• SiteAna Sayfa
  • Güllük Dergisi
  • Şairlerimiz
  • Arama
  • Üyeler
  • Video
  • Yardım
  • bayrak

Giriş Yap   Kayıt Ol
Oturum Aç
Kullanıcı Adı:
Şifre: Şifremi Hatırlat
 
Gülce Edebiyat Akımı
gulce
Your browser does not support the audio element.

Akdeniz Radyo istek
Tıklayın-Okuyun/Güllük Dergisi

Google Web'de Ara Sitede Ara
Submit Face book
  • 0 Oy - 0 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Konu Modu
"Onuncu köy'de "hayat böyle bir şey"
Dışarıda Ahmet Özdemir
Yetkili Şair
****
Üyelik tarihi: Jan 2013
Mesaj Sayısı: 593
Konu Sayısı: 593
 
#1
23/11/2013, 10:26
"Onuncu köy'de "hayat böyle bir şey"

Ahmet ÖZDEMİR
************

Daha önce de yazdım: Kadınlarımız başımızın tacıdır. Geri kalmışlıktan, ezilmişlikten, acizlikten söz edeceksek, bu kadınlarımızın alın yazısı değil, bütünüyle toplumumuzundur. Çünkü kadına kalkan eli doğuran da bir kadındır.
"..... / onlar hüznü bir çeyiz / çileyi, ince bir nergis / ve gülerken bir dağ silsilesi / taşırlar / ve birer / acıdan ibarettiler / kayıtlarımızda // kadınlar ki alınlarımızda / doğuyu mavi bir nokta / ve yazgıları çok uzakta /bir nehir yoluna /karışırlar /ölümleri /duvaktan beyaz /ve Ahlat, Erciş, Adilcevaz / üzerinde geçen bir kederle / yarışırlar /ve birer yazmadan ibarettirler ......."
Hilmi Yavuz'un bir bölümünü yukarıya aldığım, "Doğunun Kadınları" şiiri gerçeğin anlatımı değil midir? Eğer konu kadın haklarıysa; kadının toplum içindeki yeriyse, kadının namusu, vatan sevgisiyse, kadını kadın yapan değerlerin bütünüyse, işte orada durmak, Türk kadının önünde saygı ile eğilmek gerekir.
Kadının en çok saygı gördüğü ülkenin, uygarlıkta en ileri ülke olduğunu söylerler. Doğru söylerler. Doğru söyleyeni de dokuz köyden kovarlar. Doğrucular onuncu köyde tutunmaya çalışırlar, çalışırlar ama... Burada duralım:
Onuncu Köy Tiyatrosu, büyük, küçük şehir belediyelerinden, bakanlıklarından ödenek alan, oyuncuları maaşlı, sosyal güvenceli, anlı-şanlı kimselerden oluşmuyor. Arkalarında holdingler, dev sivil toplum örgütleri yok. Sanatın hasını, hem toplum hem sanat için amatör ruhla yapan bir topluluk... Her bireyi tiyatroya aşık. Hani hep aktarırım ya, âşıklık yolu gül dikenli yoldur. Ondurmaz insanı ama gönül coşkusu içinde yaşatır bir zaman. İşte o gönül coşkusuyla kenetlenmişler. Öykülerini aktarıyım:
Küçük bir kıvılcımla bir araya geldiler. Çoğu bir birini tanımıyordu. En büyükleri kırk sekiz en küçükleri on yaşındaydı. Kendilerinden çok uzakta olanlara adanmış bir öyküleri vardı. Toplandılar, tanıştılar, tanıştırıldılar. Sayıları çoktu ama sel gitti kalan kum örneği on beş kişi kaldılar. Geriye bakmadılar. Kendilerinden uzakta olanlara odaklandılar. Düşündüler, çalıştılar. Yoruldular, tartıştılar, yeri geldi ağladılar, yeri geldi gülüp eğlendiler. Bazen şaşırdılar, bazen karamsarlaştılar. Atatürk'ün izinde gitmeye yemin ettiler.
