SiteAna Sayfa
Güllük Dergisi
Şairlerimiz
Arama
Üyeler
Video
Yardım
Giriş Yap
Kayıt Ol
Oturum Aç
Kullanıcı Adı:
Şifre:
Şifremi Hatırlat
Beni Hatırla
Your browser does not support the audio element.
Akdeniz Radyo istek
Tıklayın-Okuyun/Güllük Dergisi
Web'de Ara
Sitede Ara
0 Oy - 0 Yüzde
1
2
3
4
5
Konu Modu
TÜRK’E KALKAN ELLER KIRILSIN!
Site Yönetimi
Admin
Üyelik tarihi:
Jan 2008
Mesaj Sayısı:
12,518
Konu Sayısı:
11,588
#1
29/09/2008, 02:25
Mustafa KÖSE
Tarih Bilinci
- 26 -28 EYLÜL TÜRK DİL BAYRAMI KUTLU OLSUN..-
"ATATÜRK'ün 26 Eylül 1932'de "1. Türk Dil Kurultayı"nı toplaması."
TÜRK’E KALKAN ELLER KIRILSIN!
Konu: M.M.
İlgi: On bin adet dağıtılan kitap, başkaldıran Türkmenler, Türkleş(me)mek..
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
H.Avni Bey’in kitap olarak yayınlanan tek çalışması Trabzon ili Laz mı? Türk mü? adını taşıyan 24 sayfalık bir cep kitabıdır. Doğu Karadeniz’de yaygınlaşan Pontus ve Ermeni iddialarına cevap teşkil etmek üzere kaleme aldığı bu değerli çalışma, 1921 yılında Yeni Giresun matbaasında 10.000 adet basılarak bedava dağıtılmıştır. Kitabın basımına ve dağıtımına Milli Müdafaa Vekaleti’nin de maddi katkıları olduğunu Hüseyin Avni Bey’in şahadeti üzerine, Yeni Giresun Gazetesinde yayınlanan makaleden öğreniyoruz. (Yeni Giresun Gazetesi, 22 Eylül 1337, sayı 89 )
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Hüseyin Avni Bey, Trabzon ili Laz mı? Türk mü? adlı eserinde, Osmanlı devletinin
dağılmasının altında yatan temel nedenin, İmparatorluğun bünyesinde farklı uluslar, farklı dinler, etnik unsurlar barındırması, bunlar arasında ülke bütünlüğü için ortak bazı değerlerin oluşturulamamış olması ve ümmet toplumundan ulusal devlete geçilememiş olmasını göstermektedir. Hüseyin Avni Bey’in Karadeniz Bölgesi’nin büyük oranda Türk asıllılardan oluştuğunu sade ve anlaşılabilen bir dille anlattığı bu kitapçığın 10.000 adet bölgede dağıtılması önemli bir karşı propaganda faaliyetidir, hatta en önemli halka ulaştırılan yazılı çalışmadır. Esasında kitabın kısa ve anlaşılabilir olması da halkın kolay anlayıp ilgi göstermesini sağlamaktadır. O yıllarda Ankara’ya bağlı olarak oluşturulan, Fevzi Paşa’nın başında olduğu, Anadolu ’da da örgütlenen M.M. Grubu(Müdafaa-i Milliye Grup ve Teşkilatı), A.A.(Anadolu Ajansı) gibi, İstihbarat ve karşı propaganda faa-liyetlerinde Hüseyin Avni Bey’in, çalışmanın merkezinde ve yönlendiricisi olduğu açıkça görülmektedir. Eserin önemli görülen kısımları aşağıdadır;
Birinci Dünya Savaşı ve Mondros Mütarekesi devamında Karadeniz Bölgemizde Ermeni ve bilhassa Pontus Devleti kurulması çabalarına girişen ilgili azınlıklar ve destekçisi batılı devletler, bölgenin zaten hıristiyanlık’tan dönmüş ya da aslında hıristi- yanların çoğunlukta olduğu topluluklardan oluştuğu gibi, gerçekle alakasız iddialarda bulunuyorlardı, çünkü bu toplulukların oranı gerçekte % 20’yi geçmiyordu. Hüseyin Avni Bey’in, doğu Karadeniz’in bazı ilçelerinde yaşayan, Türkçe’nin yanında farklı bir dilde bilebilen, yöresel olarak Laz denilen yurttaşlarımızla hiçbir sorunu yoktur, onların Vatan için geçmişten beri kahramanca savaşan atalarının torunları olduğu açıktır. Bu kelimeyi kullanması malum güçlerin istismar etme çabalarına karşı olmalıdır.
