SiteAna Sayfa
Güllük Dergisi
Şairlerimiz
Arama
Üyeler
Video
Yardım
Giriş Yap
Kayıt Ol
Oturum Aç
Kullanıcı Adı:
Şifre:
Şifremi Hatırlat
Beni Hatırla
Your browser does not support the audio element.
Akdeniz Radyo istek
Tıklayın-Okuyun/Güllük Dergisi
Web'de Ara
Sitede Ara
0 Oy - 0 Yüzde
1
2
3
4
5
Konu Modu
Satuk Buğra Han DESTANI (GÜLCE-BAHÇE)
HarunYigit
Site Yönetimi
Üyelik tarihi:
Mar 2008
Mesaj Sayısı:
208
Konu Sayısı:
154
#1
18/01/2011, 16:54
Satuk Buğra Han DESTANI (GÜLCE-BAHÇE)
Harun YİĞİT
Türkler, asırlardır tek Tanrılı dinlere inanmışlar, Tanrı’nın etrafından töre ve kutsallarını dokumuşlar. O inançta Peygamber denen olgu yoktu. Bilge kişiler, önderler, Ozanlar ve Dede Korkut’lar vardı.
Şimdi ise hem tek Tanrı, hem de Peygamber var. Eğer peygamber kendi ulusundan değilse destanlarda, efsanelerde kahramanlarını peygamber mertebesine getirip onun seviyesine çıkartarak kahramanına kutsallık kazandırmışlardır.
(S) evgidir işin aslı
H(A) lk isterse
Ku(T) sallık kazandırır olaylara
Olm(U) şu abartarak şişirir
Ve de (K) ahramanını
Kendi (B) üyütür
İsterse (U) lulaştırır
Öyle do(Ğ) a üstü olaylarla süsler
Doğurtu® ağaçtan insanı
Yürütür d(A) ğı, konuşturur taşı.
Efsaneler, (D) estanlar
Abartarak g(E) rçeği
Bağlar doğaü(S) tü olaylara.
Olmamış olmuş(T) ur
Ve bu halkın muh(A) yyilesi
Öyle arzuladığı(N) dan
Gök yere inip, yer ç(I) kmıştır göğe.
Ve
Bir gün
Gelince
Yüce insan
Peygamberimiz
Hazreti Muhammet
Miraç’a çıktığında
Peygamberler arasında
Birisi vardır tanıyamaz
‘’Ulu kişi kimdir’’ diye sorar
‘’Bu ulu kişi peygamber değildir’’
Der Cebrail, Hazreti Muhammet’e
‘’Siz öldükten tam üçyüz yıl sonra
İslam dinini Türkistan’da
Yayacak Türk kahramanı’’
Muhammet çok sevindi
Sahabelerine
Anlatır bunu
Merak eder
Onlar da
‘’Görelim’’
Derler.
Israr ederler
‘’Görelim
Görelim
Ya Muhammet görelim! ’’
………..Peygamber
…………Dualar eder
………….Göstermeyi arzular
…………..Olan olur nihayetinde;
…………...Birden karşılarında kırk silahlı
…………....Belirdi o an kırk atlı
…………….Başlarında bir yiğit
…………….. Hanların Han’ı
………………Göründü
………………. Satuk Buğra Han
……………….. Kırk arkadaşıyla
………………...Selam verip geçtiler.
Artık Miraç’a
Peygamber çıkar sanma
Halk isterse
Eğer peygamber de
Yoksa ulusundan
Kahramanını
Her kılığa sokar Halk
ve
Çıkartır onu
İstediği makama
*
O günlerde Kaşgar’ da bir çocuk doğup geldi.
Bahtı açık çocuğun, Adı Satuk Han oldu.
Gün oldu devran döndü, yapıldı çok savaşlar
Nice tahtlar yıkıldı, kesildi birçok başlar
Kimi adalet arar, kimi akıtır yaşlar
O günlerde Kaşgar’da bir çocuk doğup geldi.
Kağan’ın çocuğuna bütün Kaşgar sevindi
Ulu kağan bu erkek çocuğuyla övündü
Gel gelelim falcılar, büyücüler dövündü
Bahtı açık çocuğun, Adı Satuk Han oldu.
*
Doğan da hey doğanda!
