SiteAna Sayfa
Güllük Dergisi
Şairlerimiz
Arama
Üyeler
Video
Yardım
Giriş Yap
Kayıt Ol
Oturum Aç
Kullanıcı Adı:
Şifre:
Şifremi Hatırlat
Beni Hatırla
Your browser does not support the audio element.
Akdeniz Radyo istek
Tıklayın-Okuyun/Güllük Dergisi
Web'de Ara
Sitede Ara
0 Oy - 0 Yüzde
1
2
3
4
5
Konu Modu
Ukde (BULUŞMA)
Site Yönetimi
Admin
Üyelik tarihi:
Jan 2008
Mesaj Sayısı:
12,518
Konu Sayısı:
11,588
#1
10/01/2009, 22:07
Ukde
Hasan,,
Ha da sen..
Ülkemin güzel çocuğu
Beraber büyüdük bu sokaklarda
Kolkola gezerdik hatırlar mısın
ÇayIrlar plajdi kızılırmakta
Balıkdık, yüzerdik hatırlar mısın
Fakirdik..
Sokaklarımız çamurdu.
Televizyonla tanışmamıştık henüz,
Donardı camlarda geceki buhar
Çigdemli nevruzlu gelirdi bahar
Kolye niyetiyle alıcı zahar
İpliğe dizerdik hatırIlar mısın
Hasan,
Seni hiç unutmadım..
Ne güzel arkadaştık biz.
Güvercinlere sevdalıydık
İkimiz..
Uçan güvercinler bize huzurdu
Dağ,tepe mutluluk göze huzurdu,
Kuşları seyretmek göze huzurdu,
Çakılı nazardık hatırlar mısın
Güvercin süzülür, biz süzülürdük
Doruklara sıçrar idi sevgimiz..
Dışımız nasılsa
Oydu içimiz..
Musluk,maşrabamız,leğenimiz bir
Soframız aynıydı, öğünümüz bir
Cenazemiz birdi, düğünümüz bir
Halaya sızardık hatırlar mısın
Kaynardı kanımız
Davul zurnayla
Çınlardı adeta tey teylerimiz
Dost doluydu
Dört yanımız
Hem salıncak hem atlataç ipimiz
Bir servetti sanki naylon topumuz
Şölen türbünüydü sanki kapımız
Oynardık,azardık hatırlar mısın
Çember cevirdigimiz
Yolları düşün..
Uçurtmamız kavaklara takıldı
Topacımızın vınlayışında
Çocuklugumuz kaldı
Güvercinlerimizi kediye kaptırdık..
Yıl Bin dokuz yüz yetmiş altı…
Ağır ağır iklimimiz değişti
Sargın kollar birbiriyle boguştu
Kocaman memleket sanki koğuştu
Gölgeye kızardık hatırlar mısın
O nasıl iklimdi
Nasıl cendere
Düşman olmuş idik
Göz göre göre....
Girdi aramıza ayaz duvarlar
İnsanlık öldüren o yoz duvarlar
Neler çekti bizden beyaz duvarlar
Slogan yazardık hatırlar mısın
Cücecik bilgiyle
Fikir sahibi...
Farkedemdik
Boynumuzdaki ipi
Konuşmayı, dialoğu bırak
Hayvan adetince
Koklaşamadık bile
Kestik selamı sabahı..
Köreldi kökünden sevgi kurnamız
Hiddet üfülerdi ağız, burnumuz
Türkülerden bile ağrır karnımız
Çalana kızardık hatırlar mısın
Bölündük
İğneden ipliğe
Sözde
Halk için çalışıyorduk.
Oysa düşman yapmazdı
Yaptığımızı...
Savaş alanıydı vatan velhasıl
Almanyaya kactım ben usul usul
Diyeceğim o ki gardaşim asıl
Ayaklı mezardık hatırlar mısın
Halbuki gardaş
Derinimde seni seviyordum
Seve seve
Düşman görünüyordum.
Bir bilsen içimi
Kendi kendimi yiyordum
Gene de aradaki barikatları aşamıyor
Yanımdaki sana ulaşamıyordum
Otuz yıl görmedi Sentezi seni
Barikattan değil hayat nedeni
Dağ eyledim içimdeki sevdanı
Zaten hep hazırdık hatırlar mısın
Ukde yırtar oldu
İçimi gayri
Ezdim ufaladım
Suçumu gayri
Şimdi duy
Su gibi berrak
Kar gibi ak
Sevgilerim Hasan diye akacak..
Seni sevdim hep sevdim
Hep seveceğim
Gayrı aramıza hiç bir güç
Barikat sokamayacak
İnmeyecek sevgi adına dikilmiş bayrak
Yeşerecek bu toprak.....