Hüseyin Avni Alparslan yazılarında Kaşgarlı Mahmut’un Divan-ı Lugat-ül Türk adlı Türkçe’nin kaynağı olan eserinden öz Türkçe kelimeler alıp, Arapça, Farsça kelimeler yerine kullanmış hatta uyun düşen bazı kelimeleri de aslından türetmiştir. Yazılarında kullandığı yeni öz Türkçe kelimelerin yanında parantez içinde Osmanlıcasını da koymuştur..
Kitabından; İLK SÖZ (Devletler niçin parçalanır?)
Yol(din)ları, dilleri, dirlik(hayat-ı içtimaiye)leri bir olmayan birçok budun(kavim)un birleşmesinden ortaya çıkan hükümetler er-geç kırpılır! Parçalanır! İşte Osmanlı ülkesi! İşte Avusturya! Buna alan kalmamak için birbirine benzemeyen budunları bir nesne(şey) ile bağlamak, boyamak birbirine benzetmeye çalışmak gerek!
Balkan’a Giden Osmanlıların Tuttukları Yol: Balkan yarımadasına giden atalarımız İslam yaptıkları budunlara “Siz İslamsınız” diyecekleri yerde “Siz Türksünüz” demiş- ler. Üste olarak “ Türkçe bilmez, Tanrıdan korkmaz !” atalar sözünü ortaya fırlatmışlar! Demek İslam’a gelen Türk olacak, Türkçe öğrenecek. Ne güzel Türkleştirme yolu! Gök ulus(millet)un güç(kuvvet)lenmesi, artması için ne yüksek düşünce! Düşünmüş olanlar varolsunlar! Bu gidiş süreydi, sökel(mariz) olmaz, şimdiki kılığa girmez idik. Bugün bile Arnavutlar, Boşnaklar, Pomaklar, Rumca söyleyen İslamlar “sen nesin?” diye sorulan soru(sual)ya karşı “Elhamdülillah Türküm” diyorlar. Ne güzel dirlik! Ne güzel birlik! Bu, kurulmuş eski yolun izidir. Ortada büyük bir suç var! O da bunlara Türkçe öğretememek. “Türküm” diyenlere Türkçe de öğretseydik Balkan yarımadası baştan- başa Türk olurdu. Kökleşir kalır idik. Acun(dünya)da ki savaş(muharebe)lar, göçme (hicret)ler, din ilişkileri (münasebet-i diniye) soyları, boyları birbirine pek çok karış- mıştır. Bunun için süzük(saf) bir soy bulabilmek güçtür. Bugünkü ölçeği(mikyas) “milli vicdan”dır. Hangi bir ulus(millet)un dirliğine girenler, huyunu, gidişini gidenler, vicdanını taşıyanlar o ulustan sayılır. Öyle ya kişilerin alnında ulusluk damgası yok!
