SiteAna Sayfa
Güllük Dergisi
Şairlerimiz
Arama
Üyeler
Video
Yardım
Giriş Yap
Kayıt Ol
Oturum Aç
Kullanıcı Adı:
Şifre:
Şifremi Hatırlat
Beni Hatırla
Your browser does not support the audio element.
Akdeniz Radyo istek
Tıklayın-Okuyun/Güllük Dergisi
Web'de Ara
Sitede Ara
0 Oy - 0 Yüzde
1
2
3
4
5
Konu Modu
sayfa-27-37) GÜZİDE GÜLPINAR TARANOĞLU'NUN HAYATI-2
Mustafa Ceylan
Site Yönetimi
Üyelik tarihi:
Nov 2008
Mesaj Sayısı:
2,007
Konu Sayısı:
1,502
#1
10/01/2014, 20:21
(Bu mesajı son düzenleyen: 10/01/2014, 20:22
Mustafa Ceylan
.)
TOPRAK ANA
GÜZİDE GÜLPINAR TARANOĞLU' NUN HAYATI(2)
Mustafa CEYLAN
****************
halde bir çok sanatçı gelir. Taranoğlu ailesi şaşkmlığıve mutluluğu bir arada yaşarlar.
1969’da Güzide Taranoğlu, “Yeni Tanin Gazetesi”nde her hafta, tanı sayfa bir sanat sayfası düzenlemeye başlar. Geçmişin ve günümüzün pekçok ünlü isimlereni sayfasında toplar.
Taranoğlu, çok çalışkan bir kişiliğe sahiptir. Tuttuğu her işin üstesinden gelir. Sevmediği tek iş, dikiştir... Fakat, nakış yapmayı çok sever. Nitekim, o yıllarda, şiirlerini etaminler üzerine kanaviçe ile işlemeye başlar.
1970’den itibaren Ankara’da yayınlanan “Zafer Gazetesi”nde “Kadın Kalemiyle” köşesinde makaleler yazmaya başlar...
1970’li yıllarda, Güzide Taranoğlu yine ülkenin en büyük derneklerinden olan “Aile Planlaması Derneği”nin Genel Yönetim Kurulu Üyesi olarak çalışmaya başlar.
Sağlık Bakanlığı müsteşar muavini merhum Ahmet Ustünoğlu’nun ısrarlarına dayanamıyarak bu görevi kabul etti. Önemli bir memleket sorununu çözüm için çalışmalara başladı. İşi benimsedikten sonra. Ankara/Dışkapı’da “Aile Planlaması Kliniği” ni Taranoğlu hizmete açar. Haftada bir gün, bir doktor bu kliniğe gelerek hanımlara faydalı oldu. Altındağ Şube Başkam olan Taranoğlu, Aile Planlaması Derneği’nin genel merkez iiyesi olarak da çok güzel çalışmalarda bulundu. Hanımlara yönelik, onları rahatlatıcı ve eğitici propaganda çalışmalarında başarılar kaydetti.
Ülkenin bir çok vilayetinde yapılan toplantılara iştirak etti. Televizyon ve radyo programlarına bir bir çıkmaya başladı.
Türk Kooperatifçilik Kurumu ve Folklor Araştırmaları Kurumu’na üye oldu. Bu
kuruluşların yaptığı, bütün sanat-edebiyat etkinliklerine katıldı. O etkinliklerde şiirler okudu, konuşmalar yaptı. Bildiriler sundu...
Bu çalışmalar esnasında, bir çok dernek ve kuruluştan şükran plâketleri ve belgeleri aldı.
Bütün bu başarılar, onun şiirindeki sorumluluğunu artırdı. Şiirin hamurunu, daha bir başka biçimde, millet ve memleket sevdasıyla yoğurmaya özen gösterdi. Ülkenin sorunlarıyla alâkalı şiirler de kaleme aldı. Bir ana yüreği olarak, onlara seslendi...
1972 yılında, 84 sayfadan oluşan “İnsanlar Mutlu Yaşasın” isimli şiir kitabını yayınlar. Bu eseri de, edebiyat dünyamızda geniş yankılar uyandırır.
Bilal’in Sağlık Bakanlığı’ndaki görevi devam etmektedir. Teftiş Heyeti Başkanı olarak, yurdun her yanma görevli olarak gider.
Yıllarca bakanlıkta başarıdan başarıya koşan Bilal’i kendi hemşehrileri “milletvekili” yapmak isterler. Memleketinden mahalli politikacıların bastırması üzirine, Bilal, 1973 seçimlerinde Adalet Partesi listesinde birinci sıradan milletvekili seçilir. TBMM.’de örnek, efendi bir milletvekili olarak tanınır. O tarihe kadar, Sıhhıye’de oturan ailesini Farabi Sokağa taşır.
Bilal’in evinin kapısı hemşehrilerine, kendisini seçenlere ardına kadar açıktır. Milletvekili olarak, evleri misafirhane gibidir. Gelen-giden, yiyen-içen...
Güzide , o yıllarda Bilâl’in en büyük destekçisidir. Politikacı eşi olmak zordur.
Önce, sosyal faaliyetlerine aktif olarak katılamaz. Vaktini daha çok evinde geçirmek mecburiyetinde kalır. Misafirleri ağırlamak, onun en zevk aldığı iştir. Hayatından çok memnundur. Bütün insanları seven kalbiyle eşinin yanındadır. Elbirliği, fikir birliği, gönül birliği onlar içindir....
