• SiteAna Sayfa
  • Güllük Dergisi
  • Şairlerimiz
  • Arama
  • Üyeler
  • Video
  • Yardım
  • bayrak

Giriş Yap   Kayıt Ol
Oturum Aç
Kullanıcı Adı:
Şifre: Şifremi Hatırlat
 
Gülce Edebiyat Akımı
gulce
Your browser does not support the audio element.

Akdeniz Radyo istek
Tıklayın-Okuyun/Güllük Dergisi

Google Web'de Ara Sitede Ara
Submit Face book
  • 0 Oy - 0 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Alıntı  
Konu Modu
Servet-i Fünun Edebiyatının (Edebiyatı-ı Cedide) Genel Özellikleri
Dışarıda Site Yönetimi
Admin
*******
Üyelik tarihi: Jan 2008
Mesaj Sayısı: 12,518
Konu Sayısı: 11,588
 
#1
27/12/2013, 02:03 (Bu mesajı son düzenleyen: 27/12/2013, 02:04 Site Yönetimi.)
Servet-i Fünûn Edebiyatının Oluşumu (1909-1911)

"Servet-i Fünûn Edebiyatı" ya da diğer adıyla
"Yeni Edebiyatçı­lar" anlamına gelen "Edebiyat-ı Cedide"
döneminin başlaması, dönemin siyasî ve sosyal olaylarının doğal bir sonucudur.

Edebiyatımızda Tanzimat'la başlayan yenileşme süreci, ikinci
büyük aşamasını "Servet-i Fünûn" hareketi ile sürdürmüştür, Tanzimat
edebiyatı ile başlayan "eski-yeni" çatışması, Servet-i Fünûn
hareketinin temelini oluşturmuştur.

Şöyle ki; Tanzimat Dönemi'nin iki büyük şairi Recaizâde Mahmut
Ekrem'le Muallim Naci, Yeni Türk Edebiyatı'nın nasıl bir yol izle­mesi
gerektiği konusunda iki farklı yol önermişlerdir.

Recaizâde Mahmut Ekrem, yüzyıllardır süregelen edebiyat ge­leneklerinden
kesinlikle vazgeçilmesi gerektiğini savunurken, Muallim Naci, edebiyatımızın
süregelen geleneklerinden büsbütün kopmayı reddediyor; bazı yenilikleri kabul
etmekle birlikte bunları edebiyat geleneklerimiz içinde eritmek gerektiğini
düşünüyordu.

Bu durum aslında devletin eğitim kurumlarının çeşitlenmesiyle de
ilgilidir. Osmanlı İmparatorluğumun en eski eğitim kurumların­dan olan
medreselerde Arapça-Farsça öğretiliyor, eğitimde Doğu bilimleri ve divan
gelenekleriyle yaratılan anlayış devam ediyor­du. Diğer taraftan Tanzimat'la
birlikte açılan yeni okullarda Batılı eğitim sistemi esas alınmış, Fransızca ve
İngilizce öğretimine başlanmıştır. Böylece aldığı eğitim ve yetişme biçimi
birbirinden çok farklı olan iki aydın çevre doğmuştur. Bu çevreler arasındaki
duyuş, düşünüş ve dünya görüşü farklılığı yalnız edebiyatta de­ğil, hemen her
konuda bir çatışma yaratmıştır.

"Ekrem-Naci Tartışmasının üzerinden çok zaman geçmeden
Muallim Naci, 1893 yılında öldü. Ancak gerek onun gerekse Racaizâde Mahmut
Ekrem'in yolundan giden gençler, edebiyatta birbirine karşıt iki görüş ve grup
yarattı. Sonuç olarak "eski-yeni" çatışması yeniden alevlendi.

Bu sırada iki karşı görüş sa­natçıları arasında "Kafiye göz
için midir, yoksa kulak için mi­dir?" konusunda yeni bir tar­tışma
başladı. Bu nedenle eski ve yeni taraftarları yeni­den birbirine saldırıya
geçti. Bu saldırıların en önemli he­defi de yenilerin koruyucusu Ekrem Bey'di.
"Malûmat" der­gisi etrafında toplanan Mual­lim Naci yandaşları her
fırsat­ta Recaizade Mahmut Ekrem'i ve onun çevresindeki gençleri eleştiriyordu.
Ekrem Bey, kendisini ve taraftarlarını onlara karşı savunmak için yeni bir
yayın organına, gazete veya bir dergiye ihtiyaç duyuyordu.