Ozan SENTEZİ
Alıntı
Site Yönetimi
Admin
Üyelik tarihi:
Jan 2008
Mesaj Sayısı:
12,518
Konu Sayısı:
11,588
#2
06/03/2012, 02:42
ŞİİR İÇİN GÖRÜŞ-KANAAT VE MESAJLAR
Kaynak:www.antoloji.com
--------------------------------------------------------------------------------
Kırk yaş veya daha yukarı yaşlarda olanlar bilmem bu şiirin içerik etkisinden kurtulup biçimine bakabilecekler mi?
Sahi neydi o günler... Topaç çevirdiğimiz, aşık oynadığımız, uçurtma uçurduğumuz Hasan'la niye kavgalıydık. Kızılırmak'ın buzunu mu yoksa gökyüzünü mü bölüşemiyorduk.
Ancak otuz yıl sonra anlayabiliyoruz nasıl aldatılıp nasıl kullanıldığımızı. (Halen/ günümüzde bu seviyede olmasa bile buna benzer sun'i kamplaşmaların ve çekişmelerin belirtileri var. O günleri yaşayanlar bari alet olmasınlar.) Sayın Sentezi, yeniden hissederek ve yaşayarak ne de güzel anlatmış. Bizleri ne hüzünlü bir yolculuğa çıkardı böyle.
Bu şiirin bu kadar etkili ve akıcı olmasının birinci sebebi kalemin ustalığı ise diğer bir sebebi de aradaki serbest dizelerdir bence.
Teşekkürler böyle bir yeniliği akıllara düşüren Sayın Mustafa Ceylan.
Teşekkürler ve tebrikler usta kalem, coşkulu yürek Sayın Ozan Sentezi.
Ekrem YALBUZ
--------------------------------------------------------------------------------
Üstad güzel bir şiir olmuş. Bu tarz şiirler zaten edebiyat tarihimizde vardı.
Sanki Faruk Nafiz Çamlıbel'in 'Han Duvarları' nı hatırlattı bana.
Her ne kadar o beyitler şeklinde ise de arasındaki fark sadece serbest olması gibi.
Okurken o tadı aldım ben. Aynı zamanda bazı manilerimizde de bu şekil kullanılmıştır örneğin:
'Merdiven indirdiler,
Atlara bindirdiler,
Kızım seni kahır eline gönderdiler,
Ağlar silinir silinir ağlar.'
'Manici basımısın
Cevahir taşımısın
Ayda bir mektup göndersem
Koynunda taşırmısın'
Serbest vezin denilince insanların aralarında hiç bağ olmayan ve birbirinden tamamen kopuk ve bütünlük arzetmeyen şiirlere verdiği isim akla geliyor.
Ancak sizin vermiş olduğunuz bu eserdeki serbest mısralar dahi hece ve kafiye örgüsü ile hece veznini aratmayacak derecede iyi organize edilmiş.
Kendi aralarındaki ahenk çok güzel oluşturulmuş ve serbest dizelerde bile göz ardı edilmeyecek derecede kafiye örgüsü kullanılmış ki zaten bence böyle de olması gerekiyor.
Bu tarz güzel olmuş. Şiir hikayeleştirilmiş.
Serbest vezin ile kendi arasında ahenk oluşturan dizeler şiirin hikayesini anlatıyor intibaı kazandırmış.
Başarılı bir çalışma olarak gördüm. Usta keliminiz gerçekten harika bir eser vermiş. Yüreğinize sağlık selam ve saygı ile
Seyit KILIÇ
--------------------------------------------------------------------------------
Önce içimdeki fırtına :
*************************
Ey kalıp ! Ey ki ey !.. Gördün işte, nasıl da betonlaşmış çerçeven paramparça oluyor duygularla. Seneler senesi, aklımın kelime sandığından çıkarıp nakış nakış şiir diye dizmeye çalıştığım duygularımı, anılarımı, fikir ve düşüncelerimi kendince kendine benzetiyordun. Kendi çerçeven içine hapsolan can kuşum, duygu yağmurum; çelikleşmiş duvarlarına vuruyor da seni aşamıyordu. Demek ki, büyük şiir, kalıpların kalın duvarlarını aşan şiirdir. Demek ki, büyük şair kemâlat fırınından çıkardığı mısralarla sana, yani, kalıba da şekil verirmiş.'Tılsım ustası, üstün marifetlerin sırrına müştak' demişti dualarımı gönderirken hasretiyle yanıp tutuştuğum Hocam. Diyordu ki: 'Şair ne yaptığının yanısıra, niçin ve nasıl yaptığının ilmine muhtaç ve üstün marifetinin sırrına müştak, bir tılsım ustasıdır.(*)' Sonra Eklemişti :'Şiirde başlıca iki büyük unsur vardır: His ve fikir... Şiir, düşüncenin duygulaşması, duygunun da düşünceleşmesi şeklinde, bu iki unsurdan herbirinin öbürünü kendi nefsine irca etmek isteyişindeki mesud med ve cezirden doğar.'
