• SiteAna Sayfa
  • Güllük Dergisi
  • Şairlerimiz
  • Arama
  • Üyeler
  • Video
  • Yardım
  • bayrak

Giriş Yap   Kayıt Ol
Oturum Aç
Kullanıcı Adı:
Şifre: Şifremi Hatırlat
 
Gülce Edebiyat Akımı
gulce
Your browser does not support the audio element.

Akdeniz Radyo istek
Tıklayın-Okuyun/Güllük Dergisi

Google Web'de Ara Sitede Ara
Sayfa (2): « Önceki 1 2
Submit Face book
  • 0 Oy - 0 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Konu Modu
Şair Erdem Bayazıt'ı kaybettik
Dışarıda Site Yönetimi
Admin
*******
Üyelik tarihi: Jan 2008
Mesaj Sayısı: 12,518
Konu Sayısı: 11,588
 
#11
06/07/2008, 23:13
ÂLİM KAHRAMAN

Erdem Bayazıt’ın şiiri: Poetik başkaldırı

Erdem Bayazıt’ın şiiri, yüksek bir iç tazyikten doğar. Şairin “damarımızda şelaleler yapan kan”, “denizler boğuşuyor içimde” gibi söyleyişlerle dillendirdiği bu iç enerji, şahlanış; sıkıştırılmış bir konumda ortaya çıkar bu şiirde:

“Ben şimdi bu yanda/ Kasılmış çıplak bir kurşun gibiyim/ Namluda.”

Şıkıştırılan iç enerji büyük bir gürültüyle patlar. Bir boranın, bir bombanın patlayışıyla ifade edilir bu şiirin imge düzeni içinde o patlayışlar. Bayazıt’ın şiir serüveni bu iç enerjinin kendini dönüştürmesinin serüveni olarak da okunabilir. Oraya geleceğim, ancak çevresi ve dönemi içinde görmeye çalışalım önce onu.

Erdem Bayazıt’ın şiiri içinde, kendinden önceki bazı ustaların ses renkleri, yer yer, soluk tonlarda hissedilir gibi olur. “Şimdi bütün şehir bir adama yöneldi/ Adam dedimse senin benim gibi bir adam/ Ama kadın değil bura önemli” dizelerinde Edip Cansever’i; “Karanlık denizlerin dibinde/ Bir takım incilerin olduğunu/ Bir takım incilere ve hatıralara/ Neden bağlı olduğumuzu unutma” dizelerinde Sezai Karakoç’u, “Göçen son kuşların sedef gagalarından dökülür” dizelerinde Ahmet Haşim’i uzaktan uzağa anımsarız.

Cemal Süreya’nın Üvercinka’sındaki “Yıldızlar Kıyamet gibiydi kaldırımlarda/ Çünkü biraz önce yağmur yağmıştı” dizelerindeki imgelem, Alaaddin Özdenören’in şiirine “Yıldız indiren yağmurda” dizesiyle yansır. Erdem Bayazıt’ın “Dökülen bu yıldızları yağmur birikintilerinde/ Çiğneyerek geçen bu adamları ve kadınları” söyleyişinde aynı dizeleri bir kere daha hatırlarız.

Cahit Zarifoğlu’nun şiiriyle de ilgi çekici bir bağı vardır şairin. Daha doğrusu, Erdem Bayazıt’ın bazı imgeleştirmelerini yeniden ele almış görünen Zarifoğlu, kendi ince ayarlı şiir diliyle bir kere de kendisi söyler sanki: “Susmanın kalesine sığınıyorum” demiş Bayazıt; “Baba/ Sur duvarlarıyla çevrili ağzı” demiş Zarifoğlu. Tüm bu belirlemeler, Bayazıt’ın şiirinin bazı temas noktalarını gösterir ancak bize. Asıl kumaşı vermez.

