SiteAna Sayfa
Güllük Dergisi
Şairlerimiz
Arama
Üyeler
Video
Yardım
Giriş Yap
Kayıt Ol
Oturum Aç
Kullanıcı Adı:
Şifre:
Şifremi Hatırlat
Beni Hatırla
Your browser does not support the audio element.
Akdeniz Radyo istek
Tıklayın-Okuyun/Güllük Dergisi
Web'de Ara
Sitede Ara
0 Oy - 0 Yüzde
1
2
3
4
5
Konu Modu
Vakkasoğlu: Çanakkale'yi Mehmet Âkif Yazabildi
Site Yönetimi
Admin
Üyelik tarihi:
Jan 2008
Mesaj Sayısı:
12,518
Konu Sayısı:
11,588
#1
07/05/2008, 03:10
Vakkasoğlu: Çanakkale'yi Mehmet Âkif Yazabildi
İsmail Hakkı AVCI
Eğitimci, yazar, fikir ve düşünce adamı A. Vehbi Vakkasoğlu ile, yoğun tempolu çalışma ve faaliyetleri arasında görüştük. Kendisi eğitim, yakın tarih, Mehmet Âkif ve Çanakkale mevzularında yazdığı kitap, çeşitli yazı, yurt içi yurt dışı konferansları ve radyo programları ile tanınıyor. Ayrıca sitemiz Sanatalemi’nin de devamlı yazarlarındandır.
Bu röportajımızda kendisine Mart ayı içersinde olmamız hasebiyle ve husûsan Mehmet Âkif, İstiklâl Marşı, Çanakkale Şehitleri ve eğitim mevzularında sualler sorduk, derin düşünce ve fikirler yüklü cevaplar aldık:
AVCI: Öncelikle, İstiklâl Marşımız, Çanakkale Şehidleri ve yazarı büyük şair ve vatansever Mehmed Âkif hakkında bize neler söyleyebilirsiniz?
VAKKASOĞLU: Mehmed Âkif’in en önemli özelliği bana göre bir ahlâk ve karakter abidesi oluşudur. Dolayısıyla İstiklâl Marşı ve Çanakkale Şehidleri gibi abide şiirler de ancak böyle abide bir gönülden çıkabilirdi. Çünkü, edebiyat sanatlarından olan ‘sehl-i mümteni’nin tam bir karşılığı olan bu şiirleri başka bir gönülle yazmak imkanı yoktu.
AVCI – Sehl-i mümteni’?
VAKKASOĞLU – ‘Kolay görünen imkansız’. Bu sebeble bu iki şiir aşılamamıştır. Nihad Sâmi Banarlı Hocamızın da açık ve net ifâdesiyle bu şiirler sehl-i mümteni’ oluşları itibariyle aşılamazlar.
AVCI – Eşine pek rastlanılmayan harika şiirler demek ki..
VAKKASOĞLU – Evet, eğer Âkif dedemiz hiç başka bir şiir yazmamış olsaydı, sadece bu iki şiirle büyük şair olurdu ve aşılamazdı. Dolayısıyla keşke diyorum yeni bir Âkif çıksa ve yeni bir Çanakkale Şehidlerine abide dikse de ulaşsa, o şiiri aşıp taşsa.. Ama şu an böyle bir şey görülmüyor.
AVCI – Çanakkale Şehidlerine şiirini, muharebeleri ve olayları görmeden yazdı diye biliyoruz.
VAKKASOĞLU – Evet, Arabistan’a yakın El -Muazzama denilen yerde (istasyonda, hurma ağıcına sırtını yaslayarak) yazmış görmediği halde.. Kafa gözüyle görenlerin yazamadığını gönül gözüyle yazmış oluyor. Çok özellikleri var da, şartlar ne olursa olsun görenler yazamıyor, ama görmeden yazmış. Dolayısıyla şiir ve edebiyat sanatları, yapılmak için yapılmaz. O bir ruh çoşkunluğudur.
O şiir (Çanakkale Şehidlerine),’Zafer’i duyduğu anda yazmaya karar verdiği bir şiir değil.. İçinde damla damla birkmiş ve zaferden çok önce hazır hale gelmiş, ama zafer müjdesiyle coşup kendisinden dışarıya taşmış olan bir şiirdir.