İkinci Mehmed Han İle Sonrakilerin Tuttukları Yol. Bundan Türklük Neler Geçirdi, Ne kılığa girdi? İkinci Mehmed Han ile sonrakiler, eskilerin yürüdüğü bu güzel yoldan sapmışlar! Bunlar Osmanlılığın kökü olan Türklüğü kudatacak (takdis edecek), koru- yacak, kayıracak, arttıracak yerde tersini yapmışlar! Türklere yan gözle bakmışlar, İl(memleket)’imizin öz çocukları olan Türkleri iş başından uzaklaştırmışlar da yerlerini yeni dönmelere vermişler! Böylece Türkler ile Türkleşmiş comak(Müslim)lar değerden düşürülmüş! Bayağı tutulmuş! Türk olanlar han sarayında ancak at çobanı, il(seyis) olabilirmiş. Gün geçtikçe Türklüğün değeri, yüceliği daha çok düşürülür, kudalık (kudsiyet)’ı daha çok söndürülürmüş!
Bunun önüne geçmek isteyen, kımıldıyan Türkler söğülür, ezilirmiş! ? Git gide darda kalan, bunalan, sıkılan Türkler varlıklarını göstermek, kişioğlu olduklarını tanıtmak için ara sıra coşar, baş kaldırırmış! ?
İstanbul elindeki yeniçeri demir değneğini bunların başına vurmakta gecikmezmiş!
Türkler de baş indirir, boyun eğermiş! ?
Açıktır ki, burada kastedilen Anadolu’daki Türkmen boy ve beylerinin, merkezi devleti
devamlı tehdit etmesi karşısında iktidarını sağlamlaştırmak isteyen Osmanlı’nın, İstanbul’un fethi ve Balkanlarda ilerledikçe, bürokrasiden orduya kadar, bu bölgelerin insanlarını devşirme dediğimiz yöntemle ya da açıktan azınlıkları tercih etmesidir. Çünkü Türk beyleri bir şekilde yeni bir beylik kurabilmekte, hatta Osmanlı hanedanının yerine göz koyabilmektedir. Bu süreçte gerçekten Türkmenler’in önemli bir kısmı, muhalif, isyancı duruma düşmüşler, kızıl baş ve celali olarak da suçlanmış ve ezilmişlerdir. Ancak uzun tarihi süreçte Osmanlı, gerek devşirme gerek farklı dinlerden olanlara devlette çok fazla görev vermenin bedelini ödeyecektir. Dikkat edilmesi gereken altı yüzyıl gibi uzun Osmanlı tarihinde H. Avni Bey’in yorumuna yollama yaptığımız bu uygulamalar çok karmaşık ve farklı dönemlerde değişik şekilerde geliştiği açıktır, ilgili olayların her birinin ayrıca ele alınması uygun olur kanaatindeyim.
“ Türklerin kudasızlığını, değersizliğini gören, Balkan İslamları sonraya doğru, Türk olmakta bir assı (faide) görmediklerinden kendi dillerini, kılıklarını korumuşlar! Böyle- ce ilimizin kamu(her) yanı, dört bucağı Nuh Gemisine benzemiş! ? Balkanda göze çarpan örnek (numune)’ler bunu bize anlatmakta gecikmez! Dahası var! Git gide Türk- er dahi Türklükten kaçmağa başlamış, bulunduğu tiğre(Havali)deki soyun boyası ile boyanmağa uğraşmış, değer kazanmağa çalışmış. Ne için çalışmasın! ? Daha düne kadar İstanbul’da illerimizin kamu yanında, “eşek Türk!”, “katır Türk!”, “kaba Türk!” sözleri ağızlarda çalkalanıyordu. Ali Paşa gibi büyük bir Türkümüz bile “Bizim kaba Türkçe…” demekten çekinmiyordu! Türklere söğmek için tüyler ürpertecek sözler yaratılıyordu.
İşte örnek : “Türke fırsat verme ya Rab, dehre sultan olmasın!
Ayağını çarık sıksın, asla rahat bulmasın!
Günde bin bir değnek yesin, biri eksik olmasın!
