• SiteAna Sayfa
  • Güllük Dergisi
  • Şairlerimiz
  • Arama
  • Üyeler
  • Video
  • Yardım
  • bayrak

Giriş Yap   Kayıt Ol
Oturum Aç
Kullanıcı Adı:
Şifre: Şifremi Hatırlat
 
Gülce Edebiyat Akımı
gulce
Your browser does not support the audio element.

Akdeniz Radyo istek
Tıklayın-Okuyun/Güllük Dergisi

Google Web'de Ara Sitede Ara
Submit Face book
  • 0 Oy - 0 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Konu Modu
REFİKA DOĞAN-Şiir Ve Görsellikle Gelen Bir Gerçeğin Çığlığında Kaybolmak
Dışarıda Site Yönetimi
Admin
*******
Üyelik tarihi: Jan 2008
Mesaj Sayısı: 12,518
Konu Sayısı: 11,588
 
#1
10/09/2011, 00:51 (Bu mesajı son düzenleyen: 03/03/2014, 05:45 Site Yönetimi.)


" KİMSE YOK MU?

Bir çocuğum sırtımda beş tanesi yanımda,
Hüzün benim yaşamım çile gezer canımda,
Köle olmak mı saklı yoksa benim kanımda.
Erkeğimin dövmesi bana san ki bal börek,
Ben sevgiden anlamam bana böylesi gerek.

Canım diye bir sözü hayatımda duymadım,
Eşim yatmadan önce yastığa baş koymadım,
Artıklardan pay aldım sofralarda doymadım.
Erkeğimin sövmesi bana san ki bal börek,
Ben sevgiden anlamam bana böylesi gerek.

Doğum günü nedir ki ölen doğmaz bilirim,
Ben yaşarken ölmüşüm ölürsem dirilirim,
Değersizim bir hiçim gün be gün ezilirim.
Erkeğimin övmesi sırtımda kazma kürek,
Ben sevgiden anlamam bana böylesi gerek.

Çekilmez yük hayatım kırık dökük sağlarım,
Sıra gelmez dertlere doğduğuma ağlarım,
Yaşamım kahır zulüm ölmeye bel bağlarım.
Erkeğimin sevmesi sırtımda kazma kürek,
Ben sevgiden anlamam bana böylesi gerek.

Çiçeklerim yolundu köklerimden söküldüm,
Sevgim çoktan tükendi çilelerle büküldüm,
Evden işten atıldım sokaklara döküldüm,
Erkeğimin gülmesi sırtımda kazma kürek,
Ben sevgiden anlamam bana böylesi gerek.

Kadın hakları var mı okuyamam bakamam,
Kocam izin vermeden tuvalete çıkamam,
Fatura korkusundan lambaları yakamam.
Erkeğimin ölmesi bana san ki bal börek,
Kurtuluşum belki de böyle olması gerek.
*

Karakalem çalışması kendime aittir

Seyfettin KARAMIZRAK (Entellektüel-41)"

***

Ertelenmiş bir ziyaretin mahcubiyetiyle konuk olduğum bir dost sayfasında gördüğüm ilk şiir, başlığıyla çekti beni kendine. Şiire fon seçilen ezgi, içimin bütün pınarlarını çağlattı Yunus’ casına, kanattı insancasına, utandırdı…

Her zaman dile getirdiğim önemli bir ince ayrım vardır şiire bakışımda; başlık!

Şiirin ilk anda başlığı çeker beni mıknatıs gibi. O başlık; benliğime etkisiyle, ruhumu sarışıyla, içeriğiyle, daha derin, daha objektif ve geniş çerçeveden irdelememe dayanak olur. “ Kimse Yok Mu? ” şiirinde de böyle oldu. Başlık aldı götürdü beni derken; aynı anda devreye giren ve en ücra hücrelerime kadar insan olduğumu anımsatan bir ezginin duyarlı notalarıyla özümün ırmakları aktıkça aktı insanlığın ummanına. Karakalem çalışması ise, ezgi ve başlığın oluşturduğu çağrışımı bütünledi, bir tek noktaya odakladı ussal olarak. Ve ardından, sesli yorumla içeriğin bütün bu anlatılanlarla örtüşürlüğü…

Bu derece örtüşür bir görsellik ve içerik karşısında özüm, başka bir söylem geliştiremedi ne yazık ki!

Yine bir şiiri başlığıyla algılamaya, (henüz adı konulmamış bir şeyi ararcasına) el yordamıyla anlamaya çalışırım ilk anda.
“Kimse Yok mu?” derken, başlık bir sürü çağrışım yaptı usumda. Fondaki ezgi ise, bütün bu çağrışımları bir tek kareye indirgeyerek; insanın acıyan, kanayan/kanatılan yanını öne çıkardı. Böylece her bir öğe birbirini tamamlayarak şiirin bütünlüğünü oluşturdu.