1970’li yıllarda, Edebiyat dergisinde şiirleri yayımlanan şairlerden Erdem Bayazıt, Akif İnan ve Osman Sarı içinde bir naifliği de taşıyan, ancak yüksek perdeli bir ses tonuyla konuşan bir şiir koydular ortaya. Güneş, dağ, deniz gibi büyük cüsseli imgelere yaslanan bu şiirde sevgilinin göz kırpışı deprem, bakışları kurşun veya şimşek, duygular bir barajın boşanması, kalp göğüste taşınan bir bomba, biriken özlem bir dağdır. Kitleler önünde seslendirilmeye yatkın olduğundan toplumun daha geniş bir kesimi tarafından kolay bir kabul gördü bu şiirler.

Bayazıt şiiri, ifadelendirdiği kısıtlanmışlık ve başkaldırının “ihanet kelepçesi”, “mapus”, “işçi”, “emek”, “çelik dişliler” gibi argümanlarıyla, döneminin sert toplumsal gerçekçi şiiriyle de bazı benzerlikler taşıyordu içinde. Aslında, daha köklü bir benzeşme için kelimelerden çok poetik algıya bakmak gerekir. Erdem Bayazıt’ın şiiri, ideolojisinden arındırılmış Nâzım Hikmet veya Ahmet Arif şiiriyle, poetik bağlamda bir çakışma gösterir mi bunu araştırmak gerekir.

Bayazıt şiirinde bazı imgeler, “savaş” metaforu etrafında kendi düzenini oluşturan bir yapı koyar ortaya. Ancak dikkatle bakılırsa, bu şiirdeki savaş ve başkaldırının poetik bir karakter taşıdığını; dile ait öğelerle silahlanmış bir savaşçıyla karşı karşıya bulunduğumuzu şu dizeler iyice belirginleştirir:

“İsyan şiirleri bilirim sonra/ Kelimeler ki tank gibi geçer adamın yüreğinden/ Harfler harp düzeni almıştır mısralarda.” (Burada bir kere daha hatırlayacağım Zarifoğlu’nu: “İşte heyecan dolu bir Farsça/ Anlamı uçaklar bombalar fark edilmez ağaçlar kuşlar/ Mücahit kaya toprak sarınmış/ Şimdi Rus başını zırhlısından çıkaracak/ Yürekli bir Farsça tam alnından vuracak.” Ancak Bayazıt önce, Zarifoğlu sonra.)

Erdem Bayazıt’ın şiirinde “şair ben” kayaları kelimeler olan gam dağlarına çıkıp oradan naralar atmak isteyen; “Dağlar dağların üstünde tepeler ve tepelerin üstünde ben” diyerek, kendini en yükseğe koyan bir psikolojiden; “Haydi gel sevgilim/ Uzanalım toprağın altına/ Çiçekler mayalansın göğsümüzde” diyecek bir “iç hal”e kâlbolmuştur. İri atılışlı iç enerji, nice boğuşmalardan geçip akışını bulmuştur. Yüksek bir işlem söz konusudur orada. Şu dizelerden bunu okuyabiliriz:

“Som fatih su fetheder tabiatı/ Döner döner döğünür eritir dağları yobaz kayaları/ Daha der sığmaz kabına yönelir göğe teslim olur/ Ve düşerken toprağa çağırır/ Sebep ey.”

Bütün o kabarmalar, fırtınalar, boğuşmalar Tanrı’yı anışta, kalbin ritmiyle evrendeki büyük ritmin buluşmasında anlamını bulur ve yatışır. Dışa doğru yükselme arzuları içe doğru derinleşmeye evrilir. Şiir duaya dönüşür:

“Birden her yerde her şeyde içimizde kımıldayan/ Yürek vuruşlarıyla beliren zikir/ Yeri ve göğü ve damarlarımızı dolduran/ Ondan başka her şey yok olan yalan olan/ Rahman/ Ve Rahim olan.”

