• SiteAna Sayfa
  • Güllük Dergisi
  • Şairlerimiz
  • Arama
  • Üyeler
  • Video
  • Yardım
  • bayrak

Giriş Yap   Kayıt Ol
Oturum Aç
Kullanıcı Adı:
Şifre: Şifremi Hatırlat
 
Gülce Edebiyat Akımı
gulce
Your browser does not support the audio element.

Akdeniz Radyo istek
Tıklayın-Okuyun/Güllük Dergisi

Google Web'de Ara Sitede Ara
Submit Face book
  • 0 Oy - 0 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Konu Modu
RASİM KÖROĞLU Üstadımızın ŞİİR çalışmalarından izler (6)
Dışarıda Mustafa Ceylan
Site Yönetimi
*****
Üyelik tarihi: Nov 2008
Mesaj Sayısı: 2,007
Konu Sayısı: 1,502
 
#1
25/12/2014, 17:17
RASİM KÖROĞLU Üstadımızın ŞİİR çalışmalarından izler (6)



Mustafa CEYLAN
***************


Üstadımız Rasim KÖROĞLU' nun Şiir çalışmalarından izler'i sunmaya devam ediyoruz.


Bu kez, şiir ve edebiyatta en önemli bir özellik olan ÜSLUP konusunda, üstadımızın  BİLGİ-BELGE DERLEMELERİNİ, virgülüne dahi dokunmadan sunmak istiyorum.


Aynen şöyle:


Buyurun:






HALK EDEBİYATINDA ÜSLÛP

 
         Üslûbu Belirleyen Unsurlar 


Bir sanatçının yaradılışı
Kültür yapısı

Şiir söylediği andaki ruhsal durumu

Söyleme nedeni

Seslendiği kitleyle ilişkisi

Dilin sunduğu olanaklar arasındaki seçimi Türk Halk Edebiyatına Giriş / Erman Artun 99 
 
        
         Her şiirin bir içeriği bir de şekli vardır. Şekil ve içeriğe ait öğelerin bir terkip halinde birleşmesi sonucunda şiir ortaya çıkar.


         İçerik: Konu ile içerik aynı şey değildir. Aynı konuda birçok eser yazılabilir; ama bunların içeriği birbirinden farklıdır. İçerik incelenirken kendisini ifade eden söz varlığı, şekle ait özelliklerle birlikte ele alınmalıdır. Her şiirde bir söz varlığı vardır. Bu söz varlığı yazılma nedeni olan iletişim işlevini yerine getirir. Türk Halk Edebiyatına Giriş / Erman Artun 99
 
Sanatçı kendine özgü bir dil dünyası olan söyleyicidir. Bu söylemede dil, anlatımı etkili kılan niteliktir.


         Anlatımı Etkili Hale Getiren Dil Özellikleri
         Yerel kelimeler

         Yerel deyimler

         Yeni yaratımlara yöneliş

         İkilemeler, pekiştirmeler, imgesel kelime öbekleri, atasözleri ve deyimler. vd.    Türk Halk Edebiyatına Giriş / Erman Artun 99
 
 
         Bir dilin, sanatçılarca ince bir zevkle ve güzellikle, sanatçının kişiliğini gösterir biçimde işlenişine üslûp denir. Üslupta biri özel biri genel iki nitelik aranır.

         Genel nitelik

         Nazım ve nesirde anadilin genel kurallarına ve beğenisine uygunluktur. Buna anlatım denir.

         Özel nitelik

         Bir sanatçının üslubu, duyuş ve düşünüş, kelimeleri seçiş ve bir araya getiriş biçiminden cümlelerin uzunluk ve kısalıklarından, mecazi ve yalın söyleyişe eğiliminden, mizaha düşkünlüğünden ya da duygulu oluşundan vd. bir çok belirtilerden ayırt edilebilir. Türk Halk Edebiyatına Giriş / Erman Artun 99- 100
 
            Üslup nazım veya nesrin bütününde aranır. Türk Halk Edebiyatına Giriş / Erman Artun – 100

         Üslupta Kişilik

         Sanatçı ana dilini kendine göre yani başkalarına benzemeyen bir eda ile kullanır. Buna üslupta kişilik denir.  Türk Halk Edebiyatına Giriş / Erman Artun – 100
 
