SiteAna Sayfa
Güllük Dergisi
Şairlerimiz
Arama
Üyeler
Video
Yardım
Giriş Yap
Kayıt Ol
Oturum Aç
Kullanıcı Adı:
Şifre:
Şifremi Hatırlat
Beni Hatırla
Your browser does not support the audio element.
Akdeniz Radyo istek
Tıklayın-Okuyun/Güllük Dergisi
Web'de Ara
Sitede Ara
0 Oy - 0 Yüzde
1
2
3
4
5
Konu Modu
YAZIYA EK:4
Site Yönetimi
Admin
Üyelik tarihi:
Jan 2008
Mesaj Sayısı:
12,518
Konu Sayısı:
11,588
#1
12/07/2008, 00:14
Antik Şehirler
NOEL BABA
Bütün dünyada Noel Baba olarak tanınan Aziz Nicholaos, Türkiye’nin Akdeniz kıyılarında önemli bir Lykia kenti olan Patara'da doğmuştur.
M.S. 300'e doğru Patara refah içindeyken kentte yaşayan zengin buğday tüccarının bir oğlu olur ve ona Nicholaos adı verilir. Doğduğunda göğün bir hediyesi, ana-babasının dualarının ve sundukları adakların bir meyvesi, fakirlerin bir kurtarıcısı olarak dünyaya geldiğine işaret edilmiştir. Daha gençliğinde bile mucizeler yarattığına inanılır. Bu inanca göre inşa halindeki bir kilisenin yıkılmasıyla enkaz altında kalan Nicholaos, annesi ağlayıp inlerken, üzerine yığılan taşların altından sağlam olarak kurtulmuştur.
Bir süre sonra babası öldüğünde büyük bir servetin tek mirasçısı olmuş ve servetini yoksullara yardım için harcamaya karar vermiştir. Bu sırada Patara'da önceleri çok zengin olan bir şahıs fakirleşmiş ve kızlarının çeyizini yapamayacak duruma gelmiştir. Çaresizlikten kızlarını satmayı bile düşündüğü bir anda, Nicholaos durumu görerek onlara yardım etmeye karar verir. Kendini belli etmemek ve aynı zamanda gururlarını kırmamak için kızların evine gece gider. Onlar uykuda iken büyük kızın açık olan penceresinden çeyizine yetecek olan bir kese altını içeri atar. Sabah parayı bulan büyük kız çok sevinir ve kötü durumdan kurtulur.
Daha sonra ortanca ve küçük kızın çeyiz paralarını da karşılamak isteyen Nicholaos, pencereleri kapalı olduğu için bacadan atar. İşte Noel Baba'nın yılbaşında hediye bırakma öyküsü böylece doğar. İkonalarda ve resimlerde de Nicholaos'ın üç altın top ile gösterilmesi bu yüzdendir.
Aziz Nicholaos'un yaşamıyla ilgili bir öykü de şöyledir;
Nicholaos hacı olmak üzere Kudüs'e gider. Geri dönüşünde fırtınaya tutulan gemiyi dualarıyla batmaktan kurtarır, ayrıca denize düşerek boğulan bir denizciyi de diriltir. O günden sonra Aziz Nicholaos denizcilerin de koruyucu azizi olarak kabul edilmiştir.
Nicholaos bir müddet sonra Patara'nın komşu kenti Myra'ya göç eder. Myra Başpiskoposu ölmüş yerine geçecek kişi üzerinde anlaşma sağlanamamıştır. Bunun üzerine sabah kiliseye ilk gelen kişinin başpiskopos olması kararlaştırılır. Aziz Nicholaos kiliseye ilk gelen kişi olarak başpiskopos seçilir. Burada da mucizelerine devam ederek üç generali ölümden kurtarır. Diğer bir öyküsü ise şöyledir:
0 yıl Myra'da kıtlık çıkar. İskenderiye'den Byzantion'a mısır götüren bir filo Myra'nın limanı olan Andriake'ye uğrar. Nicholaos hemen limana koşar ve her gemi başına bir miktar mısır vermelerini ister. Gemiciler Byzantion'a vardıklarında istemeyerek verdikleri mısırların yerlerinde olduğunu hayretle görürler.
Hıristiyanlara karşı olan İmparator Diocletianus ve Licinius zamanında Nicholaos da diğer Hıristiyanlar gibi bir ara hapsedilmiştir. M.S. 325 tarihinde Hıristiyanlık içindeki problemleri çözmek için İznik'teki (Nikaea) meclis toplantısına Myra Başpiskoposu olarak katılır. Yolda giderken bir handa öldürülerek salamura yapılmış üç çocuğu dirilttiği daha sonra Bonaventure adlı bir kilise adamı tarafından iddia edilmiştir. Ögrencilerin de koruyucusu olduğuna inanılan Aziz
Nicholaos'un 6 Aralık 343'te 65 yaşında iken öldüğü sanılmaktadır. Myralılar onun adına bir kilise yaparak içindeki lahitte onu sonsuz uykusuna bırakmışlardır.
Haçlı Seferleri sırasında 20 Nisan 1087'de Bari'den gelen tüccarlar kemiklerini çalıp Bari'ye götürmüş ve yaptıkları bazilikaya gömmüşlerdir. onun olduğu sanılan geride kalmış bir kısım kemik ise bugün Antalya Müzesi'nde saklanmaktadır.
Noel Baba Kilisesi
Aziz Nicholaos öldüğünde yapılan kilise veya şapel 529 yılındaki zelzelede yıkılınca daha büyük belki de bazilika tipinde bir kilise yapılmıştır. Peschlow, büyük apsisin güney tarafında eşit apsisli iki küçük mekân ile bugünkü binanın kuzey yan nefinin büyük kısmının bu ilk yapıya ait olduğunu tahmin etmektedir. Bu kilise VIII. yüzyılda zelzele veya Arap akınlarıyla yıkılmış, daha sonra tekrar yenilenmiştir. 1034 yılında Arap donanmasının denizden yaptığı akınlarla harap olmuştur. On yıl harap durumda kalan kilisenin 1042'de Bizans İmparatoru IX. Konstantin Monomakhos ve eşi Zöe tarafından tamir ettirildiği kitabesinden anlaşılmaktadır. XII. yüzyılda binaya bazı ekler yapılmış, kilise tekrar onarılmıştır.
XIII. yüzyılda Türklerin eline geçen Myra'da, kiliseyi serbestçe ibadet etmek için kullandığını ve kilisede bazı onarımların yapıldığını anlıyoruz. 1738'de büyük kilisenin yanındaki şapel tamir edilmiştir. 1833- 1837 yılları arasında Anadolu'yu gezen C. Texier, Myra'ya da uğramış ve kitaplarında kiliseden bahsetmiştir. Ondan on yıl kadar sonra 1842 yılı Mart ayında Teğmen Spratt ile Prof. Forbes de Myra'ya gelmiş, kilisenin bir krokisini çıkarmışlar ve kilisenin yanında bir manastırın olduğunu görmüşlerdir.
