• SiteAna Sayfa
  • Güllük Dergisi
  • Şairlerimiz
  • Arama
  • Üyeler
  • Video
  • Yardım
  • bayrak

Giriş Yap   Kayıt Ol
Oturum Aç
Kullanıcı Adı:
Şifre: Şifremi Hatırlat
 
Gülce Edebiyat Akımı
gulce
Your browser does not support the audio element.

Akdeniz Radyo istek
Tıklayın-Okuyun/Güllük Dergisi

Google Web'de Ara Sitede Ara
Submit Face book
  • 0 Oy - 0 Yüzde
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Konu Modu
" Ukde (BULUŞMA) ; Yorumum
Dışarıda RefikaDogan
RefikaDoğan
******
Üyelik tarihi: Feb 2008
Mesaj Sayısı: 2,701
Konu Sayısı: 1,516
   
#1
11/03/2012, 23:12 (Bu mesajı son düzenleyen: 15/05/2012, 14:14 RefikaDogan.)
" UKDE(Gülce/Buluşma)


Hasan,,
Ha da sen..
Ülkemin güzel çocuğu

Beraber büyüdük bu sokaklarda
Kolkola gezerdik hatırlar mısın
ÇayIrlar plajdi kızılırmakta
Balıkdık, yüzerdik hatırlar mısın

Fakirdik..
Sokaklarımız çamurdu.
Televizyonla tanışmamıştık henüz,

Donardı camlarda geceki buhar
Çigdemli nevruzlu gelirdi bahar
Kolye niyetiyle alıcı zahar
İpliğe dizerdik hatırIlar mısın

Hasan,
Seni hiç unutmadım..
Ne güzel arkadaştık biz.
Güvercinlere sevdalıydık
İkimiz..

Uçan güvercinler bize huzurdu
Dağ,tepe mutluluk göze huzurdu,
Kuşları seyretmek göze huzurdu,
Çakılı nazardık hatırlar mısın

Güvercin süzülür, biz süzülürdük
Doruklara sıçrar idi sevgimiz..
Dışımız nasılsa
Oydu içimiz..

Musluk,maşrabamız,leğenimiz bir
Soframız aynıydı, öğünümüz bir
Cenazemiz birdi, düğünümüz bir
Halaya sızardık hatırlar mısın

Kaynardı kanımız
Davul zurnayla
Çınlardı adeta tey teylerimiz
Dost doluydu
Dört yanımız

Hem salıncak hem atlataç ipimiz
Bir servetti sanki naylon topumuz
Şölen türbünüydü sanki kapımız
Oynardık,azardık hatırlar mısın

Çember cevirdigimiz
Yolları düşün..
Uçurtmamız kavaklara takıldı
Topacımızın vınlayışında
Çocuklugumuz kaldı
Güvercinlerimizi kediye kaptırdık..
Yıl Bin dokuz yüz yetmiş altı…

Ağır ağır iklimimiz değişti
Sargın kollar birbiriyle boguştu
Kocaman memleket sanki koğuştu
Gölgeye kızardık hatırlar mısın

O nasıl iklimdi
Nasıl cendere
Düşman olmuş idik
Göz göre göre....

Girdi aramıza ayaz duvarlar
İnsanlık öldüren o yoz duvarlar
Neler çekti bizden beyaz duvarlar
Slogan yazardık hatırlar mısın

Cücecik bilgiyle
Fikir sahibi...
Farkedemdik
Boynumuzdaki ipi
Konuşmayı, dialoğu bırak
Hayvan adetince
Koklaşamadık bile
Kestik selamı sabahı..

Köreldi kökünden sevgi kurnamız
Hiddet üfülerdi ağız, burnumuz
Türkülerden bile ağrır karnımız
Çalana kızardık hatırlar mısın

Bölündük
İğneden ipliğe
Sözde
Halk için çalışıyorduk.
Oysa düşman yapmazdı
Yaptığımızı...