Kağan oğlu doğanda
Yeryüzüne göklerden
Bin müjdedir yağanda
Nicedir övündükçe
Milyon sevinç kağanda
…………..Birlik olur, bir olur
…………..Atanda yeni şafak
…………..Otağlara yağar nur
…………..Seherler nazlı bayrak
Doğanda hey doğanda
Doğandan ay doğanda
Tez elden bahar insin
Kıl çadıra bu yanda
Olmalı, olacaklar olmalı
Işıktan oklar ile
Karanlık vurulmalı
……………..Töredir bu, vazgeçilmez
……………..Koçlarım kesilmeli
……………..Doğan gün bizim ise
……………..Geceleri silmeli…
*
Doğdu ya kağan oğlu, bırakır mı falcılar?
Falcıların fallarında çıkmış geleceği
Geleceği pek parlak değilmiş güya
Güya Müslüman olacakmış bu çocuk
‘’Çocuğu hemen öldürelim’’ demişler.
Demişler demesine, haber gitmiş anasına
Anasına söz geçirememiş Ulu Kağan
Kağan’a yalvar, yakar ağlamış
Ağlamış, sızlamış ve; ‘’Eğer bir gün
Gün gelir de Müslüman olursa
Olursa o gün öldürün’’ demiş.
Demiş de, dediği kabul görmüş.
……….Gel
………..Zaman
…………Git zaman
………….Yavaş, yavaş
…………..Büyür, gelişir
……………Korkusuz ve cesur
…………….Gözü pek çocuk olur.
Daha on iki yaşında, Satuk Buğra ava çıktı
Ve o tavşanı görünce, düşüp ardı sıra koştu
Aniden peşine gitti, bu tavşan özüne döndü
Oracıkta onu gördü, Hızır olduğunu bildi
Dinler can kulağıyla, verdiği öğütleri
Sözler verir Hızır’a, Türk’ün yetişen eri.
Kim tutabilir söylen, Hakkına verse seri?
Bu öğütlerle içten içe tutuşan eri
‘’Hakk’ı uğruna verirse seri’’
Biz dedik de gerçek nasıl?
Dedik ya
Halk isterse kahramanının
Ağzından alev çıkartır
Ya da
Giydiriverir ona bir hayvan abası.
Bu da yetmez kimi zaman
Yükseltir Peygamber mertebesine
Halk bunları yaparken
Dönelim destanın özüne
Ben anlatayım
Siz dinleyin
Gerçek Satuk Buğra Han’ı
Kırgızların saldırganca tutumu
Uygurları parçalayıp bitirdi
Karluk, Çiğil, Yağma boyu birleşti
Tarihe yeni bir devlet getirdi
……….Bilge Kül Kadir Han
………..Topladı yiğitlerini
………...Çekti kılıcını
………….Devam ettirmek için Hanlığı
…………..Kurdu Karahanlı Devletini
…………...İlan etti Kağanlığı.
Moğolistan, Çin ve Aral gölünde
Bu coğrafya yine Türk’ün elinde
Kurulmuştu sekizyüz kırk yılında
Bilge Kül Kadir Han tahta oturdu
……….Sır Deryası
………..Çu nehrinin arası
…………Yaşadılar
………….Talaş nehri boyunda
…………..İndiler
……………Güneye
…………….Güney doğuya
Yıllarca at sürdüler
Meydan meydan savaş gözetmekten
Zamanın akışını göremez olmuş insan
Yaşlılık, çoktan kapısını çalmış
Biz
Sözü
Fazlaca
Uzatmadan
Öze gelelim.
Bir oğlan doğurur
Bezir Han’ın karısı
Bayram eder bütün Türkler.
‘’Tahta varis geldi’’ diyerek.
Kısa sürer bu sevinçleri
Ağıtlar başlar Türkellerinde
‘’Bezir Han erkence öldü’’ diyerek
Kardeşi Bezir öldü, Han’ın tahtı boş kaldı.
Töre gereği aldı kardeşin karısını
Amcasına eş oldu, Satuk Buğra sırdaşı
Yarasını kalbinde öfkesiyle bastırdı.
……….Bastırarak yaşamaya başladılar
………..Başladılar çekişmeye
…………Çekişmeye görsün insan
………….İnsan neler açarmış başına
…………..Başına gelenleri
……………Gelenleri göremez
…………….Göremez gözünün önünü
Kül Kadir Han ölünce tahtına Bezir Han geçti
Eş Kağanlığı seçti Oğulcuk, töre var önce
Fikri ince mi ince, beklemeye koyuldu.
