SiteAna Sayfa
Güllük Dergisi
Şairlerimiz
Arama
Üyeler
Video
Yardım
Giriş Yap
Kayıt Ol
Oturum Aç
Kullanıcı Adı:
Şifre:
Şifremi Hatırlat
Beni Hatırla
Your browser does not support the audio element.
Akdeniz Radyo istek
Tıklayın-Okuyun/Güllük Dergisi
Web'de Ara
Sitede Ara
0 Oy - 0 Yüzde
1
2
3
4
5
Konu Modu
Sırrın Sırında…(1)
RefikaDogan
RefikaDoğan
Üyelik tarihi:
Feb 2008
Mesaj Sayısı:
2,701
Konu Sayısı:
1,516
#1
11/02/2015, 05:05
(Bu mesajı son düzenleyen: 27/02/2015, 18:30
RefikaDogan
.)
21 Mart 1993 Nevruz’ u. Hava açık, günlük güneşlik…
İkindi vakti... Hafta sonu dolayısıyla evdeyim. İşimi gücümü bitirdikten sonra şöyle demli güzel bir yorgunluk çayını hak ettim diyerek, ocağa çayı koyup salona geçtim. Gazetelere de bir göz atayım derken, birden hafta boyunca annemleri aramadığımı anımsayarak telefona yöneldim. Annemi babamı merak etmiştim ve illâ ki seslerini duymak istiyordum. Ahizeyi kaldırdım. Telefona en küçük kardeşim çıktı. Hal hatır sorarken hattın öbür tarafından gelen kahkahalar, çınlayan neşeli seslerle irkildim. Kardeşime, evde misafir olup olmadığını sordum. O da; misafir olmadığını, annemle babamın birbirleriyle şakalaşıp sohbet ettiklerini söyledi. Bu yanıt karşısında mutlu olmuştum. Telefonu kapatarak, çayımı içmek üzere mutfağa gittim. Huzurluydum. Çayın ardından akşam yemeğini hazırladım. Akşam yemeğinden sonra biraz sohbet ederek, biraz televizyon seyrederek günü bitirdik ailece. Çalışan insanlardık. Belli bir saatten sonra uyumak üzere odamıza çekildik. Ertesi gün Ramazan Bayramı şerefesiydi.
Gece saat 02.30- 03.00 gibi gelen telefon sesiyle irkilerek uyandık. Yarı uykulu gözlerle “ hayırdır inşallah “ deyip, telefona koştuk. Telefona benden önce yetişen eşim, ahizeyi kaldırır kaldırmaz alı al moru mor bir yüz ifadesiyle sendeler gibi oldu ve bana doğru bakarak sustu. Göz göze geldik. Gözlerinde korku, heyecan, endişe vardı. Birden kötü bir şey olduğunu hissettim. Daha fazla dayanamayarak, merakla sordum:
“Bir şey mi olmuş? Kötü bir şey mi olmuş?”
-: !..
-: !..
Eşim, ahizeyi yerine bırakırken bana dönerek: “ Lütfen, soru sorma! Hemen giyin, annenlere gidiyoruz!” dedi.
Bu emrivaki karşısında daha da meraklanarak devam ettim sorularıma: “ Anneme mi bir şey oldu? Yoksa ağabeyime mi… Söylesene, ablama mı bir şey oldu? O zaman enişteme…”
: !..
: !..
Çıt çıkmıyor ağzından. Öylece kalakaldık…
Bu durumda babama bir şey olacağı fikri hiç mi hiç aklıma gelmiyor tabii. O’ nun zamansız ayrılmasına dayanak olacak herhangi bir sağlık sorunu olmadığından, hazır değildim olasılıklar içinde babamı görmeye.
Eşim: “Lütfen, soru sorma ve mümkün olduğunca çabuk hazırlan!” Diyerek, endişelerimi iyice arttırdı. Derin uykudaki çocuğumuzu sarıp sarmalayarak yola çıktık. Mesafe uzak. Gecenin o saatinde vasıta yok, yollarda in cin top oynuyor. Nihayet yoldan geçen bir özel otomobil, kucağımızda çocukla bizi bekler görünce durarak, ne tarafa gideceğimizi sordu ve yardımcı olmak istediğini söyleyerek otomobiline aldı. Baba evine yaklaştığımızda büyük bir kalabalıkla bütün ışıkların yandığını gördük.