Savaş alanıydı vatan velhasıl
Almanyaya kactım ben usul usul
Diyeceğim o ki gardaşim asıl
Ayaklı mezardık hatırlar mısın

Halbuki gardaş
Derinimde seni seviyordum
Seve seve
Düşman görünüyordum.
Bir bilsen içimi
Kendi kendimi yiyordum
Gene de aradaki barikatları aşamıyor
Yanımdaki sana ulaşamıyordum

Otuz yıl görmedi Sentezi seni
Barikattan değil hayat nedeni
Dağ eyledim içimdeki sevdanı
Zaten hep hazırdık hatırlar mısın

Ukde yırtar oldu
İçimi gayri
Ezdim ufaladım
Suçumu gayri
Şimdi duy
Su gibi berrak
Kar gibi ak
Sevgilerim Hasan diye akacak..
Seni sevdim hep sevdim
Hep seveceğim
Gayrı aramıza hiç bir güç
Barikat sokamayacak
İnmeyecek sevgi adına dikilmiş bayrak
Yeşerecek bu toprak.....

Gültekin TOGA (Ozan SENTEZİ ) "





Ukde...

Sözcük anlamıyla ukde; düğüm, yumru, içe dert olan şey olarak bilinir.
Hangimizin, içinde geçmişte yapmak isteyip de yapamadığımız ukde kalan bir pişmanlık, bir özlem bir acı tortu yoktur?

Bir zamanlar sevgiyle, dostlukla, insanlıkla dolu olan, kirletilmemiş yüreklerin öyküsü "UKDE"...

Bu öyküye muhatap iki kapı komşusu, iki can ciğer kuzu sarması çocuğun; çocukluktan ergenliğe ve nihayet yetişkinliğe giden yolda içi boş şablonlarla biribirine düşman edilişinin, yüreklerine onlarca çizik atılışının öyküsü...

Her çocuk gibi...
Her çocuğun yaşadığı çocukluk anılarında olduğu gibi yaşanan güzellikler...

Yoksul ama erdemli...
Bahar'ların, kışların, uçurtmaların derinliğindeki gizemi algılayabilen çocuk yüreğinin sımsıcacık özüyle yaşanan yoksul ama paylaşan, hem ağlayıp hem coşan çocukluk...

Ağlatırken aynı anda en safi duyguların tatlılığında gülümsetebilen hayat...

Ah çocuk! Ah çocukluk...

Güvercinlerin sadistçe vurulmadığı...Avuçlarda sevgiyle okşanıp beslendiği çocukluk...

Özgürce uçuşan kuşların kanatlarında yaşam hâyâllerinin kurulduğu...

Dingin, gerçek anlamda sevecen yüreklerin, yaşamı el yordamıyla öğrenmeye çalıştığı çocukluk...

İçiyle dışının bir olduğu onurlu hayatların çocukluğu...
Yediğiyle içtiğini, acısıyla tatlısını paylaşan çocuk ve çocukluk...

Varda da yokta da yanyana, gönül gönüle olan...Karanlığında, aydınlığında, toy'unda, ağıtında bir olabilen çocuk / çocukluk ;

Bir gün geliyor toza dumana bulanıyor; dostça, sevgiyle sarılı kollar, birbirinden -kendilerinin de anlayamadığı bir nedenle- kopuyor, ayrılıveriyor; başka zamanların, başka kültürlerin başkaca söylemleriyle -hiç bir şekilde anlayamadıkları- eylemlere dönüşen birer keskin kılıç oluveriyor!

İçeriğini, dilini, dinini anlayamadıkları söylemlerle, bir an hâyâl dünyasının o keşfedilmemiş safi kıvrımlarında kendince yeni hayatlar ararlar; bulacakları sanrısıyla!
Bilgilerin derinliksiz cüceliği, bedenlerin gelişmiş körpeliğinde devleşir o an için...

Ve bildik tuzaklar...İplerin görünmeyen ellerde olduğu, kardeşin kardeşe kalleşçe kırdırıldığı o günler...

Oyun, Sahne ve oyuncular...

Oyun hep aynı oyun, sahne de... Oyunculardı değişeni.

Kullanılanlar ve kullananlar...Kullanılanlar kiminle neden çatıştığını hiç bir zaman bilememiş... Kullananlar ise, sahneye hiç mi hiç inmemiş; yukarılarda bir yerlerde hep seyre dalmış; yarattıkları kaosun içinde acımasızca karşı karşıya getirdikleri ve birbirine kırdırdıkları kardeşlerin mazlum kanlarıyla yıkadıkları meydanları!

Yanisi; mazlumların, kardeşlerin al kanıyla beslenenlerin ortalığı kasıp kavurduğu yıllar...

Genç...Gençlik...İdeoloji...Umut...Hâyâl... Düş ve Gelecek...

Sahi, mutluluk neredeydi? Bunların hangisiyle kısa yoldan varılabilirdi hâyâl edilene?