1853 yılında Kırım Harbi sırasında Ruslar kilise ile ilgilenmişler ve burada bir Rus kolonisi kurmak için Anna Golicia adındaki Rus kontesi adına toprak almışlardır. Ancak Osmanlı Devleti işin siyasî yönünü farkedince Rusların aldıkları toprakları geri almış, yalnızca kilisenin onarım istekleri kabul edilmiştir. Böylece 1862 yılında August Salzmann adında bir Fransız, Nicholaos Kilisesi'nin onarımı ile vazifelendirilmiştir. Bu restorasyonlar kilisenin aslını bozacak kadar kötü yapılmıştır. Bu restorasyon sırasında 1876'da bugün görülen çan kulesi de ilave edilmiştir.
Birçok kentin koruyucu azizi olan Noel Baba'ya adanmış iki bine yakın kilise bulunmaktadır. O'nun yaşam öyküsü ve mucizeleri birçok kitapta yer almış, ancak en eskisi 750-800 yılları arasında Byzantion'da Stadion Manastırı Başkeşişlerinden Michael tarafından yazılmıştır. Şimdi biz Anadolu Bizans mimarisinin ilgi çekici bir yapısı olan St. Nicholaos Kilisesi'ni beraberce gezelim.
Müze girişinden sonra taş döşeli yoldan aşağıya doğru inilir. İnerken Noel Baba'nın heykeli solumuzda yeşillikler içinde görülür.
IV. yüzyılda burada bulunan tek kubbeli kilisenin güneyine VIII. yüzyılda haç şeklinde bir şapel ile kuzey tarafına da eklemeler yapılmıştır. Ayrıca 1862-63 senelerinde de binaya dış narteks ile iç narteksin bazı kısımları ilave edilmiştir.
Binanın esas girişi batı yönünde olmasına karşılık biz gezi yönünde anlatmayı daha uygun bulduk. Bugün iki sütunu ayakta kalmış bir avludan bir iki basamakla Bizans Devri'nde ilave edilmiş güney nefine inilir. Haç biçimli bu bölümün doğu kısmında üç kemerli pencereye sahip bir apsis yer alır. Apsisin önünde orijinal stylobat ile ortasında altar kaidesi hâlâ görülür. Apsis nişinin içinde yer yer renkleri kaybolmuş ve belirsizleşmiş aziz figürleri vardır. Bunların altındaki küçük niş içindeki fresko Noel Baba'ya aittir. Bu bölüm ve esas kilisenin güneydoğu şapelinin tabanlarında farklı desenlerde mozaik panolar görülür. Batı yönünde merdivenlerin karşısındaki niş içerisinde İsa, Meryem ve Yahya freskoları vardır.
Buradan iyi muhafaza edilmiş kapı çerçevesi bizi lahitlerin bulunduğu kısma, yani haç biçimli şapelin uzun kısmına çıkartır. Lahitlerin yer aldığı nişler içindeki freskolar bugün net olarak görülmese bile çeşitli aziz tasvirlerini içeren freskolar ile bezenmiştir. Kuzey duvarındaki ilk nişle sütunların üzerinde Meryem freskosu ilginç örneklerdir. Noel baba freskosunun bulunduğu ikinci niş sütununun ters konduğu yazılarından anlaşılmaktadır.
Nişler içinde yer alan lahitlerden birinci niş içindeki akarthus yaprakları ile süslü Roma Devri lahdinin Noel Baba'ya ait olduğu kabul edilir. Hatta Noel Baba'nın denizcilerin de azizi olmasından dolayı lahdin üzerinin balık pulu desenleriyle süslendiği söylenir. 20 Nisan 1087'de Bari'li korsanlar, Noel Baba'nın kemiklerini almak için lahdi kırmışlar, bazı kemikleri alarak Bari'ye götürmüşlerdir.
İkinci niş ile karşısındaki nişte bulunan lahitler sadedir. Burada nişler içindeki lahitlerden başka yerde iki mezar daha bulunmaktadır. Buradan bir kapı ile kilisenin iri blok levhalarla döşeli avlusuna geçilir. Avluda ise bir niş içerisinde boşaltılmış iki mezar bulunur. Yanında bulunan mermer üzerinde haç ve çapa motifi Noel Baba için yapılmış olmalıdır. Solda duvar içine yerleştirilmiş mezardaki kitabede 1118 tarihi yer alır. Avludan önce dış nartekse, sonra üç kapı ile ana mekâna (naos) açılan iç nartekse geçilir. Burası gruplar halinde piskoposların resmedildiği freskolarla süslenmiştir. Buradan geçilen esas mekân üç kemerle yan neflere açılır. Ana mekânın güneyinde iki nef vardır. İkinci nefte niş içindeki lahitte Noel Baba'nın mezarı olduğu söylenir ise de üzerindeki kadın erkek kabartması bunun böyle olmadığını gösterir. Yan nefin karşısındaki niş içerisinde ise bir başka mezar vardır. Kuzey nefin kubbesinde Hz. İsa ve 12 havarinin freskoları bulunur. Yanda ise yan nefin kazısı yapılmaktadır. Bu kazının yapıldığı nefin batı kısmında ise üç oda bulunur. Binanın ortasında pencereli ve kasnaklı bir kubbenin olması gerekirken, Salzmann yaptığı tamir sırasında mekânın üstünü kapatarak, kesme taştan kaburgalı büyük bir çapraz tonoz kullanmıştır.
Yusuf Yavuz
yusuf_yavuz2004@yahoo.com
Son Güncelleme: 19 Aralık 2006
Noel Baba kime hizmet ediyor?: “Otuz iki kısım tekmili birden Noel Baba tiyatrosunun kısa öyküsü...”
17 Mart 2006
Bu yazıyı E-Posta ile gönder
Yazıcı dostu sayfa
Merkezi Antalya’da bulunan Noel Baba Vakfı, 1993 yılından bu yana her yıl düzenlediği “ Noel Baba İle Dünya Barışına Çağrı” etkinlikleri boyunca katılımcılar tarafından yapılan “tuhaf” açıklamalarla ülke gündemine yerleşirken, etkinliklere dünyanın dört bir yanından gelen ilginç ve tartışmalı isimlerin kimlikleri de soru işaretlerini de beraberinde getirdi. Muammer Karabulut’un başkanlığı yaptığı vakfın, son dönemlerde ulusal konularda da öne çıkan bir tutum izlemesi ve milliyetçiliğe soyunması görenleri hayrete düşürüyor. Fener Rum Patrikhanesi’nin Yunanistan’a taşınması için 28 Ekim 2005’te başlatılan imza kampanyasında da ön saflarda yer alan Muammer Karabulut, “ üç milyon imza topladık, amacımız beş milyon imzaya ulaşmak” diyerek basına demeçler verirken, önceki yıllarda Noel Baba Vakfı tarafından düzenlenen Barış Şenliklerinde Fener Rum Patrikhanesinin yetkin isimleriyle bir araya gelmekten çekinmiyordu. Karabulut’un, 1993’te Prof. Hirisostomas Konstandini ve Prof. Tona Papas’ı, 1996’da Yakovas Sofraniyadis’i ve 1997’de de patrikhanenin on iki üyeli Sensinod Meclisi’nden Myra Metropoliti Hristostomas Kalaycı’yı Demre’de düzenlenen şenliklerde ağırlamasının ardından, bu gün Patrikhanenin Yunanistan’a taşınması için imza toplaması akılları karıştırdı.
Ak sakallı tonton dedenin siyaset pazarlığı!