Sanki kanım damarımdan çekildi. Şuursuzca içeri daldım. Gözlerim ilk anda -her zaman için salondaki sedirin başköşesinde oturan- babamı aradı. Tepkilerim tamamen içgüdüseldi. Birden babamın yokluğunu hissettim! Babam yoktu! Her zamanki köşesinde, aksakalıyla sıcacık bakan bilge babam yoktu! Salonun ortasında dizlerimin bağının çözüldüğünü ve avazım çıktığı kadar “Babaaa… Baba! Babam nerede? Babama bir şey mi oldu?” Nidâlarıyla, yığılıp kaldığımı anımsıyorum.
Ne oldu, nasıl oldu demeye kalmadan, oracıkta anlatıverdiler olayı kısaca…
Gün boyu gayet iyi, neşeli olan babam, akşam saat 23.00 sularında gelen ani kalp krizi ile gözlerini kapatıyor. Tabii, kimse bunun ciddi anlamda bir veda olduğunu düşünemiyor o an için. Yani ilkyardıma bel bağlayarak, umudu elden bırakmıyorlar. Anında gelen ilkyardım ekibinin müdahalesinin ardından süratle Hacettepe Hastanesi' ne yetiştiriliyor. Ne yazık ki burada devam edilen müdahale de yetmemiş, yetememiş babamı yaşatmaya. 21 Mart’ ı 22 Mart’ a bağlayan gece, saatler 24.00 ‘ ü gösterirken hakk’ a yürüyor babam.
Omuzlarım düşük...
Sonderece üzgün, yılgın, kederli iç çekişlerimle bir kenara çekildim.
Geceyi zor geçirdik. Babamın aramızdan ayrılışı kesinlikle beklenen bir durum değildi. Her birimiz bir köşede meleşen kuzular gibiydik. Gözyaşları dinmiyordu. Ailece sabahı dar ettik. Ev tam bir mahşer yeriydi. O kadar kalabalıktı ki…
Konu komşu, az tanıdık çok tanıdık, yakınımızda uzağımızda… Hısım akraba veya değil…
Her düşünceden, her görüşten, her kökenden, her inançtan…
Onlarca insan akın etti babama karşı son görevlerini yerine getirmek için. O kadar seveni, sayanı vardı ki…
Bulunduğumuz her muhitte babamın sevilip sayıldığını biliyorduk fakat yine de bu kadarını düşünemezdik…
Dostlarının, sevenlerinin omuzlarında Karşıyaka’ ya taşıdık. Öğle namazını müteakiben ebedî istirahatgâhına defnettik babamı.
Eve dönüş yolunda, kafam karmakarışık… Semâya açılan elleriyle babam gözümün önünde…
Her zamanki dûa’sıyla, sesi kulaklarımda: “ Allah’ım! Münevver’ in yokluğunu yaşatma bana, O’ndan önce ve illâ ki üç aylarda al yanına beni, n’olur!” …
Yaratan’ ın sevgili kuluymuş ki, Üç Aylar’ da ve bir bayram şerefesinde intikal etti maddi dünyadan Yaratan’ ın koynuna. Böylesine bereketli bir günde kucaklaştı toprakla babam can…
Darmadağınık bir ruhla döndük babasız baba evine. Her zaman coşkulu olan bu ev, şimdi virân, kuytuluktu…
Dün neşeli seslerle çınlarken, bugün sessizliğe bürünen gecekondumuzun her bir köşesinde hatıraları vardı babamın.
Onca acısına rağmen ısrarlarımıza kayıtsız kalamayan annem, babamın kalp krizi geçirdiği o günü bütün ayrıntılarıyla anlattı bize.
Babam, sabah erkenden kalkmış. Anneme, bir rüyâ gördüğünü ve bu rüyânın sonucunda bugün ebediyete göçeceğini söylemiş. Annem şaşırmış tabii. Fakat babam, büyük bir ciddiyetle yinelemiş söylediklerini. Bu arada annem, nasıl bir rüyâ gördüğünü sorarak babama, ayrıntılarıyla anlatmasını istemiş. Babam da, gördüğü rüyâyı teferruatıyla anlatmış anneme:
“Evimizdeyiz. Çok önceden hakk’ a kavuşmuş olan bir büyüğümüz de var. Benden, yanı başında duran ekmeği kendisine vermemi istedi. Ben, ekmeğin kendisine daha yakın olduğunu, uzanıp alabileceğini söyledim fakat o, ‘hayır, senin vermeni istiyorum’ diyerek, benim elimden almakta ısrar etti. Ekmeği alıp ona verdim. Sonra da birden uyandım ve bir rüyâ gördüğümü anladım.”
