehmet ALUÇ
------ Mehmet ÖZDEMİR
------ Mehmet ÖZDEMİR
------ Meltem ARAS
------ Meral ADAK
------ Meral ADAK
------ Melahat TEMUR
------ Mevlüde DEMİR
------ Mevlüde DEMİR
------ Miktad BAL
------ Miktad BAL
------ Mübeccel Zeynep ÜNALAN
------ Mübeccel Zeynep ÜNALAN
------ Muhammed İsa ÖZTÜRK
------ Muhammed İsa ÖZTÜRK
------ Mehmet Ziya DİNÇ
------ Mehmet Ziya DİNÇ
------ Mustafa CEYLAN
------ Mustafa CEYLAN
------ Mustafa CEYLAN
------ MUSTAFA CEYLAN(Editör)
-------- Mustafa CEYLAN
---------- Mustafa CEYLAN(On Punto Yazıları)(Makaleler)
---------- GÜNE BAKIŞ
---------- TAŞ YAĞMURU(Ceylan'ın kaleminden)
---------- Hakkında Yazılanlar
---------- DİĞER ŞİİRLERİ
---------- Hayatı
---------- Sanatı
---------- Hocaları
---------- Çocukluğu
---------- Gençliği
---------- Özlü Sözleri
---------- Önsöz Yazdığı Kitaplar
---------- Siyasete İlgisi
---------- Bestelenen Şiirleri
---------- Fotoğrafları
---------- Mühendisliği
---------- Düzenlediği Etkinlikler
---------- Konferansları
---------- Yer Aldığı Antolojiler
---------- Kitapları
---------- EZAN SUSMAZ Kitabı içindekiler
---------- "YANDI BU GÖNLÜM"-Hacı Bayram Veli Kitabı içindekiler
---------- TAHİR KUTSİ MAKAL Kitabı İçindekiler
---------- SEĞMEN RUHU Kitabı İçindekiler
---------- TOROSLARIN TÜRKÜSÜ Romanı
---------- Armağan-2(AHMET TUFAN ŞENTÜRK İÇİN NE DEDİLER?)Kitabı içindekiler
---------- Armağan-1(ANILAR KORİDORU İÇİNDE SARIVELİLER)Kitabı
---------- YARALI CEYLAN Şiir Kitabı İçindekiler
---------- PAŞA GÖNLÜM Şiir Kitabı İçindekiler
---------- Kırat Geliyor Kitabı İçindekiler
---------- Her Yönüyle YENİMAHALLE Kitabı
---------- Tarihi ve Folkloruyla Elmadağ Kitabı İçindekiler
---------- Köylerimiz Kitabı İçindekiler
---------- Köyümüz Yeşildere Kitabı İçindekiler
---------- Bayramlar Haftalar Günler Kitabı
---------- Ahmet Tufan Şentürk Kitabı
---------- Halil Soyuer Kitabı
---------- Detanlaşan Köylü İsa Kayacan Kitabı
---------- Abdullah Satoğlu Kitabı
---------- Güzide Taranoğlu Kitabı
---------- Gülendenin Beşiği Kitabı
---------- GÜLLÜK ANTOLOJİ (2006)Kitabı
---------- GÜLLÜK ANTOLOJİ(2007)Kitabı
---------- CEYLAN-Tahliller-MAKALELER-Görüşler
---------- Güllük Dergileri
---------- Kapodokya Güneşleri Kitabı
---------- Bir Yanardağ Fışkırması Kitabı
---- (P-R)
------ Rahime KAYA
------ Rahime KAYA
------ Refika DOĞAN
------ Refika DOĞAN
------ Ramazan EFE
------ Ramazan EFE
------ Rengin ALACAATLI
---- (S-Ş)
------ Sabiha SERİN
------ Sabiha SERİN
------ Serap HOCA(Serap ÖZALTUN)
------ Serap HOCA(Serap DEMİRTÜRK)
------ Süleyman KARACABEY
------ Süleyman KARACABEY
------ Serdar AKKOÇ
------ Serdar AKKOÇ
------ Sevgili ÖZBEK
------ Sevgili ÖZBEK
------ Şemsettin DERVİŞOĞLU
------ Şemsettin DERVİŞOĞLU
------ Şükran GÜNAY
------ Şükran GÜNAY
---- (T-U-Ü-V)
------ Turan UFUKTAN
------ Ümran TOKMAK
------ Ümran TOKMAK
---- (Y-Z)
------ Yusuf BOZAN
------ Yüksel ERENTÜRK
------ Yusuf BOZAN
------ Yüksel ERENTÜRK
------ Yusuf Ziya KARAHASANOĞLU
------ Zübeyde GÖKBULUT
------ Zübeyde GÖKBULUT
------ Yıldız TOKSÖZ
------ Yıldız TOKSÖZ
GÜLCE'YE DAİR
-- GÖRÜŞLER
---- Gülce Nedir?
---- Gülce ve Ozanlık
---- Gülce Manifestosu
---- 5 Hececiler ve Gülce
---- Garip Akımı ve Gülce
---- Fecr-i Ati ve Gülce
---- Hisarcılar ve Gülce
---- Neyzen Tevfik, Aşk
---- Mazmunlar
---- Gülce Ne Değildir?