Geçtiğimiz yıl, heykel kriziyle de gündemden düşmeyen Noel Baba Kilisesi, Rusya ile Türkiye arasında siyasi krize neden olmuş, Rusya lideri Putin’in Cumhurbaşkanı Sezer’e yazdığı mektupla krize son verilmişti. AB dayatmaları sürecinde Ekümeniklik tartışmalarının yoğun olarak yaşandığı ve Avrasyacılık projelerinin sıklıkla tartışıldığı son üç yıldır dini semboller gündemden düşmedi. Türkiye’de siyasi bir zemin yaratmaya çalışan Rusya, Rus Ortodoks Kilisesi aracılığıyla Noel Baba ve Anadolu’da yaşamış diğer Ortodoks Azizler üzerinden ilişki kurmaya çalışıyor. ABD ise, aleni olarak desteklediği Fener Rum Patrikhanesi aracılığıyla hem Rusya’nın arka bahçesi olan diğer Slav- Ortodoks ülkeleri etkisi altına almaya çalışıyor hem de Rusya’nın bölgedeki etkisini kırmaya çalışıyor. Bu süreçte yaratılan efsanesiyle tüm dünyada tanınan Noel Baba’dan daha iyi bir sembol düşünülemezdi.
Ve bu sürecin aktörleri, Soğuk savaş döneminin sona erdiği doksanların başına doğru bir bir sahneye çıkmaya başlarlar.
Dinler arası diyalogdan, üçüncü cinse uzanan yelpaze..
1991 yılında Antalya’da Almanca yayımlanan “Grün Magazin” adlı bir turizm dergisi çıkarmaya başlayan Karabulut, bu dergi sayesinde geliştirdiği ilişkileri, pratik zekası ve ülkenin değişken gündeminin de yardımıyla her dönemde adından söz ettiren bir kimlik olmaya başlar. Antalya Rehberler Derneği, çeşitli üniversiteler, ilahiyatçılar, dinler arası diyalog sözcüleri, Patara kazılarını yürüten Prof. Fahri Işık, her dönemin kültür bakanları, Antalya’nın ‘etkin’ turizmcileri, Rotary ve Lions kulüpleri, ülkede bulunan hemen her dinin temsilcileri; Yahudi, Ermeni, Süryani, Kildani, Evangelist, Bahai ve adını bile duymadığımız bir çok mezhebin üyeleriyle girilen ilişkilerin sonucu olarak, Noel Baba, Karabulut’un elinde her kapıyı açan sihirli bir anahtara dönüşüveriyordu. Bir taraftan din sosuyla üzeri örtülen uluslar arası “Sivil Toplum” un sondajcılarıyla üst düzey ilişkiler kuruluyor, diğer taraftan da, her yılbaşı “Noel Baba Türk’tür” , “ Kemikleri geri getireceğiz” söylemleriyle her kesimden insanın sempatisi kazanılıyordu. Hatta bir ara öyle ileri gidilmişti ki, “ Saint Nicholaus’un Türk soylu, Oruz (Oğuz) boyunun Bakrat Klanı’ndan geldiğini, Hristiyanlığı kabul ederek Samsun’un Çarşamba, Ordu’nun Perşembe ilçeleri arasına yerleşen bir ailenin son çocuğu olduğunu, aslı adının da ‘Sarı Saltuk’ olduğunu, hatta babasının Hristiyan olmadan önce Şaman olduğu..” bile dile getirilmişti. Gündem yaratmanın ve reklamın kötüsü olmazdı. Dünyada, işine gelen her değeri bulup çıkaran, yoksa yapay hikayelerle sahte değerler üreten turizm sektörü de çok sevmişti Muammer Karabulut’u. Yaptığı ilginç açıklamalarla Noel Baba’yı kılıktan kılığa sokuyor ve sektörün temsilcilerine “hikayeden” paralar kazandırıyordu.
Eşcinsel rahibeye barış ödülü..
Noel Baba Vakfı, 1993 yılından itibaren, her yıl farklı bir konu başlığıyla gerçekleştirdiği “Noel Baba ile Dünya Barışına Çağrı Etkinlikleri” nin 2005 yılı konusunu “Barış Yolunda Cinsel Kimlikler” olarak belirlerken 2006’ya girerken yine o bildik “tuhaf” tartışmalardan biri daha yaşanmıştı. Ödülün, Amerikalı eşcinsel hakları savunucusu rahibe Jeannine Garamick’e verileceğini açıklayan Muammer Karabulut yine manşetlerdeydi ve her durumda manşet olmanın meyvelerini topluyordu. Amerikalı rahibeye verilen barış ödülü öncesi basına yaptığı açıklamada; “ Üçüncü cinsiyet diye bir gerçek var. Bu konu, para karşılığı fuhuş yapan insanlarla karıştırılmamalı. Bu fizyolojik ve psikolojik tercihte bulunanlar arasında politikacısından bilim adamına, sanatçısından işadamına kadar toplumun her kesiminden insan var. Üçüncü cinsiyet, sonradan kazanılmış değil, doğal yaşamın getirdiği bir sonuçtur. Bu nedenle gelişmiş ülkelerde yasalar bile yeniden düzenlenmeye başladı. ABD Senatosu'nda eşcinsellerin evliliğini engellemek için konulan karşı cinsle evliliği öngören yasa reddedildi. İnsanlık tarihi kadar eski olan üçüncü cinsiyetle toplumun barışık olması gerekiyor. Biz, bu barışa katkıda bulunmak amacıyla böyle bir organizasyona karar verdik.” diyordu. 2001 yılında da tüm dünya askerleri adına NATO'ya verilen Barış Ödülünü Yunanlı Tümgeneral NATO Christos Vafiadis’e takdim ederek dünya barışına ‘yüksek’ katkılarını sunan Karabulut, 2005 yılında da yaptığı katkının huzurunu yaşıyordu.
Noel Baba kılığında misyonerler geçidi!