         Bir Sanatçının Üslubu Değerlendirilirken
         Aile çevresi, sosyal konumu, eğitimi, yetişme biçimi, gezdiği yerler, iletişimde bulunduğu sanatçılar, yabancı dilbilgisi işi, beğenileri vb. birçok sosyal-bireysel nitelikleri de göz ardı edilmemelidir. Ayrıca sanatçıların bağlı bulundukları edebiyat geleneklerinin de ortak bir üslupları vardır. Aynı çağda ve edebiyat disiplininde bulunan sanatçılar aynı kültür ve sanatçı çevresinde bulundukları için duyuş ve düşünce benzerliğinden doğan geleneğin ortak üslubu ortaya çıkmıştır. Türk Halk Edebiyatına Giriş / Erman Artun – 100
 
         Şiirin iki temel öğesi anlam ve sözdür. Sözsüz anlam olmayacağı gibi anlamsız söz de olmaz. Söz ve anlam birbirini tamamlayan iki öğedir. Türk Halk Edebiyatına Giriş / Erman Artun – 100
 
         Bir üslubun özelliği anlam ve dil olarak iki bölümde incelenir.
 
         Edebiyat bir dil olayıdır. Divan şairleri şiiri bikr-i mana (söylenmemiş anlam ) bir nükteli söz olarak nitelerler. Belagatçılar manayı bir dilbere, edebi sanatları da onun giyip, kuşandıkları, takındıklarına benzetir. Doğada bulunan her şeyin şiire konu olması için her şey istediğimiz biçimde yeniden kurulmalı, yapılmalı veya haz duyacağımız bir kılığa büründürülmelidir. Sanat; söz konusu olunan yaratma denilen bir eylemdir. Biri içinde bulunduğumuz dünya diğeri, sanatın dünyası. Her iki dünyanın da kendine göre kuralları var. Sanatın dünyası sanat kanunlarıyla, içinde yaşadığımız dünya fizik kanunlarıyla devam eder. ( Çavuşoğlu,1986:2)  Türk Halk Edebiyatına Giriş / Erman Artun – 100
 
 
         Halk şairi hüsn-i talil adlı iki hüneri yeni manzum bulmakta mana yaratmakta çok kullanmıştır. Aslında hüsn-i talil bir tür teşbih hüneridir. Fakat gördükleri iş bakımından karşılaştırıldıklarında teşbihe hiç benzemez. Hüsn-i talil bir durumu, bir oluşu, bir varlığı herkesçe bilinenden bir başka biçimde oluşturmak, açıklamak ve anlamlandırmaktır. Bunu yapmak için söz konusu öğe çok defa değiştirilir. Canlıysa cansız kılınır veya aksi yapılır.  Halk şairleri anlam üretmekte, yani yeni manzum bulmakta bu sanatı kullanırlar. Türk Halk Edebiyatına Giriş / Erman Artun – 100–101
 
               Teşbih ise bir durumu, bir oluşu bir varlığı mükemmel daha güzel bir duruma bir oluşa, bir varlığa benzetmektir. Fakat burada benzetme yönü, benzeyenle benzetilen arasındaki ortak yanlar çok önemlidir. Şairin görevi bu ortaklıkları, belli kurallar dışına çıkmadan bulmak sağlamak ve okuyucuyu benzerlikteki tutarlılığa inandırmaktır. Türk Halk Edebiyatına Giriş / Erman Artun – 101
 
Teşbihin en ileri derecesi istiare denilen hünerdir ki eşyanın ve olayın adını değiştirmek ve onu daha heyecan verici benzerinin adıyla anmaktır. Benzetilerde neyin neye benzetileceği iyice bellidir. Çünkü şiirin malzemesi yüzyıllar boyunca oluşmuştur. Türk Halk Edebiyatına Giriş / Erman Artun – 101
 
Şiirde geleneğin hazır kalıp söyleyişleri dışında asıl yenilik kimsenin zihnine hayaline uğramamış bir anlam bulmaktı. Bu da hüsn-i talil sanatıyla karşılanıyordu. Diğer taraftan tenasüp, tevriye, telmih gibi sanatlarla çağrışım yapılarak anlam zenginleştiriliyordu. Türk Halk Edebiyatına Giriş / Erman Artun – 101
 
Söz manzum veya mensur olmak üzere iki şekilde söylenebilir. Mensur sözde kelime ve deyimlerin sıralanışını salt mantık belirler. Türk Halk Edebiyatına Giriş / Erman Artun – 101
 