Al turpi vur Türke! Yazık olsun turpa! “
Görüyorsunuz ya, yazık olan Türk değil! Ey acun İslamları, bakınız; İslamlığın yıkılmaz bir sekü(kal’a)’süne, hilafetin dayanıklı bir köküne karşı ne kötü, ne ağır, ne acı sözler söyleniyor! İstanbul’da; Türk olan Selanik tiğresinden gelenlere Arnavut, çoğu Türk olan Erzurum tiğresinden gelenlere Kürt, pek azı bırakılırsa bütün bütün Türk olan Trabzon Karadeniz’inden gelenlere Laz, yarısı Türk olan Halep çevresinden gelenlere Arap deniliyordu. Bunlar da kendilerini öyle gösteriyorlardı. Öyle ya, bayağı gösterilen, bütün gün sövülen Türklüğü üzerinde kim taşır! ?
Tarihin demesine, ülkemizde Türklerin başına getirilmiş işlere bakarsanız, Türklerin, başka ulusları yutamamış, kendi boyasına boyayamamış, tersine olarak yutulmuş, başka boyaya boyanmış olduğu göze çarpar! Eskilere, yenilere bakınız: Abbasi hilafeti çağ(zaman)ın da Bağdat ilinde koşup gelen Türkleri Araplık yutmuştur. Suriye, Mısır, Trablusgarp, Tunus, Cezayir, Fas illerinde kalmış Türkler de kılık değiştirmiş, Araplık içine girmiştir. Balkan yarımadasına ergen(bekar) olarak geçen, kaldığı tiğrede kız alan, yerleşen Türkler dahi aldığı kızın soyuna karışmıştır. Evet, Türkçe yerine anadili geçmiştir. Kökgös Teren(şecere)lerini tutanlar bile karıştıkları, ulusun vicdanını taşımışlardır. İşte örnek: Tepedelenli Ali Paşa torunları, Avlonyalı Ferid Paşa. Buna benzer binlerce Türkler. Türklükte binüçyüz, Osmanlılıkta beşyüz yıldan beri sürüp gelen bu gidiş; sonradan bunların üzerine tuğ diken son Osmanlı-Moskof Savaşı, Balkan Savaşı, daha içinden çıkamadığımız büyük savaş, işin nice olduğunu bize bütün çıplaklığıyla gösterdi! Türklüğe yan gözle bakmanın neye değdiğini anlattı!
Koca Osmanlı İmparatorluğu neden çöktü? Çok uluslu, çok dinli, çok etnik gruplu… Üstelik devlet yönetiminde çoğunlukla Türk’ten eser yok .. Osmanlı bütün bu toplumları barış içinde, diyalogla, iyilikle yaşatmış.. Zaman tünelinde doğruluk payı var tabii… Ya SAVAŞ çıkınca, içte ve dışta… TÜRK askere, Türk ASKERE…
Yukarda ne diyordu; ilk TÜRKÇÜ’lerden, Şehit Binbaşı Hüseyin Avni ALPARSLAN,
“Bugün için süzük(saf) bir soy bulabilmek güçtür. Bugünkü ölçeği(mikyas) “milli vicdan”dır. Hangi bir ulus(millet)un dirliğine girenler, huyunu, gidişini gidenler, vicdanını taşıyanlar o ulustan sayılır. Öyle ya kişilerin alnında ulusluk damgası yok! “ Ne anlama geliyor, ne diyor, Sakarya’da Şehit olmasaydı, daha kim bilir, büyük Milleti için neler yazardı, derdi… Dediğinin anlamı, Mustafa KEMAL’in dediğini diyordu;
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE…
Dün böyleymiş, bugün durum ne?
TÜRK’E KALKAN ELLER KIRILSIN !
M.KÖSE - 26.09.2008 – SAMSUN..