Devlet düzeyinde 1981 yılından beri kutlanan ve her yıl bildik okul müsamerelerini aratmayan biçimde tekrarlanan Noel Baba şenlikleri, Muammer Karabulut’un 1993’te “etkin” bir biçimde duruma ‘müdahil’ olmasıyla hayli renklenir. Önceleri sıkıcı birkaç protokol konuşmaları, dünyanın değişik ülkelerinden gelen temsilcilerin ve çocukların katılımıyla, Demrelilerin “ilgisiz” bakışları arasında, protokole ve konuklara ikram edilen taze portakal suyu ve gözleme seramonisi eşliğinde kutlanan şenlikler her yıl ilginç görüntü ve tartışmalara sahne olur. Bölgeye, önce turizmcilerin sonra da Noel Baba Vakfının ilgisinin artmasıyla birlikte TAÇ VAKFI’ da bu pastadan payını almakta gecikmez. Sembolik Noel Baba ve çocukların koşuşturmaları arasında Demre sokaklarında, onlarca ülkeden yüzlerce misyoner cirit atmaya başlar. Öyle ilginç kişilikler vardır ki konuklar arasında, ‘Primsky Köyü Cami İmamı’ından tutun da ‘Kalmukya Harp Malülleri Başkanı’ na ve ‘Doğu Anadolu Latin Katolikler Ruhani Reisi’ne kadar akıllara zarar çeşitlilikte kimlik, Noel Baba kılığında bir araya gelir. Tabii, katılımcılar adını saydığımız kimliklerle sınırlı değildir. Karabulut’un kutlamalara dahil olduğu 1993 yılından bu yana ülkede adı hep ‘kimlik’ ‘dinler arası diyalog’ ve ‘siyaset’ tartışmalarıyla anılan ünlü dini liderler başta olmak üzere yüzlerce şaibeli isim bir araya gelir: “Harry Ojalvo: 500. Yıl Vakfı, Samuel Akdemir: Süryani Kadim Patrikliği Horiepiskoposu, Nedim Yahya: 500. Yıl Vakfı Koordinatörü, P. Gerardo Cıoffari: Aziz Nikolaus Enstitüsü Yöneticisi, İtalya /Bari, Niso Esinli: T.C. Hahambaşılık İcra Kurulu Azası, Prof. Dr. Hirisostomas Konstandinidi: Fener Rum Patrikhanesi, Prof. Dr. Tona Papas: Fener Rum Patrikhanesi, Yusuf Çetin: Süryani Kadim Cemaati Ruhani Reisi ve Patrik Vekili, Mesrop M. Mutafyan: Türkiye Ermeni Patrik Vekili ve Ruhani Reisi Kurul başkanı, Birigit Lesjak: Graz Üniversitesi, Avusturya – Aziz Nikolaus Araştırmacısı, Dr. Kemal Osman Bek: Suriye, Dr. Abdulhadi Plaazzi: İtalya İslam Enstitüsü Direktörü, Prof. Dr. Nahum Rakover: İsrail, Ruggergo Francehini: Doğu Anadolu Latin Katolikler Ruhani Reisi, ismet Kazım: Suudi Arabistan, Dr. Selahdin Jeferawi: Almanya İslam Konseyi Başkanı, Yakovas Sofraniyadis: Fener Rum Patrikhanesi, Mesut Merter: Türkiye Bahai Topluluğu, Hristostomas Kalaycı: Fener Rum Patrikhanesi, Tehoumatov Vlademir: Kalmukya Rus Kazakları Laması, Ostapenko Vlademir: Kalmukya Piskoposu, Ilioumjinov Nikolai: Kalmukya Harp Malülleri Başkanı, Sultan Ahmet Karalaev: Primsky Köyü Cami İmamı, Catriona Lynch: Kuzey İrlanda Çocukları Adına, Kerim Güzeliş: Süryani Kadim Yönetim Kurulu Adına, Tümgeneral Christos Vafiadis: Yunanistan (NATO), Prof. Dr. James Taylor: ABD, Vanya Sıshkova: Sliven Kültür Müdürü-Bulgaristan, Azamat Oltu: Nijerya, Muhammed El Adel: Gazeteci-Tunus, Dr. Susan Merter: Türkiye Bahahi Toplumu Genel Sekreteri, Nam Chul Hee: G.Kore Noel Baba Vakfı, Hristina Chokolova: Sliven Valisi-Bulgaristan, İntisar Sirelhatim: Sudan, Prof. Dr. Kim Yoo Hyuk: G.Kore ve Hafke Punk: Hollanda” bu süreçte törene katılanlardan yalnızca bir kaçıdır.
Etkili azınlıklar!
Muammer Karabulut’un konuklarından sadece bir kısmını hatırlamak yeterli olsa da, içlerinden bir kaçına daha yakından bakmak, Noel Baba’nın ülkenin bacasından ne getireceğini görmek açısından yararlı olabilir. Türkiye Yahudileri üzerine yazdığı kitaplarla ve “Türkiye’de bir buçuk milyon Yahudi kökenli Türk vardır” diyerek yaptığı açıklamalarla gündeme gelen Yahudi cemaatinin en etkin isimlerinden Harry Ojalvo’dan tutun da, Bush’un “özel” isteğiyle ABD Dışişleri Bakanlığı Kamu Diplomasisinden sorumlu müsteşar Karen Hughes ile bir çok cemaat temsilcisiyle birlikte özel görüşmelerde bulunan, Süryani Cemaati Ruhani Lideri Yusuf Çetin’e, Fethullah Gülen Cemaatine en yakın akademisyenlerden biri olan Prof. Niyazi Öktem’den, kuyum ve mücevherat işiyle ünlü azınlıklara kadar uzayıp giden her gruptan zengin bir liste vardır ve artık ülke sınırlarını aşmanın zamanı gelmiştir.
Dışarıdan gelen kaynakla dünyaya açılma zamanı..
Her çıkar grubunun kendi işine geldiği gibi kullandığı Noel Baba ikonu, ülkeler ve siyaset üstü kimliklere büründürülerek, uluslar arası sivil projecilerin ‘Truva atı’ olma işlevini, dikkat çekmeden üstelik devletin ve halkın sempatisini de ekleyerek sürdürürken, Karabulut, geçtiğimiz yıl yine basına verdiği demeçlerde, “ dünyaya açılma” zamanının geldiğini dile getiriyordu. Dünyaya açılma haberleri basına da yansıyacaktı: “ Dünyaya açılan Noel Baba Vakfı, 7 ülkedeki vakıflardan sağlanacak kaynakla Saint Nicholas Kilisesi'ni restore ettirmek için Antalya Valiliği'ne başvurdu. Noel Baba Vakfı Başkanı Muammer Karabulut, Demre'deki Saint Nicholas Kilisesini restore etmek ve çevresini düzenlemek için Antalya Valiliği'ne başvurdu. Devletten sadece teknik yardım istediklerini belirten Karabulut, Yeter ki bize izin verilsin, iki yılda tamamlar, teslim ederiz... Maddi kaynak, Bulgaristan ile Güney Kore'de kurulan, hazırlıkları Almanya, Avusturya ve İsviçre'de devam eden Noel Baba Vakıfları'nın dayanışmasıyla sağlanacak. Vakıf, Belçika ve Rusya’da da açılacak. Bu vakıflardan sağlanacak gelirle Noel Baba Kilisesi restore edilecek...”
Osmanlı döneminde bir Rus prensi tarafından restore ettirilen kilisenin, Cumhuriyet döneminde de birkaç kez onarım gördüğü biliniyor. Oysa bu kez durum farklıdır; Moon tarikatı ve post-modern dinsel siyasetin para muslukları, denetimsiz biçimde çalışan ve ülkede adeta Noel Baba sayesinde “dokunulmazlık” zırhına bürünen gruplara sonuna kadar açılacaktır. Yeter ki borularından “teslimiyet” damlayan bu para vanalarına uygun kanallar bulunsun.
Dinler arası yetki krizi..
Noel Baba ve onun bir türlü sonuca bağlanamayan kimliği ile ilgili tartışmalar sürerken, bu tartışmalara malzeme yetiştirmekte pek mahir olan Karabulut’un düzenlediği etkinliklere katılan azınlık mensuplarının da yetki karmaşası yaşamalarına neden olur. Kutlamaların gediklilerinden olan Yahudi cemaatinden Harry Ojalvo’nun, Noel Baba etkinlikleri çerçevesinde 6 Aralık 2004 tarihinde bazı radyo ve televizyonlarda yaptığı konuşmalar, Türkiye Hahambaşısı Isak Haleva’yı, Muadili Fener Rum Patriği Bartholomeos’a resmi bir açıklama yapmak zorunda bırakır. Haleva’nın, 7. Aralık 2004 tarihli açıklaması aynen şöyledir:
“ Sayın I. BARTHOLOMEOS
İstanbul – Rum Patriği
Fener – İstanbul
6 Aralık 2004 Pazartesi günü bazı radyo ve televizyon yayınlarında, 7 Aralık günü ise bazı gazetelerde yer alan bir haberde Noel Baba Vakfı tarafından düzenlenmiş olan Noel Baba Dünya Barışı’na Çağrı Etkinlikleri çerçevesinde Harry Ojalvo adlı bir dindaşımızın vermiş olduğu beyanatlarda kendisinin Musevi Hahamlığını temsil ettiği yer almıştır.