Satuk Buğra Han’ın babası ölür
Törelere uyar anne
Kayın biraderi eş edip alır
Kara günler sayar anne
Törelerin acımasız kuralı
Dinlemiyor kraliçe, kralı
Çaresizce yüreğinden yaralı
Oğul sesi duyar anne
Ve
Geçti
Tahtına
Oğulcuk Han
Yeğeni olan
Satuk Buğra Han’ı
Aldı himayesinde.
Kendi terbiyesi ile
Baktı, büyüttü yeğenini
*
……….Bu arada
………..Müslüman Samanlı Şehzadeler
………...Kendi aralarında
………….Anlaşmazlığa düştüler.
…………..Nasır Bin Ahmet
……………Kaçıp sığındı
…………….Oğulcuk Kadir Han’a
……………..Oğulcuk Han’da
……….……..Artuç ilinin idaresini
……….………Tutup verdi Nasır’a
Nasır Bin Ahmet’le
Satuk Buğra Han
On iki yaşında iken buluştu
Tanışarak dost oldu bu iki can
İkisi de birbirine alıştı
Mıknatıs misali bir güç oluştu
Değişime girdi çocuk an be an
Gözünde değildi ne şöhret ne şan
Bu ne hikmet, söyleyin bu ne işti?
Su yolunu buldu, ağarıyor tan
Abdülkerim adında bir Müslüman
Oldu Abdülkerim Satuk Buğra Han.
Aman deyin ordan burdan
Zaman gelip geçti birden
Yiğit oldu Satuk Buğra
Tuğlardaki özlem bitsin
Yaşı yirmibeş olunca
İşi sağlama alınca
‘’Müslüman oldum’’ diyerek
Bağlarda bülbül ötsün
*
Bir kayanın erimesi ne ise
Bir insanın inanması işte o.
Yanardağın volkanına bak hele
Bir insanın iman edip
Ateş-i aşk da
Duman duman tütüp
Can evinden yanması
İşte o…
İşte o
Kağan soyu, otağ otağ derleyen
Zerreleri umman edip birleyen
İşte o
Yüreklere yelken açıp bir anda
Gönül kıyılarında
Mola verip demirleyen
İşte o…
O’nda sen, sen de ben
Ben de yüzyılların uğultusu
Evvel sensin, ezel sensin ben ise
Benden bana yürüyen bir sefil yolcu
Zamanı toz edip savuran sensin
Dağ eritip çıkan sensin
Çağ değişsin seni ansın
Yaptığınla övünerek
Sağlar düğün bayram etsin
Haksız kavgalar olmuş, demesen de, desen de
Hak sızlar, topraklarda gördüğü al desende
Ok-u kalleş zalimin, saplı durur sırtında
Oku demiş yaradan, çıkan seste sır, tında
Ve
Kardeş
Kardeşi
Tanımıyor
Nelere tanık
Geçen kanlı çağ
Kim gülerken, kim ağlar
Şahit olmuş buna dağlar
Yetmez ki iki şahit
Yalanı kim bağlar
Yaşayan sağlar
Duyup görsün
Erisin
Yağlar
Bak!
Sır kimdedir bilinmez, girdabına çekerse
Eritir tüm taşları, tutuşturur dağları
Aşar bütün engeli, tutup söker ağları
O gizemi bir kişinin yüreğine ekerse.
Dağ başında kar olsa, güneş vurup eritir
Eteğinden akarak ulaşacak denize
Olmayanın ardında, rastlanmaz hiçbir ize
Kimse bilmez bu gücü, kuru deri yürütür
Kılıcıyla saz çalar, türkü söyler atları
Semahtayken gök kubbe, toz dumana katanlar
Aşka gelmiş oynuyor, meydanlarda yatanlar
Yer altından duyulur, yediğimin tatları
Kulak verin boş değil, ozanların narası
Bugünlerde hoş değil, başla ayak arası
Hep mazluma kesilir zalimin faturası
Bitmedi asırlardır dönekliğin yarası
Arası açılanla kaynaşma olmaz
……….Olmazsa birlik, olur mu dirlik
………..Dirlik, düzen kaybolunca ulusta
…………Ulusta karamsarlık başlar
………….Başlar başını görmezse eğer
…………..Eğer ulusun başını
…………...Başını ezmek kolay olmaz
…………….Olmaz demen sakın
……………..Sakın!