-----------------------------------
KAYNAK:Kitapzamani.zaman.com.tr
Alıntı  
Dışarıda Site Yönetimi
Admin
*******
Üyelik tarihi: Jan 2008
Mesaj Sayısı: 12,518
Konu Sayısı: 11,588
 
#12
06/07/2008, 23:14
Celâdetle lirizmin buluştuğu şiir

RASİM ÖZDENÖREN

Erdem Bayazıt’la yarım asrı devirmiş bulan ilişkimiz, kelimenin tam ve kâmil anlamıyla bir dostluk olarak yaşanmıştır. 1955 yılında, Maraş Lisesi’nin birinci sınıfına başlamış öğrenciler olarak tanıştığımızda o, çoktandır şiirlerini yazmaktaydı.
Maraş’ın yerel gazetelerinde olsun, gene aynı dönemde rahmetli Cahit Zarifoğlu, rahmetli Alaeddin Özdenören, rahmetli Sait Zarifoğlu, Hasan Seyithanoğlu ve daha başka arkadaşlarımızla çıkardığımız dergilerde, kader, bizi daima aynı adreslerde buluşturdu. Edebiyat ve Mavera dergilerinin çıkartılmasında da, bu isimlere ek olarak rahmetli Akif İnan, Nazif Gürdoğan’la aynı ortak etkinlikleri paylaştık.

Her şiir için söz konusu olabileceği gibi Erdem Bayazıt’ın şiirine de çeşitli açılardan yaklaşmamız mümkündür.

Modern dünyanın bir şairi olarak ve modern dünyada yaşayan bir şair olarak, onun şiirine hangi perspektiften bakmalıyız?

Acaba Yunus Emre’nin veya Mevlânâ’nın veya Fuzuli’nin ve benzeri şairlerin şiirlerinde tebellür eden İslâmî duyarlığı özdeş olarak Erdem Bayazıt’ın şiirinde bulmaya çalışmak bizi sakil bir anakronizme götürmez mi? Bu soruyu ortaya koyuyoruz; çünkü değindiğimiz anakronizme düşen eleştirmecilerimizin tespitlerine tanık olunmuştur.

Oysa İslâm edebiyatının veya başka bir söyleyişle Müslümanların meydana getirdiği edebiyatın klasik dönemindeki ürünlerle günümüz şairinin ürününü aynı ortak payda döneminde denkleştirmek, bizi, tam da vurguladığımız anakronizme düşürür. Şöyle ki, klasik dönem Müslüman şairleri, içinde yaşadıkları İslâmî ortamın Müslümanca havasını teneffüs ve terennüm ediyordu. Ancak günümüzün şairi, hiç de klasik dönem şairlerimizin soluduğu kültür ortamında yaşamıyor. Tersine, onun yaşadığı çağ, klasik dönemin tümüyle dışına düşmüş durumdadır. Ne ki, bir Müslüman şairin böylesi bir ortamda bile, yaşadığı çağın havasını Müslümanca bir söylemle terennüm edecek bir şiiri seslendirmesi mümkündür. Bence Erdem Bayazıt’ın denemek istediği şiir, bir Müslüman şairin içinde yaşadığı teknolojik hengameye karşı bir protesto sesi olmaya yönelmiştir. Behçet Necatigil, Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü adlı kitabında bize çok yakın duran bir değerlendirmede bulunarak: “Barbar güçlerin, teknolojinin yıktığı, Tanrı’dan kopardığı insanın manevî kurtuluşunu arayan …” bir şiir olarak değerlendiriyor. Bu şiir, elbette, klasik dönem şairlerimizde bulunmayan bir eleştirel tonlamayı da barındırmaktadır bünyesinde.

Onun şiirinde, bir yandan Köroğlu’nun, Dadaloğlu’nun celadetli haykırışına denk ünlemlere tanık olurken, bir yandan da protestosuna mâkes olan yiğitçe kahırlanmalar işitiriz. Uzaklardan Dede Korkut’un hikemi tavrına hoşâmedî yapıldığını görürüz.

