• SiteAna Sayfa
  • Güllük Dergisi
  • Şairlerimiz
  • Arama
  • Üyeler
  • Video
  • Yardım
  • bayrak

Giriş Yap   Kayıt Ol
Oturum Aç
Kullanıcı Adı:
Şifre: Şifremi Hatırlat
 
Gülce Edebiyat Akımı
gulce
Your browser does not support the audio element.

Akdeniz Radyo istek
Tıklayın-Okuyun/Güllük Dergisi

Google Web'de Ara Sitede Ara
Submit Face book
  • 0 Oy - 0 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Konu Modu
Şinasi
Dışarıda Ahmet Özdemir
Yetkili Şair
****
Üyelik tarihi: Jan 2013
Mesaj Sayısı: 593
Konu Sayısı: 593
 
#1
05/10/2013, 12:48
Şinasi

Ahmet ÖZDEMİR
**************

Ruslarla yapılan Şumnu Savaşında şehit düşen Bolulu bir topçu yüzbaşısının oğluydu. Anası onu okutabilmek için büyük zorluklara katlanmıştı. Ancak ilkokul düzeyine kadar okutabilmişti. Daha yukarısını okumaya, yoksullukları engel olmuştu. Zekiydi, yetenekliydi. İlkokul öğrenimi olmasına karşın, Tophane Kalemine memur olarak kabul edilmişti. Okumak ve öğrenmek aşkıyla yanıp tutuşuyordu. Tophane kaleminde çalışan diğer katiplerden bir şeyler öğrenmeye çabalıyordu. Kısa zamanda Arapça, Farsça ve Fransızca'yı öğrendi. Bir bilgi oburuydu.

Ülkede Tanzimat ilân edilmişti. Batıya ilk gönderilen iki Türk öğrencisinden biri o olmuştu. Büyük Reşit Paşa ile Paris'te öğrenciyken tanışmış ve onun yardımını görmüştü.

Henüz on sekiz yaşındayken Paris'ten yoksul anasına yazdığı mektubunda şöyle diyordu: "Vatan ve milletim uğruna kendimi feda etmek isterim."
Şinasi, dediğini tuttu. Henüz kırk beş yaşındayken, bundan tam 135 yıl önce dimağ yorgunluğunun yol açtığı beyin tümörü nedeniyle, 5 Ağustos 1826'da doğduğu İstanbul'da 13 Eylül 1871'de hayata gözlerini yumdu.
Şinasi, Fransa'da matematik, tarih, doğa ve toplumsal bilimlerle ilgilenmişti. Edebiyat ve dil konularındaki çalışmalarını sürdürdü. 1851'de Société Asiatique'e üye seçildi. 1854'te Paris dönüşünde bir süre Tophane Kalemi'nde çalıştı. Batılılaşma hareketinin öncülüğünü yaparak dil, edebiyat ve düşünce yaşamının gelişmesinde etkili oldu. Meclis-i Maarif üyeliğine atandı. Encümen-i Daniş'te "ilimler akademisi" görev yaptı.

1860'da Ağah Efendi ile birlikte Tercüman-ı Ahvâl gazetesini çıkardı. Devlet işlerini eleştiriyordu. Sultan Abdülaziz'e karşı girişilen eylemin içinde yer almıştı. Bu nedenle Eğitim ve Öğretim Kurultayına sakalını keserek geldiği bahane edilerek Meclis-i Maarif'teki görevine son verildi. Gazeteyi Namık Kemal'e bırakarak, 1865'te Fransa'ya gitti. Orada sözlük çalışmalarına yoğunlaştı. 1867'de İstanbul'a döndü. Kısa bir süre sonra yeniden Paris'e gitti. Burada kaldığı iki yıla yakın sürede, Fransa Ulusal Kitaplığında araştırmalar yaptı. 1869'da İstanbul'a dönünce bir basımevi açtı. Tek amacı, hazırladığı Türkçe Sözlüğü yayımlamaktı. Ancak bunu gerçekleştiremeden genç yaşta öldü

Şinasi, ülkenin uygarlaşması yolunda çok yönlü bir çaba içine girmişti. Gazete çıkarmış, makale, şiir ve oyun yazmış, sözlük çalışmaları yapmıştı. Dilin yalınlaştırılması ve edebiyatın halkın anlayabileceği bir dille yazılması çabasının ilk örneklerini ortaya koymuştu. Şinasi, İmparatorluğun iktisadi ve toplumsal yapısının gelişimine ilişkin sorunlara değinmiş, halkın yönetiminde söz sahibi olması düşüncesini savunmuştu. "Ulus", "özgürlük", "kamuoyu", "yasal haklar", "basın özgürlüğü gibi", o günlerde duyulmamış, bir çok yeni kavramları tartışma gündemine getirmişti. Gericiliğe ve yobazlığa karşı sarsılmaz bir inançla savaşmış, bu savaşı bırakması karşılığında önerilen yüksek dereceli memurlukları elinin tersiyle itmişti.
Şinasi'nin eserlerinden Şair Evlenmesi, edebiyatımızda ilk tiyatroydu. Tek perdelik bir komedya olan bu yapıtta yazar, görücü usulüyle evlenmeyi eleştirmişti. Bir töre komedyası özelliği taşıyan yapıt, görücü usulüyle evliliğin sakıncalarını anlatmaktaydı. Şinasi, Durub-u Emsal-i Osmaniye'de atasözlerini toplamıştı. Türk edebiyatında atasözleri üzerine ve folklor ile ilgili ilk çalışmaydı. Müntebahat-ı Eş'ar ise, şiirlerinden yaptığı seçmeleri içeriyordu. Çevirileri Tercüme-i Manzume'de, makaleleri Müntehabat-ı Tasvir-i Efkâr adlı kitaplarda yer aldı. Şinasi nükteleri ile de ünlüydü. İşte biri:

Kendisinin çok iyi bir şair olduğunu zanneden biri, Şinasi'nin yanına sık sık geliyor ve etrafına da hava atıyormuş. Bir gün Şinasi'ye:
- "Sormayın efendim başıma gelenleri. Şiirlerimi size takdim etmek için topladığım altın yaldızlı defterimi çalmışlar!" diyerek üzüntüsünü beyan etmiş.

Şinasi'nin cevabı espiriliymiş.

- Vah vah çok acıdım. Zavallı hırsız ne talihsiz adammış.
Alıntı  
Tweet      
     


Digg   Delicious   Reddit   Facebook   Twitter   StumbleUpon  


Konuyu görüntüleyenler:
1 Misafir

Mustafa Ceylan |
  •  
  • Yukarı dön  
  • Lite mode  
  •  Bize Ulaşın


Dost Sitelerimiz:

Türkçe Çeviri: MyBB Türkiye
Üretici: MyBB, © 2002-2023 MyBB Group-Theme © 2014 iAndrew

Sitemizde yer alan eserlerin telif hakları şair-yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir.(Haberleşme : ceylanmustafa_07@hotmail.com)
Doğrusal Görünüm
Konu Görünümü
Yazdırılabilir Sürüm
Konuya Abone Ol
Konuya Anket ekle
Konuyu Arkadaşına Gönder