Yararlanılan Kaynak: YÜKSEL, Ayhan, Tirebolulu Hüseyin Avni Alparslan ve Risalesi - TÜRK DÜNYASI TARİH DERGİSİ- EYLÜL 1995 - SAYI: 105
Alıntı
Tweet
Benzeyen Konular
Konu:
Yazar
Cevaplar:
Gösterim:
Son Mesaj
Türk Mitolojisi'nde Kurban
Mustafa Ceylan
0
1,863
06/11/2011, 20:46
Son Mesaj
:
Mustafa Ceylan
Osmanlı Dönemi Türk Denizciliği
Site Yönetimi
0
2,321
17/09/2011, 04:00
Son Mesaj
:
Site Yönetimi
TÜRK NESRİNİN SAFHALARI
Site Yönetimi
0
1,584
16/05/2009, 21:31
Son Mesaj
:
Site Yönetimi
Değindiği Toprağı Yurtlaştıran Dil: Türk Dili
Site Yönetimi
0
1,343
26/04/2009, 19:02
Son Mesaj
:
Site Yönetimi
"Türk Dil Kurumu" ve "Düşmanlık Yasası"
Site Yönetimi
0
1,316
26/04/2009, 18:51
Son Mesaj
:
Site Yönetimi
TÜRK DÜNYASINDA ORTAK İLETİŞİM DİLİ ÜZERİNE
Site Yönetimi
0
1,382
26/04/2009, 18:39
Son Mesaj
:
Site Yönetimi
KAŞGARLI MAHMUD’UN TÜRBESİ
Site Yönetimi
0
1,721
01/02/2009, 15:59
Son Mesaj
:
Site Yönetimi
BAŞ YAPIT: DİVANÜ LÜGATİ’T TÜRK
Site Yönetimi
0
2,413
01/02/2009, 15:57
Son Mesaj
:
Site Yönetimi
KUR’AN-I KERİM’DE ADI GEÇEN BİTKİLER
Site Yönetimi
0
1,821
01/02/2009, 13:27
Son Mesaj
:
Site Yönetimi
KUR’AN-I KERİM’DE ADI GEÇEN HAYVAN İSİMLERİ
Site Yönetimi
0
1,380
01/02/2009, 13:24
Son Mesaj
:
Site Yönetimi
Lütfen seçim yapın:
--------------------
Özel Mesajlar
Kullanıcı paneli
Kimler Çevrim içi
Arama
Ana Sayfa
GÜLCE EDEBİYAT AKIMI
-- GÜLCE ŞİİR TÜRLERİNE GÖRE ŞİİRLER
---- BULUŞMA
---- ÇAPRAZLAMA
---- TRİYOLEMSİ
---- ÜÇGÜL
---- ÜÇGEN
---- DÖNENCE
---- TOKMAK
---- AKROSTİK
---- SONE'M
---- GÜLCE
---- TEKİL
---- YİĞİTCE
---- YUNUSCA
---- BAHÇE
---- SERBEST ZİNCİR
---- ÖZGE
---- GÜLİSTAN
---- YEDİVEREN
---- TUĞRA
-- GÜLCE YAZAN ŞAİRLERİMİZİN GÜLCE ve DİĞER ŞİİRLER
---- (H)
------ Harun YİĞİT
------ Harun YİĞİT
------ Hasan ULUSOY
------ Hasan ULUSOY
------ Hatice ALTAŞ(Asi Çiçek)
------ Hatice ALTAŞ
------ Hacer KOZAN
------ Hatice KATRAN
------ Hatice KATRAN
------ Hikmet ÇİFTÇİ
------ Hülya EKMEKÇİ
------ Hülya EKMEKÇİ
---- (I-İ)
------ İbrahim COŞAR
------ İbrahim COŞAR
------ İbrahim İMER
------ İbrahim İMER
------ İbrahim ETEM EKİNCİ
------ İbrahim ETEM EKİNCİ
------ İhsan ERTEM
------ İhsan ERTEM
------ İsmail KARA(Karozan)
------ İsmail KARA(Karozan)
---- (K)
------ Köksal KIRLIOĞLU
---- (M)
------ Mahir BAŞPINAR
------ Mahir BAŞPINAR
------ Mehmet NACAR
------ Mehmet NACAR
------ Mehmet ALUÇ
------ Mehmet ALUÇ
------ Mehmet ALUÇ
------ Mehmet ÖZDEMİR