Annem, bütün bunların bir rüyâdan ibaret olduğunu söyleyerek babamı teskin etmeye çalışmış ama başarılı olamamış.
Gördüğü rüyâyı kendince yorumlamış olan babam; cebinde zor günler için bir köşeye ayırdığı üç kuruşluk emeklilik kırıntısıyla, mahalle esnafına olan borcunu harcını ödeyip helalleşmek üzere- kararlı bir şekilde evden çıkmış. Sabahın bu saatinde - üstelik aybaşı da değilken- borç ödemeye gelen babamın bu gayretine esnaf da şaşırmış. Öyle ya; emekli olan ve üç aylığını alır almaz gelip borcunu son kuruşuna kadar zaten ödeyen; iyi niyeti suiistimal etmeyen bilge, dürüst, gururlu, onurlu ve de sorumlu bir insan bildikleri babamın bu gayreti niyeydi ki? Babamın bu davranışına bir anlam veremeyip işkillenen ve: “Aybaşı değil toy başı değil, niye acele ediyorsun? Senden para isteyen mi oldu amca?” diyen esnaf, doğal olarak ödeme işlemini de onaylamayarak geri çevirmek istemiş. Bunun üzerine babam:
-“Sağolun. Elbette istemediniz ama olsun. Dünya hâli. Ölür kalırım da gözüm açık gider. Hem insanız, belli m’olur…” Demiş.
Esnafın bütün bu ısrarlı ikna çabalarına rağmen babam sözünden dönmemiş ve ödeme işini tamamlayarak helâllik istemiş. Esnaf daha da şaşırarak:
-” Ne helâlliği Aşır amca? Şükür sağlığın yerinde, niye böyle düşünüyorsun?” Demiş.
Helalleşen babam, esnafın şaşkın bakışları arasında ve büyük bir huzur içinde evin yolunu tutmuş. “Artık ölsem de gam yemem. Kimsenin hakkı kalmadı üzerimde.” Demiş, anneme.
Tabii, annem, bu rüyânın babamdaki etkilerini çok da ciddiye almamış. “Sonuç da rüyâ, n’olacak ki?” Demiş içinden.
Borcunu harcını ödemiş olmanın iç huzuruyla babam mutlu, yüzüne yerleşen huzur tebessümüyle neşeli, nüktedan ve konuşkanmış gün boyu.
Bir nevruz sabahıdır; hava günlük güneşlik,
Kuşlar şen, doğa diri, insanlardaki birlik...
Gördüğü rüyâdan mı, havadan mıdır nedir?
Belki de üç aylardan! Her yerde huzur, dirlik…
İçi içine sığmaz
İçi dışına sızmaz, mestan...
Tepeden tırnağa best-i bedestan.
Gül yağar cem eden gönlüne
Âlem sığar yâr sığmaz...
Bazı ney
Bazı nağmedir,
Mahbuba peymânedir.
Ürşan eder can' ı, bazı da
Dehr'ine bigânedir.
Gâh sermest sâki,
Gâhî mey...
Dört Kapı
Dört işlem gibi;
Toplar, çıkarır, böler,
Zâhirden bâtına yolculuk...
Çarparak çıkarır aynı kapıya...
Orada bitmez denen ömrün bitiş durağı,
Biliyor kaçış yoktur sönecektir çerağı.
Oradadır alına yazılan ulvî yazı,
“Kalmasın kul hakkı” der, Tanrı’ yadır niyazı.
Bu
Sonsuz
Rüyâyı
Tadacaktır
Mutlaka her nef’s.
Vahdetten uyanıp,
Kanatlanırken arş'a,
Yürüyecek vahdete.
Mekân ve lâmekân...
Ayna mıdır ki?
Sırında giz
Dû-âlem,
Âdem
Hû...