Söz konusu Sayın Harry Ojalvo’nun Türkiye Hahambaşılığı ve Türk Musevi Cemaati Yönetimini temsile yetkili olmadığını bilgilerinize sunarız.
Saygılarımızla
Isak HALEVA- Türkiye Hahambaşılığı”
Bacadan ‘sessizce’ giren kapitalizm..
Muammer Karabulut’un ve onun yandaşlarının baş döndürücü eylemleriyle perdelenen Noel Baba piyesi, yetkililerin de bu oyuna dahil olmaya devam ettiği sürece daha yıllarca sürecek. Son on üç yılda yüzlerce kânaat önderi ve dini liderin arenası haline getirilen ve Museviler, Budistler, Türkiye Süryani Kadim Cemaati, Latin Katolikleri, Türkiye Ermeni Patrikhanesi, İstanbul Rum Kilisesi, Moskova ve Bütün Rusya Ortodoks Patrikhanesi, Anglikan Kilisesi, ABD Bord Heyeti, Bulgaristan Ortodoks Kilisesi, Evangelistler, Fethullah Gülen cemaati, ve Bahailer’in cirit attığı Noel Baba kilisesinin iç koridorlarında ziyaretçileri karşılayan bir yazıt, bu piyesi sergileyenlerin bile farkında olmadığı gerçeği ortaya koyuyor. Roma’nın Pagan denizcilerinin inançları, Hıristiyan denizcilerin inançlarıyla harmanlandığı zaman diliminden kalma yazıtta, üst tarafı haç biçiminde, aşağıya doğru iki yana açılarak bir denizci çapası şeklini alan belirgin bir figür bulunuyor. Koparılan bunca gürültüyü boşa çıkaracak belirtileri içeren yazıtın, öylece bir kenarda kaderine terk edilmesi bu tartışmaların odağındaki asıl niyeti de gözler önüne seriyor.
Yüzlerce yıldır yoksulların koruyucusu olduğuna inanılan bir kültün merkezinde bulunan ve Roma’nın; hububat, kereste ve arenalarda gladyatörlerin önüne atılan canlı hayvanların yağmalandığı bu topraklar üzerinde yaşayan halklar; Manisa Ovası’nda, Gediz Ovası’nda, Yalvaç’ın bozkırlarında, Toroslarda ve bütün Anadolu coğrafyasında tapınakların ve kiliselerin kurulduğu kentlerin kıyısında köleleştirilerek yaşamaya çalışıyordu. Bu gün, Anadolu’nun kadim halklarıyla aynı coğrafyayı paylaşan Türk halkı da modern çağın tüketim katedrallerinde ve kapalı kapılar ardında sahnelenen oyunlarla köleleştirilmeye çalışılıyor... Kapitalizm yakalıyor, markalar pişiriyor, Noel Babalar servis yapıyor.
Noel Baba Vakfı'nın açıklaması..
11 Mart 2006 tarihinde yayımlanan "ıÜüBir kimlik üç siyasi figür: Pataralı Noel Baba ve Mutafyan" başlılı yazımıza Noel Baba Vakfı Başkanı sayın Muammer Karabulut tarafından bir açıklama geldi. Karabulut'un 16 Mart 2006 tarihli açıklaması şöyle:
Sayın Yusuf YAVUZ,
"İlgili yazınızı okudum... Sanırım yorumlamaya çalıştığınız konuya ZORLA şahsımı ve Noel baba vakfını da monte etmeye çalışmışsınız. Fakat yeterli olmamış. Eğer şahsım ve vakıfla ilgili bilgi sahibi olmak istiyorsanız size yardımcı olurum.
Yalnız, bilmediğiniz ve bilmenizi istediğim Patrikhaneyle ilgili mücadeleye 1991 yılından itibaren yürütüyoruz. Bu ülke koşullarında ancak 2005 yılında "Patrikhane'nin Yunanistan’a" taşınmasına konusunda adım atılabilmiştir. Aslında, bu sorunu Lozan görüşmeleri sırasında bitirmeliydik ve İstanbul'da dahi kalmasını kabul etmemeliydik.
Noel Baba Vakıf ise 2005 yılında kurulan Noel Baba Barış Konseyine katılmıştır. Dünyada geleneği olan tek BARIŞ etkinliği tarafımızca yapılmaktadır. Tabii ki bu etkinliklerin ilk başlangıcı olan 1993 yılından itibaren, farklı inanç ve düşüncede kişi ve kurumları her zaman davet etmişizdir. Yazınızda adı geçen kişide bu bağlamda etkinliklerimize katılmıştır. Orada sanırım atladığınız bir konu Türkiye'de "Dinlerarası Diyalog" ilk kez 1993 yılında yaptığımız etkinlikle gündeme gelmiş olmasıdır. Bu konuda hala, siyasi bir tavır sergilenmediği sürece hiç bir ayrım gözetmiyoruz ve dünyadaki tüm dinlerin birbirlerini tanımları ve dünya barış için ortak söylemler geliştirmeleri gerektiğine inanıyoruz.
Hedefimiz dünyanın en büyük BARIŞ örgütü olmaktır."
Muammer KARABULUT -Noel Baba Barış Konseyi Başkanı
Aklımızı karıştıran sorular..
Sayın Karabulut'un "Patrikhaneyle ilgili mücadeleyi 1991 yılından itibaren yürütüyoruz" ve Dinlerarası Diyalog kavramının ilk kez kendi etkinliklerinde gündeme gelmiş olmasıyla ilgili açıklamaları hakkında aklımızı karıştıran soruların cevabını kamuoyuna açıklamasını bekliyoruz.
1: 1991 yılından beri Patrikhane ile yaptıklarını söylediği mücadele kapsamına 1993 ve 1997 yıllarında Patrikhane temsilcilerinin katıldığı etkinlikler de dahil mi?
2: Dinlerarası Diyalog kavramının, elli yıllık bir Hıristiyan misyonerliği çalışması olduğu kamuoyunda çok geniş biçimde tartışıldı. Prof. Dr Yümni Sezen'in bu konuda yaptığı çalışmalar "Dinlerarası Diyalog İhaneti" adıyla kitaplaştı. Sayın Karabulut'a göre "Dinlerarası diyalog" sadece diyalogdan mı ibarettir?
3: ABD'nin suç örgütü gibi çalışan NATO'ya barış ödülü vermek, dünya barışına ne gibi bir katkı sağladı?