------ Mehmet ÖZDEMİR
------ Meltem ARAS
------ Meral ADAK
------ Meral ADAK
------ Melahat TEMUR
------ Mevlüde DEMİR
------ Mevlüde DEMİR
------ Miktad BAL
------ Miktad BAL
------ Mübeccel Zeynep ÜNALAN
------ Mübeccel Zeynep ÜNALAN
------ Muhammed İsa ÖZTÜRK
------ Muhammed İsa ÖZTÜRK
------ Mehmet Ziya DİNÇ
------ Mehmet Ziya DİNÇ
------ Mustafa CEYLAN
------ Mustafa CEYLAN
------ Mustafa CEYLAN
------ MUSTAFA CEYLAN(Editör)
-------- Mustafa CEYLAN
---------- Mustafa CEYLAN(On Punto Yazıları)(Makaleler)
---------- GÜNE BAKIŞ
---------- TAŞ YAĞMURU(Ceylan'ın kaleminden)
---------- Hakkında Yazılanlar
---------- DİĞER ŞİİRLERİ
---------- Hayatı
---------- Sanatı
---------- Hocaları
---------- Çocukluğu
---------- Gençliği
---------- Özlü Sözleri
---------- Önsöz Yazdığı Kitaplar
---------- Siyasete İlgisi
---------- Bestelenen Şiirleri
---------- Fotoğrafları
---------- Mühendisliği
---------- Düzenlediği Etkinlikler
---------- Konferansları
---------- Yer Aldığı Antolojiler
---------- Kitapları
---------- EZAN SUSMAZ Kitabı içindekiler
---------- "YANDI BU GÖNLÜM"-Hacı Bayram Veli Kitabı içindekiler
---------- TAHİR KUTSİ MAKAL Kitabı İçindekiler
---------- SEĞMEN RUHU Kitabı İçindekiler
---------- TOROSLARIN TÜRKÜSÜ Romanı
---------- Armağan-2(AHMET TUFAN ŞENTÜRK İÇİN NE DEDİLER?)Kitabı içindekiler
---------- Armağan-1(ANILAR KORİDORU İÇİNDE SARIVELİLER)Kitabı
---------- YARALI CEYLAN Şiir Kitabı İçindekiler
---------- PAŞA GÖNLÜM Şiir Kitabı İçindekiler
---------- Kırat Geliyor Kitabı İçindekiler
---------- Her Yönüyle YENİMAHALLE Kitabı
---------- Tarihi ve Folkloruyla Elmadağ Kitabı İçindekiler
---------- Köylerimiz Kitabı İçindekiler
---------- Köyümüz Yeşildere Kitabı İçindekiler
---------- Bayramlar Haftalar Günler Kitabı
---------- Ahmet Tufan Şentürk Kitabı
---------- Halil Soyuer Kitabı
---------- Detanlaşan Köylü İsa Kayacan Kitabı
---------- Abdullah Satoğlu Kitabı
---------- Güzide Taranoğlu Kitabı
---------- Gülendenin Beşiği Kitabı
---------- GÜLLÜK ANTOLOJİ (2006)Kitabı
---------- GÜLLÜK ANTOLOJİ(2007)Kitabı
---------- CEYLAN-Tahliller-MAKALELER-Görüşler
---------- Güllük Dergileri
---------- Kapodokya Güneşleri Kitabı
---------- Bir Yanardağ Fışkırması Kitabı
---- (P-R)
------ Rahime KAYA
------ Rahime KAYA
------ Refika DOĞAN
------ Refika DOĞAN
------ Ramazan EFE
------ Ramazan EFE
------ Rengin ALACAATLI
---- (S-Ş)