Hâyâl neydi, nasıldı?

Öylesine temiz, saf yürekler ne bilsin hâyâlin gerçeğini yalanını! Ne bilsin kendi geleceğini, kendi hâyâlini kendi eliyle o gizli el' e, yukardan kukla oynatanlara teslim ettiğini!

Ve daima sonsuza değin çoğulcu büyüye /n/ceği düşünülen embriyonun bölünmesi başlar içerden!

Can alıcı kırılma noktası...

Yiten umutlar, kararan hayatlar, sönen ocaklar...
Evlatsız ana babalar, anasız babasız, yârsız evlatlar...Kayıp giden hayat, yitik yaşamlar...

Olan, bir kardeş kavgasından çok öte; bir ülkenin, bir halkın, bütün değerleriyle varlık nedenine ihanetti!

Sağ duyu neredeydi? Sağ duyunun arka cebe atıldığı hain yıllar...

Yüreklerinde sevgi, yaşamlarında barış hakimken; zoraki düşman postuna büründürülen kardeşler...
içiyle yanarken dışıyla da yakan kardeşler...

Ezilirken ezen... Düşmanı yanlış yerde, yanlış noktada arayan, bul/an / duğunu zanneden gören ve vuran kardeşler...

Yaptıklarının aslında özlerindeki asıl olanı hiç mi hiç yansıtmadığını anladıklarında kendinden kaçan, utanç dolu kardeşler; birgün utandıkları yüzleriyle aynaya bakarak kendilerini, yaptıklarını ve özde muhafaza ettiklerini sorgularlar. Üstün çıkan ÖZ olur; yani sevgi; yani kardeşlik; yani barış ve yaşama aşkı, hayat...

İşte o noktada kırılanlar yeniden onarılmaya, yaralar sarılmaya, sevi gülleri yeniden ve daha bir emekle karılmaya başlanır.

Bir zaman yanında ki uzağı göremezken, uzaktaki yakını görür olan çocuk...

Bedelini en ağır şekliyle ödediği gençliğine yanarak, zararın neresinden dönse kâr bilen çocuk...

Utancını, hayatın anlamlı ama acı bir deneyimi sayarak, kirlettiği yüreğini özenle ve bir daha kirletilmesine fırsat vermeme istenciyle temizliyor; sevgisine, dostluğuna, yüreğine sarılarak, yeniden...

Dostları, sevdikleri artık avuçları içinde; sımsıkı tutunuyor, güvercinleriyle birlikte...

Ve bilginin, kendini aşmanın yine kendi emeği, kendi özü ve iradesiyle olanaklı olacağının anlaşılır dinginliği içinde, döker yüreğini dizelerine; bu sefer hayat daha bir yaşanılır, daha anlamlıdır gözünde...

Değerli ozanımızın sözcüklerle ifade de yetersiz kaldığım şu final dizeleri karşısında özellikle



" Halbuki gardaş
Derinimde seni seviyordum
Seve seve
Düşman görünüyordum.
Bir bilsen içimi
Kendi kendimi yiyordum
Gene de aradaki barikatları aşamıyor
Yanımdaki sana ulaşamıyordum

Otuz yıl görmedi Sentezi seni
Barikattan değil hayat nedeni
Dağ eyledim içimdeki sevdanı
Zaten hep hazırdık hatırlar mısın

Ukde yırtar oldu
İçimi gayri
Ezdim ufaladım
Suçumu gayri
Şimdi duy
Su gibi berrak
Kar gibi ak
Sevgilerim Hasan diye akacak..
Seni sevdim hep sevdim
Hep seveceğim
Gayrı aramıza hiç bir güç
Barikat sokamayacak
İnmeyecek sevgi adına dikilmiş bayrak
Yeşerecek bu toprak..... "



saygıyla eğildim ve yaşamdaki onurlu duruşa dayanak olan özünün yeni nesillerce de örnek alınmasını diledim!

Böylesine derin anlamların yüklendiği, insancıl duygu ve düşün renklerinin nakış gibi işlendiği bir şiirle, sadece edebî anlamda değil; sosyal, siyâsal, toplumsal ve insani olarak da bir dönemin hazin fotoğrafı çıkacaktır.