Yusuf Yavuz
© Copyright 2004 Antiemperyalizm.org
--------------------------------------------------------------------------------
Noel Baba Kuş Cenneti’nde 159 kuş türü
01.03.2006
Demre Noel Baba Kuş Cenneti’nde 159 kuş türünün yaşadığı bildirildi. Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Kuş Gözlemcileri Kulübü, Demre Noel Baba Kuş Cenneti’nde kuş çeşitliliğini inceledi. AÜ Fen ve Edebiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Manavgat Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Ali Erdoğan, incelemelerin ardından yaptığı açıklamada, Noel Baba Kuş Cenneti’nin, Antalya ve yöresinde kuş zenginliği bakımından en önemli sulak alan olduğunu söyledi. Gönüllü korumayla oluşturulan alanda, yeni gelenlerle birlikte 159 kuş türünün yaşadığını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti: “Türkiye’de yaşayan 9 balıkçıl, 5 kırlangıç, 2 leylek, 2 kaşıkçı türlerinin tamamı, 28 ördek türünün 16’sı ve 40 yırtıcı kuş türünün 18’i burada yaşamaktadır. Türkiye ve Demre turizminin geleceği için çok önemli bir kuş cenneti oluştu.” Prof. Dr. Erdoğan, Dünya Kuş Gözlemcileri Kampı’nın gelecek yıllarda Demre’de yapılabileceğini sözlerine ekledi.
Mutlu Noel'ler ve 'Nail Baba'dan selamlar
26.12.2006 / David Judson / Yorum
Noel Baba figürünün çok ciddi bir pazarlama aracına dönüşmesi 1850'lerde Amerika'da başladı. Bu yıl, Amerika'da satılan yapay Noel ağaçlarının yüzde 75'inin Çin'den geliyor olması herhalde küreselleşmenin ilginç bir göstergesidir.
Sanırım 8 yaşına basan ve Antalya'da yaşayan yeğenim Mine, artık "global sentez"e dönüşen "Noel" fenomeninin özünü iyi yakaladı: "David Amca" dedi geçen yıl, "Bu yıl Nail Baba bana yılbaşı için bisiklet getirecek".
Dördüncü asırda, Mine'nin bugün yaşadığı kentin yakınındaki Demre'de oturan cömert bir tüccar, gizlice hediyeler dağıtırmış. Vefatından yıllar sonra, bu Bay Nikolas, "aziz" ilan edilmiş. Hıristiyanlığın peygamberi olan İsa'nın tam ne zaman doğduğu bilinmiyor ama yıldönümlerinde kutlama yapmak isteyenler 25 Aralık'ı seçmişler. Derken Roma İmparatorluğu sınırları içinde kalan bugünün İngiltere'sinde eski pagan inanca sahip olanlar Aziz Nikolas'a sarılmışlar. Onu, geleneksel tanrılardan birine benzetmişler. Sonra bu "sentez"e başka eklemeler de olmuş. Almanlar biraz kendi eski "Odun" tanrılarının özelliklerini alıp çam ağaçlarını kutlamalara eklemişler. Adamcağızın Noel gecesi geyiklere çektirdiği hediye dolusu kızağı da yanılmıyorsam İskandinavlara borçluyuz. Bu figürün çok ciddi bir pazarlama aracına dönüşmesi 1850'lerde Amerika'da başlamış. Bu yıl, Amerika'da satılan yapay Noel ağaçlarının yüzde 75'inin Çin'den geliyor olması herhalde küreselleşmenin ilginç bir göstergesidir.
Tabii, Latincede "doğuş" anlamına gelen "noel" kelimesi, son 20 yıldır laik bir yılbaşı sembolü olmuş ve sentez iyice yoğunlaşmış. Aziz Nikolas'ın esas memleketine ve komşu kentteki yeğenime dönersek o da kendi kafasına göre "Noel Baba"yı "Nail Baba"ya çevirmiş. Anlayacağınız Noel sentezleri devam ediyor.
Çağımızın Noel simgesi şapkalar
Bu yazıyı yazdığım sırada kendi geleneğime göre Noel kutlanıyor. Dün akşam ise "Christmas Eve" dediğimiz Noel arifesiydi. Harbiye'den Taksim'e yürüyordum. İtiraf edeyim ki ben San Antuan ve diğer kiliselerin ayinlerine koşan gayrimüslimler arasında değilim. Ama seyirci olmak hoşuma gitti ve az nostalji de yaşamadım bu kutsal günde. Bir ara Divan Oteli'nin altındaki Hai Sushi Japon restoranının yanından geçiyordum. Restorandaki tüm garson kızlar Noel Baba şapkaları takmışlardı. Çağımızda Noel'in simgesi bu şapkalardır herhalde. Ama "Vah vah, bu Noel nasıl ticarileşmiş" diye şikâyet beklemeyin. Kendi kendime Amerikalı bir yazarın lafını hatırlattım: "Her yıl dünya kadar para israf ediliyor ve sonuçta herkes istemediği hediyelere sahip oluyor ve tatil bittikten sonra da bu hediyelerle ilgilenmiyorlar." Noel'in fazla ticarileşmiş olmasını eleştiren yazar Harriet Beecher Stowe, bu kelimeleri 1850 yılında yazmıştı. Ben yeni bir şey keşfetmedim.
Yalnız bu Noel sabahı, biraz interneti karıştırdım. Noel çılgınlığının bugün ne boyutlara geldiğini düşünmekte fayda var:
ABD'de 150 milyar dolarlık Noel cirosu
- Sadece Amerika'da, Noel hediyelerinden 150 milyar dolarlık ciro elde ediliyor. Bir araştırmaya göre ortalama olarak her ABD vatandaşı, 14 kişi için toplam 36 hediye alıyor.
- Hediyeler arasında artık en yüksek talep elektronik cihazlara. Tüm dünyada Noel sayesinde, son bir hafta içerisinde, tahminen 30 milyar dolarlık elektronik cihaz satışı gerçekleştirildi.
- Sadece geçen cumartesi günü Amerika'da perakende Noel hediyesi satışları 8.72 milyar dolarmış. İktisatçıların tahminlerine göre bu satış geçen seneye kıyasla yüzde 4.3'lük artış anlamına geliyor.
- ABD'de internet üzerinden hediye satışlarının sezon toplamı geçen hafta 21.68 milyar dolara ulaşmıştı. Bu da geçen yıla göre yüzde 26'lık artış olduğu anlamına geliyor.
- Noel tebrik kartları ise ayrı bir sektör. Bu yıl, bir danışmanın araştırmasına göre kart satışları 25 milyar doları geçiyor. Geçen yıl ise tebrik kartları sadece 18 milyar dolar gelir sağlamış.
- Uluslararası boyutlar hakkında çok fazla bilgi bulamadım. Ama Çin'in "Yiwu" kentinde, tüm sanayi üretimi Noel'e yönelikmiş. Tüccarlar için her yıl hazırlanan "Noel süsleri" fuarında, 7 bin stand kuruluyor. Bu yıl, "Noel ekonomisi" diyebileceğimiz olay Yiwu'daki girişimcilere 1.5 milyar dolar getirecek.
- Hindistan için de çok sağlam rakamlar bulamadım. Yalnız Hintli iktisatçılar, sadece Noel süslerinin 10 milyar dolarlık bir dünya pazarı oluşturduğuna dikkat çekiyor ve üreticilere bu sektöre girmelerini tavsiye ediyor.