------ Sabiha SERİN
------ Sabiha SERİN
------ Serap HOCA(Serap ÖZALTUN)
------ Serap HOCA(Serap DEMİRTÜRK)
------ Süleyman KARACABEY
------ Süleyman KARACABEY
------ Serdar AKKOÇ
------ Serdar AKKOÇ
------ Sevgili ÖZBEK
------ Sevgili ÖZBEK
------ Şemsettin DERVİŞOĞLU
------ Şemsettin DERVİŞOĞLU
------ Şükran GÜNAY
------ Şükran GÜNAY
---- (T-U-Ü-V)
------ Turan UFUKTAN
------ Ümran TOKMAK
------ Ümran TOKMAK
---- (Y-Z)
------ Yusuf BOZAN
------ Yüksel ERENTÜRK
------ Yusuf BOZAN
------ Yüksel ERENTÜRK
------ Yusuf Ziya KARAHASANOĞLU
------ Zübeyde GÖKBULUT
------ Zübeyde GÖKBULUT
------ Yıldız TOKSÖZ
------ Yıldız TOKSÖZ
GÜLCE'YE DAİR
-- GÖRÜŞLER
---- Gülce Nedir?
---- Gülce ve Ozanlık
---- Gülce Manifestosu
---- 5 Hececiler ve Gülce
---- Garip Akımı ve Gülce
---- Fecr-i Ati ve Gülce
---- Hisarcılar ve Gülce
---- Neyzen Tevfik, Aşk
---- Mazmunlar
---- Gülce Ne Değildir?
---- Hece Vezni ve Gülce
---- Serbest Şiir ve Gülce
---- Aruz Vezni ve Gülce
---- Gülce ve Zolal
---- Gülce Tarihinden
---- GÜLCE-(Atölye)-Video Dersler
------ Gülce Etkinlikleri
------ Kurucular Beyanı
------ Gülce 2009
------ Doğru Yaz/Konuş
------ Gülce-2010 Projeleri
------ Gülce-2011 Projeleri
------ Üstad Necip Fazıl'dan
------ Gülce-Aruza Dair
------ Öneriler-Çalışmalar
------ GÜLLÜK DERGİSİ
------ Gülce'ye Öneriler
------ Röportajlar
------ Negatif Bakışlara
------ Aleyhimizdekiler
------ M.E.B' na
---- Gülce'de Mesajlar-Projeler
------ Gülce-Güldeste(1)
------ Destanlarımız
------ Dede Korkut
------ Öncü Kadınlarımız
------ Peygamberlerimiz
------ Nutuk(Gülce)
------ Nutuk(Z.Korkmaz)
------ Kutlu Hanımlar
------ Ozanlarımız
------ NasrettinHoca
------ Yedi Askı
GÜLCE TÜRK ŞİİR AKADEMİSİ
-- Şiir Akademisi
---- Şiir Akademisi
------ HALK EDEBİYATI
-------- DİVAN EDEBİYATI
-------- BATI EDEBİYATI
-------- YENİ TÜRK EDEBİYATI
---- Hece Vezni' ne Dair
---- Şiir Tahlilleri
---- Aruz Vezni' ne Dair
---- Hiciv Tarihinden
---- Ustalardan Şiirler
---- Ustalardan Makale
---- Aramızdan Ayrılanlar
------ Ustalardan Şiirler
-------- A. Tufan ŞENTÜRK
-------- DİLAVER CEBECİ ANISINA
---- Şiir Üstüne (Serbest)
---- Atışma Sayfamız
---- Denemeler-Makaleler
---- Şiirde Dönüşüm
---- Şiir ve Anlatım
-- Türk Edebiyatı Şiir Türleri
---- Şiir Türleri
---- İslâmiyet Öncesi
---- Servet-i Fünun
---- Garip Şiirler
---- Akımlar
---- Edebî Sanatlar
---- Söz Sanatları
---- Şair Padişahlar
---- Şiir Tarihimizden