Şiirleri “Memleket, Bursa Haber, Bizim Anadolu, Hür Anadolu, Başkent, Dünya, Gündem, Rize, Tokat, Kayseri Hakimiyet, Ordu Güneş, Ordu’nun Sesi, Türkiye Tribün, Mücadele, İki Nisan, Son Havadis, Tasvir, Halkın Sesi, Yoz-Koop, 6 Eylül, Zafer, Haber vs.” gazetelerde ve “Sesimiz, Eflatun, Bahçe, Hisar, Türkiye, Güvercin, Çaba, Çocuk ve Yuva, Yeni Adam, Turizm Günün Kadını, Ajans Türk” gibi dergilerde yayınlanır. Bazı mahalli gazetelerde kitaplarındaki şiirlerin tamamı seri halde yer alır.
1974 yılma gelindiğinde, Güzide Taranoğlu’nun ülkemizde bir ilke imza attığım görüyoruz. Yıllardan beri hazırlığını yaptığı olayı gerçekleştirir.
Güzide Taranoğlu’nun kendi ağzından bu ilk girişimi dinleyelim:
“Bir zamanlar - epeyce eski tarihlerde- şiir sergisi açılmalımı, açılmamak mı konusu gündeme gelmiştir. Herkes fikrini ortaya koymakta idi. Bense “açılmalı” demiştim. Açılmalı, çünkü, zaten halkımızda şiire önem veren, şiiri okuyan, şiiri ezberleyen pek kalmadı. Nerede eskilerin edebiyat hocaları ki öğrencilerine bir çok şiirleri ezberlemezlerse not bile vermezlerdi. Edebiyat demek bir yerde şiir demekti. Oysa ki, bugünün öğrencileri şiirle hiç mi hiç ilgili değiller..
İşte bu yüzden “Şiir Sergisi” açılmalı ki halka bir nevi zorla okutmak yerine geçsin. Zira sergi göze hitap demektir bir yerde...
Şiir sergileri de oldukları yerde halkı cezbeder ve okunurlar.
Bu konuların olduğu tarihlerden sonra, ben de sergi açmayı kararlaştırdım. Ancak ben yaptığını işlerin önemli olmasını yeğlerim.
Şiir sergilenmeli amma bir orjinalitesi olmalı ki cazip olsun. Bir orjinalitesi olmalı ki Güzide Taranoğlu sembolü olsun dedim.
Bunları düşünürken tam kadınca olacak bir işe karar verdim.
Ne ülkemizde, ne de dünyada bile emsali görülmemiş bir işe kalkıştım. Etamin bezi üzerine ipliklerle ilmek ilmek şiirlerimi ellerimle işledim. 1969’da başladım, 1974’de 68 parçadan oluşan eserimi sergiledim. Ankara’da Zafer Çarşısı alt kat sergi salonunda. Hava Kuvvetleri Güçlendirme Vakfı yararına açtım sergimi. Hava Kuvvetleri Komutanı Sayım Etem Ayan Paşa açılışını yaptı. Bütün Ankara ilgilendi desem haksız değilim. Bir de defter tuttum hatıralara.. Her gelen yazdı intihalarını... Ne övgüler.. Ne övgüler.. (Bu defterler şimdi eh büyük hâtıradır.)
Çok kalabalıkla bir açılıştan sonra gezen gezene.. İşte dedim kendime sergi böyle olur. Dikkat çekecek.. Kendini kabul ettirecek..
Tabii aldığım övgülerin yanısıra, bütün basında aynı övgü ve ilgi devam etti günlerce.. Gelirini bağışladım Hava Kuvvetleri Güçlendirme Vakfına. Vakıf bana plâket verdi. Takdirnameler vs...” verdi...
1974 yılından önceki yıllarda da, Güzide Taranoğlu’nun evi Ankara’lı şair ve yazarların, belirli günlerde uğradıkları bir mekân, bir dergâh haline gelmişti. Şairler ve yazarlar, belirli günlerde, o’nun evinde toplanırlar, en yeni şiirlerini birbirlerine okurlar ve Taranoğlu’nun kendi elleriyle hazırladığı mönüden tadarlardı. 1974 Kasım ayı içerisinde, Arif Nihat Asya Hoca’mız onuruna evinde bir gün düzenler. Arif Hocamız, hasta olduğu halde bu güne iştirak eder. Üstad, böylesi bir organizasyondan son derece mutlu olur. Arif Hocamızın gününe Ankara’da yaşayan bir çok şair ve yazar iştirak etmiştir. Üstad Arif Nihat Asya onuruna yapılan, sağlığındaki en son onur günüydü bu. Üstad, nitekim iki ay sonra Hakk’ın rahmetine kavuştu “5 Ocak 1975”de...
1975 yılında Taranoğlu, 96 sayfadan oluşan “Ve Mutluluk Çiçek Açar” isimli beşinci kitabını neşreder. Bu eser de, onun ününe ün katar.
1976 yılma gelince Taranoğlu, büyük bir atılım daha gerçekleştirir. 1976’nın mayıs ayında Gülpmar Dergisi’nin ilk sayısını yayınlar. Şimdi, şaire’nin kendi ağzından Gülpmar’ın yayınlanış öyküsünü dinleyelim:
“ Çok çok yıllar evvel daha talebe oldukları sırada "Bahçe Dergisi”ni çıkaran dostlar Abdullah Satoğlu, Hüseyin Yurdabak, Erdoğan Ünver gibi dost arkadaşlar Bahçe’yi yeniden ihya etmeye karar vermişler ve eksik olmasınlar gerek beni, gerekse Enver Ağabeyimi (Enver Tuncalp) zi de aralarına almak suretiyle çalışmalara başlandı..
Ne varki 28 sayı daha yayınlanabildi Bahçe böylece...
Daha sonra durdu. Bilindiği gibi.. Oysa ki ne giizel bir dergi olmuştu, oluşmuştu yeniden...