Nazımda vezne uymak zorunluluğu vardır. Vezne göre sıralanan kelimeler hem bir anlam oluşturmalı, hem de doğal söylenişi kaybetmemelidir. Şiirde vezin, duraklar, kelimelerin doğal, uzun, kısa söylenişleri ve kafiye-redifler dış ahengi sağlıyordu. Hangi hecelerin, hangi durumda kafiye oluşturacakları, kuralları tespit edilmiştir. O nedenle bir âşık kelime bilgisiyle beraber kafiye bilgisini de edinmeliydi. Sonra belagat ve şiir sanatları bilgisi gelir. Kelimelerin herkesçe bilineni seçmeli, bunlardan hangisinin kulağa ve zevke hoş geleceğini bilmeli ve bunları akıcı bir söyleyiş sağlayacak biçimde yerleştirmelidir. Sözde üslup ve edayı sağlayacak iham, ta’riz, teşbih ve istiare gibi söz sanatlarını bilmelidir. Türk Halk Edebiyatına Giriş / Erman Artun – 101

 

 
Halk şirinde söz musikisi diyebileceğimiz iç ahenk şairin ustalığına bağlıdır. Türk Halk Edebiyatına Giriş / Erman Artun – 101
 
İç ahenk şiir dizerline yerleştirilen saz musikisidir. İç ahenk vezin ve kafiyenin sağladığı ahenkten farklıdır. İç ahenk dizelere yerleştirilen Türk dili ahengidir. Türk Halk Edebiyatına Giriş / Erman Artun – 101

Usta âşık Türkçeye bağlı, Türkçe’nin ses ve anlam inceliklerini kavramış konuşma dilini şiir dilinin esası yapmaya çalışmıştır. Türk Halk Edebiyatına Giriş / Erman Artun – 102
 
Halk şiiri esas itibariyle teşbih (benzetme) den hareket eden mecaz sanatına dayanır. Her sözün belirttiği bir olgu, bir yelem, geniş anlatımla bir varlık mevcuttur. Sözü duyduğumuz zaman belli bir varlık zihnimizde belirir. Sözün zihnimizde bir varlık olarak belirmesine “anlamak” diyoruz. Eğer bir belirme olayı yoksa o sözün anlamı yoktur. Örneğin gül sözü ile zihnimizde bir çiçek belirir. Sözün bu anlamına hakiki (gerçek) anlam denilir. Bir varlığı aradaki ortak özelliklerden hareketle başka bir varlıkla açıklamak en kısa tanımlama yoludur. Teşbih (benzetme) denilen bu yolla söze başka bir sözün anlamını yükleme olayına da mecaz adı verilir. Halk edebiyatı mecaz sanatına dayanır. Âşıklar bu yolla eşyaya ve olaylara yeni anlamlar kazandırırlar.  Türk Halk Edebiyatına Giriş / Erman Artun – 100
 
Teşbih olayı benzeyenle benzetilen arasında, beş duyumuzun her biriyle veya birkaçı ile algılanabilen ortak yanları bulmak yahut varsayımlarla mantığa uygun benzerlikler kurmaktır. Benzetme yönü denilen bu benzerlik, benzetme olayında belirtildiğinde zihne diğer ortak özellikleri çağrıştırarak, hayali renklendirme fırsatı tanımadığından makbul sayılmaz,”sade teşbih” adı verilir. Âşık edebiyatında çok tekrarlandığı için zevk verme niteliğini kaybetmiş teşbihler makbul değildir. Türk Halk Edebiyatına Giriş / Erman Artun – 102
 
             Halk şiiri kelime kadrosunda en çok yeri aşk, güzellik öğeleri alır. Çünkü aşk güzellik karşısında duyulan hayranlığın bir ifadesidir. Güzellik; aşk, aşk; güzelliği yansıtan aynadır. Türk Halk Edebiyatına Giriş / Erman Artun – 102
 
                 Âşık şiirinde çok tekrar edilen saçın çeşitli nesnelere, yanağın güle, dudağın goncaya, boyun serviye benzetilmesi örneği teşbihler kalıplaşmıştır. Benzeyenle benzetilen arasındaki ilgiyi kavramak için okuyucuyu bir dikkate zorlayan teşbihlerse en makbulüdür. Böyle benzetmelerde benzetme yönü genellikle varsayımlarla oluşturulur. Türk Halk Edebiyatına Giriş / Erman Artun – 102
 
                 İstiare, benzeyen ve benzetilenden biri kaldırıldığında diğerinin kaldırılanı çağrıştırmasına ve çağrıştıran söze denir. Türk Halk Edebiyatına Giriş / Erman Artun – 100
 
                 Mübalağa, bir varlığın özelliklerini güç veya imkânsız bir dereceye çıkarmak yahut aşağıya düşürmek diye tanımlanabilir. Mübalağanın bir de akla ve adete uygun olmayan, şaire göre mümkün olanı vardır ki, bir varsayım olayıdır. “gulüv” diye adlandırılmıştır. Türk Halk Edebiyatına Giriş / Erman Artun – 102-103


