• SiteAna Sayfa
  • Güllük Dergisi
  • Şairlerimiz
  • Arama
  • Üyeler
  • Video
  • Yardım
  • bayrak

Giriş Yap   Kayıt Ol
Oturum Aç
Kullanıcı Adı:
Şifre: Şifremi Hatırlat
 
Gülce Edebiyat Akımı
gulce
Your browser does not support the audio element.

Akdeniz Radyo istek
Tıklayın-Okuyun/Güllük Dergisi

Google Web'de Ara Sitede Ara
Submit Face book
  • 0 Oy - 0 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Konu Modu
Türkü yakıcıları ve derleyicileri
Dışarıda Ahmet Özdemir
Yetkili Şair
****
Üyelik tarihi: Jan 2013
Mesaj Sayısı: 593
Konu Sayısı: 593
 
#1
02/01/2014, 03:05
Türkü yakıcıları ve derleyicileri

Ahmet ÖZDEMİR
*************

Türkünün yakılmasına neden olan olay, türküyü yakan, sesiyle, görüntüsüyle, internet ortamında fecebook, twitter vs. gibi sosyal paylaşım kanallardan, ya da yerel radyolardan, televizyonlardan hatta cep telefonlarından anında dünyanın öbür yanına ulaşmaktadır. Dün derleme gezilerine çıkanlar bir ses kayıt cihazı bulamazlarken, bugün her evde kamera bulunmaktadır.

Türkünün bestesi olmaz mantığı sahiplerine, türkü yakanların işlevini, yaptıkları işin özünü sormak gerekir. Çünkü her türkünün bir yakanı, ilk söyleyeni vardır. Günümüzün teknolojisi dünlerde olsaydı, türküler anonimleşirler miydi?

Sözünü ettiğimiz kıstasta direnmek, hile-i şeriyyeye yol açar.

Bir örnek vereyim, İhsan Öztürk'ün Yunus Emre'nin güzel şiirinden yaptığı "Gel gidelim dosta gönül" bestesi, TRT Repertuarına, anonim Sivas Şarkışla türküsü olarak girer. Kaynak kişi İhsan Öztürk, derleyen Erkan Sürmen, notaya alan Erkan Sürmen olarak1943 repertuar numarasıyla kayıtlıdır. Dillerden düşmeyen, herkesin duygulanarak dinlediği bu ve benzer türküleri, türküleri yaratanları böylesi bir yola sürüklemeye kimsenin hakkı olamasa gerek.

O halde öncelikle müzik politikalarını belirleyenlerin zihniyet değişikliği yönündeki sorumluluğunu hatırlatmak gerekir.

Şüphesiz her türkünün bir öyküsü vardır. Oluşan bir durum üzerine ya durumun kahramanları ya da durumundan etkilenen birileri tarafından yakmıştır. Geçmiş yüzyıllarda göçler, kervanlar, seferler, gurbete gidişler benzeri nedenlerle değişik coğrafyalara ulaşmış, kulaktan kulağa aktarılırken, türküyü kimin yaktığı unutulmuş, anonimleşmişlerdir. Türküler gittikleri yerlerdeki sosyal yaşantıya, olaylara, aktaranların, dinleyenlerin ruh hallerine göre değişime uğramış canlılığını sürdürmüştür. Sözünde, sesinde, duygu yoğunluğunda dinleyicinin empatisini kaybeden türkülerin yaşaması mümkün değildir.

Bir kısım türküler halk hikâyelerinde vücut bulmuştur. Hikâye kahramanı âşıkların adlarıyla anılırlar. Geçmişteki türkü kahramanlarının ve yakanların sorumluluğundan söz etmek mümkün değildir.

Ancak günümüzde türkü yakıcıları, daha güncel söyleyişle bestecileri, ortaya koydukları ezgiyi, türküyü sahiplenmeden önce vicdan süzgecinden geçirmeli, sonra ülkenin en ücra köşesinde bile kolayca ulaşılan bir mecrada ses, görüntü, varsa nota olarak kayıt altına almaları veya aldırmaları gerekir.