Aradan zaman geçti. Yıl 1976... O arada bazı önemli kimseler bana: - “Taranoğlu, siz azimli-çalışkan bir insansınız. Neden dergi çıkarmıyorsunuz?” sorusunu sormaya başladılar.. Eşim o zamanlar milletvekili olmuştu.. O da başladı beni teşvik etmeye ve
- "Bak çoluk çocuğumuzu yetiştirdik. Hiçbir lüksümüz yok. Sen bu işi çok iyi yapabilirsin” diye tahrik etti.. Ve ben de kendime güvenen birisi olduğum cihetle, karar verdim ve Mayıs 1976 tarihinde kendi kızlık soyadımı, yani ailemin adım dergiye yakıştırarak verdim ve “Giilpınar” böylece doğdu..
Evvel Allah’ımın izni ile-saniyen çok iyi ve cömert bir insan olan eşimin maddî yardımları ile ve salisen, bilcümle şair-yazar dostlarımın yardımları ile o gün, bugündür hiçbir ay aksatmadan, hiç kimseden bir gelir beklemeden ve dediğim gibi sadece ve sadece dost yazar ve şairlerimin ilgileriyle Gülpmar’ım hayatiyetini sürdürüyor. Allah’ımın izni ile ömrümüzce de sürdürecek inşallah...
Çünkü ben hiç kimseye ayırım yapmadan, ideolojik yazı ve şiir olmamak şartı ile yazı-şiirlerde sadece katı ve kötü kelâmların bulunmamasına dikkat ederek-onların haricinde her kalem erbabına kucak açtım... Bu hususta bazı tenkitler umurumda olmadı. Zira
Bir insan ki böylesi güzel bir sahada kendine yer arıyor, neden ona yardımcı olmayayım? Neden onu küçümseyeyim? Bugünün en büyük şair ve yazarları bile bir zamanlar öyesi acemilik devri geçirmediler mi? Bu duygularınım ışığı altında ve ilk amaç olarak da gençlere ve himayesiz-sahasız-çekingen iyi kalemlere kucak açtım.. Bugün bu amacıma ulaşmanın mutluluğunu yaşıyorum.. Münekkitlerse seyrediyor...
Saniyen çok sevdiğim folklorik çalışmaların bir kolu olan saz şâiri, âşık evlâtlarıma da o güzelim şiirleriyle kavuşmanın huzurunu yaşıyorum. Herbiri kendi sahasında değer olan Gülpınar yazar, şair, genç ve âşık evlâtlarıma, dostlarıma her zaman için şükranlarım sonsuzdur..
Kültür hizmetimin-şiir aşkımın ve çalışma azmimin Gülpmar’da toplaşması ile ömrümün sonuna huzurla erişmekte olmanın mutluluğu içindeyim...
Bugüne kadar derginin her türlü işini tek başıma başarmağa çalıştım. Başarmağa çalışıyorum. Bazı işlerde tekelcilik çok iyidir. Zira çok sesli işler daima bir aksama gösterebilir. Günahını ve sevabını tekelimde tuttuğumca her işin mesuliyetini tek başıma yüklenince daha bir rahat ve muntazam her şey... Dünyada kusursuz ne insan vardır, ne de iş... Yeterki az olsun. Olumlu eleştirilere daima açığımdır. Dinlerim içlerinden gerçekten almam gerekenleri alırım. Ulu orta söylenmiş eleştiriler ise kulak ardı edilmeye daima mahkûmdur. Zira bu dünyada çok haset ve fesat insanlar var. İyi niyetle söylenenler ışık ışıktır. Zaten kendini belli eder.
Bu vesileyle her zaman olduğu gibi geliri yok, gideri çok bu çalışmalarımı bana bahşeden sevgili eşime medyunu şükrânım... Okuyucularımın da huzurunda bu duygularımı tekrarlamak bana haz veriyor...
İnsanları çok çok çok seviyorum...
Ve biliyorum ki sevdiğimce seviliyorum...
Ne mutlu sevmesini bilenlere...
Ne mutlu sevenlere-sevilenlere..” diyorum..
1976 yılında Taranoğlu “Sözde Özler - Özde Sözler” den ibaret olan “Diyorum ki” adlı eserini neşreder. Güzel sözler ve öğütlerle dolu olan bu eser de ilgi ile karşılanır...
1978 yılında Güzide Taranoğlu, ikinci şiir sergisini açtı. Yine şiirlerini etaminler üzerine, nefis tablolar halinde, kendi elleriyle işleyerek açtı. Zamanın bakanlarından Avni Akyol, serginin açılışını yaptı.
Bu sergiler açıldığı tarihlerde büyiik yankılar uyandırmış, zira bir rekor denecek durum vardır ortada. Bıı zamana kadar ne ülkemizde ne de dünyada başka bir yerde görülmüş bir şey değildir bu... Bezin üzerine şiirlerin ilmek ilmek işlenmesi... Bunlardan başka, Güzide Taranoğlu’nun daha başkaca rekora giden durumları vardır.. Fakat o, daima sessiz ve derinden gitmeyi sever ve öyle yaşar... Hiçbir zaman kendisini bir şöhret diye ortaya atmaktan hoşlanmaz...
1977 yılında yapılan seçimlerde, Bilal Taranoğlu, aynı partide ve aynı sıradan milletvekili seçildi.
1979’da, Güzide Taranoğlu’nun şahsına ülkenin dört bir yanındaki şair ve yazarların yazdıklarından oluşan şiirlerin toplaşması şeklinde Gönül Tahtında Güzide kitabı yayınlanır. Güzide Taranoğlu, artık bütün şairlerin ana’sı, sultan şairesidir. Gençler, eli kalem tutanlar, orta yaşlılar, halk ozanları, tüm edebiyatseverler o’nun için şiirler yazmışlardır. Bu kadar övgülerle dolu şiirler, halen yazılmaya devam etmektedir ve hiçbir faniye nasip olmamıştır.