Ancak bu şiirin dibinde yatan ve o şiirin usaresi mesabesinde duran lirizmi ihmal etmememiz gerekiyor. Erdem’in, birkaç yıl önce Kaşgar dergisinde yayınlanan ve elimizdeki Şiirler -Sebeb Ey, Risaleler, Gelecek Zaman Risalesi- toplamında yer alan “Kız Kulesi” şiiri, söz konusu lirizmin doruk noktasında yer alıyor. Bu şiirin içinde yer alan dramanın ve tonlamasındaki facia atmosferinin; bunun yanında süregelen içli ve dokunaklı söylemin onun yeni yazacağı şiirlerde nasıl dışa vuracağının işaretini de veriyor. Bu itibarla, yazacağı muştusunu verdiği Üsküdar Şiiri’ni heyecanla beklediğimizi burada açıklamak istiyorum.

O, şiirindeki ünlemli tonlamayla lirizmi buluşturan söylemiyle kendi alanındaki en olgun bileşimi gerçekleştiren şairlerin önde gelenlerinden biridir.

50. sanat yılında

1939 yılında Kahramanmaraş’ta doğdu.

İlk şiiri “Toprak ve Adam”ı ortaokul yıllarında yazdı.

1955 yılında Maraş Lisesi’ndeki öğrenimine başladı. Rasim Özdenören ve Cahit Zarifoğlu sınıf arkadaşlarıydı. Alaaddin Özdenören ve Akif İnan da arkadaş çevrelerindeydi.

Maraş’ta oluşturdukları edebiyat grubu, üniversite yıllarında onu, Necip Fazıl çevresinde toplanan Sezai Karakoç ve Nuri Pakdil’le buluşturdu.

Şiirleri Diriliş ve Edebiyat dergilerinde yayımlanmaya başladı.

1972’de ilk şiir kitabı Sebep Ey çıktı.

1976 yılında Cahit Zarifoğlu, Erdem Bayazıt, Rasim Özdenören, Aleaddin Özdenören, M.Akif İnan, Nazif Gürdoğan ve Hasan Seyithanoğlu ile birlikte Mavera dergisini yayımladı. Dergi, yayın hayatını 1990 yılına kadar sürdürdü.

Afgan-Rus savaşının yoğun günlerinde arkadaşlarıyla birlikte mücahit kamplarına gitti. Buradaki izlenimlerini İpek Yolu’ndan Afganistan’a adıyla 1981’de kitaplaştırdı. Bu kitabıyla 1983 TYB Gazetecilik Ödülü’nü aldı.

İkinci şiir kitabı Risaleler 1987 yılında çıktı. Bu kitabı, Gelecek Zaman Risalesi (1998) izledi. Aynı yıl TYB Şiir Ödülü’ne değer görüldü.

1987 milletvekili seçimlerinde Kahramanmaraş’tan ANAP milletvekili seçildi.

2007: Toplu şiirleri Şiirler adıyla İz Yayıncılık tarafından yayımlandı.


-----------------------------------
KAYNAK:Kitapzamani.zaman.com.tr
Alıntı  
Dışarıda Site Yönetimi
Admin
*******
Üyelik tarihi: Jan 2008
Mesaj Sayısı: 12,518
Konu Sayısı: 11,588
 
#13
06/07/2008, 23:16
Deniz

Denizin bir gülüşünü arıyor çocuklar ellerinde oltaları
Geçmişin günün geleceğin yükünü üstünde
Pul pul taşıyan balıkları
Denizin bir gülüşünü arıyor çocuklar ellerinde
oltaları.

Karaköy - 1960
Erdem Bayazıt
Alıntı  
Dışarıda Site Yönetimi
Admin
*******
Üyelik tarihi: Jan 2008
Mesaj Sayısı: 12,518
Konu Sayısı: 11,588
 
#14
06/07/2008, 23:22
KIZ KULESİ

Biricikliğin burcunda bir lamba
Müebbede mahkûm bir kızlık
Hasret duvarına hapsolmuş annelik
Yalnızlığın somut bir simgesi
Gibi mi oluşmuş bu sadelik?