“Kimse Yok Mu?”…

Bu sesleniş ilk anda acı haykırışlarla dolu deprem görüntülerini anımsattı bana. Bilinçaltında böyle bir fotoğrafın ana karesini ortaya seriverdi bütün çarpıcılığıyla. İniltiler duydum, ıstıraplar, umut/suz / bekleyişler… Engel olamadım içimde kendi mecrasına akan o elem ırmağının kıvrıla kıvrıla umuda su taşımasına, insan yanımla. İçimdeki her kırılma, her bir fay o eleme bir destek, bir avuntu, bir tutunma idi sanki!
Dizelere yolculuğumda ilk okuyuşum böyle tamamlandı; önce ruhum doydu kanayarak, kanatanı hissederek…
Sonraki okuyuşlarım daha objektif, daha yaşama dönük bir farkındalıkla şiirin içeriğine odaklandı.

“Kimse Yok Mu?” bir yergidir, bir başkaldırı…

Şiirde, sosyal hayatın içinde hükmünü sürdüren mevcut yapıyla, istismara dayalı kadına yönelik ayrımcı anlayışın, kadının ağzından olumlandırılmış, kabullenilmiş gibi bir söylemle okura aktarıldığını görüyoruz.

Bunun gerçekte böyle olmadığı; dayatılan bu ezici ve baskın karakteristik özelliklerin vurgulu bir söylemle yerilerek gün yüzüne çıkarılmasının amaçlandığı -şiirin içine girildikçe- anlaşılmaktadır...

Gerçek daima acıtır...
Şiire başlangıç olan giriş dizeleri öyle muhteşem, öyle gerçek ki...
Kadın da erkek de, çocuk da, ana baba da dünyanın her yerinde aynı...
Ve sonuçta İNSANDIR!

Gelişen teknolojiye oranla kadına uygulanan ayrımcı, insan onurunu örseleyici şiddet ve istismar konusundaki yaygın anlayışı yok edemediğimiz gibi, yazık ki azaltamadık da! Toplumsal bazda yıllardır böyle bir ayıbın cemeresini çekmekteyiz.

Erkek eğemen toplumunda, kadının kadınca naifliğiyle kendini kabul ettirmesi; ayrıştırıcı, öteleyici, dışlayıcı her davranışın dışında hakkaniyetli bir ortak yaşam alanı yaratması, insanlık onuruna yaraşır bir konumla toplumsal yaşama katkısı, ne yazık ki beklenilen anlam ve düzeyde sağlanamadı.

Kadın, gizli bir elin kanatan tırnağıyla eksilerek, insanlığın arka bahçesine gereksiz bir süs ağacı gibi dikilmek istendi. İşin garibi, bu ayıbı yapan da, ayıba muhatap olan da yapılanları kanıksamış durumdalar! Ne acıdır ki kanıksamak, yıkımın ikiz kardeşi oldu!

Kadına dayatılan bu kalıpçı zihniyet, gelecek nesillerin de örneğidir elbette! Dayatılan, baskılanan, ezilen ve susturulan kadının yaşadığı bir toplumda ezen güçlenirken, aslında güçlenen (nizamı şaşmış adalet terazisinde tartılan, bir ayağı topal insanın çoğalttığı) karmaşık ve sağlıksız nesildir.

Ruh ve beden olarak henüz çocukluğunu tamamlamamış…
İstenci dışında evlilik gibi çok önemli ve ağır bir mesuliyetin, bir sosyal kurumun, sosyal bir yapılanmanın içine balıklama atılmış…
Geleceğin nesillerini yetiştirmek üzere kaldıramayacağı kadar ağır bir sorumluluğun altında ezilmeye mahkûm edilmiş, çocuk yaşta anne…

Duygularıyla, düşünceleriyle, insanlık onuruyla itilen, dışlanan, ezilen KADIN; Yaratan’ ın nadide bir varlığı olarak, yaşam içinde belirgin ve vazgeçilmez bir rol üstlenmiş; bütün ruhu, bütün benliğiyle sahiplenmiş bu rolü; bir elmanın yarısı olduğu gerçeğiyle, hayata karşı sorumlu ve onurlu savaşını asırlarca sürdürmüştür.

Kimi toplumlarda baş tacı edilirken, kimilerinde akıl almaz onursuzlukların aracı olarak dışlanmış, ezilmiştir; seven, sevgiyi paylaşarak yudum yudum içmeye hazır yüreğiyle…

Çok az kadın vardır bu kısır döngüyü kırabilmiş, bireysel haklarının farkındalığıyla yaşamda yerini alabilmiş ve kadınlık onurunu insanlık bilinciyle buluşturabilmiş olan. Ancak, çoğunluğu bu kadar şanslı değil ne yazık ki!

Kırık dökük hayatların örselenmiş çiçeği kadın...

Taşrada tarlaya bayıra sürülen, vaktinden önce omuzları çöken/çökertilen, içi boşaltılmış kadın…

Kentte, öncelikle varoşların kahrını omuzlamış...

Bilinçsiz hoyrat bir yapılanmanın, çarkları arasında öğütüp erittiği gönüllü kurbandır kadın!

O’nun neyi sevip sevmediği, beklentilerinin ne olduğunun önemi yoktur çokça. Erkeğin emrinde bir zevk aracı, bir hizmetkâr, ezilen benliğiyle itilip kakılan bir zavallı...