Recaizâde Mahmut Ekrem'in, Mekteb-i Mülkiye'den öğrencisi olan
Ahmet İhsan Tokgöz, birkaç yıldır "Servet-i Fünûn" (Fenin- bilimin
servetleri anlamına gelir.) adlı bir dergi çıkarıyordu. Ekrem Bey, eski
öğrencisine, bu dergiyi bir sanat-edebiyat organı hali­ne getirmeyi teklif
etti. Bu önerinin kabul edilmesiyle Recaizâde Mahmut Ekrem, etrafındaki yenilik
yanlısı sanatçıları bu derginin çevresinde toplayarak, derginin sanat ve
edebiyat alanındaki yönetimini yine eski bir öğrencisi olan genç şairlerinden
Tevfik Fikret'e verdi.

Yeni edebiyatı savunan gençler, kısa sürede bu derginin etrafın­da
toplandı.
Cenap Şahabettin, Hüseyin Suat, Ali Ekrem, Faik Ali,
Süleyman Nesip, Ahmet Reşit, Celâl Sahir
gibi genç
şairle­rin,
Halit Ziya (Uşaklıgil), Mehmet Rauf, Hüseyin Cahit (Yalçın), Ahmet
Hikmet (Müftüoğlu), Saffet Ziya, Ahmet Şuayb
gibi genç
yazarların yeni bir edebiyat hareketi başlatmalarına öncülük etti.

Hepsi de genç ve tahsilli olan Servet-i Fünûn sanatçıları, tam
anlamıyla modern bir Türk edebiyatı yaratmak düşüncesiyle bir araya geldiler.
Dönemin çok ağır olan siyasî koşullarına rağmen büyük bir başarı gösterdiler.

1896'dan 1901 yılına kadar süren kısa bir dönemde, Türk edebi­yatında
büyük bir yenilik yaratan, önemli yapıtlar üreten Servet-i Fünûn sanatçıları,
modern Türk edebiyatını yaratmada önemli bir rol oynadı.
Şiir,
roman, hikâye, eleştiri
ve anı türlerinde önemli yapıtlar verdiler.

Halit Ziya, Mehmet Rauf romanlarıyla; Tevfik Fikret, Cenap
Şahabettin şiirle­riyle yeni edebiyat beğenisinin somut örneklerini verdiler.

Servet-i Fünûn dergisi, 1901 yılında kapatılınca, bu edebî
topluluk da da­ğıldı ve Servet-i Fünûn hareketi sona erdi.

Servet-i
Fünûn Dergisi

Fennin (Bilimin) Servetleri anlamına gelen bu dergi, adından da
anlaşılacağı gibi başlangıç­ta bir bilim ve fen dergisidir. Dergiyi Recaizade
Mahmut Ekrem'in öğrencisi olan Ahmet İhsan Tokgöz, 27 Mart 1891'de çıkarmaya
başlar. Dergide Avrupa'da yapılan bilimsel çalışmalara, popüler fen ve sağlık
bilgilerine yer verilir. Resimli olması ve yüksek kalite­de basılması, dergiyi
diğerlerinden farklı kılan önemli bir özelliktir. Dergide ayrıca Ahmet İhsan,
Fransızcadan tercüme ettiği roman­ları da yayımlar. Başlangıçta bu derginin
edebiyatla tek ilgisi ya­yımladığı bu tercüme romanlar olmuştur.

Servet-i Fünûn dergisinin Türk edebiyatındaki asıl önemi,
Recaîzâde Mahmut Ekrem'in farklı dergilerde yazan yenilikçi gençleri burada bir
araya getirmesinden gelir. Ekrem Bey, öğ­rencisi Tevfik Fikret'i 1896'da bu
derginin yazı işleri müdürlüğüne getirilmesini sağlamış, böylece bu dergi tam
anlamıyla bir sanat ve edebiyat dergisi hâline getirilmiştir.

Türk edebiyatının bu dönemine "Servet-i Fünûn Dönemi"
den­mesi de yeni edebiyat hareketinin bu dergi çevresindeki yazarlar tarafından
başlatılmasıyla ilgilidir.