*
Her gün
Biraz daha güçlenen
Güçlendikçe fetihler yapan
Yaptığı her savaşta galip gelen
Abdülkerim Satuk Buğra Han
Frengi savaşıyla
Atbaşı kalesini fetheder.
Kalkıp amcasına gelir
Gelir de…
Satuk Han amcasını İslam’a çağırdı
Kağan duymaz sesini, sanki o sağırdı
Ve meydanda savaşarak o amcasıyla
Tutan olmaz yasını, yumruğu ağırdı
……….Ve
………..Amcası
………...Öldürülünce
………….Hükümdar oldu Satuk.
…………..İslam’ı yaydı Türk eline
Kılıcını kuşanarak bindi atına
Karşısına çıkanlarla bir bir savaştı
Gök gürledi, şimşek çaktı, koptu fırtına
Çağlayarak meydanlarda nice engeller aştı
………..Kılıcını sarıp, yaren diye sevişti.
…………Çizdiği yolda amacına kavuştu.
Ağzından çıkan söz, ateş olup yaktı
Gücün karşısında eğilmez mi başlar?
Kılıç gözlerinde uzayarak aktı
Bilmem ki yerinden oynamaz mı taşlar?
……….Yıkarken ocaklar, kurdu birçok evi
………..Kılıcın kayması, bir sözün alevi
………...Oluşturdu Satuk Buğra gibi devi
*
Devler vardır sığmaz
Sığmaz tarih denen hadiseye
Devler vardır sığmaz
Karınca yuvasında kaybolur gider
Ya keseceksin zaman ipini
Koparıp atacaksın bağını gökle yerin
Ya çevireceksin tersine atının nal iziyle
Çağların çevrilmeyen yüzünü
Ve dipten doruğa dolduracaksın
Bir ulusun
Gecesini gündüzünü
İşte o zaman seni
Ve senin türkülerini
Dile destan eder
Bu iki yüzlü tarih.
İşte o zaman
Yeniden doğarsın, yeniden
Doğan her çocuğun adına
Verilir adın
Ve
Unutulmazsın,
Unutulamazsın…
Satuk Buğra Han derler
Cihanı bir teknede yoğuracak olayı
Kendinde doğuran ilk ışık yolcusu işte
Zafer kalesini yükseltip sinesine
Sonra bayrağı oradan
Bütün bütün ülkesine
Işıtan, ışıyan o…
Ve
O günlerden beridir
Yılmadan, usanmadan
Bizi bize
Taşıtan o, taşıyan o…
O tarih ki gönülde mertlik yakar ocaklar
Gelin görün ki zaman Türk soyunu kucaklar
Neden tersine dönmüş eksiklik neremizde?
Bu tarihi yazanlar, nereye asacaklar?
…………Büklüm büklüm mâziden âtiye akan ırmak
…………Miraçtan inip yere
………....Kutlu bir düzen kurmak
…………Arştan alıp bayrağı
…………Saatleri minarelerde, ilimle, aşkla
………….Türkçe yoğurmak
………….Ah ki ah..
…………..Ah ki ne ah!
O tarih ki kağanlar adaletten yanaydı
Anamın ellerini nakışlayan kınaydı
Gelin görün ki şimdi iz uydurup batıya
Bu zamanın tarihi, gerçekleri yasaklar
…Büklüm büklüm asırların göğsünden
………..Dolanan yollar
…………Yolları yollarda yol edip savuran
…………Bir kılıç, bir yumruk ve bir yürek
…………Kaşgar dolunayını dolayıp da ruhuna
…………Türkçe bir ses olup sisli sabahlara
…………İslâm’a Türk nakışlı süs katıp
………....Zamanı elleriyle
…………Türkçe yoğurmak
………….Ah ki ah..
………….Ah ki ne ah! ...
O tarih ki inandık âşık olduk İslâm’a
Sabah başlayan savaş tükenirdi akşama
Bu tarihte neleri anlatacağım ama
Riyâkâr buzu sarkar, yaprağında saçaklar
*
Ve
İlâhi bir emir ile
Yürüdü
Doğudan, batıya
Kuzeyden, güneye..