Böyle demişti ustam, hamuru yoğuran dil..Değirmen taşlarının arasından geçip bizleri un misal eleyen o mükemmel yürek...'Şekil ve kalıp' birer araçtır. Aslolan öz'dür kabuk değil. Öz'ün gökleri dolduran söylemidir. Bunca şekil, bunca tarz, üslup, şema, tür...Ne derseniz deyin bunca çaba; hepsi hepsi öz'ün özüne yürüyüşümüzün öyküleridir, vasıtalarıdır. Asl'olan öz'deki hazine... Büyük şiir, özdeki zümrüt, inci pırlantadır ki, tüm vasıtaları gölgede bırakır. O öz'ü okurken kalıp, şekil, tarz; cümle araç ve gövdeler UNUTULUR gider, göremezsiniz bile... Işık geldiğinde karanlığın yok oluşu neyse, büyük şiir geldiğinde kalıbın, şeklin yok oluşu da odur işte.
GÜLCE EDEBİYAT AKIMI diye isim verdiğimiz YENİ NEFES ALANLARI ortaya koyan hareketimizde, yeni nazım türlerimizde ve bıkmadan süren çabalarımızdaki arayış, herşey, hepsi 'büyük ve kalıcı şiiri, o öz'ün özünü yakalamak' içindir. Başka hiç bir şey değil..
Kalıplaşmış, yeniliğe hiç açık olmayan, her gün aynı pençereden aynı caddeye kendini ve dilini tekrar ede ede bakan göz; sen ağla, yan, üzül... Biz, o baktığımız pençereyi ve o baktığımız sokağı da sevdik; anılarımız, dizelerimiz var. Asla o pençereden seyrettiğimiz sokak'ı inkâr etmiyoruz. Suç o anılarımızla ıslanan sokakta değil ki. Suç, arayıştan mahrum benim-bizim gözlerimizdeydi... 'Kör göremiyorsa, suç güneşin mi?' Ne şehrin, ne caddenin ve ne o caddede-yollarda yol arayan insanlardaydı kabahat. Kusur-suç hep bende, benim göremeyen gözlerimdeydi. Sadece 7 renk, bir ufuk çizgisi ve altında kocaman bir dağ. Göze emir veren akıl kontağım çalışmıyordu ki, gözüm ufukları aşıp, yollar içinde yol bulup gül vuslatını yaşasaydım. Bir' de sonsuzu, yedi renkte milyar rengi kudret boyasıyla renklerin, atomların, hava zerreciklerinin boyanışını anlayabilseydim, farkına varabilseydim, şiirimin bütün bu arayıştan gülümseyeceğini...
******************************************************
Sonra,'Ülkemin güzel çocuğu Hasan ve Ukde'
******************************************************
Ata yurdunda kalmıştı bahçem, evim, ocağım. Taş ve beton bir şehrin, soğuk, şekilsiz, asık surat mimarlarının, kendi ruhsuz köklerine uygun çizgilerle diktiği gökdelenin tepesine yakın bir katında oturuyordum. Yeşili ve klorofili unutmuştum. Gül ve portakal çiçekleri çok uzağımdaydı. Kokularını duyamıyordum. Ruhuma sanalın ve medyanın gayr-ı millî havası pompalanır olmuştu. Oysa Atayurdundaki bahçemde kiraz, zerdali, dut, armut, ceviz vs.. çok çeşitli ağaçların ışıltılı türküsü vardı. Ayaklarıma değen toprağın içime düşürdüğü cemrelerle enerji motorlarım doluyordu. Bahçeme uzak değildi Kızılırmak. Ve o ırmağa koşan bir kaç çay ve dere. Hafta sonlarında, can arkadaşlarımla ırmak kenarında BULUŞMA'larımızın verdiği hazzı şimdi nasıl, nasıl aramam... Oturup ağla ey göz! Sızla, yan ve üzül ey yürek!..
Ozan Sentezi, BULUŞMA' da buluşturmuş bizleri be Hasan. Bak, gör; duy, işit.. Bu BULUŞMA' nın güzelliğinden şekil ve kalıp aklıma bile gelmiyor. 33 yıldır taşıdığım mühendislik diplomam iflâs etti de, çizdiğim şekil ve çizgiler, Ozan Sentezi'nin ifâde gücü karşısında kaybolup gittiler. Şimdi seni düşünüyorum Hasan. 'Ezildim, ufalandım be Hasan...Seni düşünmedeyim..Otuz yıl oldu seni görmeyeli.' Gel uzat elini Hasan, beni deli deli söyletme; oku-okuyalım bu koca yürekli ozanı. BULUŞMA' da buluşalım haydi !...