Ne diyeyim? Kafam karışık. Bu Noel gerçekten bir fenomen. Ama dünya ekonomisini kalkındırıyor. Belki bu gelişim Aziz Nikolas'ı sevindirir. Tabii ki bana gelen hediyeler de yok değil. Gazeteye gelenleri topladım bu sabah. Arkadaşımız Barçın Yinanç'ın güzel bir tavsiyesi oldu. Artık Referans gazetesi ve Turkish Daily News gazetesi ciddi bir stratejik ortaklık içerisinde. Çalışan yabancı sayısı çok arttı ve bu durumda Barçın kendi kutsal gününde çalışanları, "Noel kurbanlarımız" ilan etti. Baskı saatinden sonra Barçın onlar için bir çekiliş düzenleyecek. Peki, bir itiraf daha: New York'tan bir arkadaşımın yolladığı gümüş kol düğmelerini ayırdım ve çantama attım. O kadar da olsun.
Noel konusunda, sizlerle paylaşabileceğim yorum ve imkânlarım bu kadar. İyi Noel'ler dilerim ve sentezlerin "Nail Baba"yla birlikte yaşamasını
Alıntı
Tweet
Benzeyen Konular
Konu:
Yazar
Cevaplar:
Gösterim:
Son Mesaj
YAZIYA EK:3
Site Yönetimi
0
810
12/07/2008, 00:12
Son Mesaj
:
Site Yönetimi
YAZIYA EK:2
Site Yönetimi
0
888
12/07/2008, 00:11
Son Mesaj
:
Site Yönetimi
YAZIYA EK-1
Site Yönetimi
0
827
12/07/2008, 00:10
Son Mesaj
:
Site Yönetimi
Lütfen seçim yapın:
--------------------
Özel Mesajlar
Kullanıcı paneli
Kimler Çevrim içi
Arama
Ana Sayfa
GÜLCE EDEBİYAT AKIMI
-- GÜLCE ŞİİR TÜRLERİNE GÖRE ŞİİRLER
---- BULUŞMA
---- ÇAPRAZLAMA
---- TRİYOLEMSİ
---- ÜÇGÜL
---- ÜÇGEN
---- DÖNENCE
---- TOKMAK
---- AKROSTİK
---- SONE'M
---- GÜLCE
---- TEKİL
---- YİĞİTCE
---- YUNUSCA
---- BAHÇE
---- SERBEST ZİNCİR
---- ÖZGE
---- GÜLİSTAN
---- YEDİVEREN
---- TUĞRA
-- GÜLCE YAZAN ŞAİRLERİMİZİN GÜLCE ve DİĞER ŞİİRLER
---- (H)
------ Harun YİĞİT
------ Harun YİĞİT
------ Hasan ULUSOY
------ Hasan ULUSOY
------ Hatice ALTAŞ(Asi Çiçek)
------ Hatice ALTAŞ
------ Hacer KOZAN
------ Hatice KATRAN
------ Hatice KATRAN
------ Hikmet ÇİFTÇİ
------ Hülya EKMEKÇİ
------ Hülya EKMEKÇİ
---- (I-İ)
------ İbrahim COŞAR
------ İbrahim COŞAR
------ İbrahim İMER
------ İbrahim İMER
------ İbrahim ETEM EKİNCİ
------ İbrahim ETEM EKİNCİ
------ İhsan ERTEM
------ İhsan ERTEM
------ İsmail KARA(Karozan)
------ İsmail KARA(Karozan)
---- (K)
------ Köksal KIRLIOĞLU
---- (M)
------ Mahir BAŞPINAR
------ Mahir BAŞPINAR
------ Mehmet NACAR
------ Mehmet NACAR
------ Mehmet ALUÇ
------ Mehmet ALUÇ
------ Mehmet ALUÇ
------ Mehmet ÖZDEMİR
------ Mehmet ÖZDEMİR
------ Meltem ARAS
------ Meral ADAK
------ Meral ADAK
------ Melahat TEMUR
------ Mevlüde DEMİR
------ Mevlüde DEMİR
------ Miktad BAL
------ Miktad BAL
------ Mübeccel Zeynep ÜNALAN
------ Mübeccel Zeynep ÜNALAN
------ Muhammed İsa ÖZTÜRK
------ Muhammed İsa ÖZTÜRK
------ Mehmet Ziya DİNÇ
------ Mehmet Ziya DİNÇ
------ Mustafa CEYLAN
------ Mustafa CEYLAN
------ Mustafa CEYLAN
------ MUSTAFA CEYLAN(Editör)
-------- Mustafa CEYLAN
---------- Mustafa CEYLAN(On Punto Yazıları)(Makaleler)
---------- GÜNE BAKIŞ
---------- TAŞ YAĞMURU(Ceylan'ın kaleminden)
---------- Hakkında Yazılanlar
---------- DİĞER ŞİİRLERİ
---------- Hayatı
---------- Sanatı
---------- Hocaları
---------- Çocukluğu
---------- Gençliği
---------- Özlü Sözleri
---------- Önsöz Yazdığı Kitaplar
---------- Siyasete İlgisi
---------- Bestelenen Şiirleri
---------- Fotoğrafları
---------- Mühendisliği
---------- Düzenlediği Etkinlikler
---------- Konferansları
---------- Yer Aldığı Antolojiler
---------- Kitapları
---------- EZAN SUSMAZ Kitabı içindekiler
---------- "YANDI BU GÖNLÜM"-Hacı Bayram Veli Kitabı içindekiler
---------- TAHİR KUTSİ MAKAL Kitabı İçindekiler
---------- SEĞMEN RUHU Kitabı İçindekiler
---------- TOROSLARIN TÜRKÜSÜ Romanı
---------- Armağan-2(AHMET TUFAN ŞENTÜRK İÇİN NE DEDİLER?)Kitabı içindekiler
---------- Armağan-1(ANILAR KORİDORU İÇİNDE SARIVELİLER)Kitabı
---------- YARALI CEYLAN Şiir Kitabı İçindekiler
---------- PAŞA GÖNLÜM Şiir Kitabı İçindekiler
---------- Kırat Geliyor Kitabı İçindekiler
---------- Her Yönüyle YENİMAHALLE Kitabı
---------- Tarihi ve Folkloruyla Elmadağ Kitabı İçindekiler
---------- Köylerimiz Kitabı İçindekiler
---------- Köyümüz Yeşildere Kitabı İçindekiler
---------- Bayramlar Haftalar Günler Kitabı
---------- Ahmet Tufan Şentürk Kitabı
---------- Halil Soyuer Kitabı
---------- Detanlaşan Köylü İsa Kayacan Kitabı
---------- Abdullah Satoğlu Kitabı
---------- Güzide Taranoğlu Kitabı
---------- Gülendenin Beşiği Kitabı
---------- GÜLLÜK ANTOLOJİ (2006)Kitabı
---------- GÜLLÜK ANTOLOJİ(2007)Kitabı
---------- CEYLAN-Tahliller-MAKALELER-Görüşler
---------- Güllük Dergileri
---------- Kapodokya Güneşleri Kitabı
---------- Bir Yanardağ Fışkırması Kitabı
---- (P-R)
------ Rahime KAYA
------ Rahime KAYA
------ Refika DOĞAN
------ Refika DOĞAN
------ Ramazan EFE
------ Ramazan EFE
------ Rengin ALACAATLI
---- (S-Ş)
------ Sabiha SERİN
------ Sabiha SERİN
------ Serap HOCA(Serap ÖZALTUN)
------ Serap HOCA(Serap DEMİRTÜRK)
------ Süleyman KARACABEY
------ Süleyman KARACABEY
------ Serdar AKKOÇ
------ Serdar AKKOÇ
------ Sevgili ÖZBEK
------ Sevgili ÖZBEK
------ Şemsettin DERVİŞOĞLU
------ Şemsettin DERVİŞOĞLU
------ Şükran GÜNAY
------ Şükran GÜNAY
---- (T-U-Ü-V)
------ Turan UFUKTAN
------ Ümran TOKMAK
------ Ümran TOKMAK
---- (Y-Z)
------ Yusuf BOZAN
------ Yüksel ERENTÜRK
------ Yusuf BOZAN
------ Yüksel ERENTÜRK
------ Yusuf Ziya KARAHASANOĞLU
------ Zübeyde GÖKBULUT
------ Zübeyde GÖKBULUT
------ Yıldız TOKSÖZ
------ Yıldız TOKSÖZ
GÜLCE'YE DAİR
-- GÖRÜŞLER
---- Gülce Nedir?