             Halk şirinde mecaz dünyası, divan şiirinden pek farklı değildir. Divan edebiyatında bir sisteme dayanan mazmunlar halk şiirine geçerken yalnızca bir benzetme motifi olarak kalmışlardır. Türk Halk Edebiyatına Giriş / Erman Artun – 103
 
                 Soyut düşünce ve tasvirler divan edebiyatında olduğu kadar olmasa da vardır. Şiirler yaşanmış olaya dayalı izlemini verir. Türk Halk Edebiyatına Giriş / Erman Artun – 103
 
                 Mutasavvıf âşıklar ideal dünyayı düşlerler, içinde yaşadıkları dünyanın bütün kavramlarını kendi düşünceleri ve duyguları doğrultusunda yeniden anlamlandırıp yeni bir dil yaratan mutasavvıf âşıkların tavırlarını anlamak için onların dilindeki şiir ve şair kavramını bilmek gerekir. Bu âşıklara göre söz Allah’ı anma ve şükretme aracıdır. Söz kutsaldır.


             Halk edebiyatında yeni motif bulmak âşıklığın gereğinden sayılmakla birlikte hüner gösterisine dayalı ustalıklara itibar etmeyen, söyleyiş güzelliğine önem veren âşıkların şiirleri kalıcı olmuştur. 
 
             Halk şiiri geleneği kendine özgü dili ve kelime kadrosu mecaz ve motifleri, mitolojik öğeleri, imaj dünyasını ve estetik kurallarını koruyarak çok geniş bir coğrafyada Türkçenin edebi bir dil olarak köklü bir gelenek oluşturmasını sağlamıştır. Türk Halk Edebiyatına Giriş / Erman Artun – 103
 
Recaizâde Ekrem’in Buffon’dan aktardığı “üslûb-u beyan aynıyle insandır” hükmünce, her büyük sanatçının kendine özgü bir üslûbu vardır, olması gerekir. “Herkes yazı yazar ama her yazar üslûp sahibi değildir.” Tespiti doğrudur. Buffon, üslûbun bir edebiyat eserindeki önemini şu şekilde anlatır: “yalnız iyi yazılmış eserler sonradan gelenlere kalır. Bilgi çokluğu, olgu garipliği, buluşlardaki yenilik ölmezliğin garantileri değildir; eğer bunların bulundukları eserler zevksiz, soyluluktan yoksun, dehasız yazılmışlarsa silinip giderler.” Ansiklopedik Edebiyat Terimleri Sözlüğü / Turhan Karataş 499
 
                                        
 
                   ÜSLUP ÖZET
 
Bir dilin, sanatçılarca ince bir zevkle ve güzellikle, sanatçının kişiliğini gösterir biçimde işlenişine üslûp denir.

 

Sanatçı kendine özgü bir dil dünyası olan söyleyicidir.

 

Her büyük sanatçının kendine özgü bir üslûbu vardır, olması gerekir. “Herkes yazı yazar ama her yazar üslûp sahibi değildir. Yalnız iyi yazılmış eserler sonradan gelenlere kalır
 
Üslupta biri özel biri genel iki nitelik aranır.
        
Genel nitelik
         Nazım ve nesirde anadilin genel kurallarına ve beğenisine uygunluktur. Buna anlatım denir.
 
Özel nitelik
         Bir sanatçının üslubu, duyuş ve düşünüş, kelimeleri seçiş ve bir araya getiriş biçiminden cümlelerin uzunluk ve kısalıklarından, mecazi ve yalın söyleyişe eğiliminden, mizaha düşkünlüğünden ya da duygulu oluşundan vd. bir çok belirtilerden ayırt edilebilir. Türk Halk Edebiyatına Giriş / Erman Artun 99- 100

 

Üslup nazım veya nesrin bütününde aranır.
 
Üslupta Kişilik
         Sanatçı ana dilini kendine göre yani başkalarına benzemeyen bir eda ile kullanır. Buna üslupta kişilik denir.  Türk Halk Edebiyatına Giriş / Erman Artun – 100
 
 
Üslûbu Belirleyen Unsurlar
         Bir sanatçının yaradılışı

         Kültür yapısı

         Şiir söylediği andaki ruhsal durumu

         Söyleme nedeni

         Seslendiği kitleyle ilişkisi

         Dilin sunduğu olanaklar arasındaki seçimi
 
Aile çevresi,

Sosyal konumu,

         Eğitimi,

         Yetişme biçimi,

Gezdiği yerler,

İletişimde bulunduğu sanatçılar,

         Yabancı dilbilgisi işi,

         Beğenileri

         Birçok sosyal-bireysel nitelikleri de göz ardı edilmemelidir.
         Ayrıca sanatçıların bağlı bulundukları edebiyat geleneklerinin de ortak bir üslupları vardır. Aynı çağda ve edebiyat disiplininde bulunan sanatçılar aynı kültür ve sanatçı çevresinde bulundukları için duyuş ve düşünce benzerliğinden doğan geleneğin ortak üslubu ortaya çıkmıştır. Türk Halk Edebiyatına Giriş / Erman Artun
 
 
 
ÜSÛBA  ÖRNEK
 
İstersen rüzgara salıver gitsin.
 