AVCI – İstiklâl Marşı’mız için de böyle bir durum söz konusu mudur?
VAKKASOĞLU – Evet, İstiklâl marşı da böyledir. Marş’ın yarışmasına girmemesi Âkif’in nasıl bir gönül adama olduğunu gösteriyor.Şartnamede para var. Büyük bir mükâfat o zamana göre.. Bu Âkif’i firenliyor ve İstiklâl Marşı yarışmasına girmiyor.
AVCI – Hayret edilecek bir şey!
VAKKASOĞLU – Şimdi tanıdığım bazı şairler var, şiir yarışmalarına girmiyorlar. Çünkü ‘büyük ödül azdır hocam’ diyorlar. Aradaki gönül farkına bakın. Biri büyük ödül az diye yarışmaya girmiyor ve diğeri büyük ödül var diye katılmıyor. Âkif olabilmek kolay değil. Tabii şairlerimize para verilmesin mi? Verilsin elbette.
AVCI – Bunda sanat ve edebiyatın da bir rölü olmalıdır, değil mi ?
VAKKASOĞLU – Sanat ve edebiyat maddi ödüllerle gelişir, genişler Ama Âkif olabilmek sanatkar olmanın da üstünde ve ötesinde bir gönül adamı olmaktır. Bir ahlâk ve karakter abidesinin zirvesinde bulunmak icap ettiriyor. Bu insanların sayısı azdır.
AVCI – Böylesi insanların ve sanatkarların toplumumuzdaki yerinden de bahsedebilir misiniz?
VAKKASOĞLU - Bunlar örneklerimiz olmalı. Kaldı ki, Âkif aldığı parayı da kendisine asla harcamıyor. Fakirane yaşamayı her zaman kendisine prensip edinmiş bu insan, kendisine hiçbir şey ayırmıyor.
AVCI – Ankara’nın soğuğunda paltosu bile yokmuş, paranın bir kısmıyla palto bari alabilirdi.
VAKKASOĞLU – Bir palto almadığı gibi, evine bir kilim almamış, oturacak bir şey almamış.. Yani kendisine beş kuruş harcamıyor, savaş şehidi insanların öksüzlerine, yeüimlerine, geride bıraktıkları eşlerine harcanmak üzere hibe ediyor.
AVCI – ‘Dâr’ül –Eytâm’a..
VAKKASOĞLU – Evet, Dâr ül Eytâm’a bağışlıyor. Dolayısıyla böyle bir gönülden ancak çıkıyor İstiklâl Marşı şiiri.. Ve, o kadar da bu konuda hassasiyeti vardır ki, İstiklâl Marşı’nı Safahat’ına almıyor. O da ayrı bir güzellik. ‘Bu şiir milletin malıdır, millete mal olmuştur’ diyor. ‘ Ve artık bu şiiri benim kitabıma alma hakkım kalmamıştır, milletin malıdır, Mehmed Âkif’in değildir’ diyor. Bu da ayrı bir incelik ve güzelliktir. Ve ayrıca Allah, bu millete bir daha İstiklâl Marşı yazdırmasın dilek ve duâsında bulunması da ayrı bir güzelliktir. Bu, millete ne kadar yürekten, candan bağlı ve sevdalı olduğunu gösteren ayrı bir belgedir. Rabbim hakikaten de yazdırmasın bir daha İstiklâl Marşı, ama İstiklâl marşı’nın ifâde ettiği ruhu ifâde eden, mânâyı gösteren şairlerimiz hep coştursun inşâallah. Nasihlerimizi de coştursun, ama bir daha İstiklâl marşı yazmayalım.
AVCI – Başka İstiklâl marşları da yazıldı diye işitiyoruz.
VAKKASOĞLU – Daha sonra bir çok insan İstiklâl marşı yazma hevesine düşmüştür. Ama yazdıkları da ortadadır. İstiklâl marşı’nın eline su dökemezler eteğine yaklaşamazlar yazdıklarıyla.. Demek ki, onun gibi bir şiir ortaya çıkmayacaktır. Yâni onun gibi şiir, onun gibi bir gönülden ancak çıkar. Çanakkale Şehidlerine yazdığı şiirimiz nasıl imanın zaferine, imanın abidesine dikmek ise, hakikaten İstiklâl Marşı da imanın şiiri, imanın adeta çok kalın ünlemlerle haykırışı..