***************
Son söz :
Tebrikler, teşekkürler ve dualar gönderiyorum can kardeşime...
****************
(*)KISAKÜREK, Necip Fazıl-Çile Kitabından...
Mustafa CEYLAN
--------------------------------------------------------------------------------
Bir zamanlar sevgiyle, dostlukla, insanlıkla dolu kirletilmemiş yüreklerin öyküsü.. Bu öyküye muhatap olan iki kapı komşusu, iki can ciğer kuzu sarması çocuğun çocukluktan ergenliğe ve nihayet yetkinliğe giden yolda içi boş şablonlarla biribirine düşman edilişinin, yüreklerine onlarca çizik atılışının öyküsü... Her çocuk gibi... Her çocuğun yaşadığı çocukluk anılarında olduğu gibi yaşanan güzellikler...Yoksul ama erdemli...Bahar'ların, kışların, uçurtmaların derinliğindeki gizemi algılayabilen çocuk yüreğinin sımsıcacık özüyle yaşanan yoksul ama paylaşan, hem ağlayıp hem coşan çocukluk..Ağlatırken en safi duyguların tatlılığında gülümseten hayat..
Güvercinlerin sadistçe vurulmadığı...Avuçlarda sevgiyle okşanıp beslendiği çocukluk...Özgürce uçuşan kuşların kaanatlarında yaşam hayallerinin kurulduğu...Gerçek anlamda dingin, sevecen yüreklerin yaşamı el yordamıyla öğrenmeye çalıştığı çocukluk...İçiyle dışının bir olduğu onurlu hayatların çocukluğu..Yediğiyle içtiğini..Acısıyla tatlısını paylaşan çocukluk... Varda da yokta da yanyana, gönül gönüle olan...Karanlığında, aydınlığında...Toy'unda, ağıtında bir olabilen çocukluk ; Bir gün geliyor ki,toza dumana bulanıyor...Dostça, sevgiyle sarılı kollar biribirinden -kendilerininde anlayamadığı , başka zamanların, başka kültürlerin başkaca söylemleriyle asla anlayamadıkları eylemlere dönüşen birer keskin kılıç oluyor...İçeriğini, dilini, dinini anlayamadığı söylemlerle bir an hayal dünyasının o keşfedilmemiş safi kıvrımlarında kendince yeni hayat ararlar, bulacakları sanrısıyla...Bilgilerin derinliksiz cüceliği bedenlerin gelişmiş körpeliğinde devleşiyor o an... Ve o bildik tuzaklar...İplerin görünmeyen ellerde olduğu, kardeşin kardeşe kalleşçe kırdırıldığı o günler..Kullanılan ve kullananlar..Kullanılanların al kanıyla beslenenlerin ortalığı kasıp kavurduğu yıllar..Genç...Gençlik..İdeoloji..Umut..Hayal, Düş ve Gelecek...Sahi mutluluk nerdeydi? Bunların hangisiyle kısa yoldan varılabilirdi hayal edilene...Hayal neydi, nasıldı? Öylesine temiz, saf yürekler ne bilsin hayalin gerçeğini yalanını...Ne bilsin kendi geleceğini,kendi hayalini kendi eliyle o gizli el' e , yukardan kukla oynatanlara teslim ettiğini... Ve bölünme başlar..Can alıcı kırılma noktası...Yiten umutlar, kararan hayatlar, sönen ocaklar, evlatsız analar- babalar..Anansız- babasız- yârsız evlatlar..Kayıp giden hayat, yitik yaşamlar...Olan bir kardeş kavgasından da öte; bir ülkenin, bir halkın, bütün değerleriyle varlık nedenine ihanet...Sağ duyu nerede..?Sağ duyunun arka cebe atıldığı hain yıllar..