1980’de ihtilâl olunca, milletvekili olan Bilal Taranoğlu, öteki milletvekilleri gibi, siyaseti bırakmış ve köşesine çekilmiştir.
Güzide Taranoğlu’nun zaman zaman, çeşitli radyolardan röportajları yayınlanır.. Televizyonlarda konuşmalarına yer verilir ve röportajları yayınlanır.. Mahalli televizyonlar onun için özel günler yapıp yayınlarlar.. Bunların hepsini sessiz ve derinden kalmağa mahkûm eder Taranoğlu...
Mütevâzi hayatı sever.. Lüksten hiç hoşlanmaz Taranoğlu...
Dostları o’nun evine “dergâh” adını vermişlerdir. Bütün gençlere ve dostlara kapısı daima açıktır.. Ellerini öpmeğe gelen ziyaretçileri adeta saygı yarışına girerler...
İlk zamanlar “Sultan Şaire”likle meşhur olmuşken, daha sonra, gençlerin “ana” demelerinden ünü kat kat artmış ve cümle cihanın anası mertebesine ulaşmıştır. Herbiri bir sıfatla “ana” der kendisine..
“Nur Ana, Gülpınar Ana, Cici Ana, Güzel Ana, Bayrak Ana gibi daha pekçok sıfatlarla beraber adı anılan ana’dır o...
Yıllar evvel, meşhur şairimiz Ahmet Tufan Şentürk, ona “Toprak Ana” ünvanım verdi “Taranoğlu toprak kadar verimlidir. Gül toprakta yetişir. Pınar topraktan akar. Güzide Taranoğlu’da Gülpmar’dır ve Toprak Ana’dır” demişti, ondan sonra, “Toprak Ana” diye ünlenmeye başlar...
Şimdi Güzide Taranoğlu, gerçekten Toprak Ana’dır... Zira, dikkat edilecek olursa, öteden beri, yazmakta olduğu bütün şiirlerinde-Ana’ca öneriler, nasihatler, uyarılar ve bilgiler olduğu görülecektir. Yeterki şiirleri dikkatli okusun. Tahlil çalışmamızda, bunu açık açık ortaya koymaya çalıştık.
Taranoğlu, çalışmaları sırasında çeşitli miiesseselerden bir çok plaket almıştır.
Halâ, bir fırsatını bulduğunda şiirlerini panolar halinde, etaminlere işlemekte ve zaman zaman dostlarına armağan etmektedir.
O’nun çalışma odası müze gibidir. Fakat, herkese açık değildir. Zaten evinin antrelerinde veya münasip duvarlarında daima mini sergiler mevcuttur.
O’ndaki azim ve irade çoğu kişide yoktur. Yetişemiyeceği ve aksatacağını tahmin ettiği işlere girmez.
Taranoğlu, birisi Kemalist Atılım Birliği’nce düzenlenen ve Atatürk Şiirleri’nden oluşan iki karma sergiye de iştirak eder. îlk şiir sergisinde panolara ilâveten, masa örtüleri, çay takımları, kırlentlerin üzerine de şiirlerini işlemişti. Şimdilerde, fırsat buldukça sadece pano işlemekte....
Çok vefalı, kadirşinas bir kişiliğe sahiptir. Dostlarım asla ihmal etmez. Rahmetli
Halide Nusret Zorlutuna’ya “Anam benim” derdi... O’nunla nice sohbetlerine, bizzat ben de şahit olmuşumdur. Evinde, Halide Nusret Zorlutuna, Enver Tuncalp, Necmettin Esin, Fethi Gözler ve Coşkun Ertepınar gibi üstadlarımız için onurlarına toplantılar düzenledi. Bu toplantıların çoğunda, o’nuıı mânevî evlâtlarından birisi olarak bende bulundum. Sonra, sadece Ankara’da ikamet etmekte olan “Hanım Şairler” için evinde bir toplantı düzenledi... Şiir ve şairler için, yapamayacağı fedakârlık yoktur. Anaların hası’dır o... Özü’dür o... Can ana’dır...
1985 yılından itibaren Taranoğlu’nu Kemalist atılım Birliği’nde aktif görev yaparken
görüyoruz. Rahmetli Enver Tuncalp’in ısrarları üzerine, Kemalist Atılım Birliği’ne üye olmuştu ve Genel Sekreterlik görevini yürütüyordu. Atatürkçülük yolunda herbiri birer nefer olan insanlarla, muhteşem denecek toplantılar, sempozyumlar, konferanslar yapıldı. Büyükler için anma günleri düzenlendi.
Taranoğlu sürekli basın kartı sahibidir. îlesam ve Mesam’ın da üyesidir. Folklor Araştırmaları Kurumu, folklora verdiği önem ve değeri göz önünde tutarak, o’nu ödüllendirdi ve bir plâket verdi. Halen, sanat ve kültür Dernekleriyle ilgisi, ilişkisi devam etmektedir.
Çeşitli kuruluşlar ve medyalar tarafından, onuruna sanat günleri ve etkinlikleri yapılmaya devam ediyor.
Şiirinin ve sanatının etkisi, yurt sathında meyve vermeye başlamış bir şairimizdir...
1981’de “Huzur Çağı”, 1984’de “Umutlar Canda Çiçek” ve 1989’da da “Aşk Yıllara Yenilmez” şiir kitaplarını neşreder.