Dergi, Hüseyin Cahit Yalçın'ın Lacombe adlı
Fransız yazarın­dan çevirdiği
"Edebiyat ve Hukuk" adlı
makalesinde Fransız İhtilâli'nin sözü geçmesi nedeniyle 1901 yılında kapatılır.
Dergi kapatılınca Edebiyat-ı Cedide hareketi de yavaşlar. Topluluktaki kimi
sanatçılar ülke dışına çıkarak Genç Türkler'e katılır ve poli­tik eylemlerde
bulunur. Hareketin önde gelen isimlerinden Tevik Fikret, Halit Ziya (Uşaklıgil)
ve Cenap Şahabettin bir suskunluk dönemine girer ve II. Meşrutiyet'in ilanına
kadar bu suskunlukla­rını sürdürürler.

Rübab, Türk Yurdu, Genç Kalemler ve Dergâh gibi dergilerde çok
az da olsa zaman zaman yazılarını yayımlarlar.

Dönemin
Siyasî Koşulları

I.
Meşrutiyet'i ilan ederek
meclis çalışmalarını başlatan Sultan II. Abdülhamit, 1877-1878
Osmanlı-Rus Savaşı'nı (Tarihte 93 Harbi olarak bilinir.) bahane ederek meclisi
fesheder, meşrutiyet yönetimini rafa kaldırır.

Ülke 1908 yılındaki II. Meşrutiyet'in ilanına kadar koyu baskılı
bir mutlakiyetle yönetilir. Otuz yılı aşan bu döneme "İstibdat Döne­mi"
denir. Bu dönemde Kanun-ı Esasi ve bütün özgürlükler askı­ya alınmış, meclis
kapatılmıştır.

Dönemin padişahı II. Abdülhamit, Osmanlı Devleti'nin parçalan­masını
önlemek ve devletin ömrünü uzat­mak amacıyla birtakım önlemler alıyor, hafiye
örgütü kurarak her tür­lü hareketi öğrenmeye ve bunu önlemeye çalışıyordu.
Osmanlı­cılık görüşü yerine İslamcılık görüşünü tam anlamıyla yerleştirip
Müslüman halkları "halife" etrafında birleştirmeye çalışıyordu. Diğer
taraftan da Osmanlı bünyesindeki azınlıkları kışkırtan İngi­liz, Fransız ve
Ruslara karşı bunların sömürgesinde yaşayan Müslümanları ayaklandırmak istiyordu.

II. Abdülhamit'in bu uygulamaları, zamanla daha baskıcı bir tutu­ma
dönüşmüş, basın üzerinde büyük sansür uygulaması başla­mıştır. Padişah, ülkede
huzuru bozabilecek her türlü hareket ve oluşuma şüpheyle bakan bir siyasî
anlayış yaratmıştır. Devletin düzenini, imparatorluk sınırları içindeki
halkların birliğini korumak için titiz ve dikkatli bir siyaset gütmüştür.

Devletin güvenliği için yapılan bu uygulamanın sanat ve edebi­yata
birtakım olumsuz yansımaları olmuştur. Dönemin dergi ve gazeteleri, siyasî
olaylardan bahsedemez, toplumsal olayları yansıtamaz duruma getirilmiştir.

Böyle bir ortamda toplumsal konulara ağırlık veren bir
edebiyatın oluşması, hayata ve gerçeğe uyan bir edebiyat ortaya konması­nın
bütün yolları kapanmıştır.

Bu koşullarda sanatçı ve edebiyatçılar yoğun bir karamsarlığa ve
umutsuzluğa düşmüştür. Eserlerine de yılgınlık, hüzün, kaçıp kur­tulma isteği
ve umutsuzluk gibi duygular hakim olmuştur.

Servet-i Fünûn topluluğunda yer alan sanatçıların büyük bölümü
devrin olayları içinde kendi iç dünyalarına çekilmeyi, olup biten her şeyi
kendi pencerelerinden görüp değerlendirmeyi tercih etmişlerdir.

Dönemin eserlerine bakıldığında bu siyasî ortamın yarattığı bu­nalım,
çelişkiler ve sorunlar eserlerin özünü oluşturur.

Edebiyat-ı
Cedide (Sevet-i Fünûn) Sanatçılarının Genel Özellikleri

II. Abdülhamit, 1876 yılında I. Meşrutiyet'i ilan eder. Bu tarih
Osmanlı Devleti'nde yeni bir dönemin de başlangıcıdır. Osmanlılarla Ruslar
arasında başlayan ve tarihte "93 Harbi" olarak adlandırılan savaş, Os­manlıların
yenilgisiyle sonuçla­narak Ruslarla Ayastefanos anlaşması imzalanır. Bu olayın
üzerine II. Abdülhamit Meclis-i Mebusan'ı kapatır. 33 yıl sürecek baskıcı bir
yönetim, "İstibdat Dönemi" başlar.