Gücünü alıp yasalardan
Cengiz Han’ın çadırından
Çıkıp gelen ta Çin seddi’nden
Başında mücevher dolu bir sele
On yedisinde bir cariye
Den kalma bir ünlem mi bu kule?
Konuvermiş suların üstüne

Üsküdar açmış feracesini
Bir başka âlemin operasından bir arya gibi
Kıyılardan yamaçlardan
Avaz avaz fışkıran mor pembe bir bahar var
Bir de çığlık çığlığa savrulan
Bembeyaz martılar!

Bir ukranyalı iri iri açmış gözlerini
Seyrediyor süzülen bir şilebin güvertesinden boğaziçi’ni
Kayıyor ard arda köşkler yalılar
Kayıyor mihrimah, Valide, Şemsipaşa, Ayazma
Odesa limanına kayıtlı bir gemide bir tayfa
Sığınmış ceplerine yoksul elleri
İndiriyor içine bir bir o narin minareleri
Boğazda tıkanan bir lokma gibi bir anda
Kız kulesi
-İmdat!

Ne Ukraynalı tayfa ne de kimsecikler duyuyor bu sesi
Bir yanıt veren olmadı bu güne kadar
İnliyor kız kulesi!

Erdem BAYAZIT
( BERCESTE DERGİSİ-2006-Haziran )
Alıntı  
Sayfa (2): « Önceki 1 2
Tweet      
     


Benzeyen Konular
Konu: Yazar Cevaplar: Gösterim: Son Mesaj
  Ozan Seyfili'yi Kaybettik Site Yönetimi 0 1,302 09/09/2016, 09:03
Son Mesaj: Site Yönetimi
  Tülin Şen ALTINLI'yı kaybettik.... Site Yönetimi 2 1,946 21/02/2016, 00:31
Son Mesaj: RefikaDogan
  Yaşar Kemal'i kaybettik Site Yönetimi 2 2,447 01/03/2015, 11:13
Son Mesaj: Site Yönetimi
  Şair-Vali-İlesam eski Başkanı RIZA AKDEMİR vefat etti Site Yönetimi 0 2,704 10/04/2012, 23:29
Son Mesaj: Site Yönetimi
  Şair-Udi Sanatçı BURHANETTİN AKDAĞ Hakk'a yürüdü.. Site Yönetimi 2 3,531 25/03/2012, 20:33
Son Mesaj: gelin
  ŞAİR, GÜFTEKÂR Dr. BEKİR MUTLU' YU YİTİRDİK. Site Yönetimi 0 2,451 03/09/2009, 01:09
Son Mesaj: Site Yönetimi
  SAFFET UYSAL'I KAYBETTİK...MEKANI CENNET OLSUN... Site Yönetimi 0 2,767 26/11/2008, 02:58
Son Mesaj: Site Yönetimi
  Ahmet SEZGİN'i kaybettik Site Yönetimi 0 1,523 13/08/2008, 16:29
Son Mesaj: Site Yönetimi

Digg   Delicious   Reddit   Facebook   Twitter   StumbleUpon  


Konuyu görüntüleyenler:
1 Misafir

Mustafa Ceylan |
  •  
  • Yukarı dön  
  • Lite mode  
  •  Bize Ulaşın


Dost Sitelerimiz:

Türkçe Çeviri: MyBB Türkiye
Üretici: MyBB, © 2002-2023 MyBB Group-Theme © 2014 iAndrew

Sitemizde yer alan eserlerin telif hakları şair-yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir.(Haberleşme : ceylanmustafa_07@hotmail.com)
Doğrusal Görünüm
Konu Görünümü
Yazdırılabilir Sürüm
Konuya Abone Ol
Konuya Anket ekle
Konuyu Arkadaşına Gönder