Yürüdükçe önünde
Diz çöktü diz; dört yön, dört yüz kere
İki cihan sevgilisi vardı sanki
At koşturan nefes nefese yanı başında
Sığmadı, sığamadı
Göklere ve yerlere
……….Amuderya kıyısından başladı
………..Kış Kezekten, Karakurum düşledi
…………Çin eline savaş açıp kışladı
………….Bir baştan bir başa yaydı İslam’ı
…………..Doksan yaşını buldu
……………İlahi emir aldı
…………….Kalkıp Kaşgar’a geldi
……………..Orada öldü Satuk Buğra.
İnan, maya tutar mı döl almazsa bir dişi
Olana ister inan istersen inanma yan!
El âleme söyleme, sende kalsın gördüğün
Gör, düğün yeri olur, dirlik, birlik olursa.
Olursa eğer yeryüzü Cennet
Cennete gerek var mı bilinmez?
Bilinmezliğe düşerse insanoğlu
Oğlu tanımaz babasını.
*
Çağlar boyu İslâm’ın
Hem kılıcı, hem gülü
Bu yüce Türk Ulusu…
Açılanda avuçlar,
Amin diyende dudaklar
Satuk Buğra Han’dan
Dualar içinde dua saklar…
Dönende ağızda
Dönende bu dilimiz.
Ezan ezan toprağı
Kutlu kılan minaremiz
Ve
Biz…
Sonsuzdan sonsuza
Bizde ki biz…
Harun YİĞİT
NOT: Yukarıda okumuş olduğunuz destan, GÜLCE'nin NAZIM Türler olan; Akrostik, Üçgen, Gülce, Triyolemsi, Özge, Tekil,Yediveren, Tuğra, Gülistan, Yunusca, Dönence, Serbest Zincir, Sonem, Yiğitce, Buluşma Tokmak, Çaprazlama, Gülce Aruz olarak toplam 18 Nazım türünden oluşan BAHÇE ile yazılmıştır.
Alıntı
Tweet
Benzeyen Konular
Konu:
Yazar
Cevaplar:
Gösterim:
Son Mesaj
....GÜLCE-SERBEST NAZIM ÖNERİSİ(Tekil)....
HarunYigit
1
1,404
06/12/2012, 09:27
Son Mesaj
:
Dermani
SORARIM HÂLLARINI (GÜLCE)
Site Yönetimi
1
1,772
06/12/2012, 09:25
Son Mesaj
:
Dermani
BOZKURT DESTANI (Gülce-BAHÇE)
HarunYigit
3
1,938
06/12/2012, 09:24
Son Mesaj
:
Dermani
YARADILIŞ DESTANI (GÜLCE-Bahçe)
HarunYigit
0
1,358
18/01/2011, 17:31
Son Mesaj
:
HarunYigit
ŞU DESTANI (Gülce-BAHÇE)
HarunYigit
0
1,153
18/01/2011, 17:25
Son Mesaj
:
HarunYigit
Alp Er TUNGA DESTANI (Gülce-BAHÇE)
HarunYigit
0
1,492
18/01/2011, 17:19
Son Mesaj
:
HarunYigit
OĞUZ KAĞAN DESTANI (Gülce-BAHÇE)
HarunYigit
0
1,231
18/01/2011, 17:16
Son Mesaj
:
HarunYigit
Ergenekon DESTANI (Gülce-BAHÇE)
HarunYigit
0
1,357
18/01/2011, 17:01
Son Mesaj
:
HarunYigit
GÖÇ Destanı (GÜLCE - BAHÇE)
HarunYigit
0
1,455
18/01/2011, 16:56
Son Mesaj
:
HarunYigit
Lütfen seçim yapın:
--------------------
Özel Mesajlar
Kullanıcı paneli
Kimler Çevrim içi
Arama
Ana Sayfa
GÜLCE EDEBİYAT AKIMI
-- GÜLCE ŞİİR TÜRLERİNE GÖRE ŞİİRLER
---- BULUŞMA
---- ÇAPRAZLAMA
---- TRİYOLEMSİ
---- ÜÇGÜL
---- ÜÇGEN
---- DÖNENCE
---- TOKMAK
---- AKROSTİK
---- SONE'M
---- GÜLCE
---- TEKİL
---- YİĞİTCE
---- YUNUSCA
---- BAHÇE
---- SERBEST ZİNCİR
---- ÖZGE
---- GÜLİSTAN
---- YEDİVEREN
---- TUĞRA
-- GÜLCE YAZAN ŞAİRLERİMİZİN GÜLCE ve DİĞER ŞİİRLER
---- (H)
