TOLSTOY GELİR BUNLARIN HAKKINDAN!

Coşkun KARABULUT
***************

Roman, öykü, şiir, deneme ve dünya kadar edebi kitapları yazarlar niye yazarlar diye düşünmüşümdür hep. Sizler de düşünmüşsünüzdür. Öyle beylik laflar sıralayıp yanıt vermek kolay. Kendilerini ifade etmek için diyenler olabilir. İç duygularını dışarıya vurmak, yaşadıkları insanlık durumlarını yansıtmak, çevrelerinde rastladıkları iyi ya da kötü ilginç karakterleri işlemek, aşkı , sevgiyi, acıyı, nefreti daha bir sürü şeyi açıklamak için yazabilirler.

Dünya çapında iyi yazarların daha üst bir amaçları olmalı değil mi? Tolstoy’u okudunuz mu hiç. Rusya’da doğmuş (1838-1910) ve 82 yaşında ölmüştür. Savaş ve Barış, Anna Karanina, Kazaklar, Hacı Murat, İman Nedir, Efendi ile Uşak, İnsan Ne ile Yaşar başta olmak üzere çok sayıda roman ve öyküye imza atmış olan yazar, ömrü boyunca hep “ yaşamı nasıl yaşamalıyız?” sorusuna yanıt aramış ve eserlerinde de bunları çarpıcı biçimde işlemiştir.

Şimdiye kadar okuduğum roman ve öykülerinde ben de kafamdaki aradığım sorunun yanıtını buldum. Tolstoy, işlediği onlarca karakter arasında en fazla, dünyada gözü doymayan, tamahkâr zengin insanların, öbür dünyaya da gözleri açık gittiğini, gözümüzün içine baka baka anlatır. Hani “ gözünü toprak doyursun” derler ya, toprağın bile zor doyuracağı faltaşı gibi açılmış gözlerle, malı mülkü dünyada bırakıp gidenleri anlatır. Bu ne doymazlıktır, ne gözü açlıktır? Dünyayı versen doymayacak adamlar, hiç ders almadan, bir gram ka naat etmeden tepetaklak gidiyorlar dünyadan.

Şimdi durup dururken nereden çıktı Tolstoy demeyin sakın. Bizi yönetenlerden tutun da işverenlerden tepedeki bürokratlara kadar bir bakın. Onların hırsları, az göçlülükleri, tamahkârlıkları, kural dinlemezlikleri yüzünden her gün 20-30 insanımız ölüyor ve onların umurlarında bile değil. Daha Soma’da 301 madencimizin acısı bitmeden, Ermenek’te madenin içinde tonlarca balçık ve suyun altında kalan 18 canımızın çıkarılmasını beklerken, İsparta’da elma toplamaya giderken 25 kişilik midibüse 46 insanımızın bindirilmesi sonucu meydana gelen kazada 17 can daha gitti. Ve bu sabah İstanbul Boğazı’nda Afgan ve Suriyeli kaçakları taşıyan teknenin alabora olması yüzünden çoğusu çocuk ve kadın 37 can sulara gömülerek hayatını kaybetti. Hepsinin nedeni haram para hırsı, daha çok haram daha çok haram.

Siyasetçisinden bürokratına, işvereninden taşeronuna ve nerden çıktıysa bu lanet dayıbaşısına kadar Allah korkusu olmayan sömürü çarkının başındakilere ve en çok da onlara destek veren yandaşlarına zorla Tolstoy’un eserlerini okutturalım. Tolstoy gelsin haklarından.

Biraz da edebiyat devreye girsin diyorum. Allah’tan korkmuyorlar belki kuldan utanırlar