Bir kelebek ömrüne eşdeğer nefesiyle,
Tutunur arş-ı ferş'e güvercin kafesiyle.
İlk selâmı buluta, gecenin yirmi üçü,
Anlaşılır yolculuk özün özüne göçü.
“Yol
Bu yol…
Dört kapı
Kırk makamın
Yoludur oğul!”
Diyen ulu sesin
Çağrısıdır duyulan
Bu dönüşsüz seferde.
Yerde mi gökte midir, sıratta Arafat’ta,
Kapkara bir tünelin ışığı çok uzakta…
Akrep ile yelkovan tamamlamıştır günü,
Ne bir eksik ne fazla, Devriye’ nin düğünü…
Azrail şu gökten yere inince,
Ete kemiğe bürününce...
Hepimiz bu sülukta
Yürüyeceğiz
Kendince…
Bayramın şerefesi, hakk’ a yürür bir âbit,
Takvimde bin dokuz yüz doksan üç yılı sabit
Kirpiği sulayacak katrenin yok zerresi
İner hayat denilen sahnenin son perdesi
Sırlanır
Karşıyaka’ da,
Sırrolanlar sırlanır…
An
Bu an…
Dün doğar
Bugün solar…
Can mıdır ölen?
Can diri de yoksa
Ten midir ölen? Can ki;
Kendi başını yolan…
Sonrasında…
Refika Doğan/2015
Antalya
Bilinmeyen sözcük ve terimler:
Mestan:
Sarhoşçasına, kendinden geçmişçesine.
Best:
En iyisi, en uygunu, en hoş, en elverişli.
Bedestan:
Kumaş ve kıymetli eşyalar, mücevherler satılan kapalı çarşı.
Peymâne:
Büyük kadeh, şarap bardağı.
Mahbup:
Sevilen, sevilmiş, sevgili, muhabbet olunmuş.
Ürüşan:
Çok aydınlık, parlak, Ruşen.
Dehr:
Zaman.
Bigâne:
Yabancı, ilgisiz, alakasız, lakayt, kayıtsız.
Sermest:
Sarhoş.
Çerağ:
Mum.
Niyaz:
Eşiği öpme, armağan, yalvarma, yakarma.
Vahdet:
1. Birlik, yalnızlık, teklik (kesretin zıddı).
2.Uyku. ( kaynak:
http://www.canlarmeclisi.com/mevlevilik/15/mevlevi-terimleri
)
Yürümek:
Ölmek. ( kaynak:
http://www.canlarmeclisi.com/mevlevilik/15/mevlevi-terimleri
)
Dû- âlem:
İki âlem.
Arş- Ferş:
Arş ve yeryüzü.
Devriye:
(Tekke edebiyatı terimi.) Evrenin ve insanın Tanrı’ dan çıkıp Tanrı’ ya dönmesi.
Süluk:
Manevi yolculuk.
Âbit:
İbâdet eden.
Sırlanmak:
Bir şeyi saklamak ya da vefat eden bir kişinin gömülmesine denir.
Sırrolmak:
Kaybolmak, yitmek, bitmek.
Dem:
(Farsça) 1.Soluk-nefes. 2.İçki. 3.zaman, an, vakit. 3. Bilge-kâmil-olgun insan.
Bâtın:
İç, öz, görünmeyen.
Zâhir:
Görünen, açık, belli, görünüşe göre.
Devam edecek…
Her nefeste Gülce...