Artık. Türk şiirinin zirvesindedir Gül Ana’mız... Şiirleri, ülkenin ünlü bestekârları tarafından bestelenmiş, meşhur sanatçılar tarafından televizyon ve radyolarda icra edilir olmuştur.
Güzide Ana’mız, bütün şairlerin ana’sı olmakla kalmamış, bütün bestekârların, saz ve ses sanatçılarının da ana’sı olmuştur. Cümle gönüllerin tahtında o vardır...
1968’in 28 Ocak’mda başlayan şair-bestekâr dostluğu, her gelen yılla daha bir büyümüş, daha bir artmıştır.
2000 yılının 28 Ocak günü, bu dostluk bir kere daha tazelenecek; sevginin süper gücü, muhteşem gösterisini bir kere daha yapacaktır.
Bugüne kadar, her yıl istisnasız devam eden, doğum günü kutlamalarına, 1968’den beri katılanlan şöylece sıralayabiliriz: (Bildiğim kadarıyla)
Cahit Ünyaylar, İsmail Oytun, Necdet Tokatlıoğlu, Erol Sayan, Zafer Oytun, Sedat Oytun, Hüseyin İleri, Bülent Ulusu, Ayhan Tokyay, Ayşe Özüşen, Talat Er, Necip Altın,
Okan Süer, Osman Adaş, Ahmet Meter, Nursal Unsal, Dramalı Haşan Güler,
Taner Şener, Ali Şenozan Kemanî Mustafa Bey, Nevzat Güyer, Seyfettin Sığmaz,
Solmaz Teğmen,Haşan Özçivi, Dr.Nazım Şuvağ ve eşi Zehra Şuvağ,
Bilge Özgen, Alper Özmen, îlgün Soysev,Nezahat Soysev, Halis Soysev, Yusuf Gül,
Suat Yıldırım, Eda Şimşek , Ela Altın, Pelin Uyanıker,
Güler Göksel, Burhan Göksel, İpek Göksel, Dilek Göksel,
Reha Göksel, Seha Göksel, Sevim Süer, Ayfer Er,
Kenan Günel, Zekai Tunca, Selçuk Aygan, Kadri Şarman, Turan Özek,
Nurdan Torun, Nezihe Uncu, Hilal Çelebi, Ayşegül Durukan, Orhan Akif Özüşen,
Yasin Garra Gülen, Osman Akkuş, Demir Kocabaş, Yıldırım Bekçi, Osman Babuşçu, Ahmet Melik, Nurşize Coşkun, Güler Tacer, Turhan Öke, Celal Abacı
İşte böyle... Bu saz ve ses sanatçıları kutlamaya eşleri ve enstrümanlarıyla birlikte gelmişlerdir. Gelmektedirler ve Allah’ın izni ile daha da geleceklerdir.
Ses ve saz sanatçıları olur da, şair dostlan böylesi bir kutlamaya katılmazlar mı? İşte katılan şair dostları ve çok sevdiği aile dostu arkadaşlarının listesi:
Dr. Bekir Mutlu, Cevdet Aslangül, Enver Tuncalp, Sami Ateş, Necdet Buluz, Rasim Karabulut, Nevin Korucuoğlu, Necati Kamacı, Basri Özpınar, Sümbül Aydın, Gürsel Öztürk, Kemal Ünsal, Abdullah Satoğlu, Erdoğan Ünver, Ahmet Tufan Şentürk, Hüseyin Yurdabak, Yener Topaloğlu, Orhan ve Birsen Gürdil, Refia Kamacı, Zehra Özpınar,
Ercan Aydın, Kaya Özdemir, Gülhan, Güven Karagöz...
İşte böyle... Şair dostlan ve yakın aile dostları da miimkiin olduğunca eşleriyle birlikte katılmışlardır.
Bir kısmı rahmetli olan, tayin olup başka yerlere gidenlerin yerlerine her yıl, yeni yeni isimler ve gençler katılmaktadır.
1968’den bugüne kadar her yıl 28 Ocak’larda sanatçılar hiç aksatmadan Allah rahmet eylesin ölenlerden bir yerlere tayin olup gidenlerden boşalan yerleri daima yeni yeni katılanlarla doldurarak çok kalabalık bir şekilde canı gönülden kutlamağa devam etmektedirler...
Güzide Taranoğlu bu büyük ilgiden-bu güzel ve sıcak sevgi alışverişinden çok mutludur.
Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir makama ve kişiye böyle bir ilgi, böyle bir sevgi görülmemiştir. Hiç bir kula nasip olmamıştır... Güzide Taranoğlu, bütün sanatçılara ve şair dostlarına şükranlanm hep dile getirmiştir.
Sanatçı inceliği ve duygusallığı da bu değil mi? Burada bir şey söylemek isterim. Taranoğlu Anamızı seveni biz de severiz... Hepsi sağolsun - varolsunlar
--------------------DEVAM EDECEK----------------
Alıntı
osman7159
Site Yönetimi
Üyelik tarihi:
Sep 2008
Mesaj Sayısı:
1,772
Konu Sayısı:
555
#2
10/01/2014, 23:31
Dolu dolu ve bir bayan için inanılmaz bir hayat serüveni. Ya şu şiir sergisine ne dersin, ilk defa duydum şiir sergisini. Sizinde kaleminize sağlık üstad.
http://vk.com/club35666845
Alıntı
RefikaDogan
RefikaDoğan
Üyelik tarihi:
Feb 2008
Mesaj Sayısı:
2,701
Konu Sayısı:
1,516
#3
11/01/2014, 05:02
B u muhteşem derlemeyi okurken bir an içim doldu, hüzünle baktım geride bırakılan öksüz yıllara. O yıllar ki; tahayyül edince ne büyük bir ummanı bağrında beslediğini, ne derin ve naif bir edebî anlayışı, kadirşinaslığı, dostluğu, paylaşımı ve gerçek anlamda Türkiye sevdasını bayrak yaptığını...