Servet-i Fünûn sanatçıları ve bunların yarattığı eserlerde Ab­dülhamit
döneminin izleri görülür. Bu dönemde, sanatçıların meşrutiyet ve Batı dünyasına
açılmayla ilgili tüm umutları ku­rumuş, uzun süren baskı ve sansür uygulamaları
bu dönem sanatçılarında derin yaralar oluşturmuştur.

Böylesine umutsuzluğun ve yalnızlığın yaşandığı ortamda da
sanatçılar toplumsal konulardan uzak durmayı tercih etmiştir. Kuşku yaratacak
hiçbir eyleme kalkışmamışlar, yeteneklerini sakıncası olmayan, zararsız bir
edebiyat yaratmak için kul­lanmışlardır. Bu durum da dönemin sanatçılarında
yoğun bir umutsuzluk, karamsarlık ve yılgınlığa yol açmıştır. Bu ruhsal çöküntü
de eserlerin büyük bölümüne yansımıştır.

Sonuç olarak Servet-i Fünûn sanatçıları toplumsal sorun­lardan
uzak, somut gerçek­lerden kopuk suya sabuna dokunmayan bir tutumu be­nimsemişlerdir.
Sonuç ola­rak
"sanat için sanat" anl­yışından
hareketle, eserlerinde estetik değerleri titizlikle önem­semişler, yeni edebi
biçimler yaratmaya çalışmışlardır.

Dilde de seçici bir anlayış içinde Arapça ve Farsça tamlama ve
sözcüklere yeniden dönmüşler, Tanzimatçıların başlattığı dilde sadeleşme
anlayışından uzaklaşmışlar, ağır ve sanatlı bir dil ve üslup anlayışı içinde
bireysel duygu ve düşüncelerini anlattıkları eserler yaratmışlardır.

Tweet      
     


Benzeyen Konular
Konu: Yazar Cevaplar: Gösterim: Son Mesaj
  SERVET-İ FÜNUN (EDEBİYAT-I CEDİDE) SANATÇILARININ GENEL ÖZELLİKLERİ Site Yönetimi 0 1,481 27/12/2013, 02:00
Son Mesaj: Site Yönetimi
  SERVET-i FÜNUN EDEBİYATI (EDEBİYATI-I CEDİDE) DÖNEMİNİN SANAT VE EDEBİYAT ANLAYIŞLARI Site Yönetimi 0 1,524 27/12/2013, 01:57
Son Mesaj: Site Yönetimi
  Servet-i Fünun Sanatçıları ile Tanzimat Dönemi Sanatçılarının Karşılaştırılması Site Yönetimi 0 1,919 27/12/2013, 01:54
Son Mesaj: Site Yönetimi
  Servet-i Fünun(Edebiyat-ı Cedide) nedir? Site Yönetimi 0 1,369 27/12/2013, 01:50
Son Mesaj: Site Yönetimi
  Servet-i Fünun Döneminde Siyasî Gelişmeler ve Sosyal Durum Site Yönetimi 0 1,333 26/12/2013, 23:40
Son Mesaj: Site Yönetimi
  SERVET-İ FÜNUN EDEBİYATINDA NESİR Site Yönetimi 0 1,424 26/12/2013, 22:49
Son Mesaj: Site Yönetimi
  SERVET-İ FÜNUN TOPLULUĞUNUN DAĞILIŞI Site Yönetimi 0 1,265 26/12/2013, 22:40
Son Mesaj: Site Yönetimi
  Servet-i Fünun Döneminde Yeniyi Savunan Edebiyatçıların Özellikleri Site Yönetimi 0 1,555 26/12/2013, 22:35
Son Mesaj: Site Yönetimi

Digg   Delicious   Reddit   Facebook   Twitter   StumbleUpon  


Konuyu görüntüleyenler:
1 Misafir

Mustafa Ceylan |
  •  
  • Yukarı dön  
  • Lite mode  
  •  Bize Ulaşın


Dost Sitelerimiz:

Türkçe Çeviri: MyBB Türkiye
Üretici: MyBB, © 2002-2023 MyBB Group-Theme © 2014 iAndrew

Sitemizde yer alan eserlerin telif hakları şair-yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir.(Haberleşme : ceylanmustafa_07@hotmail.com)
Doğrusal Görünüm
Konu Görünümü
Yazdırılabilir Sürüm
Konuya Abone Ol
Konuya Anket ekle
Konuyu Arkadaşına Gönder