---- Hece Vezni ve Gülce
---- Serbest Şiir ve Gülce
---- Aruz Vezni ve Gülce
---- Gülce ve Zolal
---- Gülce Tarihinden
---- GÜLCE-(Atölye)-Video Dersler
------ Gülce Etkinlikleri
------ Kurucular Beyanı
------ Gülce 2009
------ Doğru Yaz/Konuş
------ Gülce-2010 Projeleri
------ Gülce-2011 Projeleri
------ Üstad Necip Fazıl'dan
------ Gülce-Aruza Dair
------ Öneriler-Çalışmalar
------ GÜLLÜK DERGİSİ
------ Gülce'ye Öneriler
------ Röportajlar
------ Negatif Bakışlara
------ Aleyhimizdekiler
------ M.E.B' na
---- Gülce'de Mesajlar-Projeler
------ Gülce-Güldeste(1)
------ Destanlarımız
------ Dede Korkut
------ Öncü Kadınlarımız
------ Peygamberlerimiz
------ Nutuk(Gülce)
------ Nutuk(Z.Korkmaz)
------ Kutlu Hanımlar
------ Ozanlarımız
------ NasrettinHoca
------ Yedi Askı
GÜLCE TÜRK ŞİİR AKADEMİSİ
-- Şiir Akademisi
---- Şiir Akademisi
------ HALK EDEBİYATI
-------- DİVAN EDEBİYATI
-------- BATI EDEBİYATI
-------- YENİ TÜRK EDEBİYATI
---- Hece Vezni' ne Dair
---- Şiir Tahlilleri
---- Aruz Vezni' ne Dair
---- Hiciv Tarihinden
---- Ustalardan Şiirler
---- Ustalardan Makale
---- Aramızdan Ayrılanlar
------ Ustalardan Şiirler
-------- A. Tufan ŞENTÜRK
-------- DİLAVER CEBECİ ANISINA
---- Şiir Üstüne (Serbest)
---- Atışma Sayfamız
---- Denemeler-Makaleler
---- Şiirde Dönüşüm
---- Şiir ve Anlatım
-- Türk Edebiyatı Şiir Türleri
---- Şiir Türleri
---- İslâmiyet Öncesi
---- Servet-i Fünun
---- Garip Şiirler
---- Akımlar
---- Edebî Sanatlar
---- Söz Sanatları
---- Şair Padişahlar
---- Şiir Tarihimizden
---- Yıllara Göre Edebiyat
---- Mehmet Nacar
DÜNYA EDEBİYATI
-- Dünyadan Şiir Türleri
---- Burns Stanza
---- Choka
---- Go Vat
---- Catena Rondo
---- Onegin Stanza
---- Canzonetta
---- Bauk Than
---- Rhupunt-Galce
---- Septilla
---- Viator
---- Luc Bat
---- Tritena
---- Pantoum
---- Shakespeare Sonnet
---- Diamonte
---- Villanelle
---- Hutain
---- Hex Sonnata
---- Hexaduad
---- Haynaku
---- Harrisham Rhyme
---- Guzzande
---- Gratitude
---- Glosa
---- Garland Cinquain
---- Fornlorn Suicide
---- DÜNYA EDEBİYATI
---- Dünyadan Destanlar
---- Dünyadan Şiirler
KAYNAKÇA
-- Konularına Göre Şiirleriniz
---- Aşk Şiirleriniz
---- Atatürk Şiirleriniz
------ 23 Nisan Şiirleri
------ Atatürk'e Dair
---- Kahramanlık Şiirleriniz
---- Doğa Şiirleriniz
------ 2009 Yılı Sayılarımıza
---- Taşlama Şiirleriniz
---- Gurbet Şiirleriniz
---- Tasavvuf Şiirleriniz
---- Barış Şiirleriniz
---- Şehir Şiirleriniz
---- Anne Şiirleriniz
------ Babanıza Şiirler
---- Doğum Günü Şiirleriniz
---- Deprem Konulu Şiirler
---- Diğer Şiirleriniz
---- Köşe Yazarlarımız/Makaleler
------ Mustafa CEYLAN
------ Refika DOĞAN
------ Osman ÖCAL
------ Ahmet ÖZDEMİR
------ A. S. ATASAYAR
------ Prof.Dr.İsa KAYACAN
-------- Prof. Dr. İSA KAYACAN
------ Rahime KAYA
------ Harun YİĞİT
------ İlqar MÜEZZİNZADE
------ Sündüz BİGA
------ Nazmi Öner(Şiirler)
------ Nazmi ÖNER(Nesirler)
------ Coşkun KARABULUT
------ Prof.Dr.İsmail YAKIT
------ Prof.Dr.Asım YAPICI
------ Sabit İNCE
------ Muhsin DURUCAN
------ Abdulkadir GÜLER
------ Ünal Şöhret DİRLİK
------ Metanet YAZICI
------ A.Aşkım KARAGÖZ
------ Gazanfer ERYÜKSEL
------ Mehmet GÖZÜKARA
------ Necdet BULUZ
------ Yusuf Özcan
------ Afife Demirtaş
---- Mustafa Ceylan
---- Bizden
-- Video Yağmuru
---- Ozanlar-Şairler
---- Bizden Videolar
---- Rasim Köroğlu
-- Genel
---- SERBEST KÜRSÜ
---- Duyurular
---- Röportajlar
---- Günün Şiiri
---- Günün Nesiri
Edebiyat Biz Platformumuzda
-- Gülce Tv
-- Türk Argo Sözlüğü
-- Edebî Konular Forumu
Konuyu görüntüleyenler:
1 Misafir
Mustafa Ceylan |
Dost Sitelerimiz:
Türkçe Çeviri:
MyBB
Türkiye
Üretici:
MyBB
, © 2002-2023
MyBB Group
-Theme © 2014 iAndrew
Sitemizde yer alan eserlerin telif hakları şair-yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir.(Haberleşme : ceylanmustafa_07@hotmail.com)
Doğrusal Görünüm
Konu Görünümü
Yazdırılabilir Sürüm
Konuya Abone Ol
Konuya Anket ekle
Konuyu Arkadaşına Gönder