En büyük kelepçedir ekonomik yoksunluğu; bağlar elini kolunu... Çaresizce, kapana kıstırılmış hissiyle Tanrı’ ya sessiz sitemler göndermekle yetinir...

Ekonomik özgürlüğünü elde etmiş, eğitimiyle kabuğunu kırarak belli bir yere gelmiş, kendisini kanıtlamış kent yaşamındaki kadının derdi cefası yok mu sanki? O da ayrı bir çarkın dişlileri arasında onur savaşı verir, bir lokma ekmeğinin peşinde koşarken.

Oysa ki kadın, tamamlayandır yarımı...
Çorak toprağın yeşertisi…
Geliştiren, başarırken yükselten…
Erinçtir, dinginliktir, barış ve sevgi kadın…
Omuzdur, dosttur, dostluktur…
Bağdır, bahçedir, çiçektir kadın; yeşerirken yeşerten bereket…
Sevilenin gözü kulağı, eli ayağı, velhasıl;
yaşamın özüdür kadın…

Kadın hakları, ’İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ nin bir parçası ve gereği olarak bütün dünya kadınlarının temel hak ve özgürlüklerini gözetir, emeğin üleştirilmesinde yol gösterir onlara, koruyup kollayarak, yaşamlarını -olabildiğince- kolaylaştırmaya, anlamlaştırmaya çabalar.

Bu bilinçle; köhnemiş yoz anlayış ve yaklaşımlar elden geldiğince silinmeli günlük hayattan...

Yaşamın vazgeçilmez bir parçası olan kadın, hayatın içine çekilmeli, hayatın merkezinde tutulmalı, çabalar bu yönde sarf edilmeli...

Ancak o zaman oluşturulabilir; kadını ve erkeğiyle bütünleşmiş, geleceğe umut ve güvenle bakabilen sağlıklı bir toplumun temel yapısı.

Sekiz mart yaklaşmakta...

Kadın gerçeği üzerine bir çok noktaya vurgu yaparak önemli mesajlar veren bu toplumsal duyarlılıkla dolu dizelerin güçlü, farkındalıklı kalemine teşekkürler...
Teşekkürler saygıdeğer Seyfettin KARAMIZRAK hocamıza...

Kaynak: edebiyatdefteri.com
Alıntı  
Tweet      
     


Benzeyen Konular
Konu: Yazar Cevaplar: Gösterim: Son Mesaj
  ŞİİR ve ANLATIM Mustafa CEYLAN *************** 1-GİRİŞ Günümüz internet ortamında e RefikaDogan 0 1,204 10/09/2012, 07:49
Son Mesaj: RefikaDogan
  “ BİR ŞİİR YAZDIM SANA ” Şiirine Yorumum RefikaDogan 0 1,373 10/09/2012, 06:14
Son Mesaj: RefikaDogan
  “ EVE GELEN BABA ” Yazısına Yorumum RefikaDogan 0 858 10/09/2012, 01:12
Son Mesaj: RefikaDogan
  ŞİİR : Allahû Ekber - Murat Zelan; Yorumum RefikaDogan 1 1,439 15/05/2012, 20:22
Son Mesaj: osman7159
  ŞİİR : İnsanlık Eğrisi - Osman Konuk ; Yorumum RefikaDogan 0 2,147 15/05/2012, 13:43
Son Mesaj: RefikaDogan
  Nurullah Genç İle Şiir Üzerine Söyleşi ; Yorumum RefikaDogan 0 1,558 11/03/2012, 02:45
Son Mesaj: RefikaDogan
  Turgay Kantürk - "şiir üzerine" ; Yorumum RefikaDogan 0 1,127 11/03/2012, 01:14
Son Mesaj: RefikaDogan
  Bu Şiir Herkes İçin ; yORUMUM RefikaDogan 0 950 05/03/2012, 03:17
Son Mesaj: RefikaDogan
  Yapıcı, Çoğaltıcı Eleştiri Ve Şiir;Yoruma Yorumla... RefikaDogan 1 1,415 04/03/2012, 12:32
Son Mesaj: osman7159
  REFİKA DOĞAN-Bir Şiir, Bir Yorum... Site Yönetimi 4 1,928 03/10/2011, 11:21
Son Mesaj: RefikaDogan

Digg   Delicious   Reddit   Facebook   Twitter   StumbleUpon  


Konuyu görüntüleyenler:
1 Misafir

Mustafa Ceylan |
  •  
  • Yukarı dön  
  • Lite mode  
  •  Bize Ulaşın


Dost Sitelerimiz:

Türkçe Çeviri: MyBB Türkiye
Üretici: MyBB, © 2002-2025 MyBB Group-Theme © 2014 iAndrew

Sitemizde yer alan eserlerin telif hakları şair-yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir.(Haberleşme : ceylanmustafa_07@hotmail.com)
Doğrusal Görünüm
Konu Görünümü
Yazdırılabilir Sürüm
Konuya Abone Ol
Konuya Anket ekle
Konuyu Arkadaşına Gönder