Yüreklerinde sevgi, yaşamlarında barış hakimken zoraki düşman postuna büründürülen kardeşler.. İçi yanarken dışı yakan kardeşler..Ezilirken ezen, düşmanı yanlış yerde, yanlış noktada gören ve vuran kardeşler...Yaptıklarının aslında hiç de özlerindeki asıl olanı yansıtmadığını anlayarak kendinden kaçan, utanç dolu kardeşler; birgün utandıkları yüzleriyle aynaya bakarak kendilerini, yaptıklarını ve özde muhafaza ettiklerini sorgularlar...Üstün çıkan ÖZ olur...Yani sevgi..Yani kardeşlik..Yani barış ve yaşama aşkı, hayat...İşte o noktada kırılanlar yeniden onarılmaya, yaralar sarılmaya, sevi gülleri yeniden ve daha bir emekle karılmaya başlanıyor... Bir zaman yanında ki uzağı göremezken uzaktaki yakını görür olan çocuk...Bedelini en ağır şekliyle ödediği gençliğine yanarak zararın neresinden dönse kâr bilen çocuk..Utancını hayatın anlamlı ama acı bir deneyimi sayarak kirlettiği yüreiğini özenle ve bir daha kirletilmesine fırsat vermeme istenciyle temizliyor; sevgisine, dostluğuna, yüreğine sarılarak yeniden...Dostarı, sevdikleri artık avuçları içinde sımsıkı tutunuyor, güvercinleriyle birlikte.. Ve bilginin, kendini aşmanın yine kendi emeği, kendi özü ve kendi iradesiyle olanaklı olacağının anlaşılır dinginliği içinde döker yüreğini dizelerine; Bu sefer hayat daha bir yaşanılır, daha anlamlanır gözünde...
Değerli ozanım 'Ozan Sentezi', sözcüklerle ifademde yetersiz kaldığım - hele ki şu final dizeleriniz..! -
Halbuki gardaş
Derinimde seni seviyordum
Seve seve
Düşman görünüyordum.
Bir bilsen içimi
Kendi kendimi yiyordum
Gene de aradaki barikatları aşamıyor
Yanımdaki sana ulaşamıyordum
Otuz yıl görmedi Sentezi seni
Barikattan değil hayat nedeni
Dağ eyledim içimdeki sevdanı
Zaten hep hazırdık hatırlar mısın
Ukde yırtar oldu
İçimi gayri
Ezdim ufaladım
Suçumu gayri
Şimdi duy
Su gibi berrak
Kar gibi ak
Sevgilerim Hasan diye akacak..
Seni sevdim hep sevdim
Hep seveceğim
Gayrı aramıza hiç bir güç
Barikat sokamayacak
İnmeyecek sevgi adına dikilmiş bayrak
Yeşerecek bu toprak..... '
'
dizeleriniz karşısında saygıyla eğilip, yaşamdaki onurlu duruşunuza dayanak özünüzün yeni nesillerce de örnek alınmasını dilerim. Yeni Edebi Akım Gülce' mize böylesine derin, anlamlı, insancıl duygu ve düşüncelerin nakış gibi işlendiği şiirinizle..Yaşanmış bir hayatın edebi güzelliklerle yazıya aktarılmasından çok mutlandım, onur duydum şahsım ve grubumuz adına. Gerçeğin gül yapraklarında yeniden ve kalıcı bir şekilde hayat bulması..Bir dönemin iyi kötü yaşanmışlıklarıyla sorgulanması adına yazılan BULUŞMA türü şiirinizle yeni edebi akıma verdiğiniz destek ve ilgiye teşekkür ediyor, ' HOŞGELDİNİZ ' aramıza, Gülce' mize, diyorum..Başarılarınızın devamı dileklerimle dostça...
RefikaDoğan
--------------------------------------------------------------------------------