---- Gülce ve Ozanlık
---- Gülce Manifestosu
---- 5 Hececiler ve Gülce
---- Garip Akımı ve Gülce
---- Fecr-i Ati ve Gülce
---- Hisarcılar ve Gülce
---- Neyzen Tevfik, Aşk
---- Mazmunlar
---- Gülce Ne Değildir?
---- Hece Vezni ve Gülce
---- Serbest Şiir ve Gülce
---- Aruz Vezni ve Gülce
---- Gülce ve Zolal
---- Gülce Tarihinden
---- GÜLCE-(Atölye)-Video Dersler
------ Gülce Etkinlikleri
------ Kurucular Beyanı
------ Gülce 2009
------ Doğru Yaz/Konuş
------ Gülce-2010 Projeleri
------ Gülce-2011 Projeleri
------ Üstad Necip Fazıl'dan
------ Gülce-Aruza Dair
------ Öneriler-Çalışmalar
------ GÜLLÜK DERGİSİ
------ Gülce'ye Öneriler
------ Röportajlar
------ Negatif Bakışlara
------ Aleyhimizdekiler
------ M.E.B' na
---- Gülce'de Mesajlar-Projeler
------ Gülce-Güldeste(1)
------ Destanlarımız
------ Dede Korkut
------ Öncü Kadınlarımız
------ Peygamberlerimiz
------ Nutuk(Gülce)
------ Nutuk(Z.Korkmaz)
------ Kutlu Hanımlar
------ Ozanlarımız
------ NasrettinHoca
------ Yedi Askı
GÜLCE TÜRK ŞİİR AKADEMİSİ
-- Şiir Akademisi
---- Şiir Akademisi
------ HALK EDEBİYATI
-------- DİVAN EDEBİYATI
-------- BATI EDEBİYATI
-------- YENİ TÜRK EDEBİYATI
---- Hece Vezni' ne Dair
---- Şiir Tahlilleri
---- Aruz Vezni' ne Dair
---- Hiciv Tarihinden
---- Ustalardan Şiirler
---- Ustalardan Makale
---- Aramızdan Ayrılanlar
------ Ustalardan Şiirler
-------- A. Tufan ŞENTÜRK
-------- DİLAVER CEBECİ ANISINA
---- Şiir Üstüne (Serbest)
---- Atışma Sayfamız
---- Denemeler-Makaleler
---- Şiirde Dönüşüm
---- Şiir ve Anlatım
-- Türk Edebiyatı Şiir Türleri
---- Şiir Türleri
---- İslâmiyet Öncesi
---- Servet-i Fünun
---- Garip Şiirler
---- Akımlar
---- Edebî Sanatlar
---- Söz Sanatları
---- Şair Padişahlar
---- Şiir Tarihimizden
---- Yıllara Göre Edebiyat
---- Mehmet Nacar
DÜNYA EDEBİYATI
-- Dünyadan Şiir Türleri
---- Burns Stanza
---- Choka
---- Go Vat
---- Catena Rondo
---- Onegin Stanza
---- Canzonetta
---- Bauk Than
---- Rhupunt-Galce
---- Septilla
---- Viator
---- Luc Bat
---- Tritena
---- Pantoum
---- Shakespeare Sonnet
---- Diamonte
---- Villanelle
---- Hutain
---- Hex Sonnata
---- Hexaduad
---- Haynaku
---- Harrisham Rhyme
---- Guzzande
---- Gratitude
---- Glosa
---- Garland Cinquain
---- Fornlorn Suicide
---- DÜNYA EDEBİYATI
---- Dünyadan Destanlar
---- Dünyadan Şiirler
KAYNAKÇA
-- Konularına Göre Şiirleriniz
---- Aşk Şiirleriniz
---- Atatürk Şiirleriniz
------ 23 Nisan Şiirleri
------ Atatürk'e Dair
---- Kahramanlık Şiirleriniz
---- Doğa Şiirleriniz
------ 2009 Yılı Sayılarımıza
---- Taşlama Şiirleriniz
---- Gurbet Şiirleriniz
---- Tasavvuf Şiirleriniz
---- Barış Şiirleriniz
---- Şehir Şiirleriniz
---- Anne Şiirleriniz
------ Babanıza Şiirler
---- Doğum Günü Şiirleriniz
---- Deprem Konulu Şiirler
---- Diğer Şiirleriniz
---- Köşe Yazarlarımız/Makaleler
------ Mustafa CEYLAN
------ Refika DOĞAN
------ Osman ÖCAL
------ Ahmet ÖZDEMİR
------ A. S. ATASAYAR
------ Prof.Dr.İsa KAYACAN
-------- Prof. Dr. İSA KAYACAN
------ Rahime KAYA
------ Harun YİĞİT
------ İlqar MÜEZZİNZADE
------ Sündüz BİGA
------ Nazmi Öner(Şiirler)
------ Nazmi ÖNER(Nesirler)
------ Coşkun KARABULUT
------ Prof.Dr.İsmail YAKIT
------ Prof.Dr.Asım YAPICI
------ Sabit İNCE
------ Muhsin DURUCAN
------ Abdulkadir GÜLER
------ Ünal Şöhret DİRLİK
------ Metanet YAZICI
------ A.Aşkım KARAGÖZ
------ Gazanfer ERYÜKSEL
------ Mehmet GÖZÜKARA
------ Necdet BULUZ
------ Yusuf Özcan
------ Afife Demirtaş
---- Mustafa Ceylan
---- Bizden
-- Video Yağmuru
---- Ozanlar-Şairler
---- Bizden Videolar
---- Rasim Köroğlu
-- Genel
---- SERBEST KÜRSÜ
---- Duyurular
---- Röportajlar
---- Günün Şiiri
---- Günün Nesiri
Edebiyat Biz Platformumuzda
-- Gülce Tv
-- Türk Argo Sözlüğü
-- Edebî Konular Forumu
Konuyu görüntüleyenler:
1 Misafir
Mustafa Ceylan |
Dost Sitelerimiz:
Türkçe Çeviri:
MyBB
Türkiye
Üretici:
MyBB
, © 2002-2024
MyBB Group
-Theme © 2014 iAndrew
Sitemizde yer alan eserlerin telif hakları şair-yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır. Kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir.(Haberleşme : ceylanmustafa_07@hotmail.com)
Doğrusal Görünüm
Konu Görünümü
Yazdırılabilir Sürüm
Konuya Abone Ol
Konuya Anket ekle
Konuyu Arkadaşına Gönder