Kaynak kişi, geçmiş yıllarda o bölgede çalınıp söylenmiş ve kimileri tarafından unutulmuş olan ezgileri dağarcığında bulunduran, belli oranda kendi yorumunu da ekleyerek çok iyi icra edebilen kişi ya da kişilerdir. Kaynak kişi bestekâr değildir. Var olan ezgileri derleyiciye ulaştırmakta aracıdır.

Yukarıda da belirttiğimiz gibi her türkünün bir yakıcısı, vardır. Hiçbir türkü, gökten gelmemiş, yoktan var olmamışlardır. Onları birileri nakletmiş, kaynak kişi olmuştur. Birileri de derleyip bizlere ulaştırmıştır. Kaynak kişiler, derleyenler olmasaydı, anonim olarak bildiğimiz türkülerin hiçbiri olmayacaktı.

Halk âşıkları, yörelerinin müzikleri ile beslenen ve var olan ezgiler üzerine bazen "usta malı" dediğimiz, kendilerinden önce yaşamış ozanların sözlerini; çoğu zaman da kendi yazdıkları sözleri döşeyen sanatçılardır. Ezgileri, icralarındaki ağız ve tavırları nedeniyle yerel unsurları taşıdıklarından kaynak kişi sayılırlar.

Türkülerin karakterlerini belirleyici en önemli unsurun yerel kimlikleri olduğunu söyleyebiliriz. Türkülerin yörelerini belirlemede derleyicilerin sorumluluğu vardır. Dinlediği türkünün bulunduğu yörenin ağız, üslup ve tavrını tam olarak yansıtıp yansıtmadığını bilmelidir.

Derleyici kaynak kişilerin başka şehirlerden göç, askerlik, iş vs. nedenlerle gelip gelmediğini sorgulamalıdır ki, türkünün taşıma ya da taşınma türkü olup olmadığı konusunda ilk bulgusuna ulaşsın. Derleme kaynak kişiyle yüz yüze olmalıdır. Özellikle hayatta olan kaynak kişinin bir plağı ve kasetinden derleme yapılmaz. Kaynak kişisiyle yüz yüze gelmeden, onu dinlemeden, buldukları bir plak veya kasetten derleme yapmaya kalkışanlar türkünün tavrında ve icrasında eksiklere yol açmaktadır.
Alıntı  
Tweet      
     


Benzeyen Konular
Konu: Yazar Cevaplar: Gösterim: Son Mesaj
  Hayatımızın her aşamasında türkü var Ahmet Özdemir 0 653 27/02/2015, 12:36
Son Mesaj: Ahmet Özdemir
  Türkü derlemelerinde ihmaller Ahmet Özdemir 0 1,116 02/01/2014, 03:07
Son Mesaj: Ahmet Özdemir
  Hayatımızın her aşamasında türkü var Ahmet Özdemir 0 860 03/03/2013, 02:05
Son Mesaj: Ahmet Özdemir

Digg   Delicious   Reddit   Facebook   Twitter   StumbleUpon  


Konuyu görüntüleyenler:
1 Misafir

Mustafa Ceylan |
  •  
  • Yukarı dön  
  • Lite mode  
  •  Bize Ulaşın


Dost Sitelerimiz:

Türkçe Çeviri: MyBB Türkiye
Üretici: MyBB, © 2002-2023 MyBB Group-Theme © 2014 iAndrew

Sitemizde yer alan eserlerin telif hakları şair-yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir.(Haberleşme : ceylanmustafa_07@hotmail.com)
Doğrusal Görünüm
Konu Görünümü
Yazdırılabilir Sürüm
Konuya Abone Ol
Konuya Anket ekle
Konuyu Arkadaşına Gönder