Serbest ve hece ölçüsünün aynı şiirde buluşturulması olan "Gülce/Buluşma" nazım türünün; iki kahramanlı, çok yönlü ve gerçek bir yaşanmışlığın öyküleştirilerek akıcı , anlaşılır yalın ancak samimi ve sımsıcacık muazzam bir dille; yer yer serbest dizelerle alabildiğince özgür -ancak, kendi içinde ses uyumuyla- yer yer hece mısralarıyla yaratıcılığın ve estetiğin aynı tabloda muhteşem bir çizimle bir araya getirilmesi diyebileceğim 'UKDE' de etkili olduğu gerçeğini gözardı edemeyiz elbette...Eğer ' UKDE ' içeriğini, şiir diliyle ve alabildiğince ifade edebilmişse, bu başarının tek sahibi tabii ki kaleminin gücü, muhteşemliği yanında; Gülce' yi ve nazım türlerini iyi kavramış, özümsemiş, sahiplenmiş ve bu içtenlikle kendi derinliğini birleştirmiş güçlü kalem, Sayın Gültekin TOGA' dır.

Sonuç olarak;

"UKDE" nin bir dönemin iyi kötü yaşanmışlıklarıyla sorgulanması adına örnek bir duruşun vesikası olarak ve "Gülce/BULUŞMA" türünde yazılmış olmasından, ayrıca

şiirle bize verilen bu paha biçilmez destekten;

Yaşanmış bir hayatın, dizelere böylesine muhteşem bir akışla, edebî güzellikler ve muhteşem bir bezekle aktarılmasından çok, ama çok mutlandım, onur duydum; şahsım ve Gülce' miz adına; teşekkür ederim ozanım...


Gerçeğin gül yapraklarında yeniden ve kalıcı dostluklarla çoğalarak yeşermesi, hayat bulması dileğimle, saygı ve dostlukla...


kaynak:http://www.antoloji.com/

Her nefeste Gülce...
Alıntı  
Tweet      
     


Benzeyen Konular
Konu: Yazar Cevaplar: Gösterim: Son Mesaj
  " Bir Yanı Yangın, Bir Yanı İmtihandır; Aşkın! " Şiirine Yorumum RefikaDogan 3 3,038 30/07/2013, 06:55
Son Mesaj: elnurə
  "YÜREĞiNDE DAĞILIYORUM! .." - Hikmet Çiftçi 2 Şiirine Yorumum RefikaDogan 1 2,231 10/12/2012, 23:10
Son Mesaj: osman7159
  - Ay Işığı Sonatı " Rengin ALACAATLI Şiirine Yorumum RefikaDogan 1 2,160 10/12/2012, 22:52
Son Mesaj: osman7159
  “ EL DEYİŞTİRDİ ” Şiirine Yorumum RefikaDogan 0 1,636 11/09/2012, 00:13
Son Mesaj: RefikaDogan
  “ DİLİNİZE SAHİP OLUN ” Şiirine Yorumum RefikaDogan 0 1,503 11/09/2012, 00:11
Son Mesaj: RefikaDogan
  “ Pandora'nın Kutusu ” Şiirine Yorumum RefikaDogan 0 1,563 10/09/2012, 17:11
Son Mesaj: RefikaDogan
  “ Aşk-ı Bahar ” Şiirine Yorumum RefikaDogan 0 1,647 10/09/2012, 17:08
Son Mesaj: RefikaDogan
  “ SABÂH DUÂSI ” Şiirine Yorumum RefikaDogan 0 1,971 10/09/2012, 16:59
Son Mesaj: RefikaDogan
  “ Çınar İzleri ” Şiirine Yorumum RefikaDogan 0 1,674 10/09/2012, 16:42
Son Mesaj: RefikaDogan
  “ DERE SUYUN NEREDE? ” Yazısına Yorumum RefikaDogan 0 1,663 10/09/2012, 16:33
Son Mesaj: RefikaDogan

Digg   Delicious   Reddit   Facebook   Twitter   StumbleUpon  


Konuyu görüntüleyenler:
1 Misafir

Mustafa Ceylan |
  •  
  • Yukarı dön  
  • Lite mode  
  •  Bize Ulaşın


Dost Sitelerimiz:

Türkçe Çeviri: MyBB Türkiye
Üretici: MyBB, © 2002-2025 MyBB Group-Theme © 2014 iAndrew

Sitemizde yer alan eserlerin telif hakları şair-yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir.(Haberleşme : ceylanmustafa_07@hotmail.com)
Doğrusal Görünüm
Konu Görünümü
Yazdırılabilir Sürüm
Konuya Abone Ol
Konuya Anket ekle
Konuyu Arkadaşına Gönder