Elimde, sükûtun nabzını dinle
Dinlede gönlümü alıver gitsin
Saçlarımdan tutup, kor gözlerinle
Yaşlı gözlerime dalıver gitsin.

Yürü, gölgen seni uğurlamakta
Küçülüp küçülüp kaybol ırakta
Yolu tam dönerken arkana bak da
Köşede bir lahza kalıver gitsin.

Ümidim yılların seline düştü
Saçının en titrek teline düştü
Kuru bir yaprak gibi eline düştü
İstersen rüzgâra salıver gitsin.

Necip Fazıl Kısakürek





 
VEDÂ
Hani, o bırakıp giderken seni
Bu öksüz tavrını takmayacaktın?
Alnına koyarken vedâ busemi,
Yüzüme bu türlü bakmayacaktın?

Hani, ey gözlerim bu son vedâda,
Yolunu kaybeden yolcunun dağda,
Birini çağırmak için imdada
Yaktığı ateşi yakmayacaktın?

Gelse de en acı sözler dilime,
Uçacak sanırım birkaç kelime...
Bir alev halinde düştün elime,
Hani, ey gözyaşım akmayacaktın?

                      Orhan Seyfi Orhon   
 
 
Alıntı  
Tweet      
     


Benzeyen Konular
Konu: Yazar Cevaplar: Gösterim: Son Mesaj
  Harun Yiğit ve Rasim Köroğlu Site Yönetimi 0 1,268 11/06/2018, 00:55
Son Mesaj: Site Yönetimi
  2000 ‘LERDE ŞİİR Mustafa Ceylan 0 1,286 09/06/2017, 01:22
Son Mesaj: Mustafa Ceylan
  2)Yeni Doğan Şiir-2 Mustafa Ceylan 0 1,399 28/01/2017, 04:45
Son Mesaj: Mustafa Ceylan
  1)Yeni Doğan Şiir-2 Mustafa Ceylan 0 1,387 28/01/2017, 04:41
Son Mesaj: Mustafa Ceylan
  ŞİİR NE DEĞİLDİR? Mustafa Ceylan 1 1,323 05/03/2016, 14:22
Son Mesaj: M.YAZICI
  EDEBİYAT-ŞİİR TARİHİ VE GÜNCEL Mustafa Ceylan 0 1,219 22/02/2015, 03:36
Son Mesaj: Mustafa Ceylan
  RASİM KÖROĞLU Üstadımızın ŞİİR çalışmalarından izler (10) Mustafa Ceylan 1 1,418 26/12/2014, 01:11
Son Mesaj: RefikaDogan
  RASİM KÖROĞLU Üstadımızın ŞİİR çalışmalarından izler (9) Mustafa Ceylan 0 1,221 25/12/2014, 20:19
Son Mesaj: Mustafa Ceylan
  RASİM KÖROĞLU Üstadımızın ŞİİR çalışmalarından izler (8) Mustafa Ceylan 0 1,160 25/12/2014, 20:10
Son Mesaj: Mustafa Ceylan
  RASİM KÖROĞLU Üstadımızın ŞİİR çalışmalarından izler (7) Mustafa Ceylan 0 1,272 25/12/2014, 17:42
Son Mesaj: Mustafa Ceylan

Digg   Delicious   Reddit   Facebook   Twitter   StumbleUpon  


Konuyu görüntüleyenler:
1 Misafir

Mustafa Ceylan |
  •  
  • Yukarı dön  
  • Lite mode  
  •  Bize Ulaşın


Dost Sitelerimiz:

Türkçe Çeviri: MyBB Türkiye
Üretici: MyBB, © 2002-2023 MyBB Group-Theme © 2014 iAndrew

Sitemizde yer alan eserlerin telif hakları şair-yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir.(Haberleşme : ceylanmustafa_07@hotmail.com)
Doğrusal Görünüm
Konu Görünümü
Yazdırılabilir Sürüm
Konuya Abone Ol
Konuya Anket ekle
Konuyu Arkadaşına Gönder