AVCI – Asıl mesleğiniz eğitim olması dolayısıyla, Mehmed Âkif’in eğitimimizdeki yerinden de bahbedebilir misiniz?
VAKKASOĞLU – Bunu gündeme getirmeniz iyi oldu. Evvelâ, Mehmed Âkif eğitimimizde var mı? Diye soruyor ve cevaplıyorum; maalesef eğitimimizde yok.
Âkif dedemizin Çanakkale Şehidlerine yazdığı şiir de imanın zaferini, imanın şairinin ifâdesidir, diye izah etsek yerinde izah olacağını sanıyorum. Çünkü, Osmanlı Hükûmeti bildiğiniz üzere o sırada bir çok yazarı, şairi, ressamı cepheye gönderdi ateş hattına.. ‘Gelin, görün, yazın olmaz işler oluyor, unutulmasın bunlar. Tarihe ve edebiyata mal olsun’ dediler ve hakikaten gittiler. Ateş hatlarında tehlikeli yerlerde dolaştılar. O olmaz işleri de bizzat gözleriyle görüp kulaklarıyla dinleyerek şahidi bulundular. Ama Âkif dedemizin diktiği abideye benzer bir eser ortaya koyamadılar. Güzel şeyler de söylemediler değil tabi, hoş eyler de var. Bir kısmını da ben alıp kitabımda yayınladım. Âkif dedemizin diktiği abide ile karşılaştırırsanız bunların ne kadar küçük boyutlu, dar, kapsamsız olduğunu görebilirsiniz.
Demek ki, kalb gözüyle binlerce kilometre güneyde El Muazzama denilen avuç içi kadar bir istasyon binasında Âkif dedemizin Çanakkale’ye diktiği abide, bir gönül işidir. Kalb gözüyle görerek yazılmış bir şiirdir. Görenlerden daha iyi görmüştür. Demek ki mânâ gözü kafadaki gözden daha keskin ve net görür. Bir hadis-i şerîfi hatırlatıyor bu bize:
“ Mü’minin ferasetinden çekininiz, çünkü o Allah’ın nûruyla bakar.” Galiba o ferasetin sahibiydi Âkif dedemiz, diye düşünüyorum.
Şimdi içinde Âkif’imizin olmadığı, Çanakkale’mizin ruhuyla yaşatılmadığı bir eğitim, eğitim midir? Bence değildir. Onun için eğitimimiz noksan kalıyor. Onun için artık sokak çocuklarından bahsediyoruz. Kapkaççılıktan bahsediyoruz. Para ve çanta kapkaççılarının yanı sıra iman kapkaççıları türedi ve fikirsiz, zikirsiz, dünya görüşü taşımaksızın rastgele yaşayan bir nesil oluşturuyoruz. Bu da eğitimimizin içinde bulunduğu boşluğu gösteriyor.
AVCI – Çok haklısınız, vaziyet hiç iç açıcı değil. O halde ne yapmalı, ne gibi bir yol tutmalı. Çocuklarımız için yapılacaklar, tedbirler var mıdır?
VAKKASOĞLU – Eğitimimizin özüne, ortasına, sonuna, tam da merkezine Çanakkale’nin ruhunu getireceğiz. Âkif dedemiz gibi örnekleri getirip koyacağız. Şimdi çocuklarımıza bizim, eğitimciler olarak suçlama yapmaya hakkımız var mı? Ya topçu olmak istiyorlar, ya popçu. Ee parlatıp parlatıp önlerine koyduğumuz bu değil midir? O renkli, cazip ekranlardan özellikle.. Öyleyse çocuklarımızı bu konuda erişkin ve yetişkinler olarak suçlamaya hiçbir bakımdan hakkımız, haddimiz olmamalı. Kendimizi suçlamalıyız.