Çok istememe karşın "Dikkat Sayım İçerde" oyununa gidemedim. Zaten sık temsil olanağı da yoktu. Çünkü dokuz köyden kovulacak bir oluşuma, sürekli sahne bulmak imkânsızdı. Bırakın sahne bulmayı prova yapacak bir yer için başvurmadıkları kapı kalmıyordu. Yeni oyunları "Hayat Öyle Bir Şey"in provalarını sokakta yapmışlardı. Kızlı erkekli bir arada çalışan bu topluluğu yer vermeye çekinmişlerdi.
"Hayat Öyle Bir Şey"in prömiyeri Kadıköy Barış Manço Kültür Merkezi'de yapıldı. Başta, Burak Timorçi, Özlem Uysal, Hakan Uyanık olmak üzere, genç, pırıl pırıl aşkla, şevkle oyunla özdeşleşmiş olan oyuncular; Şebnem Nuray, Sakine Karaali, Didem Arpacı, Rümeysa Büyük, Nevzat Engin, Melis Günden, Bennurhan Bora, Derviş Genç, Volkan Efir, Hülya Sofi, Ömer Sadun Okyaltırık, Özgür Yılmaz, Fikret Uğur ve Ertaç Yıldız, benim gözümde bir amatör değil yıldız olup yüceleştiler. Her biri ayrı ayrı övgülere layık performans sergilediler. Oyunu Özlem Uysal ve Burak Timorci birlikte oluşturmuşlardı. Burak Timorcu yönetmiş, ona Özlem Uysal ve Hakan Uyanık yardım etmişlerdi. Alper Yitmener, Aylin Gürsan dans ve koreografi konusunda katkı vermişlerdi.
İşte "Hayat Öyle Bir Şeydi" Rodrigo'nun gitar konçertosundan, darağacında üç fidana, Nene Hatunlardan, Kara Fatmalardan, Bahriye Üçoklara, Türkan Saylanlara, töreden, irticaya kadar hayatın acı, gerçek türlü halleri; oyun içinde oyunlarla dört koldan gözler önüne serildi.
Yunus "Yar yüreğim yar / Gör ki neler var" diyor. Kimse bilmez ki, şuh kahkahalar da atsa, bir kadının yüreğinde ne dramlar vardır. İşte Hayat Öyle bir şey o yüreklere ayna oldu. Gâh gözleri buğulandırdı, gâh kahkahalarla güldürdü. Aslında bu güldürüşler bir uyarmaydı. Toplumun aymazlarını güldürürken iğneleme; aldırış etmeyenleri de ustura gibi keskin nüktelerle kanatma, mizahın en zehirli oku sayılan yergilerle yerden yere vurmaydı.
Alıntı  
Tweet      
     


Benzeyen Konular
Konu: Yazar Cevaplar: Gösterim: Son Mesaj
  Denizli'de sosyal hayat Ahmet Özdemir 0 1,049 07/11/2014, 13:17
Son Mesaj: Ahmet Özdemir
  Sivas'ta şehir kültürü ve hayat ağacı Ahmet Özdemir 0 1,149 03/11/2014, 05:00
Son Mesaj: Ahmet Özdemir

Digg   Delicious   Reddit   Facebook   Twitter   StumbleUpon  


Konuyu görüntüleyenler:
1 Misafir

Mustafa Ceylan |
  •  
  • Yukarı dön  
  • Lite mode  
  •  Bize Ulaşın


Dost Sitelerimiz:

Türkçe Çeviri: MyBB Türkiye
Üretici: MyBB, © 2002-2023 MyBB Group-Theme © 2014 iAndrew

Sitemizde yer alan eserlerin telif hakları şair-yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir.(Haberleşme : ceylanmustafa_07@hotmail.com)
Doğrusal Görünüm
Konu Görünümü
Yazdırılabilir Sürüm
Konuya Abone Ol
Konuya Anket ekle
Konuyu Arkadaşına Gönder