Hecede yansıtılan güzelliklerin serbest vezine de sirayet ettiğini görebilmek ne güzel. Bu açıdan öncelikle kutlayarak Değerli Sentezi ağabeyimizi... 'Şekil ve kalıp' birer araçtır. Aslolan öz'dür kabuk değil. Öz'ün gökleri dolduran söylemidir. ' ..demiş Değerli Ceylan, güzel de söylemiş. Hiç şüphesiz bir geleneğin devamını sarsmadan ortaya farklılıklar koyabilmek, yeni bir akıma öncülük etmek ve ses getirmek her yüreğin sevdâsı ve harcı değildir. Fakat yenilikçi olabilmek kadar geleneklerimizden ve artık ayrılmaz birer parçamız hâline gelen klasik hece-aruz şiirlerimizden de tamamıyla kopmamak, her hâlukarda yazmaya devam etmek gerek diye düşünüyorum. teşekkür ve saygı ile
Nuray ALPER
Alıntı
Tweet
Benzeyen Konular
Konu:
Yazar
Cevaplar:
Gösterim:
Son Mesaj
Depremden Sonra (Gülce/ Buluşma)
RefikaDogan
2
1,746
06/07/2012, 22:15
Son Mesaj
:
Site Yönetimi
Karar Ertesi (Gülce/Buluşma)
RefikaDogan
0
1,144
28/04/2012, 22:01
Son Mesaj
:
RefikaDogan
SEVDİM(Gülce-Buluşma)
Site Yönetimi
0
1,121
06/03/2012, 03:09
Son Mesaj
:
Site Yönetimi
GURBET VE HAYALİN(BULUŞMA)
Site Yönetimi
1
1,520
06/03/2012, 02:47
Son Mesaj
:
Site Yönetimi
OZAN SENTEZİ-Ufuklar(BULUŞMA)
Site Yönetimi
0
1,143
16/11/2009, 00:23
Son Mesaj
:
Site Yönetimi
Ah Çiçeğim(Ozan SENTEZİ)(BULUŞMA)
Site Yönetimi
0
1,256
16/11/2009, 00:22
Son Mesaj
:
Site Yönetimi
Lütfen seçim yapın:
--------------------
Özel Mesajlar
Kullanıcı paneli
Kimler Çevrim içi
Arama
Ana Sayfa
GÜLCE EDEBİYAT AKIMI
-- GÜLCE ŞİİR TÜRLERİNE GÖRE ŞİİRLER
---- BULUŞMA
---- ÇAPRAZLAMA
---- TRİYOLEMSİ
---- ÜÇGÜL
---- ÜÇGEN
---- DÖNENCE
---- TOKMAK
---- AKROSTİK
---- SONE'M
---- GÜLCE
---- TEKİL
---- YİĞİTCE
---- YUNUSCA
---- BAHÇE
---- SERBEST ZİNCİR
---- ÖZGE
---- GÜLİSTAN
---- YEDİVEREN
---- TUĞRA
-- GÜLCE YAZAN ŞAİRLERİMİZİN GÜLCE ve DİĞER ŞİİRLER
---- (H)
------ Harun YİĞİT
------ Harun YİĞİT
------ Hasan ULUSOY
------ Hasan ULUSOY
------ Hatice ALTAŞ(Asi Çiçek)
------ Hatice ALTAŞ
------ Hacer KOZAN
------ Hatice KATRAN
------ Hatice KATRAN
------ Hikmet ÇİFTÇİ
------ Hülya EKMEKÇİ
------ Hülya EKMEKÇİ
---- (I-İ)
------ İbrahim COŞAR
------ İbrahim COŞAR
------ İbrahim İMER
------ İbrahim İMER
------ İbrahim ETEM EKİNCİ
------ İbrahim ETEM EKİNCİ
------ İhsan ERTEM
------ İhsan ERTEM
------ İsmail KARA(Karozan)
------ İsmail KARA(Karozan)
---- (K)
------ Köksal KIRLIOĞLU
---- (M)
------ Mahir BAŞPINAR
------ Mahir BAŞPINAR
------ Mehmet NACAR
------ Mehmet NACAR
------ Mehmet ALUÇ
------ Mehmet ALUÇ
------ Mehmet ALUÇ
------ Mehmet ÖZDEMİR
------ Mehmet ÖZDEMİR
------ Meltem ARAS
------ Meral ADAK
------ Meral ADAK
------ Melahat TEMUR
------ Mevlüde DEMİR
------ Mevlüde DEMİR
------ Miktad BAL
------ Miktad BAL
------ Mübeccel Zeynep ÜNALAN
------ Mübeccel Zeynep ÜNALAN
------ Muhammed İsa ÖZTÜRK
------ Muhammed İsa ÖZTÜRK
------ Mehmet Ziya DİNÇ
------ Mehmet Ziya DİNÇ
------ Mustafa CEYLAN
------ Mustafa CEYLAN
------ Mustafa CEYLAN
------ MUSTAFA CEYLAN(Editör)
-------- Mustafa CEYLAN
---------- Mustafa CEYLAN(On Punto Yazıları)(Makaleler)
---------- GÜNE BAKIŞ
---------- TAŞ YAĞMURU(Ceylan'ın kaleminden)
---------- Hakkında Yazılanlar
---------- DİĞER ŞİİRLERİ
---------- Hayatı
---------- Sanatı
---------- Hocaları
---------- Çocukluğu
---------- Gençliği
---------- Özlü Sözleri
---------- Önsöz Yazdığı Kitaplar
---------- Siyasete İlgisi
---------- Bestelenen Şiirleri
---------- Fotoğrafları
---------- Mühendisliği
---------- Düzenlediği Etkinlikler