------ Harun YİĞİT
------ Harun YİĞİT
------ Hasan ULUSOY
------ Hasan ULUSOY
------ Hatice ALTAŞ(Asi Çiçek)
------ Hatice ALTAŞ
------ Hacer KOZAN
------ Hatice KATRAN
------ Hatice KATRAN
------ Hikmet ÇİFTÇİ
------ Hülya EKMEKÇİ
------ Hülya EKMEKÇİ
---- (I-İ)
------ İbrahim COŞAR
------ İbrahim COŞAR
------ İbrahim İMER
------ İbrahim İMER
------ İbrahim ETEM EKİNCİ
------ İbrahim ETEM EKİNCİ
------ İhsan ERTEM
------ İhsan ERTEM
------ İsmail KARA(Karozan)
------ İsmail KARA(Karozan)
---- (K)
------ Köksal KIRLIOĞLU
---- (M)
------ Mahir BAŞPINAR
------ Mahir BAŞPINAR
------ Mehmet NACAR
------ Mehmet NACAR
------ Mehmet ALUÇ
------ Mehmet ALUÇ
------ Mehmet ALUÇ
------ Mehmet ÖZDEMİR
------ Mehmet ÖZDEMİR
------ Meltem ARAS
------ Meral ADAK
------ Meral ADAK
------ Melahat TEMUR
------ Mevlüde DEMİR
------ Mevlüde DEMİR
------ Miktad BAL
------ Miktad BAL
------ Mübeccel Zeynep ÜNALAN
------ Mübeccel Zeynep ÜNALAN
------ Muhammed İsa ÖZTÜRK
------ Muhammed İsa ÖZTÜRK
------ Mehmet Ziya DİNÇ
------ Mehmet Ziya DİNÇ
------ Mustafa CEYLAN
------ Mustafa CEYLAN
------ Mustafa CEYLAN
------ MUSTAFA CEYLAN(Editör)
-------- Mustafa CEYLAN
---------- Mustafa CEYLAN(On Punto Yazıları)(Makaleler)
---------- GÜNE BAKIŞ
---------- TAŞ YAĞMURU(Ceylan'ın kaleminden)
---------- Hakkında Yazılanlar
---------- DİĞER ŞİİRLERİ
---------- Hayatı
---------- Sanatı
---------- Hocaları
---------- Çocukluğu
---------- Gençliği
---------- Özlü Sözleri
---------- Önsöz Yazdığı Kitaplar
---------- Siyasete İlgisi
---------- Bestelenen Şiirleri
---------- Fotoğrafları
---------- Mühendisliği
---------- Düzenlediği Etkinlikler
---------- Konferansları
---------- Yer Aldığı Antolojiler
---------- Kitapları
---------- EZAN SUSMAZ Kitabı içindekiler
---------- "YANDI BU GÖNLÜM"-Hacı Bayram Veli Kitabı içindekiler
---------- TAHİR KUTSİ MAKAL Kitabı İçindekiler
---------- SEĞMEN RUHU Kitabı İçindekiler
---------- TOROSLARIN TÜRKÜSÜ Romanı
---------- Armağan-2(AHMET TUFAN ŞENTÜRK İÇİN NE DEDİLER?)Kitabı içindekiler
---------- Armağan-1(ANILAR KORİDORU İÇİNDE SARIVELİLER)Kitabı
---------- YARALI CEYLAN Şiir Kitabı İçindekiler
---------- PAŞA GÖNLÜM Şiir Kitabı İçindekiler
---------- Kırat Geliyor Kitabı İçindekiler
---------- Her Yönüyle YENİMAHALLE Kitabı
---------- Tarihi ve Folkloruyla Elmadağ Kitabı İçindekiler
---------- Köylerimiz Kitabı İçindekiler
---------- Köyümüz Yeşildere Kitabı İçindekiler
---------- Bayramlar Haftalar Günler Kitabı
---------- Ahmet Tufan Şentürk Kitabı
---------- Halil Soyuer Kitabı
---------- Detanlaşan Köylü İsa Kayacan Kitabı
---------- Abdullah Satoğlu Kitabı