Anneler, babalar, eğitimciler neden biz gerçek örnekleri koyamıyoruz. Benzemeleri gereken gerçek örnekleri koyamıyoruz. Onun için diyorum ki, bulunmaz bir fırsattır Çanakkale ruhunu canlandırma. Bu ruhla insanlarımızı özüne ve kendine döndürme.. Eğitimimiz bunu yapmalı.
Gerçekten eğitim kelimesinin ifâde ettiği mânâ içinde kalacaksa, eğitimimizin çocuklarımıza sunduğu örnek, Âkif dedemiz ve o güzel gönülü paylaşan diğer güzel insanlar olmalı. Ve bunların şimdi biz tesirini göremiyoruz Ne Çanakkale damgasını vuruyor eğitim sistemimize, ne de Âkif dedemizin gönül güzellikleri.. Halbuki, bizim yabancılardan, dışardan bakanlardan, samimi dostlarımızdan öğrendiğimiz itiraflarla, altını tekrar tekrar çizdiğimiz bir gerçek var: ‘Çanakkale ruhu’, satır aralarıyla, içinde yaşanan gönül güzellikleriyle bu günkü çocuklarımıza verilse, onları bugün aynı ruhla canlanmış, dirilmiş insan örnekleri olarak görmek mümkün.
AVCI – Halihazırdaki eğitim sistemimizi nasıl değerlendirirsiniz?
VAKKASOĞLU – Bizim temel yanılgımız şu, eğitimde: Hep teorik kalıyoruz. İyi ahlâk kurallarını sıralıyoruz, bunlar iyidir, böyle olun, yalansız olun, misafirperver olun, dürüst olun, ötekini dışlamayın, merhametli olun v.s. Ama bu pratik, kuru tavsiyeler hiçbir mânâ ifâde etmiyor, gençlerimizin nezdinde. Bunları benimsetebilmek için bu güzellikleri yaşamış örneklere ihtiyacımız var. Bu örnekleri, canlı örnekleri ortaya koyacağız. Ha o zaman Âkif dedemizi öğrenince diyecek ki delikanlı ya da hanım kız, bunun gibi olmak lâzım. Bunun taşıdığı gönlü taşımak lâzım. Ya da Çanakkale’deki şehidin, düşmanına bile açılmış yüreğinin temsilcisi ben, onun torunuyum. Ben de hiç olmazsa düşmanımı değilse bile dostlarımı öyle seveyim. Arkadaşlarıma acıyayım, merhamet edeyim. Diye duygu ve düşüncelerini geliştirecekler. O zaman eğitimimiz eğitim olur.
Eğitim kuru bilgileri yüklemek, bilgi makinesi haline, ruhsuz makineler haline getirmek değildir ki, çocuklarımızı.. Öğrendiklerini yaşanabilir kılacak, hayata dönüştürecek, uygulamaya dönüştürecek ruhu, aşkı iradeyi vermek demektir. Biz bunu verirsek eğitim vermiş olacağız. Aksi halde onları bilgi yüklü, öğrenmekten de sonunda usanacak varlıklar haline getireceğiz diye düşünüyorum.
AVCI – Bize yoğun çalışma ve faaliyetleriniz arasında vakit ayırarak aydınlatıcı bilgiler verdiğiniz için çok teşekkür eder, çalışmalarınızda kolaylık ve başarılar dileriz.