---------- Konferansları
---------- Yer Aldığı Antolojiler
---------- Kitapları
---------- EZAN SUSMAZ Kitabı içindekiler
---------- "YANDI BU GÖNLÜM"-Hacı Bayram Veli Kitabı içindekiler
---------- TAHİR KUTSİ MAKAL Kitabı İçindekiler
---------- SEĞMEN RUHU Kitabı İçindekiler
---------- TOROSLARIN TÜRKÜSÜ Romanı
---------- Armağan-2(AHMET TUFAN ŞENTÜRK İÇİN NE DEDİLER?)Kitabı içindekiler
---------- Armağan-1(ANILAR KORİDORU İÇİNDE SARIVELİLER)Kitabı
---------- YARALI CEYLAN Şiir Kitabı İçindekiler
---------- PAŞA GÖNLÜM Şiir Kitabı İçindekiler
---------- Kırat Geliyor Kitabı İçindekiler
---------- Her Yönüyle YENİMAHALLE Kitabı
---------- Tarihi ve Folkloruyla Elmadağ Kitabı İçindekiler
---------- Köylerimiz Kitabı İçindekiler
---------- Köyümüz Yeşildere Kitabı İçindekiler
---------- Bayramlar Haftalar Günler Kitabı
---------- Ahmet Tufan Şentürk Kitabı
---------- Halil Soyuer Kitabı
---------- Detanlaşan Köylü İsa Kayacan Kitabı
---------- Abdullah Satoğlu Kitabı
---------- Güzide Taranoğlu Kitabı
---------- Gülendenin Beşiği Kitabı
---------- GÜLLÜK ANTOLOJİ (2006)Kitabı
---------- GÜLLÜK ANTOLOJİ(2007)Kitabı
---------- CEYLAN-Tahliller-MAKALELER-Görüşler
---------- Güllük Dergileri
---------- Kapodokya Güneşleri Kitabı
---------- Bir Yanardağ Fışkırması Kitabı
---- (P-R)
------ Rahime KAYA
------ Rahime KAYA
------ Refika DOĞAN
------ Refika DOĞAN
------ Ramazan EFE
------ Ramazan EFE
------ Rengin ALACAATLI
---- (S-Ş)
------ Sabiha SERİN
------ Sabiha SERİN
------ Serap HOCA(Serap ÖZALTUN)
------ Serap HOCA(Serap DEMİRTÜRK)
------ Süleyman KARACABEY
------ Süleyman KARACABEY
------ Serdar AKKOÇ
------ Serdar AKKOÇ
------ Sevgili ÖZBEK
------ Sevgili ÖZBEK
------ Şemsettin DERVİŞOĞLU
------ Şemsettin DERVİŞOĞLU
------ Şükran GÜNAY
------ Şükran GÜNAY
---- (T-U-Ü-V)
------ Turan UFUKTAN
------ Ümran TOKMAK
------ Ümran TOKMAK
---- (Y-Z)
------ Yusuf BOZAN
------ Yüksel ERENTÜRK
------ Yusuf BOZAN
------ Yüksel ERENTÜRK
------ Yusuf Ziya KARAHASANOĞLU
------ Zübeyde GÖKBULUT
------ Zübeyde GÖKBULUT
------ Yıldız TOKSÖZ
------ Yıldız TOKSÖZ
GÜLCE'YE DAİR
-- GÖRÜŞLER
---- Gülce Nedir?
---- Gülce ve Ozanlık
---- Gülce Manifestosu
---- 5 Hececiler ve Gülce
---- Garip Akımı ve Gülce
---- Fecr-i Ati ve Gülce
---- Hisarcılar ve Gülce
---- Neyzen Tevfik, Aşk
---- Mazmunlar
---- Gülce Ne Değildir?
---- Hece Vezni ve Gülce
---- Serbest Şiir ve Gülce
---- Aruz Vezni ve Gülce
---- Gülce ve Zolal
---- Gülce Tarihinden
---- GÜLCE-(Atölye)-Video Dersler
------ Gülce Etkinlikleri
------ Kurucular Beyanı
------ Gülce 2009
------ Doğru Yaz/Konuş
------ Gülce-2010 Projeleri
------ Gülce-2011 Projeleri
------ Üstad Necip Fazıl'dan
------ Gülce-Aruza Dair
------ Öneriler-Çalışmalar
------ GÜLLÜK DERGİSİ
------ Gülce'ye Öneriler
------ Röportajlar
------ Negatif Bakışlara
------ Aleyhimizdekiler
------ M.E.B' na
---- Gülce'de Mesajlar-Projeler
------ Gülce-Güldeste(1)
------ Destanlarımız
------ Dede Korkut
------ Öncü Kadınlarımız
------ Peygamberlerimiz
------ Nutuk(Gülce)
------ Nutuk(Z.Korkmaz)
------ Kutlu Hanımlar
------ Ozanlarımız
------ NasrettinHoca
------ Yedi Askı