Hüzünlü kirpiklerimin ıslaklığında hürmetim, ilgim, sevgim ve saygım da katlanarak daha bir derinden bağladı çelik kadar güçlü düne ve dünü bugüne kavuşturan bağlarıma...
Özelde "kadın" olgusu, genelde ise ülkemin yetiştirdiği " müstesna insan ve sanat adamı" özelliğiyle göğsümüzü kabartan, kültür ve sanattan sosyal hayata değin bir çok alanda topluma ve ülkeme değerler katan gururumuz, onurumuz, merhum şair GÜZİDE GÜLPINAR TARANOĞLU' nu saygıyla anarken; bugünün -kısır çekişmelerle özünü bulandıran, yoksullaştıran- bencil sûretlerini düşünmeden de edemedim!
Emek ve vefa dolu kaleme saygıyla...
Her nefeste Gülce...
Alıntı
Tweet
Benzeyen Konular
Konu:
Yazar
Cevaplar:
Gösterim:
Son Mesaj
SAYFA: 139-TARANOĞLU'NDA ORDU İLİ SEVGİSİ
Mustafa Ceylan
0
1,113
27/05/2014, 01:31
Son Mesaj
:
Mustafa Ceylan
SAYFA 136 -137-138 SULTAN ŞAİRE GÜZİDE TARANOĞLU’NUN TÜRKİYE SEVDASI
Mustafa Ceylan
0
1,236
27/05/2014, 01:26
Son Mesaj
:
Mustafa Ceylan
SAYFA 134-135 TARANOĞLU ŞİİRİNDE ÇİÇEKÇİ KIZ VE HAMAL ÇOCUK PORTRELERİ
Mustafa Ceylan
0
1,214
27/05/2014, 01:16
Son Mesaj
:
Mustafa Ceylan
sayfa 132-133 TARANOĞLU ŞİİRİNDE "BACI" PORTRESİ
Mustafa Ceylan
0
1,250
27/05/2014, 01:12
Son Mesaj
:
Mustafa Ceylan
SAYFA : 130-131 Taranoğlu şiirinde ANA PORTRESİ
Mustafa Ceylan
0
1,048
27/05/2014, 01:07
Son Mesaj
:
Mustafa Ceylan
SAYFA 128-129 TARANOLU ŞİİRİNDE PORTRELER
Mustafa Ceylan
0
1,040
27/05/2014, 01:02
Son Mesaj
:
Mustafa Ceylan
SAYFA 126 -127 TARANOĞLU'NDA ÖMÜR KONUSU
Mustafa Ceylan
0
1,153
27/05/2014, 00:56
Son Mesaj
:
Mustafa Ceylan
SAYFA:124-125 TARANOĞLU'NUN "BULUŞ DÖNEMİ"-İKİNCİ DÖNEM
Mustafa Ceylan
0
1,211
27/05/2014, 00:48
Son Mesaj
:
Mustafa Ceylan
SAYFA-120-121-122-123 TARANOĞLU'NU EŞİ BİLAL'E SORDUK
Mustafa Ceylan
0
1,039
27/05/2014, 00:43
Son Mesaj
:
Mustafa Ceylan
Sayfa 119-İKİNCİ DÖNEM-TARANOĞLU' NUN BULUŞ DÖNEMİ
Mustafa Ceylan
0
1,039
27/05/2014, 00:29
Son Mesaj
:
Mustafa Ceylan
Lütfen seçim yapın:
--------------------
Özel Mesajlar
Kullanıcı paneli
Kimler Çevrim içi
Arama
Ana Sayfa
GÜLCE EDEBİYAT AKIMI
-- GÜLCE ŞİİR TÜRLERİNE GÖRE ŞİİRLER
---- BULUŞMA
---- ÇAPRAZLAMA
---- TRİYOLEMSİ
---- ÜÇGÜL
---- ÜÇGEN
---- DÖNENCE
---- TOKMAK
---- AKROSTİK
---- SONE'M
---- GÜLCE
---- TEKİL
---- YİĞİTCE
---- YUNUSCA
---- BAHÇE
---- SERBEST ZİNCİR
---- ÖZGE
---- GÜLİSTAN
---- YEDİVEREN
---- TUĞRA
-- GÜLCE YAZAN ŞAİRLERİMİZİN GÜLCE ve DİĞER ŞİİRLER
---- (H)
------ Harun YİĞİT
------ Harun YİĞİT
------ Hasan ULUSOY
------ Hasan ULUSOY
------ Hatice ALTAŞ(Asi Çiçek)
------ Hatice ALTAŞ
------ Hacer KOZAN
------ Hatice KATRAN
------ Hatice KATRAN
------ Hikmet ÇİFTÇİ
------ Hülya EKMEKÇİ
------ Hülya EKMEKÇİ
---- (I-İ)
------ İbrahim COŞAR
------ İbrahim COŞAR
------ İbrahim İMER
------ İbrahim İMER
------ İbrahim ETEM EKİNCİ
------ İbrahim ETEM EKİNCİ
------ İhsan ERTEM
------ İhsan ERTEM
------ İsmail KARA(Karozan)
------ İsmail KARA(Karozan)
---- (K)
------ Köksal KIRLIOĞLU
---- (M)
------ Mahir BAŞPINAR
------ Mahir BAŞPINAR
------ Mehmet NACAR
------ Mehmet NACAR
------ Mehmet ALUÇ
------ Mehmet ALUÇ
------ Mehmet ALUÇ
------ Mehmet ÖZDEMİR
------ Mehmet ÖZDEMİR
------ Meltem ARAS
------ Meral ADAK
------ Meral ADAK
------ Melahat TEMUR