Alıntı
Tweet
Benzeyen Konular
Konu:
Yazar
Cevaplar:
Gösterim:
Son Mesaj
Sırrın Sırında…(2)
RefikaDogan
1
1,477
21/02/2015, 02:00
Son Mesaj
:
Mustafa Ceylan
Lütfen seçim yapın:
--------------------
Özel Mesajlar
Kullanıcı paneli
Kimler Çevrim içi
Arama
Ana Sayfa
GÜLCE EDEBİYAT AKIMI
-- GÜLCE ŞİİR TÜRLERİNE GÖRE ŞİİRLER
---- BULUŞMA
---- ÇAPRAZLAMA
---- TRİYOLEMSİ
---- ÜÇGÜL
---- ÜÇGEN
---- DÖNENCE
---- TOKMAK
---- AKROSTİK
---- SONE'M
---- GÜLCE
---- TEKİL
---- YİĞİTCE
---- YUNUSCA
---- BAHÇE
---- SERBEST ZİNCİR
---- ÖZGE
---- GÜLİSTAN
---- YEDİVEREN
---- TUĞRA
-- GÜLCE YAZAN ŞAİRLERİMİZİN GÜLCE ve DİĞER ŞİİRLER
---- (H)
------ Harun YİĞİT
------ Harun YİĞİT
------ Hasan ULUSOY
------ Hasan ULUSOY
------ Hatice ALTAŞ(Asi Çiçek)
------ Hatice ALTAŞ
------ Hacer KOZAN
------ Hatice KATRAN
------ Hatice KATRAN
------ Hikmet ÇİFTÇİ
------ Hülya EKMEKÇİ
------ Hülya EKMEKÇİ
---- (I-İ)
------ İbrahim COŞAR
------ İbrahim COŞAR
------ İbrahim İMER
------ İbrahim İMER
------ İbrahim ETEM EKİNCİ
------ İbrahim ETEM EKİNCİ
------ İhsan ERTEM
------ İhsan ERTEM
------ İsmail KARA(Karozan)
------ İsmail KARA(Karozan)
---- (K)
------ Köksal KIRLIOĞLU
---- (M)
------ Mahir BAŞPINAR
------ Mahir BAŞPINAR
------ Mehmet NACAR
------ Mehmet NACAR
------ Mehmet ALUÇ
------ Mehmet ALUÇ
------ Mehmet ALUÇ
------ Mehmet ÖZDEMİR
------ Mehmet ÖZDEMİR
------ Meltem ARAS
------ Meral ADAK
------ Meral ADAK
------ Melahat TEMUR
------ Mevlüde DEMİR
------ Mevlüde DEMİR
------ Miktad BAL
------ Miktad BAL
------ Mübeccel Zeynep ÜNALAN
------ Mübeccel Zeynep ÜNALAN
------ Muhammed İsa ÖZTÜRK
------ Muhammed İsa ÖZTÜRK
------ Mehmet Ziya DİNÇ
------ Mehmet Ziya DİNÇ
------ Mustafa CEYLAN
------ Mustafa CEYLAN
------ Mustafa CEYLAN
------ MUSTAFA CEYLAN(Editör)
-------- Mustafa CEYLAN
---------- Mustafa CEYLAN(On Punto Yazıları)(Makaleler)
---------- GÜNE BAKIŞ
---------- TAŞ YAĞMURU(Ceylan'ın kaleminden)
---------- Hakkında Yazılanlar
---------- DİĞER ŞİİRLERİ
---------- Hayatı
---------- Sanatı
---------- Hocaları
---------- Çocukluğu
---------- Gençliği
---------- Özlü Sözleri
---------- Önsöz Yazdığı Kitaplar
---------- Siyasete İlgisi
---------- Bestelenen Şiirleri
---------- Fotoğrafları
---------- Mühendisliği
---------- Düzenlediği Etkinlikler
---------- Konferansları
---------- Yer Aldığı Antolojiler
---------- Kitapları
---------- EZAN SUSMAZ Kitabı içindekiler
---------- "YANDI BU GÖNLÜM"-Hacı Bayram Veli Kitabı içindekiler
---------- TAHİR KUTSİ MAKAL Kitabı İçindekiler
---------- SEĞMEN RUHU Kitabı İçindekiler
---------- TOROSLARIN TÜRKÜSÜ Romanı
---------- Armağan-2(AHMET TUFAN ŞENTÜRK İÇİN NE DEDİLER?)Kitabı içindekiler
---------- Armağan-1(ANILAR KORİDORU İÇİNDE SARIVELİLER)Kitabı
---------- YARALI CEYLAN Şiir Kitabı İçindekiler
---------- PAŞA GÖNLÜM Şiir Kitabı İçindekiler