GÜLCE TÜRK ŞİİR AKADEMİSİ
-- Şiir Akademisi
---- Şiir Akademisi
------ HALK EDEBİYATI
-------- DİVAN EDEBİYATI
-------- BATI EDEBİYATI
-------- YENİ TÜRK EDEBİYATI
---- Hece Vezni' ne Dair
---- Şiir Tahlilleri
---- Aruz Vezni' ne Dair
---- Hiciv Tarihinden
---- Ustalardan Şiirler
---- Ustalardan Makale
---- Aramızdan Ayrılanlar
------ Ustalardan Şiirler
-------- A. Tufan ŞENTÜRK
-------- DİLAVER CEBECİ ANISINA
---- Şiir Üstüne (Serbest)
---- Atışma Sayfamız
---- Denemeler-Makaleler
---- Şiirde Dönüşüm
---- Şiir ve Anlatım
-- Türk Edebiyatı Şiir Türleri
---- Şiir Türleri
---- İslâmiyet Öncesi
---- Servet-i Fünun
---- Garip Şiirler
---- Akımlar
---- Edebî Sanatlar
---- Söz Sanatları
---- Şair Padişahlar
---- Şiir Tarihimizden
---- Yıllara Göre Edebiyat
---- Mehmet Nacar
DÜNYA EDEBİYATI
-- Dünyadan Şiir Türleri
---- Burns Stanza
---- Choka
---- Go Vat
---- Catena Rondo
---- Onegin Stanza
---- Canzonetta
---- Bauk Than
---- Rhupunt-Galce
---- Septilla
---- Viator
---- Luc Bat
---- Tritena
---- Pantoum
---- Shakespeare Sonnet
---- Diamonte
---- Villanelle
---- Hutain
---- Hex Sonnata
---- Hexaduad
---- Haynaku
---- Harrisham Rhyme
---- Guzzande
---- Gratitude
---- Glosa
---- Garland Cinquain
---- Fornlorn Suicide
---- DÜNYA EDEBİYATI
---- Dünyadan Destanlar
---- Dünyadan Şiirler
KAYNAKÇA
-- Konularına Göre Şiirleriniz
---- Aşk Şiirleriniz
---- Atatürk Şiirleriniz
------ 23 Nisan Şiirleri
------ Atatürk'e Dair
---- Kahramanlık Şiirleriniz
---- Doğa Şiirleriniz
------ 2009 Yılı Sayılarımıza
---- Taşlama Şiirleriniz
---- Gurbet Şiirleriniz
---- Tasavvuf Şiirleriniz
---- Barış Şiirleriniz
---- Şehir Şiirleriniz
---- Anne Şiirleriniz
------ Babanıza Şiirler
---- Doğum Günü Şiirleriniz
---- Deprem Konulu Şiirler
---- Diğer Şiirleriniz
---- Köşe Yazarlarımız/Makaleler
------ Mustafa CEYLAN
------ Refika DOĞAN
------ Osman ÖCAL
------ Ahmet ÖZDEMİR
------ A. S. ATASAYAR
------ Prof.Dr.İsa KAYACAN
-------- Prof. Dr. İSA KAYACAN
------ Rahime KAYA
------ Harun YİĞİT
------ İlqar MÜEZZİNZADE
------ Sündüz BİGA
------ Nazmi Öner(Şiirler)
------ Nazmi ÖNER(Nesirler)
------ Coşkun KARABULUT
------ Prof.Dr.İsmail YAKIT
------ Prof.Dr.Asım YAPICI
------ Sabit İNCE
------ Muhsin DURUCAN
------ Abdulkadir GÜLER
------ Ünal Şöhret DİRLİK
------ Metanet YAZICI
------ A.Aşkım KARAGÖZ
------ Gazanfer ERYÜKSEL
------ Mehmet GÖZÜKARA
------ Necdet BULUZ
------ Yusuf Özcan
------ Afife Demirtaş
---- Mustafa Ceylan
---- Bizden
-- Video Yağmuru
---- Ozanlar-Şairler
---- Bizden Videolar
---- Rasim Köroğlu
-- Genel
---- SERBEST KÜRSÜ
---- Duyurular
---- Röportajlar
---- Günün Şiiri
---- Günün Nesiri
Edebiyat Biz Platformumuzda
-- Gülce Tv
-- Türk Argo Sözlüğü
-- Edebî Konular Forumu
Konuyu görüntüleyenler:
1 Misafir
Mustafa Ceylan |
Dost Sitelerimiz:
Türkçe Çeviri:
MyBB
Türkiye
Üretici:
MyBB
, © 2002-2025
MyBB Group
-Theme © 2014 iAndrew
Sitemizde yer alan eserlerin telif hakları şair-yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir.(Haberleşme : ceylanmustafa_07@hotmail.com)
Doğrusal Görünüm
Konu Görünümü
Yazdırılabilir Sürüm
Konuya Abone Ol
Konuya Anket ekle
Konuyu Arkadaşına Gönder