---- Yıllara Göre Edebiyat
---- Mehmet Nacar
DÜNYA EDEBİYATI
-- Dünyadan Şiir Türleri
---- Burns Stanza
---- Choka
---- Go Vat
---- Catena Rondo
---- Onegin Stanza
---- Canzonetta
---- Bauk Than
---- Rhupunt-Galce
---- Septilla
---- Viator
---- Luc Bat
---- Tritena
---- Pantoum
---- Shakespeare Sonnet
---- Diamonte
---- Villanelle
---- Hutain
---- Hex Sonnata
---- Hexaduad
---- Haynaku
---- Harrisham Rhyme
---- Guzzande
---- Gratitude
---- Glosa
---- Garland Cinquain
---- Fornlorn Suicide
---- DÜNYA EDEBİYATI
---- Dünyadan Destanlar
---- Dünyadan Şiirler
KAYNAKÇA
-- Konularına Göre Şiirleriniz
---- Aşk Şiirleriniz
---- Atatürk Şiirleriniz
------ 23 Nisan Şiirleri
------ Atatürk'e Dair
---- Kahramanlık Şiirleriniz
---- Doğa Şiirleriniz
------ 2009 Yılı Sayılarımıza
---- Taşlama Şiirleriniz
---- Gurbet Şiirleriniz
---- Tasavvuf Şiirleriniz
---- Barış Şiirleriniz
---- Şehir Şiirleriniz
---- Anne Şiirleriniz
------ Babanıza Şiirler
---- Doğum Günü Şiirleriniz
---- Deprem Konulu Şiirler
---- Diğer Şiirleriniz
---- Köşe Yazarlarımız/Makaleler
------ Mustafa CEYLAN
------ Refika DOĞAN
------ Osman ÖCAL
------ Ahmet ÖZDEMİR
------ A. S. ATASAYAR
------ Prof.Dr.İsa KAYACAN
-------- Prof. Dr. İSA KAYACAN
------ Rahime KAYA
------ Harun YİĞİT
------ İlqar MÜEZZİNZADE
------ Sündüz BİGA
------ Nazmi Öner(Şiirler)
------ Nazmi ÖNER(Nesirler)
------ Coşkun KARABULUT
------ Prof.Dr.İsmail YAKIT
------ Prof.Dr.Asım YAPICI
------ Sabit İNCE
------ Muhsin DURUCAN
------ Abdulkadir GÜLER
------ Ünal Şöhret DİRLİK
------ Metanet YAZICI
------ A.Aşkım KARAGÖZ
------ Gazanfer ERYÜKSEL
------ Mehmet GÖZÜKARA
------ Necdet BULUZ
------ Yusuf Özcan
------ Afife Demirtaş
---- Mustafa Ceylan
---- Bizden
-- Video Yağmuru
---- Ozanlar-Şairler
---- Bizden Videolar
---- Rasim Köroğlu
-- Genel
---- SERBEST KÜRSÜ
---- Duyurular
---- Röportajlar
---- Günün Şiiri
---- Günün Nesiri
Edebiyat Biz Platformumuzda
-- Gülce Tv
-- Türk Argo Sözlüğü
-- Edebî Konular Forumu
Konuyu görüntüleyenler:
1 Misafir
Mustafa Ceylan |
Dost Sitelerimiz:
Türkçe Çeviri:
MyBB
Türkiye
Üretici:
MyBB
, © 2002-2024
MyBB Group
-Theme © 2014 iAndrew
Sitemizde yer alan eserlerin telif hakları şair-yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir.(Haberleşme : ceylanmustafa_07@hotmail.com)
Doğrusal Görünüm
Konu Görünümü
Yazdırılabilir Sürüm
Konuya Abone Ol
Konuya Anket ekle
Konuyu Arkadaşına Gönder