---------- Kırat Geliyor Kitabı İçindekiler
---------- Her Yönüyle YENİMAHALLE Kitabı
---------- Tarihi ve Folkloruyla Elmadağ Kitabı İçindekiler
---------- Köylerimiz Kitabı İçindekiler
---------- Köyümüz Yeşildere Kitabı İçindekiler
---------- Bayramlar Haftalar Günler Kitabı
---------- Ahmet Tufan Şentürk Kitabı
---------- Halil Soyuer Kitabı
---------- Detanlaşan Köylü İsa Kayacan Kitabı
---------- Abdullah Satoğlu Kitabı
---------- Güzide Taranoğlu Kitabı
---------- Gülendenin Beşiği Kitabı
---------- GÜLLÜK ANTOLOJİ (2006)Kitabı
---------- GÜLLÜK ANTOLOJİ(2007)Kitabı
---------- CEYLAN-Tahliller-MAKALELER-Görüşler
---------- Güllük Dergileri
---------- Kapodokya Güneşleri Kitabı
---------- Bir Yanardağ Fışkırması Kitabı
---- (P-R)
------ Rahime KAYA
------ Rahime KAYA
------ Refika DOĞAN
------ Refika DOĞAN
------ Ramazan EFE
------ Ramazan EFE
------ Rengin ALACAATLI
---- (S-Ş)
------ Sabiha SERİN
------ Sabiha SERİN
------ Serap HOCA(Serap ÖZALTUN)
------ Serap HOCA(Serap DEMİRTÜRK)
------ Süleyman KARACABEY
------ Süleyman KARACABEY
------ Serdar AKKOÇ
------ Serdar AKKOÇ
------ Sevgili ÖZBEK
------ Sevgili ÖZBEK
------ Şemsettin DERVİŞOĞLU
------ Şemsettin DERVİŞOĞLU
------ Şükran GÜNAY
------ Şükran GÜNAY
---- (T-U-Ü-V)
------ Turan UFUKTAN
------ Ümran TOKMAK
------ Ümran TOKMAK
---- (Y-Z)
------ Yusuf BOZAN
------ Yüksel ERENTÜRK
------ Yusuf BOZAN
------ Yüksel ERENTÜRK
------ Yusuf Ziya KARAHASANOĞLU
------ Zübeyde GÖKBULUT
------ Zübeyde GÖKBULUT
------ Yıldız TOKSÖZ
------ Yıldız TOKSÖZ
GÜLCE'YE DAİR
-- GÖRÜŞLER
---- Gülce Nedir?
---- Gülce ve Ozanlık
---- Gülce Manifestosu
---- 5 Hececiler ve Gülce
---- Garip Akımı ve Gülce
---- Fecr-i Ati ve Gülce
---- Hisarcılar ve Gülce
---- Neyzen Tevfik, Aşk
---- Mazmunlar
---- Gülce Ne Değildir?
---- Hece Vezni ve Gülce
---- Serbest Şiir ve Gülce
---- Aruz Vezni ve Gülce
---- Gülce ve Zolal
---- Gülce Tarihinden
---- GÜLCE-(Atölye)-Video Dersler
------ Gülce Etkinlikleri
------ Kurucular Beyanı
------ Gülce 2009
------ Doğru Yaz/Konuş
------ Gülce-2010 Projeleri
------ Gülce-2011 Projeleri
------ Üstad Necip Fazıl'dan
------ Gülce-Aruza Dair
------ Öneriler-Çalışmalar
------ GÜLLÜK DERGİSİ
------ Gülce'ye Öneriler
------ Röportajlar
------ Negatif Bakışlara
------ Aleyhimizdekiler
------ M.E.B' na
---- Gülce'de Mesajlar-Projeler
------ Gülce-Güldeste(1)
------ Destanlarımız
------ Dede Korkut
------ Öncü Kadınlarımız
------ Peygamberlerimiz
------ Nutuk(Gülce)
------ Nutuk(Z.Korkmaz)
------ Kutlu Hanımlar
------ Ozanlarımız
------ NasrettinHoca
------ Yedi Askı
GÜLCE TÜRK ŞİİR AKADEMİSİ
-- Şiir Akademisi
---- Şiir Akademisi
------ HALK EDEBİYATI
-------- DİVAN EDEBİYATI
-------- BATI EDEBİYATI
-------- YENİ TÜRK EDEBİYATI
---- Hece Vezni' ne Dair
---- Şiir Tahlilleri
---- Aruz Vezni' ne Dair
---- Hiciv Tarihinden
---- Ustalardan Şiirler