---------- Güzide Taranoğlu Kitabı
---------- Gülendenin Beşiği Kitabı
---------- GÜLLÜK ANTOLOJİ (2006)Kitabı
---------- GÜLLÜK ANTOLOJİ(2007)Kitabı
---------- CEYLAN-Tahliller-MAKALELER-Görüşler
---------- Güllük Dergileri
---------- Kapodokya Güneşleri Kitabı
---------- Bir Yanardağ Fışkırması Kitabı
---- (P-R)
------ Rahime KAYA
------ Rahime KAYA
------ Refika DOĞAN
------ Refika DOĞAN
------ Ramazan EFE
------ Ramazan EFE
------ Rengin ALACAATLI
---- (S-Ş)
------ Sabiha SERİN
------ Sabiha SERİN
------ Serap HOCA(Serap ÖZALTUN)
------ Serap HOCA(Serap DEMİRTÜRK)
------ Süleyman KARACABEY
------ Süleyman KARACABEY
------ Serdar AKKOÇ
------ Serdar AKKOÇ
------ Sevgili ÖZBEK
------ Sevgili ÖZBEK
------ Şemsettin DERVİŞOĞLU
------ Şemsettin DERVİŞOĞLU
------ Şükran GÜNAY
------ Şükran GÜNAY
---- (T-U-Ü-V)
------ Turan UFUKTAN
------ Ümran TOKMAK
------ Ümran TOKMAK
---- (Y-Z)
------ Yusuf BOZAN
------ Yüksel ERENTÜRK
------ Yusuf BOZAN
------ Yüksel ERENTÜRK
------ Yusuf Ziya KARAHASANOĞLU
------ Zübeyde GÖKBULUT
------ Zübeyde GÖKBULUT
------ Yıldız TOKSÖZ
------ Yıldız TOKSÖZ
GÜLCE'YE DAİR
-- GÖRÜŞLER
---- Gülce Nedir?
---- Gülce ve Ozanlık
---- Gülce Manifestosu
---- 5 Hececiler ve Gülce
---- Garip Akımı ve Gülce
---- Fecr-i Ati ve Gülce
---- Hisarcılar ve Gülce
---- Neyzen Tevfik, Aşk
---- Mazmunlar
---- Gülce Ne Değildir?
---- Hece Vezni ve Gülce
---- Serbest Şiir ve Gülce
---- Aruz Vezni ve Gülce
---- Gülce ve Zolal
---- Gülce Tarihinden
---- GÜLCE-(Atölye)-Video Dersler
------ Gülce Etkinlikleri
------ Kurucular Beyanı
------ Gülce 2009
------ Doğru Yaz/Konuş
------ Gülce-2010 Projeleri
------ Gülce-2011 Projeleri
------ Üstad Necip Fazıl'dan
------ Gülce-Aruza Dair
------ Öneriler-Çalışmalar
------ GÜLLÜK DERGİSİ
------ Gülce'ye Öneriler
------ Röportajlar
------ Negatif Bakışlara
------ Aleyhimizdekiler
------ M.E.B' na
---- Gülce'de Mesajlar-Projeler
------ Gülce-Güldeste(1)
------ Destanlarımız
------ Dede Korkut
------ Öncü Kadınlarımız
------ Peygamberlerimiz
------ Nutuk(Gülce)
------ Nutuk(Z.Korkmaz)
------ Kutlu Hanımlar
------ Ozanlarımız
------ NasrettinHoca
------ Yedi Askı
GÜLCE TÜRK ŞİİR AKADEMİSİ
-- Şiir Akademisi
---- Şiir Akademisi
------ HALK EDEBİYATI
-------- DİVAN EDEBİYATI
-------- BATI EDEBİYATI
-------- YENİ TÜRK EDEBİYATI
---- Hece Vezni' ne Dair
---- Şiir Tahlilleri
---- Aruz Vezni' ne Dair
---- Hiciv Tarihinden
---- Ustalardan Şiirler
---- Ustalardan Makale
---- Aramızdan Ayrılanlar
------ Ustalardan Şiirler
-------- A. Tufan ŞENTÜRK
-------- DİLAVER CEBECİ ANISINA
---- Şiir Üstüne (Serbest)
---- Atışma Sayfamız
---- Denemeler-Makaleler