Kaynak:Sanatalemi.net
Alıntı
Tweet
Lütfen seçim yapın:
--------------------
Özel Mesajlar
Kullanıcı paneli
Kimler Çevrim içi
Arama
Ana Sayfa
GÜLCE EDEBİYAT AKIMI
-- GÜLCE ŞİİR TÜRLERİNE GÖRE ŞİİRLER
---- BULUŞMA
---- ÇAPRAZLAMA
---- TRİYOLEMSİ
---- ÜÇGÜL
---- ÜÇGEN
---- DÖNENCE
---- TOKMAK
---- AKROSTİK
---- SONE'M
---- GÜLCE
---- TEKİL
---- YİĞİTCE
---- YUNUSCA
---- BAHÇE
---- SERBEST ZİNCİR
---- ÖZGE
---- GÜLİSTAN
---- YEDİVEREN
---- TUĞRA
-- GÜLCE YAZAN ŞAİRLERİMİZİN GÜLCE ve DİĞER ŞİİRLER
---- (H)
------ Harun YİĞİT
------ Harun YİĞİT
------ Hasan ULUSOY
------ Hasan ULUSOY
------ Hatice ALTAŞ(Asi Çiçek)
------ Hatice ALTAŞ
------ Hacer KOZAN
------ Hatice KATRAN
------ Hatice KATRAN
------ Hikmet ÇİFTÇİ
------ Hülya EKMEKÇİ
------ Hülya EKMEKÇİ
---- (I-İ)
------ İbrahim COŞAR
------ İbrahim COŞAR
------ İbrahim İMER
------ İbrahim İMER
------ İbrahim ETEM EKİNCİ
------ İbrahim ETEM EKİNCİ
------ İhsan ERTEM
------ İhsan ERTEM
------ İsmail KARA(Karozan)
------ İsmail KARA(Karozan)
---- (K)
------ Köksal KIRLIOĞLU
---- (M)
------ Mahir BAŞPINAR
------ Mahir BAŞPINAR
------ Mehmet NACAR
------ Mehmet NACAR
------ Mehmet ALUÇ
------ Mehmet ALUÇ
------ Mehmet ALUÇ
------ Mehmet ÖZDEMİR
------ Mehmet ÖZDEMİR
------ Meltem ARAS
------ Meral ADAK
------ Meral ADAK
------ Melahat TEMUR
------ Mevlüde DEMİR
------ Mevlüde DEMİR
------ Miktad BAL
------ Miktad BAL
------ Mübeccel Zeynep ÜNALAN
------ Mübeccel Zeynep ÜNALAN
------ Muhammed İsa ÖZTÜRK
------ Muhammed İsa ÖZTÜRK
------ Mehmet Ziya DİNÇ
------ Mehmet Ziya DİNÇ
------ Mustafa CEYLAN
------ Mustafa CEYLAN
------ Mustafa CEYLAN
------ MUSTAFA CEYLAN(Editör)
-------- Mustafa CEYLAN
---------- Mustafa CEYLAN(On Punto Yazıları)(Makaleler)
---------- GÜNE BAKIŞ
---------- TAŞ YAĞMURU(Ceylan'ın kaleminden)
---------- Hakkında Yazılanlar
---------- DİĞER ŞİİRLERİ
---------- Hayatı
---------- Sanatı
---------- Hocaları
---------- Çocukluğu
---------- Gençliği
---------- Özlü Sözleri
---------- Önsöz Yazdığı Kitaplar
---------- Siyasete İlgisi
---------- Bestelenen Şiirleri
---------- Fotoğrafları
---------- Mühendisliği
---------- Düzenlediği Etkinlikler
---------- Konferansları
---------- Yer Aldığı Antolojiler
---------- Kitapları
---------- EZAN SUSMAZ Kitabı içindekiler
---------- "YANDI BU GÖNLÜM"-Hacı Bayram Veli Kitabı içindekiler
---------- TAHİR KUTSİ MAKAL Kitabı İçindekiler
---------- SEĞMEN RUHU Kitabı İçindekiler
---------- TOROSLARIN TÜRKÜSÜ Romanı
---------- Armağan-2(AHMET TUFAN ŞENTÜRK İÇİN NE DEDİLER?)Kitabı içindekiler
---------- Armağan-1(ANILAR KORİDORU İÇİNDE SARIVELİLER)Kitabı
---------- YARALI CEYLAN Şiir Kitabı İçindekiler
---------- PAŞA GÖNLÜM Şiir Kitabı İçindekiler
---------- Kırat Geliyor Kitabı İçindekiler
---------- Her Yönüyle YENİMAHALLE Kitabı