---- Ustalardan Makale
---- Aramızdan Ayrılanlar
------ Ustalardan Şiirler
-------- A. Tufan ŞENTÜRK
-------- DİLAVER CEBECİ ANISINA
---- Şiir Üstüne (Serbest)
---- Atışma Sayfamız
---- Denemeler-Makaleler
---- Şiirde Dönüşüm
---- Şiir ve Anlatım
-- Türk Edebiyatı Şiir Türleri
---- Şiir Türleri
---- İslâmiyet Öncesi
---- Servet-i Fünun
---- Garip Şiirler
---- Akımlar
---- Edebî Sanatlar
---- Söz Sanatları
---- Şair Padişahlar
---- Şiir Tarihimizden
---- Yıllara Göre Edebiyat
---- Mehmet Nacar
DÜNYA EDEBİYATI
-- Dünyadan Şiir Türleri
---- Burns Stanza
---- Choka
---- Go Vat
---- Catena Rondo
---- Onegin Stanza
---- Canzonetta
---- Bauk Than
---- Rhupunt-Galce
---- Septilla
---- Viator
---- Luc Bat
---- Tritena
---- Pantoum
---- Shakespeare Sonnet
---- Diamonte
---- Villanelle
---- Hutain
---- Hex Sonnata
---- Hexaduad
---- Haynaku
---- Harrisham Rhyme
---- Guzzande
---- Gratitude
---- Glosa
---- Garland Cinquain
---- Fornlorn Suicide
---- DÜNYA EDEBİYATI
---- Dünyadan Destanlar
---- Dünyadan Şiirler
KAYNAKÇA
-- Konularına Göre Şiirleriniz
---- Aşk Şiirleriniz
---- Atatürk Şiirleriniz
------ 23 Nisan Şiirleri
------ Atatürk'e Dair
---- Kahramanlık Şiirleriniz
---- Doğa Şiirleriniz
------ 2009 Yılı Sayılarımıza
---- Taşlama Şiirleriniz
---- Gurbet Şiirleriniz
---- Tasavvuf Şiirleriniz
---- Barış Şiirleriniz
---- Şehir Şiirleriniz
---- Anne Şiirleriniz
------ Babanıza Şiirler
---- Doğum Günü Şiirleriniz
---- Deprem Konulu Şiirler
---- Diğer Şiirleriniz
---- Köşe Yazarlarımız/Makaleler
------ Mustafa CEYLAN
------ Refika DOĞAN
------ Osman ÖCAL
------ Ahmet ÖZDEMİR
------ A. S. ATASAYAR
------ Prof.Dr.İsa KAYACAN
-------- Prof. Dr. İSA KAYACAN
------ Rahime KAYA
------ Harun YİĞİT
------ İlqar MÜEZZİNZADE
------ Sündüz BİGA
------ Nazmi Öner(Şiirler)
------ Nazmi ÖNER(Nesirler)
------ Coşkun KARABULUT
------ Prof.Dr.İsmail YAKIT
------ Prof.Dr.Asım YAPICI
------ Sabit İNCE
------ Muhsin DURUCAN
------ Abdulkadir GÜLER
------ Ünal Şöhret DİRLİK
------ Metanet YAZICI
------ A.Aşkım KARAGÖZ
------ Gazanfer ERYÜKSEL
------ Mehmet GÖZÜKARA
------ Necdet BULUZ
------ Yusuf Özcan
------ Afife Demirtaş
---- Mustafa Ceylan
---- Bizden
-- Video Yağmuru
---- Ozanlar-Şairler
---- Bizden Videolar
---- Rasim Köroğlu
-- Genel
---- SERBEST KÜRSÜ
---- Duyurular
---- Röportajlar
---- Günün Şiiri
---- Günün Nesiri
Edebiyat Biz Platformumuzda
-- Gülce Tv
-- Türk Argo Sözlüğü
-- Edebî Konular Forumu
Konuyu görüntüleyenler:
1 Misafir
Mustafa Ceylan |
Dost Sitelerimiz:
Türkçe Çeviri:
MyBB
Türkiye
Üretici:
MyBB
, © 2002-2024
MyBB Group
-Theme © 2014 iAndrew
Sitemizde yer alan eserlerin telif hakları şair-yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir.(Haberleşme : ceylanmustafa_07@hotmail.com)
Doğrusal Görünüm
Konu Görünümü
Yazdırılabilir Sürüm
Konuya Abone Ol
Konuya Anket ekle
Konuyu Arkadaşına Gönder