------ Mevlüde DEMİR
------ Mevlüde DEMİR
------ Miktad BAL
------ Miktad BAL
------ Mübeccel Zeynep ÜNALAN
------ Mübeccel Zeynep ÜNALAN
------ Muhammed İsa ÖZTÜRK
------ Muhammed İsa ÖZTÜRK
------ Mehmet Ziya DİNÇ
------ Mehmet Ziya DİNÇ
------ Mustafa CEYLAN
------ Mustafa CEYLAN
------ Mustafa CEYLAN
------ MUSTAFA CEYLAN(Editör)
-------- Mustafa CEYLAN
---------- Mustafa CEYLAN(On Punto Yazıları)(Makaleler)
---------- GÜNE BAKIŞ
---------- TAŞ YAĞMURU(Ceylan'ın kaleminden)
---------- Hakkında Yazılanlar
---------- DİĞER ŞİİRLERİ
---------- Hayatı
---------- Sanatı
---------- Hocaları
---------- Çocukluğu
---------- Gençliği
---------- Özlü Sözleri
---------- Önsöz Yazdığı Kitaplar
---------- Siyasete İlgisi
---------- Bestelenen Şiirleri
---------- Fotoğrafları
---------- Mühendisliği
---------- Düzenlediği Etkinlikler
---------- Konferansları
---------- Yer Aldığı Antolojiler
---------- Kitapları
---------- EZAN SUSMAZ Kitabı içindekiler
---------- "YANDI BU GÖNLÜM"-Hacı Bayram Veli Kitabı içindekiler
---------- TAHİR KUTSİ MAKAL Kitabı İçindekiler
---------- SEĞMEN RUHU Kitabı İçindekiler
---------- TOROSLARIN TÜRKÜSÜ Romanı
---------- Armağan-2(AHMET TUFAN ŞENTÜRK İÇİN NE DEDİLER?)Kitabı içindekiler
---------- Armağan-1(ANILAR KORİDORU İÇİNDE SARIVELİLER)Kitabı
---------- YARALI CEYLAN Şiir Kitabı İçindekiler
---------- PAŞA GÖNLÜM Şiir Kitabı İçindekiler
---------- Kırat Geliyor Kitabı İçindekiler
---------- Her Yönüyle YENİMAHALLE Kitabı
---------- Tarihi ve Folkloruyla Elmadağ Kitabı İçindekiler
---------- Köylerimiz Kitabı İçindekiler
---------- Köyümüz Yeşildere Kitabı İçindekiler
---------- Bayramlar Haftalar Günler Kitabı
---------- Ahmet Tufan Şentürk Kitabı
---------- Halil Soyuer Kitabı
---------- Detanlaşan Köylü İsa Kayacan Kitabı
---------- Abdullah Satoğlu Kitabı
---------- Güzide Taranoğlu Kitabı
---------- Gülendenin Beşiği Kitabı
---------- GÜLLÜK ANTOLOJİ (2006)Kitabı
---------- GÜLLÜK ANTOLOJİ(2007)Kitabı
---------- CEYLAN-Tahliller-MAKALELER-Görüşler
---------- Güllük Dergileri
---------- Kapodokya Güneşleri Kitabı
---------- Bir Yanardağ Fışkırması Kitabı
---- (P-R)
------ Rahime KAYA
------ Rahime KAYA
------ Refika DOĞAN
------ Refika DOĞAN
------ Ramazan EFE
------ Ramazan EFE
------ Rengin ALACAATLI
---- (S-Ş)
------ Sabiha SERİN
------ Sabiha SERİN
------ Serap HOCA(Serap ÖZALTUN)
------ Serap HOCA(Serap DEMİRTÜRK)
------ Süleyman KARACABEY
------ Süleyman KARACABEY
------ Serdar AKKOÇ
------ Serdar AKKOÇ
------ Sevgili ÖZBEK
------ Sevgili ÖZBEK
------ Şemsettin DERVİŞOĞLU
------ Şemsettin DERVİŞOĞLU
------ Şükran GÜNAY
------ Şükran GÜNAY
---- (T-U-Ü-V)
------ Turan UFUKTAN
------ Ümran TOKMAK
------ Ümran TOKMAK
---- (Y-Z)
------ Yusuf BOZAN
------ Yüksel ERENTÜRK
------ Yusuf BOZAN
------ Yüksel ERENTÜRK
------ Yusuf Ziya KARAHASANOĞLU
------ Zübeyde GÖKBULUT
------ Zübeyde GÖKBULUT
------ Yıldız TOKSÖZ
------ Yıldız TOKSÖZ
GÜLCE'YE DAİR
-- GÖRÜŞLER
---- Gülce Nedir?
---- Gülce ve Ozanlık
---- Gülce Manifestosu
---- 5 Hececiler ve Gülce
---- Garip Akımı ve Gülce
---- Fecr-i Ati ve Gülce
---- Hisarcılar ve Gülce
---- Neyzen Tevfik, Aşk
---- Mazmunlar
---- Gülce Ne Değildir?