---------- Tarihi ve Folkloruyla Elmadağ Kitabı İçindekiler
---------- Köylerimiz Kitabı İçindekiler
---------- Köyümüz Yeşildere Kitabı İçindekiler
---------- Bayramlar Haftalar Günler Kitabı
---------- Ahmet Tufan Şentürk Kitabı
---------- Halil Soyuer Kitabı
---------- Detanlaşan Köylü İsa Kayacan Kitabı
---------- Abdullah Satoğlu Kitabı
---------- Güzide Taranoğlu Kitabı
---------- Gülendenin Beşiği Kitabı
---------- GÜLLÜK ANTOLOJİ (2006)Kitabı
---------- GÜLLÜK ANTOLOJİ(2007)Kitabı
---------- CEYLAN-Tahliller-MAKALELER-Görüşler
---------- Güllük Dergileri
---------- Kapodokya Güneşleri Kitabı
---------- Bir Yanardağ Fışkırması Kitabı
---- (P-R)
------ Rahime KAYA
------ Rahime KAYA
------ Refika DOĞAN
------ Refika DOĞAN
------ Ramazan EFE
------ Ramazan EFE
------ Rengin ALACAATLI
---- (S-Ş)
------ Sabiha SERİN
------ Sabiha SERİN
------ Serap HOCA(Serap ÖZALTUN)
------ Serap HOCA(Serap DEMİRTÜRK)
------ Süleyman KARACABEY
------ Süleyman KARACABEY
------ Serdar AKKOÇ
------ Serdar AKKOÇ
------ Sevgili ÖZBEK
------ Sevgili ÖZBEK
------ Şemsettin DERVİŞOĞLU
------ Şemsettin DERVİŞOĞLU
------ Şükran GÜNAY
------ Şükran GÜNAY
---- (T-U-Ü-V)
------ Turan UFUKTAN
------ Ümran TOKMAK
------ Ümran TOKMAK
---- (Y-Z)
------ Yusuf BOZAN
------ Yüksel ERENTÜRK
------ Yusuf BOZAN
------ Yüksel ERENTÜRK
------ Yusuf Ziya KARAHASANOĞLU
------ Zübeyde GÖKBULUT
------ Zübeyde GÖKBULUT
------ Yıldız TOKSÖZ
------ Yıldız TOKSÖZ
GÜLCE'YE DAİR
-- GÖRÜŞLER
---- Gülce Nedir?
---- Gülce ve Ozanlık
---- Gülce Manifestosu
---- 5 Hececiler ve Gülce
---- Garip Akımı ve Gülce
---- Fecr-i Ati ve Gülce
---- Hisarcılar ve Gülce
---- Neyzen Tevfik, Aşk
---- Mazmunlar
---- Gülce Ne Değildir?
---- Hece Vezni ve Gülce
---- Serbest Şiir ve Gülce
---- Aruz Vezni ve Gülce
---- Gülce ve Zolal
---- Gülce Tarihinden
---- GÜLCE-(Atölye)-Video Dersler
------ Gülce Etkinlikleri
------ Kurucular Beyanı
------ Gülce 2009
------ Doğru Yaz/Konuş
------ Gülce-2010 Projeleri
------ Gülce-2011 Projeleri
------ Üstad Necip Fazıl'dan
------ Gülce-Aruza Dair
------ Öneriler-Çalışmalar
------ GÜLLÜK DERGİSİ
------ Gülce'ye Öneriler
------ Röportajlar
------ Negatif Bakışlara
------ Aleyhimizdekiler
------ M.E.B' na
---- Gülce'de Mesajlar-Projeler
------ Gülce-Güldeste(1)
------ Destanlarımız
------ Dede Korkut
------ Öncü Kadınlarımız
------ Peygamberlerimiz
------ Nutuk(Gülce)
------ Nutuk(Z.Korkmaz)
------ Kutlu Hanımlar
------ Ozanlarımız
------ NasrettinHoca
------ Yedi Askı
GÜLCE TÜRK ŞİİR AKADEMİSİ
-- Şiir Akademisi
---- Şiir Akademisi
------ HALK EDEBİYATI
-------- DİVAN EDEBİYATI
-------- BATI EDEBİYATI
-------- YENİ TÜRK EDEBİYATI
---- Hece Vezni' ne Dair
---- Şiir Tahlilleri
---- Aruz Vezni' ne Dair
---- Hiciv Tarihinden
---- Ustalardan Şiirler
---- Ustalardan Makale
---- Aramızdan Ayrılanlar