---- Şiirde Dönüşüm
---- Şiir ve Anlatım
-- Türk Edebiyatı Şiir Türleri
---- Şiir Türleri
---- İslâmiyet Öncesi
---- Servet-i Fünun
---- Garip Şiirler
---- Akımlar
---- Edebî Sanatlar
---- Söz Sanatları
---- Şair Padişahlar
---- Şiir Tarihimizden
---- Yıllara Göre Edebiyat
---- Mehmet Nacar
DÜNYA EDEBİYATI
-- Dünyadan Şiir Türleri
---- Burns Stanza
---- Choka
---- Go Vat
---- Catena Rondo
---- Onegin Stanza
---- Canzonetta
---- Bauk Than
---- Rhupunt-Galce
---- Septilla
---- Viator
---- Luc Bat
---- Tritena
---- Pantoum
---- Shakespeare Sonnet
---- Diamonte
---- Villanelle
---- Hutain
---- Hex Sonnata
---- Hexaduad
---- Haynaku
---- Harrisham Rhyme
---- Guzzande
---- Gratitude
---- Glosa
---- Garland Cinquain
---- Fornlorn Suicide
---- DÜNYA EDEBİYATI
---- Dünyadan Destanlar
---- Dünyadan Şiirler
KAYNAKÇA
-- Konularına Göre Şiirleriniz
---- Aşk Şiirleriniz
---- Atatürk Şiirleriniz
------ 23 Nisan Şiirleri
------ Atatürk'e Dair
---- Kahramanlık Şiirleriniz
---- Doğa Şiirleriniz
------ 2009 Yılı Sayılarımıza
---- Taşlama Şiirleriniz
---- Gurbet Şiirleriniz
---- Tasavvuf Şiirleriniz
---- Barış Şiirleriniz
---- Şehir Şiirleriniz
---- Anne Şiirleriniz
------ Babanıza Şiirler
---- Doğum Günü Şiirleriniz
---- Deprem Konulu Şiirler
---- Diğer Şiirleriniz
---- Köşe Yazarlarımız/Makaleler
------ Mustafa CEYLAN
------ Refika DOĞAN
------ Osman ÖCAL
------ Ahmet ÖZDEMİR
------ A. S. ATASAYAR
------ Prof.Dr.İsa KAYACAN
-------- Prof. Dr. İSA KAYACAN
------ Rahime KAYA
------ Harun YİĞİT
------ İlqar MÜEZZİNZADE
------ Sündüz BİGA
------ Nazmi Öner(Şiirler)
------ Nazmi ÖNER(Nesirler)
------ Coşkun KARABULUT
------ Prof.Dr.İsmail YAKIT
------ Prof.Dr.Asım YAPICI
------ Sabit İNCE
------ Muhsin DURUCAN
------ Abdulkadir GÜLER
------ Ünal Şöhret DİRLİK
------ Metanet YAZICI
------ A.Aşkım KARAGÖZ
------ Gazanfer ERYÜKSEL
------ Mehmet GÖZÜKARA
------ Necdet BULUZ
------ Yusuf Özcan
------ Afife Demirtaş
---- Mustafa Ceylan
---- Bizden
-- Video Yağmuru
---- Ozanlar-Şairler
---- Bizden Videolar
---- Rasim Köroğlu
-- Genel
---- SERBEST KÜRSÜ
---- Duyurular
---- Röportajlar
---- Günün Şiiri
---- Günün Nesiri
Edebiyat Biz Platformumuzda
-- Gülce Tv
-- Türk Argo Sözlüğü
-- Edebî Konular Forumu
Konuyu görüntüleyenler:
1 Misafir
Mustafa Ceylan |
Dost Sitelerimiz:
Türkçe Çeviri:
MyBB
Türkiye
Üretici:
MyBB
, © 2002-2025
MyBB Group
-Theme © 2014 iAndrew
Sitemizde yer alan eserlerin telif hakları şair-yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir.(Haberleşme : ceylanmustafa_07@hotmail.com)
Doğrusal Görünüm
Konu Görünümü
Yazdırılabilir Sürüm
Konuya Abone Ol
Konuya Anket ekle
Konuyu Arkadaşına Gönder