---- Hece Vezni ve Gülce
---- Serbest Şiir ve Gülce
---- Aruz Vezni ve Gülce
---- Gülce ve Zolal
---- Gülce Tarihinden
---- GÜLCE-(Atölye)-Video Dersler
------ Gülce Etkinlikleri
------ Kurucular Beyanı
------ Gülce 2009
------ Doğru Yaz/Konuş
------ Gülce-2010 Projeleri
------ Gülce-2011 Projeleri
------ Üstad Necip Fazıl'dan
------ Gülce-Aruza Dair
------ Öneriler-Çalışmalar
------ GÜLLÜK DERGİSİ
------ Gülce'ye Öneriler
------ Röportajlar
------ Negatif Bakışlara
------ Aleyhimizdekiler
------ M.E.B' na
---- Gülce'de Mesajlar-Projeler
------ Gülce-Güldeste(1)
------ Destanlarımız
------ Dede Korkut
------ Öncü Kadınlarımız
------ Peygamberlerimiz
------ Nutuk(Gülce)
------ Nutuk(Z.Korkmaz)
------ Kutlu Hanımlar
------ Ozanlarımız
------ NasrettinHoca
------ Yedi Askı
GÜLCE TÜRK ŞİİR AKADEMİSİ
-- Şiir Akademisi
---- Şiir Akademisi
------ HALK EDEBİYATI
-------- DİVAN EDEBİYATI
-------- BATI EDEBİYATI
-------- YENİ TÜRK EDEBİYATI
---- Hece Vezni' ne Dair
---- Şiir Tahlilleri
---- Aruz Vezni' ne Dair
---- Hiciv Tarihinden
---- Ustalardan Şiirler
---- Ustalardan Makale
---- Aramızdan Ayrılanlar
------ Ustalardan Şiirler
-------- A. Tufan ŞENTÜRK
-------- DİLAVER CEBECİ ANISINA
---- Şiir Üstüne (Serbest)
---- Atışma Sayfamız
---- Denemeler-Makaleler
---- Şiirde Dönüşüm
---- Şiir ve Anlatım
-- Türk Edebiyatı Şiir Türleri
---- Şiir Türleri
---- İslâmiyet Öncesi
---- Servet-i Fünun
---- Garip Şiirler
---- Akımlar
---- Edebî Sanatlar
---- Söz Sanatları
---- Şair Padişahlar
---- Şiir Tarihimizden
---- Yıllara Göre Edebiyat
---- Mehmet Nacar
DÜNYA EDEBİYATI
-- Dünyadan Şiir Türleri
---- Burns Stanza
---- Choka
---- Go Vat
---- Catena Rondo
---- Onegin Stanza
---- Canzonetta
---- Bauk Than
---- Rhupunt-Galce
---- Septilla
---- Viator
---- Luc Bat
---- Tritena
---- Pantoum
---- Shakespeare Sonnet
---- Diamonte
---- Villanelle
---- Hutain
---- Hex Sonnata
---- Hexaduad
---- Haynaku
---- Harrisham Rhyme
---- Guzzande
---- Gratitude
---- Glosa
---- Garland Cinquain
---- Fornlorn Suicide
---- DÜNYA EDEBİYATI
---- Dünyadan Destanlar
---- Dünyadan Şiirler
KAYNAKÇA
-- Konularına Göre Şiirleriniz
---- Aşk Şiirleriniz
---- Atatürk Şiirleriniz
------ 23 Nisan Şiirleri
------ Atatürk'e Dair
---- Kahramanlık Şiirleriniz
---- Doğa Şiirleriniz
------ 2009 Yılı Sayılarımıza
---- Taşlama Şiirleriniz
---- Gurbet Şiirleriniz
---- Tasavvuf Şiirleriniz
---- Barış Şiirleriniz
---- Şehir Şiirleriniz
---- Anne Şiirleriniz
------ Babanıza Şiirler
---- Doğum Günü Şiirleriniz
---- Deprem Konulu Şiirler
---- Diğer Şiirleriniz
---- Köşe Yazarlarımız/Makaleler
------ Mustafa CEYLAN
------ Refika DOĞAN
------ Osman ÖCAL
------ Ahmet ÖZDEMİR
------ A. S. ATASAYAR
------ Prof.Dr.İsa KAYACAN
-------- Prof. Dr. İSA KAYACAN
------ Rahime KAYA
------ Harun YİĞİT
------ İlqar MÜEZZİNZADE
------ Sündüz BİGA
------ Nazmi Öner(Şiirler)
------ Nazmi ÖNER(Nesirler)
------ Coşkun KARABULUT
------ Prof.Dr.İsmail YAKIT
------ Prof.Dr.Asım YAPICI
------ Sabit İNCE
------ Muhsin DURUCAN
------ Abdulkadir GÜLER
------ Ünal Şöhret DİRLİK
------ Metanet YAZICI
------ A.Aşkım KARAGÖZ
------ Gazanfer ERYÜKSEL
------ Mehmet GÖZÜKARA
------ Necdet BULUZ
------ Yusuf Özcan
------ Afife Demirtaş
---- Mustafa Ceylan
---- Bizden
-- Video Yağmuru
---- Ozanlar-Şairler
---- Bizden Videolar
---- Rasim Köroğlu
-- Genel
---- SERBEST KÜRSÜ
---- Duyurular
---- Röportajlar
---- Günün Şiiri
---- Günün Nesiri
Edebiyat Biz Platformumuzda
-- Gülce Tv
-- Türk Argo Sözlüğü
-- Edebî Konular Forumu
Konuyu görüntüleyenler:
1 Misafir
Mustafa Ceylan |
Dost Sitelerimiz:
Türkçe Çeviri:
MyBB
Türkiye
Üretici:
MyBB
, © 2002-2025
MyBB Group
-Theme © 2014 iAndrew
Sitemizde yer alan eserlerin telif hakları şair-yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir.(Haberleşme : ceylanmustafa_07@hotmail.com)
Doğrusal Görünüm
Konu Görünümü
Yazdırılabilir Sürüm
Konuya Abone Ol
Konuya Anket ekle
Konuyu Arkadaşına Gönder