------ Ustalardan Şiirler
-------- A. Tufan ŞENTÜRK
-------- DİLAVER CEBECİ ANISINA
---- Şiir Üstüne (Serbest)
---- Atışma Sayfamız
---- Denemeler-Makaleler
---- Şiirde Dönüşüm
---- Şiir ve Anlatım
-- Türk Edebiyatı Şiir Türleri
---- Şiir Türleri
---- İslâmiyet Öncesi
---- Servet-i Fünun
---- Garip Şiirler
---- Akımlar
---- Edebî Sanatlar
---- Söz Sanatları
---- Şair Padişahlar
---- Şiir Tarihimizden
---- Yıllara Göre Edebiyat
---- Mehmet Nacar
DÜNYA EDEBİYATI
-- Dünyadan Şiir Türleri
---- Burns Stanza
---- Choka
---- Go Vat
---- Catena Rondo
---- Onegin Stanza
---- Canzonetta
---- Bauk Than
---- Rhupunt-Galce
---- Septilla
---- Viator
---- Luc Bat
---- Tritena
---- Pantoum
---- Shakespeare Sonnet
---- Diamonte
---- Villanelle
---- Hutain
---- Hex Sonnata
---- Hexaduad
---- Haynaku
---- Harrisham Rhyme
---- Guzzande
---- Gratitude
---- Glosa
---- Garland Cinquain
---- Fornlorn Suicide
---- DÜNYA EDEBİYATI
---- Dünyadan Destanlar
---- Dünyadan Şiirler
KAYNAKÇA
-- Konularına Göre Şiirleriniz
---- Aşk Şiirleriniz
---- Atatürk Şiirleriniz
------ 23 Nisan Şiirleri
------ Atatürk'e Dair
---- Kahramanlık Şiirleriniz
---- Doğa Şiirleriniz
------ 2009 Yılı Sayılarımıza
---- Taşlama Şiirleriniz
---- Gurbet Şiirleriniz
---- Tasavvuf Şiirleriniz
---- Barış Şiirleriniz
---- Şehir Şiirleriniz
---- Anne Şiirleriniz
------ Babanıza Şiirler
---- Doğum Günü Şiirleriniz
---- Deprem Konulu Şiirler
---- Diğer Şiirleriniz
---- Köşe Yazarlarımız/Makaleler
------ Mustafa CEYLAN
------ Refika DOĞAN
------ Osman ÖCAL
------ Ahmet ÖZDEMİR
------ A. S. ATASAYAR
------ Prof.Dr.İsa KAYACAN
-------- Prof. Dr. İSA KAYACAN
------ Rahime KAYA
------ Harun YİĞİT
------ İlqar MÜEZZİNZADE
------ Sündüz BİGA
------ Nazmi Öner(Şiirler)
------ Nazmi ÖNER(Nesirler)
------ Coşkun KARABULUT
------ Prof.Dr.İsmail YAKIT
------ Prof.Dr.Asım YAPICI
------ Sabit İNCE
------ Muhsin DURUCAN
------ Abdulkadir GÜLER
------ Ünal Şöhret DİRLİK
------ Metanet YAZICI
------ A.Aşkım KARAGÖZ
------ Gazanfer ERYÜKSEL
------ Mehmet GÖZÜKARA
------ Necdet BULUZ
------ Yusuf Özcan
------ Afife Demirtaş
---- Mustafa Ceylan
---- Bizden
-- Video Yağmuru
---- Ozanlar-Şairler
---- Bizden Videolar
---- Rasim Köroğlu
-- Genel
---- SERBEST KÜRSÜ
---- Duyurular
---- Röportajlar
---- Günün Şiiri
---- Günün Nesiri
Edebiyat Biz Platformumuzda
-- Gülce Tv
-- Türk Argo Sözlüğü
-- Edebî Konular Forumu
Konuyu görüntüleyenler:
1 Misafir
Mustafa Ceylan |
Dost Sitelerimiz:
Türkçe Çeviri:
MyBB
Türkiye
Üretici:
MyBB
, © 2002-2025
MyBB Group
-Theme © 2014 iAndrew
Sitemizde yer alan eserlerin telif hakları şair-yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir.(Haberleşme : ceylanmustafa_07@hotmail.com)
Doğrusal Görünüm
Konu Görünümü
Yazdırılabilir Sürüm
Konuya Abone Ol
Konuya Anket ekle
Konuyu Arkadaşına Gönder